Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYTA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 1997 PAZARTESİ
HABERLER
'Kurtanlmış bölgeme girmeym'
TSK'nin Kuzey Irak'ta sürdürdüğü PKK operasyonları konusunda Türkiye'yi uyaran İran,
askerlerimizin Hakurk'taki kampa girmeleri halinde, bölgeye asker göndereceğini bildirdi
LALE SARltBRAHİMOĞLU
ANKARA - Cumhuriyet tarihınin en
bihük sınır ötesi operasyonunda RE-
FAHYOL hükümetiyle ödenek bunalı-
mı yaşayan Türk Silahlı Kuvvetleri
(TSK). harekât bölgesınde de İran enge-
liyle karşılaştı.
İran. Türk ordusunun teröristkrin bü-
yük ölçüde yuvalandığı Hakurk üçgeni-
ne girmesi dunımunda, Kuzey Irak a as-
kerlerini göndereceği ya da PKK ve ra-
kipKürt grubu Kürdistan Yurtsever Bir-
liği'ni Ankara'ya karşı kışkırtacağı uya-
nsında bulundu. TSK'nin, Kuzey Irak
harekâtının yüzde 100 başansında anah-
tar rol oynayan Hakurk bölgesine 28 ma-
yısta yığdığı askerleri, bu gelışme üze-
rine geri çekmek zorunda kaldıği öğre-
nildi.
Genelkurmay Başkanhğı Genel Sek-
reteri Tümgeneral ErolÖzkasnak, Çekiç
Harekâtı sırasmda ikı Türk askeri heli-
kopterinin PKK'nin Iran'dan sağladığı
SA-7B füzeleri ile düşürüldüğünü, ope-
rasyon bölgesınden kaçan militanlann
Iran'a sığındıklannı ve buradaki hasta-
nelerde tedavi olduklanru açıklamıştı.
Genelkurmay'ın bu açıkJamasının ardın-
da, operasyondan kaçan PKK teröristle-
rinin yuvalandığı İran sınınndaki Ha-
kurk üçgenine Türk askerlerinin girme-
si olasılığına karşı Tahran'ın yaptığı uya-
ndan duyulan rahatsızlığin da yattığı be-
lirtildi.
tran. Türk askerlerini Hakurk üçgenı
çevresinden uzaklaştırma isteminin
uluslararası alanda kabul görmesini sağ-
lamak için Türk ordusunun bu bölgeye
girmesi dunımunda "PKK'liler de oba"
mülteci akınına uğrayacağı bahanesini
ortaya attı. Ancak Iran'ın Hakurk bölge-
sine Türk askerini sokmak istememesi-
nin üç temel nedeni şöyle:
- Türkiye'ye baskı için PKK'yi birdış
politika aracı olarak kullanmak.
- Bölgede Türkiye'nin fiili bir nüfuz
sağlamasını önlemek.
- Türkiye'nin, ABD ve tsrail ile birlik-
te Kuzey Irak üzerinden İran rejımini or-
tadan kaldırmayı amaçlayan büyük bir
plan peşinde olduğu savı.
Cumhuriyet'in görüşlerine başvurdu-
ğu güvenilir kaynaklar, PKK'nin ope-
rasyon bölgesinden kaçıp yuvalandığı
Hakurk'un arazi bakımından nüfuz edil-
mesi en zor bölge olduğuna işaret ede-
rek "KuzevIrakoperasyomuıda PKK'ye
karşı yüzde 70'c yakın başan sağlayan
TSK'nin yüzde 100 başanya ulaşması
Hakurk'un düşürülmesine bağlıdır. Ak-
si takdirde PKK'nin bölgede yeniden güç
kazanması kaçuulmazdır" dediler.
Mesud Barzani liderliğindeki Kürdis-
tan Demokratik Partisı (KDP) peşmer-
geleri, bugün TSK'nin teröristlerden bü-
yük ölçüde temizlediği Zap dahıl birçok
bölgede Irak yönetimine karşı mücade-
leetti.
TSK'nin, çağnsı üzerine Kuzey Irak'a
girdiğini bildirdiği KDP. bu nedenle böl-
geyi çok iyi tanıyor ve Türk ordusuna
operasyon sırasında önemli destek sağ-
lıyor.
KDP peşmergelen, 1995 yılında PKK
ile çatıştıkJan sırada teröristler Hakurk'a
kaçmayı başarmış ve tran, KDP'ye kar-
şı bu bolgeyi kullanmıştı.
tran, TSK'nin Kuzey Irak operasyo-
nunun başansını önelemek için arazide
engellemeler yaparken KDP'nın oluş-
turduğu savunma hattı ile topraklanna
PKK'nin sızmasının önlendiği Suriye,
diplomatik alanda Ankara'ya karşı kam-
panyasını yürütüyor. Suriye'nin kışkırt-
ması sonucu Türkiye'ye Kuzey Irak ope-
rasyonu nedeniyle baskı dozunu arttıran
Arap ülkelerinin benzer baskıyı TSK ile
işbirliği halindeki KDP'ye yaptıklan da
belirtildi. Barzani'nin buna karşın peş-
mergelerine Türkiye ile işbirliğini sür-
dürmeleri talimatı verdiğı kaydedildi.
Ancak Barzani'nin, Türkiye'nin kendi-
sine desteğini çekmesi endişesi taşıdığı-
na işaret ediliyor.
Tahran'ın yorumu
'Hükümetin
harekâta
desteği az'
TAHRAN (AA) - Tahran Radyosu, Türk
ordusunun Kuzey Irak'ta düzenlediği sınır
ötesi harekâtın "Türk hükümeti tarafindan
fazla destektenmedigini" ilen sürdü.
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri
Tümgeneral Erol Özkasnak'ın. "Bölücü
terör örgütü PKK'nin İran tarafindan
desteklendigi" yolundaki açıklaması tran
tarafindan reddedildi.
Tahran Radyosu'nun dün öğle ana haber
bülteninden sonra yayımlanan yorumunda,
Kuzey Irak'ın "İsrail ordusunun planlan ve
Türk generallerinin teşebbüsü Ue sürekli bir
kriz bölgesine dönüşeceği ve İsrail ordusunun
maceracılıklannın Kuzey Irak'ta devam
edeceğT ıddia edilerek "Eğer böyle olursa
Islami topraklarda öyle bir fitne ateşi
yakılacak ki, bölgesel krizlerie ilgili tecrübeye
göre düzeltilmesi en azından 20 \ıl alacak ve
ikincisi de Irak'ın toprak bütünlüğü ciddi bir
şekilde tehdit edilecek"denıldı.
"Bu krizin ateşini hazuiama
yükümlülüğunün bazı Türk generallerinin
omzunayüklendiği" iddia edilen yorumda,
"azmlıktaki bu kişilertn, ordunun
operasyonlannı, "Türkiye'nın açık ve gizli
düşmanlan ile savaş' olarak gösterdikleri'' de
öne sürüldü. Yorumda, "Kesin olan şu ki, bu
hareketin nihai mağlubu Türkiye ordusu ve
Barzani olacaktır" ifadesi kullanıldı.
"Türk ordusunun Kuzey Irak'taki
harekâtının Türk hükümeti tarafindan fazla
desteklenmediğini" ıddıa eden Tahran
Radyosu, "Sorunun ümit noktası da budur'"
dedikten sonra yorumunu şöyle tamamladı:
"Ordu, gerçekte hükümet konusundaki
partiler arası rekabetten kaynaklanan siyasi
boşluktan yararlanıyor. Şüphesiz Türkiye'nin
siyaset adamlan ve yüksek makarnlan işin
aİabetine vâkıflar, ama her halükârda
hükümetin durumu açıklığa kavuşuncaya
kadar. görünüşte Türk ordusunun
luzularuun eline uygun bir firsat verilmiştir.
1
'
Resmi İRNA ajansının haberine göre. tran
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Mahmud Muhammedi. Genelkurmay'ın
Iran'ın PKK'yi desteklediği açıklamasını
yalanladı. Muhammedi, "Türkaskeri
yetkilisinin iddialan, Türkiye'nin iyi ikili
ilişkUer ve bu ilişkikrin geliştirilmesi yönünde
beyan ettiği politikalan ile çelişki
jçerisindedir" dedi.
Muhammedi, tran'ın iki ülke arasında
güvenlik işbirliğıni geliştirme konusunda
çok yoğun çaba gösterdiğini ve bu
işbirliğinin sonuçlannın tümüyle yapıcı
olduğunu savundu. Muhammedi, bazı Türk
askeri yetkililennin son birkaç ay içinde dile
getirdikleri bu tür iddialann, "Iran-Türkiye
dostluğuna karşı olan belirli çevre ve
kgynaklann, iki ulus arasında şüphe
yaratmayı amaçlayan güişimleri"
çerçevesinde yer aldığını öne sürdü. İran
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, bazı Türk
gazetelerinde de bu yönde çıkan haberlerden
üzüntü duyduğunu belirtti.
Ekoıumükyaptmrn veAzerikozu
MGK'nin eylem planına göre,Türkiye'deki aynlıkçı gruplara karşılık
îran'daki Azeri örgütlenmelerin desteklenmesi gündeme alınabilecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Şeriat rejimini ihraç etme ve PKK te-
rörünü destekleme politikalannı sür-
düren tran'a, Milli Güvenlik Kuru-
lu Önlemler Paketı'nde yer alan "ey-
lem planı"yla karşılık verilebileceği
bıldirildi. Milli Güvenlik Kuru-
lu'nun (MGK) 28 şubat toplantısın-
da görüşülmesinin ardından Dışişle-
n Bakanlığı'nca hazırlanan eylem
planı çerçevesinde Tahran yönetimi-
ne ekonomik yaptınm uygulanması
ve Türkiye'deki aynlıkçı gruplara
karşılık tran'daki Azeri örgütlenme-
lerin desteklenmesi gündeme gelebi-
lecek.
TürkSilahh Kuvvetleri'nin(TSK)
14 mayısta başlattığı Çekiç Harekâ-
tı'nda iki helikopterin; Ermenis-
tan'dan alınarak, tran üzerinden
PKK'ye ulaştınlan Rus tıpı SA-7B
füzeleri ile düşürüldüğünün belirlen-
mesi ve harekât bölgesinde komşu
ülkenin sorun çıkarması, Tahran'a
yönelik yaptınmlann yeniden gün-
deme gelmesine neden oldu. Genel-
kurmay Başkanlığı'nın, tran'a uya-
nda bulunmakla yetinmesi nedeniy-
le eleştirdiği Dışişleri Bakanlığı'nın,
nisan ayında hazırladığı eylem pla-
nının ana hatlan şöyle:
1 - İran'ın Türkiye'deki rejim aley-
hine atacağı adımlar dıkkatle ızlene-
cek. Her hareketin ardından uyanda
bulunulacak.
2- Uyanya karşın aynı tutum de-
vam ederse bu kez aynı yöntemle
karşılık verilecek. Ömeğin, Atatürk
aleyhine yapılacak propagandalara.
Türkiye de Humeyni ve Îran'daki re-
jim aleyhine propagandalarla karşı-
lık verecek.
3- İran'ın Türkiye'nin iç konula-
nyla ilgilenmesi halinde. Türkiye de
tran'daki Azerilerle ilgilenecek.
4- Bu olumsuzluklann devamı ha-
linde ekonomik ilişkiler askıya ah-
nacak.
ADNAN KAHVECt PARKI'M AÇTI - A3SAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Ereğli'de Adnan Ka^<eci Par-
kı'nın açılışını yapüktan sonra düzenlenen mitingde yapbğı konuşmada, Türkiye de siyaset yalan ve haram-
dan temizlenmeden hizmet vennenin mümkün otamayacağını söyledi (Fotoğraf: AA)
Yılmaz, Ereğli'de kültür ve sanat etkinliklerine katıldı
soygun düzeni var'
EREĞLİ (AA) - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz, Türkiye'de
"soygun düzeni" olduğunu belirte-
rek bazı siyasetçilerin siyaset yoluy-
la devlet imkânlannı kullanarak
menfaat temin ettiğini söyledi.
""reğli Uluslararası Osmanlı Çile-
ği Kültür ve Sanat Festivali etkinlik-
lerine katılan Yılmaz, Adnan Kah-
veci Parkı'nmda açılışını yaparak bir
açık hava mitingi düzenledi.
Türkiye'de bugün karamsar bir ha-
vanın bulunduğunu öne süren Yıl-
maz. ANAP iktidannda dostluk ve
kardeşliğin egemen olduğunu söyle-
di. Yılmaz. şöyle konuştu:
"Ama 6 yıldır maalesef Türkiye o
heyecaıunı kay betti. Bu, ANAPdöne-
minde 8 sene zarnnda hiç gündeme
gelmeyen bir olaydı. Türkiye bu nok-
ta> a kendisi gelmedL 6 sene boyunca
ANAP olarak devamlı siyasi müca-
dele verdik. İlk önce. shasete valanı
katanlarla, yolsuzluğu kanştıranlar-
la, bu siyasete yüce dinimizi kanşö-
ranlarta mücadele ediyoruz."
Türkiye'de "soygun düzeni" oldu-
ğunu. bazı siyasetçilerin siyaset yo-
luyla devlet imkânlannı kullanarak
menfaat temin ettiğini iddia eden Yıl-
maz, şöyle devam etti:
"Siyaset > alandan ve haramdan te-
mizlenmeden, bugün Türkiye'de siya-
setyoiu}la hizmet yapabilmek müm-
kün değildir. Kunse Türkiye'nin için-
de bulundugu. yaşadığı duruma ba-
kıp ülkenin geleceğinden umudunu
kesmesin. Türkiye'nin geleceği aydın-
hknr hem de apaydınlıkür. 6 ay önce,
'Millete gidelım, erken seçime gide-
lim' dediğun zaman 'Sen hayal gö-
rüyorsun. biz 2000 vılına kadar hü-
kümete devam edeceğiz' diyenler,
şimdi artık bu ayı bile çıkaramaya-
caklannı görmüşlerdir."
Yurtiçindeki irticaı faaliyetlerin
önlenmesi gündemiyle 28 şubatta
yapılan MGK toplantısında. İran'ın
şeriat ihracı politikası da gündeme
geldi. Başbakan Necmettin Erba-
kan'ın da imzaladığı MGK metnin-
de Iran'a yönelik olarak şu görüşle-
re yer verildi: "Ülkemizi çağdışı bir
rejimden ve din istismannın sebep
olabileceği muhtemel bir çabşmadan
korumak için, tran İslam Cumhuri-
yeti'nin ülkemizdeki rejim ateyhtan
faaliyet, tutum ve dav ranışlanna mâ-
ni olunmalu bu maksatla Iran'a kar-
şı komşuluk münasebetlerimizi ve
ekonomik ilişkilerimizi bozmayacak,
fakat yıkıcı \e /arartı faalivet-
leri önleyecek tedbüier paketi
hazırlanıp, yürürlüğe konma-
bdır. Bu konuda Dışişleri Ba-
kanlığı Koordinatör, Genel-
kurmay Başkanlığı, İçişleri
Bakanlığı ve MİT Müsteşarlı-
ğı sorumludur. Önlemler, ko-
şullann gerekrirdiği ölçüde se-
çilecek ve aşamalı olarak uy-
gulamaya konulacak ve baş-
vurulacak son tedbir olarak
da tran ile iuşkilerin dondu-
nılması olacaknr."
Dışişleri Bakanlığı kaynak-
lan da, terörle mücadele kap-
samında "ne gerekiyorsaonun
yapıldığını ve yapılacağuu"
belirterek, yaptınmlann uy-
gulanmasının gündemde ol-
duğu mesajını verdiler.
Dışişleri pasif
Dışişleri Bakanlığfnın,
özellikle Sırbistan, Yunanis-
tan ve Ermenistan'ı uyarmak
konusunda yetersiz kaldığı
kaydedildi. Dışişleri Bakanlı-
ğı kaynaklan, Genelkurmay
GenelSekreteri Tümgeneral
Erol Özkasnak'ın. "Dışişle-
ri'ni ekim aymdan bu yana 5
kez uyardık" eleştirilerine,
"Terorizmle mücadete kapsa-
mında ne gerekiyorsa >apnk"
yanıtını verdiler. Aynı kay-
naklar. fûzelerin nasıl kulla-
nılacağına ılişkin olarak PKK
teröristlerinin eğitilmesıni
sağlayan Sırbistan ve Yuna-
nistan'ın uyanlması konusun-
da aynntı vermezken. Suri-
ye'nin dikkatinin sık sık çe-
kildiğini kaydettiler.
Başbakan Necmettin Erba-
kan, İran'ın D-8'ler toplantı-
sında uyanlıp uyanlmayaca-
ğına ilişkin soruya, "Hangiül-
kelerin ilgileri olabileceği yo-
lunda tahminler ortaya konul-
muştur. Bunlann içinden ne-
den özellikle İran'dan söz edi-
yorsunuz? D-8'ler banş için
kurulmuştur. Temel prensibi
de banşolduğunagöre bu çer-
çevede gerekli değerlendirme-
leryapıhr'' yanıtını verdi.
'SIFIK NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
ZÜRİH - lstanbul uçağındayım. İki
gündür Türkiye'den ayrıyım. Gaze-
telere de bakamadım. Uçağa biner
binmez Onur-Air'in hosteslerinden
gazete rica ettim. Gülerek yüzüme
baktılar; "Bizde kuponlu gazeteler
var. Posta ve Gözcü" dediler. Müzis-
yen Suavi'yle. çaresiz bu gazetele-
re razı olduk.
Her iki gazetenin manşetlerine de
hükümetin Kuzey Irak'ta yapılan
operasyon sırasında orduya para
vermediği haberleri çıkmış. Doğan
Grubu'na ait olduğunu künyelerin-
den öğrendiğim her iki gazetede de
bu vesileyle hükümete veryansın
ediyorlar. Gözcü; "Erhakan ve Çiller,
PKK'den Yana mı" başlığını atmış.
Posta'da da benzer bir tutum yer alı-
yor: "Ordu Hükümete Güvenmiyor"
Öncelikle, Gözcü'nün başlığına
takıldım. Şimdi yeni bir vatansever-
lik tartışmasının daha yolu açıldı.
Kim PKK'ye daha karşı? Böyle bir
kanıtlama yanşı, akıl- mantık ötesi
Ordu Üzerinden Siyaset Yapmak...
gösterilere neden olabilir. Tansu Çil-
ler, ortaya çıkıp, arkasında kaç
PKK'li ölü bulunduğunu söyleyen
nutuklar atabilir. Onu Necmettin Er-
bakan izler. Kıbns'ın fethinden baş-
layarak Istanbul'un fethine kadar
uzanabilir.
Kuponlu gazetelere yansıdığına
göre; muhalefet liderleri hükümete
karşı bir firsat yakaladtklan inancıy-
la bastınyorlardı! Hüsamettin Cin-
doruk, hükümeti vatan haini ilan et-
miş bile. Ordu üzerinden tartışma
yapmak çok sağlıklı bir yol gibi gel-
miyor bana. Hükümetle-ordu ara-
sındaki gerilime dayanarak bir çıkış
yolu bulabileceğimizi de sanmıyo-
rum.
Laikliğı korumak öncelikle siville-
rin işi. Aynca laikliğin demokratik bir
anlayışla sağlamlaştırılması da cid-
di bir sorun. Türkiye, demokrasi yo-
lunda büyük bir tıkanıklıkyaşıyor. In-
san haklarına, sivil yaşamın özgür-
leştirilmesine indirilen darbeler, de-
mokrasi düşmanı güçlerin serpilip
büyüdüğü ortamı yarattı. Siyasi İs-
lam ve şovenist milliyetçilik, bu sü-
reç içinde etkili güçler haline geldi-
ler. Siyasi Islami attedebilmenin en
sağlam yolu, ülkemizin önünü ka-
rartan demokrasi karşıtı anlayışı terk
etmek. Barışçı ve ılıman bir siyasi
hava yaratmak. Gerilim, siyasi Isla-
ma ve tüm gerici güçlere zemin ha-
zırlıyor.
ÖDP'nin Isviçre'deki sempatizan-
larının düzenlediği toplantıda da
benzer sorunları tartıştık. Türkiye, si-
yasi Islamla nasıl hesaplaşabilirdi?
Ben her zamanki gibi iyimser yorum-
lar yaptım. Şu anda siyasi islamla la-
ikliği savunan güçler arasındaki boy
ölçüşme, laikliği savunan güçlerin
inisiyatifinde yürüyor.
RR biryıl önce hükümete geldiğin-
de kendinden çok emin çıkışlara ha-
zırlanıyordu. Toplumun bütün haya-
tını kendi tutucu anlayışlan doğrul-
tusunda şekillendirebileceklerini sa-
nıyorlardı. Taksim'e cami, Istanbul'u
yeniden fethetmek yolundaki çıkış-
lan toplumun geniş kesimlerinden
beklemedikleri ölçüde sert bir tepki
gördü. Inisiyatifi büyük ölçüde yitir-
diler.
Bu hesaplaşmanın önemli handi-
kaplarından birisi, laikliği savunan
bazı kesimlerin, demokrasinin öne-
mini kavrayamamaları. Siyasi Isla-
mi, sonunda özgürlüğü ve demok-
rasiyi savunan güçler, layık olduğu
yere oturtacaklar. Siyasi İslam, bu
ağııiık karşısında kendisini, demok-
ratik bir sisteme uygun hale dönüş-
türecek. Önümüzdeki süreç, Türki-
ye'nin demokratlaşması ve siyasi Is-
lamın Türkiye'ye uydurulması süre-
ci. RP, Türkiye'yi kendi istediği kalı-
ba dökemeyecek; ya kendisi bu ül-
kenin laiklık birikimine uyum sağla-
yacak ya da siyasi arenayı terk ede-
cek.
Ordu üzerinden siyaset yapmak
riskli. RP "Ordu bana karşı, ben
mazlumum" mesajı vererek manev-
ra alanını genişletmek istiyor. Bazı
muhalif güçler de ordunun işe daha
fazla girmesinin yararlı olduğunu sa-
nıyorlar. İki taraf da tehlikeli bir oyun
oynuyor.
Posta gazetesinin ekinde, iki genç
ve güzel yıldızımızın ağzından bir çe-
kişme dile getiriliyor. Berna Laçin,
Hande Ataizine "O benim çöme-
z/m "demış. Bu haber doğru mu bil-
mek çok zor. İki güzel arasında eğer
bir çekişme yaşanıyorsa, bunun ki-
me ne zararı olur ki?
İyimser duygularla, Istanbul'a ini-
yoruz.
BİZBÎZE
ERDAL ATABEK
Sövgünün deKalitesiVardır...
Bir toplumun beslenmesini çöp tenekelerinden,
kültürünü sövgülerinden öğrenebilirsiniz. 'Şimdi bü-
tûn işimiz brtti de sövgüler mi kaldı' derseniz, hiçbir
işinizi bıtiremeden başladığınızyere dönersiniz. Tıp-
kı Şevki Yılmaz olayındaolduğu gibi. Dünyanın gün-
demiyle uzaktan yakından ilgisi kalmamış bir iç po-
litika cambazlığının gelgitleriyle zamanı gerçek an-
lamda öldürürsünüz. Türkiye'nin mahkûm edildiği
durum budur.
'Aptal kafalı', 'kuş beyinli', 'aklını kullanamayan'
türü sövgü deyimlerini hiç duyuyor musunuz? Bun-
lar bizim toplumumuzda annelerin çocuklanna, öğ-
retmenlerin öğrencilerine söyledikleri şakayla eleş-
tiri kanşımı sözcüklersayılır. Zekâya, akla, beyne iliş-
kin küçültmeler, aşağılamalar ne söyleyeni doyuaır
ne dinleyeni irkiltir. Bunlara önem vermeyen birtop-
lumda bu organlarta, bu yeteneklerle ilgili değinme-
ler de tepkiye yol açmaz. Onun için de 'Zekâ olim-
piyatlan', 'Beyin yanşmaları', 'Matematik şampiyo-
nası' gibi belden yukarı işler medya galaksisinde
çarpık bacaklı bir kızın etek boyu kadar ilgi çekmez.
Bizdeki sövgüler de toplum hayatının büyük bö-
lümünü uğraştıran belden aşağı bölgelerle buralar-
da yapılması düşlenen işlerie ilgilidir. En anlı şanlı
sövgülerimiz 'başkasının anası' ile ilgili cinsel saldı-
nmızı dile getirir. Bu sövgü hem ilgimizin kalitesini
hem de aklımızı fikrimizi neyin aldığını açıklamaya ye-
terli bir göstergedir. Toplumumuzda en kutsal şeyler
arasında yer aldığını durmadan söylediğimiz kutsal
ana', sadece kendi anamızolmalıdır. Çünkü 'başka-
sının anası' saygıya değer bulunmuyor olmalı ki her
canımız sıkıldığında ona saldırmayı dil persengi yap-
mışızdır. Hem de bu deyim öylesine dil persengi ol-
muştur ki ayağımıza çarpan taşla açılmayan kapı bi-
le kendi anasını bizim saldınmızdan koruyamaz.
Anasını kurtaranlar bu kez de avratlannı kurtarmak
zorunda kalırlar. Bu 'ana avrat' sövmeler erkeklenn
birbirlerini aşağılamak için bile kadınlan araç kıldığı
bir ilkel erkek söyleminden başka bir şey değildir.
Bu 'ilkel' tanımından eski toplumlan, uygarlık ön-
cesi denen toplumlan anlamamalıyız. Çünkü bu top-
lumlann insanlan elektrik kullanmayı bilmiyoıiardı,
ama böyle sövgü sözcükleri kullandıklanna ilişkin
hiçbir kanıt da yoktur. Uygarlık öncesi toplum insan-
lan birbiıieriyle dövüşüıierdi, ama birbirlerini aşağı-
lamak için anatanyla avratlannı aşağılamıyorlardı. Bu
'ilkellik', bu çağda yaşadığı halde belden aşağılann-
dan kurtulup belden yukanya çıkamayan toplumla-
nn insanlan için geçerlidir. Hayatlan boyunca belden
aşağılartyla ilgili sorunlannı çözemeyen, o nedenle de
hep oralarla, oralardaki işlerie dolu bilinçaltlannı her
fırsatta ortaya döken ınsanların uygarlıkla ilişkisi de
göstermelik olmaktadır. Durmadan öteye beriye sa-
taşan, ona buna söven kişilerin iç dünyalarındaki
karmaşık sorunları yansıttığı ise ruhbilimin gerçek-
leri arasındadır. Böyle kişilerin tedavi edilmeleri de-
ğil, uygarlaştınlmalan gerekir. Ama onlan destekle-
yen, beğenip alkışlayan çevreleri de uygar olmadı-
ğına göre, yapılacak iş, böyle kişileri tanımak ve hak
ettiği yere koymaktır.
Sövgüler üzerinden bir 'uygarlık ölçütû' de geliş-
tirilebilir.
Belden aşağı sövgülerin sahipleri ve ortamlan il-
keldir.
Belden yukarı sövgülerin sahipleri ve ortamlan uy-
gardır.
Bu konu hiç değilse tartışılmalıdır. Belki de böyle
bir tartışma toplumun gündeminı uğraştıran abuk
sabuk görüntülü, ama özünde sinsi bir çıkarcılığın
herkesi aptal yerine koyan işbiriiğinden daha anlam-
lı olur.
Eğer Şevki Yılmaz'ın ilkel sövgüleriyle böyle yoğun
biçimde uğraşmak yerine Necmettin Erbakan'la
Tansu Çiller'in. herkesi 'aptalyerine koyan' gmşim-
lerinden aşağılanma duygusu alınsaydı daha doğru
bir iş yapılırdı.
Çoktandır 'yalancı' sözcüğü sövgü olmaktan çık-
tı da 'becerikli manevracı' anlamında övgü sayılma-
ya başlandı. Yoksa devleti yönetenlerin kımileri ken-
dilerine söylenen 'yalancı' sözcüğünden epeyce alın-
ganlık duyariardı, ama ortada böyle bir şey görülmü-
yor.
Sövgünün de kalitesi var ya buralarda görülmüyor.
Sağlar, Erbakan'a sordu
'Çetedekileri Özer
Çiller mikaçırdı?'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP tçel
Milletvekili Fikri Sağlar.
Susurluk skandalıyla orta-
ya çıkan çetenın Kuşada-
sı'nda Özer Uçuran Çiller
tarafindan korunduğuna
ilişkin iddialan Başbakan
Necmettin Erbakan'a sor-
du.
Fikri Sağlar, Başbakan
Erbakan tarafindan yazılı
olarak yanıtlanması için
TBMM Başkanlığı'na
verdiği soru önergesinde.
Susurluk çetesi sanıklann-
dan tbrahim Şahin ve di-
ğer özel timcı polislenn.
arandıklan dönemde Çil-
ler ailesıne ait Kuşada-
sı'ndaki çıftlikte kaldıkla-
nnm savlandığını anımsat-
tı. Sağlar. bu savın doğru
olup olmadığını, bu sav
doğrultusunda güvenlik
kuvvetlerine herhangi bir
ihbarda bulunulup bulu-
nulmadığını, bulunulmuş
ise bu ıhbarlann değerlen-
dinlip değerlendirilmedi-
ğini sordu.
Sağlar, soru önergesin-
de, Susurluk kazasından
sonra ortaya çıkan tablo-
da, öldürülen eski Kuşada-
sı Belediye Başkanı Lütfü
Suyolcu olayının da irde-
lenmesi gerektiğini \oirgu-
ladı. Sağlar, yanıtlanması-
nı istediği sorulan şöyle sı-
raladı:
- 1990-1993 ile 1993
Temmuz ayından itibaren
Kuşadası ve civannda ya-
kalanan uyuşturucunun
cins ve miktan ne kadar-
dır? 1993 yılından itibaren
Kuşadası emnıyet müdür-
leri kaç kez ve ne gerekçe
ile değiştirilmiştir? Öldü-
rülen eski Belediye Başka-
nı Lütfü Suyolcu ile Ozer
Uçuran Çiller arasında i-
mar mevzuatı ile ilgili her-
hangi bir tartışma yaşan-
rruş mıdtr?
-1993 Temmuz ayından
itibaren Kuşadası Yat Li-
manı'nda personel hare-
ketleri durumu nedir? Kaç
personelin görev yerleri
değiştirilmiştir? Değiştiril-
rae gerekçeleri nelerdir?
Personel sayısındaki artış
ve azalma durumu nedir?
Yat limanı müdürleri han-
gi gerekçelerle görevlerin-
den alınmıştır?
- Tansu ve Özer Çiller'e
ait yat ya da motor-yat ve-
ya değişik tip ve ebatlarda
kaç deniz aracı vardır? Bu
araçlarne amaçla kulfenıl-
maktadır? Bu araçlann
alındıklan günden itibaren
Türkiye'deki marina işlet-
meleri ve liman başkanhk-
lanna hangi yolcularla, ne
zaman ve nereye gitmek
üzere bildirimde bulun-
muşlardır?.
- Başta Ömer Lütfü To-
pal cinayeti olmak üzere
birçok suçtan aranan ve ls-
tanbul DGM'ce çete üyesi
olduklan iddiasıyla gryabi
tutuklu olarak yargılanan
Sami Hoştan ve A. Fevzi
Bir'in, Kuşadası yat Hma-
nında Özer Uçuran Çil-
ler'e ait yatla yurtdışına
•kaçtıklan iddiası doğru
mudur? Özer Uçuran Çil-
ler'e ait yat son iki yıl içe-
risinde hangi tarihler ara-
sında Kuşadası Yat Lima-
nı'nda kalmıştır? Yurtdışı-
na çıkış yapmış mıdır?