25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6AĞUSTOS1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 'Asgari ücret vergi dışı kalsın' • Ekonomi Servisi - Istanbul Serbest Muhasebeciler Mah Müşavirler Odası (İSMMO) Başkanı Yahya Ankan. asgari ücrette yüzde yüzlük bir artışın memnuniyet venci olduğunu, fakat insanca yaşam için gerekli miktara ulaşmadığını belirterek. asgari ücretin vergi dışı bırakılması gerektiğini bildirdı. Yıl ortasında yapılan değışiklıklerin muhasebeleştirmesinin zorluğundan söz eden Ankan, yılbaşlannda yapılacak değişikliklerin uygulamayı kolaylaştıracağını belirtti. Refahyolzedelere af yolu • ANKARA (Cumhuriyct Bürosu) - Tanm ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar, yönetim kademelerine gelmemeleri için REFAHYOL döneminde kasıtlı olarak sıcilleri bozulan kamu görevlilerinin disiplin cezalarının affına ilişkin yasa taslağını Bakanlar Kurulu'na sundu. I992'den başlayarak REFAHYOL hükümetınin sonuna kadar olan dönemde. memurlann aldıkları bütün disiplin cezalannın afFını öngören taslak Bakanlar Kurulu'nda kabul edilirse hükümet tasansı olarak Meclis'e gelecek. İtıracat yüzde 17arttı • Ekonomi Servisi - Türkıye Ihracatçılar Meclisi (TİM), temmuz ayı ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artış göstererek, 1 mılyar 928 mılyon dolardan 2 mılyar 254.5 milyon dolara çıktığını bıldirdi. TlM Başkanı Okan Oğuz, temmuzda hazırgiyım ve konfeksıyon ihracatındaki aylık artışın yüzde 22 olarak gerçekleştiğini belirterek, demir ve demir dışı metallerin ihracatında yüzde 15, tekstil ve hammaddeteri îhracâtında da yüzde 36 oranında artış kaydedildiğini belirtti. Çîftçiye 12 tpilyon daha • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tanm ve Köy lşleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Toprak Mahsullen Ofisi'nin (TMO) ürün alımlan için, çiftçiye 12 trilyon lira daha ödeme yapıldığı bildirildı. TMO'nun ürün alımlan geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 500 arttınldı. Tanm Bakanı Taşar. dün yapılan 12 trilyonluk ödemeyle birlikte, görevine başladığından bu yana çiftçi ve üreticilere yapılan ödemenin 133 trilyon liraya ulaştığını açıkladı.Taşar, TMO'nun 1 Ağustos 1997 tarihi itibanyla 2 milyon 237 bin ton buğday. 1 milyon 450 bin ton arpa alımı gerçekleştirdiğini belirtti. Uludağ, Gümrük Müsteşarı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tuğrul Atatüre'nin görevinden alınmasıyla boşalan Gümrük Müsteşarlığı görevine Gümrükler Genel Müdürü Ramazan Uludağ, Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'na gümrük başmüfettışi Erdener Demırağ atandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Tuğrul Atatüre'nin Gümrük Müsteşarlığı'ndan, Kemal Akşar'ın da Teftiş Kurulu Başkan Vekilliği'nden alınmasına ve yerlerine atama yapılmasına ilişkin kararnameyi onayladı. TüPkiye'nin pamuğu GAP'tan • ŞANLIURFA (AA) - Ege ve Çukurova'da bu yıl pamukta beklenen üretimin gerçekleşememesi ihtimaline karşın, GAP'ta rekoltede geçen yıla göre yüzde 50 artış bekleniyor. Şanlıurfa Valisi Şahabettin Harput, Fırat'ın sulan ve yeraltı kaynaklanyla GAP'ta bu yıl lOÖbin hektar alana pamuk ekildiğinı belirterek, rekoltenın de 450 bin ton olarak beklendığıni söyledi. Piyasada süt fiyatlannı düzenleyici mekanizmanın olmaması üreticinin zaranna yol açıyor Sütte fiyat kavgası bitmedi• Sanayici, çiğ sütün litresini piyasadan 45-50 bin lira arasında topladığmı iddia ederken üretici, çiğ sütün litresini 40 bin liradan sattığını ileri sürüyor. HÜLYA GENÇ ticiler Bırliği Başkanı İsmail Anıl. üreti- ^ cınin ancak bır litre sütten elde ettiği ge- Çiğ süt fiyatlan üretici ile sanayiciyı Iirle2.5kıloyemalabilırdurumageldiğin- karşı karşıya getiriyor. Sanayici, çiğ sütün de zarar etmeyeceğini hatırlatarak "Biz litresini piyasadan 45-50 bin lira arasında üreticiler bu kadannı da beklemiyoruz. topladığını iddia ederken üretici, çiğ sü- tün litresini 40 bin liradan sattığını ileri sü- rüyor. Sanayicilerin. yapacaklara zamma kılıf hazırlamak amacıyla piyasadan top- ladıklan çiğ sütün fiyatını yüksekmiş gi- bi gösterdikleri öne sürülürken yemin fi- yatının 36 bin lira civannda seyrettiği bir dönemde sütün 40 bin liraya yükselmesi- nin üreticinin zarar etmesini engelleye- meyeceğine işaret ediliyor. Sanayici ve üreticinin hemfikir oldugıı tek nokta ise pi- yasada fıyatlann dengelenmesinı sağla- yacak bir düzenlemesine mekanizmasına ihtıyaç duyulduğu gerçeği. 1 kilo sütle ancak 1 kılonun biraz üze- rinde yem alındığını belirten Bursa Üre- 1 litre süt ile 1.5 kilo yem alabilir duru- ma gelinmesini bile makul karşılavaca- ğız" dedi. Sanayicinin çiğ süt fiyatlannı bilinçli olarak artmış gibi gösterdiğine işa- ret eden Anıl. "Böylece piyasava sürmüş oldukları ürünlere zam yaptıklarında tepki toplamamış olacaklar" dıye ko- nuştu. Anıl, "Üreticinin özverisi sanayi- ciye yarnor. Bizden 40 bin liraya topla- nan çiğ süt, yoğurt haline geldiğinde 250 bin liradan satılıyor" dedi. Üreticilerin aylar önce 35 bin liradan satılan sütün fiyatını 33 bin liraya çektik- lerini hatırlatan Anıl, bu durumun yetişti- ricinin üretimini daraltmasına neden oldu- ğunu ifade ederek "Pivasada fhatları üretici lebine düzenleyen bir mekaniz- ma olmaması fırsatını sanayici her fır- satta değerlendiriyor" dedi. Sanayicilerin şu dönemde had safhada hammadde sıkıntısı yaşadığını dile getiren Pınar Süt Genel Müdürü Baydu Vezneda- roğlu. fiyatlann bu nedenje üretici lehin- degelıştiğini belirterek "Üretici artıkfi- yatlann anlık yükselmesinden memnun olmuyor. Üretici ve köylünün istikrarlı bir döneme ihtiyacı var. 6 ay sonra ne- ler olabileceğini görmesi gerekiyor" de- di. Veznedaroğlu, fiyatlan denetleyecek bir mekanızma olmazsa hayvan yetiştin- cısinın üretimden kopacağını bildirdi. Teşvik yüzde 7'ye geriledi Veznadoroğlu. ıkı yıl önce 3 bin lıralık teşvık verildiğınde sütün lıtresınin 12 bin lira olduğunu hatırlatarak "Teşvık oranı o dönemde yüzde 25'ti. Şu anda fiyat 45 bin liraya dayandı. Teşvik oranı yüzde 7'ye kadar geriledi" dedi. Süt üretiminde arz-talep dengesizliği- nin fiyatlarda istikrarsızlığa neden oldu- ğunu dile getiren Sütaş AŞ Genel Müdü- rü Muharrem Yılmaz, üretim stratejisi olmadığı için hayvancılık sektörünün gün geçtikçe daraldığını kaydetti. Enflasyo- nun yüzde 100'lere tırmandığı bir ülkede süt fiyatlannın üretim fazlalığı. talep az- lığı nedeniyle düşmek zonında kaldığını hatırlatan Yılmaz. süt fiyatlannı dengele- yecek bir mekanizmaya ihtiyaç duyuldu- ğunu kabul ederek "Süt fiyatlarındaki istikran sanayiciler sağlayamaz" dedi. Mis Süt Genel Müdürü Hilmi Güve- nal, sanayicilerin çiğ süt bulabilmek için adeta yanştığına dikkat çekerek süt üreti- minin bollaşmasıyla birlikte fiyatlann yi- ne düşeceğini vurguladı. Güvenal. üreti- cinin bu dalgalanmalara karşı korunması gerektiğini savundu. Üretimdeki daralmanın mevsimsel ne- denlere dayanmadığını ileri süren Tikveş- li Süt ve Süt Mamulleri Sanayı Genel Mü- dürü Doğan Vardarlı. sorunun, emeğinın karşılığını alamayan, sürekli zarar eden hayvan yetiştiricisinin üretimden uzaklaş- masından kaynaklandığını dile getırdi. Yeni belirlenen asgari ücrette ilk ay kaybı 1 milyon lirayı geçti Enflasyon silip süpürdü ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Brüt 35 milyon 437 bin 500 lira olarak belirlenen asgari ücret, yürürlüğe girdiği ilk ayda, geçen ayın enflasyonu karşısın- da 1 milyon 63 bin lira kayba uğ- radı. Asgari Ücret Tespit Komis- yonu'nun, DlE'nin günlük 379 bin 609 liradan hesapladığı besi- niçi kalıbı esas alınarak bulunan 31 milyon 286 bin 456 liraya, yüzde 2.9'luk temmuz ayı enflas- yon tahmini ve yüzde 10.07'ye ulaşan oranda refah payı ekledi- ği ortaya çıktı. Komisyonun, tahmini enflas- yon hesabını, geleneksel olarak son ıkı ya da üç yılın enflasyon ortalamasını bularak yaptığı be- lirtildi. Ancak bulunan ortalama değerinin bu yıl yaşanan temmuz ayı enflasyonun çok altında kal- ması nedeniyle asgari ücrette, yü- rürlüğe girdiği ilk ayda 1 milyon 63 bin 739 lira erime gerçekleş- ti. Tahmini temmuz ayı enflasyo- nunun yüzde 2.9'luk karşılığı ola- rak, DlE'nin 31 milyon 286 bin 456 liralık asgari ücret hesabına 907 bin 307 lira ekleme yapıldı. Yüzde 6.3 düzeyinde gerçekleşen temmuz ayı enflasyonu asgari üc- reteyansıtılsaydı 1 milyon 971 bin 46 lira ekleme yapılacaktı. Asgari Ücret Tespit Komisyo- nu'nun geçen yılki çalışmalann- da ise. son iki yılın temmuz ayı enflasyon artışının ortalama 3.05 olarak alınmasına karşın 1996 yılı temmuz ayı enflasyonu yüz- de 2.1 düzeyinde gerçekleşmiş- ti. Türkbank da incelenecek Eze'ninbatık kredileri araştırılıyor A.NKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Danış- tay'ın yürütmeyi durdur- ma karanyla Merkez Bankası Mevduat Sigor- ta Fonu yönetiminden ye- niden Hazüıe denetimine geçen Türkbank'ın mali durumundaki bozulma ve batık kredileri yeni- den masaya yatınlacak. Hazine Müsteşarlığı Ban- kalar Yeminli Murakıpla- n tarafından yapılacak incelemede, öncelikle Eze Zeytincilik'in sahibi Erol Evcil'in, ana para- sı 53 milyon dolar olan batık kredisinin incele- meye alınacağı bildiril- di. Evcil'in Türkbank'la ilişkisinde, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'ın eşi Özer Uçuran Çil- ler'in de devrede oldu- ğu iddia edilmişti. Türkbank'a da 60 mil- yon dolara ulaşan mik- tarda kredi borcu bulun- duğu belirtilen Evcil'in, Özer Çiller'le batık kre- dilerkonusundaki ilişki- leri, kaçak mafya lideri Alaaddin Çakıcı tarafın- dan gündeme getirilmiş- ti.Evcil'in 60 milyon do- larlık kredi ana para bor- cu bulunduğu öğrenilen Türkbank'a, bu tartışma- lann hemen ardından Merkez Bankası Tasar- ruf Mevduatı Sigorta Fo- nu'nca el kondu. Danış- tay'ın Türkbank'ın fona devri konusunda yürüt- meyi durdurma karan al- ması üzenne, banka ye- niden Hazine yönetimi- ne geçti.Hazine'nin Türk- bank'ın batık kredilerini ve dunımunun kötüleş- mesine neden olan mali ışlemlennı yeniden de- netime aldığı öğrenıldi. Bu aşamada Türk- bank'ın Evcil'e verdiği ve geri ödenmeyen 53 milyon dolarlık kredi kc- nusunun yeniden masaya yatınlacağı bildirildi. Iş Bankası geçen haf- ta Evcil'in ödenmeyen 67 milyon dolara ulaşan kredi borçlanna karşılık Eze Zeytinleri Fabrika- sı'nın yönetimıni devral- mıştı. lş Bankası yakla- şık 7 ay önce alamadığı kredi borçlanna karşılık başlattığı operasyonda, kredi verilirken ipotek gösterilen fabrika için 6 yıllık "hasılat kirası söz- İeşmesi" yapmış ve iş- letmenin tüm yönetimı- ni çok düşük bir bedelle kiralamıştı. Yetkililer, Evcil'den alacaklı olan diğer bankalara gereken bilginin 4-5 ay önce veril- diğini ve uzlaşma sağ- landığını belirttiler. ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAH LSUM! Çiftçiler Güçbirligi YapıyorİZMİR - Hasat dönemine çok az bir zaman kaldığı halde, hâ- lâ pamuk alırri fiyatlannın açık- lanmamış olması milyonlarca üreticiyi hem tedirgin etti, hem de hareketlenmesine neden ol- du. Ege, Çukurova, Güneydo- ğu ve Antalya bolgesi ziraat oda- lan ve çiftçi birlikleri süratle ma- lıyet tespitine başladılar. Amaç, hükümete ortak bir öneri götü- rerekfiyattespitinde yardımcı ol- mak. Doğrusunu söylemek gere- kirse, pamuk üreticileri şimdilik hükümetin yeterli birfıyat vere- ceği inancında. Buğday alımla- nnda Toprak Mahsulleri Ofisi'nin hem peşin para ödemesi, hem de süratli alım yapması, tanm ke- siminin tümünü umutlandırdı. Taban fiyatın hâlâ açıklanma- masının yarattığı kuşkulara karşın geleceğe dönük tatlı he- saplar yapanlar da var! Bu nedenlerie Ziraat Odala- n ve çiftçi dernekleri arasında sı- kı bir görüşme trafiği sürüyor. Ni- tekim bugün Manisa'da Ziraat Odası'nın modem konferans salonunda pamuk ve çekirdek- siz kuru üzüm alım fiyatlarını tespit etmek üzere bir toplantı yapılacak. Toplantıya Türkiye Ziraat Odaları Birtiği Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, Ege Böl- gesi Ticaret Borsaları ve Oda- ları, Ziraat Bankası ve Tarişbank temsilcileri, Aydın, Muğla, De- nizli, Çanakkale, Balıkesir ile Manısa iline bağlı tüm ziraat odası başkanları katılacak. Ay- rıca Ege ve Celal Bayar Üniver- sıtesı öğretim üyeleri de davet edildiler. Toplantıda, her bölge- den getirilen maliyet hesapları tartışılacakveortaklaşa bir fiyat tespit edilerek Başbakan'a ile- tilecek. Ziraat Odaları ve Ege Çiftçi- ler Derneği yöneticileri ayrıca pamukta bugüne kadar süre- gelen ithalat, ihracat ve iç piya- sa uygulamalarındakı yanlışlık- ları bır rapor halinde düzenleye- rek aksaklıkların giderilmesini isteyecekler. Pamuk üreticileri şimdilik hükümetin yeterli bir fiyat vereceği inancında. Fiyat konusunda Manisa Zi- raat Odası tarafından hazırla- nan raporlar çok ılginç. Ege böl- gesinde yetişen ürünlerle ilgili her yıl gerçekçi raporlar hazır- layan ve ciddi tespitler yapan Manisa Ziraat Odası'nın başka- nı Nuri Sorman'a göre Ege bol- gesi pamuğunun maliyeti 165 bin 595 lira. Yüzde 30 kâr payı ile birlikte hükümetten ıstenecek alım fiyatı ise 205 bin 659 lira. Çekirdeksız kuru üzümün ma- liyeti de 125 bin 849 lira olarak tespit edilmiş. Bu duruma göre çekirdeksız kuru üzüme de yüz- de 30 kâr payı dikkate alınarak kilo başına 157 bin 450 lira ıs- tenmesi önerilıyor. Bugun yapı- lacak toplantıya sunulacak ra- porda en önemli önerilerden bı- ri pamukta ve üzümde prım sis- temı uygulaması. Manisa Zira- at Odası Başkanı Nurı Sorman, prım sıstemı uygulamasını ilk ortaya atan ve yıllarca savunan Ziraat Odası Başkanı. Raporda, bu yıl pamukta ve üzümde prım sisteminin uygu- lanması ısrarla isteniyor. Nurı Sorman, bugün başlayaçak olan toplantıda "prim sistemi" uygu- lamasının ortak bir görüş hali- ne getirilmesi ve birlikte savu- nulması için ağıriık koyacak. Eğer toplantıda prim sıstemi- nın önerilmesi kabul edilirse Türk tarımı ve ekonomısi için çok önemli bır adım atılmış olacak. Zira Batılı ülkelerde başarı ile uygulanan prim sistemi, içinde bulunduğumuz koşullarda Türk tarımı ıçın tam bıçilmış kaftan. Zira Türkiye'nin en büyük sı- kıntısı vergi kaçağı. Uzmanların verdiği bilgiye göre ulkemızde kayıt dışı ekonomınin boyutları 8 katrityon liraya dayanıyor. Hat- ta bazı iddialara göre kayıt dışı ekonomi 10 kathlyon liranın bi- le üstünde. Bu rakamlara gü- veneceksek ulkemızde her yıl 3 katrılyon lira vergi kaybı olduğu- nu kabul etmek zorundayız. Bu yılkı bütçe açığımızın bır katrıl- yon lira olduğu düşünülürse, 3 katrilyon liranın Türk ekonomi- sine nasıl sağlıklı bir katkıda bu- lunacağı ortaya çıkar. Çiftçi için önemli fırsat Manisa'da alınacak kararlar 1997 yılı ürünü pamuğumuzun ve milyonlarca üreticimizin ka- derini tayin edecek. Eğer karar- lar ortaklaşa alınır ve gene or- taklaşa savunulursa, Mesut Yıl- maz hükümeti, Tansu Çiller ve Necmettin Erbakan hükümet- leri gıbı karşı çıkamaz. Koalis- yon hükümeti olduğu için sa- dece ANAP'lı bakanların görü- şü ile karar almak mümkün de- ğil. Bakanlar Kurulu'nda DSP ve DTP de var. Hele hükümete dışarıdan destek veren CHP'nin etkınlıği çok daha fazla. CHP ve Deniz Baykal yıllardan beri tanm ürünlerınde prim sistemi uygulamasına geçilmesini öne- rıyor. Denız Baykal'ın bu konu- da Meclıs'te ve meydanlarda yaptığı konuşmalar var. Prim sıstemı için bir öneri gelırse CHP'nin de hükümete baskı ya- pacağından kımsenin şüphesi olmamalıdır. Mesut Yılmaz hükümetınin kuruluş biçimi ve amacı çiftçi için tam birfırsattır. Üstelik prim sistemine geçilmeden pamuğa 200 bin lira fiyat vermek de ger- çekçi olamaz. Zira dünya piya- saları ile çelişkili bır durum or- taya çıkabilir. İç piyasalanmızı sı- kıntıya sokabilir. Tekstil sanayi- miz de belki zarar görebilir. 200 bin liranın altında verilecek bir fiyat da kesinlikle pamuk üreti- cisini bir kez daha perişan eder. Halbuki prim sistemi daha ön- ceki yazılanmda da belırttiğim gi- bi hem tekstil sanayiini, hem üreticiyi rahatlatır. Üstelik dev- lete de büyük kazanç sağlar. Bundan daha iyisi ne olabilir? Örneğin hükümet iç ve dış pi- yasalara uygun bir fiyat ile bir- likte, 200 bin liraya tamamlaya- cak prim ilan edebilir. Tüccar ve sanayici iç ve dış pıyasalara uy- gun bir fiyatla alımlannı sürdü- rürken, devlet de kilo başına ilan ettiği farkı ödemeye başlar. Üretici primi alabilmek için tüccar ve sanayiciden belge ıs- teyeceği için çırçırcıdan iplikçi- ye, dokumacıya, konfeksiyon- cuya, toptancıya ve peraken- deciye kadar bütün piyasa kay- da gırecektir. Bu yıl da geçmiş yıllardaki uygulamalar devam ederse, pamukta ve pamuklu sanayiinde vergi kaybımızın 250 ile 300 trilyon liraya ulaşacağı tahmin ediliyor. Eğer prim sis- temi başlatılırsa bir katrilyon li- raya yakın alım-satım ışlemleri kayda gırecek ve devlet de en azından 250 ile 300 trilyon lira vergi tahsil edecektır. Pamuk üreticısıne ödenecek miktar 70 ile 80 trilyon lirayı geçmeyece- ği için devlete de 200 trilyon li- ra civannda vergi gelecektir. Böylece şımdiye kadar sade- ce sanayici ve tüccarın kazan- dığı paralar, üretici. sanayici ve devlet arasında pay edilmiş olacaktır. Türk ekonomisi de rahat bır nefes alacaktır!.. • \ BENCE İZZETTİN ONDER Yeni Para Programı Merkez Bankası ile Hazine. aralarında, yedi mad- deden oluşan bir protokol imzaladı ve bu protoko- lün öngördüğü para programını hazırlayıp 1998 ba- şında uygulamaya koymayı taahhüt etti. Bu progra- mın özünde, Hazine ile Merkez Bankası'nın koordi- neli çalışması saklı bulunmaktadır. Hazine, Merkez Bankası ile olan parasal ilişkisini, bankanın progra- mı ile uyumlu olarak ve onu bozmayacak biçimde yü- rütecek, Merkez Bankası da kamu kuruluşlarına ve- receği krediden Hazine'yi haberdar edecek ve bu kre- dilerin de para porgramını bozmamasına özen gös- terecektir. Benzeri bir para programı, hatırlanacağı üzere, 1980'lerin sonlarında, 1990'ların başlannda da uy- gulandı. Aynı dönemlerde yoğunlaşan ve günümüz- de detartışılan, Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ko- nusu da hafızalarımızda canlılığını korumaktadır. Ne var ki ne Merkez Bankası bağımsız oldu, ne de pa- ra programı ekonomıyi arzulanan hedefe taşımada başarılı... Bunlar, işın doğası gereği, olamazdı da!.. Çünkü, sorunun özünde ne Hazine'nin Merkez Ban- kası ile uyumsuzluğu ne de Merkez Bankası'nın ba- ğımlılığı yatmaktadır. Hazine'yi uyumsuz görüntüye sürükleyen de Merkez Bankası'nı bağımlı kılan da hep derindeki depremdir: Ekonominin önü alınamaz ve giderek büyüyen açıkları!. (Kamu açıkları değil!) Burada amacım Hazine ve Merkez Bankası'nı ve bu kurumların değerli yöneticilerini suçlamak değil. Bu değerli bürokratlar prens olmadıklan gibi, böyle bir suçlamaya da müstahak değildir. Nitekim, yapı- lan bu protokol fevkalade olumlu ve yarariıdır. Bu olum- lu adımın dış ve ıç piyasalardaki olumlu sonuçları da hissedilmeye başlanmıştır. Ne var ki sorun bu kurumlann karar ve hareket alan- lan dışındadır. Bu kurumlann yapabileceğı tek şey, kendi karar alanları dışında oluşan olumsuzlukların, kötü bir finansal yönetim altında oluşturabileceği dramatik sonuçları, basiretli bir finansal yönetim ile asgari zarar verecek düzeye çekmektir. Gerçekten, basiretli bir yönetim ile hem finans parazitlerine fır- satçılık olanağı açılmamış, hem de bütçe yükünün aşın boyutlara ulaşması önlenmiş olabilir. Kuşkusuz, yetkililer de farkındadır kı bu program kalp krizine yapılan ilk müdahale türündedir. Zaten protokolün bir maddesinde, "Hazine ve Merkez Ban- kası, enflasyonun ilk aşamada durduaılması ve da- ha sonra düşürûlmesi için hazırtayacaklan ek parasal ve finansal önlemleri, ilgili kamu kurvmlan ile tartışıp hükümete sunacaktır" hükmü yer almaktadır. Bu kısa dönemli protokol, uzun döneme yansıtıl- dığında, maalesef, belirsizliğe ve etkınliğini yitirme- ye aday görünmektedir. Arzulanmayan böyle bir yar- gıya benı iten ikı önemli neden bulunmaktadır. Bir de- fa, Merkez Bankası'nın, Hazine'nin de katılımı ile ha- zıriayacağı öngörülen para programının içeriğinin he- nüz bilinmemesi, kuşkusuz, programı değerteme açı- sından bir belirsizlik yaratmaktadır. Söz konusu ileriye yönelik programın da "mevcut koşullar" altında en iyı biçimde ortaya çıkacağını um- makla beraber, bu "mevcutkoşullar''ın hepimızin içi- nı karartacak nıtelikte olduğu da bır gerçektir. Uzun dönemli program, ışin niteliği gereği, sadece para- sal ve finansal alanları kapsamakla yetinmemeli, tüm ekonominin yeniden yapılanmasını hedeflemelidir. • • • Tartışmalann ekonomi boyutu ile gerı kalan bölü- münü gelecek haftaya aktararak, bu yazıyı, bugün- lerin hararetli tartışma konusu olan eğitim alanından bır örnekle bağlamak istiyorum. Bir zamanlar bir va- li, "Kazı bağırtmadan yolmalı!" diye bir söz sarfetti- ğinde yer yerinden oynamış idi. Ben inanıyorum ki vali bu sözü bir gece öncesinden hazırlamış, hatta maliyecilerden de övgü alacağını düşünmüştür. Çün- kü, o çırkin söz o valiye değil, ünlü bir Fransız siya- setçisine ait olup, maliye ders kitaplarına geçmıştir. Bizim hocalanmız da (üniversite hocaları) bu sözün arkasındaki ideolojiyi ırdelemeden, etkili biryöntem olan şaka görüntüsü altında genç dimağlara zerk et- mektedir. Niçin biz sadece imam-hatip liselerinin pe- şindeyiz ki! Bugünkü vakıf, hatta devlet üniversite- leri daha farklı şey mi yapıyor! Tüm bu "okul"\ar hür düşünce yapısına sahip, eleştirel beyinler mi, yoksa "çemberlitaş"\ar mı yetiştiriyor? • • • Bugünkü sistemin rahatlama kanallannı ancak hür düşünceye sahıp özgür bireyler açabilir. Umuyoruz ki bürokratlarımız da hazırlayacakları programda eko- nomik güç odaklarını, finans parazitlerini ve onların sıyasal bekçi ve temsilcilerini aşabilir! TOBB'den vergi reformu önerisiANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birli- ği (TOBB), hükümetin vergi reformu hazırlıklan- na koşut olarak vergi re- form paketi önerisi hazır- lamak üzere çalışmalannı başlattı. Akademisyenler. bürokratlar ve eski üst dü- zey bürokratlardan oluş- tufulan Vergi Özel İhtisas Komisyonu (VÖÎX). Türk- lş, DİSK. TESK ve TlSK'in de katkılannın sağlanmasından sonra ha- zırladığı önen paketini Ekonomik ve Sosyal Kon- sey'de (ESK) ele alınmak üzere hükümete sunacak. TOBB Başkanı Fuat Mi- ras, mevcut vergi düze- nınden de\letın de, işa- damlannın da. çalışanlann da memnun olmadığrnı be- lirterek vergi tabanının ge- nişletilmesi ve vergi oran- lannın düşürûlmesi gerek- tiğini söyledi. Miras, yük- sek vergi oranlannın yatı- nmların azalmasına yol açtığını vurguladı. VÖtK Başkanı Prof. Dr. Halil Nadaroğlu da bü- tün vergi yasalannı ve mevzuatını gözden geçir- diklerini kaydetti. VÖtK üyesi Doç. Dr. Şükrü Kı- zılok ise asgari ücretin ver- gi dışı bırakılması için ya- sa değişiklıği gerekrnedi- ğini kaydederek bu konu- da Bakanlar Kurulu'nun yetkili olduğunu söyledi. Kızılok. beyanname veren 3 milyon vergi mükelle- finden 1 milyonunun gö- türü statüsünde olduğunu anımsatarak götürü statü- sündeki mükelleflerin öde- diği verginin gelir ve ku- rumlar vergisi toplam ha- sılatının yüzde 1 'inden bile az olduğuna dikkat çekti. Hükümetten TekePi özelleştirnıe atağı ANKARA (AA) - Hükümet, özelleştirme çalışma- lannın hızlandınlması çerçevesinde, Tekel'in özelleş- tirilmesi için de harekete geçiyor. Tekel Genel Mü- dürü Mehmet Akbay. özelleştirmeye dönük ön hazır- lıklan tamamladıklannı bildirdi. Akbav. Tekel'in özel- leştirilmesı konusunda önlerinde ıki vol bulunduğu- nu ifade ederek ''Birincisi, özelleştirme yasası ile Tekel'in toptan özelleştirilmesi voluna gidilmesi. Diğeri ise yerli ve >abancı, gerçek va da tüzelkişi- lerle ortaklıklar kurulmak suretiyle daha tedrici surette Tekel'in özelleştirilmesi" dedi. Tekel'in Türk sigara pazannın yüzde 70'ını elinde bulundurduğunu anımsatan Akbay, '"Özelleştirmey- le sigara ve içki alanında faaliyet gösteren dev fir- malann bu işe soyunmasını bekliyoruz. Ortaklık yön- temi benimsenirse herkes bizimle ortak olmak is- ter. Yabancılar için cazip bir işletmeyiz" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle