27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 TEMMUZ 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakanlık'ta yeni atama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Osman ~Nuri Oduncu'nun vekâleten yürüttüğü Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanhğı'na Kutlu Savaş getirildi.Önceki yıllarda da bu göre\ i yapan Savaş. bir süredir ANAP Genel Başkan ı ve Başbakan Mesut Yılmaz'ın danışmanlığını yapıyordu. Haluk Müftüler'e dava • DENİZLİ (AA) - DYP üyesi Mehmet Bağcı. bir süre önce DYP'den istifa ederek ANAP'a katılan Denizli Milletvekili Haluk Müftüler hakkında l milyon lıralık manevi tazminat davası açtı. Bağcı, aMikatı Adnan Demirdöğen ile Denizli Adliyesi'nde yaptıği açıklamada "Müftüler hakkında, bizler ile partisinin yetkili kurullanna danışmadan ANAP'a geçtiği için rnançvi tazminat davası açıyorum ' dedi. Karadayı'ya ziyaret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya Federal Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı Hartmut Bagger. dün Genelkurmay Başkanı Prgeneral Ismail Hakkı Karadayı'yı ziyaret etti. Karadayı'nın resmi davetlisi olarak Türkiye'de İ>ulunan Orgeneral Bagger'in 3 günlük ziyareti sırasında sav^ınma sanayii tesislerini ve bazı askeri kurumlan gezeceği kaydedildi. Öğretmenlerin isteği • İstanbul Haber Servisi - Eğiıim-Sen 2 No'lu Şubesi. Validebağ Adile Sultan Öğretmenevi'ne ait arazide park inşaatına başlayan RP"!i Üsküdar Belediyesi'nin inşaatının jiurdurulması için Osküdar ICaymakatnlığı'na dilekçe verdi. Kaymakamlık Önünde bir açıklama yapan Eğitim-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer, söz konusu arazinin mülkiyetinin Milli Emlak Müdürlüğü'ne ait olduğunu belirterek "tnşaat için Milli Emlak Müdürlüğü'nden izin alınmadığı gibi. SİT sahası kabul edilen alan için Anıtlar Yüksek Kurulu'ndan da izin alınmamıştır" dedi. Korucuların kız kaçırması • BATMAN7 DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Batman'da biri 9 yaşındaki üç kızı kaçıran 23 korucudan 9'u tutuklandı. 4"ü gözaltına İhndı. 10 korucu ise âranıyor. Sason'da 9 yaşındaki H.D.'yi kaçıran 6. Gercüş'e bağlı Doruk Köyü'nde 16 yaşındaki S.A.'yı kaçıran 3 korucu futuklandı. Kozluk'un Kaletepe Köyü'ne bağlı lnanlı mezrasında G.Y.'yi silah zoruyla kaçırdığı belirtilen 14 korucudan 4'üyakalandı. Düzz DYP örgütlerinden liderlerine tepki. Partiden yeni istifalar bekleniyor 4 Çjfler'e sahip çıkamayız' HCLYA KARABAĞLI ANKARA - Zmcirleme istifalarla sarsı- lan ve liderliği tartışılan DYP Genel Baş- kanı Tansu Çüler'e. parti tabanı ve örgüt- lerden de tepkilerin arttığı bildirildi. Çok sayıda örgüt temsilcisinin parti yöneticile- rinı arayarak. "Çiller hakkındaki iddialar parti) i bağlamaz. Ona sahip çıkamayız. Biz DYP misyonuna bağuyız" mesajı ilettikle- rine dikkat çekıldi. Kendısıne yakın isim- lerın yer aldığı Genel Idare Kurulu'nda (GİK) bile desteği zayıflayan Çiller, Baş- kanlık Divam'nda da eleştirilere hedefol- du. DYP'de. hakkındaki iddialar ve fireler nedeniyle genel başkanlıktan istifası iste- nen Çiller'e karşı tepkinin örgüt \e parti ta- banında da genişlediği öğrenildi. Güveno- yu öncesınde DYP'nin daha fazla yıpratıl- masını ıstemeyen bazı milletvekili ve örgüt temsilcilerinin liderlik sorgulanmasmı şim- dilik askıya aldıklan bildirildi. DYP'de Çil- ler" in durumu "Gardıroba bir kez güve gir- di" biçiminde değerlendirilirken. tasfiye konusunda ise henüz açığa vurulmayan bir hareketin şekillendirildiğine dikkat çekil- di. DYP liderinin büyük şehirlerdeki pres- tij kaybının giderek Anadolu'ya yayıldığı kaydedilirken. çok sayıda örgüt temsilcisi- nin. "•ÇUler'in davasının partiyle ilgjsi yok. Biz DYP misyonuna, davasına bağlıyız. O- nun hakkındaki iddialan savunamayız. Ona sahip çıkamayız" dediklerine dikkat çekildi. DYP'de kendisine yakın isimlerin yer al- dığı GİK'te listesi delinen Çiller, Başkan- Iık Divanfnda da gücünü kaybetti. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci ile Genel SekreterNurhanTekinel'indışında- Atatürkçü seferberlik istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Atatürk Araştır- ma Merkezi'nce yayımla- nan bildinde. Türkiye'yı Atatürk döneminde oldu- ğu gibi siyasal. toplumsal. ekonomik ve kültürel açı- lardanistikrarlı\edınamik yapıya kavuşturmak için bütün kurum. kuruluş ve kişilerin etkın bir seferber- lik başlatması gerektiği be- lirtildi. Atatürk Kültür. Dıl ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merke- zi Bilim Kurumu üyeleri imzasıyla cumhuriyeti, de- mokrasiyi ve laikliği tehdit eden gelişmeleri kınayan bir bildiri yayımladı. Bil- diride şöyle denildi: "Ken- di variığını da cumhuriye- te borçlu birtakım kişi ve kuruluşlann böylesine çe- lişki dolu bir ihanet içinde oiması ha/indir. Bu çe\ rele- rin ülkemizibölmekisteven iç ve dış düşmanlarla işbir- liği içinde olduğu da ibret- le izlenmektedir. İlkemizi, Atatürk döneminde oldu- ğu gibi siyasal. toplumsal ekonomik ve kültürel açı- lardan istikrarlı ve dinamik bir yapıya kavuşturmak için bütün kurum, kuruluş ve kişiler etkin bir seferber- liği. daha fazla zaman yitir- meksizin başlatmahdır." ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART t'ŞT/f 8 Sokulmadığı genel merkeze başkan olarak döndü BahçeliMHP'yi teslim aldı AJNKARA (Cumhurivet Bürosu) - MHP'nin önceki günkü kurultav ının ga- libi Devlet Bahçeli. 18 mayıstaki olaylı kongTenin ardından "'oğul" TuğrulTür- keş tarafından yaklaşık 2 aydır alınma- dığı genel merkeze. dün MHP Genel Başkanı olarak geldi. Tuğrul Türkeş. devir teslim töreninde yaptığı konuşmada. Alparslan Türkeş' ın ölümüyie başlayan sürecin. demokratik kurallar çerçevesinde sonuçlanması için büyük çaba harcadıklannı sav undu. Tür- keş, önceki gün yapılan kongrede de- mokratik kurallann işletildiğini belirte- rek MHP'nin yeni genel başkanı Bahçe- li'ye başanlar diledi. Devlet Bahçeli de kurultayın Türk milliyetçiliğine yakışır biçimde sonuçlandığını ve demokratik bir anlayış içinde partınin genel başkanı seçildiğini söyledi. Devir teslimin ardından çıkışta gaze- tecilerin sorulannı yanıtlayan MHP Ge- nel Başkan Yardımcısı Mustafa Mit. ha- len görevde bulunan başkanlık divanı- nın en kısa sürede istifa edeceğini söy- ledi. Başkanlık divanının istifasının. de- mokrasinin birgereği olduğunu söyleyen Mit. "Bu hukuki bir olaydır" diye konuş- tu. MHP Genel Sekreter Yardımcısı Abi- din Dursun Kaleli de yeni genel başka- nın rahat çalışabileceği kişileri belirleye- bilmesi için daha önceki divanın istifa et- mesi gerektiğini yineledi. Kaleli. kendi- sine görev verilmesi durumunda kabul edeceğini söyleyerek "Biz MHP'nin per- soneli ve elemanı gibiyiz" dedi. Başkan- lık yanşının sona erdiğini belirten Kale- li. yeni dönemde MHP'den kopmalann olmayacağı görüşünü savundu. MHP Genel Başkanlığı için yeterli desteğe sahip olmadığını gönmesiyle bir- likte Bahçeli lehine adaylıktan çekilen İbrahimÇiftçi yaptığı yazılı açıklamada, önceki gün kurultay salonuna korumala- nyia birlikte girmesine izin vermeyen güvenlikgüçlerine. "Biz sokular gibi pa- sif direniş yapmayız, gerekirse göze göz, dişe diş mücadele ederiz" yönündeki söz- lennin çarpıtıldığını öne sürdü. Çiftçi şunlan kaydetti: "Bu olanlar karşısında benim kullandığım sözler aynen şöyle- dir: Ben bu partinin genel başkan aday- larından biriyim. Bu şekilde davrana- mazsımz. Aynca bana cop ile vuran po- lisi buraya getirin. Biz solcular gibi pasif direniş yapmayız, devlete ve onun polisi- ne karşı değiliz; ama gerekirse göze göz, dişe diş mücadele ederiz." ki kurmaylann Çiller'i uzun zamandır sa- vunmadıklan dikkat çekti. Kendi içlerinde bölünen Başkanlık Divanfnda üyelerin ay- rı ayn gruplar oluşturduklan belirlendi. Adının yazılmasını istemeyen DYP'li bir yönetici, "Çiller hakkındaki iddialar savu- nulmaz. Çünkü partiy le ilgili değil. A> nca biz, ne kadar taşın yerinden oynadığuu bil- miyoruz. Çiller'e yapılan saldınlar doğru- dan savunma yapılacak konular değil" yo- rumunu yaptı. DYP'de, Çiller'in kendisini kurtarmasının seçime bağlı olduğu vurgu- lanırken. "55. hükümetin devamı Çiller'in sonu olur" değerlendirmesi yapıldı. Ekinci ise, dünkü basın toplantısında. grupta genel başkan ile Başkanlık Diva- nı üyelerinin istifalanna ilişkin çıkışlan "cılız ses" olarak nitelendirdi. 55. hü- kümeti "devletdestekliolu- şum" diye değerlendiren Ekinci. "DSP damgalı, ANAP içten, CHP dışan- dan.yani DSPaanlıkhükü- metidjr" dedi. Devlette de- vamlılığın esas olduğunu. MGK'nin yaptınm kararla- n içinde yer alan 8 yıllık kesintisiz eğitim düzenle- mesinin zorunluluk olduğu- nu vurgulayan Ekinci. bu konuda DYP'nin tavn için net görüş dile getirmedi. DYP, güvenoyu öncesin- de istifa beklentisi içine gir- di. Meclis kulislerinde L- fuk Söylemez, Ayfer Yıhnaz, Yaman Törüner'in bir iki gün içinde istifa edecekleri söylentisi yayılırken. parti yöneticileri Söylemez'in is- tifasını yalanladılar. Ekinci, "Söylemez yann (bugün) burada. Yok öyle şe> n dedi. DYP Başkanlık Diva- m'nda ANAP'taki rahatsız milletvekillerine dikkat çe- ken Çiller, u ,\lamazlarsa ye- ni hükümetin kurulmasıça- lışmalan yapanz. Alıriarsa da muhalefet programı ya- panz" dediği öğrenildi. Toplantıda. hükümet prog- ramı üzerindeki görüşme- lerde DYP adına. Kayseri Milletvekili Ayvaz Gökde- : BÜrtn kürsüden, konuşma- sı karara baglandı. 'Yolsuzluklar iktidarın gündeminden çıktı' Keskin hükümeti eleştirdi ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreterı Adnan Keskin. son günlerde ülke gündemini sarsan "köste- bek" olayı ile birlikte. yeni hükümetin "dokunulmazlık" ve "çete" konulannı gündem dışı bıraktığını bildirdi. Kara- yollan Genel Müdürü DinçerYiğjt'in gö- reve iade edilmemesine tepki gösteren Keskin. "Dinçer Yiğit olayı, ikinci Alaad- din Yüksel olayıdır" dedi. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. dün düzenlediğı basın toplantısında. Türkiye'de uzun süredir pozitif hukuk kurallannın bir yana itildiğine dikkat çe- kerek ülkenin kişisel tercih ve talimatlar- la yönetildiğini bildirdi. Yolsuzluklan ve hak ihlallerini yapanlann karşılıklı daya- nışma içerısinde olduğunu vurgulayan Keskin. Genelkurmay'ın. Cumhurbaş- kam'nın ve bakanların telefonlannın dinlenmesinin ortaya çıkmasıy la yürütü- len tartışmaların, bu olaya bakış odağı- na açıklık kazandırdığını kaydetti. Kes- kin. konuyla ilgili olarak "İktidar, so- runları onbaşı, çavuş düzeyinde tartış- mayı tereih etmiştir. ABD pasaportlu prensler ile green karrlı hanım ve çe\re- si calım satmaya devam ediyor" görüşü- nü dile aetirdi. Türkiye'de yargı kararlanna uyulma- dığını bildiren Keskin, REFAHYOL ik- tidan döneminde birçok yurttaşın göre- vinden alındığını ve yerlerine REFAH- YOUun yeminli mücahitlerinin yerleşti- rildiğini belirterek "Görevlerinden alı- nan yurttaşlarm mahkeme karan ile gö- rev lerine iadelerinu REFAHYOL iktida- n uygulamamıştır" dedi. Keskin. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın başbakanlığındaki yeni hükü- metin. önceki hükümet dönemindeki uy- gulamalan devam ettirdiğe dikkat çeke- rek "Karayollan Genel Müdürü Dinçer Yiğit, REFAHYOL iktidan döneminde görev inden alındıktan sonra. mahkeme- ye başvurdu ve yüriitmeyi durdurma ka- ran aldL Mahkeme karanyla müsteşar yardımcılıgı görevine getirildi. Ancak ye- ni Bayındırlık v e İskân Bakanı Yaşar Top- çu. Yigit'in müsteşar yardımcılıgı görevi tebellüğ edilmediği gerekçesiyle, Yiğit'i tekrar görevden aldı" diye konuştu. Olayın, ikinci bir Alaaddin Yüksel olayı olduğunu vurgulayan Keskin, ikti- dann yolsuzluklann ortaya çıkmasından korktuğu için. Yigit'in görevine iade edilmediğini de sözlerine ekledi. AZI/ORUAN BİRGİT I ihfes Holding'in yayın organı "Türki- ye" gazetesinde bir çift sütuna verilmiş bir fotoğrafta, Başbakan Yardımcısı ile eşi Rahşan Ecevit ve Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan, Diyarbakır'da göçzedelerin oturduğu mahallelerden birisinde görülüyorlar. Üçü de kol kola girmiş, adı sözüm öna "sokak" olan bir yerden yokuş aşa- ğı, zorlukla yürümeye çalıştyorlar. Fotoğrafın. Başbakan Yardımcısı'nın, bazı bakanlarla birlikte öriceki gün Di- yarbakır'da yaptığı incelemeleri anlatan ve gerçekten objektif yazılmış bir habe- ri görüntülediği anlaşılıyor. Ne var ki, ga- zetenin mutfağında bu haberin başlığı lEcevit'in Diyarbakır Şovu" olarak ve- filrrtiş. içinde, bu başlığa tek kelime "haklı- dır" dedirtmeyen o haberden öğreni- yoruz kı, Başbakan Yardımcısı ve bera- berindekiler. dört ailenin birlikte kaldığı ve içinde 40 çocuğun banndığı bir evi de ziyaret etmişler. Kırk çocuklu, dört ai- lenin kaldığı evin, öylesine yolu olmayan bir yerde, nasıl derme çatma bir barı- nak olduğunu gözlerinizin önüne getir- meye çalışın. i Dün, parlamentoda programını oku- yan ANASOL-D hükümetinin Diyarba- kır gezisi, hiçbirimiz için "bilinmedik" Çanlar Hepimiz îçin Çalıyor gerçekleri ortaya çıkartmadı. Ama bin- lerce şehıt. kan ve gözyaşı pahasına att edilmeye çalıştığımız terörün altında ya- tan gerçek nedenleri, bir kez daha göz- ler önüne serdi. Hem de, yeni hükümetin hemen se- çime mi gitsin, yoksa elinden gelebildi- ğince onarımlar yapmak ıçın kolları sı- vasın mı, tartışmaları ile asma budadı- ğımız bir sırada. Böylelikle, asma budama sevenler derneği olarak hep birlikte yenıden öğ- rendik ki, Diyarbakır anakentinin göçze- delerinin oturduğu yeni yerleşim yerle- rinden Fiskaya Mahallesi'nde bir evde Muhtar Vahit Gelekçiler, Başbakan Yardımcısı'nın "Göç eden vatandaşlar, Diyarbakır'da mı kalmak, yoksa köyle- rine mi dönmek istiyorlar" sorusunu "köylerine" diye cevaplıyor. Muhtar, hemen ekliyor: "Ama huzur istiyorlar, çözüm istiyorlar." Köylerine dönmek ısteyenlerin söz- cüsü sadece Fiskaya muhtarı değil. Olabildiğince dolaşılabilen evlerin tü- münden aynı doğrultuda ısteklerin gel- diğini. başka gazetelerdeki haberlerde terör nedeniyle evleri boşaltılmış Gü- neydoğu halkının tek isteklerinin iş, ek- mek ve doğup doydukları yeıierde ya- şamak istediklerini gösteriyor. 5 Nisan Mahallesi Muhtan Zülfû Kurt, Başba- kan YaTİımcısı'na asıl sorunlannın işsiz- lik olduğunu söylüyor. O da, göçe zor- lananlann yüzde doksanının köylerine dönmek istediklerini bildiriyor. • • • Dünkü gazetelerde Diyarbakır gezisi- nin bu özet bilançosu yer alırken, U- 6/A'nın Devlet istatistik Enstitüsü'nün bir araştırmasına dayanarak verdıği bir başka haber dikkatimi çekti. DİE, Doğu ve Güneydoğu'nun işsizlik sorunları karşısında, aymazlığımız böyle sürer- se, yani hükümet önlem almazsa, 2000 yılına kadar bölgedeki 28 ilden 9 milyon 448 bin vatandaşımızın batı illerine göç edeceğini duyuruyordu. Bakınız, heryılki doğum artışına kar- şm, Ardahan üç yıl sonra yüzde 48'lik bir nüfus azalması ile 62.628 kişiyi ba- rındırabilen bir il merkezi olacak. Kars 'ın nüfusu 258 bine, Tunceli'n\nk\ 77.856'ya inecek. Devletin resmi ve ciddi araştırma ku- ruluşu birdeçokçarpıcı hesapyapmış. Artvin'den Sinop'a kadar uzanan bu 28 ilden batıya saatte 364 kişı göç ediyor- muş. Adeta bir savaşın ya da doğal bir afetin önünden kaçan insanlar gibi amaçsız bir akın. Kendi yoksulluklarını sırtlarına denk olarak yüklenmiş 364 Türk vatandaşı saat başı kasabalann- dan, köylerinden aynlıp uzak batıdaki "kazanılmış topraklar"a gidiyor. Orada, yeni gettolar yaratmak ve bulunabilırse ekmek ve iş sağlamak için. Böylece yine aynı kaynağın araştır- ması 2000 yılında istanbul'un nüfusu- nun 10 milyon 3 bin, Ankara'nm 3 mil- yon 812 bin, izmir'm de 3 milyon 444 bin olacağını söylüyor. Sonra niye radi- kal islamın yandaşları çoğaldı, yirmi bi- rinci yüzyıla niçın böylesine kaderci bir toplum olarak giriyoruz diye. entel bar- ların bu sıcak temmuz gecelerinde bir- bırimıze ahkâm kesenlerimizin bitme- yen eleştinleri. Ve parasız Kuran kurslan ya da öğ- renci yurtlarının tuzaklarının altındaki gerçeklere sırt çevirip iki maddelik bir yasa ile soruna bir günde çözüm bula- caklarını sananlanmız. Ya da Güneydo- ğu ya da Doğu yöresinden yeni hükü- mete az sayıda bakan alındığını söyle- yerek. kırgınlık içinde olan Anavatanlı milletvekillerimizin kulislerdeki dediko- dulan. Tann aşkına bundan önceki hü- kümetlerde, hele son Erbakan-Çiller kabinesindeki yöre milletvekili bakan- lardan hangisi bölgenin sorunlarına el atabilmişti? • • • Onun için önceki gün Diyarbakır'da yapılan hükümet çıkarmasında 5 Nisan Mahallesi Muhtarı Zülfü Kurt'un Ece- vit'ten istediği sözü almak için söyledik- lerinın altını çizmek istiyorum: Başbakan Yardımcısı, köylerine dön- mek isteyen, iş ve ekmek isteyen muh- tara, "Sözüm söz. Türkiye'nin kalkın- masına buradan başlayacağız. Hükü- metioluşturan üç partiyle birlikte inşal- lah güvenoyu alırsak, bu sözümüzün takipçisi olacağız" diyor. Ama asıl an- lamlı yanrtın sahibi Güneydoğulu Muh- tar Kurt. Eskilerin deyimi ile tam bir "ça- nklı erkânıharp" gibi konuşuyor. "Ben de sizin bu sözlerinizın takipçi- si olacağım" diyor: "Bunlar olursa, adınızı dağlara, taşlara yine yazacağım. Ama olmazsa sizi her yerde an- latacağım." Tel: 0212 (677070) Fax: 0212 (6770762) POLİTİKA GU1NLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Ölüm Yürüyüşü... 6 Temmuz 1997 Pazar... Saat 12.30... Boğaziçi Köprüsü'nde araç trafıği sıkışmış... Acaba yine ne var? Bir intihar girişimi mi yoksa kaza mı? Bir trafik polisine sordum: "Neden sıkışık trafik?" Yanıt: "Yürüyüş var!.." "Ne yürüyüşü?" Polis: "Sağlıklı yaşam yürüyüşü..." Sıcaklık gölgede 35, güneşte 45 derece... Inanılmaz ama gerçek. Sayılan 300'e yaklaşık bir topluluk, Anadolu Yakası'ndan karşıya doğru yü- rüyor. Kavurucu güneş altında; çoğunluğu 50 yaşın üzerinde olan kadın ve erkekler, köprünün üzerin- de hızlı adımlarla ilerliyor... Kadın ve erkeklerin başında beyaz şapka, tişört ve kısa pantolon bulunuyor... Tişörtlerin üzerinde ise 'Ihsan lltaş' ilaç firmasının yazısı ve amblemi dikkati çekiyor. Anlaşılıyor ki yürüyüş aynı zamanda bir promos- yon... Akşam televizyon haberlerini izlerken durum or- taya çıkıyor... Isının gölgede 35, güneşte 45 derece olduğu bir saatte 'sağlıklı yaşam yürüyüşü' yapanlardan bi- ri, kalp krizi sonucu yaşamını yitiriyor... Yaşamını yitiren kim? 62 yaşındaki doktor Süheyl Gencer... Öğle sıcağında, 'sağlıklı yaşam yürüyüşü 'ne çı- kanlar kimler? Doç. Dr. Bingür Sönmez'in hastaları olan Flo- rence Nightingale Hastanesi'nin Klüp By Pass üyeleri... Üstelik üyelerinin tümü. Bizim bildiğimiz 'sağlıklı yaşam yürüyüşü', 'by- pass' ameliyatı geçirmiş hastalardan oluşmaz. Yü- rüyüş, yakıcı sıcak altında ve üstelik Boğaziçi Köp- rüsü'nde yapılmaz. Bırakın doktor olmayı, ilkokul çağında bir çocuk bile yakıcı yaz güneşi altında 'sağlıklı yaşam yürüyüşü' yapılmayacağını bilir... Florence Nightingale Hastanesi, medyaya parasız reklam yaptırmaya karar vermiş. Gazete- ierin foto muhabirieri, televizyonların kameraman- ları Boğaziçi Köprüsü'ndeki 'ölüm yürüyüşü'ne çağrılmış. Yürüyüş sırasında kalp krizi geçiren doktor Sü- heyl Gencer'in ölümünü milyonlarca insan, tele- vizyon kanallarında izledi... Bu bir rezalet değil, çağdışı olmanın bir fotoğ- rafıydı... Olayı öğrenince kendi kendime sordum: "Bu yürüyüşe katılanlardan bir tek kişi, Doç. Dr. Bingür Sönmez'e şöyle diyemedi mi: 'Sağlıklı ya- şam yürüyüşü öğle sıcağında Boğaz Köprüsü'nde yapılmaz; bunun yeri sabah saatlerinde Belgrad Ormanları'dır?.." • • • Boğaziçi Köprüsü'ndeki 'ölüm yörüyüsü'nCnz- leyen arkadaşımız Hatice Tuncer, şaşkındı. Ken- disine 'yürüyüş öncesi'ni sorduğumda şu yanrtı al- dım: "By Pass Kulübü üyeleri saat 10.30 'da gelmiş- lerdi. Onlargüneş altında saat 12.30'a kadarbek- lediler..." Çağdışılık bununla da kalmıyordu... Gazeteciler ve televizyoncular iyi görüntü yaka- lamak için kalp hastalarını "Olmadı baştan yü- rüyün" diyerek köprü üzerinde oyalıyorlardı... Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Füsun Sayek ise 'ölüm yürüyüşünü', "Yaşa- mamız mizahın önüne geçti" deyip şöyle değer- lendiriyordu: "Sağlıkçıların sağlıklı yaşam konusunda bilinç- liolmaları gerekir. Olayı gazetelerden öğrendim ve çok üzüldüm..." Dr. Füsun Sayek'e sordum: "Gölgede 35, güneşte 45 derece olan öğlen sa- atinde böyle bir yürüyüş ne derece sağlıklıdırsiz- ce?" Yanıt: "Bu şuna benzer: Diyabetik hastalara reçelli kahvaltı yaptırmak..." Soru: "Böyle bir sıcak havada yürüyüşün zararian ne olur?" Yanıt: "Böyle bir havada sporcuyu bile koşturamazsı- nız. Çünkü kan basıncı nedeniyle vücudun den- gesi allak bullak olur. Beyne kan gitmezya da tam tersi olur. Böyle havalar ölüm nedenidir. Üstelik yürüyüşe katılan kişiler kalp hastalanysa, bir faci- aya katkıda bulunmaktır..." Soru: "Kim hesap soracak By Pass Kulübü yönetici- lerinden?" Yanıt: "Ülkemizde böyle bir hesap sorma mekaniz- ması ne yazık ki yok..." • • • Boğaziçi Köprüsü'nde kalp krizi geçirip ölen Dr. Süheyl Gencer'in dramı sağlıkçılara ders olur mu? Birileri çıkıp Florence Nightingale Hastanesi By Pass Kulübü yöneticilerinden hesap sorar mı? Bilemiyoruz... Bildiğimiz 'yaşamın mizahın önüne' geçmesidir günümüz Türkiyesi'nde... Isparta'da kırmızı ışıkta durmayıp 20 kişinin ölü- _ müne neden olan kamyon şoförünü suçlarken * kalp hastalarını ölüme götüren doktorları belki de kutlayabiiiriz... Burası Türkiye'dir ve çelişkilerin giderek yoğun- laştığı, yaşamımızın kara mizaha dönüştüğü bir coğrafyadır... Uğur Dündar'ın Arena programında '/VDSIİ kı- zı oynayan muhabir, ne diyordu kendisine asılan gence: "Ama ben AIDS'liyim..." Erkek yanıt veriyordu: "Ne olursan ol, benim ol!..° Çocuklannı "yargısız infazlara", "zindanlara" adak yapan bir toplum, By Pass'lı yaşlı insanları elbette "ölüm yürüyüşü"ne çıkarırdı... Şu Florence Nightingale Hastanesi'nde 3-4 yıl önce sendikal örgütlenme içinde olan hemşireleri, teknik elemanlan niçin kovmuşlardı? Anımsayan var mı? Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya Qj Planet.com. TR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle