27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 TEMMUZ 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 T U R KIY E istanbul Edime Kocaelı Çanakkale Izmır Manisa Âydın Denizli PB PB PB PB A A A A 28 32 30 2! 31 33 34 32 Zonguldak Y 25 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Y Y Y Y A A A A 26 26 26 26 30 30 31 28 30 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkâri Van A A A A A A PB PB 34 31 37 39 35 36 30 27 25 Yurdun kuzey ke- sımleri parçalı bulut- lu, Karadenız ile Do- ğu Anadolu'nun ku- zeyı sağanak ve gök gurültülü sağanak yağışlı, ötekı yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklığı doğuda bıraz azalacak. batıda onemli bir değişiklik olmayacak. Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn PB PB PB PB PB PB PB PB 22 24 22 26 23 23 26 21 Münih PB 24 Milano Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB PB PB PB PB A A 23 20 32 24 23 23 27 32 PB 26 ÛO Taşkefit f Tahran m. ÂSYÂ Moskova Y 22 Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire A A A PB A Y A 32 33 34 32 30 34 35 Şam 35 0Aç,k Parçalı buljtlu Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu ı Yagmuru •"»" Kah- Sulu kar . Gok gurultûlu G U N C E L CÜNEYTARCAYTREK • Baştarafı 1. Sayfada Belki de Akşener'in kimi suçlamalarına deli saç- ması deyip geçtiler. Oysa olayın Akşener söyledi diye omuz silkip geçilmeyecek bir yanı var. Doğrusu sadece komuta heyetini değil, Genel- kurmay gibi ser verilip sır vermeyen bir kurumda çalışanları da acayip biçimde suçluyor Akşener. "Enişte" ile karısı Şaibe'nin hizmetkârlığından onur duyan Akşener, Genelkurmay'da oluşturulan "Batı Çalışma Gtvbu"ndak\ bir avuç general ile su- bayın "darbe yapmaya hazırlandığınrbelgeledik- lerini öne sürüyor. Grubun çalışma merkezi. Genelkurmay'da on- larca general, subay, astsubay görev yapıyor. Şimdi sıkı durunuz lütfen, "olay geliyor": Bu kadar geniş bir kadro, bir avuç insanın ça- lıştığı Batı Çalışma Grubu'nun darbe yapmaya ha- ztriandığını ne seziyor, ne işitiyor, ne de görüyor! Bu küçücük grup; adı sanı, görevi davul zurna ile açıklanan Çalışma Grubu, yüzlerce dikkatli gö- zü atlatıyor, Hani derler ya; başta Genelkurmay Başkariı yüzlerce insanın gözünün içine baka ba- ka darbeye hazırlanıyor! Darbeyi böylesine gizleyebilmek! Müthiş birşey! Üstelik askerter darbe yapsalar, Orakoglu'nun, Meral'in, Şaibe'nin ruhu bile duymazdı! Gülünç, gülünç olmasına da. Yine de "Vay ca~ nına, neyetenekler vararamızda" dedirtiyor insa- na. Akşener'in bir tür dokundurma ile bir suçlama- yı amaçladığı bir gerçek. Enişte yönetiminde bir Akşener güldürüsü, ne ki güldürmüyor insanı. Zira devletin kimlerin eline kaldiSını, yıllardır han- gi cahil, bırakın devleti bir yana, haddini bilmez, cebini doldurmaktan başka hiçbir şey düşünme- yen küçük insanlarlayönetildiğimizin belgesi önü- müzde. Daha neler çıkar... Bir başka nokta: Nedense fazla ilgi çekmedi. Ak- şener, "Genelkurmay 'dan sızdınlan belgenin içe- riğine dikkatle bakılmasını ve hatta ne yapıldığı- nın araştırılmasını" sık sık yineliyor. Bir tür suçlama havasında Akşener. Ama bir başka gerçek var ki hiç değinmiyor. Darbe yapı- lacağını içeren Orakoğlu raporunun önce Meral'e, sonra Şaibe'ye, oradan Takkeli aracılığıyla Köşk'e çıktığını söylüyor. lyi. lyi ama, ne var kı bu tezgâ- hın tarihi ile Türk siyasal yaşamındaki çok ilginç olayların aynı tarihlere rastladığını gizliyor. Oyle bir tarih ki Şaibe, başbakanlığı alabilmek içtn türlü numaralar çeviriyor. Takkeli "mütered- dit". Bir gün birden yön değiştiriyorTakkeli. "Kol- tuğu" Şaibe'ye bırakacağını kesinkes açıkladığı tarih ile Orakoğlu raporu hemen hemen aynı za- mana rastlıyor. Kısacası siyasal kulislere Şaibe'nin Takkeli'yi köşeye sıkıştırmak için "darbe yapacaklar. Ben önler ve sizi korurum" dediğinin yayıldığı günler, bu günler. Genel yargı şu: Akşener, "Bu olayda herşeyi biliyor" dediği Şa- ibe veyönlendirici "Enişte" ileTakkeli'nin Orakoğ- lu raporuyla gözünü korkutup iktidan devralmaya hızla yaklaşıyorlar. Giderek açıklığa kavuşması beklenen bu olay- da, yeni kimi noktalar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Örneğin, bu rapor mayıs ayında "düzenlenmiş". Mayıs ayı sonunda toplanan MGK'ye kadar ki- mi işlemler yapılmış ve önemli olan yanı ise 31 ma- yıstaki MGK'de generallerin "Orakoğlu raporuna değinmeleri". Orakoğlu raporunun anlamsızlığını açıklamak için Batı Çalışma Grubu'nun "ne yaptığını, neleh izleyip üzerinde çalıştığını" sivil kanada uzun uza- dıya anlatıyorlar. O toplantıda Şaibe'den, Takkeli'den ve Akşe- ner'den ne bir itiraz ne de bir darbe konusunda generallerden açıklama istemi... Gelmiyor. MGK'deki "Orakoğlu raporu ile ilgili görüşme- /er"in tam metni açıklanacağı bildiriliyor. G ; zli olan görüşmelerin -raporla ilgili bölümü- nün- açıklanabilmesi için yakında MGK'den ge- rekli olan iznın alınacağından söz ediliyor. Işte o zaman, çeşitli oyunlar aydınlığa çıkacak. . Ak saç, kara saç... Yakın gelecekte: i'büşecek kimilerinin önüne... Cezaevînde vahset: 5 ölüI Baştarafı 1. Sayfada mek için hazırladığı listenin mah- kûmlann eline geçmesiyle başladı. Saat 23.00'te başlayan isyan sıra- sında koğuşlann kapı ve pencere- lerini kıran tutuklu ve hükümlüler, yatak ve yorganlan yaktılar. Gece- nin ilerleyen saatlerinde tutuklu v e hükümlüler. Susurluk davası sanık- lanndan Yaşar Öz'le gardiyanlar- dan Muharrem Sankaya'yı rehin aldılar ve D-8 blokunda çıkan yan- gınla birlikte isyan C-1 blokuna da yayıldı. Yangının büyümesi ve isyanın bastınlamaması üzerine cezaevi- ne, îl Jandarma Alay Komutanlı- ğı'ndan 300 komando erinın oluş- turdüğu 17 tim getirildi. Aynı saat- lerde adli kofuşta kalan çok sayı- da tutuklu ve hükümlü, cep tele- fonlanndan gazete ve telev izyonla- n arayarak olayı haber verdiler. Özel bir televizyon kanalı ise Su- surluk davası sanıklanndan Yaşar Öz'ü cep telefonundan arayarak canlı bağlantı kurdu. Öz, canlı ya- yında olay hakkında bilgi verdi. İsyanın başlamasının ardından saat 24.00 sıralannda cezaevine gelen İstanbul Valisi Rıdvan Yeni- şen, İstanbul Cumhuriyet Başsav- cısı Ferzan Çitici. Emniyet Müdü- rü Ramazan Er ve 11 Jandarma Alay Komutanı BakiOnurlubaş'ın isyanı durdurma girişimleri sonuç vermedi. Görüşmeler sırasında "çete" suçuyla tutuklu bulunan Özel Harekât Dairesi Başkanveki- li tbrahim Şahin. polısle tutuklular arasında arabuluculuk yaptı. Yenişen. cezaev i önünde yaptığı açıklamada, tutuklu ve hükümlüle- re istekleri konusunda elindeki bü- tün yetkiyi kullanacağını. taleple- rini Adalet ve İçişleri Bakanlığı'na da bildireceğıni söyledığini ifade ettı. Yenişen. "eylem" hakkında şunlan söyledi: "Cezaevi 700 kişiük. Fakat, tu- tuklu ve hükümlü sayısı 1200'ü bul- muş. Hayat şartlan olumsuz halde, yer daıiığı var, şartlar zor. Böyle tahrikler de olur. Tahrikçilerin kim olduğu tam olarak tespit edüeme- di. Zaten bu gece onun sırası değil. temaslaryapılarak'öncü' dedikle- ri kimselerle görüşerek, şu anda du- ruma mümkün çerçevede hâkinı olunmuştur." Gece saat 03.00'te cezaevinden ayrılan Yenişen. içeride yaralı ve ölü bulunmadığını söylerken ola- yın siyasi yanının da olmadığını, siyasi koğuşlarda kalanlann isya- na katılmadığını bildirdi. İstanbul II Jandarma Alay Ko- mutanı Onurlubaş da, olaylarda ölen ya da yaralanan olmadığını; olaylann, başka bir cezaev ine sevk edilmek istemeyen bir grup tara- fından çıkanldığını açıkladı. isyan dün saat 07.30'da jandar- manın koğuşlara girmesiyle son buldu. İsyanın sona eımesinden sonra tutuklu ile hükümlüler baş- ka cezaevine nakledildiler. Tutuk- lu ve hükümlülerin sevkJeri sıra- sında gerginlik yaşandı. Jandarma erleri ve sivil giyimli kişiler. tutuk- lu ve hükümJüleri coplayarak, dip- çikleyerek, tekme tokatla ve yer- lerde sürükleyerek arabalara bin- dirdiler. Isyandan habersiz, görüş günü olması nedeniyle cezaevine gelen yüzlerce tutuklu ve hükümlü ya- kınlan ise jandarmanın tutuklulan zırhlı araçlara bindirirken acıma- sızca dövmesine tepki gösterdi. Cezaevi önünde saatlerce bekleyen tutuklu ve hükümlü yakınlan, çe- vik kuvvet ekipleri tarafından da- ğıtıldı. Buarada İstanbul Valisi Ye- nişen ile diğer yetkililer, sabahın erken saatlerinde tekrar cezaevine geldiler. Ancak tutuklu ve hüküm- lü yakınlan ile gazetecilere resmi hiçbir açıklama yapılmadı. İstanbul grubuna bağlı çok sayı- da itfaiye ekibinin müdahale ettiği yangın ise ancak sabah 06.00'da söndürüldü. Yangın sırasında ara- lannda Susurluk davası tutuklula- nnın sicilinin de bulunduğu idari bölümde evraklar kül oldu. Açık görüş yapılan bölümün çatısı da it- faiyenin tüm müdahalelerine rağ- Adlî tutuklu, özel tim ve ÎBDA-C yan yana İstanbulHaber Servist-Çok sayıda *ünlü"yü bann- dıran Metris CezaevTnde adli tutuklu ve hükümlüle- rin yanı sıra •'Susurluk davası"nda yargılanan Özel Harekât Dairesi eski Başkanvekıli İbrahim Şahin. özel timciler ile tBDA-C örgütünün yöneticileri bir a- rada kalıyor. Adli hükümlü ve tutuklulann bulundu- ğu Metris Cezaevi'nin siyasi bölümünde tBDA-C ve Islami Hareket davası tutuklu ve hükümlüleri bulu- nuyor. IBDA-C örgütünün yöneticilerinden ohnakla suç- lanan AM Osman Zor ile hemen hemen her duruşına- da olay çıkaran dava arkadaşlan ile şeriatçı Islami Hareket davasından tutuklu, aralannda avukat Hüs- BÜ Yazgan'ın da bulunduğu bir grup Metris'te kalı- yor. Cezae\'i'nin "önlü" adli suçtan yargılanan tu- tuklulanndan bazılannın isimleri şöyle: Özel Harekât Dairesi eski Başkanvekili tbrahim Şahin, özel timci Ayhan Çarkın, Ercan Ersov ve Oğuz Yorulmaz, Eırver U]u, Mustafa Altmok, DYP Urfa Mılletvekili Sedat Bucak'ın şotorii Abdülgani Ktzu- ka>u. Söylemez kardeşlerden rüşvet aldıklan öne sü- rülen eski Asayiş Şubesi Müdürü Sedat Demir ile Başkomiser Halim Apaydın. PKK itirafçısı Murat lpek de îbrahim Şahin ile arkadaşlannm koguşunda kalıyor. Cezaevinin diğer ünlüleri arasında Aczmen- di lideri Müslünı Gündüz ve uyuşturucu kaçakçıhğı yapmakla suçlanan Kürt işadamlanndan Hurşit Han da bulunuyor. Güven Erkaya'dan suçlama men tamamen yandı. 8.5 saat süren isyan sırasında 2 tutuklunun yanarak 3'ünün ise de- lıci ve kesici aletlerle yedikleri dar- beler sonucu öldüğü. lOkişininde yaralandığı açıklandı. Ölenlerin isimleri şöyle: Kubilay Ekinci, Sedat Demiröz, Şemsettin Demir(32 ı. Muhammed Demir(23).Fe\-zullahÖzmen(37). Şemsettin Demir ile Muhammed Demir'in, Ali Demirkan'ı öldüren kişiler olduğu bildirildi. Cerrahpaşa \e Haseki Hastane- si"ne kaldınlan yaralı tutuklulann isimleri şöyle: Osman Alpay, Yüksel Şengül, Seyfi Mehmet, Muhammed Özde- mir, Erol Oymak. tsyanda cezaevinin ambarlar, kantin. emanet para bölümü, revir, mutemet ve muhabere bölümleri de talan edildi. lsyanla ilgili resmi ilk açıklama, Adalet Bakanı OKan Sungurlu ta- rafından yapıldı. Sungurlu, Anka- ra Adliyesi'nde düzenlenen hâkim ve savcılann kura çekme törenin- den aynlırken gazetecilerin sorula- nnı yanıtladı. Isyanda çıkan yangın nedeniyle beş tutuklunun duman- dan zehirlenerek öldüğünü belir- ten Sungurlu. 5 kişinin ise yaralan- dığını vurguladı. Olayla ilgili ola- rak soruşturma başlatıldığını söy- leyen Sungurlu, "Müfettişler gö- revlendirildi. Ceza ve Tevkifevteri Genel Müdürü gitti. duruma el ko- nulmuştur" dedi. Sungurlu, olayla- nn nedenine ilişkin bir soru üzeri- ne, mahkûmlar arasındaki bir kav- ga nedeniyle bir kişinin öldüğünü belirterek "Onun gerginliği v'ardı. O kişivi şişleyenler ve yakuılaruıın nakli için dün (önceki gün) emir vermiştik. Ancak buna imkân kal- madan bu hadise onlar arasında vuku buldu. Olayın siyasi yönü yok" diye konuştu. Sungurlu, "Asıl sorun, devletin cezaevlerine hâkim olmamasından kaynaklanıyor. Daha önce bakanlı- ğım döneminde gündeme getirdi- ğun cezaevleri projesi hâlâ yaşama geçirilmedi" dedi. 'Yöneticiler soruınlu' • Baştarafı 1. Sayfada >orumlamasını eleştirdi. Erkaya, "Akşener gereksiz yere yanlış vehim- iere kapılmış" dedi. REFAHYOL tarafından da imzala- nan MGK'nin 28 şubatta aldığı karar- lan anımsatan Erkaya. şunlan sö\ ledi: "MGK'nin 28 şubat kararlanndan sonra irtica ile ilgili olarak 'Batı Çalış- ma Grubu' adı alnnda özel bir çalışma grubu oluşturulmuş ve faalhete geçirü- miştir. Baü Çalışma Grubu'nun göre- vi, irticai tehdidin Türkiye genelinde resmini ortava çıkarnıak. bu çerçevede 5442 sayüı İl tdaresi Kanunu'nun uy- gulanmasına ilişkin olarak hazuianan emniyet asayişle yardımlaşma planını güncel hale getirmektir. Bu amaçla ge- rekli bilgilerin elde edilmesine yönelik olarak genel kriterler ortaya konmuş ve bir rapor sistemi geliştirilmiştir. Söz ko- nusu çahnan belge. bu ihti\açlan kar- şılamak üzere hazırlanmış taslak bir çauşmadır. Söz konusu taslak belgenin içeriği sadece bilgi toplamaya yönelik- tir. Bundan başka bir anlam çıkanlma- SL siyasi çıkar amacuıa \öndiktir" Gazetecilerin sorulannı vanıtlavan Oramiral Güven Erkaya, bir soru üze- rine, çalınan belgeden darbe anlamını çikarmanın mümkün olmadığını belir- terek "Darbe anlamını nereden çıkar- dığını Akşener'e sormak la/mT dedi. Erkaya. Batı Çalışma Grubu'ndan Başbakan' ın bilgisi bulunup bulunma- dığı yolundaki bir soruya da. Batı Ça- lışma Grubu'nun varlığından Başba- kan'ı haberdar etme zorunluluğu bu- lunmadığını, ancak MGK toplantısın- da görüşülmesi nedeniyle Erbakan, Tansu Çiller ve dolayısıyla da eski İçiş- leri Bakam Meral Akşener'in bilgisi dahilinde olduğunu savundu. Erkaya şunlan söyledi: u Bu türden birçokça- lışma grubu vardır. MGK'nin 28 şubat kararlanndan sonra Genelkurmay Başkanırmzın direktifiyle oluşturul- muş ve bilgi toplamaya yönelik bir gnıptur. Bana bağlı olarak çalışan 10 tane grup var." Türkiye'de istihbarat görevi yapan kurumlann görev alanlannın değişik olduğunu belirten Erkaya, bu kurum- lann birbirleri hakkında istihbarat ça- lışması yolunda görevlendirilmeleri- nin söz konusu olmadığını ve bunun Meral Akşener için suç duyurusu ALPER BALL1 ANKARA -Genelkurmay'ın; eski tçişleri Ba- kanı, DYP Ger.el Başkan Yardımcısı Meral Ak- şener'in Genekurmay'dan sızdırdıklan belgeyle habercar oldıklannı açıkladığı "Batı Çalışma Grubu*'nu daha önce çeşitli tarihlerde hüküme- teanla^ığıbilcirildi. Genelkurmay. Meral Akşe- ner ha.ckında Türk Silahlı Kuv\etleri"ne (TSK) Kakara ettiği gerekçesiyle dava açılması için An- kara Camhuri^et Başsavcılığrna suç duyurusun- da bulunacak. TSK'ye yörelik istihbarat faaliyetlerine ilişkin soruşturmayı .ürüten Deniz Kuvvetleri Komu- tanlığı Asken Savcılığı. Milli Güvenlik Kuru- lu'nun (MGK nisan ve mayıs toplantılannın tu- tanaklmnı da ısteyebileceği bildirildi. Kamera- lar öninde Öztr L'çuran Çiller'in elini öpen Ak- şener' n İçişleri Bakanlığı sırasında emniyete top- latılan istihba'at ve belgelerin, Milli İstihbarat Teşkihtı'na ^MtT) da iletilmediği bildirildi. So- ruşturnanın. .-Jcşener'in "Herşeydenhaberivar- dı" dtdiği DYP Genel Başkanı Tansu ÇUler'e uzarricsı olasil ğının düşük olmadığına dikkat çe- kildi. Milli SEvunma Bakanlığı'nın. 30 gün ha- pis cezasına ;arptınlan onbaşı Kadir Sarmu- sak* ır yargılaımasının yemlenmesi için Askeri Yargitıy Başkinlığı'na resmi bir yazıyla başvur- duğn Mİdirıld. Cumhuriyein. Meral .Akşener'in yasadışı ola- rak ilm ettiği .e belge sızdırdıktan sonra haber- dâr oduklarn sa\ıınduğu "Batı Çalışma Gru- bu"na ilişkin sorulannı vanıtlavan Genelkurmay kaynaklan, eski İçişleri Bakam'nın. "ihtirasının cehaletiyie yanş halinde" olduğunu söylediler. Batı Çalışma Grubu'nun. TSK'nin Milli Askeri Stratejik Konseptı'nde yaptığı değişiklik sonrası oluşturduğu "Batı Harekât Konsepti" çerçeve- sinde kurulduğunu kaydeden kaynaklar. konsep- te ilişkin çahşmalannm ilk kez şubat ayında tz- mir'de yapılan bir toplantıda ve Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) 28 şubat toplantısında orta- ya konulduğuna işaret ettiler. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hak- kı Karadavi'nın çağnsıyla 26 mayısta toplanan olağanüstü YAŞ'ta, diğer gündem maddelerinin görüşülmesinin yanı sıra Erbakan'a irticai faali- yetler brifingi sunulduğu da basına yansıdı. Brifıng, olağanüstü YAŞ toplantısından 16 gün sonra yargı mensuplan. bürokratlar ve basına ve- rildi. Brifingde. TSK'nin ıç tehdıt sıralamasında irticayı birinci önceliğe yükselttiği belirtilerek bu değerlendirme çerçevesinde "Bau Çalışma Gru- bu" oluşturduğu kaydedildi. Batı Çalışma Gru- bu'nun çalışma'an sonunda ortaya konulan bul- gulararasında, RP'nin iktidan döneminde şeriat- çı kadrolan devletin kritik bırimlerine yerleştir- meye çalıştığı, irticai faaliyetleri destekleyen Is- lami finans kuruluşlan ve şirketleryer aldı. Grup. irticanın propaganda. eğitim, külrür ve kurumlaş- ma faaliyetlerini deşifre etti. PKK terör örgütüne karşı kurulan "Iç Güven- lik Dairesi" benzeri bir örgütlenmeye sahip olan Batı Çalışma Grubu'nun. psikolojik harekât, is- tihbarat, ıstihbarata karşı koyma ve hukuk alt bi- rimlerinden oluştuğu kaydedildi. Jandarma Genel Komutanı Koman, Milliyet yazan Yalçuı Doğan'ın sonılannı yanıtlarken Ak- şener'in, grubun darbe yapmak için kurulduğu yolundaki imasıyla ilgili olarak "Darbe yapacak bir grup hiç açıklama yapar mı? Batı Çalışma Grubu sürekli açıklamalar yapü. Kaldı ki, darbe- lergizli olur, alt kademeye intikal etmez." diye ko- nuştu. Orgeneral Koman. emnıyetin istihbaratın- dan sonra Genelkurmay'ın açıklamak zorunda kaldığını öne süren Akşener'i yalanlarken "Baü Çabşma Grubu daha önce MGK'de konuşuldu... Kaldı ki. Batı Çalışma Grubu'nun varhğmı sağır sultan bile duydu" dedi. Koman, polis istihbaratının zabıta ve suçlula- nn yakalanmasına yönelik olduğunu vurgulaya- rak "Aynca, demokrasilerde bütün istihbarat ku- ruluşlannın devlet kurumlannın içinde istihbarat yapmalan kanun dışıdır. Bövle bir uvgulama an- cak polis devletinde olur. demokrasilerde değil" dedi. Koman. TSK'ye yönelik istihbarat faaliyetiy- le suçlanan kişilerin yanı sıra, "azmettiren*'1erin de yargılanması gerektiğini kaydetti. Çiller'e de uzanacak Koman'ın bu sözleriyle, Akşener'in kan'a belgeyi ben verdim. Tansu Çiller'in de ha- beri vardı" sözlerinin ardından soruşturmanın, "azmettiren'' olarak DYP Genel Başkam'na da uzanacağına dikkat çekildi. yasaya aykın olduğunu savundu. Batı Çalışma Grubu tarafından ha- zırlanan raporun çalınmasından sonra Emniyet Genel Müdürlüğü'nde görev yapan tstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakloğlu ve yardımcısı Hanefi Avcı hakkında bir işlem yapılması için İçiş- leri Başkanlığı'ndan herhangi bir ta- lepte bulunmadıklannı açıklayan Er- kaya. sadece olayı bildiren bir yazının Başbakanlığa gönderilerek inceleme yapılmasının istendiğıni söyledi. Avcı'nın "KadirSarmusak'ıbizgö- revlendirmedik, kendisi belge getirdi. biz de ilgisiz kalmadık" yolundaki açıklaması sorulduğunda da Erkaya şu yanıtı verdı: "Kadir Sarmusak bunun aksini savunuyor. Hangisinin doğnı ol- duğunu yargı ortaya çıkaracakUr." TSK tarafından siyasi gündemle il- gili düzenlenen basın toplantısında bü- yük bir karmaşa yaşandı. Erkaya'nm. önündeki basın metnini okumasını ta- mamlamadan özel telev izyon kanalla- nyla canlı bağlantı yapması ve diğer kanallann 'canlı yayın' bağlantısı sıra- sına girmesı. soru sormayı bekleyen gazetecilerin çalışmalannı engelledi. Tartışılan belge ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deniz Kuvvetleri Komutanlığf na bağlı Göl- cük Donanma Komutanlığı. onbaşı Kadir Sarmusak'ın ele geçırerek emniyet birim- lerine ulaştırdığı belge, Ge- nelkurmay Başkanlığfnın bir genel tamimini ıçeriyor. Tartışma konusu belge özetle şöyle: "Türk Silahh Kuvvetleri, anarşi ve teröre karşı başardı bir mücadele v-erdL Terör gruplannı mar- jinale indirdi. Ancak bugün ülkeyi tehditeden birinci un- sur irticadır. İrtica, Türkiye Cumhuriyeti devletini tehdit eden hale geimiştir. Anaya- samız Türk Silahlı Kuvvet- leri"ne, Türkiye Cumhuriye- ti'nin laik demokratik ve sosyal hukuk devleti olma kimliğini. koruma ve koüa- ma görevini vermiştir. Dev- letimizin bu nitelikleri bozu- lamaz. Bu niteliklere yönelik tehditiere karşı önlem almak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin önde gelen görevidir." • Baştarafı 1. Sayfada mamen bastınldığını ve mahkûmlann elinde rehi- ne kalmadığını belirtti. Olaylann bir daha tekrarla- yabileceğıne dikkat çeken Yazıcı. yöneticileri göreve çağırdı. Cezaev lerindeki olaylann "sistemin çürü- müşlüğünü gösterdiğini" sa\ unan Yazıcı, isyanın ce- zaevinin yeni yönetimine mal edilemeyeceğini de vurguladı. Yazıcı şu bilgi- leri verdi. "Olaylar sırasında ceza- evinin ambarlar, kantin, emanet para bölümü, revir, mutemet ve muhabere bö- lümleri talan edildi. Bir gardiyan rehin alındı. Daha sonra rehin arkadaşımız Muharrem Sankaya. kur- tarûdı. tnfaz çalışanlan bu tür olaylann ne sorumlusu, ne de muhatabıdırlar." ÖDP Genel Başkan Yar- dımcısı Saruhan Oluç da y azılı açıklamasında. Met- ris Cezaevi'ndeki bir kısım tutuklunun can güvenliği ve insanca yaşam taleple- rinin karşısında cezaevi yönetıminin kayıtsız kaldı- ğını öne sürdü. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun 5 kişinin ölümüne neden olduğunu belirten Saruhan Oluç, "Demokratikleşme ve re- jim krizineçözüm iddiasıy- la hükümet olan ANA- SOL-D'nin güvenoyu ön- cesi ilk icraatlanndan biri 5 insanın yaşamına mal olan cezaevi saldınsıdır. Hükümet, bu vahşet tablo- sunun sorumlulannın yar- gı önüne çıkanlmasını sağ- lamabdır" dedi. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak da açıkla- masında. cezaevlerindeki tepki lerın başlıca nedeni- nin keyfi uygulamalar ol- duğunu ifade ederek şu görüşe yer verdi: "Görevi suçu önlemek olanlann kendini cellat gi- bi gördüğü bir devlet yapı- sında demokrasiden söz edilemez," Budak, isyam bastırma adına vahşete neden olan- lann mutlaka hukukun önüne çıkanlmasını istedi. • • G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Bakanlık sürecinde Uluğbay'ın önünde iki yol var: - Ya eğitim politikasını çağdaş bir sürece soka- cak ve bunda zorlanacak... - Ya da daha önceki bakanlar gibi kendisini MEB bünyesinde çöreklenmiş kadroya bırakacak, key- fine bakacak... Ikinci yolu seçmeyeceğini düşünerek, dikkatimi- zi çeken noktalan satır başlanyla aktarmaya çalı- şalım... Sayın Uluğbay, Görevi, soyadı sağlam olan bir bakandan dev- raldınız. Daha önce de milli eğitimi, "ayaz"da bıra- kanlar, "fopfan"cılar, çağdaşlığa kapı açacak, "menteşe "yi sağlam çivilere tutturmakta zorlanan- lar üstlenmişti... Bakanlık kadrosunun oluşumu birkaç yılın değil, uzun bir sürecin ürünü. Öyle bir oluşum ki bakan- lar gidip geliyor, Yurtdışı Eğitim Genel Müdürü Ay- sal Aytaç yerinde sapasağlam duruyor... Bakanlar gidip geliyor, Dış llişkiler Genel Müdü- rü Fikret Gökdemir'in kurumla ilişkisi değişmiyor... Amacımız konuyu kişiselleştirmek değil. Ancak, geçtiğimiz dönemde yaşananlar çağdaş Türkiye açısından hiç de iç açıcı değildi. Özellikle Orta Asya cumhuriyetlerinde çarpıcı ör- nekler var. Bu cumhuriyetlerde bakanlığın okulları öğretmensizlikten kapanma tehlikesiyle karşı kar- şıyayken, tarikatlann o 'kullar'\na bakanlık öğret- menleri gönderildi. Bu öğretmenler bakanlıktan ki- mi zaman ücretsiz izin alıp sözünü ettiğimiz okul- larda görev yaptılar. Buna göz yumuldu, hatta des- tek sağlandı... Yurtdışına bakanlık kanalıyla gönderilen, yılda en az20 bin dolara mal olan öğrencilerin yüzde 70'inin tarikatçı olduğu herkesçe biliniyor. Geçenlerde ABD'den biryurttaşımızgeldi. "Gör- düğüm manzara karşısında donakaldım" deyip de- vam etti: "Türk öğrencileri tanıyalım diye bir davet verildi. Gelen kızlar türbanlı, erkek eli sıkmıyor, erkeklerga- rip giysiler içinde... Bir iki tamam, ama yansından çoğuöyleydi. Bu Türkiye'nin gerçeğideğildir. Ola- maz..." Ben de bunun Türkiye'nin gerçeği olduğuna inanmıyorum. Ama, bu öğrenciler "seç//erefc"gön- derilince böyle oluyor... Son olarak Mehmet Sağlam la YÖK arasında su yüzüne pek çıkmamış kavga vardı. Sağlam, yurt- dışına sınav yapmadan başvuruyla öğrenci gönde- rilmesinden yanaydı, YÖK, "Ciddi seçim yapsak" diyordu... Bu durumu masanıza bırakıp devam edelim... Muhtaç olduğunuz kudret... Ders kitapları politikası tüccar mantığının elinde. Son olarak 1 Mayıs 1997'de Tebliğler Dergisi'nde önümüzdeki öğretim yılında okutulacak ders ki- taplannın seçenekli listesi yayımlandı. Okullar bu kitaplardan seçim yapacak. Tebliğler Dergisi'nde kitabın adı, yazan, yayınevi ve fiyatı var. Fiyatlar o kadar farklı ki, örneğin aynı sınıfa yöne- lik ortaokul ingilizce kitapları 64 bin lirayla 336 bin lira arasında değişiyor. Lise birinci sınıf Türk Dili ve Edebiyatı kitaplan- nın fıyatlarını da rasgele sıralayalım: 370 bin, 492 bin, 175 bin, 510 bin, 374 bin, 540 bin... Kitapların ucuz-pahalı olmasının nedenleri başlı basına araştırma konusu. Hayat pahalılığı dikkate alınırsa, ön plana kalite mi alınır fiyat mı? Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturanlar genel- likle, "Reform yapacağım", "Her şeyi baştan dü- zelteceğim" nidalanyla gelirler, "Zaman yetmedi" nakaratıyla giderler... Sekiz yıllık temel eğitim sadece bakanlığın değil, hükümetin politikasıyla ilgili durum. Ama, bakanlık çarkının dişlilerini temizlemek sizin elinizde. Akarsu, kaynağından kirtiyse altta yapılacaklar sonuç vermeyecektir. Suyun kaynağını temiz tutmak, orta vadede so- nuç verecektir... Bakan, her şeye ulaşamaz; ama, her şeye ula- şabilecek bir kadro kurabilir. Ve onların üzerinde yükselebilir... "Muhtaç olduğunuz kudret" her şeye, ama her şeye karşın, bakanlık bünyesinde mevcut... Kırmızı bültenle aranıyordu Nejat Daş, Madrid'de yakalandı AJVKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Kısmetim- 1 ve Lucky S gemileriy- le ilgili düzenlenen ope- rasyonda yakalanan ve uyuşturucu kaçakçıhğı yapmak suçundan yargı- laması sürerken firar e- den Nejat Daş, tspan- ya'nın başkenti Mad- rid'de yakalandı. tçişleri Bakanı Murat Başesgioğiu. Da^'ın ya- kalandığını doğruladı. Başesgioğiu, Daş'ın Madrid'de 7 temmuzda 14 kilo eroin maddesiy- le yakalanan tran uyruk- lu bir kişinin yanında ele geçirildiğini bildirdi. Başesgioğiu. olaya iliş- kin tspanya Interpo- lü'nden bilgi alındığını ve Daş'ın iadesi içindip- lomatik kanallardan prosedürün devam etti- gıni kaydetti. Nejat Daş. 15 Kasım 1992 "de Akdeniz'de mü- rettebatı tarafından batı- nlan Kısmetim-1 gemı- sinde bulunduğu anlaşı- lan 3 ton 100 kilo baz morfin maddesi olayı- nın sanığı olarak İstan- bul 2 No'lu DGM'de yargılanmış ve 29 Mart 1994'te5 yıl 10 ay ağır hapis cezasına mahkûm edilmişti. Daş, 7 Ocak 1993'te, Akdeniz'de Lucky S adli gemide ele geçirilen 11 ton 39 kilo 550 gram esrar, 2 ton 568 kilo 10 gram baz morfin maddesi olayı- nın sanığı olarak da is- tanbul 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkeme- si'nde yargılanıyordu. Daş. yargılama sürerken 8 Kasım 1994'tejandar- manın elinden firar et- miş ve hakkında İstan- bul 2. Sulh Ceza Mahke- mesi tarafından 11 Ka- sım 1994'te gıyabi tu- tuklama kararı çıkarıl- mıştı. Bu olay üzerine, Türkiye, Interpol Genel Sekreterliği'ne başvur- muş ve Daş, kırmızı bül- tenle aranmaya başla- mıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle