Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 AĞUSTOS 1997 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Çaya yüzde
10 zam
• RİZE (AA) - Çay
tşletmelen Genel
Müdürlüğü (Çay-Kur)
tarafından üretilen kunı
çaylann satış fiyatlanna.
bugünden iribaren
kalitesine göre yüzde
9.6 ile yüzde 10.5
arasında değişen
oranlarda zam yapıldı.
Çaykur Genel
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamada, "8 Yıllık
Kesintisiz Temel Eğitim
Reformu Kanunu ile
getirilen katkıyı temin
amacıyla, çay fiyatlannda
yüzde 9.6 ila yüzde 10.5
oranında bir a> arlama
yapılmıştır" denildi.
Çay-Kur, son olarak 1
temmuzda kuru çay satış
fiyatlanna ortalama
olarak yüzde 40 zam
yapmıştı.
Turizme kamu
arazisi desteği
•ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Turizm Bakanlığı. turizm
sektöründeki
yatınmcılara
kamu arazisi
tahsis ediyor. Turizme
tahsis edilecek kamu
arazileri tzmir,
Aydın, Muğla,
Antalya, Nevşehir,
Kayseri. Aksaray,
Gümüşhane, Samsun,
Afyon. Bursa. Isparta,
Niğde ve Çanakkale'de
bulunuyor.
llgilenen yatınmcılann,
8 eylül pazartesi günü saat
17.30'akadaristenilen
bilgi ve belgelerle
Turizm Bakan lığı'na
başvurması istendi
Tekel fabpika
kapatıyor
• ANKARA (AA)-
Tekel, eski teknoloji ile
çalışan 4 sigara
fabrikasını belli bir süreç
içinde kapatmayı
planlıyor.
Tekel Genel Müdürü
Mehmet
Akbay, kurumun halen
işlettiği 7 sigara
ı fabnkasından sadece
3'ünün gelişmiş
teknolojiye sahip
olduğunu kaydetti.
Akbay, Akhisar
konusunda bir adım
atılırsa Izmir'deki
fabrikayı kapatacaklannı,
daha sonra Adana,
Malatya ve Bitlis
fabrikalanm da devre
dışına çıkaracaklannı
söyledi.
TÜBİTAK ve TTGY Türkiye'de ilk kez Proje Pazan oluşturulması için çalışma başlattı
Lisansa karşı teknoloji dayanışması
Ekonomi Servisi- Dünyay-
la bütünleşen Türk sanayiinin
yeni teknoloji gereksınimleri-
ne paralel olarak önem kaza-
nan Araştırma-Gelıştırme
(Ar-Ge) yatınmlan konusun-
da "proje pazan" kuruluvor.
TÜBİTAK ve Türkıye Tek-
noloji Geliştirme Vakfı
(TTG V) tarafından kasım ve-
ya aralık aymda Istanbul'da
gerçekleştirilecek olan •'Ar-
Ge Proje Pazan 1997'de. fır-
ma ve kuruluşlar arasında
proje ortaklıklan oluşturula-
cak. Proje ortaklıklanna Dün-
ya Bankası ile Hazine fonla-
nndan. "kredi ve hibe" deste-
ği de sağlanabiiecek. Böyle-
ce, fırma ve kuruluşlar proje
pazannda bir araya gelerek
ihtiyaçlan olan teknolojilen
bırbirlennden alabilecekler.
Türkiye'de ilk kez düzenle-
necek olan Ar-Ge Proje Paza-
n' na bugüne kadar aralannda
Tofaş, Otosan. Şışe-Cam,
Philsa, Profilo, Beko. Netaş,
Mercedes-Benz. Eczacibaşı,
Altınyıldız, Alarko, Anado-
lu-Isuzu gibi şirketlerin de
• TÜBİTAK ve Türkiye Teknoloji Geliştirme
Vakfi'nın Istanbul'da düzenleyeceği "Ar-Ge
Proje Pazan 1997"de, Türkiye'nin önde gelen
sanayi kuruluşlan, teknolojilerini birbirlerine
vererek ortaklıklar oluşturabilecek.
yer aldığı 600 başvurunun ya-
pıldığını kaydeden TÜBt-
TAK Teknoloji İzleme ve De-
ğerlendirme Başkanlığı (Tİ-
DEB) Başkan Yardımcısı Dr.
Attîla Çezik, bu yıl ürün ve
üretim teknolojileri alanında
yapılacak olan iki günlük top-
lantının, önümüzdeki yıllar-
da tekstilden başlayarak sek-
tör bazında devam ettirilece-
ğini söyledi.
Ar-Ge Proje Pazan
1997"nin, özgün teknolojile-
re sahip olabilmek içinAr-Ge
ortaklığı arayışındaki sanayi-
cileri ve uzmanhk alanlann-
daki bırikimlerinı bu amaca
yöneltmek isteyen kuruluş
temsilcilerini bir araya geti-
receğini belirten Dr. Attila
Çezık, proje pazanna katıl-
mak için başvurulann 30 Ey-
lül 1997 tarihine kadar TU-
BİTAK'ın Ankara merkezine
yapılabileceğini belirtti. Dr.
Çezik. başvurulann öncelik-
le dığerleri ile işbirliğine uy-
gunluk ve Ar-Ge ortaklıklan
kurma potansiyelinin varlığı
bakımından değerlendirilece-
ğine de dikkat çekti.
Proje Pazan'nın, firma ve
kuruluşlar arasında 'teknolo-
ji dayanışmasrnı sergileye-
ceğini vurgulayan Dr. Attila
Çezik, firmalann yurtdışın-
dan lisans almak yerine ortak-
lıklar kurarak teknoloji alış-
verişine gireceklerini söyle-
di. Dr. Çezik "Ömeğin Tûr-
kiye'nin önde gelen firmala-
nndan birisi, üretim teknolo-
jilerine tıâkim olmasına rağ-
mea bügisayar teknolojisin-
deyetersizolabilir.Buduruııı-
da, yabancı lisans almadan,
bügisayar teknoiojisine hâkim
olan bir yerli fırmayla ortak-
lık kurması söz konusu olabi-
lecektir. Teknotoji kullanan
sanayi kuruluşlannın rakip
olduİdan benzer kuruluşlar-
dan çok, kendi bünyderinde
bulunmayan uzmanhk alan-
lannda çalışan başka kuru-
luşlarla teknoloji ortaklıklan
kurmalan da daha gerçekçi
bir beklenti olacakür." dedi.
Teknoloji araştırma ve ge-
liştirme projelerine TTGV ve
TÜBİTAK tarafından mali
destek verildiğini de kayde-
den Dr. Çezik şu açıklamala-
n yaptı "TTGV,sanayi kuru-
luşlannın Ar-Ge projelerine 1
milyon dolan aşmamak ve en
az yüzde 50'sinin öneren ku-
ruluş tarafindan karşılanma-
sı koşuluyla scrmave desteği
sağlamaktadır. TlBtTAK-
TTOEB, şirkederm Ar-Ge gi-
derierininençok yansı için hi-
be destek sağlamaktadır. TÜ-
BİTAK, araşarma kurumla-
nnın ve sana>i kuruluşlan ile
ortak projeiere katılan üniver-
shelerin kendi pa>lanna dü-
şen Ar-Ge giderlerini vüzde
100'e varan oranlarda karşı-
hksE destekJemektedir."
Mustafa Akyıl
TUSİAD'a
DoğuMan ilk üye
lSTANBUL(AA)-"Pat-
ronlarKulübü" olarak bili-
nen Türk Sanayicileri ve
lşadamlan Demeği'nin
(TÜSİAD), Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu Bölge-
si'nden ilk üyesi Diyarba-
kırlı sanayicı Mustafa Akyü
oldu. Mustafa Akyıl'ın, Di-
yarbakır'da, soyadını taşı-
yan tekstil, iplik, tanm
ürünleri ve otomotiv şirket-
leri bulunuyor.
TÜSİAD Genel Sekrete-
ri Haluk Tükel, TÜSİ-
AD'ın Istanbullu sanayicı-
lerin üye olduğu bir dernek
olarak kamuoyunda bilin-
mesine karşın. üyelerinm
büyük bölümünün sanayi
tesisleriyle ülke sathında fa-
aliyet gösterdiklerini vur-
guladı. Başkan Muharrem
Kayhan'ın Söke'deki fabri-
kasını örnek gösteren Tü-
kel, sanayıleşme ve ticare-
tın ülke çapında yaygınlaş-
masıyla birlikte TÜSİ-
AD'a da ilginin arttığını
ifade etti. Üyelik için "be-
ürli iş ahlakuıa uygun hare-
ket", "çevresindesaygınbir
işadamı-sanayici olarak bi-
Hnmek''ve "beffi düzeyler-
de vergi veren, karma değer
yaratan, istihdam sağlayan
kurumlaşmış bir yafH" il-
kelerinin kıstas alındığım
belirten Tükel, yıllık aidatın
da 6 bin dolar olduğunu
kaydetti. Tükel, Anado-
lu'dan üyeleri arasında Kü-
tahya'dan NafiGüral. Eskı-
şehir'den Fîruz Kanadı Ça-
nakkale'den Niyazi Önen,
Tarsus'tan Muhteşem
Ekenler, Adana'dan Seha
Sadıklar. l ğur Paksov, De-
nizli'den Abdülkadir Uslu,
Antalya"dan Ibrahim Şan-
can. Gaziantep"ten Bekir
Okan'ın bulunduğunu bil-
dirdi.
ÇiUer'in üyeliğidüştü
t5te yandan, TÜSlAD'ın
408 üyesi arasında artık Öz-
erUçuranÇîDer bulunmu-
yor. Tükel. tüzüğe göre üst
üste 2 yıl aıdat katılma pay-
lannı ödemedikleri içınola-
ğan genel kurula kabul edıl-
meyenlerin istifa etmiş sa-
yıldıklanna dikkat çekti.
Tükel, bu çerçevede 1995
yılından bu yana Çiller'ın
üyelen arasında bulunma-
dığını söyledi.
Türkiye'nin Yunanistan'a ihracatı büyük artış gösterdi
Tekstilde Türk-Yıınan barışı
Ekonomi Senisi - Geçen yılın son-
lannda başlayan Türk-Yunan işadam-
lannın yakın diyalog girişimleri somut
sonuçlannı, tekstil ve konfeksiyon sek-
töründe verdı. Türkiye hazır giyim ih-
racatınm 1996-97 yılı ilk 6 aylık değer-
lendırmelenne göre, Yunanistan'a ya-
pılan hazır gıyim ihracatı büyük bir ar-
tış gösterdi.
tstanbul Tekstil \e Konfeksiyon th-
racatçılan Birlikleri'nin (İTKİB) aylık
yayın organı Hedef dergisinde yayım-
lanan
u
TekstiI ve Hazır Giyim Dıraca-
tının '97 Yıh Performansı Raporu"nda.
AB ve OECD ülkeleri arasında bulu-
nan ve geçmış yıllarda Türkiye'nin
önemli hazır giyim pazarlan arasında
yer almayan, başta Yunanistan olmak
üzere lspanya, lsveç, Portekiz. Norveç
gıbı ülkelere yönelik ıhracatta yüksek
bır performans yakalandığı açıklandı.
Hazır giyim sektöriinün 1997 yılının
ilk 6 ayında Türkiye çapında gerçeldeş-
tirdiği 3.4 milyar dolan aşan ihracatın-
da, Doğu Avrupa ve eski SSCB'nin ye-
rine kurulan ülkeler arasında bulunan
Macaristan ve Romanya'ya yapılan ıh-
racatın da önemli bır katkısı oldu. Tür-
kiye'nin deri ve den mamulleri için
ikincı önemli bü>ük pazan nıtelığınde-
ki Rusya Federasyonu'na yapılan ihra-
cat ise karşılaştınlan dönemde, yüzde
135'lik bir artışla rekor seviyeye ulaş-
tı. Bununla birhkte Abu-Dabi ve Suri-
ye hariç Ortadoğu ülkelenyle. Fas ha-
riç Kuzey Afrika ülkelerine yapılan ha-
ztr giyim ihracatında da yüksek artış-
lar gerçekleştı. Hazır gıyime karşılık
tekstil ihracatının pazar çeşitlemesi
eğilimi ise geçen >nl ile bu yılın ilk 6
ay karşılaştırmalanna göre istenilen
düzeyde gerçeldeşemedi.
ÇIFTÇÎ DOSTTJ SADULLAH USUMI
SiLsıızlıık Konyahmn Kaderi
KONYA - Karaman aynldığı halde,
hâlâ Avrupa ülkelerinin birçoğundan
büyük olan Konya tam bir afet böl-
gesi. Diğer illerimizde 8 ile 10 yılda bir
meydana gelen afetler Konya'da her
yıl yaşanıyor. Hem Konyalılar hem de
Türk ekonomisi önü alınamayan bu
afetlerin bedelini çok ağır ödüyor...
Anlaşılan Ankara'dakilerin kafa yapı-
lan değişmedikçe de ödemeye de-
vam edecek...
Konya'da sadece kent merkezini
görenleri, ilçe ve köylerdeki ilkel ya-
şantıya inandırmak çok zor. Çünkü,
Konya merkezi gerçekten çok geliş-
miş ve modern bir şehir olmuş. Bul-
var, cadde ve gökyüzüne doğru yük-
selen yeni binalar nef'ıs... Nereye ba-
karsanız bakın, belli bir zenginliğin
ürününü göreceksiniz...
Ama Konya merkezinin dışına çık-
tığınız anda bu zenginliklerden eser
kalmaz. Çevresındeki en yakın ilçe
ve kasabalar bile hâlâ kalkınamamış-
tır. Yerli halkın çoğunluğu hele tarım
kesimi son derecefakirleşmiştir. Çift-
çi para kazanamadığı için kasaba ve
köylerdeki esnaf da gelişememiştir.
Çünkü, nimetler hep Konya'nın
merkezine akmış, kasaba ve köyler
ise bugüne kadar nutuklarla ve tatlı
vaatlerle oyalanmış... Konyalılar yıl-
larca hep sağ partilere oy vermiş, a-
ma karşılığını alamamış. Iktidara ge-
len sağ partileryatınmlannı kent mer-
kezine yapmışlar... Üstelik, çiftçinin
de hiçbir sorununa çözüm getirilme-
miş...
Başka illerın olduğu gibi, Kon-
ya'nın da çeşitli sorunlan var. Hele
tarım kesiminin sorunlan saymakla
bitmez. Ancak sorunlardan biri öyle-
sine müzmin hale gelmiş ki, o çözül-
meden Konya halkı ve kırsal alanın
ekonomisi kendine gelemez.
Konya susuzluktan kırılıyor. Bir
damla suya hasret bölgeler var. Tar-
lalarda kuraklıktan değil ürün, ot bi-
le bitmiyor... Önceki yazılarımda da
belırttiğim gibi, kuru tarım yapılan
bölgelerde hangi ürünü ekerseniz
ekin, normalin ancak beşte biri verim
Konya ovalannı sulama projesi tamamlanabilseydi, şehir merkezi gibi kırsal alanlar da cennete dönecekti.
alabilirsiniz.
Konyalı çiftçilerin de sorun deyin-
ce ilk aklına gelen su oluyor. Bazı yö-
relerde biraz sulama imkânları var.
Bazı bölgelerde ise su sorunu yeral-
tı suları ile çözülmeye çalışılmış. An-
cak öyte bölgeler var ki, yer üstü su-
yu da, yeraltı suyu da yok... Her ta-
raf takırtakır kuru...
Sulama projeleri
raflarda bekliyor
Konya'yı suya kavuşturacak çeşit-
li projeler yıllardan berı hazır. Orne-
ğin Konya Ovalannı Sulama Projesi
(KOP) eğer, bugüne kadar tamamla-
nabilmiş olsaydı, Konya merkezi gi-
bi kırsal alanları da cennete döne-
cekti... Konya'nın tüm bölgelerine su
ile birlikte zenginlik de gelecekti...
Şimdi kendine bakamayan Konya,
belki de bütün Türkiye'yi besleyebı-
lecekti...
Ama ne yazık ki Konya halkının her
seçimde destek olduğu sağ iktidar-
lar, diğer sorunlarda olduğu gibi su
konusunda da sadece bol bol laf et-
mişler, vaatlerde bulunmuşlar fakat
hiçbir zaman işe sahip çıkmamışlar.
Devlet Su Işleri'nin büyük emeklerle
hazırladığı dev projeler, hükümetlerin
veya ilgili bakanların kasalannda kal-
mış... fİgilenen olmamış... Kendisine
27 yıl sahip çıkan ve 1995 genel se-
çimlerinde Refah Partisi'ne 9 millet-
vekili kazandıran Konya'nın su soru-
nuna Necmettin Erbakan bile ilgi
göstermemiş. Hatta, verilen bilgiye
göre "KOP nedir" diye sormamış bi-
le... Dahası var. Necmettin Erbakan,
başbakan olduğu dönemde Kon-
ya'nın su sorununu kökten çözecek
fırsatlar eline geçtiği halde kullanma-
mış...
Konya'ya ve halkına hayat verecek
olan Konya Ovalannı Sulama proje-
si (KOP) 1987 yıhnda hazırlanmış.
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)
gibi dev bir proje. Konya ve Kara-
man ovalannı içine alan bu proje,
GAP gibi parça parça ele alınacak...
Çok para isteyen uzun vadeli bir iş.
Ama başlanmadan bitmesi mümkün
değil... Projeler tekerteker ele alına-
cak ve bitirilecek... Bunlann içinde
en önemlisi 'Mavi Tünel' projesi... Bu
proje için Toros Dağları'nın ardında 3
ayn baraj yapılacak. Barajlar Toros-
lar'ın güneyinden çıkan ve Akdeniz'e
boşalan Göksu Irmağı'nın iki kolun-
dan gelen sularla beslenecek. Taş-
kent'teki Avşar, Bozkır'daki Bozkır
barajlarında toplanacak olan Göksu
Irmağı'nın suları gene Bozkır'da ya-
pılacak olan Bağbaşı Barajı'na akıtı-
iacak.
Bu arada Toros Dağlan'ndan Kon-
ya Ovası'na 17 kilometrelik bir tünel
açılacak. Bu tünelin adı 'Mavi Tünel'
olacak. Bağbaşı Barajı'nda biriktirilen
sular, Mavi Tünel yolu ile Konya Ova-
sı'na aktanlacak. Mavi Tünel yolu ile
Konya Ovası'na akıtılacak su mikta-
rı 450 milyon metreküp olarak he-
saplanıyor. Böylece Toros Dağla-
n'ndan alınan su, Konya Ovası'nda-
ki arazileri suluyacak...
Mavi Tünel için henüz arazıde bır
çalışma yok. Proje ihale aşamasın-
da... Yapılan hesaplara göre Mavi Tü-
nel projesinin maliyetı 1997 yılı ra-
kamlanna göre 23 trilyon 500 milyar
lira... Yıllar ileriedikçe bu rakamlarda
enflasyon oranında artacak...
Konya Ovalarını Sulama Projesi
(KOP) sadece Mavi Tünel'den ıbaret
değil. Konya ve Karaman'ın bütün
bölgelerini kapsıyor.
Konya ovalannda sulanabilir arazi
1 mifyon 700 bin hektar. Bunun sa-
dece 250 bin hektarı sulanabiliyor.
Geriye kalan 1 milyon 450 bin hektar
arazide su yok. Çölden farksız. Kon-
ya'da şu anda 250 bin hektar arazi
için kullanılan su miktarı 1 milyar 300
milyon metreküp... Bunun 900 mil-
yon metreküpü yeraltından, 400 mil-
yon metreküpü de yer üstü sulann-
dan sağlanıyor...
Buna karşılık, Konya ilinin tama-
mında sulu tanm yapabilmek için ge-
rekli olan su 12 milyar metreküp. De-
mek ki, Konya ovalarının yeterli suya
kavuşabilmesi için daha 11 milyar
metreküp suya ihtiyaç var...
Hazırlanan Konya ovalan projesi
bittiği zaman bile bu kadar suyu sağ-
lamak mümkün değil. Şimdilik ilk
etapta hedeflenen su mıktan 3 mil-
yar 500 milyon metreküp... Sulan-
ması düşünülen arazi de 565 bin
hektar... Henüz ihalesi bile yapılma-
mış olan Mavi Tünel projesinden
beklenen su miktarı 450 milyon met-
reküpten ibaret. Buna rağmen Mavi
Tünel inşaatının 2010 yılından önce
bitebileceğini hiç kımseiddiaedemi-
yor... Hele, 3 milyar 500 milyon met-
reküp suya ulaşabilmek için belki de
daha 25 ile 30 yıl beklemek gereke-
cek...
Bu durumda, 12 milyar metreküp
suya kavuşmak ise tam bir hayal...
Tatlı bir rüya... Tüm KOP'un 40 yıldan
önce bitmeyeceğine bahse girenler
çoğunlukta...
Konyalı çiftçi ise her yıl yeni bir
umutla bekliyor.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Siyaset ve Toplum Çelişiyor
Zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkanlması, Türki-
ye'de siyasal bozukluğun gerçek yüzünü göste-
ren ilginç bir deney oldu. Öyle görülüyor ki bu ko-
nuda koparılan büyük fırtına yakın bir gelecekte
de durulmayacak, olumlu ve olumsuz etkileriyle
yeni oluşumlara yol açacaktır.
• • •
Ekonomi araştırmalan, "insanayatırımın" doğ-
rudan ve dolaylı etkileriyle ekonomik ve toplum-
sal kalkınmanın kapısını açan "kilit"olduğunu gös-
teriyor. İnsana yatırım kavramı da esas olarak eği-
tımi içerir. Dünya Bankası'nın raporlarından, üni-
versite ve araştırma merkezlerinin yayımlanna dek
bu konuda kesın görüş birliği olduğu biliniyor. Böy-
le olunca da ülkenin gelışmesini isteyen "herke-
sin°bu girişime "olumlu bakması" beklenir. Oysa
bunun tam tersi yapılıyor; üstelik eğitime karşı çı-
kış, "demokrasi adına" sergileniyor.
Zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkanlmasına karşı çı-
kışta en çok kullanılan gerekçe bunun "tek tip" in-
san yetiştirilmesine yol açacağıdır. Aslında bu ge-
rekçe, "yavuz hırsızın ev sahibıni bastırmasına"
benziyor. Çünkü asıl koşullandırma, tek tip insan
yetiştirme, dinsel eğitimde olur.
Yalnızca "bilimin ve aklınyol göstericiliğine" ve
bulgularına dayanan, bunun dışındaki tüm öğre-
tileri bağnaz, tutucu ve geriletici bulan bir eğitim
anlayışı, istese de tek tip ınsan yetiştiremez, çö-
zümleyıci ve eleştirel olmak zorundadır. Eğitim ve
eğıtilenler. bilim ve teknikteki gelişmelere bağlı
olarak evrim geçirir.
Ekonomik gelişme de demokratikleşme de yal-
nız ve ancak böyle bir eğitim düzenine dayalı ola-
rak sağlanabilir.
Zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkanlması, aslında
çok geç kalmış bir girişimdir.
Tüm bu gerçekler karşısında bu konudakı yasal
düzenlemenin "çok kolay yapılabılmesi" gerekir-
di. Öyle olmadı; kımi tutucu siyasetçi ve destek-
çilerinin girişimlenyle, toplum bır çatışmaya sürük-
lenmek istendi. Zorunlu eğitim üzerine yapılan tar-
tışmalar, bizdekı siyasetin ne kadar bilimsel ger-
çeklerden ve dünyadaki gelişmelerden uzak düş-
tüğünü kanıtlıyor. Yasanın çıkanlması sırasında
yaşanan çalkantılar, "siyasal bulanıklığın" en so-
mut kanıtıdır. Yıllardır milletvekillerinin gömlek de-
ğiştirir gibi parti değiştirmelerınden de görülen bu
siyasal bulanıklığın asıl olumsuz, giderek zararlı
yanı, siyasal tıkanıklığa ve çözümsüzlüğe neden
olmasıdır.
Öyte anlaşılıyor ki siyasal yapılanma ve yenıden
biçimlenmeler yoğunlaşarak sürecek, büyüklü-
küçüklü siyasal taşlar, kaya, çakıl, kum biçimleriy-
le, her gün yenıden yer değiştirip yerleşecektir. Bu
çalkantı MGK'nin bir dürtüsüyle oluştu; umarız
bundan sonra dış dürtüye gerek kalmadan siya-
set kendine çeki- düzen vermeyi başanr.
• • •
Siyasal bozukluğun yıkımını toplum, gönüllü gi-
rışimleriyle onanyor. Temel eğitime parasal destek
vermek için kuruluş ve bireylerin büyük bir özve-
riyle "cüzdanlannı çıkarmalan" bu siyaset-toplum
çelişklsinin açık bir göstergesidir. Bu nokta önem-
li. çünkü asıl güçlük, yasanın çıkarılmasından son-
ra başlayacaktır. Verilecek eğitimin, yalnız bina ve
öğretmen sağlanmasıyla değil, başta kitaplar ol-
mak üzere. bügisayar ve öbür ders araç ve gereç-
leri açısından da olabildiğince eksiksiz ve nitelikli
yürütülmesi gerekir.
Bu noktada, başta temel eğitim için parasal kat-
kıda bulunanlar olmak üzere, bireyleri, kurum ve
kuruluşlanyla tüm topluma düşen "ana görev",
asıl bundan sonra uygulanan eğitime "sahip çık-
mak"; uygulamanın savsaklanmasını engellemek-
tir.
Yalnız ve ancak bu toplumsal istemin güçlü bir
biçimde sürdürülmesiyle toplumun geleceği gü-
venceye alınabilir.
Bakan Serdaroğlu açıkladı
6
Avrupa'daki
Türklere yeni
teşvikler geliyor'
tZMİR(AA)-Devlet
Bakanı Rıfat Serdaroğlu,
yurtdışındakı yatınmcı
Türkler'ı. bulunduklan
ülkelerin gınşımcilenni
de yanlanna alarak Tür-
kiye'ye yatınma çağırdı.
Serdaroğlu, hüküme-
tin, yurtdışında yaşayan
Türkler ile ilgili yoğun ça-
lışmalar başlattıklannı
belirterek, konuyu devlet
politikası haline getirme-
yi amaçladıklannı söyle-
di.
"Yurtdışı Vatandaşhk
Üst Kuruhı" oluşturacak-
lannı bildıren Rıfat Ser-
daroğlu. "Bu kurul. bir
nev i >a_sama >etkisi ouna-
yan parlamento gibi çab-
şacak. \urtdışındaki va-
tandaşlanmızın ekono-
mik, sosyal ve külrtirel
tüm deıUerhie ilgilenerek,
çözüm iiretecektir'" dedı.
Serdaroğlu, hükümet ola-
rak, bu kurulun oluşumu-
na maddi ve manevi des-
teğın yanı sıra siyasi güç
de vereceklerinı kaydetti.
Geçmişte yurtdışına
vasıfsız işçi olarak giden
çok sayıda Türk'ün, bu-
gün bulunduklan ülkede
aileleriyle birlikte ekono-
mik, kültürel ve sosyal
statülenni güçlendirdikle-
rine dikkati çeken Serda-
roğlu, şöyle devam etti:
"Yurtdışında bulunan
Türk insanı. ülkemiz için
son derece değerB potansi-
yeJdir. Bunlar bizim insan-
larunız, Türkiye'de yaşa-
nan sorunlara karşı du-
yarülıklannı çekebilmek
için, onlann dertlerine de
kulak vermeli. çözüm
üretmeHyiz."
Yatınm kolavtgı
Devlet Bakanı Rıfat
Serdaroğlu, yurtdışındakı
çok sayıda Türk girişim-
cinin önemli üretim po-
tansiyellerine sahip ol-
duklannı belirterek. bun-
lann Türkiye'de de yatın-
ma yönelmesini bekle-
diklerini söyledi.
Gurbetçi yatınmcılara,
özel yatınm ımkânlan
oluşturacakJannı bıldiren
Serdaroğlu. bunun koşul-
lannın Eylül ayı sonunda
Başbakan Mesut Ydmaz,
ilgili bakanlar ve yurtdı-
şında yaşayan Türkleri
temsil eden dernek tem-
sılcilerinin katılacağı zir-
vede ele alınacağını bil-
dirdi.
Bakan Serdaroğlu. şu
bilgileri verdi: "Bu mini
zirvede, >ıırtdışındaki işa-
danu, işçi, sanatçı. bilim
adamı vegençlerimiz de y-
er alacak. Zirvede, Türk-
lerderutek başlanna \eya
yanlanna yabancı ortak
alarakyan nma gebneleri-
ni isteyeceğiz. Hükümet
olarak, yabnnılanna her
türlü kolay lığı sağlayacak
özel bir teşvik politikası
uygulajacağız. Llkeje,
scrmave ve teknoloji
transferini sağlama ama-
cındayız. İki gün sürecek
toplanüda, yeni yatarun
alanlan da belirlenecek."