Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 TEMMUZ 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Başbakanlık'ta
yeni atama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Osman ~Nuri Oduncu'nun
vekâleten yürüttüğü
Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanhğı'na Kutlu Savaş
getirildi.Önceki yıllarda
da bu göre\ i yapan Savaş.
bir süredir ANAP Genel
Başkan ı ve Başbakan
Mesut Yılmaz'ın
danışmanlığını yapıyordu.
Haluk Müftüler'e
dava
• DENİZLİ (AA) - DYP
üyesi Mehmet Bağcı. bir
süre önce DYP'den istifa
ederek ANAP'a katılan
Denizli Milletvekili Haluk
Müftüler hakkında l
milyon lıralık manevi
tazminat davası açtı.
Bağcı, aMikatı Adnan
Demirdöğen ile Denizli
Adliyesi'nde yaptıği
açıklamada "Müftüler
hakkında, bizler ile
partisinin yetkili
kurullanna danışmadan
ANAP'a geçtiği için
rnançvi tazminat davası
açıyorum ' dedi.
Karadayı'ya
ziyaret
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Almanya Federal
Cumhuriyeti Genelkurmay
Başkanı Hartmut Bagger.
dün Genelkurmay Başkanı
Prgeneral Ismail Hakkı
Karadayı'yı ziyaret etti.
Karadayı'nın resmi
davetlisi olarak Türkiye'de
İ>ulunan Orgeneral
Bagger'in 3 günlük
ziyareti sırasında sav^ınma
sanayii tesislerini ve bazı
askeri kurumlan gezeceği
kaydedildi.
Öğretmenlerin
isteği
• İstanbul Haber Servisi -
Eğiıim-Sen 2 No'lu
Şubesi. Validebağ Adile
Sultan Öğretmenevi'ne ait
arazide park inşaatına
başlayan RP"!i Üsküdar
Belediyesi'nin inşaatının
jiurdurulması için Osküdar
ICaymakatnlığı'na dilekçe
verdi. Kaymakamlık
Önünde bir açıklama yapan
Eğitim-Sen 2 No'lu Şube
Başkanı Alaaddin Dinçer,
söz konusu arazinin
mülkiyetinin Milli Emlak
Müdürlüğü'ne ait
olduğunu belirterek
"tnşaat için Milli Emlak
Müdürlüğü'nden izin
alınmadığı gibi. SİT sahası
kabul edilen alan için
Anıtlar Yüksek
Kurulu'ndan da izin
alınmamıştır" dedi.
Korucuların kız
kaçırması
• BATMAN7
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - Batman'da
biri 9 yaşındaki üç kızı
kaçıran 23 korucudan 9'u
tutuklandı. 4"ü gözaltına
İhndı. 10 korucu ise
âranıyor. Sason'da 9
yaşındaki H.D.'yi kaçıran
6. Gercüş'e bağlı Doruk
Köyü'nde 16 yaşındaki
S.A.'yı kaçıran 3 korucu
futuklandı. Kozluk'un
Kaletepe Köyü'ne bağlı
lnanlı mezrasında G.Y.'yi
silah zoruyla kaçırdığı
belirtilen 14 korucudan
4'üyakalandı.
Düzz
DYP örgütlerinden liderlerine tepki. Partiden yeni istifalar bekleniyor
4
Çjfler'e sahip çıkamayız'
HCLYA KARABAĞLI
ANKARA - Zmcirleme istifalarla sarsı-
lan ve liderliği tartışılan DYP Genel Baş-
kanı Tansu Çüler'e. parti tabanı ve örgüt-
lerden de tepkilerin arttığı bildirildi. Çok
sayıda örgüt temsilcisinin parti yöneticile-
rinı arayarak. "Çiller hakkındaki iddialar
parti) i bağlamaz. Ona sahip çıkamayız. Biz
DYP misyonuna bağuyız" mesajı ilettikle-
rine dikkat çekıldi. Kendısıne yakın isim-
lerın yer aldığı Genel Idare Kurulu'nda
(GİK) bile desteği zayıflayan Çiller, Baş-
kanlık Divam'nda da eleştirilere hedefol-
du. DYP'de. hakkındaki iddialar ve fireler
nedeniyle genel başkanlıktan istifası iste-
nen Çiller'e karşı tepkinin örgüt \e parti ta-
banında da genişlediği öğrenildi. Güveno-
yu öncesınde DYP'nin daha fazla yıpratıl-
masını ıstemeyen bazı milletvekili ve örgüt
temsilcilerinin liderlik sorgulanmasmı şim-
dilik askıya aldıklan bildirildi. DYP'de Çil-
ler" in durumu "Gardıroba bir kez güve gir-
di" biçiminde değerlendirilirken. tasfiye
konusunda ise henüz açığa vurulmayan bir
hareketin şekillendirildiğine dikkat çekil-
di. DYP liderinin büyük şehirlerdeki pres-
tij kaybının giderek Anadolu'ya yayıldığı
kaydedilirken. çok sayıda örgüt temsilcisi-
nin. "•ÇUler'in davasının partiyle ilgjsi yok.
Biz DYP misyonuna, davasına bağlıyız. O-
nun hakkındaki iddialan savunamayız.
Ona sahip çıkamayız" dediklerine dikkat
çekildi.
DYP'de kendisine yakın isimlerin yer al-
dığı GİK'te listesi delinen Çiller, Başkan-
Iık Divanfnda da gücünü kaybetti. DYP
Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci ile
Genel SekreterNurhanTekinel'indışında-
Atatürkçü
seferberlik
istendi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Atatürk Araştır-
ma Merkezi'nce yayımla-
nan bildinde. Türkiye'yı
Atatürk döneminde oldu-
ğu gibi siyasal. toplumsal.
ekonomik ve kültürel açı-
lardanistikrarlı\edınamik
yapıya kavuşturmak için
bütün kurum. kuruluş ve
kişilerin etkın bir seferber-
lik başlatması gerektiği be-
lirtildi.
Atatürk Kültür. Dıl ve
Tarih Yüksek Kurumu,
Atatürk Araştırma Merke-
zi Bilim Kurumu üyeleri
imzasıyla cumhuriyeti, de-
mokrasiyi ve laikliği tehdit
eden gelişmeleri kınayan
bir bildiri yayımladı. Bil-
diride şöyle denildi: "Ken-
di variığını da cumhuriye-
te borçlu birtakım kişi ve
kuruluşlann böylesine çe-
lişki dolu bir ihanet içinde
oiması ha/indir. Bu çe\ rele-
rin ülkemizibölmekisteven
iç ve dış düşmanlarla işbir-
liği içinde olduğu da ibret-
le izlenmektedir. İlkemizi,
Atatürk döneminde oldu-
ğu gibi siyasal. toplumsal
ekonomik ve kültürel açı-
lardan istikrarlı ve dinamik
bir yapıya kavuşturmak
için bütün kurum, kuruluş
ve kişiler etkin bir seferber-
liği. daha fazla zaman yitir-
meksizin başlatmahdır."
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
t'ŞT/f 8
Sokulmadığı genel merkeze başkan olarak döndü
BahçeliMHP'yi teslim aldı
AJNKARA (Cumhurivet Bürosu) -
MHP'nin önceki günkü kurultav ının ga-
libi Devlet Bahçeli. 18 mayıstaki olaylı
kongTenin ardından "'oğul" TuğrulTür-
keş tarafından yaklaşık 2 aydır alınma-
dığı genel merkeze. dün MHP Genel
Başkanı olarak geldi.
Tuğrul Türkeş. devir teslim töreninde
yaptığı konuşmada. Alparslan Türkeş' ın
ölümüyie başlayan sürecin. demokratik
kurallar çerçevesinde sonuçlanması için
büyük çaba harcadıklannı sav undu. Tür-
keş, önceki gün yapılan kongrede de-
mokratik kurallann işletildiğini belirte-
rek MHP'nin yeni genel başkanı Bahçe-
li'ye başanlar diledi. Devlet Bahçeli de
kurultayın Türk milliyetçiliğine yakışır
biçimde sonuçlandığını ve demokratik
bir anlayış içinde partınin genel başkanı
seçildiğini söyledi.
Devir teslimin ardından çıkışta gaze-
tecilerin sorulannı yanıtlayan MHP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Mustafa Mit. ha-
len görevde bulunan başkanlık divanı-
nın en kısa sürede istifa edeceğini söy-
ledi. Başkanlık divanının istifasının. de-
mokrasinin birgereği olduğunu söyleyen
Mit. "Bu hukuki bir olaydır" diye konuş-
tu. MHP Genel Sekreter Yardımcısı Abi-
din Dursun Kaleli de yeni genel başka-
nın rahat çalışabileceği kişileri belirleye-
bilmesi için daha önceki divanın istifa et-
mesi gerektiğini yineledi. Kaleli. kendi-
sine görev verilmesi durumunda kabul
edeceğini söyleyerek "Biz MHP'nin per-
soneli ve elemanı gibiyiz" dedi. Başkan-
lık yanşının sona erdiğini belirten Kale-
li. yeni dönemde MHP'den kopmalann
olmayacağı görüşünü savundu.
MHP Genel Başkanlığı için yeterli
desteğe sahip olmadığını gönmesiyle bir-
likte Bahçeli lehine adaylıktan çekilen
İbrahimÇiftçi yaptığı yazılı açıklamada,
önceki gün kurultay salonuna korumala-
nyia birlikte girmesine izin vermeyen
güvenlikgüçlerine. "Biz sokular gibi pa-
sif direniş yapmayız, gerekirse göze göz,
dişe diş mücadele ederiz" yönündeki söz-
lennin çarpıtıldığını öne sürdü. Çiftçi
şunlan kaydetti: "Bu olanlar karşısında
benim kullandığım sözler aynen şöyle-
dir: Ben bu partinin genel başkan aday-
larından biriyim. Bu şekilde davrana-
mazsımz. Aynca bana cop ile vuran po-
lisi buraya getirin. Biz solcular gibi pasif
direniş yapmayız, devlete ve onun polisi-
ne karşı değiliz; ama gerekirse göze göz,
dişe diş mücadele ederiz."
ki kurmaylann Çiller'i uzun zamandır sa-
vunmadıklan dikkat çekti. Kendi içlerinde
bölünen Başkanlık Divanfnda üyelerin ay-
rı ayn gruplar oluşturduklan belirlendi.
Adının yazılmasını istemeyen DYP'li bir
yönetici, "Çiller hakkındaki iddialar savu-
nulmaz. Çünkü partiy le ilgili değil. A> nca
biz, ne kadar taşın yerinden oynadığuu bil-
miyoruz. Çiller'e yapılan saldınlar doğru-
dan savunma yapılacak konular değil" yo-
rumunu yaptı. DYP'de, Çiller'in kendisini
kurtarmasının seçime bağlı olduğu vurgu-
lanırken. "55. hükümetin devamı Çiller'in
sonu olur" değerlendirmesi
yapıldı.
Ekinci ise, dünkü basın
toplantısında. grupta genel
başkan ile Başkanlık Diva-
nı üyelerinin istifalanna
ilişkin çıkışlan "cılız ses"
olarak nitelendirdi. 55. hü-
kümeti "devletdestekliolu-
şum" diye değerlendiren
Ekinci. "DSP damgalı,
ANAP içten, CHP dışan-
dan.yani DSPaanlıkhükü-
metidjr" dedi. Devlette de-
vamlılığın esas olduğunu.
MGK'nin yaptınm kararla-
n içinde yer alan 8 yıllık
kesintisiz eğitim düzenle-
mesinin zorunluluk olduğu-
nu vurgulayan Ekinci. bu
konuda DYP'nin tavn için
net görüş dile getirmedi.
DYP, güvenoyu öncesin-
de istifa beklentisi içine gir-
di. Meclis kulislerinde L-
fuk Söylemez, Ayfer Yıhnaz,
Yaman Törüner'in bir iki
gün içinde istifa edecekleri
söylentisi yayılırken. parti
yöneticileri Söylemez'in is-
tifasını yalanladılar. Ekinci,
"Söylemez yann (bugün)
burada. Yok öyle şe>
n
dedi.
DYP Başkanlık Diva-
m'nda ANAP'taki rahatsız
milletvekillerine dikkat çe-
ken Çiller,
u
,\lamazlarsa ye-
ni hükümetin kurulmasıça-
lışmalan yapanz. Alıriarsa
da muhalefet programı ya-
panz" dediği öğrenildi.
Toplantıda. hükümet prog-
ramı üzerindeki görüşme-
lerde DYP adına. Kayseri
Milletvekili Ayvaz Gökde-
: BÜrtn kürsüden, konuşma-
sı karara baglandı.
'Yolsuzluklar iktidarın gündeminden çıktı'
Keskin hükümeti eleştirdi
ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Sekreterı Adnan Keskin. son
günlerde ülke gündemini sarsan "köste-
bek" olayı ile birlikte. yeni hükümetin
"dokunulmazlık" ve "çete" konulannı
gündem dışı bıraktığını bildirdi. Kara-
yollan Genel Müdürü DinçerYiğjt'in gö-
reve iade edilmemesine tepki gösteren
Keskin. "Dinçer Yiğit olayı, ikinci Alaad-
din Yüksel olayıdır" dedi.
CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin.
dün düzenlediğı basın toplantısında.
Türkiye'de uzun süredir pozitif hukuk
kurallannın bir yana itildiğine dikkat çe-
kerek ülkenin kişisel tercih ve talimatlar-
la yönetildiğini bildirdi. Yolsuzluklan ve
hak ihlallerini yapanlann karşılıklı daya-
nışma içerısinde olduğunu vurgulayan
Keskin. Genelkurmay'ın. Cumhurbaş-
kam'nın ve bakanların telefonlannın
dinlenmesinin ortaya çıkmasıy la yürütü-
len tartışmaların, bu olaya bakış odağı-
na açıklık kazandırdığını kaydetti. Kes-
kin. konuyla ilgili olarak "İktidar, so-
runları onbaşı, çavuş düzeyinde tartış-
mayı tereih etmiştir. ABD pasaportlu
prensler ile green karrlı hanım ve çe\re-
si calım satmaya devam ediyor" görüşü-
nü dile aetirdi.
Türkiye'de yargı kararlanna uyulma-
dığını bildiren Keskin, REFAHYOL ik-
tidan döneminde birçok yurttaşın göre-
vinden alındığını ve yerlerine REFAH-
YOUun yeminli mücahitlerinin yerleşti-
rildiğini belirterek "Görevlerinden alı-
nan yurttaşlarm mahkeme karan ile gö-
rev lerine iadelerinu REFAHYOL iktida-
n uygulamamıştır" dedi.
Keskin. ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın başbakanlığındaki yeni hükü-
metin. önceki hükümet dönemindeki uy-
gulamalan devam ettirdiğe dikkat çeke-
rek "Karayollan Genel Müdürü Dinçer
Yiğit, REFAHYOL iktidan döneminde
görev inden alındıktan sonra. mahkeme-
ye başvurdu ve yüriitmeyi durdurma ka-
ran aldL Mahkeme karanyla müsteşar
yardımcılıgı görevine getirildi. Ancak ye-
ni Bayındırlık v e İskân Bakanı Yaşar Top-
çu. Yigit'in müsteşar yardımcılıgı görevi
tebellüğ edilmediği gerekçesiyle, Yiğit'i
tekrar görevden aldı" diye konuştu.
Olayın, ikinci bir Alaaddin Yüksel
olayı olduğunu vurgulayan Keskin, ikti-
dann yolsuzluklann ortaya çıkmasından
korktuğu için. Yigit'in görevine iade
edilmediğini de sözlerine ekledi.
AZI/ORUAN BİRGİT
I ihfes Holding'in yayın organı "Türki-
ye" gazetesinde bir çift sütuna verilmiş
bir fotoğrafta, Başbakan Yardımcısı ile
eşi Rahşan Ecevit ve Devlet Bakanı
Hüsamettin Özkan, Diyarbakır'da
göçzedelerin oturduğu mahallelerden
birisinde görülüyorlar.
Üçü de kol kola girmiş, adı sözüm
öna "sokak" olan bir yerden yokuş aşa-
ğı, zorlukla yürümeye çalıştyorlar.
Fotoğrafın. Başbakan Yardımcısı'nın,
bazı bakanlarla birlikte öriceki gün Di-
yarbakır'da yaptığı incelemeleri anlatan
ve gerçekten objektif yazılmış bir habe-
ri görüntülediği anlaşılıyor. Ne var ki, ga-
zetenin mutfağında bu haberin başlığı
lEcevit'in Diyarbakır Şovu" olarak ve-
filrrtiş.
içinde, bu başlığa tek kelime "haklı-
dır" dedirtmeyen o haberden öğreni-
yoruz kı, Başbakan Yardımcısı ve bera-
berindekiler. dört ailenin birlikte kaldığı
ve içinde 40 çocuğun banndığı bir evi
de ziyaret etmişler. Kırk çocuklu, dört ai-
lenin kaldığı evin, öylesine yolu olmayan
bir yerde, nasıl derme çatma bir barı-
nak olduğunu gözlerinizin önüne getir-
meye çalışın.
i Dün, parlamentoda programını oku-
yan ANASOL-D hükümetinin Diyarba-
kır gezisi, hiçbirimiz için "bilinmedik"
Çanlar Hepimiz îçin Çalıyor
gerçekleri ortaya çıkartmadı. Ama bin-
lerce şehıt. kan ve gözyaşı pahasına att
edilmeye çalıştığımız terörün altında ya-
tan gerçek nedenleri, bir kez daha göz-
ler önüne serdi.
Hem de, yeni hükümetin hemen se-
çime mi gitsin, yoksa elinden gelebildi-
ğince onarımlar yapmak ıçın kolları sı-
vasın mı, tartışmaları ile asma budadı-
ğımız bir sırada.
Böylelikle, asma budama sevenler
derneği olarak hep birlikte yenıden öğ-
rendik ki, Diyarbakır anakentinin göçze-
delerinin oturduğu yeni yerleşim yerle-
rinden Fiskaya Mahallesi'nde bir evde
Muhtar Vahit Gelekçiler, Başbakan
Yardımcısı'nın "Göç eden vatandaşlar,
Diyarbakır'da mı kalmak, yoksa köyle-
rine mi dönmek istiyorlar" sorusunu
"köylerine" diye cevaplıyor.
Muhtar, hemen ekliyor: "Ama huzur
istiyorlar, çözüm istiyorlar."
Köylerine dönmek ısteyenlerin söz-
cüsü sadece Fiskaya muhtarı değil.
Olabildiğince dolaşılabilen evlerin tü-
münden aynı doğrultuda ısteklerin gel-
diğini. başka gazetelerdeki haberlerde
terör nedeniyle evleri boşaltılmış Gü-
neydoğu halkının tek isteklerinin iş, ek-
mek ve doğup doydukları yeıierde ya-
şamak istediklerini gösteriyor. 5 Nisan
Mahallesi Muhtan Zülfû Kurt, Başba-
kan YaTİımcısı'na asıl sorunlannın işsiz-
lik olduğunu söylüyor. O da, göçe zor-
lananlann yüzde doksanının köylerine
dönmek istediklerini bildiriyor.
• • •
Dünkü gazetelerde Diyarbakır gezisi-
nin bu özet bilançosu yer alırken, U-
6/A'nın Devlet istatistik Enstitüsü'nün
bir araştırmasına dayanarak verdıği bir
başka haber dikkatimi çekti. DİE, Doğu
ve Güneydoğu'nun işsizlik sorunları
karşısında, aymazlığımız böyle sürer-
se, yani hükümet önlem almazsa, 2000
yılına kadar bölgedeki 28 ilden 9 milyon
448 bin vatandaşımızın batı illerine göç
edeceğini duyuruyordu.
Bakınız, heryılki doğum artışına kar-
şm, Ardahan üç yıl sonra yüzde 48'lik
bir nüfus azalması ile 62.628 kişiyi ba-
rındırabilen bir il merkezi olacak. Kars 'ın
nüfusu 258 bine, Tunceli'n\nk\
77.856'ya inecek.
Devletin resmi ve ciddi araştırma ku-
ruluşu birdeçokçarpıcı hesapyapmış.
Artvin'den Sinop'a kadar uzanan bu 28
ilden batıya saatte 364 kişı göç ediyor-
muş. Adeta bir savaşın ya da doğal bir
afetin önünden kaçan insanlar gibi
amaçsız bir akın. Kendi yoksulluklarını
sırtlarına denk olarak yüklenmiş 364
Türk vatandaşı saat başı kasabalann-
dan, köylerinden aynlıp uzak batıdaki
"kazanılmış topraklar"a gidiyor. Orada,
yeni gettolar yaratmak ve bulunabilırse
ekmek ve iş sağlamak için.
Böylece yine aynı kaynağın araştır-
ması 2000 yılında istanbul'un nüfusu-
nun 10 milyon 3 bin, Ankara'nm 3 mil-
yon 812 bin, izmir'm de 3 milyon 444
bin olacağını söylüyor. Sonra niye radi-
kal islamın yandaşları çoğaldı, yirmi bi-
rinci yüzyıla niçın böylesine kaderci bir
toplum olarak giriyoruz diye. entel bar-
ların bu sıcak temmuz gecelerinde bir-
bırimıze ahkâm kesenlerimizin bitme-
yen eleştinleri.
Ve parasız Kuran kurslan ya da öğ-
renci yurtlarının tuzaklarının altındaki
gerçeklere sırt çevirip iki maddelik bir
yasa ile soruna bir günde çözüm bula-
caklarını sananlanmız. Ya da Güneydo-
ğu ya da Doğu yöresinden yeni hükü-
mete az sayıda bakan alındığını söyle-
yerek. kırgınlık içinde olan Anavatanlı
milletvekillerimizin kulislerdeki dediko-
dulan. Tann aşkına bundan önceki hü-
kümetlerde, hele son Erbakan-Çiller
kabinesindeki yöre milletvekili bakan-
lardan hangisi bölgenin sorunlarına el
atabilmişti?
• • •
Onun için önceki gün Diyarbakır'da
yapılan hükümet çıkarmasında 5 Nisan
Mahallesi Muhtarı Zülfü Kurt'un Ece-
vit'ten istediği sözü almak için söyledik-
lerinın altını çizmek istiyorum:
Başbakan Yardımcısı, köylerine dön-
mek isteyen, iş ve ekmek isteyen muh-
tara, "Sözüm söz. Türkiye'nin kalkın-
masına buradan başlayacağız. Hükü-
metioluşturan üç partiyle birlikte inşal-
lah güvenoyu alırsak, bu sözümüzün
takipçisi olacağız" diyor. Ama asıl an-
lamlı yanrtın sahibi Güneydoğulu Muh-
tar Kurt. Eskilerin deyimi ile tam bir "ça-
nklı erkânıharp" gibi konuşuyor.
"Ben de sizin bu sözlerinizın takipçi-
si olacağım" diyor: "Bunlar olursa,
adınızı dağlara, taşlara yine yazacağım.
Ama olmazsa sizi her yerde an-
latacağım."
Tel: 0212 (677070) Fax: 0212 (6770762)
POLİTİKA GU1NLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Ölüm Yürüyüşü...
6 Temmuz 1997 Pazar... Saat 12.30...
Boğaziçi Köprüsü'nde araç trafıği sıkışmış...
Acaba yine ne var? Bir intihar girişimi mi yoksa
kaza mı?
Bir trafik polisine sordum:
"Neden sıkışık trafik?"
Yanıt:
"Yürüyüş var!.."
"Ne yürüyüşü?"
Polis:
"Sağlıklı yaşam yürüyüşü..."
Sıcaklık gölgede 35, güneşte 45 derece...
Inanılmaz ama gerçek. Sayılan 300'e yaklaşık bir
topluluk, Anadolu Yakası'ndan karşıya doğru yü-
rüyor.
Kavurucu güneş altında; çoğunluğu 50 yaşın
üzerinde olan kadın ve erkekler, köprünün üzerin-
de hızlı adımlarla ilerliyor...
Kadın ve erkeklerin başında beyaz şapka, tişört
ve kısa pantolon bulunuyor... Tişörtlerin üzerinde
ise 'Ihsan lltaş' ilaç firmasının yazısı ve amblemi
dikkati çekiyor.
Anlaşılıyor ki yürüyüş aynı zamanda bir promos-
yon...
Akşam televizyon haberlerini izlerken durum or-
taya çıkıyor...
Isının gölgede 35, güneşte 45 derece olduğu bir
saatte 'sağlıklı yaşam yürüyüşü' yapanlardan bi-
ri, kalp krizi sonucu yaşamını yitiriyor...
Yaşamını yitiren kim?
62 yaşındaki doktor Süheyl Gencer...
Öğle sıcağında, 'sağlıklı yaşam yürüyüşü 'ne çı-
kanlar kimler?
Doç. Dr. Bingür Sönmez'in hastaları olan Flo-
rence Nightingale Hastanesi'nin Klüp By Pass
üyeleri... Üstelik üyelerinin tümü.
Bizim bildiğimiz 'sağlıklı yaşam yürüyüşü', 'by-
pass' ameliyatı geçirmiş hastalardan oluşmaz. Yü-
rüyüş, yakıcı sıcak altında ve üstelik Boğaziçi Köp-
rüsü'nde yapılmaz. Bırakın doktor olmayı, ilkokul
çağında bir çocuk bile yakıcı yaz güneşi altında
'sağlıklı yaşam yürüyüşü' yapılmayacağını bilir...
Florence Nightingale Hastanesi, medyaya
parasız reklam yaptırmaya karar vermiş. Gazete-
ierin foto muhabirieri, televizyonların kameraman-
ları Boğaziçi Köprüsü'ndeki 'ölüm yürüyüşü'ne
çağrılmış.
Yürüyüş sırasında kalp krizi geçiren doktor Sü-
heyl Gencer'in ölümünü milyonlarca insan, tele-
vizyon kanallarında izledi...
Bu bir rezalet değil, çağdışı olmanın bir fotoğ-
rafıydı...
Olayı öğrenince kendi kendime sordum:
"Bu yürüyüşe katılanlardan bir tek kişi, Doç. Dr.
Bingür Sönmez'e şöyle diyemedi mi: 'Sağlıklı ya-
şam yürüyüşü öğle sıcağında Boğaz Köprüsü'nde
yapılmaz; bunun yeri sabah saatlerinde Belgrad
Ormanları'dır?.."
• • •
Boğaziçi Köprüsü'ndeki 'ölüm yörüyüsü'nCnz-
leyen arkadaşımız Hatice Tuncer, şaşkındı. Ken-
disine 'yürüyüş öncesi'ni sorduğumda şu yanrtı al-
dım:
"By Pass Kulübü üyeleri saat 10.30 'da gelmiş-
lerdi. Onlargüneş altında saat 12.30'a kadarbek-
lediler..."
Çağdışılık bununla da kalmıyordu...
Gazeteciler ve televizyoncular iyi görüntü yaka-
lamak için kalp hastalarını "Olmadı baştan yü-
rüyün" diyerek köprü üzerinde oyalıyorlardı...
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı
Dr. Füsun Sayek ise 'ölüm yürüyüşünü', "Yaşa-
mamız mizahın önüne geçti" deyip şöyle değer-
lendiriyordu:
"Sağlıkçıların sağlıklı yaşam konusunda bilinç-
liolmaları gerekir. Olayı gazetelerden öğrendim ve
çok üzüldüm..."
Dr. Füsun Sayek'e sordum:
"Gölgede 35, güneşte 45 derece olan öğlen sa-
atinde böyle bir yürüyüş ne derece sağlıklıdırsiz-
ce?"
Yanıt:
"Bu şuna benzer: Diyabetik hastalara reçelli
kahvaltı yaptırmak..."
Soru:
"Böyle bir sıcak havada yürüyüşün zararian ne
olur?"
Yanıt:
"Böyle bir havada sporcuyu bile koşturamazsı-
nız. Çünkü kan basıncı nedeniyle vücudun den-
gesi allak bullak olur. Beyne kan gitmezya da tam
tersi olur. Böyle havalar ölüm nedenidir. Üstelik
yürüyüşe katılan kişiler kalp hastalanysa, bir faci-
aya katkıda bulunmaktır..."
Soru:
"Kim hesap soracak By Pass Kulübü yönetici-
lerinden?"
Yanıt:
"Ülkemizde böyle bir hesap sorma mekaniz-
ması ne yazık ki yok..."
• • •
Boğaziçi Köprüsü'nde kalp krizi geçirip ölen Dr.
Süheyl Gencer'in dramı sağlıkçılara ders olur mu?
Birileri çıkıp Florence Nightingale Hastanesi By
Pass Kulübü yöneticilerinden hesap sorar mı?
Bilemiyoruz...
Bildiğimiz 'yaşamın mizahın önüne' geçmesidir
günümüz Türkiyesi'nde...
Isparta'da kırmızı ışıkta durmayıp 20 kişinin ölü- _
müne neden olan kamyon şoförünü suçlarken *
kalp hastalarını ölüme götüren doktorları belki de
kutlayabiiiriz...
Burası Türkiye'dir ve çelişkilerin giderek yoğun-
laştığı, yaşamımızın kara mizaha dönüştüğü bir
coğrafyadır...
Uğur Dündar'ın Arena programında '/VDSIİ kı-
zı oynayan muhabir, ne diyordu kendisine asılan
gence:
"Ama ben AIDS'liyim..."
Erkek yanıt veriyordu:
"Ne olursan ol, benim ol!..°
Çocuklannı "yargısız infazlara", "zindanlara"
adak yapan bir toplum, By Pass'lı yaşlı insanları
elbette "ölüm yürüyüşü"ne çıkarırdı...
Şu Florence Nightingale Hastanesi'nde 3-4 yıl
önce sendikal örgütlenme içinde olan hemşireleri,
teknik elemanlan niçin kovmuşlardı?
Anımsayan var mı?
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya Qj Planet.com. TR