Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 HA2İRAN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı '1997-2000 İcra Planı' RP'lilerin savlannı yalanladı
8 ydhk eğitime üç aybk süreANK-VRA (CumhuriyetBûrosu)- RE-
FAHYOL hükümetı. eğitimın kesıntisiz
8 yıla çıkanlmasına ilişkin karan erken
seçim sonrasına ertelemek ısterken, Mil-
li Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan
"1997-2000 İcra Planı"nda 8 yıllık kesin-
tisiz eğitime 1997-1998 öğretim yılmda
geçilmesi için 3 aylık hazırlık süresi ye-
terli görüldü. RP'lilerin, "8 yd için 2.5
katrilyon lirahkkaynakgerektiği~ne iliş-
kin savlannı da dayanaksız bırakan plan-
da, 2001 yılında zorunlu eğitimin 18 ya-
şı kapsayacak biçimde uygulanması ta-
sarlandı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1997-2000
yılı icra planı yayımlandı. Planda, "Ye-
dinci Beş Yıllık Kalkuıma Planı ve 15.
Milli Eğitim Şûrası kararianna uygun
olarak 1997-1998 öğretim yıhnda zorun-
lu eğitim uygulamasına geçilecektir" de-
nıldi. Planda, küçük yerleşim binmle-
rindeki öğrencilerin 8 yıllık zorunlu il-
köğretimden yararlanabilmeleri için ta-
şımalı ve pansinyonlu okul sistemlerın-
den yararlanılacağı bildirildi. Ortaöğre-
timde yeniden yapılanma çerçevesinde
"sorularta programh öğrenim". "keşif
yolu" gıbi öğrenim tekniklerinın kulla-
nılacağının behrtildıği planda. "2000'li
yıilann gerçekleri değişimleri ve gelece-
ğin ihtiyaçlan çok iyi araştırılarak. beyin
ve genler üzerindeki yeni buluşlann eği-
time etkileri takip edilerek. ileri dünya-
nın eğitimdeki düzeyine ulaşmak ama-
cıyla. buniara göre müfredat ve dersler
yeniden düzenlenecektirrl
denildı. 3 aylık
geçiş dönemını öngören planda. zorun-
lu 8 yıllık eğitimin 2001 yılında 18 ya-
şını kapsayacak şekilde yürütüleceği
kaydedildi. Planda. öğretimde yabancı
dille eğitim yerine. yabancı dil öğretimı
yapılacağı: yabancı dil öğretimıne önem
verilerek. zorunlu yabancı dil öğretimı-
nin isteğe bağlı hale getirileceği bildinl-
di. Ortaöğretim veren özel kurumlann
teşvik edileceği kaydedilen planda, bun-
lann mesleğe yönelik programlannın da
destekleneceği vurgulandı. Planda şöy-
le denildi: "Ortaöğretim kurumlan.
programlan esas alınarak, mesleki ve
teknik ağuiıklı olmak üzere en az 8 yılhk
temel eğitim üzerine, ortaöğretime de-
vam etmek isteyen öğrencilere yöneltme
eğitiminden sonra iki tür eğitim veren
mesleki ve teknik eğitim ile genel eğitim
okullan olmak üzere. yatay \c dikey ge-
çişler sağlanacaktır."
Fen ve Anadolu liseleri mezunlannın
OSS ve ÖYS sınavlannda ortaöğretim
başarı puanı ile mağdur edümelerinin
önleneceği belirtilen planda. ortaöğre-
tim başan puanı, başan ve adaletı sağla-
yacak şekilde yeniden düzenleneceğı
bildirildi. Planda. öğrencilerin çoğunlu-
ğunun mesleki teknik eğitime yöneltile-
rek. insan gücü-eğitim-istihdam denge-
si kurulacağı vurgulandı. Meslek eğiti-
minin8yıllıkilköğretimedayandınlaca-
ğı bildinlen planda. yaygın ve cıraklık
eğitiminin de ilköğretimi tamamlayan
herkese açık olduğu belirtildi. Mesleki
ve teknik alanlarda ortaöğrenimi bitiren
öğrencilerin kendi alanlarında yükse-
köğretime devam edebıleceği vurgula-
nan planda. şunlar öngörülüyor:
-Orgün ve yaygın uygulamalarla, mes-
leki \e teknik ortaöğretimlerini bitiren-
ler. gerekli tamamlama eğitimJerini de
alarak. mesleki ya da yükseköğretim
aianlanna girebilecekler.
- Öğretmenler yüksek lisans ve dok-
toraya vönlendırilecektir.
- Zorunlu eğitimi bitirmiş olup da or-
taöğretime devam etmek istemeyen öğ-
renciler. meslek eğitimi merkezlerinde
okul-işy eri bütünlüğü içinde eklemli mes-
lek eğitim programlan ile ustalık seviye-
sine kadar meslek eğitimi alabilecek.
bunlardan gerekli tamamlama eğjtimini
başaranlar, alanlarındaya da alanlan dı-
şında yükseköğretime geçebilecektir.
- Okul bina ve tesislen tatıl dönemle-
nnde ihtiyaçlar doğrulrusunda gelir ge-
tirecek şekilde değerlendinlecektir. (Çay
bahçesi, oto-park gıbi.)
Susurluk davasında gazetecflere saldırılstanbul Haber Servisi -
Susurluk'ta meydana gelen
trafık kazası sonrasında or-
taya çıkan 'devlet-siyaset-
mafya' ilişkisi sonucu hakla-
nnda dava açılan ve aralann-
da eski Özel Harekât Daıre-
si Başkanvekili Ibrahim Şa-
hin'indebulunduğu 10'utu-
tukiu 11 sanığın yargılanma-
sına lstanbul DGM'de baş-
landı. Sanıklar hakkında
"cürüm işlemek için teşek-
kül oluşturmak" ve "tevkif.
yakalama müzekkeresi bulu-
nan kişileri yetkili mercilere
haber vermeme" suçlann-
dan 5 yıl ile 9 yıl arasında
ağır hapis cezası isteniyor.
Duruşma sonrasında sanık
yakmlan. gazetecilere sal-
dırdı. Saldın sonucu 3 gaze-
teci yaralandı.
lstanbul 6 No'lu DGM'de
görülen davanın dün yapılan
ilk oUırumunda yoğun gü-
venlik önlemleri alındı. Du-
ruşmaya, eski Özel Harekât
Dairesi Başkanvekili tbra-
him Şahın. Özel Harekât'ta
görevli polıs memurlan Ay-
han Çarkın, Ayhan Akça,
Ercan Ersoy, Oğuz Yorul-
maz, Enver L lu. Mustafa AJ-
tunok ve Ziya Bandırmau-
oğlu ile DYP" Şanhurfa Mil-
letvekili Sedat Bucak'ın şo-
förü Abdülgani Kızılkayave
uyuşturucu kaçakcısıYaşar Aralarında eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin'in de bulunduğu 10'u tutuklu 11 sanığın vargüanmasına tstanbul DGM'de başlandı. (Fotograf: KEREMILGAZ)
Özkatıldı. Tutuksuz yargılanan eski MlT görevlı-
si ve emekli Yarbay Mehmet Korkut Eken ise du-
ruşmaya gelmedi. Duruşma salonuna sadece 12
gazetecinin girmesıne ızin verilen davayı. sanık
yakınlanyla tstanbul Barosu Başkanı Viicel Say-
man ve çok sayıda avukat izledi.
Saat 10.30'da başlayan duruşmada. "16 Mart
katiiamı" davası avukatlan Cem Alptekin ile Em-
cet Olcaytu'un da aralannda bulunduğu 10 avukat,
davaya müdahil olarak katılmak için dilekçe ver-
dıler. Duruşma Başkanı Sedat Karagül. üyelerSay-
gı Nalbantoğlu, Köksal ŞengüTden oluşan mahke-
me heyeti, müdahil avukatlann istemıni, "16 Mart
katiiamı" davası ile bu davanın bir bağlantısı bu-
lunmadığını belirterek reddetti.
Duruşmaya müdahil olarak katılamayan avukat-
lar. yaptıklan basın açıklamasında kendilerini "va-
tansever" olarak addeden kişilerin sanık sandalye-
sinde oturduklannı söyleyerek "Gerçek vatanse-
ver bizleriz" dediler. Bu sözler üzerine duruşmayı
izlemek ıçın gelen Özel Harekât Daıresi'nde gö-
revli polıs memurlan, "Başbakanmıgeldi.neyiçe-
kiyorsunuz? Vatan hainleri. Daha bir hafta önceşe-
hit verdik. Bizler Çanakkaie'de yatan şehitlerin to-
nınlanyız" diyerek avukatlann üzenne yürüdüler.
Duruşmayı Abdullah Çath'nın ağabeyi Zeki Çat-
h ve Yaşar Öz"ün kardeşi ile çok sayıda kişi izle-
dı.
Sanıklann kimlik tespitınden sonra Savcı Ayhan
Götekmerdan tarafından iddianame okundu. Iddi-
anamenin okunmasından sonra tbrahim Şahin, 7
sayfadan oluşan yazılı sorgusunu mahkemeye ver-
di. Şahin. kendılerinın cürüm işlemek için çete
oluştuımaya teşebbüs ermekle suçlandığını. ancak
iddianamede sadece özel timcilerle olan ilişkileri-
nin anlatıldığmı söyledi. Şahin, Susurluk'ta kaza
vapan aracın içinden çıkan silahlarla ilgılı olarak
"Sedat Bucak, arabadan çıkan M-16'yı Olağanüs-
rü Hal'den almıştır. Bu mermiler o silaha aittir.
Mermilerin hesabuu Bucak vermelidir" dedi.
Şahın. Ziya Bandırmalıoğlu'nun sünnet düğü-
nünde Çatlı ile çekilen samimi fotoğraflan konu-
sunda da şunlan söyledi'
"Tiirk bürokrasisinde astın düğününe gitmek
gelenektir. Çatlı ile gülerek oynamam samimiyeti
göstermez. Ben ve Ziya, Çatü'yı gerçek kimliğiyle
tanısaydık, 20 emniyet müdürünün olduğu bir dü-
ğünde onu kirve y apmazdık."
Özel tımci Ayhan Çarkın. sorgusunda bazı sıya-
silerin kendisine Çınarcık Teımarde ANAP ilçe
teşkılatından bazı kişilerin aracılığıyla para ve pa-
saport teklif ettiğini, bunu kabul etmediğini söy-
ledi.
Mahkeme Başkanı Sedat Karagül'ün "Kim bu
kişiler" sorusu üzerine Çarkın, "Yaşar Okuyan. A-
gah Oktay Güner. Fikri Sağlar ve Yaşar Topçu" ya-
nıtını verdi. Özel timci ve Sedat Bucak'ın koruma-
sı Ercan Ersov da suçlamalan reddetti. Ersoy. ka-
za sonrasında Mercedes içinde önce Sedat Bucak'ı
aradığını söyledi. Ersoy şöyle konuştu' "SedatBe>-
ufak tefek olduğu için onu bulamadım. Arabanın
arka tarafından Özbay ile Gonca Us"u çıkardun.
Arabada silah görmedim. Daha sonra olay yerine
jandarma geldi. Mehmet Özbav 'ın Abdullah Çat-
lı olduğunu bilsem hastaneye götürmez, orada gö-
mebilirdim."
Sedat Bucak'ın şoforü olarakbildiren Abdülga-
ni Kızılkaya. ifadesinde kaza sonrası otomobilde
silah görmedığini söyledi.
Çıkanldığı DGM'den tutuklanacağını anlayarak
kaçan ve daha sonra tutuklanarak cezaev ine konu-
lan Zi>a Bandırmalıoğlu. mahkeme başkanının
"Niye kaçtin" sorusu üzenne. ailevi sebepleri ol-
duğunu ve onlan çözümlemek için kaçtığını söy-
ledi. TankÜmit'i 1993 yılından ben tamdığını ifa-
de eden Bandırmalıoğlu, Ümit'in kaybolması ola-
yında parmağı olduğu iddiasını yalanladı.
1985 yılında polıs olarak göreve başladığını kay-
deden Ayhan Akça, devletin verdiğı görevler dı-
şında hiçbır şey yapmadığını ve yasal olmayan
hiçbir harekette bulunmadığını öne sürdü.
Yaşar Öz ise Abdullah Çatlı"yı çocukluğundan
ben akrabalığı bulunması nedeniyle tamdığını söy-
ledi. Öz. kendisınde yeşil pasaport bulunmasının
anımsatılması üzerine. "bu ülkenin bütünlüğünü
bozmak isteven terörist örgütiere karşı vıırtdışm-
da bazı faaliyetlerde görev aldıgını" belırttı.
Duruşmada daha sonra. 18 klasörde yer alan ıfa-
deler ve tutanaklar mahkeme heyetınce okundu.
Mahkeme heyeti, saat 20.30 sıralanna kadar beş
klasörü inceledikten sonra duruşmayı bugün saat
10.00'aerteledi. Sanıklar cezaevi arabasına bindi-
rilirken DGM bınası çevresindekı yakınlan, "Tür-
kiye sizinlegurur duyuyor" dı ye slogan attı. Bu ara-
da sanıklan görüntülemek isteyen basın mensup-
lan. sanık yakınlannın saldınsına uğradılar. Sal-
dırganlar. Kent TV kameramanı Osman Siverden,
tnterstar kameramanı Kürşat Özdemir ve Mesaj
TV kameramanı Bilal Özbilge'yı tartakladılar ve
kameralara zarar verdıler.
ABD DIŞİŞLERİ BAKAN VEKİLİ TALBOTT, ÇE\İK BİR VE ÇİLLER İLE GÖRÜŞTÜ
Washington'dan demokrasi ve laiklik mesajı
ISTKNBUL g.ULUSLARARASI
» » » İŞTANBÜL . .
»•«• TIYATRO FESTIVALI
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AvTupa'da Güvenlik ve lşbirliği
Teşkilatı (AGİT) ıMinsk Grubu'nun
çalışmalan kapsamında Ankara"ya
gelen ABD Dışişleri Bakan Vekili
StrobeTalbott Türkiye'de demokra-
si ve laıkliği desteklediklerinı belirt-
ti. Talbott, ABD'nın Türkiye'ye uy-
guladığı örtülü silah ambargosunun
kaldınlması yönünde olumlu geliş-
meler yaşandığını kaydetti ABD
Başkanı BfflClmton'ın, ABD Kong-
resi'nin Türkiye'ye silah satışını en-
gelleyen karannı kaldırmasına yö-
nelik girişim başlattığı bildirildi.
Azerbaycan ve Ermenistan ara-
sında yaşanan Yukan Karabağ so-
rununun çözülmesine ilişkin olarak
AGlT Minsk Grubu'nda eşbaşkan-
lık yapan Talbott. Rus ve Fransız eş-
başkanları ile biriikte dün Dışişleri
Bakanı Tansu Çiller % e Genelkur-
may 2. Başkanı Orgeneral ÇevikBir
ile görüştü. Çiller, görüşmenin ar-
dından gazetecilere yaptığı açıkla-
mada. ".Azerbajcan ve Ermenistan
arasındaki Yukan Karabağ sorunu
konusunda yeni bir girişim başlanl-
mıştır. Bu girişimde ABD. Fransa ve
Rusva etkin bir rol oynayacaktir.
Türldye ise bu sürece varduncı ola-
cak v« etkin rolünü sürdürecektir"
dedı. Çiller, ABD'nın Türkıve'nın
Avrupa Bırliği'ne girmesıne yönelik
desteğinı sürdürdüğünü görmekten
de memnunıyet duyduğunu kaydet-
ti. Çiller. görüşme sırasında da Tal-
bott'a, Türkiye'de sayısız yerel tele-
v ızvon. 20'ye yakın ulusal özel te-
levizyon kanalı olduğunu belirterek
"Türk basınından gurur duyuyo-
rum. Avrupa "nın en dinamik basını
Türkiye'de*' dıye konuştu.
Talbott da görüşmenin ardından
gazetecılerin sorulannı yanıtlarken
Dağlık Karabağ bölgesindekı çatış-
malann sona erdirilerek istikrar ve
huzur ortamının sağlanmasına yö-
nelik girişimlerde Türkiye'nin
önemli rol oynayabileceğini belirtti.
ABD"nin Türkiye'ye uyguladığı
örtülü ambargonun kaldınlmasına
yönelik olarak ABD Başkanı Çlin-
ton'ın başlattığı gırişimle ilgili bir
soru üzerine Talbott. Türkiye'nin i\ i
bir dost ve önemli bir müttefik oldu-
ğunu kaydederek ambargonun kal-
ILO Genel Kıırulu bugün başhyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu)-Uluslara-
rası Çalışma Örgü-
rünün (rLO) 85. Genel
Kurulu, bugün Cenev-
re'de başhyor. ILO'da
Türkiye'nin başta me-
murlara sendika hakkı
ve toplu iş sözleşmesi
konulan olmak üzere 6
ayn konuda Aplikasyon
(Uygulama) Komite-
si'nin gündeminde ola-
cağı belirtildi.
Türk-lş'in ILO tûzü-
ğüne aykın olduğunu
belirterek Hak-Iş ve
DİSK'in ILO Genel Ku-
rulu'nda danışmanlık
dûzeyinde bile temsili-
ne karşı çıkmasına kar-
şın Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, iki
konfederasyonun katıla-
cağını bildinniştı. Ba-
kanlık, yasalara göre bu
uygulamanm doğru ol-
duğunu savunuyor.
Hak-lş'ten yapılan
yazılı açıklamada ise,
konfederasyonun genel
başkanı SaÛm Uslu'nun
ILO Genel Kurulu'na
katılmak üzere Cenev-
re'ye gittiği bildirildi.
Açıklamada. ILO Genel
Kurulu'nun çalışma
gündeminde. "Ozel is-
tihdam bürolan, para
karşiiıği iş bulma şirket-
leriv'leilgili sözleşme, kü-
çük ve orta boy işlerme-
lerde istihdam teşvikL ta-
şeronluk ve ILO tüzüğü-
nün degiştirilmesi'" ol-
mak üzere 4 temel ko-
nunun yer aldığı kay-
dedildi.
dırılmasma yönelik "pozitif gelişme-
lerin" olduğunu açıkladı. Talbott.
Türkiye'nin bölgesinde önemli bir
ülke olduğunu, iki ülke arasındaki
yakın ışbırlığinin süreceğine inan-
dığını belirterek "ABD, Türk de-
mokrasisi ni ve laikliği desteklemek-
tedir" dedı.
Talbott. Genelkurmay 2. Başkanı
Orgeneral Bır ile görüşmesınde böl-
gesel banş. istikrar ve Kafkaslar'da
banş arayışlan konusunda Cumhur-
başkanı Demirel. Çiller ve Dışişleri
Bakanlığı yetkililenyle görüşmeler
yaptığını anlattı. Talbott, "Türki-
ye've bir dost bir mütteflk, laik de-
mokrasiye sahip ve dünyanm başka
yerlerindeki ülkeiere örnek bir ülke
olarakdeğerveriyoruz. Her ne kadar
Türkiye'nin önünde bazı güçlükler
bulunsa da Türkiye'nin bu güçlük-
leri aşarak yoluna devam edeceğine
inanryoruz" dedi.
Orgeneral Bir de Varşova Paktı
dönemindeki potansiyel tehdidin ye-
rinı bu paktın dağılmasından sonra
özellikle Balkanlar, Kafkaslar ve Or-
tadoğuda belirsızlık ve istikrarsız-
lıklann aldığını vxırguladı. Bir. "Bi-
zim görevimiz, bu belirsizliklerin ve
istikrarsızuklann önlenmesu bunla-
nn getirdikleri tehlikelerin ortadan
kaldınlması \e dolayısıvla istikrarlı
ve güvenli bir bölge oluşturmak. bu-
nu yaparak dünya ve bölge banşına
katkı sağlamaktadır" diye konuştu.
19 Mayıs - 3 Haziran 1997
lstanbul Kültür ve Sanat Vakfı
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Kolejli Kız../
Geçenlerde yayımlanan bir yazımda, Sayın Çil-
ler'in kimı davranışlannı, "kolejli kız" şımarıklığı ile
açıklamaya çalışmıştım. Müthiş tepki geldi.
Özellikle Arnavutköy Amerikan Kız Kolejı'nden
mezun kimi arkadaşlanm, sivri iğnelerini bana doğ-
rulttular. Bu arada beni kınayan kimi telefon ve faks-
laraldım. Fakat beni en çok üzen, Izmiriibirhanıme-
fendinin eleştirileri ve düşünceleri oldu. Ve bu yazı-
yı kaleme almamı "vacip" kıldı.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, "kolejli kız"
deyimi, şu ya da bu kolejden mezun olan insanlan
kasteden ya da sadece onlan kapsayan bir deyim
değildir. Kolejli kız şımanklığı denildiği zaman anla-
şılması gereken şey, belli davranış kalıplannın benim-
senmiş olmasıdır. Bu kalıplarla davranan insanlar,
hiçbir kolejde dirsek çürütmemiş bile olabilirler. Hat-
ta bambaşka okullarda okumuş olabilirler. Ve hatta
hiç eğitim de görmemiş olabilirler.
Tansu Hanım, Amavutköylüleri kompleks sahibi
yapmış. Neden kendi üzerlenne alınmışlar, anlamı-
yorum. Bu hanımın ekonomi profesöru olması, biz
iktisatçılan böylesine rahatsız ediyor mu? Olsa olsa
biraz rahatsız oluyoruz...
Izmir'den gelen ve beni üzdüğünü söylediğim
mektubu yazan hanımefendi, "... Çiller gibi ben de
kolej çıkışlıyım, hem de aynı kolejden. Şimdi bende
de mi 'kolejli kız şımanklığı' var? Rahmetli en\ek kar-
deşim ve kız kardeşim de başka kolejlerden çıkışlı.
Tabii kolej çıkışlı arkadaşlanmız da var. Şimdi biz
'kolejli kız' veya 'kolejli erkek' olduğumuz için kültür
ve bilgiden yoksun muyuz ki Mephisto'dan haberi-
miz olmasın "diyor.
Ne gereksiz bir alınganlık...
Ben de ortaeğitimımin beş yılını bir kolejde yap-
tım (Sangt Georg Kolleg). Ve iyi bir yabancı okulda
insanı nasıl egittiklerini çok iyi bilirim ve kendimi o
okula karşı çok borçlu sayanm. Ama herhangi bir ya-
bancı okulda ya da kolejde okumuş olmakla "kolej-
li kız" deyiminden alınmak arasında ilgi kurmakta
doğrusu çok zorlanıyorum. Bence bunlar duygusal-
lıktan ve belki de Sayın Çiller'le aynı okulda okumuş
olmanın mahcubıyetinden başka bir şey degil.
Izmirlı okurumun beni duygulandıran mektubun-
da şu satırlar yer alıyor
Biz... Gazi'nin kahramanlık hikâyeleri ile büyûdük.
Rahmetli babam 7 yıl Suriye çöllehnde, büyükba-
bam ise Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nda bu va-
tan için çarpışmışlar. Bizim evde Atatürk hep 'Ca-
nım Gazim'oVye anılırdı. Gelin görün ki bu insanlar
bizi koleje gönderdiler. Şımarmamız için değil, mu-
asır medeniyet seviyesıne erişmek için, onlann di-
linde onlan okuyup anlamak için. Bununla biriikte bi-
ze törelerimizi, ananelenmızı ve laiklik çerçevesi için-
de dinimizi öğreterek. Kolejli; törelerini de bilir, di-
nini de ve yüceleryücesi büyük insan Atatürk'ûn il-
kelerinı de..."
Bu satırtara yer vermemin nedeni. Türkiye'de böy-
le bir gelenek içinde yetişen ınsanlann varlığını, di-
ğer okurlanma da müjdelemek. Dedesi Suriye çöl-
lennde kalmış ve benzer bir eğitim almış bir insan
olarak, Izmirli bu hanımefendinin duygulannı çok iyi
anlıyor, fakat duygusallık ve alınganlığını (beni bağış-
larlarsa) biraz abartılı buluyorum. Ve aynı aile ve ge-
lenek düzenini, kendilerinden sonra gelen kuşaklar-
da da yaşattıklanna emin olarak, hem saygılar suT
nuyor ve hem de her şeye karşın kendilerini kırdığım
için özür diliyorum.
Türkiye'de iteriye doğru atılım hamlelerinin çoğu-
nun ön saflannda, bugün "kolej" diye isimlendırilen
yabancı okullann mezunlan vardır. Amerikan, Fran-
sız, Avusturya, Alman, Ingiliz ve Italyan liselerinin
Türk eğitimine katkılannı inkâr etmek için deli olmak
ya da kör olmak gerekir. Elbette ciddı biçimde "fıre'
verilmiştir. Fakat getirdikleri ve götürdüklen karşılaş-
tınldığı zaman, getirinın gidenlerden çok daha fazla
olduğu anlaşılır.
Gene hiç kuşku yok ki; bu okullan açanlar, kendi
"propagandalan" için açmışlardır. Ve bu propagan-
dayı da kesintisiz bir biçimde sürdürürler. Fakat bu
okullann ve artlanndaki memleketlerin kendi küttur-
lerini öne çıkartmak için böyle bir çabaya gırışmele-
rinı, hiçbir komplekse kapılmadan, büyük bir mem-
nuniyetle karşılamak gerektiğini duşünürüm.
Gene Izmiriı okurumun da vurguladığı gibi; Türki-
ye'ye kötülük edenler içinde, kolej dışı okullardan çı-
kanlar, kolejlerden çıkanlardan çok daha fazladır
(Hatta buna bir ekleme yapayım: "Okumuşlann" bu
ülkeye verdikleri zarar, okumamışlardan ya da cahil-
lerden çok daha fazladır).
Benim adımın "Toktamış" olmasının nedeni, ge-
ne kolej çıkışlı olan Halide Edip Adrvarın önerisi-
dir. Nasıl tüm "kolejlileri" aynı kefeye koyanm ve
mahkûm ederim?..
Kaldı ki. sayısız örnekleri var. "Kolejli kız şımank-
lığı" içinde olmak için, kolej çıkışlı olmak gerekmi-
yor...
9. Uluslararası lstanbul Tiyatro Festivali'nin
"İstanbul'da Berlin" etkinlikleri kapsamında yer alan,
"Othello, Arturo Ui'nin Önlenebilir Yükselişi,
Armand Dust 2-Susamak" gösterilerinin ve
"Dans ve Beden" atölye çalışmasının, "Berliner Ensemble afişleri'
sergisinin ve "Heiner Müller Retrospektifi"nin
gerçekleştirilmesindeki değerli katkıları için
Berlin Kültür Etkinlikleri ve Yönetim Ltd. Şti. ve
Goethe Institut Istanbul'a teşekkür eder.
Henkel
RENAUIJ
Bu ılan Cumhunyet Gazetesİ'nin
katkısıyla yayınlanmıştır.
CumhuHyM