Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8TEMMUZ1997SALI CUMHURİYET SAYFA
15
Pasaport
Berlin'de yaşayan
Türk aydınlarından Naz-
mi Kavasoğlu, en başın-
dan beri Tansu Çiller'i
eleştirdiği için uzun za-
man pasaportunun sü-
resi uzatılmamış, bir an-
lamda yurtdışında sür-
güne tabi tutulmuştu.
Çiller iktidardan uzak-
laştı, Kavasoğlu pasa-
portuna kavuştu. Şimdi
merak ediyor
"Bakalım Çiller'in pa-
saport vaziyetleri ne ola-
cak?"
Kavasoğlu'nun bir
başka merakı da
"aydın'Marla ilgili:
"Çiller iktidar-
dan indi, Çiller'i j
vurma modası başla-
dı. Bu insanlar yakın bir
zamana kadar neredey-
diler? Çiller'in Türkiye'yi
yönettiğinden haberleri
yok muydu? Çıkarları
herşeyin önünde miydi?
Koca koca adamlar, si-
yasetçiler ve diğerleri.
ınsanda artanma olmalı.
Doğrurtu tutarlılığı, inan-
dıncılık, ilke olmalı. Vıcık
vıcık arabeskliğin cirit
attığı bir toplumda çağ-
daş, uygar bir demokra-
siyi bakalım ne zaman
gerçekteştireceğiz?"
Intemet: http: / / www.plartetcom.tr / Xn Bektrontk posta: Deniz.Som@planet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9?
- Başkanlık makamındaki
alaturka hela vıkılmış...
"Desenize ibrikçibaşı da iş-
siz kaldı"
Çalışma grubu ya da özel örgiit adı her ne iseir dönem Doğru Yol Partisi'nin genel sekre-
terliğini yapmış, şimdi Anavatan Partisi'nde
olan Tevfik Diker'in açıkladığına göre. Tan-
su Çiller'in kocası Özer Uçuran özel bir ça-
lışma grubu kurmuş. Karısı siyasete girdikten sonra ti-
cari faaliyetlerini askıya aldığını söyleyen Uçuran evde
boş oturacak değil ya, kendine bir meşgale bulmuş...
Ancak, "Özel Çalışma Grubu" ile Işçi Partisi Genel
Başkanı Doğu Perinçek'in sözünü ettiği "Çiller Özel
Örgütü"nün ilgi alanları sanki birbirini tamamlıyor!
Tevfik Diker. "Özel Çalışma Grubu"nun kurucu ortak-
larını şöyle açıklıyor: Tolga Atik, Meral Akşener, Be-
kir Altınok, Bahattin Yücel, Orhan Özcanlı, İsmail
Karakuyu.
Doğu Perinçek'in açıkladığı "Çiller Özel Örgütü"nün
ortaklan daha fazlaydı... Belki de "Özel Çalışma Gru-
bu" beyin takımı oluyor; her önlerine geleni içlerine ala-
cak değiller ya!
Zaten bir çözülme yaşanmış. Tolga Atik, Uçuran'la
ters düştüğü için gruptan atılmış. Bahattin Yücel, bir-
şeylerin ayırdına vannca kendi rızasıyla ayrılmış. Grup,
rant getirecek birçok proje hazıriadığı gibi en büyük hiz-
metini "ÇlT"in kuruluşunu sağlayarak gerçekleştir-
miş. ÇİT MİT gibi bir şey: Çiller Istihbarat Teşki-
latı. Tek farkı "milli" değil, ailevi...
Anlaşıldığı kadanyla datemel görevi Tansu Çil-
ler'i askeri darbelere karşı korumak ve kollamak...
Işte bu noktada. Genelkurmay Başkanlığı'na ca-
sus yerleştiren istihbaratçı polis şefi Bülent Orakoğ-
lu'nun adı daha bir anlam kazanıyor ve grubun Süley-
man Demirel'le bile ilgilendiği ve Cumhurbaşkanlığı
Köşkü'nü de dinlediği resmi ağızlardan açıklanıyor.
Orakoğlu'nun foyası ortaya çıktığında soluğu neden
Amerika'da aldığı henüz açıklanamıyorsa da Doğu Pe-
rinçek'in Tansu Çiller hakkında "1967'den beri CIA gö-
revlisi" açıklaması oynayan taşları yerine koymayayar-
dımcı oluyor. Ve anlaşılıyor ki, Amerika'da gördüğü eko-
nomi eğitimine Türkiye'nin ekonomisini düze çıkarta-
mayan Tansu Çiller, oralarda aldığı her eğitimi buralar-
da yüzüne gözüne bulaştırıyor!
Bir ucu Susurluk'a öteki ucu devletin ordusunu ve
başını dinlemeye kadar uzanan ilgi alanı ile çalışma
grubu ya da özel örgüt adı her ne ise artık üzerindeki
eşarbın kaldırılması gerekiyor. Türkiye alacakaranlık
kuşağından çıkmak istiyor.
- PALAS PANDIRAS -
Yargıtay, Çiller
Dosyası'nı karar
aşaması için DGM'ye
yollamış...Oh, oh
maşallah, nazar dgm'z
inşallah!
\MüfhBozacı I
SESStZSEDASlZ NURJJiURTÇEBE
CUMHU0YE7ÇİBEN/MML
£N ÎMÂA/l/PÂ b
Yurtseverleri anarak suç işlemek
Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik
Kolları Genel Başkanı Erhan
Baydar. 6 mayısta Deniz Gezmiş,
Hüseyin Inan ve Yusuf Aslan'ı
anarken Ankara Karşıyaka
Mezarlığı'nda bir basın açıklaması
yapmıştı. Bir süre sonra savcılıktan
ifadesini istediler. Suçu
"Cürümü övmek"ti...
Iddia edilen "suç"a Erhan
Baydar'ın basın açıklamasını
yineleyerek yayın yolu ile biz de
ortak olalım:
"Bugün ülkemizde çeteler boy
vermekte, devlet için çıkar ilişkileri
birer birer ortaya çıkmaktadır.
Deniz, Hüseyin, Yusuf'u idam eden
güçler bugün ülkemizde devlet
güçlerini kendi çıkarları için
kulîananlar, çetelerle ve mafya ile
adı beraber anılanlar, başka ülkelere
bağlılık andı olanlar. milliyetçilik adı
altında ülkemizi pazarlamaya
kalkanlardır. Onları asanlar devletin
çeşitli kademelerinde görev
alabilirler.
Devletin ve adaletin güçlü kollarını
neden çetelerden esirgiyorsunuz?
Ulusal onur için mi ülkemizin adı
eroin ticareti ile beraber anılıyor?
Milli menfaat için mi devlet içi
çetelere göz yumuluyor?
Milletvekillerini, bakanları,
başbakanı ve cumhurbaşkanını
göreve çağırıyoruz. Üç yurtsever
gence uygulanan yasaların bugün
çetelere uygulanmasını engelleyen
bir güç mü var? Kim sizi engelliyor?
Bizim kahramanlarımız çete
kurmadılar, eroin ticareti yapmadılar,
kiralık katil olmadılar, devleti talan
etmediler.
Onlar tam bağımsız Türkiye diyen
birer yurtseverdiler..."
AYDINLANMA~ÂTEŞÎ
tleüşim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
'Sekizyühk eğitimin
ihmali kabul edilemez'
Atatûrk devrimlenni yeni bir
platformda daha savunmak için
kurulan Batıkent Demokrat Ka-
dınlar Derneği. Kara Kuvvetle-
ri'nin de desteğiyle Atatürk heyke-
linidöküm çalışmalannı sürdürü-
yor.
Batıkent Demokrat
Kadınlar Derneği
Başkan Neriman Şat bildiriyor:
"Atatürk' ün devnm \e ılkeleri-
ni yeni bir platformda daha savun-
mak. laik cumhuriyetimize sahip
çıkmak için 1997 yılı başında Ba-
tıkent Demokrat Kadınlar Derne-
ği'ni kurduk.
İlk etkinlik olarak 8 Mart Dün-
yü Kadınlar Günü'nde akademis-
yenlerin katılımıyla Batıkent'te
kadın sorunlannın tartışıldığı bi-
limsel birtoplantı düzenledik. Bu-
nu. Batıkentli ilerici, demokrat ka-
dınlann birbirlenni tanımalan için
düzenledğimiz çav lı. yemekli top-
lantılar izledi. Tanışma toplantıla-
rından toplanan yardımlar. rozet
satışları. okunmuş gazetelerin de-
ğerlendirilmesinden sağlanan ge-
lirlerle Batıkent Atatürk Anıtı'nın
yapımına başladık. Bu konuda Ka-
ra Kuvvetlen Komutanlığı'nın bü-
yük desteğini gördük. Haziran
1997 itibariyle anıtın zemin çalış-
malan bitirildi. Atatürk heykelinin
döküm çalışmalan sürüyor. Önü-
müzdeki aylarda Batıkent'e yara-
şır bir anıtın açıhşmı yapabilmenin
heyecanı ve mutluluğu içindeyiz.
Derneğimizin birçok üyesi. Ata-
türkçü Düşünce Derneği. Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği gibi
demokratik kitle örgütlerinin de
üyesidirler. Bizim amacımız Batı-
kent özelinde daha çok şeyler ya-
pabilmektir. (Adres: Batıkent İtfa-
iye Binası yanı 359. Sok. Ankara
/ Tel: 385 59 23."
Bodrum ADD
"Genel Kurulumuz. 28 haziran-
daki toplantıda yönetim kurulunu
seçti. Onömüzdeki hafta yapılacak
bir dizi toplantıda bu yıl düzenlen-
mesi planlanan etkinlikler prog-
ramlanacak. Bodrum Cumok'lan
da ADD üyesi yapmak için güçle-
rimizi, fikir ve eylemlerimizi bir-
leştirmek istiyoruz. Aynntılı bilei
için 0.252.316 90 00 no'lu telefo-
nu arayabilirsiniz."
Muğla ADD
"9 şube başkanından oluşan ve
Fethiye ADD şube binasında top-
lanan tl Koordinasyon Kurulumuz
aşağıdaki görüşlerin kamuoyuna
sunulmasına karar vermiştir.
1) tl Koordinasyon Kurulumu-
zun toplantı tarihi Italyan işgal
kuvvetlerinin Mugla'dan çekildiği
tarih olan 1921in 5 Temmuz gü-
nüne rast getirilmiştir. Bu tarih.
yurdumuzu istila etmek isteyen
Düveli Muazzama Güçlerinin
Anadolu'dan çekilmeye başladık-
lan ilk tarihtir.
2) Kurulumuz 4 Eylül Sıvas
Kutlamanna katılma karan almış-
tır.
3) Aydın'dan gelen başkan ve
delegelerimiz bize Adnan Mende-
res Üniversıtesi'nden derneğimiz
adına çok i\ i haberler getırmişler-
dir. Rektör Prof. Dr. Cezmi Öncü-
er'in Muğlalı oluşu. ll Koordinas-
yon Kurulumuzu mutlu etmiştir.
4) Ordumuzun demokrasiye sa-
hip çıkması. hükümet değişiminin
uygun ve uygar şekılde tecelli et-
mesinde büyük etken ol uşu. Cum-
huriyetin korunup kollanması gö-
revini Atatürk"ten mıras almış olan
bu yüce kuruma Türk ulusu nez-
dinde yeniden bü> ük saygı kazan-
dırmıştır.
5) Sekiz yıllık kesintisiz eğitime
geçişin. ihmali kabul edilemez bir
gerçek olduğu görüşünü onayla-
yan kurulumuz. yeni hükümetin
bu konuyu gündemin binncı mad-
desinde değerlendirmesinı talep
eder.
6) Okulun. caminin ve kışlanın
güncel politik dalgalanmaların dı-
şında tutulması ilkesini zaman za-
man çiğneyenlerin. Cumhuriyet
karşıtı bu rutumlannı devamda ıs-
rarlan gözükenlenıı gerekli ceza-
lara kavuşturulmaları görüşünü
belirtir.
7) Bodrum Ilçesinde. Bodrum
Kalesi'nin tarihi ve nostaljik yapı-
sına yönelik tehditlerin yeni hükü-
metle beraber ortadan kalktığını
memnuniyetle öğrenen kurulu-
muz. bazı işyerlerine yöneldiğini
ve tutulan tutanaklarla soru doğu-
ran ortamlara ulaştığını öğrendiği
bazı bürokratik işlemlerin ve ceza
getiren durumlann Bodrum Kay-
makamlığı'nca dikkatle izlenme-
sinden toplumsal yararlann doğa-
cağı görüşünü arzeder.
8) Başta Muğla Yalisi olmak
üzere. ilimizdeki her kademedeki
mülkî. askeri ve adli erkânın der-
neğimize karşı gösterdikleri du-
yarlı yaklaşımı şube başkanların-
dan tespit eden tl Koordinasyon
Kurulumuz. adı geçen erkâna te-
şekkürlerini sunmayı görev bilir."
ŞişU ÇYDD
"Türkiye'de yaşanan tüm olum-
suzluk ve gerginlikler yanında
önemsenmesi gereken güzellikler
de yaşanmaktadır.
7 haziranda ÇYDD Şişli Şube-
si Genel Başkanımız Prof. Dr.
Türkân Saylan'ın katılımıyla ve
Muammer Ketencioğlu dinleti-
siyle açıldı.
14 haziranda Şişlı Okmeydanı
Halil Rıfat Paşa Parkı'nda ÇYDD
Genel Merkezi tarafından düzen-
lenen yaratıcı etkinlik çocuk şen-
liğinde ÇYDD Şişlı şubesı Çocuk
Kulübü. resim. maket. müzik ve
şiir dallannda temsil edildi.
15 haziranda ÇYDD Kırklareli
şubesi tarafmdan düzenlenen Sa-
bahattin Alı Anma elkinliklerine
katıldık.
27-29 haziranda Altınoluk'ta 5
bin kişilik tarihi amfitiyatronun
açılışında biz de vardık. MS Tür-
kiye'de inşa edilen en büyük am-
fitiyatro olma özelliğini taşıyan
'Altınoluk Antandros Amfi-Ti-
yatrosu'nda ilk gösteriyi Harman
Folklor Araştırmalan Derneği ile
birlikte ÇYDD Şişli şubesi olarak
biz gerçekleştirdik.
HAYVANLAR ISMAİL GÜLGEÇ
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI ^
HARBI SEMİHPOROY
—• ÇofİMVfl, İ$T£ OLAHLA& 0LPU-.
6U VUKUMlAZPA &EMl Y4R4RI
nttL S ^
HAA?..
\
Cr / <&
BULUT BEBEK MHAY çirrçt
MIRMIRLAR LĞIR DIRAK
TARİHTE BUGLN MÎMTAZARIKA\ 8 Temmuz
USTURALAR
1888 PE SUGÜ/V, rew
İ
/LAMfA/DA Ş.ÖYCE OGMÎ-
• "KESK'A/ l/EYA KÖ/e US-'. %
OA PSMEMM/Ş-, ÇOK 'Yf \
SONUÇ AC/A/M'?r/K. HSBMAA/Gİ %
BİR TEKM/K. S'LGi VE USmUtC G£- %
etzTi&Mez.• yAKJpAK/ KOL te
' ÇİiUC£, ÖNÛNOBKi
KESKIN AĞZI ALT* GELEc
srfc/şrr&tLAH usruGA BiLeuiveeirt
775* S SfÇAĞI rJrİETh^a. YÜ2YfL BAŞINOA YAi\^T^
GINLAŞfNCAYA PEK USTUGA ECEMEA/LfgfMf •StJgeXJ&jEC£/cri&.. v y ^
B U L M A C A SEDAl YAŞAYAS
SOLDAN
SAĞA:
1/ Kayseri ya-
kınlannda.
Anadolu'nun
en önemlı ve
en büyük ar-
keolojik bu-
luntu merkez-
lerınden bin
olan höyük. 2/
Ince dantel...
Bir yazıvı bi-
çim anlatım ve
noktalama
özellikleriyle
oluşturan sözcüklerın
bütünü. 3/ Torba bıçı-
minde vorgan çarşafı.
4/ Dınlence. 5/ Bir ta-
rım aracı... Ördeğe 3
benzer bir su kuşu. 6/ 4
Lantan elementinin
simgesı... ttalya'da bir
kent. II Yunan mitolo- 6
jısine göre uçmayı ba-
şaran ilk ınsan...-Boru g
sesı. 8/ Gövde heyke-
li... Aynı tiyatroda ça- y
lışan oyuncular toplulugu. 9/ Eski hukukta. rüşvet alan-
la veren arasında aracılık eden kımse... Bir tembıh sö-
zü.
YL'KARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Vadesi bellı olmayan ve yalnızca faizı ödenen devlet
tahvilı. 2/ Herhangi bir toplulugu oluşturan bireylerden
her bin... Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan
bağlantı parçası. 3/ Mızrapla çalınan bir çalgı... Biret-
kinlığm geçıcı olarak durdurulduğu süre. 4/ Resimde bir
nesne ya da figürü derinlik duygusu ıçınde verme yön-
temi. 5/ Kütahya'nın bir ilçesi... Bir nota. 6/ Karamsar.
II Yanıcı. renksız. az kokulu karbon ve hidrojen bileşi-
mi... Bir nota. 8/ Parola... Sır saklayan. ağzı sıkı. 9/
"Memduh ": Sınema yönetmenımiz... Tavlada bir
sayı... Uluslararası Basın Enstitüsü'nün simgesı.
CJÖ/?£/£/BEDRÎ BAYKAM
Esas Mücadele Şimdi
Başlıyor...
"Fırtına, çamur, bataklık", sanki geride kaldı. RE-
FAHYOL kasırgası şu anda dinmiş görünüyor. Tür-
kiye'de Hükümet ve Devlet'in yollannı ayıran, Or-
du'yu sanki zorla siyasetin içine çekecek kadar re-
jimi tehlikeye atmaya heveslenen karşılıkh karan-
lık dosyaların sumen altındatutulup, partilerin bir-
birini rehin aldığı, halkın elinde tencerelerle vetür-
lü çeşitli zınttı aletleriyle sokağa dökülmesıne ne-
den olan, ülkeyi Libya çöllerinde, Iran semaların-
da rezil eden biranlayışı ortaya koyan, ortaçağ ka-
ranlığını "demokrasi" kılrfıyla gizlemeye çalışan,
vatandaşların büyük çoğunluğunun büyük bir kız-
gınlıkla ve ibretle hatırlayacağı bir dönemin iktida-
n, halktan, muhalefet partilerinden sivil toplum ör-
gütlerinden, basından ve Silahlı Kuvvetler'den ge-
len baskılara dayanamayarak beklenen çöküşü
yaşadı. Erbakan - Çiller ortaoyununun senaryo-
ları tutmadı ve Demirel'in tecrübesi bu kaos'un
şimdilik ortadan kalkmasını sağladı.
Türkiye ve Partamento, yeni hükümete büyük
birkredi açtı. Insanların yüzünde kaybolan gergin-
liğin yerini rahatlama, hatta gevşeme alıyor. Sanki
ülke bir işgalden kurtuldu. Yaşanan hava abartma-
yalım, 27..Mayıs coşkusuna benzemese de, biraz
1991 'de Özal iktidarından kurtulan Türkiye'nin se-
vincini hatırlatıyor. Yine bir sağ-sol koalisyonu ül-
keyi bir süre yönetecek. Ama partilerin adı değiş-
miş.
Yıllardır flörtleri dillere destan olan ANASOL hü-
kümeti, Çillerzede DYP'lilerin desteğini alarak gö-
reve başladı. Yüzler gülüyor. kurtulunan isim Men-
deres değil, Özal değil. Erbakan - Çiller ikilisi. Ka-
derin cilvesine bakın ki, daha önce 1960 ve
1991'de görevden gidişleri ile bize derin bir "oh"
çektiren iki merkez sağ parti, bugün 3lü koalisyo-
nun içinde yer alarak bizi mutlu eder hale rjoimiş!
Nereden nereye! Şağ, şeriatçılık kolunu besleye
besleye, kendisi bile mumla aranır olmuş. büyük
Atatürkçü değerli insan Hrfzı Veldet Velidedeoğ-
lu Şubat 1992'de, Ata'ya yazdığı ve Devinim der-
gisinde yayımlanan açık mektubunda, "Ülkemizin
bugün içinde bulunduğu güç, dahası tehlikeli du-
rum karşısında, 1946 'tan ben birbiriyle kıyasıya, za-
man zaman boğaz boğaza çekişen CHP ile DP (de-
vamları olan SHP ve DYP) anlaşıp ortaklaşa bir hü-
kümet kurdular ve parlamentodan büyük çoğun-
lukla güvenoyu aldılar. Ülkemizin politik yaşamın-
da çok olumlu ve mutlu bir başlangıç olduğu için
mektubumun sonunda bunu sana haber verme ge-
reği duydum" diyordu. Bugünkü ortamımıza ne
kadar benziyor değil mi?
H. V. Velidedeoğlu o kadar umut beslediği CHP
(SHP) - DYP koalisyonunun nasıl bir hayal kırıklı-
ğına sürüklendiğini göremeden ebediyete intikal
etti. O denemeden sonra Türkiye o günleri bile
ararken daha ağır bir krize girdi ve bugün insanla-
nn çoğu yine bu hükümete doğan bir güneş gibi
bakıyorlar. Öte yandan gerçekçi olmak gerekirse,
sağ ve soldan iki büyük partinin anlaşmasından ve
sağladıkları ittifaklardan güç alan hükümetin, iyi
niyetlerini ne kadar yaşama yansıtabileceği merak
konusu. Kesintisiz ve "sulandırılmamış" 8 yıllık te-
mel eğitim hükümetin ilk büyük sınavı. Son yerli
Watergate'imiz olarak ortaya çıkan dinleme krizi ve
uzantısı olan Susurluk çetesi, milletvekili dokunul-
mazlıklan, gündemealınması beklenen malumfez-
lekeler de, bunun hemen ardından Yılmaz, Ece-
vit ve Cindoruk'un önüne gelecek.
Toplum artık "hesap sorma "nın eskisi gibi lafta
kalmamasını istiyor. Susurluk, Çiller'in malvarlığı,
malum Çete, Enişte, Mercümek, Bosna paraları,
Bucak - Ağar ikilisi başta olmak üzere, her skan-
dalın gidebildiği yere kadar üstüne gidilmesini is-
tiyor. Bu hükümetin tüm bu sorunlaria ve yarın yok
olması beklenmeyen ekonomik güçlüklerle baş
edebilmesi. bunların üstesinden gelmesi tabii ki
her demokrat insanın dileği. Ama engeller de yok
değil. Gerek 1991-1995 deneyimi, gereksağ par-
tilerin ıktidara gelince, muhalefetteyken verdikleri
"sosyal dev/efsözlerini unutmaları, büyük reform-
lardan kaçmaları, cıddi zorluklar oluşturabilir. Bu
yapıcı başlangıç havasının büyüsüne kapılarak se-
çimi belirsiz bir ileri tarihe. belki 1998 sonlarına it-
mek, Refah ve DYP'nin marifetlerinin unutulması-
na neden olabilir. Türk halkının büyük bir politik bel-
leği olduğunu kimsenin iddiaedeceğini zannetmi-
yorum. Bu açıdan koalisyon iktidarı ve dıştan des-
tekleri CHP'nin mantıklı bir erken seçim tarihinde
uzlaşabilmeleri birçok "gri" konuya netlik kazan-
dıracak. Her ne kadar herkesi memnun etmek
mümkün olmasa da. bu tarih Mart 98 olabilir.
Halkımız, aydınlarımız ve medya'ya düşen ise,
laik demokratik sosyal hukuk devlet için verdikle-
ri mücadeleyi yorgunluk belirtisi olmadan sürdür-
meleri. Hiç kimse, şerıatçıların pes ettiğinı sanma-
sın. Onlar, güçlenip daha çok dal-budak salmak
için, belki biraz yeraltına girecekler o kadar. Türki-
ye karanlığı henüz yenmedi, onların beslenme yol-
larını kurutmadı. Türkiye yalnız bir "eksüre" kazan-
dı. Esas mücadele şimdi başlıyor. 1923 Aydınlan-
ması'nı savunanlar, iki üç hamleötesini düşünerek
bu süreyi iyi kullanıp önümüzdeki seçimde güçlü
ve sürekli dayanışmaları oluşturmaya mecburlar.