23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 23 yıl ceza almasma karşın toplumda itibar gördüğünü belirten Yağmurdereli, çetecilerin insan içine çıkamadığını söyledi 'Düşünceye özgürliiktoıı korkuyorlar' roplumun artık devleti ve hukuku tartışmaya başladığını belirten Eşber Yağmurdereli, bir iki yıl içinde sorunlann önemli ölçüde çözüleceğini, bu yüzden çok rahat olduğunu söyledi. rCY'nin 312. maddesi ve TMK'nin 8. maddesi nedeniyle hüküm verilen Yağmurdereli. "23 yıl hapis yatacak ömrüm yok, ama 312. ve 8. maddelerin de bu kadar ömrü yok" diye konuştu. HALtL NEBİLER Toplumlar vicdanlanyla yaşarlar. Yoksa yaratırlar. Sokaktaki insan, arkasında bilmem kaç leşi olan katıllere, elleri kana bulanmış bakanlara, şerefli kahraman ilan edilenlere bakıyor ve onlann ellerini kollannı sallaya sailaya dolaşmalanna karşın 5 dakıka konuş- tuğu için 23 yıl hapse konulmak istenen Meh- met Eşber Yağmurdereli"ye bakarak toplum- sal bir vıcdan oluşturma çabasına bir tuğla ko- yuyor. Kim Yağmurdereli?.. 5 dakika konuşarak 23 yıl hapis cezasını nasıl hak etmış? Yağmurdereli 1945 yılında Erzurum'da doğmuş. Tortum'dan sonra aile Bursa'ya göç etmış. Çocukluğunda gözlerini yitirmış ve bu haliyle Ankara Cnıversitesı Hukuk Fakülte- si'ni bitirmiş. Sonra hukuk felsefesı alanın- da doktora yapmaya çalışmış. Eskı davalann- dan birinde hâkim karşısında kimlık tespıtı yapılırken adını, soyadını, doğum yenni, do- ğurn tarihıni falan söylemiş de tahsıl konu- sunda problem çıkmış. Hâkim sormuş: - Mesleğin ne? - Avukatım... demiş Eşber abi. Hâkim şa- şırmış, sormuş: -Tahsilinne? - Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesı me- zunuyum... demış Eşber abi. Hâkim daha da şaşırmış... sormuş: - Senin okur yazariığın var mı? (Eşber abi kör ya!.. Körler okuyamaz, yazamaz ya!..) - Üniversite bıtirdım... demiş Eşber abi... Hâkim yine sormuş... - Sen nasıl okuyup yaayorsun? Şimdi ne desın Eşber Yağmurdereli? "Sol- dan sağa dogru" mu desın. "Sadece Türkçe değil. birkaç yabancı düden okmup yazması- nı da büi>orum" mu desin, kabartma körler alfabesını mı anımsatsın?... - Sekreterim var. o okuyor, ben dinliyo- rum; ben söylüyorum. o yazıyor... demış... Hâkim dönmüş zabıt katibesi kıza,"Yaz kı- nm" demiş, "Avukatoiduğunusövlcr,cahiL-" Işte bu Eşber Yağmurdereli. bugünlerde 1.80 boyunda, yaklaşık 100 kilo ağırlığında bir kamu vıcdanı sımgesi olarak aramızda do- laşıyor. Yine bugünlerde 23 yıl hapis cezası- nı çekmek üzere cezaevıne atılacak... Eşber abiyle ilgılı en net ve en \eciz tepkiyı, "Eş- ber'i hapse atarsanızTürldye'yi terk ederim" diyen Yaşar Kcmal v erdı. Hüsamettin Cindo- ruk, "Eşber"e yaptlan zulümdür" diye ko- nuştu ve Leman dergısı çalışanlan Eşber abi hapse gırerse kendılennı Leman bmasına ka- patacaklannı ılan ettiler. Peki, Eşber abi ne di- yor bu ışlere?... Eşber abi dıyorki: "Düşünceyi ifade özgüriüğünün karşısın- da ki en önemli engeller Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesi ve Terörle Mücadele Kanu- nu'nun 8. maddesi. 8. madde nedeniyle bana 23 yıl hapis hükmü verildi. Benim 23 sene ha- pis yatacak ömrüm yok, ama 312. ve 8. mad- delerin de bu kadar ömrü yok. Bir düşünfin, sene 2019 ve ben içerideyim; düşünen, yazan, çizen birtakım insanlar içeride_ Olacak şey degiL Ben bu yasalann ve genel anlamda top- lumsal kurallann. özel anlamda hukukun en geç iki-üç yıl içinde değişecegine inanıyonım. Bu yüzden de çok nüunm_." Bir taraftan da tavla oynuyor Eşber Yağ- murdereli... Bayağı bayağı zar atıyor, pullan yer değiştiriyor ve tavla oynuyor. Rahmi var karşısında. "Bi dakka"diyor Eşber abi ve Rahmi'nın pulu yanlış kapıya koyduğunu söylüyor. Elleriyle, kulaklanyla görerek oy- nuyor... - Arkamda şu kadar leşim var diyerek or- talıkta dolaşan çete üyelen varken senin sa- dece yaptığın üç-beş dakikalık bir konuşma nedeniyle 23 yıl hapse atılman, sıradan ınsa- na yansıyor mu? t Onlar insan içine çıkamıyor' - Devletın içine yuvalanmış çeteleri herkes bilıyor. Bu kışıler arkalannda kaç ölü. kaç ya- ralama, kaç hırsızlık olursa olsun değişık ne- denler ya da ilişkiler yüzünden yargılanamı- yor, cezalandınlamıyor. Bunu sokaktaki insan biliyor. Sokaktaki insan bir de beni ya da be- nim gibileri görüyor. O zaman diyor ki, "Bi- rileri adamöMürüyor, uyuşturucu satrynr. hır- sızhk yapıyor ve serbest Eşber gibi birileri de sadece konuştuğu için 23 sene hapse atıhyor. adalet mi ulan bu" dıyor Bugünlerde benım karşılaştığım en önemli toplumsal dönüşüm- lerden biridir bu. Toplum. devletin ve huku- kun meşruluğunu tartışıyor Böyle devlet ol- maz dıyor. Böyle adalet olmaz dıyor. Şımdı bak, ben 23 yıllık cezayla sokağa çıkıyorum, gezıyorum, ınsanlardan itibar görüyorum. Çetecıler, devlet-mıllet adına cınayet işledik diyenler insan ıçıne çıkamıyor. Bu toplum, sıradan insan, sokaktaki adam daha ne yap- sm? - Çeteciler hapis yatmasını da beceremiyor- lar galiba? - Yok, yatamıyorlar... Mesela bak, Metin Göktepe'nın katıl sanığı polısler can güven- liği garantisı ısteyıp öyle teslim oldular. On- lar, İbrahim Şahin'ler. Ayhan Çarkm'lar fa- lan hep acaba bu gece şişlenir mıyim, binle- ri koğuşu basıp beni öldüriir mü diye yatıyor- lar... Cezaevinde de tecrit edilmiş durumda Eşber Yağmurdereli boş zamanlannı tavla oynayarak geçiriyor. Vağmurdereli zar atıyor. puDan yer değiştiriyor, hatta karşısındakinin yanlışnı bile düzehecek kadar iyi bir tavla ustasL (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) yaşıyorlar. Kimse onlarla konuşmuyor bile. Bana sorarsan, artık Metin'in katillerinin. çe- tecilerin falan cezaevine girmeleri falan be- nım için pek önemli değil. Toplum bu işı bu- raya kadar getırdı Onlan serbest gördüğün- de kızıyor, devleti ve hukuku sorguluyor O, sokaktaki insan var ya, işte o kendı v icdanı- na göre bir hukuk yaratıyor. Bu andan sonra onlar cezaevine girse ne olacak, girmese ne olacak17 .. Yağmurdereli'ye soruyoruz: - Ölûrsün hapislerde, kaç git buralardan di- yenler çok mu? - Ne dıyorsun? Oyle çok kı!. Gıt yurtdışı- na. 23 sene yatılır mı dıyorlar. Tamam, gide- yım ama bunca sene düşünce özgürlüğü için uğraşmışım. Kaçarsam bütün çabalanm bo- şa gidecek. Bir de ben kaçarsam, sen kaçar- san, o kaçarsa. bu kaçarsa, buraya kadar ge- tırilen bu mücadele ne olacak? Yazık değil mi? Üstelik benim tahlillerime göre bir ikı se- ne daha dirensek bu sorunlar önemli ölçüde 8 yılı protesto eylemi îzinsiz gösteride 229 gözaltı AHMETKURT KOCAELİ - Kocaeli ve Erzurum'da 8 yıllık kesintisiz eğitimi protesto için izinsiz gösteri yapan 229 kişi gözaltina alındı. Gönüllü Kültür Teşekkülleri'nce dün yapılması planlanan 8 yıllık eğitimi protesto mitingi Kocaeli Valiliği'nce ıptal edilmesine karşın öğle namazından çıkan 600-700 kişilik bir grup, dün Anıtpark çevresinde yürüyüşe geçti. Polisin yoğun güvenlik önlemi alması üzerine göstericiler saat 13.45 sıralannda Anıtpark karşısmdaki Perşembe Pazan mevkiine yönelerek burada toplanmaya başladılar. Polisin dağılın uyansına karşı gelen 200 kişilik bir grup ise "İmam-hatipler kapablamaz" şeklinde sloganlar atarak Anıtpark'a yürumek istediler. Ancak polis, grubun parkın içine girmesine izin veımedi. Kocaeli Emniyet Müdürü Süteyman Şahin. göstericileri dağılmalan yönünde uyardı. Ancak alkışlı protestoda bulunan göstericiler. Perşembe Pazan önünde toplanan diğer gnıba katılarak beklemeye başladılar. Burada "Medya olay istiyor" diye bağırarak gazetecileri taciz eden şeriatçı grup. "Mesut Yılmaz Rusya'ya" şeklinde slogan atarak yeniden yürüyüşe geçti. Gazetecilere karşı kışkırtma Bu arada grupta yer alan RP Rize Milletvekili Şevki Yılmaz'ın kardeşi Şevket Y ılma/'ın da basını hedef gösterici konuşmalar yaparak grubu gazetecilere karşı kışkırönaya zorladığı görüldü. Yılmaz, gazetecilerin kendisini görüntülemek istemesi üzerine göstericilerin arasından izini kaybettirdi. Kocaeli polisinin hoşgörüsüyle ikinci kez dağılma sözü veren göstericiler, saat 14.00 sıralannda şeriat yanlısı sloganlar atarak yeniden yürüyüşe geçti. Polis kent merkezine doğru ilerleyen gruptaki 5 kişiyi gözaltına alınca göstericiler buna karşı çıkt. Güvenlik güçleri, kendilerine direnen 200 kişilik bir grubu gözaltına aldı. Kadın ve erkekleri ayn otobüslere bindiren güvenlik güçleri. çevreden olayı protesto eden küçük bir grubu da otobüse bindırerek sorgulamak üzere tzmit Atatürk Spor Salonu'na götürdü. Polis, diğer göstericileri ise dağıttı. Erzurum'da, Lalapaşa Camii'nde kılınan öğle namazından çıkan bir grup gösteri yapmak istedi. Tekbir gerirerek "Imam-hatipler kapanlamaz" şeklinde slogan atan gruba polis müdahale etti. Burada güvenlik güçlerine direnen göstericilerden 29'u gözaltına alındı. Sendika işçi eğitimine, yasal olarak harcaması gereken paranın 2.5 katını ayınyor Harb-Iş'ten farkh eğltim progranu ŞUKRANSONER Sendika liderlerinin sendikacılığın içinde bu- lunduğu dev sorunlar kar- şısında"havlu atrjklan". günü kurtarmaya baktık- lan bir süreç yaşanıyor. Sendikayı ve işçiyi kurta- ramayacaklanna karar verdikleri ve bu nedenle de kendilerini olabildiğin- ce hızlı kurtarmaya bak- tıklan bu süreçte, işçiden kopan sendika liderlerini en çok onlara hesap sora- bilecek işçiler korkutuyor. Bu korkunun doğal bir sonucu olarak da, işçinin eğitiminde, bilinçlenme- sinde kullanılması yasal bir zorunluluk olan sendi- ka eğitim fonlannı bu amacın dışında kullanmak üzere her şey yapıhyor. Bütçe oyunlan yanında, zevahiri kurtarmak üzere düzenlenen eğitim semı- nerlerinde "en az eğitim, en çok harcama" için ne yapılabilirse yapıhyor. Bütün bu çir- kinliklerin içinde az da olsa arada gü- zel örnekler de var. lşçisini eğıtmek- ten korkmayan kimi sendikal kadro- lar, başkanlar da hâlâ yaşıyor. Olma- sı gereken, olağan, yaşadığımız tab- loda özel ve de güzel örnekler olarak, işte böyle, gazeteye haber konusu oluşturuvor. Harb-Iş Sendikası yasal zorunluluk olan eğitim harcamalannın 2.5 katını bütçesinden eğitime ayıran herhalde tek örnek. Birkaç tür eğitim program- lan ıle sadece ulaşabildiği, eğitimden geçirdiği üye çoğunluğu anlamında değil, eğitimin anlamı ve sınırlanna ilişkin açrığı yeni ufuklarla, bir şeyler yapmak isteyen sendikalar ve yarar- lanmak isteyen işçiler için yol göste- rici oluyor. Harb-Iş'te 1994-95 yıllannda 209 bin işçi temel eğitimden geçinlmiş bulunuyor. Ancak sendikalann uygu- ladığı bu klasik eğitimin sadece işçi üyeyi sendikaya moral anlamda yak- laştırmaya yettiği, işçilik ve sendikal bilinç kazanma anlamında fazlaca iş- levsel olamadığı biliniyor. Bu nedenle sendika daha sonraki yıllarda bütün yönetim kadrolan ve temsilcileri kapsayan ciddi eğitim programlanna geçerken, diğer yan- Sendikamn tesislerinde düzenlenen programa aDeteriyle birökte kaülan işçiler hem eğitim alıyor hem de tatil yapıyor. dan da doğrudan işçi üyeyi bilinçlen- dirmeyi hedefleyen farklı programla- ra ve eğitimin çeşitlendirilmesine geçmiş bulunuyor. Bunlardan en önemlisi işçiyi doğ- rudan eğitimin içine alan, kuru bilgi vermekten öte, olayın içine sokan "düzenli eğitiınler''. Bu projede sen- dikanın önemli merkezlerinde gönül- Böylece işçi ve sendikal yaşam için güncel. yaşamsal sorunlarda, işçinin gerçekten konuşabilecek. düşünce üretebilecek kadar bilgi sahibı olma- sı ve deneyim kazanması sağlanma- ya çahşıhyor. İşçiler gruplar içinde çaba ve başanlanna göre elene elene. daha etkin katılım ve çalışmalar için önce 300, sonra 100 kişiye iniyor. On- Jİşçi, anketlerle kendilerinin seçtiği konular çerçevesinde kendi hazırlık yapıyor, kendi konuşup kendi raporlar üretiyor. Böylece işçinin gerçekten konuşabilecek, düşünce üretebilecek kadar bilgi sahibi olması ve deneyim kazanması sağlanmaya çahşıhyor. lüler arasından önce toplam bin kışi- yi bulan gnıplandınnalar oluşturulu- yor. Bu gruplarda dışardan gelen ho- calann kuru bilgi vermesi ve işçinin dinleyici olması yerine. işçinin doğ- rudan katılımını sağlayan programlar uygulanıyor. İşçi anketlerle kendılen- nin seçtiği konular çerçevesinde ken- di hazırlık yapıyor. kendı konuşup, kendi raporlar üretiyor. larla daha da kapsamlı eğitim ve ça- lışmalarla, işyerlerinde sendikal so- runlara yatkın, bilinçlı kadrolann çe- kirdeğı oluşturuluyor. Sosyal, siyasal, sendikal yaşamda doğan büyük boş- luk nedenı ile, işçilik bilıncinde yaşa- nan gerileme. boşluk kapatılmaya ça- hşıhyor. tşyerlennde sendikal deyim- le "militan'' kadrolann oluşması he- defleniyor. Türkiye ve sendıkacılık yaşamımız için çok yeni ve denenmemiş bir eği- tim türünde ise işçi ailesı ıle birlikte eğitimden geçiriliyor. Işçilerin yıllık izinlerinden yararlanılarak, Yalo- va'daki sendikanın dinlenme ve eği- tim tesislerinde gerçekleştirilen bu eğitimde, sendikal konulardan aile içi ilişkilere kadar, bir aılenın bütününü ilgilendiren her konu ve yeteneklerin geliştırilmesi bile var. Sendika üyelerinin zorunlu, aılele- rin gönullü katıldıklan eğitim prog- ramlannda ailenin de sendikaya, işçi- nin sorunlannayakınlaşması hedefle- niyor. Aile programlannda ise bütün ho- calann gönüllü olduğu ve Türk Ta- bipleri Birliği, diş hekimleri, öğret- men sendikalan ile işbirliğinde ger- çekleştinlen programlarda. aileler için temel bilgıler yanında. aile birey- lennin yeteneklerinin öne çıkanlma- sı hedefleniyor. İşçiler ve aileleri ahşılmışın çok dı- şında olarak hem tatil yapıp. hem eği- timden geçiyor, hem de sağlıktan baş- layarak, yüzme, satranç. müzik. tıyat- roya kadar kültür-sanat ve yaşamın her alanına uzanan, ınsanca yaşa- manın bir parçası olan etkinliklerin eğıtimıni de alarak içinde oluyorlar. çözülecek. Neden gideyım ki? - Bir iki senede bu sorunlar nasıl çözüle- cek? - Dünya, 9O'lı yıllann başlanna kadar bir soğuk savaşla geldi. Bütün bu süreç içinde Avrupa ve ABD insan haklan ve demokrasi konusunda bir çıfte standart ızledi. Ancak 9O'lı yıllann başlannda soğuk savaş bittı ve çifte standardın da ayağını basabileceği nes- nel bir temel kalmadı. Şimdi ABD ve Avru- pa bu çıfte standartı tasfiye edıyor. Mesela ba- kın. Gladyonun tasfiyesi falan bu temelde- dir. Avrupa Bırliğı'ne gırmek isteyen Türki- ye'nm önüne insan haklan ve demokrasi so- rununu koyan Avrupa ülkelennin samimi ol- duklanna inanıyorum. Samimi olmasalar, tu- tar, yüzde yüzlük enflasyon oranını bahane olarak kullanırlardı. Avrupa Birliği'yle sım- gelenen sistem içensmde Türkiye bu açıdan sıkıştı. Birde ıçten sıkıştı. Içeride nereden sı- kıştı? Düşünceyi ifade özgürlüğü noktasından sıkıştı. Türkiye'de üç bin faili meçhul siyası cınayet var. Bunlan çıkann diyemıyorsun. ce- zai müeyyidesi var. Kürt sorunu var Terörle Mücadele Kanunu'nun 8. maddesıyle bölü- cülük propagandası diye bir şey getırildi. Ik- tidar sahıpleri bölücülüğü kendileri yaptılar. Seçılmiş milletvekıllerinı cezaevine artılar. Cezaevinden kurtulanlar sürgünde Kürt par- lamentosunu kurdular. Bu parlamentoyu ben kurmadım, iktidar sahiplerinin Kürt sorunu konusundakı yanlış politıkalan yüzünden ku- ruldu. Terörle Mücadele Kanunu toplumsal bir ihtıyacı karşılamıyor. iktidar sahiplerinin baskı kurma ihtiyacını karşılıyor. Çünkü on- lar korkuyorlar. - Bu korku konusunu biraz açabilir miyiz? 'Korkuyorlar' - Ben 23 yıl meselesi için Türkiye Büyük Mıllet Meclısi'nde hemen hemen bütün siya- sılerle görüştüm. Partilerin Meclıs grup baş- kan vekılleriyle, mılletvekıllenyle... Görüştü- ğüm herkes, "Senin hapse atılmanı biz de is- temiyoruz, insanlann düşüncelerinden dola- yı cezalandınlmasına biz de karşıyız" dıyor... O zaman kaldınn bu y asaklan kardeşım. \'ok. kımse bir şey yapmıyor. Hepsı, dığerlenni en- gel olarak gösteriyor. Aslında hiç birinin hıç bir şey yapmamasının altmda korku var. Dü- şünceyi ıfade özgürlüğü kalkarsa herkes ko- nuşmaya başlayacak. Once Türkiye'nın geç- mışı sorgulanacak. Gladyosuyla. çetelenyle, rüşvetıyle. düşünce yasaklanyla herkes her şeyi irdeleyecek. Böyle birortamda. bugün si- yaset yapanlann hıç bıri siyaset yapma ımkâ- nı buİamayacak. Bugün siyaset yapanlann hepsı üçüncü kopya. Asıl siyasetçiler. gerçek sıyaseti konuşacaklar. Bu yüzden korkuyor- lar. Düşünce yasaklan maddesi onlann var- lık nedenı... Eşber Yağmurdereli, söylediklerine inanı- yor. Konuşurken beynindekı bu inanç. söz- cüklenne yansıyor Cumhuriyet Halk Partisi milletvekıllennın kendisini kurtarmak için hazırladıklan yasa teklifı hakkında konuşur- ken kendisinden değil, teklif yasalaşırsa ya- rarlanacak yaklaşık bin kişiden söz ediyor. Diyor ki: *-1991 yıhnda devlet sıkıştı. Cezaevierini boşaltmak istedi. Bir infa/ yasası çıkardı ve in- sanlan salıverdi. Bu yasayla ilgili olarak Y'ar- gıtan Ceza Dairderi Genel Kurulu bir ictihat yayunladı. Kurulun içtihadma göre yasanın özünü af oluştunıyordu. Verilen bir af ise. in- faz yakma diye bir olay ounayacaktL Nilekim 1993 yılına kadar bu yasa böyle uygulandı. Sonra konjonktür değişti ve ictihat değişti. Ya- sa bir afolarak değil infaz >asası olarak değer- lcndirikü. Bu nedenle > aklaşık bin kişinin ben- de olduğu gibi infaa yandı. CHP'li millef\e- killerinin yasa tasansı, 1991 \ ılındaki infaz ya- sasını af vasası halinegetirivor. Benim için ha- zuiadılar. ama yaklaşık bin kişi tasan sayesin- de kurtulacak. Tasan yasalaşır vasalaşmaz, ekimde çıkmaz da "98"in Marü'nda çıkar, o ayn. Ama en azından tartışma yaratır. Benim önemsediğim bu." Yağmurdereli, konjonktür değişti, içtıhat da değişti ve bin kişi özgürlüğünü yıtirdı dı- yor. Konjonktürel hukuk olur mu? Oluyor- muş Kendısıne lOayiık mahkûmıyet kararı- nın ve böylece 23 yıllık hapis tehdıdinın de konjonktürel bir kararla venldığinı söylüyor: "- Düşünce yasaklanyla ilgili ceza kararla- nnın rümünü devlet güvenUk mahkemeleri veriyor. Bakıyorsunuz DGM'lere. siyasi mah- kemeler. Bazen gazete manşetierine göre ka- rar veriyorlar. Konjonktür degişiyor. kararla- n da degişiyor. Mesela, benim hakkımda da- va açıldığı dönemde Demırel de Kürt realite- sinden söz ediyordu. Dava 2-3 ay içinde sonuç- lansaydı ben büyük ihtimalle mahkûm olma- yacaktım. L'zadı, konjonktür değişti, mahkûm oldum.~ 'Susmuyorum anasını satayım' Eşber abının anlattığma göre bu tür karar- lar sadece konjonktür meselesi de değil. Dü- şünce yasaklanna ilişkin mahkeme kararlan hakkında şunlan söylüyor Yağmurdereli: "Düşünce suçu garip bir kavram. Bir ölçü- sü yok. Mesela cinayet diye bir suç var yasa- larda. Bir adam birini öİdürmüştür. suçtur. Somuttur. Hırsızlık yaparsınız, olay bellidir. Düşünce suçunun somut ölçüleri yok. Kişiye, yere, zamana göre degişiyor. Örnek vereyim; Cem Boyner benim söylediklerimin bin kat fazlasuıı söyledi, kimse onu 23 vıla mahkûm etmedi. Ben binde birini sövledim, oLanlan gördük. Boyner söyleyince suç yok, ben söy le- yince suç var. Herkese başka hukuk uygula- nıyor galiba.'1 Aldığı mahkûmiyetle infazının yanmasını kendisine yapılan bir şantaj. ahlakı bir tercih- le karşı karşıya bırakılmak olarak değerlen- dinyor Şu çenesinı birtutsa... Tutmuyor. Ko- nuşuyor: "İnfaz yakma olayı tam bir şantaj. Seni ha- pisten çıkarhyoruz, ama bir daha düşüncele- rini açıklamayacaksm diyorlar. Şimdi düşüne- Bm. Mesela Yaşar Kemal... Mesleği yazarhk. Düşüncelerini. kendisini yazarak ifade edivor. Ancak hakkında bir karar veriliyor. Cezası- nın infazı ertelenivor. Deniliyor kL beş yıl dü- şünce suçu işlemezse erteleme geçerlidir. Ya- şar Kemal düşüncelerini nasıl açıklar? Y'aza- rak_ Bunu söylemek. Yaşar beye meslekten men cezası vermek gibi bir şey. Böyle şey olur mu? Bir av dın ahlakj bir seçim yapmak /»nın- da bırakılıvor. Ya dürüstçe düşüncelerini açık- larsın ya da cezadan korkarak susarsın. Sus- muyorum anasını satayım_" Susma Eşber abi... Susma anasını sata- yım... Dığerlen; sız de susmayın!..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle