Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 TEMMUZ 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
T U R KIY E
istanbul
Edime
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manisa
Âydın
Denizli
PB
PB
PB
PB
A
A
A
A
28
32
30
2!
31
33
34
32
Zonguldak Y 25 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
A
A
A
A
26
26
26
26
30
30
31
28
30 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siırt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
PB
PB
34
31
37
39
35
36
30
27
25
Yurdun kuzey ke-
sımleri parçalı bulut-
lu, Karadenız ile Do-
ğu Anadolu'nun ku-
zeyı sağanak ve gök
gurültülü sağanak
yağışlı, ötekı yerler
az bulutlu ve açık
geçecek. Hava sı-
caklığı doğuda bıraz
azalacak. batıda
onemli bir değişiklik
olmayacak.
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
22
24
22
26
23
23
26
21
Münih PB 24 Milano
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
PB
PB
PB
PB
A
A
23
20
32
24
23
23
27
32
PB 26
ÛO
Taşkefit
f
Tahran
m.
ÂSYÂ
Moskova Y 22
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
A
A
A
PB
A
Y
A
32
33
34
32
30
34
35
Şam 35
0Aç,k Parçalı buljtlu Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu ı Yagmuru
•"»"
Kah- Sulu kar . Gok gurultûlu
G U N C E L CÜNEYTARCAYTREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Belki de Akşener'in kimi suçlamalarına deli saç-
ması deyip geçtiler. Oysa olayın Akşener söyledi
diye omuz silkip geçilmeyecek bir yanı var.
Doğrusu sadece komuta heyetini değil, Genel-
kurmay gibi ser verilip sır vermeyen bir kurumda
çalışanları da acayip biçimde suçluyor Akşener.
"Enişte" ile karısı Şaibe'nin hizmetkârlığından
onur duyan Akşener, Genelkurmay'da oluşturulan
"Batı Çalışma Gtvbu"ndak\ bir avuç general ile su-
bayın "darbe yapmaya hazırlandığınrbelgeledik-
lerini öne sürüyor.
Grubun çalışma merkezi. Genelkurmay'da on-
larca general, subay, astsubay görev yapıyor.
Şimdi sıkı durunuz lütfen, "olay geliyor":
Bu kadar geniş bir kadro, bir avuç insanın ça-
lıştığı Batı Çalışma Grubu'nun darbe yapmaya ha-
ztriandığını ne seziyor, ne işitiyor, ne de görüyor!
Bu küçücük grup; adı sanı, görevi davul zurna
ile açıklanan Çalışma Grubu, yüzlerce dikkatli gö-
zü atlatıyor, Hani derler ya; başta Genelkurmay
Başkariı yüzlerce insanın gözünün içine baka ba-
ka darbeye hazırlanıyor!
Darbeyi böylesine gizleyebilmek! Müthiş birşey!
Üstelik askerter darbe yapsalar, Orakoglu'nun,
Meral'in, Şaibe'nin ruhu bile duymazdı!
Gülünç, gülünç olmasına da. Yine de "Vay ca~
nına, neyetenekler vararamızda" dedirtiyor insa-
na.
Akşener'in bir tür dokundurma ile bir suçlama-
yı amaçladığı bir gerçek.
Enişte yönetiminde bir Akşener güldürüsü, ne
ki güldürmüyor insanı.
Zira devletin kimlerin eline kaldiSını, yıllardır han-
gi cahil, bırakın devleti bir yana, haddini bilmez,
cebini doldurmaktan başka hiçbir şey düşünme-
yen küçük insanlarlayönetildiğimizin belgesi önü-
müzde.
Daha neler çıkar...
Bir başka nokta: Nedense fazla ilgi çekmedi. Ak-
şener, "Genelkurmay 'dan sızdınlan belgenin içe-
riğine dikkatle bakılmasını ve hatta ne yapıldığı-
nın araştırılmasını" sık sık yineliyor.
Bir tür suçlama havasında Akşener. Ama bir
başka gerçek var ki hiç değinmiyor. Darbe yapı-
lacağını içeren Orakoğlu raporunun önce Meral'e,
sonra Şaibe'ye, oradan Takkeli aracılığıyla Köşk'e
çıktığını söylüyor. lyi. lyi ama, ne var kı bu tezgâ-
hın tarihi ile Türk siyasal yaşamındaki çok ilginç
olayların aynı tarihlere rastladığını gizliyor.
Oyle bir tarih ki Şaibe, başbakanlığı alabilmek
içtn türlü numaralar çeviriyor. Takkeli "mütered-
dit". Bir gün birden yön değiştiriyorTakkeli. "Kol-
tuğu" Şaibe'ye bırakacağını kesinkes açıkladığı
tarih ile Orakoğlu raporu hemen hemen aynı za-
mana rastlıyor.
Kısacası siyasal kulislere Şaibe'nin Takkeli'yi
köşeye sıkıştırmak için "darbe yapacaklar. Ben
önler ve sizi korurum" dediğinin yayıldığı günler,
bu günler.
Genel yargı şu:
Akşener, "Bu olayda herşeyi biliyor" dediği Şa-
ibe veyönlendirici "Enişte" ileTakkeli'nin Orakoğ-
lu raporuyla gözünü korkutup iktidan devralmaya
hızla yaklaşıyorlar.
Giderek açıklığa kavuşması beklenen bu olay-
da, yeni kimi noktalar yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Örneğin, bu rapor mayıs ayında "düzenlenmiş".
Mayıs ayı sonunda toplanan MGK'ye kadar ki-
mi işlemler yapılmış ve önemli olan yanı ise 31 ma-
yıstaki MGK'de generallerin "Orakoğlu raporuna
değinmeleri".
Orakoğlu raporunun anlamsızlığını açıklamak
için Batı Çalışma Grubu'nun "ne yaptığını, neleh
izleyip üzerinde çalıştığını" sivil kanada uzun uza-
dıya anlatıyorlar.
O toplantıda Şaibe'den, Takkeli'den ve Akşe-
ner'den ne bir itiraz ne de bir darbe konusunda
generallerden açıklama istemi... Gelmiyor.
MGK'deki "Orakoğlu raporu ile ilgili görüşme-
/er"in tam metni açıklanacağı bildiriliyor.
G
;
zli olan görüşmelerin -raporla ilgili bölümü-
nün- açıklanabilmesi için yakında MGK'den ge-
rekli olan iznın alınacağından söz ediliyor.
Işte o zaman, çeşitli oyunlar aydınlığa çıkacak.
. Ak saç, kara saç... Yakın gelecekte:
i'büşecek kimilerinin önüne...
Cezaevînde vahset: 5 ölüI Baştarafı 1. Sayfada
mek için hazırladığı listenin mah-
kûmlann eline geçmesiyle başladı.
Saat 23.00'te başlayan isyan sıra-
sında koğuşlann kapı ve pencere-
lerini kıran tutuklu ve hükümlüler,
yatak ve yorganlan yaktılar. Gece-
nin ilerleyen saatlerinde tutuklu v e
hükümlüler. Susurluk davası sanık-
lanndan Yaşar Öz'le gardiyanlar-
dan Muharrem Sankaya'yı rehin
aldılar ve D-8 blokunda çıkan yan-
gınla birlikte isyan C-1 blokuna da
yayıldı.
Yangının büyümesi ve isyanın
bastınlamaması üzerine cezaevi-
ne, îl Jandarma Alay Komutanlı-
ğı'ndan 300 komando erinın oluş-
turdüğu 17 tim getirildi. Aynı saat-
lerde adli kofuşta kalan çok sayı-
da tutuklu ve hükümlü, cep tele-
fonlanndan gazete ve telev izyonla-
n arayarak olayı haber verdiler.
Özel bir televizyon kanalı ise Su-
surluk davası sanıklanndan Yaşar
Öz'ü cep telefonundan arayarak
canlı bağlantı kurdu. Öz, canlı ya-
yında olay hakkında bilgi verdi.
İsyanın başlamasının ardından
saat 24.00 sıralannda cezaevine
gelen İstanbul Valisi Rıdvan Yeni-
şen, İstanbul Cumhuriyet Başsav-
cısı Ferzan Çitici. Emniyet Müdü-
rü Ramazan Er ve 11 Jandarma
Alay Komutanı BakiOnurlubaş'ın
isyanı durdurma girişimleri sonuç
vermedi. Görüşmeler sırasında
"çete" suçuyla tutuklu bulunan
Özel Harekât Dairesi Başkanveki-
li tbrahim Şahin. polısle tutuklular
arasında arabuluculuk yaptı.
Yenişen. cezaev i önünde yaptığı
açıklamada, tutuklu ve hükümlüle-
re istekleri konusunda elindeki bü-
tün yetkiyi kullanacağını. taleple-
rini Adalet ve İçişleri Bakanlığı'na
da bildireceğıni söyledığini ifade
ettı. Yenişen. "eylem" hakkında
şunlan söyledi:
"Cezaevi 700 kişiük. Fakat, tu-
tuklu ve hükümlü sayısı 1200'ü bul-
muş. Hayat şartlan olumsuz halde,
yer daıiığı var, şartlar zor. Böyle
tahrikler de olur. Tahrikçilerin kim
olduğu tam olarak tespit edüeme-
di. Zaten bu gece onun sırası değil.
temaslaryapılarak'öncü' dedikle-
ri kimselerle görüşerek, şu anda du-
ruma mümkün çerçevede hâkinı
olunmuştur."
Gece saat 03.00'te cezaevinden
ayrılan Yenişen. içeride yaralı ve
ölü bulunmadığını söylerken ola-
yın siyasi yanının da olmadığını,
siyasi koğuşlarda kalanlann isya-
na katılmadığını bildirdi.
İstanbul II Jandarma Alay Ko-
mutanı Onurlubaş da, olaylarda
ölen ya da yaralanan olmadığını;
olaylann, başka bir cezaev ine sevk
edilmek istemeyen bir grup tara-
fından çıkanldığını açıkladı.
isyan dün saat 07.30'da jandar-
manın koğuşlara girmesiyle son
buldu. İsyanın sona eımesinden
sonra tutuklu ile hükümlüler baş-
ka cezaevine nakledildiler. Tutuk-
lu ve hükümlülerin sevkJeri sıra-
sında gerginlik yaşandı. Jandarma
erleri ve sivil giyimli kişiler. tutuk-
lu ve hükümJüleri coplayarak, dip-
çikleyerek, tekme tokatla ve yer-
lerde sürükleyerek arabalara bin-
dirdiler.
Isyandan habersiz, görüş günü
olması nedeniyle cezaevine gelen
yüzlerce tutuklu ve hükümlü ya-
kınlan ise jandarmanın tutuklulan
zırhlı araçlara bindirirken acıma-
sızca dövmesine tepki gösterdi.
Cezaevi önünde saatlerce bekleyen
tutuklu ve hükümlü yakınlan, çe-
vik kuvvet ekipleri tarafından da-
ğıtıldı. Buarada İstanbul Valisi Ye-
nişen ile diğer yetkililer, sabahın
erken saatlerinde tekrar cezaevine
geldiler. Ancak tutuklu ve hüküm-
lü yakınlan ile gazetecilere resmi
hiçbir açıklama yapılmadı.
İstanbul grubuna bağlı çok sayı-
da itfaiye ekibinin müdahale ettiği
yangın ise ancak sabah 06.00'da
söndürüldü. Yangın sırasında ara-
lannda Susurluk davası tutuklula-
nnın sicilinin de bulunduğu idari
bölümde evraklar kül oldu. Açık
görüş yapılan bölümün çatısı da it-
faiyenin tüm müdahalelerine rağ-
Adlî tutuklu, özel tim ve ÎBDA-C yan yana
İstanbulHaber Servist-Çok sayıda *ünlü"yü bann-
dıran Metris CezaevTnde adli tutuklu ve hükümlüle-
rin yanı sıra •'Susurluk davası"nda yargılanan Özel
Harekât Dairesi eski Başkanvekıli İbrahim Şahin.
özel timciler ile tBDA-C örgütünün yöneticileri bir a-
rada kalıyor. Adli hükümlü ve tutuklulann bulundu-
ğu Metris Cezaevi'nin siyasi bölümünde tBDA-C ve
Islami Hareket davası tutuklu ve hükümlüleri bulu-
nuyor.
IBDA-C örgütünün yöneticilerinden ohnakla suç-
lanan AM Osman Zor ile hemen hemen her duruşına-
da olay çıkaran dava arkadaşlan ile şeriatçı Islami
Hareket davasından tutuklu, aralannda avukat Hüs-
BÜ Yazgan'ın da bulunduğu bir grup Metris'te kalı-
yor. Cezae\'i'nin "önlü" adli suçtan yargılanan tu-
tuklulanndan bazılannın isimleri şöyle:
Özel Harekât Dairesi eski Başkanvekili tbrahim
Şahin, özel timci Ayhan Çarkın, Ercan Ersov ve Oğuz
Yorulmaz, Eırver U]u, Mustafa Altmok, DYP Urfa
Mılletvekili Sedat Bucak'ın şotorii Abdülgani Ktzu-
ka>u. Söylemez kardeşlerden rüşvet aldıklan öne sü-
rülen eski Asayiş Şubesi Müdürü Sedat Demir ile
Başkomiser Halim Apaydın. PKK itirafçısı Murat
lpek de îbrahim Şahin ile arkadaşlannm koguşunda
kalıyor. Cezaevinin diğer ünlüleri arasında Aczmen-
di lideri Müslünı Gündüz ve uyuşturucu kaçakçıhğı
yapmakla suçlanan Kürt işadamlanndan Hurşit Han
da bulunuyor.
Güven Erkaya'dan suçlama
men tamamen yandı.
8.5 saat süren isyan sırasında 2
tutuklunun yanarak 3'ünün ise de-
lıci ve kesici aletlerle yedikleri dar-
beler sonucu öldüğü. lOkişininde
yaralandığı açıklandı. Ölenlerin
isimleri şöyle:
Kubilay Ekinci, Sedat Demiröz,
Şemsettin Demir(32 ı. Muhammed
Demir(23).Fe\-zullahÖzmen(37).
Şemsettin Demir ile Muhammed
Demir'in, Ali Demirkan'ı öldüren
kişiler olduğu bildirildi.
Cerrahpaşa \e Haseki Hastane-
si"ne kaldınlan yaralı tutuklulann
isimleri şöyle:
Osman Alpay, Yüksel Şengül,
Seyfi Mehmet, Muhammed Özde-
mir, Erol Oymak.
tsyanda cezaevinin ambarlar,
kantin. emanet para bölümü, revir,
mutemet ve muhabere bölümleri
de talan edildi.
lsyanla ilgili resmi ilk açıklama,
Adalet Bakanı OKan Sungurlu ta-
rafından yapıldı. Sungurlu, Anka-
ra Adliyesi'nde düzenlenen hâkim
ve savcılann kura çekme törenin-
den aynlırken gazetecilerin sorula-
nnı yanıtladı. Isyanda çıkan yangın
nedeniyle beş tutuklunun duman-
dan zehirlenerek öldüğünü belir-
ten Sungurlu. 5 kişinin ise yaralan-
dığını vurguladı. Olayla ilgili ola-
rak soruşturma başlatıldığını söy-
leyen Sungurlu, "Müfettişler gö-
revlendirildi. Ceza ve Tevkifevteri
Genel Müdürü gitti. duruma el ko-
nulmuştur" dedi. Sungurlu, olayla-
nn nedenine ilişkin bir soru üzeri-
ne, mahkûmlar arasındaki bir kav-
ga nedeniyle bir kişinin öldüğünü
belirterek "Onun gerginliği v'ardı.
O kişivi şişleyenler ve yakuılaruıın
nakli için dün (önceki gün) emir
vermiştik. Ancak buna imkân kal-
madan bu hadise onlar arasında
vuku buldu. Olayın siyasi yönü
yok" diye konuştu.
Sungurlu, "Asıl sorun, devletin
cezaevlerine hâkim olmamasından
kaynaklanıyor. Daha önce bakanlı-
ğım döneminde gündeme getirdi-
ğun cezaevleri projesi hâlâ yaşama
geçirilmedi" dedi.
'Yöneticiler
soruınlu'
• Baştarafı 1. Sayfada
>orumlamasını eleştirdi. Erkaya,
"Akşener gereksiz yere yanlış vehim-
iere kapılmış" dedi.
REFAHYOL tarafından da imzala-
nan MGK'nin 28 şubatta aldığı karar-
lan anımsatan Erkaya. şunlan sö\ ledi:
"MGK'nin 28 şubat kararlanndan
sonra irtica ile ilgili olarak 'Batı Çalış-
ma Grubu' adı alnnda özel bir çalışma
grubu oluşturulmuş ve faalhete geçirü-
miştir. Baü Çalışma Grubu'nun göre-
vi, irticai tehdidin Türkiye genelinde
resmini ortava çıkarnıak. bu çerçevede
5442 sayüı İl tdaresi Kanunu'nun uy-
gulanmasına ilişkin olarak hazuianan
emniyet asayişle yardımlaşma planını
güncel hale getirmektir. Bu amaçla ge-
rekli bilgilerin elde edilmesine yönelik
olarak genel kriterler ortaya konmuş ve
bir rapor sistemi geliştirilmiştir. Söz ko-
nusu çahnan belge. bu ihti\açlan kar-
şılamak üzere hazırlanmış taslak bir
çauşmadır. Söz konusu taslak belgenin
içeriği sadece bilgi toplamaya yönelik-
tir. Bundan başka bir anlam çıkanlma-
SL siyasi çıkar amacuıa \öndiktir"
Gazetecilerin sorulannı vanıtlavan
Oramiral Güven Erkaya, bir soru üze-
rine, çalınan belgeden darbe anlamını
çikarmanın mümkün olmadığını belir-
terek "Darbe anlamını nereden çıkar-
dığını Akşener'e sormak la/mT dedi.
Erkaya. Batı Çalışma Grubu'ndan
Başbakan' ın bilgisi bulunup bulunma-
dığı yolundaki bir soruya da. Batı Ça-
lışma Grubu'nun varlığından Başba-
kan'ı haberdar etme zorunluluğu bu-
lunmadığını, ancak MGK toplantısın-
da görüşülmesi nedeniyle Erbakan,
Tansu Çiller ve dolayısıyla da eski İçiş-
leri Bakam Meral Akşener'in bilgisi
dahilinde olduğunu savundu. Erkaya
şunlan söyledi:
u
Bu türden birçokça-
lışma grubu vardır. MGK'nin 28 şubat
kararlanndan sonra Genelkurmay
Başkanırmzın direktifiyle oluşturul-
muş ve bilgi toplamaya yönelik bir
gnıptur. Bana bağlı olarak çalışan 10
tane grup var."
Türkiye'de istihbarat görevi yapan
kurumlann görev alanlannın değişik
olduğunu belirten Erkaya, bu kurum-
lann birbirleri hakkında istihbarat ça-
lışması yolunda görevlendirilmeleri-
nin söz konusu olmadığını ve bunun
Meral Akşener için suç duyurusu
ALPER BALL1
ANKARA -Genelkurmay'ın; eski tçişleri Ba-
kanı, DYP Ger.el Başkan Yardımcısı Meral Ak-
şener'in Genekurmay'dan sızdırdıklan belgeyle
habercar oldıklannı açıkladığı "Batı Çalışma
Grubu*'nu daha önce çeşitli tarihlerde hüküme-
teanla^ığıbilcirildi. Genelkurmay. Meral Akşe-
ner ha.ckında Türk Silahlı Kuv\etleri"ne (TSK)
Kakara ettiği gerekçesiyle dava açılması için An-
kara Camhuri^et Başsavcılığrna suç duyurusun-
da bulunacak.
TSK'ye yörelik istihbarat faaliyetlerine ilişkin
soruşturmayı .ürüten Deniz Kuvvetleri Komu-
tanlığı Asken Savcılığı. Milli Güvenlik Kuru-
lu'nun (MGK nisan ve mayıs toplantılannın tu-
tanaklmnı da ısteyebileceği bildirildi. Kamera-
lar öninde Öztr L'çuran Çiller'in elini öpen Ak-
şener' n İçişleri Bakanlığı sırasında emniyete top-
latılan istihba'at ve belgelerin, Milli İstihbarat
Teşkihtı'na ^MtT) da iletilmediği bildirildi. So-
ruşturnanın. .-Jcşener'in "Herşeydenhaberivar-
dı" dtdiği DYP Genel Başkanı Tansu ÇUler'e
uzarricsı olasil ğının düşük olmadığına dikkat çe-
kildi. Milli SEvunma Bakanlığı'nın. 30 gün ha-
pis cezasına ;arptınlan onbaşı Kadir Sarmu-
sak* ır yargılaımasının yemlenmesi için Askeri
Yargitıy Başkinlığı'na resmi bir yazıyla başvur-
duğn Mİdirıld.
Cumhuriyein. Meral .Akşener'in yasadışı ola-
rak ilm ettiği .e belge sızdırdıktan sonra haber-
dâr oduklarn sa\ıınduğu "Batı Çalışma Gru-
bu"na ilişkin sorulannı vanıtlavan Genelkurmay
kaynaklan, eski İçişleri Bakam'nın. "ihtirasının
cehaletiyie yanş halinde" olduğunu söylediler.
Batı Çalışma Grubu'nun. TSK'nin Milli Askeri
Stratejik Konseptı'nde yaptığı değişiklik sonrası
oluşturduğu "Batı Harekât Konsepti" çerçeve-
sinde kurulduğunu kaydeden kaynaklar. konsep-
te ilişkin çahşmalannm ilk kez şubat ayında tz-
mir'de yapılan bir toplantıda ve Milli Güvenlik
Kurulu'nun (MGK) 28 şubat toplantısında orta-
ya konulduğuna işaret ettiler.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hak-
kı Karadavi'nın çağnsıyla 26 mayısta toplanan
olağanüstü YAŞ'ta, diğer gündem maddelerinin
görüşülmesinin yanı sıra Erbakan'a irticai faali-
yetler brifingi sunulduğu da basına yansıdı.
Brifıng, olağanüstü YAŞ toplantısından 16 gün
sonra yargı mensuplan. bürokratlar ve basına ve-
rildi. Brifingde. TSK'nin ıç tehdıt sıralamasında
irticayı birinci önceliğe yükselttiği belirtilerek bu
değerlendirme çerçevesinde "Bau Çalışma Gru-
bu" oluşturduğu kaydedildi. Batı Çalışma Gru-
bu'nun çalışma'an sonunda ortaya konulan bul-
gulararasında, RP'nin iktidan döneminde şeriat-
çı kadrolan devletin kritik bırimlerine yerleştir-
meye çalıştığı, irticai faaliyetleri destekleyen Is-
lami finans kuruluşlan ve şirketleryer aldı. Grup.
irticanın propaganda. eğitim, külrür ve kurumlaş-
ma faaliyetlerini deşifre etti.
PKK terör örgütüne karşı kurulan "Iç Güven-
lik Dairesi" benzeri bir örgütlenmeye sahip olan
Batı Çalışma Grubu'nun. psikolojik harekât, is-
tihbarat, ıstihbarata karşı koyma ve hukuk alt bi-
rimlerinden oluştuğu kaydedildi.
Jandarma Genel Komutanı Koman, Milliyet
yazan Yalçuı Doğan'ın sonılannı yanıtlarken Ak-
şener'in, grubun darbe yapmak için kurulduğu
yolundaki imasıyla ilgili olarak "Darbe yapacak
bir grup hiç açıklama yapar mı? Batı Çalışma
Grubu sürekli açıklamalar yapü. Kaldı ki, darbe-
lergizli olur, alt kademeye intikal etmez." diye ko-
nuştu. Orgeneral Koman. emnıyetin istihbaratın-
dan sonra Genelkurmay'ın açıklamak zorunda
kaldığını öne süren Akşener'i yalanlarken "Baü
Çabşma Grubu daha önce MGK'de konuşuldu...
Kaldı ki. Batı Çalışma Grubu'nun varhğmı sağır
sultan bile duydu" dedi.
Koman, polis istihbaratının zabıta ve suçlula-
nn yakalanmasına yönelik olduğunu vurgulaya-
rak "Aynca, demokrasilerde bütün istihbarat ku-
ruluşlannın devlet kurumlannın içinde istihbarat
yapmalan kanun dışıdır. Bövle bir uvgulama an-
cak polis devletinde olur. demokrasilerde değil"
dedi.
Koman. TSK'ye yönelik istihbarat faaliyetiy-
le suçlanan kişilerin yanı sıra, "azmettiren*'1erin
de yargılanması gerektiğini kaydetti.
Çiller'e de uzanacak
Koman'ın bu sözleriyle, Akşener'in
kan'a belgeyi ben verdim. Tansu Çiller'in de ha-
beri vardı" sözlerinin ardından soruşturmanın,
"azmettiren'' olarak DYP Genel Başkam'na da
uzanacağına dikkat çekildi.
yasaya aykın olduğunu savundu.
Batı Çalışma Grubu tarafından ha-
zırlanan raporun çalınmasından sonra
Emniyet Genel Müdürlüğü'nde görev
yapan tstihbarat Daire Başkanı Bülent
Orakloğlu ve yardımcısı Hanefi Avcı
hakkında bir işlem yapılması için İçiş-
leri Başkanlığı'ndan herhangi bir ta-
lepte bulunmadıklannı açıklayan Er-
kaya. sadece olayı bildiren bir yazının
Başbakanlığa gönderilerek inceleme
yapılmasının istendiğıni söyledi.
Avcı'nın "KadirSarmusak'ıbizgö-
revlendirmedik, kendisi belge getirdi.
biz de ilgisiz kalmadık" yolundaki
açıklaması sorulduğunda da Erkaya şu
yanıtı verdı: "Kadir Sarmusak bunun
aksini savunuyor. Hangisinin doğnı ol-
duğunu yargı ortaya çıkaracakUr."
TSK tarafından siyasi gündemle il-
gili düzenlenen basın toplantısında bü-
yük bir karmaşa yaşandı. Erkaya'nm.
önündeki basın metnini okumasını ta-
mamlamadan özel telev izyon kanalla-
nyla canlı bağlantı yapması ve diğer
kanallann 'canlı yayın' bağlantısı sıra-
sına girmesı. soru sormayı bekleyen
gazetecilerin çalışmalannı engelledi.
Tartışılan
belge
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Deniz Kuvvetleri
Komutanlığf na bağlı Göl-
cük Donanma Komutanlığı.
onbaşı Kadir Sarmusak'ın
ele geçırerek emniyet birim-
lerine ulaştırdığı belge, Ge-
nelkurmay Başkanlığfnın
bir genel tamimini ıçeriyor.
Tartışma konusu belge
özetle şöyle: "Türk Silahh
Kuvvetleri, anarşi ve teröre
karşı başardı bir mücadele
v-erdL Terör gruplannı mar-
jinale indirdi. Ancak bugün
ülkeyi tehditeden birinci un-
sur irticadır. İrtica, Türkiye
Cumhuriyeti devletini tehdit
eden hale geimiştir. Anaya-
samız Türk Silahlı Kuvvet-
leri"ne, Türkiye Cumhuriye-
ti'nin laik demokratik ve
sosyal hukuk devleti olma
kimliğini. koruma ve koüa-
ma görevini vermiştir. Dev-
letimizin bu nitelikleri bozu-
lamaz. Bu niteliklere yönelik
tehditiere karşı önlem almak
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
önde gelen görevidir."
• Baştarafı 1. Sayfada
mamen bastınldığını ve
mahkûmlann elinde rehi-
ne kalmadığını belirtti.
Olaylann bir daha tekrarla-
yabileceğıne dikkat çeken
Yazıcı. yöneticileri göreve
çağırdı. Cezaev lerindeki
olaylann "sistemin çürü-
müşlüğünü gösterdiğini"
sa\ unan Yazıcı, isyanın ce-
zaevinin yeni yönetimine
mal edilemeyeceğini de
vurguladı. Yazıcı şu bilgi-
leri verdi.
"Olaylar sırasında ceza-
evinin ambarlar, kantin,
emanet para bölümü, revir,
mutemet ve muhabere bö-
lümleri talan edildi. Bir
gardiyan rehin alındı. Daha
sonra rehin arkadaşımız
Muharrem Sankaya. kur-
tarûdı. tnfaz çalışanlan bu
tür olaylann ne sorumlusu,
ne de muhatabıdırlar."
ÖDP Genel Başkan Yar-
dımcısı Saruhan Oluç da
y azılı açıklamasında. Met-
ris Cezaevi'ndeki bir kısım
tutuklunun can güvenliği
ve insanca yaşam taleple-
rinin karşısında cezaevi
yönetıminin kayıtsız kaldı-
ğını öne sürdü.
Adalet Bakanı Oltan
Sungurlu'nun 5 kişinin
ölümüne neden olduğunu
belirten Saruhan Oluç,
"Demokratikleşme ve re-
jim krizineçözüm iddiasıy-
la hükümet olan ANA-
SOL-D'nin güvenoyu ön-
cesi ilk icraatlanndan biri
5 insanın yaşamına mal
olan cezaevi saldınsıdır.
Hükümet, bu vahşet tablo-
sunun sorumlulannın yar-
gı önüne çıkanlmasını sağ-
lamabdır" dedi.
DİSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak da açıkla-
masında. cezaevlerindeki
tepki lerın başlıca nedeni-
nin keyfi uygulamalar ol-
duğunu ifade ederek şu
görüşe yer verdi:
"Görevi suçu önlemek
olanlann kendini cellat gi-
bi gördüğü bir devlet yapı-
sında demokrasiden söz
edilemez,"
Budak, isyam bastırma
adına vahşete neden olan-
lann mutlaka hukukun
önüne çıkanlmasını istedi.
• •
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
Bakanlık sürecinde Uluğbay'ın önünde iki yol
var:
- Ya eğitim politikasını çağdaş bir sürece soka-
cak ve bunda zorlanacak...
- Ya da daha önceki bakanlar gibi kendisini MEB
bünyesinde çöreklenmiş kadroya bırakacak, key-
fine bakacak...
Ikinci yolu seçmeyeceğini düşünerek, dikkatimi-
zi çeken noktalan satır başlanyla aktarmaya çalı-
şalım...
Sayın Uluğbay,
Görevi, soyadı sağlam olan bir bakandan dev-
raldınız. Daha önce de milli eğitimi, "ayaz"da bıra-
kanlar, "fopfan"cılar, çağdaşlığa kapı açacak,
"menteşe "yi sağlam çivilere tutturmakta zorlanan-
lar üstlenmişti...
Bakanlık kadrosunun oluşumu birkaç yılın değil,
uzun bir sürecin ürünü. Öyle bir oluşum ki bakan-
lar gidip geliyor, Yurtdışı Eğitim Genel Müdürü Ay-
sal Aytaç yerinde sapasağlam duruyor...
Bakanlar gidip geliyor, Dış llişkiler Genel Müdü-
rü Fikret Gökdemir'in kurumla ilişkisi değişmiyor...
Amacımız konuyu kişiselleştirmek değil. Ancak,
geçtiğimiz dönemde yaşananlar çağdaş Türkiye
açısından hiç de iç açıcı değildi.
Özellikle Orta Asya cumhuriyetlerinde çarpıcı ör-
nekler var. Bu cumhuriyetlerde bakanlığın okulları
öğretmensizlikten kapanma tehlikesiyle karşı kar-
şıyayken, tarikatlann o 'kullar'\na bakanlık öğret-
menleri gönderildi. Bu öğretmenler bakanlıktan ki-
mi zaman ücretsiz izin alıp sözünü ettiğimiz okul-
larda görev yaptılar. Buna göz yumuldu, hatta des-
tek sağlandı...
Yurtdışına bakanlık kanalıyla gönderilen, yılda en
az20 bin dolara mal olan öğrencilerin yüzde 70'inin
tarikatçı olduğu herkesçe biliniyor.
Geçenlerde ABD'den biryurttaşımızgeldi. "Gör-
düğüm manzara karşısında donakaldım" deyip de-
vam etti:
"Türk öğrencileri tanıyalım diye bir davet verildi.
Gelen kızlar türbanlı, erkek eli sıkmıyor, erkeklerga-
rip giysiler içinde... Bir iki tamam, ama yansından
çoğuöyleydi. Bu Türkiye'nin gerçeğideğildir. Ola-
maz..."
Ben de bunun Türkiye'nin gerçeği olduğuna
inanmıyorum. Ama, bu öğrenciler "seç//erefc"gön-
derilince böyle oluyor...
Son olarak Mehmet Sağlam la YÖK arasında su
yüzüne pek çıkmamış kavga vardı. Sağlam, yurt-
dışına sınav yapmadan başvuruyla öğrenci gönde-
rilmesinden yanaydı, YÖK, "Ciddi seçim yapsak"
diyordu...
Bu durumu masanıza bırakıp devam edelim...
Muhtaç olduğunuz kudret...
Ders kitapları politikası tüccar mantığının elinde.
Son olarak 1 Mayıs 1997'de Tebliğler Dergisi'nde
önümüzdeki öğretim yılında okutulacak ders ki-
taplannın seçenekli listesi yayımlandı.
Okullar bu kitaplardan seçim yapacak. Tebliğler
Dergisi'nde kitabın adı, yazan, yayınevi ve fiyatı var.
Fiyatlar o kadar farklı ki, örneğin aynı sınıfa yöne-
lik ortaokul ingilizce kitapları 64 bin lirayla 336 bin
lira arasında değişiyor.
Lise birinci sınıf Türk Dili ve Edebiyatı kitaplan-
nın fıyatlarını da rasgele sıralayalım:
370 bin, 492 bin, 175 bin, 510 bin, 374 bin, 540
bin...
Kitapların ucuz-pahalı olmasının nedenleri başlı
basına araştırma konusu. Hayat pahalılığı dikkate
alınırsa, ön plana kalite mi alınır fiyat mı?
Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturanlar genel-
likle, "Reform yapacağım", "Her şeyi baştan dü-
zelteceğim" nidalanyla gelirler, "Zaman yetmedi"
nakaratıyla giderler...
Sekiz yıllık temel eğitim sadece bakanlığın değil,
hükümetin politikasıyla ilgili durum. Ama, bakanlık
çarkının dişlilerini temizlemek sizin elinizde.
Akarsu, kaynağından kirtiyse altta yapılacaklar
sonuç vermeyecektir.
Suyun kaynağını temiz tutmak, orta vadede so-
nuç verecektir...
Bakan, her şeye ulaşamaz; ama, her şeye ula-
şabilecek bir kadro kurabilir. Ve onların üzerinde
yükselebilir...
"Muhtaç olduğunuz kudret" her şeye, ama her
şeye karşın, bakanlık bünyesinde mevcut...
Kırmızı bültenle aranıyordu
Nejat Daş, Madrid'de
yakalandı
AJVKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Kısmetim-
1 ve Lucky S gemileriy-
le ilgili düzenlenen ope-
rasyonda yakalanan ve
uyuşturucu kaçakçıhğı
yapmak suçundan yargı-
laması sürerken firar e-
den Nejat Daş, tspan-
ya'nın başkenti Mad-
rid'de yakalandı.
tçişleri Bakanı Murat
Başesgioğiu. Da^'ın ya-
kalandığını doğruladı.
Başesgioğiu, Daş'ın
Madrid'de 7 temmuzda
14 kilo eroin maddesiy-
le yakalanan tran uyruk-
lu bir kişinin yanında ele
geçirildiğini bildirdi.
Başesgioğiu. olaya iliş-
kin tspanya Interpo-
lü'nden bilgi alındığını
ve Daş'ın iadesi içindip-
lomatik kanallardan
prosedürün devam etti-
gıni kaydetti.
Nejat Daş. 15 Kasım
1992 "de Akdeniz'de mü-
rettebatı tarafından batı-
nlan Kısmetim-1 gemı-
sinde bulunduğu anlaşı-
lan 3 ton 100 kilo baz
morfin maddesi olayı-
nın sanığı olarak İstan-
bul 2 No'lu DGM'de
yargılanmış ve 29 Mart
1994'te5 yıl 10 ay ağır
hapis cezasına mahkûm
edilmişti. Daş, 7 Ocak
1993'te, Akdeniz'de
Lucky S adli gemide ele
geçirilen 11 ton 39 kilo
550 gram esrar, 2 ton
568 kilo 10 gram baz
morfin maddesi olayı-
nın sanığı olarak da is-
tanbul 1 No'lu Devlet
Güvenlik Mahkeme-
si'nde yargılanıyordu.
Daş. yargılama sürerken
8 Kasım 1994'tejandar-
manın elinden firar et-
miş ve hakkında İstan-
bul 2. Sulh Ceza Mahke-
mesi tarafından 11 Ka-
sım 1994'te gıyabi tu-
tuklama kararı çıkarıl-
mıştı. Bu olay üzerine,
Türkiye, Interpol Genel
Sekreterliği'ne başvur-
muş ve Daş, kırmızı bül-
tenle aranmaya başla-
mıştı.