08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
. 5 AĞUSTOS 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tahran Radyosu'nun iddiası • D|YARBAKIR(UBA)- İran İslam Cumhuriyeti Sesi Tahran Radyosu, Ugur Mumcu ile Bahriye Oçok'un, Milli tstihbarat Teşkilatı'ndan sağlanan bombalarla öldürüldüğünü öne sürdü. Tahran Radyosu, Emniyet Genel Müdürlüğü Istihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefı Avcrnın gerek Susurluk Araştırma Komisyonu'na. gerekse DGM'ye verdiği ifadelerine dayanarak yaptığı yorumda, Türkıyetie son 5 yılda meydana gelen birçok bombalama olayında MlT'in elinde bulunan C-4 patlayıcısının kullanıldığını iddiaetti. Dışifleri'nden yalanlama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı, REFAHYOL hükümeti döneminde Kürdistan Islamı Hareketi liden Şeyh Osman'a diplomatik pasaport verildiği yolundakı haberleri yalanladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Sermet Atancanlı, dün bir soruya yanıt olarak yaptığı açıklamada, "Kuzey Irak'taki Kürdistan tslami ! Haraketi lıderi Osman Bin ! Muhammed'e bir önceki ', hûkümet zamanında ; diplomatik pasaport verildiği | yolunda basında yer alan • haberler gerçeği 1 yansıtmamaktadır" dedi. ESK'ye SOPU önengesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bağımsız Kocaeli Mıllervekılı Bekır Yurdagül. TBMM Başkanlığrna verdiği soru önergesinde, Ekonomik ve Sosyal Konsey'ın (ESK) yasal dayanağa kavuşturulmasının düşünülüp düşünülmediğini sordu. Yurdagül, Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in ^unıtlaması istemivle verdiği soru önergesinde, kamu , çalışanlan sendıkalannm, emekli örgütlerinin ve meslek odalannın temsilcilerinin konseye katılımının sağlanamadığını anımsattı. Kaçak Kuzey IrakUar • MUĞLA (AA) - Italya'ya kaçmak isteyen 17 Kuzey Iraklı, Muğla'nın Ortaca ılçesinde yakalandı. Muğla Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Ortaca'da dağlık bölgede saklanan ve pasaportlan bulunmayan 17 Kuzey Iraklı, sınır dışı edilmek üzere gözaltına alındı. Sanıklann, tekneyle ttalya'ya kaçmak üzere kimlikİen belirlenemeyen kişilerce Istanbul'dan getirildikleri kaydedildi. Demirel'e ödül • GİRESUN (Cumhuriyet) - Dünya Banşı îçın Uluslararası Eğıtimciler Birliği (IAEWP) ile KTÜ Giresun Eğitim Fakültesi tarafindan, "Avrasya Kongresi" adı altında düzenlenen "ÇevTe ve Banş" konulu uluslararası toplantı Giresun'da başladı. 9 ağustosa kadar sürecek toplantmın açılışında konuşan, IAEWP Türkiye Temsilcisi Mehmet Memış, kongrenin çevre ve banş konusunda bütün dünyaya önemli mesajlar vereceğine inandığını söyledi. Kongrede, Cumhurbaşkanı Süle>Tnan Demirel'e "Albert Einsteın Banş Ödülü", KKTC Cumhurbaşkanı Rauf ,Denktaş'a da "Albert rSchwitzer Insanlık Ödülü" verilecek. Meral'den yanıt • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş Genel .Başkanı Bayram Meral, .örgüte yöneticilerle ilgili düşüncelerini soran yazısı nedeniyle "jumalcılıkla" suçlanmasına tepki göstererek, bu suçlamalan 'hayal mahsulü yorumlar' olarak değerlendırdı. Meral, -REFAHYOL döneminde en üst kademelerden en alt kademelere kadar çok sayıda memurun görevden alınma ya da görev yen değiştirme gibı uvgulamalarla karşı karşıya bırakıldığına dilckat çekerken, amaçiannın başanlı yönetıcilen korumak olduğunu söyledi. YDP Genel Başkanı, devletin gizli belgelerini açıklamakla suçlanıyor Güzel gözahma abndıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni- den Doguş Partisi (YDP) Genel Başkanı Hasan Celal Güzel. dev letin gızli belgeleri- ni kamuoyuna açıkladığı gerekçesiyle gö- zaltına alındı. Güzel'in, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral ÇevikBirve bazı komu- tanlar aleyhine "idam* istemiyle yaptığı suç duyurusuna da Ankara DGM Cumhu- riyet Başsavcılığı takipsizlik karan verdi. Kararda, Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) faaliyetlerinin yasadışı olmadığı, irticai fa- alıyetlenn devleti tehdit eder duruma gel- diği belirtildi. Perşembe günü düzenlediği basın top- lantısında BÇG'nin "gJzJi" damgalı rapor- lannı basına dağıtan Güzel hakkında, DGM Savcılığı inceleme başlatmıştı. Güzel. ba- sın toplantısında, raporu açıklamadan önce gerekli yerlere ilettiği içm herhangı bir suç işlemediğıni öne sürerek "Bunlar askerisır değil, cunta sun" demiştı. Güzel, Ankara DGM'nın talımatı doğrultusunda dün saat • Hasan Celal Güzel, Ankara DGM'nin talimatı doğrultusunda dün saat 14.30'da Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince, "Devletin gizli belgelerini, kamuoyuna ifşa ettiği gerekçesiyle" gözaltına alındı. Güzel'in bugün DGM'de hâkim karşısına çıkması bekleniyor. 14.30'da Terörle Mücadele Şubesi ekiple- rince. "Devtetin gizli belgeteriıu, kamuoyu- na ifşa ettiği gerekçesiyle" gözaltına alındı. Güzel, gözaltına alınmadan önce yaptığı açıklamada. "Gizii evrak nedir, Nuh Mete Yüksel de dahiL bu deviette en iyi bilen Id- şiyim. Asla bir suç söz konusu değfldir. Ak- sine ödüllendirilmem gerekir. Çünkü T- SK'nin görev ve yetki alamna giren bir şey açıklanıış değilim" görilşünü savundu. "Türkiye'de meşru demokratik hukuk dü- zenine karşı kompio ha/ırlayanların maske- sini indirdigini" ıddıa eden Güzel, "Haya- tımın en şerefli işini yapüm. Hukuku biliyo- rum. Beni DGM Başsavcıhğı korkutamaz" dedı. Güzel'in, bugün DGM'ye çıkanlma- sı bekleniyor. Güzel'in, Çevik Bir. Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Aydan Erol ve Genelkur- may Harekât Başkanı Çetin Doğan hakkın- da, Ankara DGM'ye yaptığı suç duyurusu da karara bağlandı. Ankara DGM Cumhu- riyet Başsavcılığı. Güzel'in suç duyurusu- na "takipsiznk" karan verdi. DGM Cum- huriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafindan verilen kararda. "Türkiye'deki irtka faaü- yerJerin, başta tran olmak üzere, bazı dev- letkr tarafindan desteklendiği inkâr edile- meyecek bir gerçektirr denildi BÇG'nin yasadışı faalıyet gösteren bır yapılanma ol- madığı vurgulanan kararda. "Türkiye'de de\ letin siyasL, hukuki. iktisadi. temel ni- zamlannı dini esaslara göre dcğiştirmevi he- defieyen laiklik aleyhtan faalhcrJer çok bü- yük gelişme kaydetti ve devlet düzenini cid- di bir şekikktehditederdurumageMi" uya- nsındabulunuldu. Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL ga- zetecilerin sorulan üzerine Güzel'in gözal- tına alınması konusunda bilgısı olmadığını söyleyerek "Yaruı (bugün) sonın söyleye- yim. Şimdi bOgi alacağun" dedi. Başbakan Mesut Yıtanaz da gazetecilerin sorulan üze- nne. "Mahkeme karan beni ilgilendirmez; adli bir komT dedi. DYP Genel Başkanı Tansu ÇiDer, konuy- la ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Güzel'in "cunta ihbannda bulunduğunu" savuna- rak şunlan bildırdi: "DGM'nin böyle bir karar vermesini yadjrgryoruz. Bu hukuki değil. siyasi bir karardır ve bir süredir de- mokrasinin üzerindeki gölgenin bir sonu- cudur." RP Grup Başkanvekilı Salih Kapusuz, Güzel'in gözaltına alınmasının ara rejimm göstergesi olduğunu söyledi. 8 yıllık eğitim tasansı Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşüldü 8 yıla din eğitimi rötuşu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- 8 yıllık kesintisız temel eğitim yasa tasansı dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ele alınır- ken tartışma yaratan din eğitımiyle ilgili 4. madde- nin "rötuşlanmasr günde- me geldı. Başbakan Mesut Yılmaz komisyon toplantı- sından önce görüştüğü CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a Kuran kurslan aç- ma vetkisinin Millı Eğitim Bakanlığı'na aıt olmasını öngören değişiklik önerge- si hazırlıklarını aktardı. CHP. 4. maddenin tama- men tasandan çıkarılma- sında ısrarlı olurken ANAP'lılar "din eğitim ve öğretimi ile Kuran dersleri- nin kişilerin kendi isteğL kü- çüklerin de kanuni temsiki- lerinin istemine bağlı olma- sı ve bu derslerin Milli Eği- tim BakanhğTnca verilme-, sini" öngören bir değişiklik önergesi hazırladılar. 8 yıllık temel eğitim ya- sa tasansı, RP'nin bir üye- sini ıstifa ettırmemesi ne- deniyle hükümetin çoğun- luğa ulaşamadığı Milli Eğı- tım Komısyonu devre dışı bırakılarak dün doğrudan Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ele alındı. Komisyon toplantısı öncesinde, CHP'nin Anayasa Mahkemesı'ne götüreceğını açıkladığı 4. madde ile ilgili uz- laşma arandı. Başbakan Yılmaz. parlamen- toda Deniz Baykal'ı ziyaret ede- rek tasannın din eğitiminin Di- yanet İşleri Başkanlığı'na bıra- kılmasını öngören 4. maddesi ile ilgili değişiklik önergesi hazırlı- ğını görüştü. Yılmaz görüşmeden sonra önergeyle ilgili görüşmele- rin süreceğini, tasanya eğitim re- formunu gerçekleştirmek için ek kaynaklan düzenleyen yeni bir madde eklenmesi konusunda ise Baykal ile mutabakat sağladıkla- nnı söyledi. Baykal da tasannın anayasa açısından sorun doğur- mayacak biçımde çıkanlmasını istediklenni bildirdi. Baykal'ın görüşmede. Kuran kursu açma yetkisınin Dıyanet İş- leri Başkanlığı'na bırakılmasının anayasaya aykın olduğu görüşü- nü aktardığı: Yılmaz'ın da bu gö- rüşe katılarak kurs açma yetkisi- nin Milli Eğitim Bakanlığı'nda olmasını öngören bir değişiklik Başbakan Yılmaz, komisyon toplanüsından önce CHP lideri Baykal ile göriiştü. Görüşmede, CHP'nin değişmesini istediği 4. madde üzerinde duruldu. Yılmaz, görüşmeden sonra yapügı açıklamada, 4. mad- dede Baykal'ın da isteği doğrultusunda düzenlemeier yapılacağıru, bir sorun olmadığını söyledi. önergesi hazırladıklannı söyledi- ğı öğrenıldi. ANAP ve CHP kur- maylannın daha sonra yürüttük- len temaslar sırasında uzlaşmaya vanlamadı. RP kuşatması Görüşmelenn başladığı saat- lerde, çok sayıda RP grup yöne- ticisi \e milletvekilinin Plan ve Bütçe Komisyonu'nu kuşattığı gözlendı. 40 üyeli komisyonda, büyük bölümü RP'li olmak üze- re üye olmayan 60'ın üzerinde millervekili söz istedi. RP'lilerin tasannın Mıllı Eğitim Komisyo- nu'na çekılmesi ve anayasaya ay- kın olduğu ıddiasıyla da Anaya- sa Komisyonu'nda öncelikle gö- rüşülmesı yönündekı önergeleri reddedildi. Milli Eğitim Bakanı Hikmet Lluğbay, 8 yıllık temel eğitımle ilgili siyasi tercihın 1973 yılında çıkanlan yasa ile ortaya konuldu- ğunu belirterek. "Taröşmalar sü- rerken 8 yülık eğitim vüzde 90 öl- çüsünde gerçekleşmiştir'" dedi. Uluğbay eğitim reformunu anla- tırken 2000 yılında sınıf mevcut- lannın 30'a inmesi, vabancı dil öğretimi ve bılgisayar desteklı eğitim hedeflenni özetledi. 8 yıl- lık temel eğitim içın öğretmen açığı bulunmayacağına dikkat çe- ken Uluğbay, emekli öğretmenle- rin "irfan ordusuna dönmek iste- digini \« kendilerine kapılannın açıkolduğunu" söyledi. Komısyondaki görüşmeler sı- rasında söz alan RP'lı Mehmet Ali Şahin "Hiçbir şûra milletin, hükümetin, MecKs'in üstünde ol- mamabdır" derken DSP'li Cafer Tufan \azKioğlu tasannın "28 şu- bat karariany la ilgisi olmadığını" bildirdi. RP'li Sait Açba, TB- MM'nin by-pass edıldiğini söy- lerken aynı partiden Nurettin Kaldınmcı da "gündem manke- ni olarakirticanın kullanıldığını" savundu. Kaldınmcı. "Hasan Ce- lal Güzel gözaltındayken biz re- form konuşuyoruz. Tek tıp ınsan yetiştirilmek isteniyor; Tansu Ha- nım 'Kurşun asker' demiş, iyi de- miş," dedı. RP'li Ertan Yülek de "Talim Terbiye Kurulu'nun tar- Oşması gereken şey, MGK'de tar- oşılırsa böyle olur? Talim Terbi- ye Kurulu'nun PKK konusunu ele alması ne kadar doğruysa, bu da o kadar doğnı" dedi. Görüşmeler RP'lilerin yoğun engellemesi altında sürdürülür- ken ANAP'lı komisyon üyeleri Süleyman Çelebi ile Esat Bütün hazırladıklan 4. madde ile ilgili değişiklik önergelennı dağıttılar. Bu önergede. u Din eğitimi ve öğ- retimi ile Kuran dersleri kişilerin kendi isteğine. küçüklerin de ka- nuni temsilcilerinin istemine bağ- hdır. Bu eğitim, öğretim ve ders- ler, Milli Eğitim Bakanhğı'ncave- rilir. Milli Eğitim Bakanlığı bu ko- nudaki talepleri karşuamak için gerekli önlemleri alır" denildi. Bugün yürürlükte olan düzen- lemeye göre Kuran kurslanna il- kokuldan sonra gidilebıleceğine dikkat çekilirken hükümetin, 8 yıllık temel eğitim sürecinde 6. sınıftan başlayarak bu kurslara gı- dilebilmesi yolunu açan ayn bir düzenleme üzerinde çalıştığı öğ- renıldi. Komisyonun CHP'li üye- leri ANAP'hların değişiklik önergesıne karşı çıkarken "temel eğitimin içinde din eğitiminin ye- ri yoktur" dediler. CHP'liler, maddenin tasandan tamamen çı- kanlmasını istediler. Demirel: Meclis 8 yıl için doğru olanı yapar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL, Türkıye'nin ilerlemesi için bir adım olan 8 yıllık kesintisiz eğitim konusunun TBMM'nin önünde olduğunu belirterek "TBMM büyük bir meclistir. Ve Türkiye'ye ait büyük meseleleri hep doğnıya bağiadı" dıye konuştu. Demirel, basının çalışmalannm engellenmemesi gerektiğini belirterek "Anlaşıhyor ki. toplum hizmeti yapan güvenük güçlerinin biraz daha eğJtihnesi lazım" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, Hollanda Alevi-Bektaşi Sosyal ve Kültür Demekleri Federasyonu Başkanı Mehmet Fevzi Kaplan ve beraberindeki heyeti kabul etti. Türkiye'nin daha iyi idare edilmesi ve rejimin daha iyi işlemesi için refbrmlar yapılmasmın gerekli olduğunu kaydeden Demirel, eğitim reformunun da bu kapsamda değerlendinlmesinin gerektiğini bildirdi. Demirel, 8 yıllık kesintisiz eğitim konusunun Türkiye'de "biraz hızlı ve gürültülü" tartışıldığını belirterek "Birbirimizin fikirlerine çok önem vermiyoruz" dedi. Türkiye'nin büyük çoğunluğunun 8 yıllık kesintisiz eğitime taraftar olduğunun altını çizen Demirel, şu görüşleri iletti: "Neden? Çünkü 8 yılhk eğitim sadece eğitim bakammdan değü, Türkiye'nin ileriye gitmesi bakımından da bir adımdır ve bu hafta içinde TBMM bunu konuşacak. Mesele TBMM'nin önündedir. Ya Türkiye ileriye gitmeye kararlıdır ya değildir. Bu, aşağı yukan onun bir göstergesidir. Ama TBMM, büyük bir meclistir. Ve Türkiye'ye ait büyük meseleleri hep doğruya bağiadı. Gene bunu da doğruya bağlayacakür. Endişeye mahal yok." Demirel, 8 yıllık zorunlu temel eğitim tasansının 4. maddesinin önceki gün iktidar ortaklan tarafindan görüşülerek düzeltildiğini belirterek "Eğitim birliğini de bozmamak lazun. Benim savunduğum bu" dedi. SJFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] ANASOL-D hükümeti, kurul- duğu günlerde iki tür tepkiyle karşılaşmıştı: REFAHYOL'un dağılmasına sevinen büyük ço- ğunluk, bu hükümetin bütün zaaflanna rağmen iyi olduğun- da birleşiyordu. Bu çoğunlu- ğun bir kısmı; Mesut Yılmaz hükümetinin de fazla bir şey yapamayacağı karamsarlığı içindeydi. Özellikle Susurluk'ta ortaya çıkan tablonun üzerine gitmesinin mümkün olmadığı- nı düşünüyordu. Bu hükümeti destekleyen ve umutlu olan çevreler ise farklı bir beklenti içindeydi: Sekiz yıl- lık kesintisiz eğitim, düşünce önündeki engellerin kaldınlma- sı konusunda adımlar atılması gerektiği beklentisindeydiler. Susurluk ise bir bilinmezlik için- deydi. Açıkçası herkes Susur- luk'ta ortaya çıkan tabloyla ay- dınlanmış, öğrendiği gerçekler- den dehşete kapılmış ve dev- letin neden bu kadar kirlendiği üzerine derinlemesine kafa yormaya başlamıştı. Yılmaz hükümeti, olağanüs- Çıkış Yolu: Susurluk tü bir hükümet değildi. Son 30- 40 yılımıza damgasını vuran politikacı kuşağı (Demirel - Ecevit - Cindoruk - Sezgin) yeni hükümetin de yaratıcısı ol- muşlardı. Isimlere bakınca gösterilecek tepkiler çok deği- şik değildi. Bu isimler 35-40 yıl içinde zengin deneyimler ka- zanmışlardı. Başlanna gelen belalardan önemli dersler çı- karmış olabilirlerdi. Öte yan- dan, son yıllanmızın büyük fe- laketlerinde de bu isimlerin damgası vardı. Birçok olum- suzluk, bu siyasi kadronun ön- görüsüzlüğünün ve ihtiraslan- nın bedeli olarak tüm ülkeye ödetitmişti. Benim için ölçü, Susurluk. Eğer bu hükümet kalıcı bir iş yapabilecekse bu, Susurluk konusunda atacağı adımlara bağlıydı. Çünkü, devleti çetele- rin istila ettiğini onlar söylemiş- lerdi. Şımdi hükümetteydilerve bu çeteleri temizleme cesareti gösterebilecekler miydi? So- run buradaydı. Sekiz yıllık eği- tim de buna bağlıydı, düşünce özgüriüğü de. Gazetecilerin kafasını gözünü yaran bu dev- letin polisiydi. Metin Gökte- pe'yi öldüren, Gazi Mahalle- si'nde katliam yapan da aynı devletin görevlileriydi. Güney- doğu'da kanunsuz olaylara ka- nşanlar da aynı devletin ordu- sunda görev yapıyoıiardı. "Ye- şil", kimlerin bilgısi dahilinde ortalığı kana buluyordu? Mesut Yılmaz'a yumruk atıp bumunu kıranlar da, aynı dev- let içindeki üst düzey yetkılile- rinin kollamasından cesaret alı- yorlardı. Şimdi Yılmaz işbaşın- da. Polis ona bağlı, Genelkur- may ona bağlı. Yargının önün- deki engelleri kaldırmak onun işi. Meclis'te kanun çıkarabile- cek çoğunluğa da sahip. Mad- di olarak Susurtuk'un üzerine gitmek için hiçbir engel yok. Bütün mesele, devteti sarmış olan suç örgütlerinin üzerine gi- debilme cesareti. Bazı gazete- ci arkadaşlar, Yılmaz'ın Buda- peşte'de yediği yumruktan sonra sesini kıstığını iddia edi- yorlar. Bu ülkenin Başbakanı'nı eğer bazı çeteler bir yumrukla susturabilecek güçteyseler, za- ten işimiz bitik. Bunu düşün- mek bile korku verici. Gazetecilere yapılan son po- lis saldınsı bir ölçü. Hükümet kararlı davranıp olayın üzerine gidebilecek mi? Bir başka ölçü Tuğgeneral Veli Küçük'e nasıl davranılacağı. Abdullah Çat- lı'yla son güne kadartelefon ir- tibatı içinde olan bir kimse, şu anda general rütbesiyle görev yapıyor. DGM Başsavcılığı'nın başvurusuna rağmen, TürK Si- lahlı Kuvvetleri onun hakkında dava açılmasına yardımcı ol- muyor. Mesut Yılmaz, Genel- kurmay Başkanı Karadayı ile Veli Küçük olayını görüştü mü? Merak ediyorum. "Yeşil", devlet görevlilerinin kendi yerini bildiğini söylüyor, zaten paralar da birlikte payla- şılmış. "Yeş//"eGüneydoğu'da kim görev verdi? Hangi birim- lere bağlı olarak çalıştı? Emir- leri kimden aldı? Hükümet is- tese bunu kısa sürede aydınla- tabilir. Susurluk'ta yargıdan ön- ce hükümetin yapması gere- ken çok iş var. Yılmaz hüküme- ti, Susurluk araştırma, soruş- turma ekibini ne zaman kura- cak? Ortaya çıkan bilgi ve bel- geleri değertendirmek için ne- den bekljyor? Ülkemizin kalıcı soaınu, Su- suriuk'ta ortaya çıkan tablo. Ağır sorunlann gelip dayandığı düğüm orada. Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, daha önce söy- lediklerini hayata geçirseler epeyce mesafe alınır. Korkarlar ve geri adım atarlarsa, daha büyük bedeller ödeyebilirier. Ecevit, 12 Eylül'de üzerine gidemediği kurumların boy he- defi haline gelmiş, askeri mah- kemelerde ve cezaevlerinde sürünmüştü. Dileğimiz, benzer günleri bir daha yaşamamak. POLntKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Laik-Demokrat MedyaL. Birkaç gündür gazetelerde, "Poliste şeriatçı örgüt- lenme" başlıklı haberler yayımlanıyor; Emniyet Ge- nel Müdürlüğü Istihbarat Daire Başkanlığı'nın uzun bir çalışma sonucu hazırtadığı rapora değinilip şöy- le deniliyor: "Irtica örgütlerinın polis kolejleri ile polis akade- misinde kadrolaşma için büyük çalışma yaptığı be- lirtildi..." Rapor 'çok gizli' ve 10 Mart 1992 yılında hazırlan- mış... Raporun bir bölümü şoyte: "Elde edilen bilgiler doğrultusunda yapılan takip- tarassut ve tahkikatlarda, Ankara Polis Koleji öğren- cilerinin yüzde 50'sine yakın bırkesimi ile çeşitli şe- killerde temas kuran örgüt elemanlan, kendilerine yakın olanlar üzerindeki ajitasyon çalışmalannı sis- temli olarakyürütmektedirier. Çeşitli görünüm altın- da kutvlan vakıf ve açılan evlerde ailelerinin izniyle yetiştirilen zeki, çalışkan öğrencilerin meslek okul- lanna yerieştirilme planında polis kolejleri de payı- nı almıştır. Cumartesi ve pazargünleri öğrenciler, sınıfimam- lannın belirlediği adreslerde 5-6 saatlik eğitim ça- lışmasına katılmaktadır. Akademi ve kolej öğrenci- lerini karşılaştırmamaya özen gösteren bu kesim, öğrencilere sivil elbise giydirip daha sonra toplantı evlerine gitmelerini sağlıyor." 10 Mart 1992'de Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı ise Erdal Inönü'dur... • • • Haberi yayımlayan gazete, raporda, 'Fethullahçı- lar' olarak bilinen Nurculann adım açıklamak istemi- yor... Saygı Öztürk ımzalı haberde, mutlaka 'Fethullah- çı' adının geçtığini tahmin ediyorum. Bu bir yana benim de elimde olan raporda, 'Fet- hullah Gülen'ın talebeleri' cümlesi yer almaktadır... Sanırım, haber sekreteri arkadaş, yöneticilerin 'uyansı' üzerine rapordan bu cümleleri çıkaımış... Saygı Öztürk, 'çok gizli' raporu 1994 yılında Hür- riyet'te yayımlamıştı. Her zaman olduğu gibi Fethul- lah Gülen'in avukatlan haberi tekzip etmişlerdi... Cumhunyet okurian anımsartar. Fethullah Gülen'le ilgili yaklaşık 200 yazı yazdım. Fethullahçılann polis kolejlerinde, askeri okullarda ve Milli Eğitim'de na- sıl örgütlendiklerini uzun uzun anlattım... Türkiye, REFAHYOL sayesjnde irtıcayla tanışma- dı; Fethullah Gülen, Turgut Özal'dan Bülent Ece- vit'e; Mesut Yılmaz'dan Hikmet Çetin'e dek pek çok siyasetçiyle ilişkı kurdu ve 'şeriatçı örgütlenme- yi' gerçekleştirdi. Fethullah Gülen bununla da yetin- meyip 'medya patronlan'nm gözünegirdi, kendisiy- le ilgili yayınları önlemesini bildi... Sabah gazetesi, dün polisteki şeriatçı örgütlenme- yi haber yapmış ama tek satır Fethullahçılardan söz etmiyor... RP'li Şevki Yılmaz'la. Hasan Hüseyin Ceylan'ın konuşmalannıyayımlamak 'şeriatlamücadele', Fet- hullah Gülen'in poliste örgütlenmesınde adım yaz- mamak 'ılımlı İslam' masalına ınanmak oluyor... Emniyet Genel Müdürlüğü Istihbarat Daire Baş- kanlığı'nın 'çok gizli' raporunda adı geçen Polis Aka- demisi öğretim üyeleri Ali Şafak, Rıfkı Kaymaz, ib- rahim Okatan, Bilal Coşkun, İsmet Toprak, Rem- zi Fındıklı, Ahmet Karaaslan, Ahmet Eyicil Fet- hullahçı' değiller mi? Bu kişiler rapora göre, "Şeriat düzenı, demokratik cumhuriyet düzeninden daha iyidir" demediler mi? Ali Şafak, Atatürk'e karşı söy- lediği sözlerle tepkı toplayan Kayserı Belediye Baş- kanı Şükrü Karatepe'yi açılan soruştuımada akla- yan kişi değil mi? Şükrü Karatepe, eski bir Fethul- lahçı olarak bilinmiyor mu? Yeni Yüzyıl gazetesi durduk yere Fethullah Gülen dizisi niye hazırladı acaba? Hocayı aklamak için! Kamuoyunun bir bölümü bugünlerde 'ılımlı /s/am'ı tartışıyor. Kimileri Fethullah Gülen'i öve öve bitire- miyor... Fethullah nerede? Amerika'da... Fethullah, Ame- rika'da bazı önemli kişilerie görüştü mü? Evet gö- rüştü! Kimdir bu kişiler? Bazı devlet ve istihbarat gö- revlileri olduğu söyleniyor!.. Adları? Şimdilik vermi- yoruz!.. Hasta mı? Öteden beri şekeri ve kalp rahat- sızlığı var, ancak Amerika'da tedavi görmüyor!.. Fet- hullah, New York'ta bir doktora öğrencisinin evinde kalmıyor mu? Evet! Türkiye'ye ne zaman dönecek? Orası belli değil! Neden? Kendisine dokunulmama- sı için güvence ıstiyor... • • • Çok açık söylüyorum: ANASOL-D irticayla mücadele edemez. Irtica için asıl tehlike tarikatlar ve dolayısıyla Fethullahçılar hem Mesut Yılmaz'ın hem de Bülent Ecevit'in çevresini kuşatmışlardır. Göreceksiniz ne polis ne de Milli Eğitim'deki 'şe- riafç; örgütlenme' çözülecektir. Fethullahçılann ar- dında büyük parasal güç ve 'laik, demokrat' med- ya vardır... İrticayla mücadele; devlet erkini elinde tutan siya- si iktidarın ve laik, demokrat medya patronlarının gözlerinin açılmasıyla olur!.. Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR An Grubu'nun değerlendirmesi 'REFAHYOL en rantiyeci hükümet' tstanbul Haber Servisi -REFAHYOL hükümeti- nin ekonomı politikalan- nın değerlendirildiği top- lantıda, koalisyonun itha- lata dayalı enflasyonist büyüme ve reel kaynak- lara dayanmayan popülist politikalar izlediği belirti- lerek, RP'nin seçımde va- at ettiklerinin tersine, en rantiyeci dönemın yaşan- dığı vurgulandı. ANAP içinde faaliyet gösteren An Grubu'nun hazırladığı "REFAH- YOL Hükümeti ile Bir Yıl" başlıklı bir araştırma kitabı dün basına tanıtıldı. Araştırmada, REFAH- YOL hükümeti dönemin- de uygulanan ekonomı politikalanndaki yanlışlar şöyle sıralandı: - Denk bütçe hayali ve kaynak paketlerinin iflası ile kamu iç borçlan 1996 yılı hazıran ayında 2.184 trilyon liradan mayıs ayı sonunda 4.026 trilyon li- raya ulaştı. - Vergı reformlan ya- pılmadığı gibı kayıt dışı ekonomı daha da genişle- di. Teşvık edilen kayıt dı- şı ekonomi 8 katrılyon li- ra ile milli gelirin yüzde 50"sine ulaştı. - Özelleştirmedeki çok iddialı hedeflere karşın başan sağlanamadı. - Kamunun malı disip- linden uzaklaşması ile ka- mu altyapı yatınmlanna ve GAP yatınmlanna yö- nelik kaynaklar yetersiz kaldı. - Dış ticaret açıklan yükseldi, ıhracatın artınl- ması için hiçbir önlem alınmadı. - Türkiye'nin kredi no- tu düşürüldü, Türk Lırası dünyanın en hızlı değer kaybeden paralarından biri oldu. - Enflasyon 20 puan yükselerek, yüzde 60'tan yüzde 80-90 araiığına oturdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle