03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiya^Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetnıenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatöru. Hikmet Çetinkaya # Yazıışlerı Mudurlerı lbrahimYıldız (Sonımlu), Dinç Tavanç 0 Haber Merkezi Müdünr Hakan Kara O Görsel Yonetmetr Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • Istıhbarat: Cengiz \ ıldınm # Kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman # Makaleler Sami Karaören # Düzeltme Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberkri. Mehmet Faraç YaymKımılu. İlhaııSdçuk(Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkaya,Şükran Soner, Ergan Baki-Dinı; Tayanç. İbrahim Yüdız, Orhan Bursalı. Mustafa Balha>, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı. Mustafa Balba> • HaberMüdüru Doğan Akın Atatürk Bulvan No- 125. Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • tzmır Temsılcısı SertlarKızık,RZıyaBh 1352 S.2/3Tel 4411220. Faks 4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin YiğcDoğlu. inönü Cd. 119S No.l Kat.l,Telî63 12 11, Faks 363 12 15 Koordmator. Ahmet Korutsan • Muhasebe Bülent Yener • Idare Hüseyin Gürer • tşletme ÖnderÇelik#Bılgı-tşlem Naü tnal # Bılgısayar Sıstem Mürihet ÇUer MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gülbin Frduran O Koordınator Reha Işıtman 0 Genel Mudur Yardımcısı Mioe Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Ya>mla>an e Basan: Venı Gun Haber Ajansı, Basın \e Yavmcıhk A. Ş TurkKağ, C ı 39 41 OğaJoglu 34334 tst PK 246 lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0-212)513 85 95 6HAZIRAN1997 Imsak: 3.27 Gûneş: 5.26 Ögle: 13.10 tkindi: 17.07 Akşam: 20.40 Yatsı: 22.30 Divarese Card'la alışveriş • Haber Merkezi - Dıvarese mağazalannda başlayan Dıvarese Card uygulamasıyla müştenlere 3 eşıt taksıtte ödeme yapma olanağı sağlandı. Yenı uygulamayla yapılan alışvenşlere vade farkı da uygulanmıyor. Uygulama, cazip ödeme koşullannın yanı sıra müşterilerin alım gücünü arttırması, para taşıma nskını azaltması, banka kredi kartlanna ek lımıt yaratması gıbı avantajlar sağlıyor. Deniz Kurdu 97 • SAROS KÖRFEZİ (AA)- Denız Kuvvetlen KomutanlığYnın planlı tatbikatlanndan Deniz Kurdu '97, devam edıyor. Tatbıkatın birincı safhası kapsamında Marmara Denizı'nde su üstü gemılen \e denizaltılar tarafından torpıdo atışlan yapıldı. Aynca, gemicılik muhabere, elektronik harp eğitımlen ve denizde akaryakıt ıkmal eğıtimleri gerçekleştırildı. Çanakkale Boğazı'nı geçerek Ege Denizı'ne açılan gemıler, Saros Körfezi'nde tatbıkatın ıkinci safhasının ıcraatına başladılar. Üç yeni vakıf üniversitesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Milli Eğıtim. Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu. üç yeni vakıf ünıversıtesi kurulmasına ilışkın yasa tasansını kabul etti. Kabul edilen tasan> a göre. Ankara'da "Âtılım Üniversıtesi", Istanbul'da da, "Istanbul Kültür Üniversıtesi" ve "Doğuş Üniversitesi" kunılacak. Zindanlap sanat merkezi olacak • İstanbul Haber Servisi - Ayvansaray'da bulunan ve 11. yüzyılda yapıldığı sanılan 'Anemas Zindanlan' kültür ve sanat merkezine dönüştürülüyor. Avrupa Birliği Uyum Kredileri kapsamında yaklaşık 4 trilyon lıranın (30 milyon dolar) kullanılacağı kültür merkezi için, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesı Resim Bölümü 3. sınıf öğrencilennın oluşturduğu 'Grup 97', bugün saat 18.30'da Anemas Zindanlan'nda bir etkinlik düzenleyecek. Hastalıklara • Dış Haberler Servisi - A\Tistralya'da bilim adarplannın 10 yıl süren gizli araştırmalardan sonra hastalıklara anında teşhis koyan bır metrenin mılyarda biri büyüklüğünde bir aygıtı üretmeyı başardıklan bildirildi. Araştırmayı yürüten ekibm başkanı Bruce Cornell, icat ettikleri aygıtın, genetik taramada ve hatta yiyeceklerin güvenilir olup olmadığının ortaya çıkanlması gibi bırçok alanda işe yarayacağını belirtti. Aygıtın şeker hastalannın vücuduna takılarak, kandaki şeker oranını ölçmeye yaradığı da belırtiliyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle yapılan açıklamalarda eğitimin önemine dikkat çekildi Çevre mesajlarda 'korunduHaber Merkezi - Dünya Çevre Günü nedeniyle mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı SüJeyman Demirel, ülkelenn çevre konusunda etkin işbirliğinin aynı zamanda insanlığın geleceğini belirleyeceğinı kaydetti. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yaptığı yazılı açıklamada, çevre bilincinın, çocuklardan başlayıp her yaştaki insanın zihnine yerleştırilebilmesiyle çevrenin korunması yolunda girişilen mücadelenin er geç başanya ulaşılacağını vurguladı. ÇevTe sorunlannın insanlığın doğrudan güvenliği ve refahıyla ilışkili, sınırlan aşan. bölgeleri ve ülkeleri bırlikte etkileyen bir niteliğe sahip bulunduğunu belırten Demirel, hayatın kaynağı olan havanın, suyun ve toprağın korunmasının global bir sorun olduğuna dikkat çekerek şunlan kaydetti: "Yerküreden, onun zengûıMklerinden eibette yarartanılacaktır. Önenıli olan bu >T arariamnayı onu tüketmeden, dengelcrini bozmadan gerçekleştircbilmektir. SürdürülebOir kalkmma, • Cumhurbaşkanı Demirel, çevre sorunlannın insanlığın doğrudan güvenliği ve refahıyla ilişkili, sınırlan aşan, bölgeleri ve ülkeleri birlikte etkileyen bir niteliğe sahip bulunduğunu belirtti. mümkün olabilen en geniş uluslararası işbiriiğini gerektirmektedir." Başbakan Necmettin Erbakan. sanayileşme ve kentleşmeden kaynaklanan kirliliklerin doğada tamiri imkânsız tahribata neden olduğunu belirterek "Tabü ve tarihi çevrenin konınmasında elbirliği yaparsak, gelecek nesillere miras bırakabileceğimiz sağlam bir varlığımız olacakür" dedi. Dünya Çevre Günü'nde, çevre sorunlan ve bu sorunlann çözümü konusunda sahip olunanhilincinher zamankinden yüksek olduğunu kaydeden Erbakan. "Tabii ve tarihi çevrenin konınmasında elbirliği yaparsak, gelecek nesillere miras btrakabüeceğiıniz sağlam bir varlığımız olacakür" dedı. Türkıye genelinde ılk ve ortaöğretım okullan arasında düzenlenen çevre konulu resim yanşmasında dereceye girenlere ödüllerini veren Çevre Bakanı Ziyattin Tokar da ödül töreninde yaptığı konuşmada. çevrenin korunması ve iyileştırilmesinde, sürdürülebılir kalkınmanın sağlanmasında bütün vatandaşlann, kamu kurum ve kuruluşlannın, sivil toplum örgütlerinin el ve gönül birliği içinde odaklaşmasının, atılması gereken ilk adım olduğunu söyledi. Çevre sorunlannın günlük yaşamımızı etkilediğinı ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma açısından hepimize önemlı sorumluluklar getirdiğine dikkat çeken TBMM Başkanı Mustafa KaJemH de mesaj ında şunlan kaydetti: "Bu nedenle çevresel sorunlann çözümü için bireysel çabalanmızm yanı sıra başta devlet olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlann işbirliği ve dayanışmasına ihtryaç vardır. Bu ortak çauşmanın temel dayanağının ise küçük yaşlardan başlayacak bilinçli bir eğitim olduğu inancındayım." Hak-lş Genel Başkanvekilı Hüseyin Tannverdi, mesaj ında, toprakla banşık bir kalkınmanın sağlanması gerektiğıni kaydetti. Gelişmiş ülkelerin, üçüncü dünya ülkelerinin toprak, denız ve havasını çöplük olarak kullanmalannm bir vahşet belgesı olduğunu ıfade eden Tannverdi. "Kalkmma yanşuıda geride kalmamak için çabamız sürmelidir. Ancak bu yanş Batı ülkelerinde olduğu gibi az gelişmiş ülkelere aük pompalayarak dcğil, toprakla dost bir yanş ounahdır" dedı. Bursa'da düzenlenen etkinliklerde konuşan Bursa Valisi Orhan Taşanlar. çevre gönüllülennin bir federasyon altında toplanması gerektiğini kaydederek. bunun gerçekleşmesı halınde, çevreyi koruma çalışmalannda daha etkin olunacağını ve kalıcı sonuçlar alınacağını söyledi. Adana Valı Yardımcısı Ardahan Totuk da çevre temizlığinin zorlama ve cezalarla sağlanamayacağını belirterek "Onceükle bireylerin çevre bihncini edinmeleri gerekir, bu da eğHnnle olur" dedı. 'Gümüş tepsi içindegibiyim' Çeviri Servisi - 48 yaşındaki sanatçı Meryl Streep son günlerde "Marvin'in Odası" filmiyle yeniden gündemde. Yale Üniversitesi'nde ve New York Tiyatrosu'nda oyunculuk eğhiıni alan sanatçı, sinemaya 1976 yıhnda "Julia" isimli nimle baslamış. "Her role, her oyuna bir ruh katümazsa her şey çok yüzeysel ve derinliksiz olur. Ben rolümü önce içimde anlamalıyım ve rolüne büründüğûm insanın duygusal konumunu çözebttmeliyinr dhor. Rol seciminde titiz davrandığını söyleyen Streep, "Çünkü benim için beyazperdede kime can verdiğim çok önemli" diyor. Yaşadığı yerde ünlfi olmaktan dolayı hareketlerini kisıtlamakzorunda kaldığını belirten sanatçu "Ama onun dışında genellikle gümüş tepsi içinde hissediyorum kendimi. Bir oyuncu olarak sırça kulenize çekilme imkânını/ da yok. Hep cephedesiniz" diye konuşuyor. De Niro ile üçüncü kez kamera karşısına geçen Merty Streep, onunla çahşmanın kendisine hâlâ heyecan verdiğjni sözlerine ekliyor. MESS, çevreye gösterdüderi duyarlüıktan ötürü Esin Afşar, Leyla Tekfll, gaze- teci Coşkun Aral ve dağa Nasuh Mahruki'ye plaket verdi (CEM ULUTAŞ) B u r u k C e v r e G ü n ü k u t l a m a s ı 'Çevrenin en büyük sorunu kaçak yapılar' tstanbul Haber Servisi - Dünya Çevre Günü'nde Istanbul'da da çeşitli etkinlik, protesto eylemi, konferans ve panellere tanık olundu. Çeşitli gönüllü çevre kuruluşlan. sanatçı ve bilim adamlannın oluşturduğu bir grup, çevre sorunlanna karşı duyarsızlığı protesto amacıyla Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı'na pet şişelerden yapılmış siyah çelenk koydu. Grup adına konuşan tTÜ Madencilik Fakültesi Öğretım Üyesi Prof. Orhan KuraL ağır çevre sorunlannın yaşandığı bir ortamda 'buruk bir kutlama' yaptıklannı söyledi İstanbul ll Çevre Müdürlüğü'nce organize edilen etkinlikler çerçevesinde dün Beyoğlu, Beşıktaş ve Şışli'den gelen ılköğretım öğrencılen, İstanbul Büyükşehir Belediye Bandosu eşliğinde Tünel'den Taksım'e yürüdüler. İstanbul Vali Yardımcısı Ruhi Paker ve Beyoğlu Belediye Başkanı Nusret Bavraktar'ın da katıldığı törende Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk konuldu. Törende konuşan Vali Yardımcısı Ruhi Paker, Türkıye'de ekonomik kalkınmada geri kalmadan kaynaklanan çe\Te sorunlannın devam ettiğini belirterek, özellikle köyden kente göç nedeniyle yaşanan kaçak yapılaşma ve çarpık kentleşme olgusunun çe\Te sorunlannın başında geldığıni söyledi. Türk Akustik Dernegi ıle Yıldız Teknik Üniversitesi'nin düzenlediği 'Gürûltü Ue Savaşım' konulu sempozyumda. gürültünün de ciddıye alınması gereldi bır çevre kırliliği olduğu belirtildi. İstanbul Eczacı Odası'nda düzenlenen 'Insan ve Çevre Sağhğmda Tıbbi Atıklann fmhasının Onemi' konulu toplantıda konuşan Oda'nın Çevre Komisyonu Üyesi Işü Yıkünm, Istanbul'daki 13 bın diş hekımi ve hekim muayenehanesi ile eczane ve ecza deposu atıklannın evsel atık olarak değerlendirildiğine dikkat çekti. Yıldınm. bu atıklann hastalık yayma nskınin çok yüksek olduğunu bildirdi. Türkıye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS)'nm Lütfı Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlediği 'Yaşadığımız Çevre ve Dünv^' başlıklı toplantıda. çe\Teye olan duyarlılıklanndan dolayı sanatçı Esin Afşar, Leyla Tekiil, gazeteci Coşkun Aral ve dağcı Nasuh Mahruki'ye plaket venldi. ITÜ Maden Fakültesı Öğretım Üyesi Prof. Orhan Kural da. MESS Başkanı Erdoğan Karakoyunlu'ya bir plaket verdi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Gâzi'yi, 'Atatürkçüler'den Kurtarmak!. Akkuyu'da nüldeer santral tarbşılacak e-posta : tan @ vol. com. tr İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Akkuyu'ya kurulması düşünülen nük- leer santralla ilgili ihale ça- lışmalan sürdürülürken, Mersin ve Akkuyu, yann nükleerse\r erlerle sevmezle- rin gövde gösterisıne sahne olacak. Mersin'de getçekleş- tirilecek sempozyumun ar- dından Akkuyii'ya gidecek olan Türk ve yabancı bilim adamlan yöre halkı önün- de nükleer santrallan tartı- şacak. Türk Fiziği Dernegi ile tÜ Sıyasal Bilgiler Fakül- tesi'nin girişimi. İstanbul, Mersin üniversitelen, Avııs- turya Başkonsolosluğu Kül- tür Ofisi, Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derne- gi, EMO, Mersin Ticaret Odası, Mersin Dayanışma Grubu, Akdeniz Gazeteci- ler Dernegi ve Mersin Sa- nayi Işadamlan Dernegi'nin desteğiyle gerçekleştirile- cek "Uİuslararası Nükker Enerji Sempozyumu" ya- nn Mersin Ticaret Odası Konferans Salonu'nda ya- pılacak. Sempozyumla il- gili Prof. Dr. Ali Ülkû Az- rak ve Doç. Dr. BakiAkkuş yaptıklan ortak açıklamada şu görüşlere yer verdiler: "Çernobil nükleer kaza- sı ülkemizi ciddi şeküde teh- dit etmesine karşın kaza- dan birinci derecede etkile- nen bölgelere yönelik araş- ürmalann yetersizüğiorta- dadır. Aynca kazanm üze- rinden 11 yıl geçtiği halde radyasyon güvenliği konu- sundagerçek anlamdataraf- sız çahşmalar yapılmamış, Türkiye'nin radyasyon ha- ritası dahi çıkanlmamışür. Mersin'de iki bölümden ohı- şacak etkinlikte yeni ve ya- bancı bilim insanlantebKğ- ler sunacak, 'Akkuyu'da Nükleer Santral Kurulma- lı mı Kurulmamalı mı?' ko- nulu bir panel gerçekleş- tirilecektir." Oakşam, yıllardır yazılanmda içten içe belirtme- ye çalıştığım bir gerçeği, açıkça ifade etmiş- tim: Türkiye'de, bir 'resmi ıdeo/o/ı'nin başına taç ettiği, Atatürk vardı; bir de, ısrarla görmezlikten ge- linen, 'Müdafaa-i Hukuk Doktrini'n\r\, 'Kuva-yı Mil- //ye'nin ve 'Misâk-ı M/7/Tnin 'kahramanı', ihtilâlci ve inkılâpçı Gâzi Mustafa Kemal Paşa; bu ikisi, bir- birine 'çakışmadıklan' gibi, üstelik birçok zeminde, karşrttılar. Neden karşıtolduklannı, bazı örneklerle, belirtmeye çalışmıştım. Bu iş, dört yıldır süren TV söyleşilerimden birisin- de oluyor, (Salı günleri, TRT/2, saat 20.10); doğru- su ya, herzaman olduğu gibi -leyhte ya da aleyhte- , bazı mektup, faks ve telefonlar bekliyorum ama, 'Türk Dil ve Tarih Kunımu'nüan alınanlar çıkacağı- nı sanmıyorum. Çıkmıştı: bizzat kurumun Başkanı, telefonla arayarak, söyledi; söyleşinin mana ve ma- hiyetini sordu; ben de fıkrimi tekrarladım: "Resmî yayınlar, yetersizdir; 'Söylev ve Demeçler' hanidir basılmamış, Kurtuluş Savaşı'na ait belgeler, hâlâ 'kapalı'; yeninesiller, Gâzi'y/, 'resmi ideoloji'n/n sı- nırlan içinde, 'vitrinde bır büst' olarak görüyor, in- kılâpçı ve ihtilâlci yanını anlamıyoriar. hkılâba sa- hip çıkmalannı nasıl bekleyebiliriz?" 0 günlerde, Uğur Mumcu... Ogünlerde Uğur (Mumcu), yanında silahlı ko- njmalanyladolaşabiliyordu; aradayıne, Bilgi Ya- yınevi'nin o tarihte Tunalı Hilmi'deki idarehanesi- ne gelirdi; mavi gözlerinde gülümser hüzün, yüzün- de kuvayı milliye aydınlığı, yaldızlı fincandan bir çay içer; kafasını kurcalayan bir şeyi benimle tartışırdı: 'Hangi Atatürk'öe kullandığım, mahiyetini ve kap- samını belirtmeye çalıştığım 'İnönü Atatürkçülüğü' deyimi vetanımı, kafasını kurcalamıştı. Birakşamüs- tü, uzun uzun, bunu konuştuğumuzu hatıriıyorum. İnönü Cumhuriyeti döneminde, bence, 'Ata- türkçülük' ya da 'Atatürk llke ve Inkılâplan', o dö- nemin koşullanna -hatta hükümetin dış politikası- na- göre, Gâzi'nin Ihtilâl ve Inkılâbı yeniden yorum- lanarak tertiplenmiş, bir bakıma, 'zararsız hale ge- tirilerek' sunulmuştur. Niye saklamalı, böyle bir dü- şünceye beni sevkeden; 6O'lı yılların ikinci yarısın- da, Izmir'de, 'Çankaya'yı yeniden okurken, Falih Rrfkı Bey'in Ismet Paşa hakkında kullandıgı o sı- fat olmuştun 'Tanzimatçı' sıfatı! 'Zeytindağı'nda olsun, 'Çankaya'öa olsun, dev- let adamlanyla ilgili tesbitlerinde, ne kadar objektif olduğunu bildiğim Falih Rrfkı, bir tek sıfat kullan- makla, Anadolu Ihtilâli'nin, ondan ne kadar uzak bir liderin kontrolüne geçmiş olduğunu açıklıyordu. Tanzimatçı nedemek? Çağdaşlaşmayı, Batılılaşmak anlamak demek değıl? Aynen Ismet Paşa gibi! Türkiye'yi, tam bağımsız, kendi başına buyruk bir politikayla yönetmek yerine; Batılı 'Düvel-i Muaz- zama'nın arasındaki 'dengelerikollayarak' yönetmek demek değil mi? Aynen Ismet Paşa'nın yaptığı gi- bi! Tanzimatçılar, Osmanlı toplumunu ümmetlikten çıkanp millet yapmak, bunu da ciddi bır toprak re- formu ve sanayileşme planı ile gerçekleştirmek ye- rine; seçkınci bır alafrangalık içinde değiller miydi? II. Mahmut, III. Selim, II. Abdülmecit, hatta II. Abdülhamit 'asrileşmeyi', operaya gitmek, alaf- ranga konser dinlemek, Mehter Takımını lağvedip Müzika-yı Hümayun kurmak, ya da Operaya gitmek, alafranga konser dinlemek sanmıyorlar mıydı? Ay- nen Ismet Paşa gibi! Oysa, Mustafa Kemal demek!.. Ozaman, Gâzi anti/emperyalist 'Müdafaa-i Hu- kuk'un 'Mazlum Milletler' savunucusu lideri ol- maktan çıkarıldı; bu şablona uyan bir görüntüye sokuldu; tabanına laikliğin yerleştirildiği bu 'İnönü yonımuna' da, 'Atatürkçülük', ya da, 'Atatürk llke ve Inkılâplan' adı verildı. Bir manada, bunlar 'Ata- türkçü' sayılıyor. hatırlamaz mısınız, 'ararejimler'üe, askeri müdahaleyi müteakip, cuntanın lideri başka önemli şey kalmamış gibi, ya bir senfoni orkestra- sı konserine grtmiştir, ya da bır opera temsilıne! Ba- sit, fakat anlamlı bir jest: İsmet Paşa, ne yapıyor- duysa, onu yapıyorlar! Oysa Gâzi Mustafa Kemal Paşa demek, Ana- dolu Ihtilâli ve Inkılâbı demektir; ona 'Müdafaa-i Hukuk', 'Kuva-yı Milliye' ve (üç) 'Misâk-ı Millî' ye- ter! Işin acısı, bu 'Ataturkçü takımınm'en hatırlamak ıstemediği, fırsatını buldukça 'deldıği', ne yazık ki, bu üç ana temel olmuştur. 'Tam bağımsız' Türkiye Cumhuriyeti'nin, anti/emperyalist 'tavır koyuşunu' unutan, 'Kuva-yı Milliye'n\r\ bağrından çıkan 'Inkı- lâp Ordusu'nu; Enver Paşa gibi, ecnebi bir 'Sis- tem'in askeri stratejısine bağımlı kılan; (üç) 'Misâkı- M/V/Tyi delik deşik eden, hangi iktidariar? 'Atatürk- çülüğü' dillerinden düşürmeksizin, 'Tevhid-i Tedri- sat Kanunu'nu 'delmediler' mi? 'Atatürkçüyüz' di- ye diye, 'Sistem'le 'Kürt Federasyonu' pazarlığına girmediler mi? Gâzi'nin, Türk ekonomisinin kalele- ri saydığı KİT'leri, Atatürkçüyüz diye diye, ecnebi- ye pazariamıyotiar mı? Bazılannıza belkı aykın gelecek, biliyorumama: Gâzi Mustafa Kemal'i, gerçek tarihi boyutları için- de anlayabılmek için, galiba önce bu Ismet Paşa mırası '/Atetorfcçü'takımının, 'kirliliğinden'kurtarma- lıyız. Nadir Nadi, neden 'Ben Atatürkçü Değilim' de- mişti sanıyorsunuz? http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle