19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-18 AĞUSTOS 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yazar Charlotte Bunch dayağın kadınlara yönelik şiddetin en evrensel biçimi olduğuna dikkat çekti 60 ıııflyoıı kadmkayıp PORTREI BUNCH Charlotte Bunch, ABD Rutgers Üniversitesi Küresel Kadm Önderliği Merkezi Genel Direktörü'dür. 1993 yılında Viyana'da yapılan Dünya Insan Haklan Konferansfnda "Kadınlann İnsan Haklan Küresel Kampanyası"nın eşgüdümünü üstlenmiş, 1995 yılında Pekin'de yapılan 4. Dünya Kadın Konferansı çerçevesindeki etkinlıkleri örgütlemiştır. Bunch, 25 yıldan fazla bir süredir feminist bir yazar ve örgütçü olarak faaliyet göstermektedir. Istanbul HaberServisi-Ya- zar Chariotte Bunch, dünya- da en yaygın insan haklan ıh- lalicin, kadına yönelik şıd- det olduğunu belirterek bugün hayatta olması gereken yak- laşık 60 milyon kadının "ka- VTp" olduğunu vurguladı. "Ev dayağTnın kadınlara yöne- lik şiddetin en evTensel biçı- mi olduğuna dikkat çeken Bunch, "Kadınlann en fazla korkmasıgervkcn şe> yaban- cüarın değiL, akrabalannın, arkadaş.lannın, se> gflilerinin uyguladıklan günlük şiddet- tir~ dedı. Charlotte Bunch'un, UNI- CEF'in "1997 Uluslann Ge- lişmesi" raporunda yer alan "Hoş göriUemeyecek starii- ko: Kadınlarave lazlara kar- şı şiddet kuDanımı" başlıklı makalesınde verilen rakam- lar, kadınlarla ilgili korkunç bir tablo çiziyor. Bunch'un araştırmalanna göre kadına yönelik şiddetin dünya ça- pındaki ölçümleri şöyle: # Cinayete kurban giden kadınlann yüzde 4O'ı yakın- lan tarafindan öldürülüyor. # Dayak yiyen her 100 kadından sadece biri şikâyet- te bulunuyor. # ABD'de her 9 saniyede bir, bir kadın en yakın dostu- nun fiziksel istismanna ma- nızkalıyor. % Hindistan'da her yıl 5000'i aşkın kadın. çeyizle- ri yetersizbulunduğu için öl- dürülüyor. Katillerinın ise pek azı yargı önüne çıkanlıyor. 9 7 ülkede ırza tecavüz bir savaş silahı olarakkullanılıyor. # Her 7 kadından bıri ya- şamlan bo>iınca en az bir kez tecavüze uğruyor. • LatinArnerikaülketerin- den 12'sinde ırza tecavüzden suçlu bir erkek eğer ırzına geçtiği IdşNeevlilik teklifeder- se, teküfı reddedilse bile ceza almryor. Bunch, kadınlara yönelik şiddetin durdurulabileceğini ancak şiddetin çok derinlere kök salması nedeniyle bunun hiç kolay olmadığını vurgu- ladı. Cezalandırma sistemini veterli bulmadığını, daha önemlisi kadınlara "en azer- kekler kadardeğerli oldukla- n"nı anlatmanın gerektiğini belirten Bunch, ÇocukHak- lanna Dair Sözleşme ile Ka- dınlara Yönelik Her Tûrlü Ayruncıüğa Son Verilmesi Sözteşmesi'nin de (CEDAW) bir an önce küresel anlamda uygulanması gerektiğini bil- dirdi. Bunch, kız çocuklannın eğitilmesi, kadınlann siyase- tin içine girmesı ve kadınla- ra zarar veren geleneklerin kaldınlmasırun da önemli bi- reradım olacağını vurgulaya- rak hükümetlerin de kariyer- lerini kadınlara yönelik şid- deti engellemek yönunde yap- malannın gerektiğini kaydet- ti. Kadının siyasette adı yok Birleşmiş Milletler Kadının Gelişmesi Bölümü'nün E>ünya Hükümetleri Rehberi'nden derlediği 1996 verilerine göre dünyadaki kadın bakanlann ortalaması yüzde 7. Kadınlann ellerinde tuttuklan bakanlık mevkilerinin yüzdeleri ise kimi ülkelerde şöyle: "Madagaskar. Somaii, İran, Suudi Arabistan, Vemen, Birleşik Arap Emirtikleri, Irak. Cezayir. Kımyt, Lübnan, Umman, Fas, Bosna-Hersek. Yunanistaa, Estonya. ljrvanya. Romanya, Ukrayna, Çek Cumhuriyeti, Arjantin. Boüvya, Taytand, Singapur, Ermenistan, Afganistan-O; Türkiye, Kfiba, Mısır, Tunus, Kenya, Hindistan, Kore-3; Almanya-11; ABD-14; tspanva-17; Eritre-19; HoÖanda-24; Haiti- " 29; Fmlandiva-36; tsveç-38." BtR AYLIK BİLANÇO 22 gazeteci dövüldü, 11 'i gözaltına alındı• Basın Haklannı fzleme Komisyonu'nun raporunda, Konya'nın Akşehir ilçesinde yayın yapan Candan FM'in sahibi Abdullah Doğan'ın uğradığı silahlı saldın sonucunda öldüğü, Hakkâri'nin Şemdinli ilçesinde yayın yapan Yöre Radyosu'nun silahlı saldınya uğradığı, üç derginin bürolannın polislerce basıldığı ifade edildi. ANKARA (AA) - Türki- ken çeşitli yerlerde dövül- ye Gazetecıler Sendikası (TGS) Ankara Şubesi bün- yesinde oluşturulan Basın " Haklannı İzleme Komısyo- nu'nca hazırlanan raporda, ' temmuz ayında bir radyo sa- hibinin öldürüldügü, 22 ga- zetecinin dövüldüğü ve 11 gazetecinin gözaltına alın- dığı bildirildi. Komisyonun temmuz ayındakı gelişmelere ılişkin olarak yayımladığı raporda, geçen ay içinde. Konya'nın Akşehir ilçesinde yayın ya- pan Candan FM'in sahibi Abdullah Doğan'ın bir dü- ğün salonunda uğradığı sı- lahlı saldın sonucunda öl- düğü, Hakkâri'nin Şemdin- li ilçesinde yayın yapan Yö- re Radyosu'nun silahlı sal- dınya uğradığı, üç derginin Adana bürolannm polisler tarafindan basıldığı ifade edildi. - Temmuz ayında 11 gaze- tecinin gözaltına alındığı, dört gazete ve dergi hakkın- da mahkemelerde kapatma karan verildiği. 12 gazete ve derginin toplatıldığı, Prof. Dr. İlhan Arsel'in "Aydın , Aydın" adlı kitabının ise ' Konya Valıliği'nce toplattı- nldıgı kaydedılen raporda, 'RTÜK tarafindan televiz- , yonlar hakkında üç geçici, bir süresız, radyolar hakkında • da bir geçici kapatma kara- •n verildiği, ayrıca Erzu- rum'da yedi radyonun ya- yınlannın emniyet telsız çev- >•riminietkilediği gerekçesiy- î le süresiz durdurulduğu bil- .dirildi. Raporda. dört gazetecinin haber izlemekle görevliy- dügü, Ankarada 29 temmuz- da bir grup tarafindan yapı- lan eylemi izleyen gazete- cılerin ise hem göstericile- rin hem de polislenn "top- lu saldınsına" uğradığı ve bu olaylar sırasında da 18 muhabır. foto muhabıri ve kameramanın polis copla- nyla yaralandığı belirtildL Raporda, temmuz ayında gazeteci ve yazarlar hakkın- da beş dava açıldığı da ifa- de edılerek. gazeteci. yazar veyayıncılarhakkındaki 11 da\anın mahkûmiyetle so- nuçlandığı ve bu davalarda toplam 7 yıl, 1 ay ve 5 gün hapis. 1 milyar 910 milyon 381 bin 999 lira para cezası verildiği kaydedildi. Raporda, cezaevlerinde- ki sorumluyazıişleri müdür- lerinin kısmi affmı öngören yasaya da değinilerek şöy le denildi: "Yasaönceldhukü- mete kıyasla >cni hükümetin basına ve basın emekçileri- ne olumhı yaklaşumnı göste- ren bir adım olarakdeğerlen- dirilmektedir. Ancaksöz ko- nusu yasa, demokratik reji- min öziiyle bağdaşmayan 'düşünceyi açıklama suçunu' ortadan kakbran bir hüküm içermemektedir. Bu yasay la getirilen, sadece sınırlı bir 'şartlı tahlıye'den ibarettir. Kesinleşmiş cezanui uygu- lanmasuu üç yıl erteleyen ya- sa, bu haliyle gazetecilerin ellerindeki kelepçeyi çıkanp dillerine ve kalemlerine vur- maktadır. TGS olarak hü- kümetten en kısa süre için- de, bu soruna kökten çözüm getirecek yasal bir düzenle- me yapmasını bektiyonız." •_.«•»< arkan hayranlanyla İnönü Stadı'nda buluştu Acı Bir Kayıp Canımız, sevdiğimiz, en değerli varlığımız Toprak Ana Hepimizin en yakınıydı o... Adına "Toprak", soyadma "Ana" derdik... O oimadan ne ot biter, ne kuş uçardı, ne börîü böcek, ne de insan yaşardı... Onu yitirirsek hürriyet olmazdı, bağımsıziık hiç olmaz, demokrasinin anlamı kaimazdı. Eğitim, artık kaç yıl yaparsan yap, işe yaramazdı! Ve her sağanakta olduğu gibi toprağımız bir kez daha öldürüldü! Gelin, vatan toprağının ö'umünden en çok sorumluluk duyması gerekenleri uyaralım! Onlar yıîlardır TBAAM çatısı attındalar ve biz her yağmurda sellerle milyonlarca tabut dolusu toprağın cenazesini kaldırıyoruz. Aşağıda numaraları yazılı olan so r umlulara hep'miz birer başsağlığı faksı çekelim, belki üzülür, duygulanır, kendilerine gelirler. TÜRK ULUSU BAŞIN SAĞ OLSUN Üzerinize vazife olmayan işlere karışın, Türkiye çöl olmasın. "8u yağmurda da yıne toprak kaybettık, bcşıntz sağ olsun" mesajinı ileteceğımız sorumlular ve faks numaralan TBMM Başkanı Saym Mustala Kalemlı ]0-312) 420 51 65, Başbakan Saym Mesut Yılmaz (0-3)2) 4 ]7 04 76, Bafbakar Yardıması Saym Bulent Ecevıt (0-312) 419 54 43, Başbakan Yard<ması Saym Ismet Sezgın (0-3 12) 232 07 97, RP Genel Başkan, Saym Necmeltın Erbakan (0-312) 287 74 65, DYP Genel Başkam Saym Tansu Çıller (0-312} 420 52 97, CHP Genel Başkam Saym Denız Baykal (0-312) 468 09 96 DTP Genel Başkam Saym Husameltin Cındoruk (0-312) 442 12 63, BBP Genel Başkam Soyın Muhsın YozıcıoğJu (0-312) 420 54 13 MHP Genel Başkam Saym Devlet Bohçelı (0-312) 417 36 43 Her hareketi medyada yankı bulan, pop müziğin olay ismi I arkan önceki gece İ.stanbuIhıh^ranlam1atxıhıştuJrrönüSt^wnu'm yoğun tezahürafj albnda sahneyeçıkan Tarkan, konserinde eski \t yeni çabşmalanndan seslendirdiği parçalanyla. kjvrak figürlü danslanyla hayranlannı coşturdu. Konser boyunca Tarkan'a sevgi gösterisinde bulunan hayranlanndan bazılan izdiham ve yaşadıklan heyecan nedeniylefenalıkgeçirdl (Fotoğraf: BERTAN AGANOĞLU) Yağmur barajları doldurdu ANKARA (AA) - Marma- ra ve Doğu Karadeniz ile Do- ğu Anadolu'da bazı merkez- lerde etkili olan yagış. zaman zaman can kaybı ve hasara ne- den oldu; barajlardaki su se- viyesi de yükseldı. Yağış al- mayan bölgelerde ise baraj- larm doluluk oranı, mevsun normallen düzeyinde kaldı, bazı barajlardaki su seviye- sinın ise yüzde 50 oranında olduğu bildirildi. Edinilen bilgiye göre, 10- 16 ağustos arasında devam eden sağanak, özellikle ls- tanbul, Zonguldak, Bolu, Bar- tın. Karabük ile Sakarya, Ko- caeli ve Bursa çe\Tesinde et- kili oldu. Yağış nedeniyle ta- şan dere ve çay sulan nede- niyle sel meydana geldi. Su baskınlan, can kaybı ve mad- di hasara yol açtı. Denizli, Burdur. Ağn. Konya ve Mer- sin'deki bazı yerleşim mer- kezlerinde de etkili olan sa- ğanak. can ve mal kaybına neden oldu. Yağış alan yöre- lerde barajlardaki su seviye- sinde ise önemli ölçüde artış görüldü. Bolu'nun Duzce ilçesinde, Küçük Melen Çayı üzerinde kurulu Hasanlar Barajı, nor- mal seviyesinin üstünde su birikmesi nedeniyle taşt. Ba- raj üst kapaklanndan su bı- rakılırken. çevrede bulunan 10 köy ise herhangi bir teh- ükeye karşı boşaltıldı. Sula- ma ve su taşkrnlannı önle- mek amacıyia yapılan bara- jın taşması sonucu Düzce ovası sel altında kaldı, ekili alanlarda hasarmeydana gel- di. Doğu Karadeniz'de, özel- likle Zonguldak ve çevresin- deki yağışlarda ise ağustos ayında metrekareye 86 kilog- ram olan yağış miktan, son 30 yıldıryaşanmayan artışla 257.7 kilograma çıktı. Sel yüzünden Zonguldak, Bar- trn ve Karabük çevresindeki çok sayıda köy yolukapanır- ken. ekili alanlarda hasar meydana geldi. Zonguldak'ta, kente içme suyu sağlayan Ulutan Bara- jı'ndaki su seviyesi 11.5 mil- yon metreküpten 16.5 mıl- yona yükseldı. [NLANMA EMRE KONGAR PPOI. Kıray Gelecek İçin Ne Diyop? Mübeccel Kıray'a göre bütün toplumlann üç temel özelliği vardır: 1) Hertoplum, her an hem değişme hem de den- ge halindedir. 2) Her toplumda her an, birbiriyle çatışma ha- lindeolan öğeler vardır; değişmenin iticı gücü olan bu durum, toplumlann genel bütünlüğünü ve den- gesini bozmaz. 3) Her toplum, değişirken kendinden önce de- ğişmiş ve gelişmiş toplumlann modellerini aynıy- /a ve sarsıntısız olarak izlemeyebilir ama bu du- rum, toplumsal bütünlüğün ve dengenin ortadan kalkmasını gerektirmez; bazı araformlar ve tam- pon kurumlar, bütünlüğü sağlar. Işte Kıray'ın toplumbilime evrensel katkısı bu- rada: Azgelişmiş ülkelerin, gelişmiş ülke modelle- rini aynıyla izleme zorunda olmadıklannı vurgular- ken hem genel olarak değişmeden, hem de özel olarak çeşitli öğeler arası değişme hızı farkından doğan uyumsuzluğun ve çatışmanın variığına kar- şın, toplumsal bütünlüğün ve dengenin 'tampon kurumlar' ya da 'araformlar' aracılığı ile her an ko- runduğunu söylüyor. Peki hem çatışma, hem denge aynı anda nasıl oluyor? Toplum ne feodal, ne kapitalist. Bazı kurumları feodal, bazı kurumları kapitalist. Bazı açılardan sanayileşmiş, bazı açılardan hâlâ tanm aşamasın- da. Kentler oluşmuş, ama içleri köylülerle dolmuş. Böyle bir toplum, bütünlüğünü nasıl koruyor? Azgelişmiş ülkelerde, değişme dönemlerinde, Ba- tı toplumlarında görülmeyen bazı yeni kurumlar, çarpıkyapılaşmalar ortaya çıkıyor ve toplumsal bü- tünlüğü, yani toplumsal dengeyi ne yazık ki bun- lar sağlıyor. Nedir bunlar? Kentleşme yerine gecekondulaş- madır. Kamu yaranna işleyen demokrası yerine par- tilerin bireysel çıkarlara alet edilmesidir (rüşvet, il- timas vb.) Gerçek sanayileşme yerine. kapkaççı üretimdirve daha bunlar gibi pek çok 'çarpıklık'hr. • • • Türkiye'de Ikinci Dünya Savaşı sonrasında, ta- nm toplumu ya da feodal yapı çözülmeye başla- yınca, onun yerıni Batı'daki gibi sanayi toplumu, kentsel yapı ve demokrasi, otomatik olarak ala- mıyor. Kentleşme gecekondulaşmaya, sanayileşme montaja, demokrasi çok partili baskı rejimine dö- nüşüyor. Kıray, bütün bu oluşurnlara, 'tampon mekanız- ma' ya da 'araform' diyor: Bunlar ne geride kal- mış olan eski yapının, ne de ileride gözüken yeni yapının kurumlandır. Bunlar, değişme sırasında ortaya çıkan ve bütün yoz niteliklerine karşın, top- lumsal bütünlüğü sağlayan, geçici nitelikli denge kurumlarıdır. Türkiye'deki köylü, topraktan koptuğu zaman, devletle ve toplumun öteki kesimleri ile bütünleş- mesini sağlayan 'toprak ağası'nın işlevlerini, yani 'patronaj' ilişkisini, sendikalar ve sivil toplum ör- gütleri yeterince gelişmediği için siyasal partiler yükleniyor. (Çok partili düzene geçildiğinden beri gözlenen siyasal yozlaşmanın ve 'delege saltana- tının' sosyolojik nedeni.) Siyasal partiler kapatılınca, bu işlev, tarıkatlar ve cemaatler tarafindan yerine getirilmeye başlıyor. Insanlar, devletle ilişkılerinde ve toplumsal ışlev- lerinin yerine getirilmesinde, siyasal partiler yeri- ne, tarikatlara ve cemaatlere sığınıyor. Siyasal partiler yeniden açılınca, tarikatlann ve cemaatlerin işlevizaman içinde kaçınılmaz olarak azalıyor. Bu, Türkiye'nin geleceği açısından en önemli be- lirleyicilerden biri olan 'siyasalIslamın', içdinamik öğelerine göre çözümlenmesi. Kıray, günümüzün en belirleyici siyasal gücü saydığı 'siyasal Islam'a bir de 'dış dinamik öğeie- ri' açısından bakıyor. Burada vardığı sonuç da 'siyasal Islamın' yük- selişinin, bir 'soğuk savaş dönemi' olgusu oldu- ğu. Sovyetler'in varlığı, hem içeride bir Islam di- renişinin oluşturulmasını hem de dışarıdan bir 'ye- ş/7 kuşak' ile bu ülkenin 'sanlmasını', zorunlu kılı- yor. Sovyetler dağılınca, bu iki gereklilik de anla- mını yitiriyor. Soğuk savaş dönemi kapandığına göre dış di- namik öğeleri açısından da Türi<iye'de (bütün dün- yada olduğu gibi) 'siyasal Islamın' güç kazanma- sı ve yükselmesi dunjyor. ••• Kıray, güncel politikadan hoşlanmaz. Bu ne- denle de günlük politika yapmaz. Haftaya, bu bulguların günlük politika açısın- dan yorumunu ben yapacağım. Medya notu: Devlet Bakani ve Hükümet Söz- cüsü Ahat Andican, çarşamba gecesi, televizyon- larda yaptığı açıklamada, "Güneydoğu'dan göç eden vatandaşlann köylerindeki sorunlan çözüm- lenenlerin geri dönüşleri desteklenecek" gibi bir cümle söyledi. Cümle tam böyle olmayabilir, ama 'çözümleme' sözcüğünü yanlış olarak 'çözme' anlamındakullandı. 'Çözümlemek', 'tahlil etmek', 'analiz etmek' demektir. Andican'ın söylemek ıs- tediği fiil ise 'halletmek', 'çözmek' anlamındadır. 'Çözümlemek' sözcüğünün bu anlamda kullanıl- ması yanlıştır. Türk beyin takımı belli oldu 6 Zekâ olimpiyaüarı desteklenmeli' İstanbul Haber Servisi- Hırvatistan'da yapılacak 1997 VI. ZekâOyunlan Şampiyonası'na gidecek "Türk Be\in Takunı" belli oldu. Türk Beyın Takımı kaptanı ve Uluslararası Zekâ Oyunlan Federasyonu Türkiye temsilcisı Noıat Erkmen,1998yılındaki olimpiyatlann Türkiye'de yapılması için dev letten sponsorluk yapmasını istedi. Diğer ülkelerin yanşmacılannın Türkiye'ye gelmek istediklerini söyleyen Erkmen, "Bunun için sponsorlara ihtiyacırruz var. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bu olay a sıcak bakıyor. Ama ilgili bakanlığm onayı gerekli. Biz bu oUmpiyatian kendi evimizde yapmak için yardım bekHyonız" diye konuştu. 23-28 eyliil tarihleri arasında yapılacak yanşma için 200 aday arasından seçilen Güray Erus, Metin Baku l mud Devrim Yalçın ve Kamer Ahanakyan ülkemizi Hırvatistan'da temsil edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle