Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 9 HA2İRAN 1997 PAZARTESİ
•r-
eoJKiı«,
i
i
V t'
1 KIŞIYE
EDES SLK 200
Türk - Yunan îlişkileri
ve Ege Sorunu
KAMİL GUNEL Siyasal Coğrajy'aa - Eğitimci
K
ıbns Banş Harekâtı'ndan
sonra hırçın ve uzlaşmaz
bir tutum içine giren v e ta-
rihsel Türk düşmanlığını
ulusal bır polıtika duru-
muna getiren Yunanis-
tan'ın Ege"de kıta sahanlığına ve karasula-
nnın 12 mile çıkanlmasına ilişkin iddiala-
n. Avrupa Birliği'nin (AB) Türkıye'ye ya-
pacağı mali yardımlar ıçin vetosunu kullan-
ması ve ülkemize zarar verecek her çeşit ör-
gütü ve eylemlen desteklemesi. çoktandır
kötü biçimde süregelmekte olan ilışkilerin
daha da kötüleşmesine neden oldu.
Türkiye, Kıbns'ta anlaşmalardan doğan
hakkını kullanmıştı. Ege'de de özellikle Lo-
zan'dan kaynaklanan haklannı savunmak
istiyordu. Bir oldubittinin savaşa yol açma-
ması için Ege'deki sorunun görüşmelerle
çözümünden yana olan Türkiye'yi Yuna-
nistan hemen savaş tehdıdinde bulunmak-
la. yayılmacılıkla ve Yunan toprağında gö-
zü olmakla suçladı. Aslında yayılmacı olan
Yunanistan'ın kendısidir. Balkan Sava-
şı'ndan sonra o zaman çoğunluğu Türkle-
rin oluşturduğu Batı Trakya'nın ve Doğu
Ege adalannın elde edilmesi, Birinci Dün-
ya Savaşı sonrası düzenlenen Anadolu Se-
feri, Lozan Antlaşmasrna karşın 1931 yı-
lrnda hava sahasının 10 mile. 1936'da ise ka-
rasulannın 3 mılden 6 mile çıkanlması ve
son yıllarda Kıbns"ın ele geçınlme ve
Ege'nin bir Yunan gölü haline getinlme ça-
balan acaba yayılmacı bırpolitikanın dışın-
da ne ile açıklanabilir?
Türkiye'nin zayıf bir hükümetle yönetil-
mesı. bozuk ekonomi, PKK sıkıntısı ve an-
tilaık hareketler Yunanistan ıçin bir firsal
oluşturmuştur. AB'nın Türkiye'ye yapaca-
ğı mali yardımlar konusunda veto yetkisinı
türkiye'yi dize getirmek için bır baskı ara-
cı olarak kullanan Yunanistan. Türkiye'ye
Ege'de savaş tehdidınden vazgeçtıği takdir-
de vetosunu kaldıracağını bildirmıştir. Bu
anlaşılacağı üzere. Yunanistan'ın Ege'de ka-
rasulannı 12 mile çıkarmasını Türkiye'nin
kabul etmesı, buna karşı çıkmaması anlamı-
na gelmektedır.
Yunanistan. 1958 yılındaCenevre'de ım-
zalanan ve adalara da kıta sahanlığı (şelf) ta-
nıyan sözleşmeye davanarak Ege'deki ada-
larda böyle bır uygulamaya gideceğini bil-
dirmiştır. Aynca, ada topluluklanndan mey-
dana gelen ülkelenn adalar arasındaki bağ-
lantılannın kesilemeyeceğini, yani burala-
ra başka bir devletın egemenliğine bağlı
alanlann giremeyeceğinı öngören ve deniz
hukukunda "Arsipelo - Takımadalar" de-
nen kuramı öne süren Yunanistan, uluslara-
rası sularda da Türkiye'nin hakkı olamaya-
cağını savunmuştur.
Karasularının 12 mile çıkanlabileceği
1982 ytlında Jamaıka'da toplanan deniz hu-
kuku konferansındaki sözleşmede yer al-
mış, fakat, sözleşmenin 1994 yılından itiba-
ren yürürlüğe gireceği kararlaştınlmıştı.
Türkiye, Yunan iddia ve isteklerini şu ba-
kımlardan kabul edilecek nitehkte bulma-
maktadır:
Ege'de statü ve sınırlar başta Lozan ve
Montrö anlaşmalanna göre saptanmıştır.
Türkiye'nin bu antlaşmalardan doğan tarih-
sel haklan vardır. Bunlar makul bir sebep
olmadan ve görüşmelerde ele alınmadan tek
yanlı değiştirilemez.
Kıta sahanlığı asiındakontinental ve süb-
kontinental ölçülere varan Madagaskar, Bri-
tanya takım adalan. Yeni Gine ve benzeri
adalar için söz konusu olup. Ege'deki yüz-
lerce küçük adanın her bın ıçin düşünüle-
mez.
Öte yanda, Yunanistan'ın dayanak yaptı-
ğı "Takunadalar" görüşü Britanya, Japon-
ya. Endonezya ve Filipınler gibı tamamen
adalardan oluşan ülkelere özgüdür. Yuna-
nistan ıse esas itibariyle bir kıta ülkesıdir.
Adalara kazandınlacak kıta sahanlıklannın
kıta Yunanistan'ına kadar uzatılıp bağlantı
kurulması, kıta ile adalann bir bütün oluş-
turacağı anlamına gelemez. Kaldı ki. Doğu
Ege adalan bir bütün oluşturacağı anlamı-
na gelemez. Kaldı ki, Doğu Ege adalan (Mi-
dilli, Sakız. Sısam) ve güneyde Menteşe
(Sporat) adalar gnıbu Anadolu anakarasının
şelfi üzerinde yani Türkiye'nin deniz altın-
daki egemenlik alanı üzennde bulunmakta,
bunlann jeolojik yapılan ve jeomorfolojik
özellıkleri tamamen Anadolu'nun birerpar-
çası olduldannı göstermektedir. Bu adalar,
Ege Denizi'nın ortalanna kadar uzanan türk
kıta sahanlığında bulunuyor diye bunlara
aynca kıta sahanlığı ve 12 mıl karasulan
hakkı tanıyarak tüm kıta sahanlığını Türki-
ye'nin egemenliğı dışında bırakmak hangi
mantık ve bılimsel anlayışla bağdaştınlabi-
lir? Ege Denizi'nde kimi yerde birer kaya
parçası gibi yükselen bütün adalara kıta sa-
hanlığı ve 12 mil karasulan hakkı tanınır-
sa. Ege'de ıçınden çıkılamayacak anormal
duruma ve haksızhğa Türkiye'nin yerinde
en banşçı devletin bıle sessız kalacağını
söylemek çok zordur.
Eğer Ege'de Yunan iddialan uygulanma
olanağı bulursa, bu denıze 2805 km. uzun-
luğunda kıyısı bulunan Türkiye, Doğu Ege
ve Menteşe adalanyla kıyılanmız arasında
orta çizgı veya eşıt uzaklık ılkelerine göre
geçirilecek bır sınırla kimı yerlerde geniş-
liği 1 -2 km.'ye kadar düşecek dar bir kara-
sulan şeridiyle çevrilecek, böylece Ege'de
ekonomik ve stratejik bakımlardan büyük
kayıplara uğrayacaktır.
Türki>e kıta sahanlığı konusunda doğal
uzantı tezinı savunmaktadır. Anadolu ana-
karasının deniz altında devam ettiği alanlar
üzennde Yunan adalanna bir ölçüde kıta sa-
hanlığı tanımak suretıyle, Türkiye'nin ege-
menliğinın kabul edilmesi gerekir. Aslında.
doğuya doğru uzanan Yunan kıta sahanlığı
ile Batı yönüne uzanan Türk kıta sahanlığı
Ege Denızi'nın ortasındakı bir deniz çukur-
luğunda buluşmakta ve kuzeyden güneye
doğru bir "S" harfi bıçiminde devam eden
bu çukurluk ıki kıta sahanlığı arasında do-
ğal bır sınır meydana getirmektedır.
Deniz hukuku sözleşmelerinde. tanınan
haklann yaşama geçınlmeden önce ilgili
denızın özelliklerinin ve komşu ülkelere za-
rar verihp verilmeyeceğinin dıkkate alın-
ması önşörülmüştür. Ege'nin özellik göste-
ren yan kapalı bir deniz olması iki devlet
arasında kesinlikle bir dıyalogun başlatıl-
masını ve Birleşmiş Milletler Şartı'nm 33.
maddesi uyannca Adalet Dıvam'na gitme-
den önce görüşjne, uzlaşma v e hakeme baş-
vurma yollannın denenmesinı gerektirmek-
tedir. Ama, Yunanistan sorun üzerinde gö-
rüşmeye yanaşmamakta. firsat bu fırsat de-
yıp Türkiye üzennde her çeşit baskıya baş-
vurmaktadır.
Nitekim. paralan ödendiği halde
ABD'nin hâlâ teslim etmediğı fırkateynler-
le ilgili olarak son günlerde CBnton'un Ege
ve Kıbns sorunlannrneden göstermesi,
Türkiye'nin bu bağlamda ödün vermesi için
Yunan lobisinın de bir baskı aracı olarak
kullanıldığını ortaya koymuştur.
Dileyelim kı. Ege sorunu, coğrafyanın
adcta "dostça yaşamakzorundasınız" dedi-
ği ıki ulus arasında kuşaklar boyu sürecek
huzursuzluğun, kin ve düşmanlığm tohum-
lannı atacak bır çözüme bağlanmasın.
I 3 KIŞIYE
ARLEY DAVIDSO
ROAD KING
VI Ankara ve Politikada Yozluk
Prof. Dr. MUSTAFA ALTINTAŞ
nkara giderek bir sanat ve rünce işte Çağdaş Türkiye' diyerek halkı
6 ADCT
SOO SONY OISCMAN
İLK 25.000 KİŞİYE
PEPSI MUSIC
SPICE GIRLS
ARMAĞANLARI.
TUKETICI DANISMA HATT1:
(02İ2) 213 40 41 pbx
> METAL KUTU RENKU1
AÇMA HALKASİ
fl£l PLASTİK KAPAK
< J TAÇ KAPAK
| BARDAK PERFORAJI
Yukondaki gruplordan
herhangi birini Pepsi Kampanyası
MBE 200 Taksim-İSTANBUL odresine
NAS1L KATlLACAKStNIZ ?
Pepsi, Diet Pepsi, Pepsi Max, 7 Up, Yedigün ya da Yedigün Light ürünlerinden 3 adet pet kapağı,
6 adet metal kutu renkli açma halkası, 6 adet taç kapağı ya da 3 adet
bardak perforajı bıriktırin. Biriktirdiğiniz herhangi bir grubu Pepsi Kampanyası
MBE 200 Taksım/İSTANBUL adresine, 10 Eylül 1997 tarihine kadar gönderin, çekilişe katılın.
Hemen gönderin, hem ilk 25.000 kişiden biri olun, Ozel Spice Girls Armağanları'ndan biri
sizin olsun, hem de harika armoğanlar kazanma şansınızı devam eftirin!
Haydi durmaym... Çok zarf, çok şans!
1- Bukampanya lOHaziron 1997-10 Eylül 1997 tariJrleri arasındo geçerikjır.
2 Cok kapaic topbyın kozofima şa^sınız! artinn
3- KDV harıç h.>m vergıtef talM'ye aittır tkramiyeierin lesiîm yeri IstanbuKdur
4- Çekılsî VDnuçîon ' 9 Ey*u! 1997 torıhıncJe H-jrrıyet Gaıe»esı'nde yayınlonacatchr
5-Çekıiıs 17EyU 1997tariht-ıdeT.jı-rer&TünerA Ş BuyOtdere Ccxj No 52/14 Meodiyettoy'istanboi odreimde saal 13 OCte yapılocalchr.
6- Kamponyc ya ka^'ocak \jrunler Pepsi Dıet Peps Pepsi Max netal Kufulamın 6 ade! mcvı oçmo Hoikası. 7 Up melal kufuiarıntn 6 adetyesil
açmo haikaM,Yedıgün ve Yedıgun Lght metal kufulannır 6 adet hjnjncu açma boîkası, ^ -2-2,5 lıtrelık pet sışeierınn 3 adet piashk kapağı,
300 fnhitc donûsümsuz cam >ıseterm 6 adet plastık lcapağı ne 250 ml'lık standar) Pepsi. Seven üp, Vedigun sıselertnin 6 adet taç kapağı
ve 3 odet bordak pçrfora^ı göndererler arasından çekı1
ş yapıkacaktır
' Brrden fazlo hedıye ısabet edentalıhiitereyalnız moddı değerı buyuk alan hedtye verilir
Modd» değen kucuk cicn hedıye w;»n yenıden çekıuş yapılır
8- Kanpanyaya ' 8 yaşından küçükler katılamazlar Kazandıklan kıkdtrde .kramiye emı alamaziar
^ Bu kamporyavo Tamek Holdıng A.S çalışanlan, Fruko Tamek A.^eşa;bat Pczarlama ve T ccret A Ş bayılen, PC1 Tanıhm Ltd Ştı , Pepsi Cola
Ser/ıs ve Dogıt m A Ş , TOmer & Tûmer A 5 çalıson'arı ve akrabalorı katılamaziar ve kazandıkları takd.rde ıkramıyelennı alamozbr
10 Bu kamparya Mıl1
Pryango Idoresrnin B 02 1 MPI 0 13 00 02/796-3360 sayıiı ve 15 05 1997 tarıhlı ıznı ile duzenlenmıstır
1 • -Bu komponyoya katılaniaf yukartdakı şartiorı kobui etmts sayıltrlar
Akültür kenti oluyor. Büyük-
kent Belediye Baskanı 'kûl-
türün içine tükûrmeyi' se-
çerken \e Kültür Bakanı
kültürü 'dağıtmakla' uğra-
şırken Çankaya Belediye Başkanlığfnın
desteği ile 'Sinema Günleri' yaşanırken,
Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından
düzenlenen 14. Uluslararası Ankara Müzik
Festıvali onu izledi. 30 Mart 1997 pazar gü-
nü, Türk Metal Mustafa Özbek Tesisle-
ri'nin, Ankara'nın yaklaşık 40 kılometre dı-
şında 8000 kişilik salonunu tıkabasa doldu-
ran Ankaralılar. mükemmel bır müzik şen-
liği açılışına tanıklık ettiler. Salona gıreme-
yen yüzlerce kişi, umutlannı hiç yitirmek-
sizin. açılış konserinin sonuna kadar dışan-
da beklediler.
450 kişilik Birleşmiş Ankara Orkestra ve
Korolannca seslendırilen Beethoven'ın 9.
Senfonısı coşkunca alkışlanırken, şef Can-
sug Kakhidze kerelerce dinleyıcılerce sah-
neye çağnldı. Ankarahlara gerek sinema
günlerini ve gerekse müzik festivalini yaşa-
tanlara teşekiür ederiz.
Uluslararası 14. Ankara Müzik Festiva-
li'nin açılış konsenni izlerken. salonda bu-
lunmayanlan anımsayınca Türkiye'nin yaz-
gısına bır kez daha yandım ve isyan ettim.
Salona girmesi ile ıslıklanan ve ^halanan
Kültür Bakanı İsmail Kahraman. konser bo-
>-unca büyük bır sıkmtı sergiledi. Çağdaş
müzik ve çağdaş Türkıye'den hazzetmedi-
ğini sıkça ortaya koyan Kahraman. eşinı bi-
le getirmemiştı. RP'nin son ıl başkanlan
toplantısı öncesinde, RP'ye 'kadına v«rilen
değer \"e önemden ötürü katıldığını'bildıren
beyanı, Kültür Bakanı kendi eşıni bile böy-
le bır uluslararası etkınliğe getirmeyerek ya-
lanlamış oldu. Konser boyunca rahatsızlığı
açıktan okunan bakan, sanınm ki dinsel bir
ayinden ya da çöl bedevılerine özgü bır eğ-
lentiden daha çok hoşnut olabilirdı.
Cumhurbaşkanı, coşkulu kalabalığı gö-
selamlarken, geçmişte çağdışı güçlerin pa-
lazlanmasına dönük cabalanndan ötürü özür
dilergibi idı. Anayasa Mahkemesi Başkanı
ve birkısım üyelerinin >apı sıra Mıllı Savun-
ma Bakanı ile Gazı Üniversıtesı Rektörü ve
eşi ile çok sayıda ünıversıte öğretım üyesı
görebildiklerimdi.
On bin kişiye yakın bir kalabalığın izle-
diğı açılış konserinde ne ülkenin Başbaka-
nı. ne Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Ba-
kanı, ne ana ve ne de öteki muhalefet parti-
lerinin genel başkanlan ve genel sekreterle-
ri vardı. Salonda varolan milletvekılleri. iki
elin parmaklan sayısını geçmeyecek azlık-
ta idi. tlgüni çeken. protokol sıralannda >er
alan kimilerinin tek başlanna, eşsiz olarak
konsere gelmişlikleri oldu. Ya protokol sı-
ralannda yer alanlar dul olmalı idi ya da eş-
lenni bu türlü etkınliklere getirme konusun-
da istekli değıllerdi.
Önerim, bu türden kimselerin tek başla-
nna gelmelerini önleyecek kural konulma-
sıdır. Çankaya Belediye Başkanı dışında bir
belediye başkanını görmezken, adına müzik
festivalı düzenlenen Ankara kentinin bele-
diye başkanı bile ortalarda görünmemekte
idi. Konser sonrası akşam haber bültenleri-
ni izlerken. ikridar. muhalefet ve kentin bü-
yüklerinin (!) "büyük Türkiye'yi yeniden
kurmak (!) için' çaba ve uğraş (!) içinde ol-
duklanm öğrenmenin mutluluğuna (!) var-
dım.
Politik yaşamımızda yalan \ e dolanın. ye-
tersızlik ve nıteliksizliğin temel nedenı, po-
lıtik kadrolanmızın sanat ve kültür açısın-
dan yoksunluklan ve yoksulluklan olmalı.
Kıraç bır kültürün ve sanattan yoksunluğun
insanda yaratacağı ilk etki yaratıcılığa. üret-
kenliğe düşman olmaktır. Siyasette yetenek-
lenn yeşermemesı, düşmanlık ve acımasız-
lık sanat ve kültürden yoksunluktan kaynak-
lanıyor olmalı. Ankara ve Türkiye. sanatse-
ver ve kültürsever polıtikacı ve yönetici
anyor.
CUMHURİYET'TEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Keçecizade Yaşasaydı
Keçecizade Fuat Paşa, yaşıyor olsaydı, ünlü
cümlesini mutlaka şöyle değiştirip yinelerdi:
"Türkiye Cumhuriyeti öylesine sağlam kurulmuş
ki koalisyon hükümeti içeriden, başta komşulan-
mız olmak üzere kimi ülkeler dışandan uğraşıyor,
ama yıkılmıyor."
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki dünyada uzak yakın
bir örneğini bulmak olası değil. Yürütme erkini eli-
ne geçiımiş olan koalisyonun kavgalı olmadığı hiç-
bir organ ve erk yok gibi.
Açıklamaları bu kadar sık ve çok yalanlanan bir
hükümet, nasıl oluyor da görevde kalabiliyor? Kal-
mak için direnebiliyor?
Yanıtı çok basit. Çünkü kurulurken ülkeye hizmet
amacıyla değil, bir yanıyla yolsuzlukların, usulsüz-
lüklerin üstüne sünger çekilmesinı, bir yanıyla da
laik cumhunyetin kıyısından köşesinden örselen-
mesini sağlamak amacıyla bir araya gelinmişti.
Süngerleme ışlemı tamamlandı. Örseleme işle-
mi de özellikle kimi RP milletvekilleri ile belediye
başkanlannın ağzından ve uygulamalanndan hede-
fe ulaştırılmaya çalışılıyor.
Laikliğe ve onun savunucusu Atatürkçülüğe yö-
neltilen saldınların, kendilerini laik ve Atatürkçü ola-
rak tanıtanlar tarafından desteklenmesi, hatta
özendirilmesi son dönemin çarpık çıkar ilişkilerini
de gözler önüne seriyor.
Bütün yanlışlan, kargaşayı veyozlaşmayı başba-
kanlık koltuğunun el değiştirmesi adına verilen kar-
şılıklı ödünler yüzünden yaşıyoruz. Sanıyorlar ki
Kuzey Irak'taki mehmetçikler ülke için değil de baş-
bakanlık koltuğu için yaşamlannı hiçe saymakta-
dır. Arsalardan, kredilerden, karaparadan sağlanan
kişisel çıkarlar yetmezmiş gibi şehitlerin kanı da
politik çıkarlar için kullanılmak isteniyor. Televiz-
yonlar, gazeteler her gün bu anlayışın sayısız örnek-
lerini kamuoyuna ıletiyorlar.
Koalisyon böyle gelmiş olabilir, ama böyle gitme-
yeceği kesindir.
•
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Güneydoğu'da verdi-
ği mücadelede ilk kez iki helikoptenn, PKK'nin di-
ğer ülkelerden aldığı "SA-7B" füzeleriyle düşürül-
düğünü, kamuoyuna önce Cumhuriyet duyurdu.
Bülent Sanoğlu tarafından hazırlanan haber, en
gelişmiş savunma sistemleri için bile ciddi tehlike
yaratan silahların terörörgütüne nasıl akıtıldığını ve
komşu ülkelerin bu silahlar ıçin militanlara nasıl eği-
tim verdiğini de içeriyordu.
•
Tarikatlann ekonomi ve siyasetteki kollarryla ge-
lişen irticaya ve şeriatçı akımlann dış desteklerine
karşı Milli Güvenlik Kurulu'nca hazırlanan önlem-
ler paketini Alper Ballı yazdı.
•
Avrupa Birliği'nin, aday üyelerin tam üyelik stra-
tejilerini içeren ve Türkiye'nin entegrasyon önceli-
ğini, eski Doğu Bloku ülkelerinin gerisine atan ra-
porunu Lale Sanibrahimoğlu kamuoyuna duyur-
du. . _. . . ,.f L , r u l ,;
Çevre, her geçen gün yok olurken matikemefcâ-
rarlarını uygulamayan yetkililerin "kötü gidiş"e ne-
redeyse destek vermesini Dünya Çevre Günü dos-
yasıyla Asuman Abacıoğlu habeıieştirdi.
•
Önemli sanat etkinliklerinden Parlıament Süper-
band Jazz Festivali'ni tüm ayrıntılanyla Izmir Büro-
muz izledi, Ozan Yayman fotoğrafladı.
•
Diyarbakır'dan dönen Ishak Alaton, arkadaşımız
Ali Er'e Güneydoğu izlenimlerini aktardı. Alaton,
Güneydoğu'da halkın banş için umutsuz olduğu-
nu, gelir dağılımındaki eşitsiziğin dayanılmaz boyut-
lara vardığını vurguladı.
•
Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir
hafta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla.
ILAN
T.C.
KIRKLARELİ AŞLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1993-213
KararNo: 1996/793
Davacı: S.S. Yapı Kooperatıfi
Vekili: Av. M. Teoman Kayat-Karklareh
Davalılar: Halis Fıkret Aksoy vs.
Dava: Tapu iptalı tescıl
Davat: 2.4.1993
Karart: 12.11.1996
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkeme-
mızde ıkame olunan tapu iptalı tescıl davasının yapılan
duruşmalan sonunda davacının davasının kabulü ile
Kırklareli merkez Arpahk Aşağıpınar Mevkii'nde tapu-
nun 23.2. 1940 tanh, cılt 6. ada 220. parsel 33'te davalı-
lann munslen adına kayıtlı taşınmaza ait tapu kaydının
iptali ile nızalı parselın Kırklareli S.S. Küçük Sanayi Si-
tesı Yapı Kooperatıfi adına tapu sicilıne tesoline, karar
verildığı davalılar Halis Fıkret Aksoy, Işın Aksoy, Özlem
Aksoy. Ülker Şen. Abdulkadir Dönmez'in adresleri tes-
pıt edılemedığınden karann ılanen teblığine karar veril-
mekle. ışbu karann yayımlandığı tanhten ihbaren 15 gün
sonra adı geçen davalılara teblığ edilmış sayılacağı hu-
susu ilan olunur.
Basm: 14804
DÜZELTME ; Metin Erksan'ın 6 haziran cuma günü 2. sayfadaki yazısının 4. sü-
tunundaki "şaşırtKidır" sözcüğü. sürpriz karşılığı "şaşırö" olacaktı. Aynca bu sütunun
son satınndakı tümce "Yunanlılar'"diye başlayıp Konstantinopolis.. diye devam edecek-
ti. Düzeltir, okurlanmızdan özür dileriz.
İLAN
T.C.
MUTASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1996.146
Davacı Hülya Çelık tarafından davalı Ali Çelik hak-
kında açılan nafaka tez>ıdı davasının mahkememizde
yapılan duruşmasında venlen ara karar gereğince,
Davalı Mut ılçesı Göcekler köyünden olup. halen Yıl-
mazlar Petrol Tunzm tnşaat Tıc. ve Sanayi Ltd. Ştı. Dut-
lubahçe Mahallesi. Fatıh Caddesı. No: 78 Antalya adre-
sinde mukim olan tbrahim oğlu. 1966 doğumlu, Ali Çe-
lık'in teblıgata yarar açık adresı zabıta kanalı ile yapılan
araştırmaya rağmen tespit edılememış olduğundan dava
dilekçesinın ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar
venlmış olduğundan, davalı Ali Çehk'in mahkemerruz-
de duruşma günü olan 1507'1997 günü saat 09.00'da
mahkeme duruşma salonunda hazır bulunması veya
kendısını bır vekılle temsil ettırmesi aksi halde duruşma-
nın yokluğunda yapıiacağı ve karar verilebileceğı husu-
su dava dılekçesı ve duruşma günü teblıği yerine kaım
olmak üzere ılanen teblığ olunur.
Basm: 14286