Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA
12 KULTUR
Piyanonun 'sihirli parmakları' Rus yorumcu Svyatoslav Rihter, devlet töreniyle toprağa verildi
Sesten sessizbğe Rihter..Kültür Servisi - Rus ve Avrupa me-
deniyetleri. aynlmaz farklılıklannın sa-
natçısını kaybetti... Olağanüstü tekniğı
ve geniş repertuvanyla tanınan Ukray-
nah piyanist Svyatoslav Teofiloviç Rih-
ter 1 ağustostaMoskova'daöldü..82ya-
şında, damartıkanıklığı sonucu yaşamı-
nı yitiren sanatçı, devlet töreniyle önce-
ki gün toprağa verildi.
Son elli yılın en büyük Rus piyanis-
ti ve yüzyılın en önemli virtüözlerin-
den birisi olarak değerlendirilen Rih-
ter, daha beş yaşında küçük bir çocuk-
ken müziğin kendisine ne denlı heyecan
verdiğinin farkma varmıştı. Piyano çal-
mayı tek başına öğrendikten sonra, ba-
basının öğrencisi olan genç bir piya-
nistle müzik eğitimini sürdürdü.
15 yaşındayken piyanoya uyarlanrruş
orkestra yapıtlannı çalabiliyordu. On
sekiz yaşında Odessa Operası'nda eş-
likçi ve şef yardımcısı olarak çalışma-
ya başladı. Daha o zamanlar orkestra-
da bütün partisyonlan bir bakışta oku-
yabilmesı herkesin dikkatini çekıyor-
du. 1935 yılında 20 yaşındayken Odes-
sa'da ilk konsennı verdi. 1937'de Heiıı-
rich Neuhaus ıle düzenli çalışmalara
başlamak uzere Moskova Konservatu-
van'nagirdi.
Büyülü, hassas ve sinirli eller
Neuhaus, "O dahi bir müzisyendir''
dediği Rihter'le olan ilk karşılaşmala-
nnı şu sözlerle anlatmıştı: "Piyanonun
başında otururken onu taşıyan. büyük,
hassas ve sinirli ellerrvdi. Çalmaya baş-
ladığuıda Beethoven'ın müziğindeki sa-
delik ve sakinliğin alünı bu kadar güzel
çizebilmesi beni fazlasıyla etkilemiştL".
1945'te SSCB müzik yanşmasını,
1949'da Stalin ödülünü kazandı. Çin,
Almanya, ltalya. Ingiltere ve ABD'nin
de içinde bulunduğu birçok ülkede kon-
serler veren Rihter, Türkiye'de de bir-
kaç kez dinleyiciyle buluştu.
Rihter, tamamen kendi stilini yarat-
mış, rafine ve saydam bir müzik ada-
mıydı. Çalarken, zamanın doğal akışın-
dan başka herhangi bir sınıra asla boyun
eğmezdı. Resim yapardı; çünkü resim
yaparken kendi sesinı daha iyi duydu-
ğunu ve bunun da çalabilmesi için ge-
rekli oldugunu söylerdi.
Her tür müziğe açıktı Rihter; önem-
li olan ise iyi çalmaktı. Schıunann,
• 1945'te SSCB müzik
yanşmasını, 1949'da
Stalin ödülünü kazanan,
çağımızın en büyük
piyano virtüözlerinden
Rihter, dünyamn birçok
kentinde konserler verdi,
Türkiye'de de
dinleyiciyle buluştu.
Olağanüstü tekniği ve
geniş repertuvanyla
tanınan Rihter, piyano
çalmayı kendi kendine
öğrenmişti.
ScarlattL, Mozart, Debussy, Scriabin ve
Prokofiev en çok sevdiği bestecilerdi.
tkinci Dünya Savaşı sırasında Prokofi-
ev'in 6,7 ve 9 numarah sonatlannı ses-
lendiren ilk piyanist oldu.
Büyük ustalarla birtikte çaldı
Gerçek bir performans sanatçısıydı
Rihter. Konser sahnesindeki başlıca
partnerleri Rus keman ustası David
Oistrakh ve çellonun büyük ismi Mstis-
lav Rostropoviç'ti. Rihter ve Rostropo-
viç, Karajan'ın düzenlemesini yaptiğı
bir plak için de bir araya gelmişlerdi.
Devlet töreniyle toprağa verflen Rihter'in cenazesine ünlü yazar Soljenitsin de kabkh.
Sanatçı, CD ve kaset kayıtlannı herza-
man için canlı konser perfoımansı üze-
rine gerçekkştirmeyi yeğlemişti.
Zaman zaman konser sahnesini pay-
laştığı viyolonsel ustası Natalia Gut-
mann, dönemin dığer piyanistlenyle
Rihter arasındaki farkı şöyle anlatmış-
tı:
"Bir sanatçı, çabnayı hayal bile ede-
meyeceği, kendi gücü ve kapasitesinin
üzerinde gördüğü herhangi bir şeyi
onunla birlikte başarabilir."
Müzik yaşamına başladıktan kısa bir
süre sonra Sovyetler Birliği'nde bir ef-
sane halıne gelen Rihter, 1960 yılında
Şikago'da bir konser verene dek Batı
ülkelennde ismi çok fazla duyulan bir
sanatçı değildı. Bu çok başanlı perfor-
mansın hemen ardından ise Alman-
ya'dan Fransa'ya, Italya'dan lngilte-
re'ye tüm Avrupa müzik çevreleri sa-
natçıyı ağırlamak için sıraya girmişler-
dı.
Ancak olağanüstü sahne performan-
sına karşın kendisine gelen tekliflen
değerlendırirken gösterdiği tutarsızlık
ve konsere çıkmak için ısrarla şart koş-
tuğu birtakım aynntılara bir de sağlık
sorunlan eklenince, Rihter'in bu yo-
ğun turne programı fazla uzun sürme-
di.
Britten'ın eserierini çaldı
Rihter'in sahnelere dönüşü 1964 yı-
lında Aldeburgh Festivali ile oldu. Kon-
>erde Benjamin Britten ile bir piyano
düetı yapan Rihter, üç yıl sonra yine
aynı sahnede Britten'ın piyano konçer-
tosunu seslendirecekti. Sanat yaşamla-
n boyunca yollan birçok kez kesişmiş
olmasına karşın Britten, sanatçı için so-
lo bir piyano parçası besteleme tasan-
lannı hiçbir zaman gerçekleştiremedi.
Bir besteci için herhangi bir yapıtının
Rıhter tarafından seslendirilmesi bü-
yük bir şanstı.
"Bir anlamda kendim için çalanm"
derdi Rihter. "ama daha çok besteci için
çalmak düşüncesine konsantre olmaya
çalışırun. Seyircinin farkında olmadV
ğım ise doğnı değil; ama onlann orada
olduklaruıı çok fazla düşünürsem kon-
santrasyonumun bozulacağını bilirim."
Britten, Rihter'in sahnede ıkinci bir
müzisyenin bile varhğına pek alışık ol-
madığından söz ederdi.
Rihter, birçok efsanevi piyanistin bir
toplamı gibiydi. SchnabeTın derin içe
bakışı, Gieseking'in hassas ve şairane
dokunuşlan, Sotomon'un üretkenliği,
Brendd'in müzikal hâkimiyeti ve Ho-
rovvitz'in doğaçlama gücünü Rihter'de
bir arada bulmak mümkündü.
Rihter'in, takJit edilmesi mümkün
olmayan, kendine özgü bir tarzı vardı.
Farklı tonlar arasında kurduğu denge ve
yüksek pedal tekniği onu farklı bir mo-
del haline getiren özellikleriydi. Büyü-
leyici LJszt yorumlanyla ismini duyu-
ran Rihter, yalnızca çok önemli bir pi-
yanist değil, aynı zamanda ticari müzik
kavramı ile hiçbir kesişme noktası ol-
mayan, bir dönemin kültürü ve ente-
lektüel değerlerinin temsilcisi sayıla-
bilecek son performans sanatçılanndan
biriydi.
Sonyıllan
En ilginç ve olağanüstü konserlerini
yaşamının son yıllannda verdi Rihter.
1990'da Royal Festival Hall'de tama-
men karartılmış bir salonda sahneye çı-
kan büyük piyanisti aydınlatan tek
küçük ışık. piyanosunun ve parmak-
lannm üzerine yansıyordu...
Yapı Kredi Sanat Festivali 9-27 eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek
EyMde müzik ve daııs şöleni
Gürol Ağırbaş ve arkadaşlan izfcyicUere renkli bir gece yaşattL
Gece, dans etti
Hisar'ın üstünde
ATtLLABİRKİYE
Gecenin laciverti egemen ol-
muş; hava serinlemiş, Hisar'ın
yolunu tutmuştuk. Hisar'ın önü
boştu. Biraz geç kalmanın tela-
şı vardı; bacaklanmızda.
Bu konser öncekilerinden
farklıydı. Daha çok "bilen-
ler"in geleceği, ızleyeceği bir
konserdi. Pop müzik etkınli-
ğıydı Hısar'daki ama, o gece,
popun çok uzağında olacaktık,
bu belliydi... Bizim için bir se-
vinçti, keyifti. Ağırbaşlı, mü-
tevazı bir sanatçıyı izlemeye.
iyi müzik dinlemeye gidiyor-
duk çünkü. Yaptığı müzikten
başka hiçbir iddiası olmayan
birini ve birilerini.
Anladığım kadanyla, daha-
sı, duyduğum kadanyla. bu
yalnızca benim gibi birkaç yüz
kişiyi ılgilendiriyordu. Ömeğin
park kâhyalan için bir hayal kı-
nklığı olmuştu. Bu kadar az ki-
şi olur muydu? Bu ne biçim
konserdi? Etrafta park ettirecek
araba yoktu. Bunlar ne biçim
insanlardı? Kim takardı bunla-
n vb. vb.
Sonuçta park kâhyalannın
hasılatı düşmüştü. tçeride du-
rum birazcık farklıydı. Meşru-
bat, sandvıç satanlar pek mut-
lu görünmüyorlardı ama min-
derciler, soruna daha değışik
bakıyorlardı. Buna da şükür.
bunu da beklemiyorduk, gibi-
sinden.
Gürol Ağırbaş, kendinden
emin, sahnede yerini aldı.
Ozan Doğulu, Birol Ağırbaş,
Cem Aksel, Yahya Dai'den olu-
şan ıyı bir grup vardı ardında.
Zaten; Gürol da solistten çok o
grubun bir üyesı gibiydi. Olsa
olsa, bıraz da Zawinui'u anım-
sayarak söylersek, bir basket-
bol takımının oyun kurucusu
gibiydi. Hisar önceki geceler-
den daha az dinleyici konuklu-
yordu o gece. îki yüz-üç yüz
kişi civanndaydı. Kuşkusuz ki
Gürol, "Bas Şarkılarryla "bi-
raz" yabancıydı Hisar'a. Ama
bızim için bir mutluluktu çûn-
kü ilk kez, Gürol ve arkadaşla-
nnı bir açıkhava konserinde
dinliyorduk. Bu anlamda biz de
Gürol gibi Most Yapım'a te-
şekkür edenz.
Birkaç kez haddimizi aşarak,
Gürol'u "Caz Festivali"nde
görmek dileğımizi yazdık. Ge-
çen gece Gürol gitannın telle-
rine dokunmaya başlayınca:
birden zaman içinde geriye
doğru giden bir duygu seline
kapıldık. Acaba, "Caz Festiva-
li" bitmemiş miydi?
Yaz geceleri, açıkhavada
müzik dinlemek, hele müziğin
kalitesini dinlemek kadar ke-
yıflı başka bir şey yoktur. Evet,
bunu bize tstanbul Kültür ve
Sanat Vakfı alıştırdı. Doğnı; a-
ma biz bir kere daha Gürol
Ağırbaş, BükntOrtaçgfl ve Ay-
şe Tütüncü'yü gruplanyla bir-
likte caz festivalinde (ve festi-
vallerinde) dinlemek umudu-
muzu yineleyelim.
Gürol Ağırbaş"m "Bas Şar-
kılan" konserinde bazı parça-
larda, Bülent Ortaçgil, Erkan
Oğur ve Akın Eldes eşlik etti.
Hepsi, birer "müzjsyen" olarak
Gürol'un takımında yer aldı ve
gitarlan, ötekilerle birlikte pa-
nldadı. (O tanımsız sesiyle Vu-
ral'ı aramadık desek yalan
olur!)
Hisar'ın görkemlı atmosfe-
rınde ışıklann morluğunda, la-
cıvertinde, pembesinde, san-
sında, Gürol ve "takunr gece-
ye dans ettirdi.
Gece. dans etti Hisar'ın üs-
tünde.
Kültür Servisi-Bu yıl 9-27 eylül
tarihlen arasında gerçekleştirilecek
Yapı Kredi Sanat Festivali'nde.
dünyaca ünlü kemancı Nigel Ken-
nedy'den pop yıldızı Chaka
Khana, Ingüiz Oda Orkestra-
sı'ndan Christina Hovos Flamenko
Dans Topluluğu'na uzanan geniş
bir yelpaze yer alacak. Yapı Kredi
Kültür Sanat AŞ'nin, 20 ülkeden
600 sanatçmın katılımıyla düzen-
lediği festival çerçevesinde konser-
ler, dans gösterileri ve seminerler-
le 27 program, 36 etkinlık gerçek-
leştirilecek.
Açıkhava Tiyatrosu, Cemal Re-
şit Rey Konser Salonu, Atatürk
Kültür Merkezi, St. Antuan Kilise-
si ve turnelerkapsammda Efes An-
tik Tiyatro, Bursa Açıkhava Tiyat-
rosu ve Adana Açıkhava Tiyatro-
su'nda izlenebilecek festivaj, geçen
yıla dek Yapı Kredi Gençlik Festi-
vali olarak adlandınlırken bu yıl-
dan itibaren Yapı Kredi Sanat Fes-
tivali olarak varlığını sürdürecek.
Hyatt Regency Oteli'nde dün Ya-
pı Kredi Genel Müdurü Burhan
Karaçam. EnisBatur,Aydm Gün ve
Ozalp Birol'un katılımıyla düzenle-
nen basın toplantısında, Yapı Kre-
di Sanat Festivah'nin gün geçtikçe
büyüdüğüne dikkat çekildi. Bu yıl
1.5 milyon dolar bütçeyle gerçek-
leştirilen festrvale, 100binin üzerin-
de ızleyicinin katılması bekleniyor.
Internetve Smartel rezervasyon sis-
temiyle 11-27 ağustos tarihlen ara-
sında gerçekleştirilecek rezervas-
yon sisteminin yanı sıra, Istanbul
Atatürk Kültür Merkezi ve gösteri
mekânlannda da bılet satışlan ya-
pılacak. Kötü hava şartlan duru-
munda iptal edilmeyecek olan et-
kkıliklere. 6 bin yağmurluk hazır-
lanmış.
Zengin program
'97. klasik müzikten resitallere,
bale ve danstan pop, rock, new age,
caz ve geleneksele uzanan, alanm-
da kariyer yapmış, Grammy ve
uluslararası birçok ödül rekortme-
ni sanatçı ve topluluğu ağırlayacak
bu yıl. Türkiye'nin ilk özel, akade-
mik, uluslararası sanat topluluğu
Bilkent Senfoni Orkestrası; reper-
tuvannda seksenin üzerinde yapıt
bulunan Bulganstan Devlet Filar-
moni Korosu ile birlikte. şef Gürer
Aykalyönetimınde 11 eylülde Ata-
türk Kültür Merkezi'nde, bin yapıt-
hk plak ve CD kayıtlan. 1993'yılın-
da 'en iyi opera kavdı" dalında ka-
zandıklan Grammy Ödülü ile dün-
yanın en tanınmış oda orkestrala-
nndan Lngılız Oda Orkestrası 25 ey-
lülde Atatürk Kültür Merkezi'nde,
şef Shuntaro Sato yönetiminde bir
orkestra konserleri kapsamında y-
er alacak. Konsere solist olarak Ian
• Yapı Kredi Sanat Festivali '97 20 ülkeden 600
sanatçının katılımıyla gerçekleştirilecek. Festivalde
ünlü kemancı Nigel Kennedy'den pop yıldızı Chaka
Khan'a, îngiliz Oda Orkestrasf ndan Christina Hoyos
Flamenko Dans Topluluğu'na uzanan geniş bir
yelpaze yer alacak.
Fountain katılacak. Orkestra kon-
serleri kapsamında aynca, Fran-
sa'nın ilk daimi senfoni orkestrası-
nın temellerini atan ve bütün kon-
serleri France Musique radyosu
aracılığıyla Avrupa'da yayımlanan
France Ulusal Senfoni Orkestra-
sı'da 27 eylülde Atarürk Kültür
Merkezi'nde yer alacak. Konseri
Charles Dutoit yönetirken solist
olarak Michel Dalberto katılacak.
12-17 eylül tarihlen arasında Ce-
mal Reşıt Rey Konser Salonu' nda
gerçekleştirilecek olan festivalin
Uluslararası Piyano Günleri, Oda
Müziği ve Resitallen kapsamında
ise Rolf Plagge, Friedrich Horicke,
Ueli VVlget, Thomas Duis,\\blfgang
Manz ve Şirin Pancaroğlu birer re-
sital verecekler. Uluslararası Piya-
no Günlen süresince programda y-
er alan piyanistlerin katılacağı ve
piyano öğrencilerine açık bir semi-
ner programı da düzenlenecek.
Festival kapsamında yer alan re-
sital programlanndan birisini de Ri-
mini S. Girolamo Kilisesi ve Istan-
bul S. Antonio Basilicası'nın onur
orgcusu Giuseppe Di Mare, 21 ey-
lül tarihinde St. Antuan Kilise-
si'nde verecek.
Nigel Kennedv Açıkhava'da
Yapı Kredi Sanat Festıvali'nın
bale ve dans programında ise bütün
dünyanın yakından tanıdığı Joffrey
Bale Topluluğu 12,13,14 eylülde;
Tango Pasion 23,24 ve 25 eylülde,
Christina Hoyos 'Arsa Y Toma' ad-
lı yapıtı 21 ve 22 eylülde Harbiye
Açıkhava Tiyatrosu'nda izlenebile-
cek.
Festivalin Nevv Age, Blues,
Rock, Pop ve Caz bölümünde ise
pop müzığinın farklı türlerinde
Grammy Odüllü, liste rekortmeni
ve dünyaca ünlü sanatçılar sahne
alacak. 18 kez Grammy'e aday olan
Chaka Khan 9eylülde, New Age'in
çıplak ayaklı prensi Ottomar Li-
ebert 10 eylülde, romantik müziğin
son yıllardaki önde gelen toplulu-
ğu Secret Garden ve ve ünlü pop
grubu Livin'Joy 15 eylülde Harbi-
ye Açıkhava Tiyatrosu'nda birer
konser verecekler. Festivalin en
önemli konuklanndan biri olarak
adlandınlan ve 250 binlik plak sa-
tışı ile dünya rekorunu elinde tutan
ve Guinness Rekorlar Kitabı 'na gir-
meyibaşaranNigelKennedj, 18ey-
lül tarihinde Bartok'tan Jimi Hend-
rix'e uzanan bir programla Harbi-
ye Açıkhava Tiyatrosu'nda müzik-
severlere seslenecek.
Festivalde aynca, Lany CoryeO,
besteci ve yorumcu yönlenyle tak-
lit edilmesi zor flamenko gitar us-
tası Serranito ve ünlü caz gitansti
Phüip Catherine 19 eylülde Harbi-
ye Açıkhava Tiyatrosu'nda bir ara-
ya gelecekler. Güneyli rockın en ta-
nınmış gruplanndan Blues Travel-
ler ise 20 eylülde Harbiye Açıkha-
va Tiyatrosu'nda olacak. Festivalin
son gecesi olan 26 eylül tanhinde
ise îngiliz rock ve proleter müziğin
geleneğini koruyan, rockve pop sa-
undlannı başanyla birleştiren Ter-
rorvision ve büyük gitar virtüözü
John Scofıeki OJuintet sahne ala-
cak.
Turne programlan
Yapı Kredi Sanat Festivali
'97'nin geleneksel müzik katogon-
sinde ise bu yıl dünyaca ünlü ney
sanatçısı Süleyman Ergüner. gele-
neksel Yunan müziği ve Bizans ki-
lise müziği üzerine çalışmalar ya-
pan Yunanlı sanatçı Kyriakos Ka-
btycidis 16 eylülde Harbiye Açıkha-
va Tiyatrosu'nda birkonser gerçek-
leştirecekler. tki bölümden oluşan
konser rebetiko ve Türk tasavvuf
müziği türlerinden nefes, sema ve
semah gösterileri eşliğinde sunula-
cak. Konserde Erkan Oğur da per-
desizgitanyla yeralacak. Yapı Kre-
di Sanat Festivali'nin bu yılki en
büyük yeniliği ise turne programla-
nnın festival etkinlikleri içinde yer
alması. Daha fazla sanatseverin iz-
lemesine olanak sağlamak amacıy-
la planlanan turne kapsamında bu
yıl üç ayn mekânda beş program
gerçekleştirilecek. 17 eylülde Joff-
rey Bale, 27 eylülde Tango Pasion
Efes Antik Tiyatro'da, 24 eylülde
Christina Hoyos Flamenko Dans
Topluluğu Adana Açıkhava Tiyat-
rosu'nda birer temsil gerçekleştıre-
cekler. Bursa Kültürpark Açıkhava
Tiyatrosu'nda ise 16 eylülde Secret
Garden'Livin'Joy, 20 eylülde Cor-
yell-Serranıto- Catherine Gıtar Üç-
lüsü konser verecek.
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Kars'a Ne Zaman
Metro Yapılacak?
Gazetemizin 30 Temmuz günkü kültür say-
fasında 'Guernica Bilbao 'da' başlıklı haber, Pi-
casso'nun ünlü yapıtının kentte sergileneceği-
ni bildirmesinin yanında ilginç bilgilerle de do-
luydu.
' Haberden öğrendiğimize göre eskiden Is-
panya'nın önemli limanlanndan biri olan Bil-
bao'nun tecimsel hayatı zayrflayınca, kenti can-
lı turtmak için kültür yapılan öne çıkarılmış.
Norman Foster adlı mimann tasariadığı in-
celiklerle dolu metro sistemi beton ve çelik ka-
pılanyla başka mimarian da etkilemiş. Ardından
ABD'li mimar Frank Gehry'nin tasariadığı, "ilk
bakışta bir gemiyi andıran, titanyum kaplı, gül
gibi kıvnlarak Nervion nehri sulannda panlda-
yan, soluk kesici", modern sanat yapıtlan ara-
sında Avrupa'nın en ilginç yapılanndan sayılan
Guggenheim Müzesi yapılmış. Guernica iki yıl
boyunca bu müzede sergılenecekrniş.
Bilbao'nun nüfusu dört yüz elli bin. Metroya
gereksınim duyacak denli kalabalık bir kent sa-
yılır mı bilmem ama, kente kazandınlan dev ya-
pı/yapıtların ciddi bir siyasetin sonucu olduğu
bir gerçek.
Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte kimi
geleneksel sanayi dalları eski önemlerini yitiri-
yor. Bilbao, limanının yanında demir ürünleriy-
le de ünlü bir kent. Shakespeare'in oyunlann-
da Bilbao çeliğinden yapılmış kılıçlardan söz
edilmesi bu ünün geçmiş yüzyıllarda da ne den-
li yaygın oldugunu gösteriyor.
Fransa'nın kuzeyindeki LJIIe kenti de böyle
geleneksel sanayi merkezlerinden biriydi. Emi-
le Zola'nın, geçen yıllarda filme çekilip ülkemiz-
de de gösterilen Germinal adlı romanı XIX. yüz-
yılda bu yöredeki kömür madenlerinde çalışan
işçilerin hayatlannı anlatır.
Kömür madenlerini işletmek, getirisi olan bir
iş olmaktan çıkınca, bu madenler 1980'lerde
sosyalist Mitterrand yönetimince kapatıldı.
Kent işsizlerle doldu. Elbet işsizlik sigortası vb.
sosyal önlemlerle insanlar başka yeriere gö-
çüp yeni işler aramak zorunda kalmadılar. Ay-
nı iktidar kente yeni bir kişilik kazandırmak için
gösterişli yatırımlara girişti. Yüz attmış bin nü-
fuslu kente son derece modern bir metro ya-
pıldı. Avrupa'nın en büyük kitabevi kabul edi-
len 'Furet du Nord' kentin değerieri arasına ka-
tıldı.
Bizim de birçok kentimiz son on-on beş yıl-
da geleneksel yapısı içinde yaşayamaz duru-
ma geldi. Işsiz kalan insanlar başka kentlere
göçtüler.
Bugünkü Cumhurbaşkanımızın, siyaseteye-
niden döndüğü 1987 sonrasında henüz muha-
lefetteyken, Meclis kürsüsünden iktidar sırala-
nna dönüp, "Kars'ta insan kalmadı. Kars bo-
şaldı. Ne yaptırm bu insantera" deyişi bugüne
dek kulaklarımdan silinmedi.
1985'te Kars merkezinin nüfusu yetmiş bin
kadarmış. Bugün nedir bilmiyoruz.
Bilmem doğru bilmem yanlış, Karslı şair Me-
tin Cengiz, birkaç yıl önce göçler ve işsizlik ne-
deniyle Kars'ta bir milyona (mityar değil, milyon)
iki katlı, bahçeli taş bir ev alınabilaiğini söyle-
mişti de orada bulunanlar birer ev alsak mı di-
ye niyetlenmiştik.
Yukarıdaki ömeklerde görüldüğü gibi çağ-
daş yönetimler ne insanlannı ne de kentlerini
yazgılarıyla baş başa bırakıyor. Yitirilen şeyle-
rin yerine yenileri konuluyor. Zorunlu kimi de-
ğişimlerden insanların olumsuz yönde etkilen-
mesine izin verilmiyor.
Görkemli Kars Kalesi, en eski yerieşimlerden
biri olan Ani onuncu yüzyıldan kalma, Havari-
ler Kilisesi, onaltıncı yüzyıldan kalma Evliya Ca-
misi, Paşa Sarayı, Taş Köprü, dünyanın en gör-
kemli çam ormanlannın olduğu Sarıkamış ne
yapar, mutlu mudur? IğdırOvası'ndabuyıl ürün
yüz güldürür mü?
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
KAMİL MASARACI