Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordinatörü Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıişlerı Müdürlen:
Ibrahim\'ıldız(Sorumlu), DinçTayanç
# Haber Merkezi Müdürü- Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberlcr Şinasi Danışoğlu • Istıhbarat:
Cengiz Vıldınm 0 Kültür Handan Şenköken
9 Spor: Abdülkadir Yücelman • Makaleler
Sami Karaören 9 Düzeltme Abdullah Yaocı
• Foıograf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edib* Buğra • Yun Habcrlcn Mehmet Faraç
Yaym Kurulu. btuo Setçuk (Başkan),
Orhan Erinç, Oktay Kartböke,
Hikmet Çetinkaya, Şüknuı Soner,
ErgunBalcı,Din(T«yanç, İbrahim
Yıldız, Orhan Bursall, Mustafa
Balbay, Hakan Kara.
AnkaıaTemsılcısı Mustafa Balbay 9 Haber Müdüıû: Doğan
Akın Atalüık Bulvan No. 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara
Tel: 4195020 (7 hal), Faks 4195027 9 Izmır Temsılcısı.
SerdarKızık.H.ZıyaBlv. 1352 S. 23 Tel: 4411220, Faks:
4419117 •AdanaTemsücısı:ÇetinYiğenoğlu, lnönüCd.
119S No:l Katl, Tel-363 12 11, Faks 363 12 15
Müessese Müdürü: Üstün Akmen
•Kooninatör Ahmet Korulsan 9
Muhasebe Büknt Yener 9_Idare
Hüseyin Gürer • tşletme Önder
Çelik 9 Bılgı-lşlem Nail Inal •
BılgjsayarSistera: Mürûvet Çiler
MEDYA C: • Yönetım Kuıulu
Başkanı - Genel Müdür Gülbin
Erduran # Koordınatör Reha
lşıünan # Genel Müdür Yardomcısı.
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-513 8460-61,Faks 5138463
Ya>ımla>aıı \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basuı ve Yayıncıhk A.Ş
Turkoca». Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 lst PK 246 tstanbul fel (0 212) 512 05 05 (20 hal) Faks (0 212)513 85 95
6AĞUSTOS1997 Imsak:4.15 Güneş: 5.58 Öğle: 13.17 Ikindi: 17.08 Akşam: 2023 Yatsı: 21.59
Mîr'de yeni
arıza
• MOSKOYA (AA) - Mir
Uzay tstasyonu'ndaki
tamir çalışmalannı takviye
etmek amacıyla dün yeni
bir araç fırlatılmasına
saatler kala. istasyonda
yeni bir anza meydana
geldi. İnterfaks'ın haberine
göre, kontrol merkezinin
açıklamasında, istasyonda
iki oksijen jeneratörünün
bozulduğu bildirildi.
Yetkililer istasyonda iki ay
yetecek kadar oksijen
kaynağının bulunduğunu
bildirdi. Öte yandan dün
TSİ 18.36'dafirlatılan
Soyuz TM-26 uzay aracı,
Mir ile yann, TSİ 20.00'de
kenetlenecek.
Gökkafes için
toplantı
• İstanbul Haber Servisi -
Beyoğlu Belediyesi dün
belediyenin mühürlediği
Gökkafes ile ilgili bir
toplantı yaptı. Belediye
Başkanı Nusret Bayraktar,
otelin inşaatının bugüne
kadar 6 kez
mühürlendiğini belirterek,
otelin 8 kata indirilmesi
gerektiğini söyledi. Yıkım
için çevik kuvvetten destek
beklediklerini kaydeden
Bayraktar, yıkım
konusunda kararlı
olduklannı vurguladı.
Dolmabahçe Turizm AŞ
ise belediye meclisinin
yaptığı toplantıya tepki
gösterdi. Şirketten yapılan
yazılı açıklamada
belediyenin yasa
hükümlenni ve yargı
kararlannı hice saydığı
belirtildi.
Şair Bulut
amlıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Şair Abdülkadir
Bulut, ölümünün 12.
yıldönümünde Anamur'da
anılıyor. Eğitim-Sen
Anamur temsilciliği, şairin
bu yıl ikincisi yapılacak
olan ve
gelenekselleştirilmesi
düşünülen şiir etkinliği ile
anılacağını bildirdi.
Bölgenin yazar ve
şairlerinin katılacağı annaa
etkinliği 8 ağustos cuma
günü gerçekleştirilecek.
Panda geni
kopyalandı
• PEKİN (AA) - Çinli
genetik mühendislerinin
dev panda genini
kopyalamayı başardığı
bildirildi. Ülkenin
güneybatısındaki Sichuan
bölgesinde bulunan
Çengdu Hayvanat
Bahçesi'ndeki bir
araştırmacı, Sichuan
Unıted Üniversıtesi'nin
Biyoloji bölümüyle
yapılan ışbirliği
sonucunda, pandalarda
sinir bozukluğuyla
bağlantılı olan bir genin
kopyalandığını söyledi.
Söz konusu genetik
kopyalama. soyu
tükenmekte olan türler
arasındaki hastalıklann
önlenmesine yardımcı
olabilecek bir adım olarak
görülüyor.
Emeklilere
MR hizmeti
• İstanbul Haber Servisi -
Emekli Sandığı İntermed
Tıp Merkezi ile yaptığı
anlaşma sonucu bundan
böyle Emekli Sandığı,
emeklilerine Manyetik
Rezonans Görüntüleme
(MR) hizmeti verecek.
Yeni yapılan anlaşma
,gereği Emekli Sandığı'na
bağlı emekliler, sevk
etmeye yetkili hastane ve
kurumlardan alacaklan
sevk kâğıtlan ile
lntermed'e başvurup
dünyanın en gelişmiş ve
hızlı MR'sinden ücretsiz
olarak yararlanabilecek.
Edremire
uçuşlar başlıyor
• Haber Merkezi - Türk
Hava Yollan (THY), cuma
gününden itibaren
Edremit'e tarifeli uçuşlara
başlıyor. THY'den yapılan
açıklamaya göre,
Edremit'e tarifeli uçuşlar
RJ70veRJ10ûtipi
uçaklarla, salı ve cuma
günlen yapılacak. TK. 254
uçuş numarasıyla
Istanbul'dan saat 14.10'da
kalkacakuçakl5.00'te
Edremit'e varacak. TK
255 uçuş numarası ile
15.50'de Edremit'ten
kalkarak saat 16.35'te de
tstanbul'a inecek.
Manisa'nın Akhisar üçesinde 20 bin dekarlık alan
'rüzgâr erozyonu
J
sonucu kumlann istilasına uğradı
Akhisar'dakj çölleşen alana, erozyonla ilgili çalışmalan nedeniyle Prof. Dr. Alaattin Taysun'un adı verikü: Taysun Çölü!
Ege'de erozyon çölüCELALYILMAZ
İZMİR - Ege'de en ye-
şil tanm alanlanna sahip
Gediz Havzası'nın ortasın-
da koskoca bir çöl var!..
"Taysun ÇöML."
Türkiye'nin en şiddetli
"rüzgârerozyonu"nun ya-
şandığı Manisa'nın Akhi-
sar ilçesi yakınlannda 20
bin dekarlık tanm alanı
kumlann istilasına uğraya-
rak çöl haline geldi. Eroz-
yonla ilgili bilimsel çalış-
malan nedeniyle Ege Üni-
versitesi (EÜ) Ziraat Fa-
kültesi Toprak Bölümü
Başkanı Prof. Dr. .Alaattin
Taysun'a atfen, kumulla-
nn kapladığı alana TEMA
tarafından "Taysun Çölü"
adı verildi. Prof. Dr. Tay-
sun, artarak süren "rüzgâr
erozyomı" nedeniyle yete-
rince beslenemeyen yeral-
tı ve yerüstü su kaynakla-
nnın da hızla tükendiğini
belirterek çöl haline gelen
alanın dünyanın en tehlike-
li arazilerinden biri olduğu-
nu vurguladı.
"Rüzgâr erozyonu"nu,
"toprakyokedicisT olarak
tanımlayan Prof. Taysun,
yüzyıllar boyunca birçok
uygarlığın bu nedenle kay-
boldugunu kaydederek Ak-
hisar'daki olaya ilişkin şun-
lan söyledi: "Rüzgâreroz-
yonu tarih boyunca insan-
kğı tehdit etmiş, birçok uy-
garbğın kaybolmasına ve
büyükgöçlere neden olmuş
önemli bir aşınırn olayıdır.
Oluşum koşullan yönün-
den kıyı kumullan hariç
tutulursa, genetlikle rüzgâr
erozyonu az yağış alan yö-
retendeyan kurakve kurak
iküm koşullarmda yaygın-
dır. Türkiye'deçöDeşmesü-
recinin hcdanması. rüzgâr
erozyonu alanlaruu heryıl
genişletmektedir. Gediz
Havzası'nda yer alan Ak-
hisar'm Beyoba, Sazobave
Kumku\ ucak kövleri civa-
nndaki 20 bin dekarlık ta-
nm alanı. Türkiye'de ya-
şanan en şiddetli rüzgâr
erozyonu sonucundaçöl ha-
line getaniştir. Üzüm bağ-
lan ve pamuk tarlalan
giderek artan erozyonla bir-
likte kahnhğıyer yer 5 met-
reyi bulan kum tabakasıy-
la kaplanmaktadu"."
Konya tehlikede
Türkiye'de "rüzgâreroz-
yonu" tehlikesiyle karşı
karşıya bulunan arazilerin
850 bin hektar büyüklü-
ğünde olduğunu ve yüzde
69'unun da Konya yöre-
sinde bulunduğunu anım-
satan Prof. Taysun, Akhi-
sar'daki çölleşmenin, top-
rak özellikleri, iküm ko-
şullan, yanlış tanmsal iş-
lem ve mera tahripleri ne-
deniyle oluştuğunu söyle-
di. Taysun, konuya ilişkin
görüşlerini şöyleözetledi:
-Konya-Karapınar'da-
ki rüzgâr erozyonu, başa-
rüı bir ıslah çauşmasıyla
durdurulmuştur. Akhi-
sar'daki erozyon Konya-
Karapınar'dayaşanandan
daha şidderJklir. Bu yörede
yürütülencahşmalarda ara-
zjnin eski nehir yatağında
yer alması ve hâkim bün-
yenin kumlu olması nede-
niyle rüzgârerozyonuna en
fazla hassasözeDikgösteren
bir durum yaratmaktadır.
120 noktadan alınan 360
adet örnekk ve \örede açı-
lan 12 toprak profilinden
alınan parçalarda yapılan
incelemelerde. bölgenin,
'meteorolojik koşullar ne
olursa olsun rüzgârerozyo-
nu meydana gelir'yapıda
olduğu anlaşılmıştır."
Yöredeki "rüzgâr eroz-
yonu"nun nedenlerinin Ak-
hisar'ın meteorolojik veri-
lerine göre değerlendiril-
diğini de belirten Prof. Tay-
sun, iklim faktörünün tem-
muz ve ağustos aylannda
erozyonu doruk noktasına
çıkardığını belirledikleri-
ni söyledi. "Taysun Çö-
lü"ndeki kumul tabakası-
nın 2-5 metre kalınlıkta ol-
duğunu ve bu özelliğiyle
de hızlı hareket ettiğini be-
lirten Prof. Dr. Alaattin
Taysun, alınması gereken
önlemler konusunda şöyle
konuştu: "Rüzgâruı aşın-
<brmayönü boyunca mera-
lann ve dere yatağın yüze-
yindeki bitki örrüsünün
kum ahmıve benzeri amaç-
larla tahribi önlenmdidir.
Kumul hareketlerinin mey-
dana geldiği arazilerin ku-
zey ve kuzeybansında yer
alan tanm aianlannda top-
rak yüzeyinin düz değü, pü-
rüztü kabcakbiciındeişİen-
mesi gerekmektedir. Arazi-
lerde' rüzgâr şenrvari ekim
sistemı' uygulanmab ve uy-
gun rotasyon kullanılmab-
dır. Kumul hareketierinin
olduğu yerlerde acilen ku-
mul stabilizasyonu önjem-
leri alınarak hareket our-
durulmalıdır.'"
Ortalama insan ömrü 100 yıla ulaşacak
Uzun yaşatnanın sırrı
insan bedeninde gizli
Çeviri Servisi - Ortalama insan ömrünün
sürekli arttığını tespit eden bilim adamlan,
uzun yaşamanın ve acı çekmeden ölmenin
yollannı araştınyor. Son yapılan araştırma-
lar, gelecek yüzyılda ortalama insan ömrü-
nün 100 yıl olacağını gösteriyor. Haftahk
Nevvsvveekdergısinin son sayısında "100ya-
şına kadar nasıl yaşamr?" başlıklı yazıda,
uzun yaşamın gizleri ele alınıyor.
ABD'de, merkezi Washington'da bulunan
Yaşlanmayi Önleme Derneği araştırmacıla-
nndan Dan Perry. bugün 50 yaşında olan-
lann 100 yaşına kadar yaşamaya can attık-
lannı, ancak aynı anda elden ayaktan düş-
me korkusunu da üzerlerinden atamadıkla-
nnı belirtiyor. Perry*ye göre kronik hasta-
hklaryaşlanmanın değil, yaşam tarzının bir
sonucu. Dolayısıyla doğru yaşamasını bilen-
ler için yaşlanmak bir talihsizlik değil, bir
firsat. Perry, "Bence uzun yaşamın sım in-
san vücudunda saklı. Fıziksel ve zihinsel ye-
teneklerinin bilincinde olan herkes yaşamı-
nı uzatabilir" diye konuşuyor.
ABD'de yüzyılın başında 47 olan ortala-
ma insan ömrü bugün 76 yıl. Nüfus Sayım
Bürosu, 1946 ile 1964 yıllan arasında do-
ğan her 26 kişiden birinin 100 yaşına kadar
yaşayacağını tahmin ediyor.
Yüz yıl önce ancak 500 kişiden birinin bu
kadar uzun yaşayabildiği dünyamızda, yaş-
lılann yaşam kalitesinin de eskisi kadar kö-
Dürryanınen
uzun ömüıiü
insaru, Fransız
Jeanne Calment
oldu. Önceki gün
ölen Jeanne
Calment, tam
122 yıl 164 gün
yaşadı.
Yıllara göre ortalama ömür
1900 20 40 60 80 2000* 20 40
O Tahmku. Kaynak: ABD Nüfus Sayımı BOrosu
tü olmadığını belirten demografi uzmanı
Lynn Adler, yüksek tansiyon, damar sertli-
ği ve bunama gibi yaşlanma belirtilerinin ar-
tık daha geç bir yaşta ortaya çıktığını kay-
dediyor..
Bu göstergelerin ışığında bilim, yaşlanma
olgusunda köklü degişikliklere yol açıyor. Es-
kiden yalnızca hastalıklara çözüm aranır-
ken, şimdi pek çok tıbbi araştırma merke-
zinde sağlıklı yaşlanmanm yollan aranıyor.
Bilim adamlan, düzenli olarak yapılan
sporun yaşlanmayı durdurduğu gibi, muci-
zevi bir şekilde sağlığı da koruduğuna dik-
kat çekiyor. Spor yapan kişilerde kalp ve
kemik hastalıklannın daha az görüldüğünü,
ruhsal denge ve uyku düzenlerinin korun-
duğunu ve belleklerinin daha az sorun çıkart-
tığını belirten doktorlar, sporun göğüs ve
bağırsak kanserine yakalanma riskini de
azalttığıru öne sürüyorlar.Uzmanlar, aşın-
ya kaçmamak koşulu ile herkesin koşu, ae-
robik ve ağırlık kaldırma gibi spor dallann-
dan birini düzenli olarak yapmasını öğütlü-
yorlar.
Etkin yaşam
Yüksek tansiyon ve kalp hastalıklannın en
büyük nedenlerinden biri vağlı, tuzlu ve ka-
lorisi yüksek yiyecekler. Ilkel toplumlarda,
yaşlılığa bağlı olmaksızın, yüksek tansiyon
sorununa rastlanmadığına dikkat çeken bi-
lim adamlan, yiyeceklerin
saflığını, doğallığını yitirdik-
çe zararlı etkilerinin arttığı-
nı öne sürüyor. Modern top-
lumlarda bir dizi işlemden
geçen yiyeceklerin içindeki
tuz ve yapay katkı maddele-
rinin artmasıyla yüksek tan-
siyon sorununun orta yaşlar-
da ortaya çıktığı, yaşlılıkta
ise öldürücü boyutlara ulaş-
tığı kaydediliyor.
Sağlıklı insan ılişkilerinin
sağlıklı yaşlanmanm önko-
şullanndan biri olduğunu be-
lirten uzmanlar, yaşamı dost-
larla paylaşmanın ve beyin
jimnastiği yapmanın bunama
gibi yaşlılık belirtilerini en-
gellediğini kaydediyor. Kul-
lanılmayan beynin giderek
görevini yapamaz hale gele-
ceğine dikkat çeken bilim
adamlan, beyinsel faaliyet-
leri yetersiz kalan kişilerde
bağışıklık sistemi başta ol-
mak üzere tüm organlârih
sorun çıkartacağını söylüyor.
Bilim odantı Prof.Inan amldı
Bilim adarru. yönetici ve öğretim üye-
si Prof. Dr. Mustafa Inan. dün Zincir-
likuyu'daki mezan başında amldı. Tö-
rene katılan yakınlan, İTÜ tnşaat Fa-
kültesi'nden çok sayida öğretim üyesi
ve arkadaşlan. İnan'ı, ölümünün 30. yı-
lında büyük bir saygıyla andıklannı
betirttiler. Bir konuşma yapan eski İTÜ
Rektörü Prof. Dr. Ilhan Kayan. Inan'ın
gün geçtikçe büyüyen ve bir efsane gi-
bi kalan tek bilim adamı olduğunu be-
lirterek "Sadece mühendisük alanın-
da değil, edebiyat, musiki, din. tarih ve
arkeoloji gibi dallarda da sonsuz bilgi
sahibiydi" dedL İnşaat Mühendisliği
Bölüm Başkanı Vural Cinemre de,
tnan'ın Yahya Kemal'in şiirlerini çok
sevdiğini ve Emirgan'da şiirleri ters-
ten okuduğunu anunsatarak şairin şi-
irierinden bir bey it okudu.
Cevreci kuruluslar baslattı
Siyanürle altına karşı
imza kampanyası
e-posta : tan (a prizma.net. tr
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - ÇevTeciler,
Bergama'da Danıştay kara-
nnı uygulamayan ımren
Aykut'un "kaytarmasmı''
engellemek için imza kam-
panyası baslattı. Mahke-
rae karannm uygulanma-
ması için Yatağan, Göko-
va ve Yeniköy benzeri Ba-
kanlar Kurulu karan alı-
namayacağını belirten çev-
reciler. Bergama'da kamu
yarart değil, "Eurogoldya-
ran" olduğunu belirtiyor-
lar.
SOS Akdeniz Derneği,
Şehir Plancılan Odası Iz-
mir Şubesi ve diğer çevre-
ci kuruluslar tarafından
başlatılan kampanyayla du-
yarlı yurttaşlann birlikte
hareket ederek, Danıştay
karannın uygulanması ko-
nusunda kamuoyu oluştur-
mayı amaçladıklannı belir-
ten SOS Akdeniz Derne-
ği Sözcüsü Savaş Emek.
"Çevre Bakanı İmren Ay-
kut, Eurogold'un çokulus-
lu bir şirketolduğunu, dün-
yanın en büyük şirketleri
arasmda yer aldığınu ulus-
lararası mahkemelerdeda-
va açıp kazanabileceğini
dile getirerek Danıştay ka-
raruu uygulamamaya ça-
uşıyor. Aykut aynca Daıuş-
tay kararuu hukukçulara
incelettirdiğini, bazı hu-
kukçulann madende faali-
yetlerin son bulması, bazı-
lannınsa aksi görüşte ol-
duğunubelirterek firmanın
savunuculuğunu yapıyor.
Oysa. Danıştay kararlan-
nın uygulanması zorunlu-
luğu oünasaydı, hukukçu-
lar bu yönde görüş versey-
di Eurogold bunun rekla-
rmnı yapmaz mıydı?" diye
konuştu.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ ILHAN
i'nin 'Ulusal Savunma' Anlayışı
General de Gaulle, Atlantik Pakt'na olduğu
Ikadar, NATO'yada 'yan oturmuş'tur. 'mütte-
fî/c/'olduğu halde, ne Ingiltere'yeçjüverıircli. nede
Amerika'ya: Savaş boyunca, Fransa'nın 'ulusal
çıkartan'n\ savunurken, Churchill ve Roosevvelt'le
nasıl becelleştiğinı, 'Hatıralar'möa anlatmıştır; on-
lar da, söyledikierini doğruluyor: de Gaulle, onlar
fçin, daima 'zor' bir müttefik olmuş!
Fransa'nın -aynı de Gaulle'cü mantıkla- Silâh-
lı Kuvvetleri'ni, NATO kumandasına 'entegre et-
mekten' nasıl çekildiğini, işitmiş olmalısınız; Fran-
sa günümüzde de, yaygın 'küreselleşme' ve 'özel-
leştirme'bask\s\na rağmen, savunmasını ve kültü-
riinü 'ulusal çıkarianna' bağlı tutmakta ısrariı ve ka-
rarlıdır; çünkü savunma ve kültür, hükümette 'ba-
kanlıklan' 'milli' sıfatını taşıyan iki 'müstesna' ba-
kanlık olarak kalmaz; mahiyeti, teşkilâtı, kadrolan
ve uygulaması 'millT olması zorunlu olan, iki yö-
netim alanıdır: 'ulusal savunma"y\, nasıl 'küresel-
leştirebilir',nasıl 'ecnebiye' emanet edersiniz?
Gnl. de Gaulle -ki XX. yy'ın birkaç önemli lide-
rinden birisidir- 'ittifakîa 'ulusalçıkan' dikkatle ayır-
masını bilmiş, ikincisini daima birincisinin üstün-
de tutmuştur.
'Her ;eyden önce kendl kuvvetimize...'
Gâzi Mustafa Kemal de, soruna böyle bakmış-
tı: 'ecneb/'nin Silâhlı Kuvvetler'e burnunu sok-
masına hep karşı çıkmıştır. llk dünya savaşında, En-
ver Paşa'nın Osmanlı Ordusu'nu Kaiser'in emri-
ne verdiği malûm; Gâzi'nin Alman generalleriyle da-
laşması ünlüdür, onu görevden alıriar; bunu, zama-
nın Hariciye Nâzırı ile görüşürken, demiştir ki:
"...bana bir şey önerdiniz ki, ben onu yapa-
mam. Başkumandanlık Vekâleti'ne (Enver Pa-
şa'ya) ve onun Genelkurmayı'na başvurmak ve
tereddüt gidermek! Beyefendi, farkında değil
misiniz ki, artık bu memlekette ulusal bir ge-
nelkurmay heyeti yoktur. Bir Alman Genelkur-
mayı vardır, o Alman Genelkurmayı ki, ilk iş
olarak benim gibi dik kafalı bir askeri ordudan
çıkarmak karan verdi. Beni o heyete mi gön-
deriyorsunuz?" ÇHangi Atatürk', s. 183 ve son-
rası, 3. basım, Bilgi Yayınevi, 1996)
Belki de bu yüzden 'Müdafaa-i Hukuk Doktrini',
yeni Türkiye'nin kuruluş felsefesini 'Millî Siyase-
te' bağlamışt; bunu, 'Nutuk'da (s. 276)şöyleaçık-
lıyor:
"...milletimizin kuvvetli, mes'ut ve müstakar
yaşayabilmesi için, devletin tamamiyle millî bir
siyaset takip etmesi ve bu siyasetin iç teşkilâ-
tımıza tamamiyle uygun olması ve ona dayan-
ması lâzımdır. 'MilB Siyaset' dedlğim zaman, kas-
dettiğim mana şudur millî sınırlanmız içinde,
(buraya dikkat) her şeyden önce kendi kuvveti-
mize dayanarak varlığımızı koruyup, memleke-
tin dahili saadetine ve imanna çalışmak".
Elbette farkettiniz, 'her şeyden önce kendi kuv-
vetimize dayanmak'tan söz ediyor, onu bu düşün-
ceye getiren, TBMM Silâhlı Kuvvetleri'nin 'Kuva-
yı Milliye'den itibaren, bir 'Halk Ordusu'karakterin-
de oluşmuş olması mıdır? Bu oluşmayı, bence,
'Ulusal Savunma Anlaytşını' ifade ettiği metinde pek
güzel anlatıyor:
"...Istanbul'da hükümet merkezi vardı ve bü- .«
tün kuvvetJer oraya bağlanmışt. Hükümet mer-
kezi düşmanlann kuvvetli çemberi içindeydt; va-
tanı savunacak, milletin ve devletin bağımsız-
lığını savunacak bütün güçlere emrediyorlar-
dı; böyle verilen emirietie, milletin vasıtalan ve
devlet, asıl görevini yerine getiremiyordu. (Bu-
raya dikkat) Bu savunma vasıtalannın başında
gelen ordu, kuşkusuz, asıl görevini yerine ge-
tiremiyordu. Işte bunun içindir ki vatanı savun-
ma ve korumadan ibaret olan asıl görev, doğ-
rudan doğruya milletin kendisine (yânı halka)yö-
nelmiş oluyordu. Millet orduya, kendi içinden
teslim ettiği ferUerini, düşman saldınsına uğ-
rayan bölgelerin savunmasına, düşman saldı-
nsına uğrayan kardeşlerinin hayatlannın sa-
vunmasına memur etmeye mecbur olmuştu; iş-
te buna Kuva-yı Milliye ('Millî Kuvvetler', 'Ulusal
Güç) diyoruz, bütün kâinat da böyle djyor..." (Ma-
yıs, 1920)
Mustafa Kemal'in 'Savunma Anlayışı' milletin
bağımsızhğını kendi kuvvetiyle savunması ilkesi-
ne bağlı, bu son derece açık!
Açık olan bir ;ey daha var.
A çık olan bir şey daha var, o 'kuvvetleri' siyasi
/Adüzeyde başka bir örgüte bağlı, 'onun içinde'
saymasıdır ki, o örgüt de bir halk örgütüdür, -da-
ha da önemlisi- 's/V/7'dir. Dedikleri şunlar:
"...milletin birliğini yaratan ve Istanbul'un
içinde bulunduğu sarrJara rağmen, bu birliği da-
hilde ve hariçte göstermeye yönelik bir amaç-
la yapılan örgütlenme, yalnız Kuva-yı Milliye
efradından ibaret değildir. Tam tersine, bütün
memlekette, memleketin en uzak köşelerinde
bile meydana gelmiş, doğrudan doğruya yasal
ve medeni (yâni 'sivil) bir örgüttür ki, ona Mü-
dafaa-i Hukuk diyoruz. Onda silâh söz konu-
su değildir, belki medeni, sosyal ve genel ba-
kımdan cemiyet (dernek) demektir. (...) Işte mer-
kezde merci bulamayan ordu da, elbette birta-
raftan korunmak, yönetilmek ve sevk ve idare
edilmek gereğini duyuyordu ki, böylece Müda-
faa-i Hukuk örgütü, Silâhlı Kuvvetler'i de içine
almış bulunuyordu" (Mayıs 1920)
Aynı fikri, handiyse özdeyiş halinde 1919 (Ara-
lık)'da şöyle belirtmişti: "...Kuva-yı Milliye, âmil;
irâde-yi milliye, hâkim olacaktır. Ve bu teşkilâtın ru-
hu budur". Diyeceksiniz ki, niçin? Onu da açıklar:
"...Istiklâl-i tam (tam bağımsızlık) bugün derûh-
te ettiğimiz vazrfenin rûh-u aslisidir. Bu vazife,
bütün millete ve tarihe karşı derûhte edilmiş-
tir" (5 Ekim 1919)
Dikkat isterim: 'millete ve tarihe karşı üstlenilmiş-
tir' diyor, manası nedir bunun, 'hesabı millet ve ta-
rih sorar' değil mi?
http:// www. prizma.net. tr/ A ILHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm