25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AĞUSTOS 1997 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Çaya yüzde 10 zam • RİZE (AA) - Çay tşletmelen Genel Müdürlüğü (Çay-Kur) tarafından üretilen kunı çaylann satış fiyatlanna. bugünden iribaren kalitesine göre yüzde 9.6 ile yüzde 10.5 arasında değişen oranlarda zam yapıldı. Çaykur Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, "8 Yıllık Kesintisiz Temel Eğitim Reformu Kanunu ile getirilen katkıyı temin amacıyla, çay fiyatlannda yüzde 9.6 ila yüzde 10.5 oranında bir a> arlama yapılmıştır" denildi. Çay-Kur, son olarak 1 temmuzda kuru çay satış fiyatlanna ortalama olarak yüzde 40 zam yapmıştı. Turizme kamu arazisi desteği •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Turizm Bakanlığı. turizm sektöründeki yatınmcılara kamu arazisi tahsis ediyor. Turizme tahsis edilecek kamu arazileri tzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Nevşehir, Kayseri. Aksaray, Gümüşhane, Samsun, Afyon. Bursa. Isparta, Niğde ve Çanakkale'de bulunuyor. llgilenen yatınmcılann, 8 eylül pazartesi günü saat 17.30'akadaristenilen bilgi ve belgelerle Turizm Bakan lığı'na başvurması istendi Tekel fabpika kapatıyor • ANKARA (AA)- Tekel, eski teknoloji ile çalışan 4 sigara fabrikasını belli bir süreç içinde kapatmayı planlıyor. Tekel Genel Müdürü Mehmet Akbay, kurumun halen işlettiği 7 sigara ı fabnkasından sadece 3'ünün gelişmiş teknolojiye sahip olduğunu kaydetti. Akbay, Akhisar konusunda bir adım atılırsa Izmir'deki fabrikayı kapatacaklannı, daha sonra Adana, Malatya ve Bitlis fabrikalanm da devre dışına çıkaracaklannı söyledi. TÜBİTAK ve TTGY Türkiye'de ilk kez Proje Pazan oluşturulması için çalışma başlattı Lisansa karşı teknoloji dayanışması Ekonomi Servisi- Dünyay- la bütünleşen Türk sanayiinin yeni teknoloji gereksınimleri- ne paralel olarak önem kaza- nan Araştırma-Gelıştırme (Ar-Ge) yatınmlan konusun- da "proje pazan" kuruluvor. TÜBİTAK ve Türkıye Tek- noloji Geliştirme Vakfı (TTG V) tarafından kasım ve- ya aralık aymda Istanbul'da gerçekleştirilecek olan •'Ar- Ge Proje Pazan 1997'de. fır- ma ve kuruluşlar arasında proje ortaklıklan oluşturula- cak. Proje ortaklıklanna Dün- ya Bankası ile Hazine fonla- nndan. "kredi ve hibe" deste- ği de sağlanabiiecek. Böyle- ce, fırma ve kuruluşlar proje pazannda bir araya gelerek ihtiyaçlan olan teknolojilen bırbirlennden alabilecekler. Türkiye'de ilk kez düzenle- necek olan Ar-Ge Proje Paza- n' na bugüne kadar aralannda Tofaş, Otosan. Şışe-Cam, Philsa, Profilo, Beko. Netaş, Mercedes-Benz. Eczacibaşı, Altınyıldız, Alarko, Anado- lu-Isuzu gibi şirketlerin de • TÜBİTAK ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfi'nın Istanbul'da düzenleyeceği "Ar-Ge Proje Pazan 1997"de, Türkiye'nin önde gelen sanayi kuruluşlan, teknolojilerini birbirlerine vererek ortaklıklar oluşturabilecek. yer aldığı 600 başvurunun ya- pıldığını kaydeden TÜBt- TAK Teknoloji İzleme ve De- ğerlendirme Başkanlığı (Tİ- DEB) Başkan Yardımcısı Dr. Attîla Çezik, bu yıl ürün ve üretim teknolojileri alanında yapılacak olan iki günlük top- lantının, önümüzdeki yıllar- da tekstilden başlayarak sek- tör bazında devam ettirilece- ğini söyledi. Ar-Ge Proje Pazan 1997"nin, özgün teknolojile- re sahip olabilmek içinAr-Ge ortaklığı arayışındaki sanayi- cileri ve uzmanhk alanlann- daki bırikimlerinı bu amaca yöneltmek isteyen kuruluş temsilcilerini bir araya geti- receğini belirten Dr. Attila Çezık, proje pazanna katıl- mak için başvurulann 30 Ey- lül 1997 tarihine kadar TU- BİTAK'ın Ankara merkezine yapılabileceğini belirtti. Dr. Çezik. başvurulann öncelik- le dığerleri ile işbirliğine uy- gunluk ve Ar-Ge ortaklıklan kurma potansiyelinin varlığı bakımından değerlendirilece- ğine de dikkat çekti. Proje Pazan'nın, firma ve kuruluşlar arasında 'teknolo- ji dayanışmasrnı sergileye- ceğini vurgulayan Dr. Attila Çezik, firmalann yurtdışın- dan lisans almak yerine ortak- lıklar kurarak teknoloji alış- verişine gireceklerini söyle- di. Dr. Çezik "Ömeğin Tûr- kiye'nin önde gelen firmala- nndan birisi, üretim teknolo- jilerine tıâkim olmasına rağ- mea bügisayar teknolojisin- deyetersizolabilir.Buduruııı- da, yabancı lisans almadan, bügisayar teknoiojisine hâkim olan bir yerli fırmayla ortak- lık kurması söz konusu olabi- lecektir. Teknotoji kullanan sanayi kuruluşlannın rakip olduİdan benzer kuruluşlar- dan çok, kendi bünyderinde bulunmayan uzmanhk alan- lannda çalışan başka kuru- luşlarla teknoloji ortaklıklan kurmalan da daha gerçekçi bir beklenti olacakür." dedi. Teknoloji araştırma ve ge- liştirme projelerine TTGV ve TÜBİTAK tarafından mali destek verildiğini de kayde- den Dr. Çezik şu açıklamala- n yaptı "TTGV,sanayi kuru- luşlannın Ar-Ge projelerine 1 milyon dolan aşmamak ve en az yüzde 50'sinin öneren ku- ruluş tarafindan karşılanma- sı koşuluyla scrmave desteği sağlamaktadır. TlBtTAK- TTOEB, şirkederm Ar-Ge gi- derierininençok yansı için hi- be destek sağlamaktadır. TÜ- BİTAK, araşarma kurumla- nnın ve sana>i kuruluşlan ile ortak projeiere katılan üniver- shelerin kendi pa>lanna dü- şen Ar-Ge giderlerini vüzde 100'e varan oranlarda karşı- hksE destekJemektedir." Mustafa Akyıl TUSİAD'a DoğuMan ilk üye lSTANBUL(AA)-"Pat- ronlarKulübü" olarak bili- nen Türk Sanayicileri ve lşadamlan Demeği'nin (TÜSİAD), Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu Bölge- si'nden ilk üyesi Diyarba- kırlı sanayicı Mustafa Akyü oldu. Mustafa Akyıl'ın, Di- yarbakır'da, soyadını taşı- yan tekstil, iplik, tanm ürünleri ve otomotiv şirket- leri bulunuyor. TÜSİAD Genel Sekrete- ri Haluk Tükel, TÜSİ- AD'ın Istanbullu sanayicı- lerin üye olduğu bir dernek olarak kamuoyunda bilin- mesine karşın. üyelerinm büyük bölümünün sanayi tesisleriyle ülke sathında fa- aliyet gösterdiklerini vur- guladı. Başkan Muharrem Kayhan'ın Söke'deki fabri- kasını örnek gösteren Tü- kel, sanayıleşme ve ticare- tın ülke çapında yaygınlaş- masıyla birlikte TÜSİ- AD'a da ilginin arttığını ifade etti. Üyelik için "be- ürli iş ahlakuıa uygun hare- ket", "çevresindesaygınbir işadamı-sanayici olarak bi- Hnmek''ve "beffi düzeyler- de vergi veren, karma değer yaratan, istihdam sağlayan kurumlaşmış bir yafH" il- kelerinin kıstas alındığım belirten Tükel, yıllık aidatın da 6 bin dolar olduğunu kaydetti. Tükel, Anado- lu'dan üyeleri arasında Kü- tahya'dan NafiGüral. Eskı- şehir'den Fîruz Kanadı Ça- nakkale'den Niyazi Önen, Tarsus'tan Muhteşem Ekenler, Adana'dan Seha Sadıklar. l ğur Paksov, De- nizli'den Abdülkadir Uslu, Antalya"dan Ibrahim Şan- can. Gaziantep"ten Bekir Okan'ın bulunduğunu bil- dirdi. ÇiUer'in üyeliğidüştü t5te yandan, TÜSlAD'ın 408 üyesi arasında artık Öz- erUçuranÇîDer bulunmu- yor. Tükel. tüzüğe göre üst üste 2 yıl aıdat katılma pay- lannı ödemedikleri içınola- ğan genel kurula kabul edıl- meyenlerin istifa etmiş sa- yıldıklanna dikkat çekti. Tükel, bu çerçevede 1995 yılından bu yana Çiller'ın üyelen arasında bulunma- dığını söyledi. Türkiye'nin Yunanistan'a ihracatı büyük artış gösterdi Tekstilde Türk-Yıınan barışı Ekonomi Senisi - Geçen yılın son- lannda başlayan Türk-Yunan işadam- lannın yakın diyalog girişimleri somut sonuçlannı, tekstil ve konfeksiyon sek- töründe verdı. Türkiye hazır giyim ih- racatınm 1996-97 yılı ilk 6 aylık değer- lendırmelenne göre, Yunanistan'a ya- pılan hazır gıyim ihracatı büyük bir ar- tış gösterdi. tstanbul Tekstil \e Konfeksiyon th- racatçılan Birlikleri'nin (İTKİB) aylık yayın organı Hedef dergisinde yayım- lanan u TekstiI ve Hazır Giyim Dıraca- tının '97 Yıh Performansı Raporu"nda. AB ve OECD ülkeleri arasında bulu- nan ve geçmış yıllarda Türkiye'nin önemli hazır giyim pazarlan arasında yer almayan, başta Yunanistan olmak üzere lspanya, lsveç, Portekiz. Norveç gıbı ülkelere yönelik ıhracatta yüksek bır performans yakalandığı açıklandı. Hazır giyim sektöriinün 1997 yılının ilk 6 ayında Türkiye çapında gerçeldeş- tirdiği 3.4 milyar dolan aşan ihracatın- da, Doğu Avrupa ve eski SSCB'nin ye- rine kurulan ülkeler arasında bulunan Macaristan ve Romanya'ya yapılan ıh- racatın da önemli bır katkısı oldu. Tür- kiye'nin deri ve den mamulleri için ikincı önemli bü>ük pazan nıtelığınde- ki Rusya Federasyonu'na yapılan ihra- cat ise karşılaştınlan dönemde, yüzde 135'lik bir artışla rekor seviyeye ulaş- tı. Bununla birhkte Abu-Dabi ve Suri- ye hariç Ortadoğu ülkelenyle. Fas ha- riç Kuzey Afrika ülkelerine yapılan ha- ztr giyim ihracatında da yüksek artış- lar gerçekleştı. Hazır gıyime karşılık tekstil ihracatının pazar çeşitlemesi eğilimi ise geçen >nl ile bu yılın ilk 6 ay karşılaştırmalanna göre istenilen düzeyde gerçeldeşemedi. ÇIFTÇÎ DOSTTJ SADULLAH USUMI SiLsıızlıık Konyahmn Kaderi KONYA - Karaman aynldığı halde, hâlâ Avrupa ülkelerinin birçoğundan büyük olan Konya tam bir afet böl- gesi. Diğer illerimizde 8 ile 10 yılda bir meydana gelen afetler Konya'da her yıl yaşanıyor. Hem Konyalılar hem de Türk ekonomisi önü alınamayan bu afetlerin bedelini çok ağır ödüyor... Anlaşılan Ankara'dakilerin kafa yapı- lan değişmedikçe de ödemeye de- vam edecek... Konya'da sadece kent merkezini görenleri, ilçe ve köylerdeki ilkel ya- şantıya inandırmak çok zor. Çünkü, Konya merkezi gerçekten çok geliş- miş ve modern bir şehir olmuş. Bul- var, cadde ve gökyüzüne doğru yük- selen yeni binalar nef'ıs... Nereye ba- karsanız bakın, belli bir zenginliğin ürününü göreceksiniz... Ama Konya merkezinin dışına çık- tığınız anda bu zenginliklerden eser kalmaz. Çevresındeki en yakın ilçe ve kasabalar bile hâlâ kalkınamamış- tır. Yerli halkın çoğunluğu hele tarım kesimi son derecefakirleşmiştir. Çift- çi para kazanamadığı için kasaba ve köylerdeki esnaf da gelişememiştir. Çünkü, nimetler hep Konya'nın merkezine akmış, kasaba ve köyler ise bugüne kadar nutuklarla ve tatlı vaatlerle oyalanmış... Konyalılar yıl- larca hep sağ partilere oy vermiş, a- ma karşılığını alamamış. Iktidara ge- len sağ partileryatınmlannı kent mer- kezine yapmışlar... Üstelik, çiftçinin de hiçbir sorununa çözüm getirilme- miş... Başka illerın olduğu gibi, Kon- ya'nın da çeşitli sorunlan var. Hele tarım kesiminin sorunlan saymakla bitmez. Ancak sorunlardan biri öyle- sine müzmin hale gelmiş ki, o çözül- meden Konya halkı ve kırsal alanın ekonomisi kendine gelemez. Konya susuzluktan kırılıyor. Bir damla suya hasret bölgeler var. Tar- lalarda kuraklıktan değil ürün, ot bi- le bitmiyor... Önceki yazılarımda da belırttiğim gibi, kuru tarım yapılan bölgelerde hangi ürünü ekerseniz ekin, normalin ancak beşte biri verim Konya ovalannı sulama projesi tamamlanabilseydi, şehir merkezi gibi kırsal alanlar da cennete dönecekti. alabilirsiniz. Konyalı çiftçilerin de sorun deyin- ce ilk aklına gelen su oluyor. Bazı yö- relerde biraz sulama imkânları var. Bazı bölgelerde ise su sorunu yeral- tı suları ile çözülmeye çalışılmış. An- cak öyte bölgeler var ki, yer üstü su- yu da, yeraltı suyu da yok... Her ta- raf takırtakır kuru... Sulama projeleri raflarda bekliyor Konya'yı suya kavuşturacak çeşit- li projeler yıllardan berı hazır. Orne- ğin Konya Ovalannı Sulama Projesi (KOP) eğer, bugüne kadar tamamla- nabilmiş olsaydı, Konya merkezi gi- bi kırsal alanları da cennete döne- cekti... Konya'nın tüm bölgelerine su ile birlikte zenginlik de gelecekti... Şimdi kendine bakamayan Konya, belki de bütün Türkiye'yi besleyebı- lecekti... Ama ne yazık ki Konya halkının her seçimde destek olduğu sağ iktidar- lar, diğer sorunlarda olduğu gibi su konusunda da sadece bol bol laf et- mişler, vaatlerde bulunmuşlar fakat hiçbir zaman işe sahip çıkmamışlar. Devlet Su Işleri'nin büyük emeklerle hazırladığı dev projeler, hükümetlerin veya ilgili bakanların kasalannda kal- mış... fİgilenen olmamış... Kendisine 27 yıl sahip çıkan ve 1995 genel se- çimlerinde Refah Partisi'ne 9 millet- vekili kazandıran Konya'nın su soru- nuna Necmettin Erbakan bile ilgi göstermemiş. Hatta, verilen bilgiye göre "KOP nedir" diye sormamış bi- le... Dahası var. Necmettin Erbakan, başbakan olduğu dönemde Kon- ya'nın su sorununu kökten çözecek fırsatlar eline geçtiği halde kullanma- mış... Konya'ya ve halkına hayat verecek olan Konya Ovalannı Sulama proje- si (KOP) 1987 yıhnda hazırlanmış. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) gibi dev bir proje. Konya ve Kara- man ovalannı içine alan bu proje, GAP gibi parça parça ele alınacak... Çok para isteyen uzun vadeli bir iş. Ama başlanmadan bitmesi mümkün değil... Projeler tekerteker ele alına- cak ve bitirilecek... Bunlann içinde en önemlisi 'Mavi Tünel' projesi... Bu proje için Toros Dağları'nın ardında 3 ayn baraj yapılacak. Barajlar Toros- lar'ın güneyinden çıkan ve Akdeniz'e boşalan Göksu Irmağı'nın iki kolun- dan gelen sularla beslenecek. Taş- kent'teki Avşar, Bozkır'daki Bozkır barajlarında toplanacak olan Göksu Irmağı'nın suları gene Bozkır'da ya- pılacak olan Bağbaşı Barajı'na akıtı- iacak. Bu arada Toros Dağlan'ndan Kon- ya Ovası'na 17 kilometrelik bir tünel açılacak. Bu tünelin adı 'Mavi Tünel' olacak. Bağbaşı Barajı'nda biriktirilen sular, Mavi Tünel yolu ile Konya Ova- sı'na aktanlacak. Mavi Tünel yolu ile Konya Ovası'na akıtılacak su mikta- rı 450 milyon metreküp olarak he- saplanıyor. Böylece Toros Dağla- n'ndan alınan su, Konya Ovası'nda- ki arazileri suluyacak... Mavi Tünel için henüz arazıde bır çalışma yok. Proje ihale aşamasın- da... Yapılan hesaplara göre Mavi Tü- nel projesinin maliyetı 1997 yılı ra- kamlanna göre 23 trilyon 500 milyar lira... Yıllar ileriedikçe bu rakamlarda enflasyon oranında artacak... Konya Ovalarını Sulama Projesi (KOP) sadece Mavi Tünel'den ıbaret değil. Konya ve Karaman'ın bütün bölgelerini kapsıyor. Konya ovalannda sulanabilir arazi 1 mifyon 700 bin hektar. Bunun sa- dece 250 bin hektarı sulanabiliyor. Geriye kalan 1 milyon 450 bin hektar arazide su yok. Çölden farksız. Kon- ya'da şu anda 250 bin hektar arazi için kullanılan su miktarı 1 milyar 300 milyon metreküp... Bunun 900 mil- yon metreküpü yeraltından, 400 mil- yon metreküpü de yer üstü sulann- dan sağlanıyor... Buna karşılık, Konya ilinin tama- mında sulu tanm yapabilmek için ge- rekli olan su 12 milyar metreküp. De- mek ki, Konya ovalarının yeterli suya kavuşabilmesi için daha 11 milyar metreküp suya ihtiyaç var... Hazırlanan Konya ovalan projesi bittiği zaman bile bu kadar suyu sağ- lamak mümkün değil. Şimdilik ilk etapta hedeflenen su mıktan 3 mil- yar 500 milyon metreküp... Sulan- ması düşünülen arazi de 565 bin hektar... Henüz ihalesi bile yapılma- mış olan Mavi Tünel projesinden beklenen su miktarı 450 milyon met- reküpten ibaret. Buna rağmen Mavi Tünel inşaatının 2010 yılından önce bitebileceğini hiç kımseiddiaedemi- yor... Hele, 3 milyar 500 milyon met- reküp suya ulaşabilmek için belki de daha 25 ile 30 yıl beklemek gereke- cek... Bu durumda, 12 milyar metreküp suya kavuşmak ise tam bir hayal... Tatlı bir rüya... Tüm KOP'un 40 yıldan önce bitmeyeceğine bahse girenler çoğunlukta... Konyalı çiftçi ise her yıl yeni bir umutla bekliyor. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Siyaset ve Toplum Çelişiyor Zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkanlması, Türki- ye'de siyasal bozukluğun gerçek yüzünü göste- ren ilginç bir deney oldu. Öyle görülüyor ki bu ko- nuda koparılan büyük fırtına yakın bir gelecekte de durulmayacak, olumlu ve olumsuz etkileriyle yeni oluşumlara yol açacaktır. • • • Ekonomi araştırmalan, "insanayatırımın" doğ- rudan ve dolaylı etkileriyle ekonomik ve toplum- sal kalkınmanın kapısını açan "kilit"olduğunu gös- teriyor. İnsana yatırım kavramı da esas olarak eği- tımi içerir. Dünya Bankası'nın raporlarından, üni- versite ve araştırma merkezlerinin yayımlanna dek bu konuda kesın görüş birliği olduğu biliniyor. Böy- le olunca da ülkenin gelışmesini isteyen "herke- sin°bu girişime "olumlu bakması" beklenir. Oysa bunun tam tersi yapılıyor; üstelik eğitime karşı çı- kış, "demokrasi adına" sergileniyor. Zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkanlmasına karşı çı- kışta en çok kullanılan gerekçe bunun "tek tip" in- san yetiştirilmesine yol açacağıdır. Aslında bu ge- rekçe, "yavuz hırsızın ev sahibıni bastırmasına" benziyor. Çünkü asıl koşullandırma, tek tip insan yetiştirme, dinsel eğitimde olur. Yalnızca "bilimin ve aklınyol göstericiliğine" ve bulgularına dayanan, bunun dışındaki tüm öğre- tileri bağnaz, tutucu ve geriletici bulan bir eğitim anlayışı, istese de tek tip ınsan yetiştiremez, çö- zümleyıci ve eleştirel olmak zorundadır. Eğitim ve eğıtilenler. bilim ve teknikteki gelişmelere bağlı olarak evrim geçirir. Ekonomik gelişme de demokratikleşme de yal- nız ve ancak böyle bir eğitim düzenine dayalı ola- rak sağlanabilir. Zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkanlması, aslında çok geç kalmış bir girişimdir. Tüm bu gerçekler karşısında bu konudakı yasal düzenlemenin "çok kolay yapılabılmesi" gerekir- di. Öyle olmadı; kımi tutucu siyasetçi ve destek- çilerinin girişimlenyle, toplum bır çatışmaya sürük- lenmek istendi. Zorunlu eğitim üzerine yapılan tar- tışmalar, bizdekı siyasetin ne kadar bilimsel ger- çeklerden ve dünyadaki gelişmelerden uzak düş- tüğünü kanıtlıyor. Yasanın çıkanlması sırasında yaşanan çalkantılar, "siyasal bulanıklığın" en so- mut kanıtıdır. Yıllardır milletvekillerinin gömlek de- ğiştirir gibi parti değiştirmelerınden de görülen bu siyasal bulanıklığın asıl olumsuz, giderek zararlı yanı, siyasal tıkanıklığa ve çözümsüzlüğe neden olmasıdır. Öyte anlaşılıyor ki siyasal yapılanma ve yenıden biçimlenmeler yoğunlaşarak sürecek, büyüklü- küçüklü siyasal taşlar, kaya, çakıl, kum biçimleriy- le, her gün yenıden yer değiştirip yerleşecektir. Bu çalkantı MGK'nin bir dürtüsüyle oluştu; umarız bundan sonra dış dürtüye gerek kalmadan siya- set kendine çeki- düzen vermeyi başanr. • • • Siyasal bozukluğun yıkımını toplum, gönüllü gi- rışimleriyle onanyor. Temel eğitime parasal destek vermek için kuruluş ve bireylerin büyük bir özve- riyle "cüzdanlannı çıkarmalan" bu siyaset-toplum çelişklsinin açık bir göstergesidir. Bu nokta önem- li. çünkü asıl güçlük, yasanın çıkarılmasından son- ra başlayacaktır. Verilecek eğitimin, yalnız bina ve öğretmen sağlanmasıyla değil, başta kitaplar ol- mak üzere. bügisayar ve öbür ders araç ve gereç- leri açısından da olabildiğince eksiksiz ve nitelikli yürütülmesi gerekir. Bu noktada, başta temel eğitim için parasal kat- kıda bulunanlar olmak üzere, bireyleri, kurum ve kuruluşlanyla tüm topluma düşen "ana görev", asıl bundan sonra uygulanan eğitime "sahip çık- mak"; uygulamanın savsaklanmasını engellemek- tir. Yalnız ve ancak bu toplumsal istemin güçlü bir biçimde sürdürülmesiyle toplumun geleceği gü- venceye alınabilir. Bakan Serdaroğlu açıkladı 6 Avrupa'daki Türklere yeni teşvikler geliyor' tZMİR(AA)-Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu, yurtdışındakı yatınmcı Türkler'ı. bulunduklan ülkelerin gınşımcilenni de yanlanna alarak Tür- kiye'ye yatınma çağırdı. Serdaroğlu, hüküme- tin, yurtdışında yaşayan Türkler ile ilgili yoğun ça- lışmalar başlattıklannı belirterek, konuyu devlet politikası haline getirme- yi amaçladıklannı söyle- di. "Yurtdışı Vatandaşhk Üst Kuruhı" oluşturacak- lannı bildıren Rıfat Ser- daroğlu. "Bu kurul. bir nev i >a_sama >etkisi ouna- yan parlamento gibi çab- şacak. \urtdışındaki va- tandaşlanmızın ekono- mik, sosyal ve külrtirel tüm deıUerhie ilgilenerek, çözüm iiretecektir'" dedı. Serdaroğlu, hükümet ola- rak, bu kurulun oluşumu- na maddi ve manevi des- teğın yanı sıra siyasi güç de vereceklerinı kaydetti. Geçmişte yurtdışına vasıfsız işçi olarak giden çok sayıda Türk'ün, bu- gün bulunduklan ülkede aileleriyle birlikte ekono- mik, kültürel ve sosyal statülenni güçlendirdikle- rine dikkati çeken Serda- roğlu, şöyle devam etti: "Yurtdışında bulunan Türk insanı. ülkemiz için son derece değerB potansi- yeJdir. Bunlar bizim insan- larunız, Türkiye'de yaşa- nan sorunlara karşı du- yarülıklannı çekebilmek için, onlann dertlerine de kulak vermeli. çözüm üretmeHyiz." Yatınm kolavtgı Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu, yurtdışındakı çok sayıda Türk girişim- cinin önemli üretim po- tansiyellerine sahip ol- duklannı belirterek. bun- lann Türkiye'de de yatın- ma yönelmesini bekle- diklerini söyledi. Gurbetçi yatınmcılara, özel yatınm ımkânlan oluşturacakJannı bıldiren Serdaroğlu. bunun koşul- lannın Eylül ayı sonunda Başbakan Mesut Ydmaz, ilgili bakanlar ve yurtdı- şında yaşayan Türkleri temsil eden dernek tem- sılcilerinin katılacağı zir- vede ele alınacağını bil- dirdi. Bakan Serdaroğlu. şu bilgileri verdi: "Bu mini zirvede, >ıırtdışındaki işa- danu, işçi, sanatçı. bilim adamı vegençlerimiz de y- er alacak. Zirvede, Türk- lerderutek başlanna \eya yanlanna yabancı ortak alarakyan nma gebneleri- ni isteyeceğiz. Hükümet olarak, yabnnılanna her türlü kolay lığı sağlayacak özel bir teşvik politikası uygulajacağız. Llkeje, scrmave ve teknoloji transferini sağlama ama- cındayız. İki gün sürecek toplanüda, yeni yatarun alanlan da belirlenecek."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle