04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Göktepe davasına engelleme P AFYO.N (AA) - Gazetecı Metin Göktepe'nin öldürülmesi davasmın 21 ağustostaki duruşmasmı izlemeye geleceklenn davanın görüldüğü Afyon'a sokulma\acajı açıklandı. Vali Ahmet Ozyurt, vatandaşların Adliye çevresine yaklaştınlma) acağını. karann huzur ve güvenliğin sağlanması amacıyla alındığmı belirtti. Metin Göktepe Davası İzleme Komisyonu karan kınayarak bir an önce geri alınmasını istedi. Valiler kararnamesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 20 kentin mülki amirinde değışiklik öngören valiler kararnamesi Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılmadan önce "mutabakat" için Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın bılgisıne sunuldu. Kararnamede. Şanlıurfa Valisi Şehabettin Harput, Aydın Valisi Muharrem Göktayoğlu, Tokat Valisi Ayhan Çevik ile Nevşehır Valisi Şinasi Kuş, Malatya Valisi Atilla Osmançelebiloğlu, Muğla Valisi Cemıl Serhadlı, Karabük Valisi Cemal Ayman, Sıırt Valisi Mehmet Süer, Bingöl Valisi Atilla Dinçer ve Batman Valisi Salih Şarman'ın "kızak" olarak bılinen merkez valiliğıne alınmasınm planlandığı bildirildi. Ankara'da yasadışı gösteri • AINKARA (AA) - Ankara Kızılay"da, 29 temmuzda 8 yıllık kesıntisız temel eğitımi protesto gerekçesiyle izinsiz gösteri yapanlardan 66'sı hakkında açılan dava başladı. 6 tutuklu sanık tahlıye edildi. Sanıklar hakkında toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ılgılı 2911 sayılı yasaya muhalefet suçundan bir yıldan 3 yıla kadar hapıs cezası ıstenıyor. Öte yandan Üsküdar'da düzenlenen şenatçı gösteriden sonra gözaltına aluıan 17 kışıden 4'ii tutuklanarak cezaevine gönderildi. Savaş-Bilican göpüşmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın, Susurluk kazası sonrası ortaya çıkan devlet içi yasadışı örgütlenmelere ilişkin soruşturması çerçevesinde bazı üst düzey emniyet yetkılilennin bilgisine başvuracağı bildinldı. Alınan bılgıye göre. Kutlu Savaş ıçin Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bir oda hazırlandı. Savaş. çalışmalan çerçevesinde dün Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican'ı makamında ziyaret ederek bir süre görüştü. 170 kilo eroin • ANKARAAAN(AA)- Van'dayapılan bir operasyonda 170 kılogram eroin ele geçirdı. Olayla ilgili olarak biri astsubay üç kişi yakalandı. Bir ıstıhbaratı değerlendıren polis. Van'da uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı behrlenen ıki kişiyı gözaltına aldı. Söz konusu kişilerin bulunduğu arabada arama yapan polis, özel olarak hazırlanmış gizli bölmelere yerleştirilen 170 kilo eroinı ele geçirdi. Yetkilıler, operasyonun sürdürülmesi nedeniyle uyuşturucu kaçakçılığı yapan kişilerin kimliğini açıklamazken, yakalananlardan birinin astsubay olduğu öğrenildi. Bip'den emniyete ziyaret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay îkincı Başkanı Orgeneral Çevik Bir, Emniyet Genel Müdürü Necati Bilıcarfı makamında zıyaret etti. Bilican"ın Orgeneral Bir'i geçen hafta ziyaret etmesınin ardından dün gerçekleşen "iade-i ziyaret" 35 dakıka sürdü. Zıyaretın ardından gazetecı lerin sorulannı yanıtlayan Bilıcan. OHAL Valiliğı dönemınde Bır'le yakın çalışma olanağı bulduğunu kaydettı. Susurluk komisyonu üyesi CHP İçel Milletvekili Fikri Sağlar'dan hükümete tepki 'Çeteleri siyasfler korayor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Üyesi, CHP İçel Milletvekili Fikri Sağiar. devlet içindeki çete örgütlenmesine adlan kanşan DYP milletvekılleri Sedat Edip Bucak ve Mefamet Ağar hakkındakı fezlekelerin bekletilmesine tepkı gösterdi. Sağiar, "Bu durum yargrya müdahale ve çeteiere cesaret veren bir siyasi koruma eylemidir" dedi. Sağiar, yaptığı açıkJamada, tüm erteleme ve engelleme gırişimlerine karşın, Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'a ilişkin dosyalann 14 ağustosta Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu'nda görüşüldüğünü • Sağiar, siyasi korumanın çeteiere cesaret verdiğini ileri sürerek, komisyonda Ağar ve Bucak'ı kurtaran ANAP ve DSP'li milletvekillerini "Onlar, komisyon toplantısma katılmayarak RP ve DYP ile aynı saflara düşmüş, dokunulmazlıklann kaldınlmasının dönem sonuna ertelenmesi karannda tarih önünde ağır bir sorumluluk üstlenmişlerdir" sözleriyle eleştirdi. anımsatarak, komisyon toplantısma kahlmayan DSP'li ve ANAP'lı üyeleri eleştirdi. Sağiar, "Onlar, komisyon toplantısma katılmayarak, RP ve DYP ile a> ru saflara düşmüş, dokunulmazlıklann kaldınlmasının dönem sonuna ertelenmesi karannda tarih önünde ağır bir sorumluluk üsttenmisjerdir" görüşünü dile getırdi. DSP lıderi Bülent Ecevit'in. "DSP müUetvekiDerinin komisyon topianusından haberleri yoktu. Yeni yasama döneminde konunun tekrar ele ahnacağuu zannediyorum" açıklamasını anımsatan Sağiar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oysa ki DSP miUetvekiUerinin komisyon toplanosından haberlerinin olmadığı beyam dogru değildir. Çiinkü kendi grup başkanveküleri bizzat oradaydılar" dedi. Sağiar, siyasetin "zannetme" ile yapılamayacağını \iirgulayarak, "Demokrasi mücadelesi, asla ertelenecek bir şey değildir. Bunu en iyi Ecevit'in biliyor olnıası gereldr" dedi. TBMM Başkanvekili Uluç Cürkan ile Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu Başkanı DYP'li Ahmet tyimaya arasında yaşanan tartışmalann "kayıkçı dövüşü" olduğunu savunan Sağlar, tatile giren TBMM'nin ekim ayında açılacağını anımsattı. Sağlar, "Mecüs Başkanı "nm seçinıi 15 günü gerektirmektedir. Başkanhk Divanı ve komisyonlann oluşturulmasıyla bu süre kasım ayını bulmaktadır. Konunun görüşülebilmesL, Sayın Ecevit'in de zannettikleri gjbi en azından 4 ay sonrasına sarkmaktadır" görüşünü kaydetti. "Bu durum, yargrya müdahale ve çeteiere cesaret veren bir siyasi koruma eylemi ve konunun sulandınlarak bir başka bahara ertelenmesi anlamını taşunaktadn-" diyen Sağlar, Başbakan Mesut Yılmaz'dan TBMM"yi olağanüstü toplantıya çağırmasını istedi. 7 milletvekili de ayrılmıştı Tansu Çiller İzmir'de çöküşe çare anyor SERDARKIZIK İZMİR - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, büyük darbe yediği İzmir'de. partısının çöküşünü durdurmak ıçin harekete geçti. Kimilerine göre. tzmır ıçin üç günlük program hazırlayan Çiller'ı Türkiye siyasal hareketinde önemlı bir yeri olan bu kentte yeni bir "hayal kınkuğT bekliyor. Kimileri ise 7 mılletvekilinin istifalanyla somutlaşan erime sürecinı bu kez sokaktaki lzmirlinın tavır ve tepkileriyle göstereceğinı vurgulayıp, Çiller'in hiç olmazsa bundan ders almasını önenyor... Geçen hafta, DYP tzmir ll Başkan Yardımcısı Benian Atak, dört il yönetıcisiyle bırlıkte ıstıfa etmıştı. Istifalarla ilgili yaptıklan açıkJamada da "Kişisel çıkar ve hırsı uğruna RP'nin kurmak istediği çağdışı sistemin konıyuculuğuna soy unan, sekiz yıllık eğitime karşı çıkmakla tabandakison şansını da yitiren Çiller'i yalnız bırakryoruz" demışlerdı. Milletvekillerinden sonra örgütteki istıfalarla da Ege'nin sıcağında buz kalıbı gibı eriyen partisini kurtarmak için yola çıkan Çiller, bu sabah Buca, Karşıyaka, Çiğli, Menemen, Aliağa ve Foça'da lzmirlilerle yüz yüze gelecek. Hazırlık yapan il yönetimı, genel başkana moral vermeye çalışacak. Merak edilen konu, ülkenin üçüncü büyük kentindeki tüm milletvekillerini yitiren, örgütü eriyen bir genel başkanın psikolojısı ne olacak? Aydınlık yüzlü, çağdaş kimliği benimseyen bir kentte 8 yıllık kesintısiz ve zorunlu eğitim ömeğınde de ortaya çıktığı gıbi karanlığa kol kanat geren. destek veren Çiller. ne yapacak. halka neler söyleyecek? Clkeyi ortaçağ karanlığma sürükkmek isteyen RP'ye verdıği desteği nasıl açıkJayacak ve bunlara lzmirlilerin tepkisı ne olacak? Bu sorulara değişik yanıtlar var. Kimılen, hele Izmirlilenn "sahte tebessümleri" çok iyi tanıdığını \Tirgulayip, Çiller'in kentten yeni bir hayal kınklığıyla aynlacağını söylüyor. Örneğin kendi çıkarlanndan başka hiçbır şeyi düşünmeyen sanşın bayanı, bakanlık görevini ve iktidan terk ederek bırakan DPT Grup Başkanı Mehmet Köstepen.. Köstepen'e göre Çiller lzmır'de "turistik gea" yapmakla yetınecek Çünkü: "Seçimlerden 7 mületvekiliyle birinci parti olarak çıkmıştık. Bugün DYP'nin tzmir'de hiçbir milletvekili yoksa çok anlamlıdır. Ancak ne yazık ki bu genel başkan durumu algılayamıyor. Bitmiş bir genel başkan, panik halindeki bir örgüte ne yapabilir ki? Lzmir'in laik ve demokrat kamuoyu. Çiller ve DYP'ye karşı her şeyini kapatmıştır. Bunu en son, Burhan Ozfatura'nın yanlış tutumunda ortaya çıktığı gibi ayağa kalkarak göstermiştir. Şimdi merak edryorum, Abancak'ta, Hatay 'da ve diğer yetîerde İzmiıiinin yüzüne nasıl bakacak? Bana göre bu gezi, çöken bir partiyi kurtarmaktan çok turistik gezi niteliğinde olacak." Diyanet tşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindo- nık'u ziyaret etti. Yılmaz, bir sonı üzerine son günlerde yapılan bazı eylemlerde Ku- ran'm zincire vıırularakeUerde taşınmasını doğnı bulmadığını belirtti. (Fotograf: AA) Diyanet'ten Kuran 'k eyletn için uyarıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet îşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz. sekiz yıllık kesintisiz eğitimi protesto eylemlerinde Kuran'ın zincirlenerek ellerde taşınmasınm "onaylanamaz bir hareket" olduğunu söyledi. Yılmaz, bu tür gösterilerin tehlikeli sonuçlar yaratabileceğine dikkat çekti. Mehmet Nuri Yılmaz, DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'u TBMM'deki makamında ziyaret etti. Yılmaz, Cindoruk'un daha önce kendisini ziyaret ettiğini belirterek iade amacıyla görüşme isteminde bulunduğunu söyledi. Yılmaz, bir soru üzerine son günlerde yapılan bazı eylemlerde Kuran'ın zincire vurularak ellerde taşınmasını doğru bulmadığını belirtti. Mehmet Nuri Yılmaz şöyle konuştu: "Kuran'ın bu şeküde eller üzerinde havaya kaldınlarak gösteri ve nümayişlerde takdimi, iyi bir hareket degil. Böyle ortamlarda birisi vurur, yere düşürürse, sayfalan parçalanırsa ya da kaldınlıp bir kenara atüırsa o zaman "Kuran'a saldınldı" diye çok büyük olaylar olabUir, tehlikeli sonuçlar doğurabilir.*' Mehmet Nuri Yılmaz. bir gazetecinin kadına yönelik şiddete ilişkin sorusuna da, "Dinimiz her türlü şiddete karşıdır. Peygamberimiz de her zaman hanımlannı hoş tutmuş. iyi davranmışür"' yanıtını verdi. Yılmaz, bir başka soru üzerine de 8 yıllık kesintisiz eğitim yasasının kabulünden sonra Kuran kurslannın eskisi gibı devam edeceğini söyledi. Görüşmede hazır bulunan Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir, dün yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında TRT'den bir kanalın, din eğitimine aynlmasını önereceğini. bu konuda Genel Başkan Cindoruk'un da onayını aldığını söyledi. Anayasanın 24. maddesinin devletin din eğitimi vermesini hükme bağladığını kaydeden Menzir, "Bu, böyle 15'er dakikalık programlaria olmaz. İnsanlann maddi dünyalan olduğu kadar manevi dünyalan da var. Borsa bilgileri gün boyunca sürekli veriliyor, dini yaymlar da yapılabilmeli" diye konuştu. Cezaevleri 'Hücre tipi'ne tepkiler artıyor tstanbul Haber Servisi - tnsan Haklan Derneği (tHD) ve demokratik kitle örgütleri (DKÖ) tarafından düzenlenen toplantıda, Adalet Bakanı CMtan Sunguriu'nun "hücre tdpi cezaevi" isteği nedeniyle Türkiye'deki cezaevlerinin kaynamaya başladığı belirtildi. AA'nın sorulannı yanıtlayan Sungurlu ise hücre tipi cezaevleri konusundaki eleştirileri yanıtlarken, cezaevlerinde tadilat inşaatının bir iki sene önce başladığını ve genel koğuşun dışında 5- lOkişilikkoğuşlar kurulacağını söyledi. Sungurlu, .tutuklulann bu tip koğuşlara karşı çıkmalannm "derebeyHğüniz devam etsin" mantığından kaynaklandığını ileri sürdü. lstanbul Tabip Odası'nın toplantı salonunda bir araya gelen İHD, lstanbul Tabip Odası, ÇHD, Toplumsal Hukuk Araştırmalan Vakfı (TOHAV), Mazlum-Der temsilcileri, 55. hükümetin Adalet Bakanı Sunguriu'nun "hücre tipi cezaevi" konusundaki ısrarlı tutumunun siyasi ve adli tutuldulann tepkisini çektiğini vurguladı. Tabip Odası'nın panosuna işkenceyle öldürülmuş tutuklulann fotoğraflannı asan demokratik kitle örgütleri temsilcileri, fotoğraflann yanına "Arük istemiyoruz" yazdılar. Devletin cezaevlerinde yaratmayı amacladığı "yahtma" ve "fnsani değerlerden uzaklaşOrma" politikasına karşı çıkılması istenen toplantıya, müzisyen Şanar Yurdatapan. sıncma sanatçısı Gülsen Tuncer, ekonomist Arslan Başer Kafaoglu, basın yasasıyla cezaevinden çıkan Özgûr Gelecek Dergisi Yazıişleri Müdürü Mustafa Demirdağ ve tutuklu yakınlan da destek verdi. SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Zeynep Uludağ'ın başına gelenlere biryurttaş olarak is- yan ediyorum. Bu nasıl birya- sa ve nasıl bir devlet ki, iki in- sanın cinsel ilişki kurup kur- madığını tespit etmeyi bir gö- rev olarak üstleniyor. Bu nasıl bir yasa ki... Polis bu yasaya dayanarak ev basıp kadını a- par topar cinsel hastalıklar hastanesine sevk ediyor ve cinsel organında sperm olup olmadığını kontrol ettiriyor? Zeynep Uludag olayı, yasal bir ayıbı gözler önüne serdi. İki yetişkin insanın bir kapalı yerde ne yapıp yapmadığı devleti neden ilgilendiriyor? Böyle saçma şey olur mu? Ne yapariarsa yaparlar, bu ilişki yalnızca o iki insanı ilgilendi- rir. Tarkan'ın eşi, kocasına güvenmiyor ve böyle bir iliş- kiyi kabullenemiyorsa bunu eşiyle kendi aralarında halle- derler. Bir aldatma ve güven bunalımı ortaya çıkarsa ilişki- lerini sürdürüp sürdürmeme- Kadm Organında Sperm Aramak... yi birlikte kararlaştırırlar. So- nunda kadın istersetektaraf- lı olarak birlikteliğe son ver- mek üzere harekete geçebilir. Zeynep Uludağ olayında birçok ilkel anlayış gözler önüne serildi. Efendim Zey- nep masummuş(!) Tarkan'la birlikte bir kahve içmek üzere onun evıne gitmişler. Masum olması için kahve içmesi mi gerekiyor? İki insan birlikte ol- mak istiyorlarsa birlikte olur- lar. Bu, ancak iki insanın ka- rar verebilecekleri bir şey. Bi- rileri diyebilir ki, ama adam evli, adamın eşi var. Onu adam düşünsün. Zeynep'in bu ilişkide -eğer bir aşk söz konusuysa- neden bir güna- hı olsun ki? Benim bu yazdıklanmı oku- yanlardan birkısmının, bu na- sıl bir ahlak anlayışı diye tep- kı göstereceklerini tahmin ediyorum. Benim de derdim yerleşik ahlak anlayışı ile. İki insan arasındaki ilişkiyi evli olup olmamaları belirieyebilir mi? Ne yazık ki Türkiye'de ve dünyanın birçok ülkesinde belirliyor. Binlerce insan, bu tabular ve ahlak anlayışları yüzünden aşklarını öldürü- yorlar, duygulannı öldürüyor- lar. Bir kısmı ise ikiyüzlülük ve yalancılık yoluna başvuruyor. Aldatmayı ve gizli ilişkiyi seçi- yor. Zeynep, eğer cinsel ilişki kurmamış ise yerleşik ahlak anlayışına göre masum. Eğer Zeynep, bir erkekle beraber olmak isteyip de olamadıysa asıl zavallılık ve insani olma- yan durum o zaman ortaya çı- kar. Zeynep de kendisinin masum(!) olduğunu kanıtla- mak amacıyla bin dereden su getiriyor. Zeynep'in ve Tar- kan'ın birlikte olmak istekleri masum bir istek sayılamaz mı? Kendilerini bastırmaları ve sürekli gizli kapaklı yollara başvurmalan mı gerekir? Zeynep'i bir hastane oda- sında soyup, cinsel organını açıp, içine cihazlar sokarak sperm kontrolü yapmak ne büyük bir vahşet? Aileyi ko- rumak mantığıyla hazırtanan bu yasa, insanlığı aşağılıyor. Korkunç sayılacak sonuçlar yaratıyor. Hangi kadın Zey- nep'in yaşadıklarını yaşamak ister? Ama birçok kadın, evli olsun veya olmasın sevdiği erkekle birlikte olmayı arzular. Bu arzu, tamamen insani ve doğal. Polise tanınan yetkiler, aşkı ve sevgiyi öldürmek üzere planlanmış gibi. Zeynep, eğer o erkekle beraber olduysa çok masum ve insani bir iş yapmış. Bu onun yalnızca in- san olduğunu kanıtlar. Zey- nep Uludağ'ın acılar içindeki fotoğrafına bakıyorum. Böyle bir uygulama bir kadına nasıl reva görülür? Toplum olarak, tutucu ahlak anlayışıyla nice canlann yanmasına, nice yü- reklerin kavrulmasına neden oluyoruz. Yasalar da bu anla- yışın üzerine tuz biber ekiyor. Tarkan'ın eşinin de bir kadın olarak haklan var. Bu haklar hiçbir zaman başka bir kadı- na işkence etmeye dönüşme- meli. Unutmayalım ki, insan sevgiye muhtaç bir variık. Ka- dınlar ve erkekler, zaman için- de başkalannı sevebilirier, ye- ni aşklar yaşamak isterler. Hiçbir ahlak anlayışı aşkı öl- dürmemeli, seven insanları tabularla yerin dibine batır- mamalı. Zeynep Uludağ'ları hoş görmeyi öğrenebildiğimiz za- man çağ atlayacağız. Gerilik, en çok sevgiyi öldürüyor. POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Zeynep ve Musa... Biri 18-19. diğen 21 yaşında... Adlan Musa ve Zeynep... Ikisi de yaşadıklan olaylarla kamuoyunun günde- mine gırdiler, ikısı de yozlaşmış ve çürümüş bir top- lumun ürünüydüler... Onlann yaşamı Fadime'ninki gibi değildi ama, ya- şadıkları, çelişkiler cenneti Türkiye'nin birbirini ta- mamlayan üç ayn fotoğrafıydı... Kahramanmaraşlı yoksul bir ailenin çocuğu olan Musa, yaz aylannda her Anadolu çocuğu gibi Akde- niz kıyılannı mesken tutmuş, turistik otellerde 'komi- lik' yapmaya başlamıştı... Günlerden bir gün, yakışıklı Musa, çalıştığı otelde 15 yaşındaki Ingiliz kızı Sarah'la tanıştı ve ona âşık oldu... Sarah, san saçlı, ablak yüzlü, donuk bakışlı, çirkin bir Ingiliz kızıydı. Kız, Musa'yı görünce afalladı, ya- kışıklı Musa'ya tutuldu. Musa, fırsatı kaçırmadı, Sa- rah'a, "Seniseviyorum" dedi... Filmin ikinci yansını gazetelerden vetelevizyonlar- dan iki yıl önce izlediniz... Musa, Sarah ile Kahramanmaraş'ta imam nikâhıy- la evlendi, bir süre de hapis yattı... Sarah bu arada tepeden tırnağa kapandı... Kızın uyanık anne-babası Ingiliz basınıyla anlaştı, bildiğim kadanyla da 2-3 milyar vurdu, yaşamlan da değişti... Sarah, Musa'dan bir bebek dünyaya getirdi. İki genç âşık Türkiye'nin gündemini belirledi. Musa gi- bi yakışıklıyı bulan Sarah, günlerce gozyaşı döktü, "Yakında Türkiye 'ye döneceğim Musa, seni çok se- viyorum Musa" dedi... Musa, komiliği bıraktı, televizyon dizisınde başrol oynadı, Mersin'de bir kafeterya açtı... Şimdi Musa yine televızyonlarda. Sara onu terk et- mişti ve Musa'ya "pezevenk" diyordu... Anladığım kadarıyla Musa, Sarah'ı hâlâ seviyor a- ma çirkin Ingiliz kızı bu sevdadan artık vazgeçmiş... Musa ise işini batırmış, Hisar konserlerinde Emel Sayın ablası ona yardım etti. Musa da ablasının ya- naklanndan öptü... • • • Zeynep, Kumkapı cinayeti sanığıydı... Kadın kuruluşlan haklı olarak ona sahip çıktı, Zey- nep için mücadele verdi. Duruşmalan sırasında, ço- cuksu yüzüyle her kesimın dıkkatını çeken Zeynep, 15 ay cezaevinde yattıktan sonra salıvenldi... Zeynep artık ünlü olmuştu, hemen bir televizyon dizisi çevirdi... Zeynep bugünlerde yine gündemde. Kızkardeşi- nin eski nişanlısı, evli Tarkan'la yakalanmış, polise götürülmüş, ardından salıverilmiş. Önceki gece Ka- nal-D'de Defne Samyeli'nin sorulannı yanıtlıyordu, kızkardeşınin eski nişanlısı Tarkan'la birlikte: "Bizi tuzağa düşürdüler..." Defne Hanım soruyordu: "Doktor raporvna göre cinsel ilişkide bulunduğu- nuzsaptanmış..." Yanrt: "Hayır, yalan!.." Bize göre doğru... Ama Zeynep, 'beyazyalana' sığınıyor... Zeynep evli Tarkan'la bir ilişki yaşayamaz mı? El- bet yaşar, kim kanşır! Zeynep'i, aylarca koruyup kollayan, ona arka çı- kan kadın kuruluşlanndan 'çıt' yok! Neden? Çünkü, toplumun değer yargılanna göre Zeynep ahlaksızdır artık! O bir fahişedir!.. Ya Sarah'ın terk ettiği 'Müslüman genci', 'Anado- lu tosuncuğu' Musa nedir? O, terk edilmiş bir erkektir. Haydi onun için bir yardım kampanyası açalım, milyonları toparlayarak Musa'ya bağışlayıp şöyle haykjralım: "Yığidim, aslanım benim!" ••• Musa ve Zeynep!.. Musa'ya kızıyor ve öfkeleniyorum. Bir aşkı, çıkar ilişkisine, sermayeye dönüştürmesine araç olanlara da lanet okuyorum... Musa, düzenin adamı. Musa, Türkiye'nin yozlaş- mış ve çürümüş yüzüdur. Aynı yüzü, Fadime Şa- hin'in gözyaşlannda da gönmüş, bu işi para için yap- tğına inanmıştım... İki genç insani dün ünlü yapan medya, bugün Kah- ramanmaraşlı Musa için 'yardım kampanyası'açıyor, Zeynep'i evli bir erkekle, üstelik kardeşinin eski ni- şanlısıyla birlikte yakalandığı için 'fahişelikle' suçlu- yor... Kokuşmuş düzen 'sperm' avcılığıyla 'ahlak testi' yaptınyor... Burada ilginç bir buluşma oluyor; devlet, laik ve de- mokrat medya, şeriatçı medyayla aynı telden çalı- yor: Zeynep'in foyası çıktı... Kadın kuruluşlan susuyor; kadın haklannı savunan yazarlar sesini çıkarmıyor... Zeynep artık yalnız, çünkü o toplumun gözünde ahlaksız!.. Bunca ahlaksızlann baş tacı edildiği toplumumuz- da Zeynep'e aşk yasak! Yaşamını halkına ve ülkesıne adamış Yaşar Ke- mal'i Vafan haini' diye nitelendiren kafayla, Zeynep'i 'ahlaksız' diye adlandıran kafa arasında söyler misi- niz ne fark vardır? İki kafa da bağnaz, çağdışı ve ilkeldir... Bu da bir Türkiye gerçeğidir!.. Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 ANAP'ta jet disiplin Çiçek ve Coşkun'a 3 günlük savunma süresi A>fKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ANAP Müşterek Disiplin Kuru- lu, Başbakan Mesut Yü- maz'ın, grup karanna ay- kın hareket ettikleri ge- rekçesiyle Ankara Mil- letvekili Cemil Çiçek ve lstanbul Milletvekili Ali Coşkun'un ihracı için yaptığı başvuruyu he- men işleme koydu. Ku- rul, milletvekillerinden savunmalannı istedi. 20 kişilik kurul üyelerinin, içtüzük hükümlennce suçlannm sabit olduğu gerekçesiyle milletvekil- lerinin ihraç edilmesi eğiliminde olduklan öğ- renildi. ANAP Müşterek Di- siplin Kurulu. Başkanı Abdullah Tenekeci, Baş- bakan Mesut Yıhnaz'ın içtüzüğün kendisine ver- diği yetkiye dayanarak Cemil Çiçek'in kesin ih- racı, Ali Coşkun'un da bir yıl süreyle geçici ih- racını isteyen talebinin dün kendilerine ulaştığı- nı bildirdi. Tenekeci. der- hal harekete geçerek ANAP grubuna bir ya- zıyla başvurduğunu, Çi- çek ve Coşkun'un savun- malannın ıstenmesini is- tediğinı bildirdi. Faksla konunun ilgili milletve- killerine iletıldiğini bil- dıren Tenekeci, 3 gün ıçinde Çiçek ve Coş- kun'un savunmalarını vermeleri gerektiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle