06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Ilahiyat Fakülfesi'nden Medreseye... ALİ. Y. BALTACIOGLU 3 Mart 1924 gunlu Te\hıd-ı Tednsat Kanunu ozellıkle aydınlanmız arasında *"Oğ- retimin Birleştirilmesi Yasa- sı" olarak anlaşılmıştır Ummetbıhncındenulusbı- lıncıne geçış surecınde çok onemlı bır ışlevı \enne getıren bu \asa amacı \e sonuçlan açısından tam bır "Eğitim ve Oğretimin Birieştirilmesi ve L lusaUaştı- nlmasr yasasıdır Yasanın 4 maddesı dın uzmanlan vetıştırmek uzere Darul- fünun da (Istanbul Unıv ersıtesı) bır ıla- hivat takultesı kurulmasını ongormuş, Maanf \ekâletı de yenı fakultenın ku- ruluşunu Darulftınun'a havale etmıştır Darulfunun Ernını (lstanbul Unıversı- tesı Rektoru) İsmayıl Hakkı Be> (Bal- tacıoglu). 7 Mayıs 1924'te llahıyat Fa- kultesı'nı açış söylevınde şöyle demış- tır "Turkije Cumhurbaşkanı Gazı Mustafa Kemal Paşa Hazretlen,' l Mart I924 tanhınde verdıkJen soylevde ge- nel eğıtım ve oğretimin bırleştınlmesı ılkesının zaman geçınlmeksızın uygu- lanması gereğını kamuoyu eğılımlenn- de gozledıklennı beiirtmişlerdi. Bu sovlev valnıztoplumsalvesrvasalyaşan- tımızda değıl, uiusal ve eğıümsel yaşan- nmızda da tarihimızin buyük bir aşa- masını oluşturuyor. (._) Hukuk ve ede- bıvat fakultelen ile Darulfunun Drvanı (unrversitesı scnatosu). fakuhevl bilim- sel temcller. bıhmsel anlavışa gore oluş- turmuşlardır. Proje, bakanhkça onan- mıştır. \enı fakultenın karakten, dığer- leri gibi bilimsel olmaktır. Oahiyat fa- kiiltesL diğer fakultenin taşıdıklan hu- kuk ve ayncalıklara aynen sahip olacak- tır. \ynı ayncabJdardan yaraıîanabUe- ceği gjbi aynı yoksunluklara da katlana- caktır"(l) Bu ozgun gınşım kamuoyunda ve ba- sında kımı duraksamalara neden oldu Yenı fakulte kürsuden mı yonetılecek- tı, minber'den mı yonlendınlecektı9 KJZ ogrencı kabul edılecek mıvdı0 Oğ- rencının kılık kıyafetı nasıl olacaktı'7 Medreselenn yenı bır yapılanması mı soz konusuydu7 Yanıt tektı ve çok ba- sıttı Baltacıoğlu Yenı Adam'da konu- yu şöyle değerlendınyordu " Yeni fakulte bir din evi mi olacak, bir bilim evi mi? Biz bir bilim evı olarak ko- ruvorduk. Yobazlar, Sebilurreşatçüar ateş püskurüvorlardı. Sebüurreşat'ta yayunlanan (bir) yazıda >eni fakulte de- vekuşuna benzetiliyordu. (...) Softalar ve medreseciler. dini oğ- retimin, kendı ellerındev ken ne duru- ma duştuğunu gormuyorlar; dinsel ha- van bilimsel yontemlerte incelevecek bir fakultenin kurulmasma karşı geliyor- lardı" (2) llahıyat fakultesının kuruluşunda. yapılmasında ve ışlevışınde salt bılım- sellık bilimsel yontem ve bilimsel kuş- kuılkelen egemen oldu Buılkelerode- rece tıtızhkle one çıkanldı ve korundu kı fakultenın öğretım ıçenkprogramın- dayeralanfelsefetanhı ruhbılrm. top- fumbılım, lslam felsefesı tanhı dınler tanhı gıbı bılım dallan ınançsal bır yoz- laşma olasıhğına karşı fakultenın ken- dı bünyesinde oluşturulmadı bu ders- ler edebıyat fakultesı programından ız- lettınldı Lıselere dın oğretmenı olmak ısteyen fakulte mezunlannın eğıtbılım- sel formasyon kazanabılmelen ıçın yüksek öğretmen okulunun meslek derslennı ızlemelen zorunlu kıluıdı Fa- kûlteye gırecek olanlann Arap ve Fars dıllennı yeter derecede bılmelen şart koşuldu ve bır yabancı dılı de (Ingılız- ce. Fransızca, Almanca) öğrenebılme- len ıçın hazırlık derslen konuldu (3) Donemın rektoru Baltacıoğlu, henuz şapka (1925) ve kılık kıyafet (1934) devnmlennın yapılmadığı bır sırada ye- nı fakultenın eğıtım ve oğretım ılkele- n ogrencısının cınsıyetı (erkeklere oz- gu) ve kılık kıyafet (sank ve cuppelı gıysı) ıle ılgılı olarak medresenın seç- mecı geleneğme karşı çıktı •*Darulfunun, oğrencinin kıyafeüvle meşgul olmaz. Yalruz kendi gayesijle uğ- raşır. San klı veva sanksız; fakulte)e gir- me koşullaruu taşıyan butun gençler ku- nımdan fav dalanacaklardır. \ alnız.tak- dır edersınız kı, ılahıvat fakultesini ku- ran ıradebuyuk devTimın iradesidir. Bu genç fakulte. tanhı devnmden doğuyor Maksad ve gayesinın de devnmın mak- sad ve gayesi kadar buyuk olması doğat- dır. Bundan dolayı ilahiyat fakuhesKni) esld ve herhangi bir medresenin istiha- lesi (dönuşumu/başkalaşunı) gibi du- şünmemek gerekir. İlahiyat fakultesi obür fakulteler gibi ozguıiuk ve bütün- luğune sahip olacakor" (4) Gunumuzde anamalcı üretımbıçımı- nın dayattığı teknolojı ve yabancı dılle- nn boyunduruğu altında kalan Turk ünıversıtelennde bılım uretımme te- mel oluşturan bilimsel yontem ve bilim- sel kuşku, yennı onyargıya, ınanca da- yalıaraştırmalarabıraktı Öğretımkad- rolan yabancı dıl bılen, bırden fazla abeceye vâkıf konumu geregı arşıvle- reyakınolankışılercekuşatıldı Tıpve ıktısat dalında kolejlıler, tanhte Arapça ve Osmanlıca dıllennı ve abecelennı bılen ımam-hatıplıler ıle Osmanlı ar- şıvlennı ınceleme tekelını elınde bu- lunduranlar, salt bu ozellıklennden ve- ya konumlanndan dolayı bılıme (') ege- men oldular llahıyat fakultelen dın fel- sefesı yapan kurumlar olmaktan hızla uzaklaştılar lnanç ve dın olgusunu bi- limsel yontemlerle ınceleyecek yerde dıru bılıme uydurmaya zorladılar, Arap dılını ve abecesını sozde bıhmsel gerek- çe ve koşullandırmalarla ulusumuz uze- nnde egemen kıldılar Fakultelen ma- bedlere donusturduler llahıyat fakultesının kuruluşunda. yapılandınlmasında ve yonlendınlme'- smde gözetılen ılkeler ve sergılenen tı- tızlık, uluslaşma ve aydınlanma surecı- mızaçısındanoldukçaanlamlıdır Ara- dan geçen 73 yıl ıçensınde "fakülteden medreseye" doğru gelışen donuşum, bu ılk ilahiyat fakultesı denemesının "eği- tim ve oğretimin birieştirilmesi ve ulu- sallaştmhnası yasasTnın gerekçesıyle, sozüyle ve ruhuyla nasıl butunleştığını gosteren ozgun bır gınşım olarak bel- leklere kazınıyor (1) llahnat Fakultesı Cumhunvet Gaze- tesı SMayıs 1924 (2) Havatım ismayıl Hakkı Baltacıoğlu ienı Adam 21 Ağustos 1941 sayı 347 (i) Darulfunun tşlerı Tanın Gazetesı 21 Mart 1924 (4)agy ARADABİR TALAT SAİT HALMAN \ork Masallar, Masallarımız... Eskı çağlarda Anadolu, soylen (mıt), destan, ef- sane, masal fabl ve oykuler açısından olağanus- tu verımlı bır yerdı Homer ve Ezop'un burada doğdukları yada uzun yıllar burada yaşadıklan sa- nılmaktadır Eskı Mısır ve Yunan'ın, Çın ve Hındıs- tan'ın Rus veBalkan halklarının, Iran ve Arap top- raklarının sozlu edebıyatı buralara kadar uzandı Bın yıl once Orta Asya Turklen, kendı halk masal- ları geleneğını get ıdıler BugunkuTurkıye'nınzen- gınlıgı bu çok renklı kalıta (mırasa) ek olarak yara- tılan yenı masallar ya da zamana dayanmış oyku- lerın yenı uyarlamalarıyla erışılmez boyutlara var- mıştır Ne yazık kı, Turk masalları konusunda bazı ek- sıkler de vardır Onları ele alan bılım sınıriı kalmış, Turk kultur tarıhındekı yerlerı ve başka kulturierle ılışkılen araştırılmamış, gerçekten başarılı çevın ya da uyarlamalar çok az sayıda yapılmış ve neden- dır bılınmez, Turk yazarları, bugune kadar derlen- mış hayranlık uyandıran bu masallar bınkımıne fazla ılgı gostermemıştır Dr Muhsıne Helımoğlu Yavuz, bu alanda par- layan yıldızlardan bırıdır Son sekız yılda, çok ba- şanlı derleme kıtapları, halk masallarıni ınceleyen bıhmsel makalelerı yayımlanmış ve efsanelerınin, alkışlanacak bır uyarlaması sahneye konmuştur ("Sılvanlı Kadınlar"- istanbul Şehır Tıyatrolan) "Masallar ve Eğıtımsel Işlevlen" (*) hem masal- larla ılgılı genel temel bılgıler vermekte hem de kı- taptakı masallan ıçerık açısından ıncelemektedır Kıtabın uçte ıkısınden çoğu, doksan masal ve bun- ların ıletılen ıle alınacak derslenn tanımlamasına ay- rılmıştır Dr Helımoğlu Yavuz'un, çoğu Anadolu'nun Do- ğu ve Guney bolgelerınden derienmış bu masal- lan yenıden anlatımında, buyulu bır tat vardır Ma- salların çoğu, yaratıcılık ve mızah dolu Hemen hepsının geleneksel olduğu açıkçagoruluyorsada bır ıkı tanesı oldukça yenı sayılabılır Hayal gucunun canlılığı, gerçekustu oğeler, an- latım dılının akıcılığı ve yaşama sarsılmaz bır ınanç- la baglılık, hepsının kayda değer ortak ozellıklen- dır (*) Muhsıne Helımoğlu Yavuz, Masallar ve Eğı- tımsel Işlevlen, Urun Yay, Ankara 1997, s 444 DUMLUPINAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosvaNo 1997 7 Esas KararNo 1997 7 Davacı Huseyın Yuksel Kızılpe tarafından davalı Dumlupınar Nufus Mudurluğü alevhıne mahkememıze açılmış bulunan soy ısım tashıhı davasinın mahkeme- mızde vapılan açık ve sozlu yargılaması sonunda dava- nın kabulune karar venlmış olmakla, Kütahya ılı Dum- lupınar ılçesı Zafer mahallesı Cılt 002-03 sayfa 31, kutûk sira no 88 de nufusa kavıtlı Tevfık ve Zekıve'den olma 1967 dogumlu Hus,eyın \ uksel Kızılpe nın sovadı- nın Kızıltepe olarak tashıhıne Sovadı tashıhının davacı- nın e!ji ve reşıt olmavan çocuklanna da teşmılıne, Harç peşın alındıgından venıden harç alınmasına ver olmadıgina Vargılama gıderlennın davacı uzennde bı- rakılmasına Masrafı davacıdan ahnarak huküm ozetının mahkememızın >argı çevresınde de munteşır yuksek tı- rajlı bır gazete ıle ılanına Daır davacı ıle davalı nufus ıdaresı temsılcısı Sebahattın Pekmez ın huzuru ıle Cum- hunvet Savcısı Gul Dılan Çalrşkan'ın bulunduğu halde mutalaava uygun \argıta\ >olu açık olmak uzere venlen karar açıkça okunup usulen tefhım kılındı 09 04 1997 tanhlı karar ılan olunur Basın 30937 T.C. DUMLUPINAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosvaNo 1997 6Esas KararNo 199"? 8 Davacı Yavuz Kızılpe tarafından davalı Dumlupınar Nufus Mudurluğü aleyhıne mahkememıze açılmış bulu- nan sov ısım tashıhı davasının mahkememızde vapılan açık \e sözlu vargılama sonunda davanm kabulune ka- rar venlmi!) olmakla Kutahya ılı Dumlupınar ılçesı Za- fer mahallesı cılt 002 02 sa>fa 31 kutüksırano 88 de nufu^a kavıtlı Tevtık ve Zekıveden olma 1968 doğumlu \avuz Kızılpe nın sovadının Kızıltepe olarak tashıhıne Bu sovadı tashıhının davacının eşı ve reşıt olmayan çocuklanna da teşmılıne Harç peşın alındıgından venıden harç alınmasına yer o'madıgına Masrafların davacı üzerınde bırakılmasına. Masrafı davacıdan alınarak huküm ozetının mahke- memızın >argı çevresınde de munteşır yuksek tırajlı bır gazete ıle ılanına Daır davacı ıle davalı nufus ıdaresı temsılcısı Sebahat- tın Pekmez ın vuzune karşı Cumhunyet Savcısı Musta ta Arslanturk un huzuru ıle mutalaaya uvgun Yargıtay >olu açık olmak uzere venlen karar açıkça okunup usu- kn anlatıldı 09 04 1997 tanhlı karar ılan olunur Basın 30936 Kültür Bakanlığı'nda Esenlik... ERDEMYÜCEL T ürkıye. REFAHYOL ıktıdannda duyarlı (hassas) ve guç bır do- nemden geçmıştır Kuşkusuz, Refah ruzgânnın olumsuz yonde etkıledığı kurumlann başında da Kultur Bakanlığı gelmıştır Bu bakanlıkta olup bıtenlen akılcı. bilimsel venes- nel olarak gozlemlendığımızde yoğun bır kad- rolaşmanın yanı sıra, kulturel çokuntunun hız kazandığını da ıbretle gormuş olduk Yazılı ve gorsel basın olup bıtenlen gozler onune sere- rek gorevını tam anlamıyla vaptı Kultur Bakanlığı'nda çok daha onceden planlanmış kararlar yururluğe konurken perso- nel bızden sızden dıye ıkıye aynlmaya çalışıl- mış, atamalar hep bu doğrultuda >apılmıştır Oysa Kultur Bakanlığı'nda dın somurucu kad- rolaşma hareketı kımsenın dıkkatını çekme- den 1980 lı yıllann bıraz oncesınde başlamış- tır O yıllarda bakanlığın teftış heyetını oluştu- ran mufettış kadrolan öğretmen kökenlı. bazı- lan koktendıncı, bazılan da tankat ehlı kışıler- ce doldunılmuştur Sonrakı y ıllarda yonetme- lıklere uyularak atamalar yapılırken ortaoğre- tımde dını eğıtım gormuş olanlara oncelık ta- nınmıştır CHP dönemı kültür bakanlan ve üst düzey burokradarı, bazl muzecılenn ve yayın organ- lannın kendılenne yaptıklan uyanlan neden- se onemsememış, konunun uzenne (bır tehlı- ke görmedıklennden1 ) eğılmemışlerdır Bu- nun kaçınılmaz sonucu olarak da Atatürkılke- lennı benımsemış aydın. konusunda uzman mûzecı, kutuphanecı ve sanatçılar yanlı teftış- lerden etkılenmtş. bazılan pasıf durumlara ge- tınlmış, bazılan da bakanlığı terketmemışler- dır REF\HYOL ıktıdara gelır gelmez yandaş atamalar hız kazanmış bakanlığın merkez ve taşra teşkılatmda boşaltılan kadrolar dolduru- lurken bılımsellık vonetım becenlen onem- senmemış, bazı çevrelere yakınlık on planda tutulmuştur Ancak ataması yapılanlann çoğu uçlü kararname kapsamında olmadığından ış- lemler Resmı Gazete'de yayımlanmamış ve bundan oturu de kamuoyu olup bıtenlerden bır- kaç ornek dışında habersız kalmıştır Kultur Bakanlığı kuruluşlanna ıçkı yasağı konulmuş, lstanbul Arkeolojı, Turk-Islam Eserlen Bodrum Sualtı Arkeolojı muzelen ıle A> a lnni anıtında yapılmakta olan dıplomatık, kulturel resepsıyonlar bır anda etkınlıklennı yıtırmıştır Ardından bakanlığın Ankara'dakı sosyal tesısınde de komıklıkler onlan ızlemış- tır Ozellıkle 19 Uluslararası Kazı. Arastırma ve \reometn Sempozyumü'na katılan yerlı ve yabancı bılım adarnlanna venlen kokteylde co- la ıle meyve sulannın sunuluşu tebessûrnle kar- İZİN ÇIKTIL. HÖGH-UCHE-JAYJAY ve İLİE'DEN SONRA RADYO SEKTÖRÜNDE FENERBAHÇE FM'İN GÜÇLÜ VE GELİŞEN TEMPOSUNA AYAK UYDURABİLECEK "REKLAM SATIŞ şılanmıştır1 Refah ıktıdan donemınde muzeler vetenek- lı eleman eksıklığınden, ekonomık güçlukler- den buyuk sorunlar yaşamıştır Duhya çapın- dabır sualtı arkeolojı muzesı olan ve her yıl bır- bınnden değışık bıhmsel sergılemelerle Bod- rum Sualtı Arkeolojı Muzesı, bu donemde so- zu en çok edılen muzelenn başında gelmıştır MO 626'da Yassıada (Ludo) açıklannda batan Doğu Roma gemısınm sergılendığı eskı şapel- den sokulerek çıkanlmak ıstenmesı -Bodrum- lular başta olmak uzere- çevre orgutlennı, top- lumu av ağa kaldırmaya yetmışur Bodrum Mü- zesı'ndekı batığın bulunduğu şapelın ıbadete açılma çabalannı, muze ıslevındekı Trabzon Ayasofya'sını aynı konuma getırme çabalan ızlemıştır Oysa gunumuzde Vıze ve Enez aya- sofyalan yıkılacaklan gunu beklemektedırler Onlann yanı sıra Kaysen Etnografya Muzesı olan Huant Hatun Medresesı muze konumun- dan çıkanlarak Vakıflar Genel Müdurluğu'ne devTedılmıştır Bu kıyımdan Rumelıhısan da kurtulamamış, açık hava konserlenne kapatılıp lstanbul Be- ledıyesı'ne devn kararlaştınlmış ve yenı Kul- tur Bakanı son anda duruma el koyarak yapıl- mak ıstenen bu yanlış ışlemı durdurmuştur Bütun bunlar olup bıterken son bırkaç yıl ıçe- nsınde 60'a yakıjı mûze ve ören yen soyulmuş ve 2687 eser çahnmıştır Kultur ve Tabıat Varlıklannı Koruma Ku- rullan da bu donemın olup bıtenlen dışında kalamazdı ve kalmadı da Refah kadrolan- nın dumen suyundan gıden yonetıcılen do- ğal ve tanhı alanlann çevrelenne yenı yapı- lanmalara ızın venr- ken kurul üyelennın buyuk çoğunluğu de- ğıştınlmış, daha once alınan ılke kararlan ıse hıç onemsenme- mıştır Bu arada bazı oğretım üyelennın ka- zı ızınlen ıptal edıl- mış. 19' Uluslararası Kazı. Arastırma ve Arkeometn Sempoz- yumu'nda Phokaı ka- zılannı yurüten Prof Dr Ömer Özyigit bu durumu acı bır dılle yermış. Prof Dr Fah- ri Işık da "Patara 1996"konulutebhğını protesto amacıyla ver- memıştır Sözcuğun tam anla- mıyla bır kultur kar- maşasının yaşandığı bu dönemde ıbretle ız- ledığımız olumsuz- luklann son bula- cağına ınanmak ıs- tıyoruz DANIŞMANI" TRANSFER EDİLECEKTİR. * TRANSFER BASINDAN GİZLİ YÜRÜTÜLMEKTEDİR. SİZ DE "BU TAKIMDA OYNARIM" KENDİNİZİ ASLA YABANCI HİSSETMEYECEKSİNİZ. Irt: (0 216) 330 03 83-(0216) 330 03 84 Kuşdili Cad. Inşaatçılar Han No: 8/6 (Halkbank yanı) Altıyol/Kadıköy (Lütfen Semih Ünal'dan randevu alınız) T.C. ŞANLIURFA l.ASLtYE HU- KUK MÂHKE- MESÎ'NDEN EsasNo 1997 183 Davacı Zelıha Guneş tarafından davalı Mustafa Gu neş alevhıne mah- kememıze açılan nafaka davasında, Davalının bırçok aramalara rağmen adresınde buluna- madıgından dav a dılekçesmm ılanen teblığıne karar ve nlmış olmakla lşbu ılanın neş- nnde dav alının Şanlıurfa 1 Aslıye Hukuk Mahkeme- sı nın 1997 183 esas sayılı dosyası- na bızzat muracaat etmesı ve>a kendı- sınıbırvekılletem- sıl ettırmesı ettır- medığı takdırde yargılamaıun gı>a- bında yapılacağı ve duruşma gunu olan 19'8 1997 gunu gı- yapta karar venle ceğı davadılekçesı yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur 22 7 1997 Basın 34524 PENCERE Islama Gerçekçi Gözle Bakmak... 2000 yılının eşığınde Turkıye, yalnız Batı değıl, Doğu uygarlığını da çok yakından tanımak zorun- dadır Bırmı anlamadan otekını oğrenmek zaten olanaksız1 Sabahattin Eyuboğlu yıllarca once yazmış. " şuna ınanıyonım kı, bız, bugunku Anadolu Turklen, Doğu klasıklennı yenı baştan anlamak ve anlatmak zorundayız Başta Kuran olmak uzere Arap ve Fars edebıyatını, bız, bugune kadar, tyı ko- tu, doğru yanlış demeden, aklımızı, sağduyumu- zu kullanmadan bjr çeşıt kıble saymış, Hafız'/n serçe kuşu dedığınde bır Zümruduanka gormuş, Sadı'nın ev dedığını saraya çevırmışız Onlan asıl- lanndakı sadelıkte gorursek, yenıden ve daha kok- ten kazanabılınz " Eyuboğlu bu duşuncesını "Hayyam "çevırısının onsozune yazmış • Pekı, Hayyam nasıl bır kışı? Anlatıyor "Akılla bır konuşmam oldu dun gece; Sana soracaklarım var, dedım, Sen kı her bılgının temelısın, Bana yol gostermelısın Yaşamaktan bezdım, ne yapsam? Bırkaç yıl daha katlan, dedı Nedır, dedım bu yaşamak? Bır duş, dedı, bırkaç goruntu Evı barkı olmak nedır9 dedım, Bıraz keyfetmek ıçın Yıllar yıh dert çekmek, dedı Bu zorbalar ne bıçım adamlar, dedım, Kurt, kopek, çakal, makal, dedı Ne dersın bu adamlara, dedım, Yureksızler, kafasızlar, soysuzlar, dedı. Benım bu delı gonlum, dedım, Ne zaman akıllanacak? Bıraz daha kulağı burkulunca, dedı Hayyam 'ın bu sozlerıne ne dersın, dedım, Dıznvş alt alta sozlerı, Hoş beş etmış derım, dedı " Hayyam ışte boyle bır kışı, butun yaşamında ve şıırterınde bağnazlığı taşlayan bır duşunur şaır • Her dınde olduğu gıbı islamda hoşgorulusu de var bağnazı da Turkıye'de bugun yaşadığımız olayın anlamı ne 9 Murtecıler dıyorlar kı, laıkçılerle Musluman- lar çatışıyor Yok canım'? Ulkemızde bugun "Muslumanlar" ıle "murtecı- ler" arasında bır çatışma yaşanıyor, daha doğru- su kara yobazlann saldınsını Musluman çoğunluk goğuslemeye çalışıyor lslam tarıhınde bu ıkılem hep yaşanmış, ama, bu kez ıçerık daha değışık ' Hesaplaşma, ulkemızın yaranna sonuç verecek- tır, kım olduğumuzu daha lyı anlayacağız, Batı ıle Doğu arasında Avrupa ıle Asya'nın bırleştığı yerde ıkı uygarlığı da duyumsamak herkese nasıp olage- len bır ayncalık değıl ] M SevgÜİ CAN, Sen çiçeğimızsin bizim içimizde uyuyan. On yıl oldu aramıza aynlık düşeli. On yıl oldu hem seninle, hem sensiz. GÜ1\AY-ELİF-NEVZAT Gece kulubu, otel ya da herhangi bır tesıs açacaklann dıkkatıne Turkıye'de vızyon olmak, dünyada ses getıren açılışlann aynısını ya da daha görkemlısını ısteyenler 21 yuzyılın mesleklennden olan ımaj mühendıshğı ıle ınsan kaynakJan yonetımını tanımak ısteyen ve bunlan şırketlennde uygulamak, teknolojınrn gensınde kalmamak ısteyenler, lütfen bızı arayın Levent DİKMENER / Girişimci Tel (0 212)263 43 45 Saat 18 00'en sonra TEŞEKKÜR Amelıyatımı başan ıle gerçekleştıren mustesna ınsan Prof. Dr. ALİ EMRE'ye, Operator Dr. ORHAN BİLGE ve anestezı uzmanı Dr. Tahsın 4KGÜN'e, hastalığımm teşhıs safhasında benımle yakınen ılgılenen Gastroenterolog Dr. Mustafa İŞCAN ve Radyolog Dr. Çetin ÖVER'e, hastanede yathğım surece sağlığımla oz\enlı bır şekılde ılgılenen Amenkan Hastanesı Genel Cerrahı Bolumu uzmanlan Dr. Meral DEVÜREL, Dr. Şenol ÇARILLI, Dr. Ender BERKE v e Dr. Hovsep HAZAR'a, hastanenın 2A servısının ustün nıtelıklı hemşırelenne ve gosterdığı sıcak ılgı nedenıyle Amenkan Hastanesı Tıbbı Staf Başkanı Dr. Gürbüz BARLAS'a sonsuz şukranlanmı sunanm Prof. Dr. Lütfi DURAN 722106 Nolu ehlıyetımı ve 54 AE 590 plakalı oto ruhsahmı kavbettım hukumsüzdür MEHMET TURALOĞLU KİTAP UYGARLIĞIN SİMGESİDİR UYGARİNSANLAR KİTABAVE KITAPÇIYAGEREKEN ONEMİVERMEUDİR KİTAPÇILAR DERNEĞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle