Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 1997 SALI
12 KULTUR
Bodrum Uluslararası Çevre Filmleri Festivali 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde başlıyor
Beş latadanfilııılerve başrolde doğaGÜL ERÇETİN
Clkemizin festivaller hantasına
bır festival daha katılıyor. Türkiye
Sınema ve Audıovisuel Kültür
Vakfı'nın (TÜRSAK), Garanti
Bankası sponsorluğundadüzenle-
diğı "1. Uluslararası Çevre Film-
leri Festivali", 5-10 haziran tarih-
len arasında Bodrum"da gerçekle-
şiyor. Festivalın sanat yönetmeni
ve TÜRSAK'ın Başkan Yardımcı-
sı Vecdi Sayar, sinemamızda çev-
re konusuna değinen film sayısı-
nm çok az. belgeselin ıse yok gibı
olduğunu belırterek "Medyaya
çok büyük görev ler düşüyor çevre
bflinci oluşturma sürecinde. Bod-
rum'da ateşlemeye çalışüğunız \a-
vılcımın yurdun başka köşelerine
de yansıvabilmesi için televizyon
kanallannın işbirliğine ihtiyaç w .
Bu durumun, ancak devletin des-
tekleyici, özendirici rolüne sahip
çıkması ile değişebileceğine inanı-
yonnn"diyor. "Bodrum Lluslara-
rası Çe\Te Filmlen Festivalı'nin
çevre konusunda bir tartışma plat-
formu oluşturup yeni yapıtlann,
yeni programlann ortaya çıkması-
na öncülûk edebilmesini dıleyen
Sayar, festivale ilişkin sorulanmı-
zı yanıtladı:
- l'luslararası Çevre Filmleri
Festivali projesi nasü oluştu?
VECDİ SAYAR - Çevre sorun-
lan giderek gündemin en önünde
yer almaya başlıyor. Dünyanın
başka ülkeleri içın olduğu gibı
Türkiye içın de geçerlı olan bu so-
runiar konusunda kamuoyunun
yeterince aydınlatılmadığını düşü-
nüyoruz. Bir film festivali ile bu
konuya dıkkatı çekmek, görsel-
işitsel medyaya, üzerine diişen gö-
revlen hatırlatmak gerektiğı kanı-
sındayız. Bu düşüncelerle Bod-
rum Festivali projesiru oluştıırduk.
Zaten, TÜRSAK'ın geçmişındeki
festival deneyimlerinın çoğu,
kentsel çevre sorunlan üzerinde
yoğunlaşmıştı. Ankara'dabaşlattı-
ğımız "Beyazperdenin Ardındaki
Kentter" adlı festival, ancak ikı
kez gerçekleşebildı; MuratKara-
yalçınbelediye başkanlığından ay-
nldıktan sonra sürdürülemedi. Ge-
çen yıl ise gene aynı ad altında bir
festival düzenledik. HABITAT sı-
rasında, tstanbul'da. Bu kez, tema-
mızın smırlannı genişletiyoruz.
Kentsel çevrenin yanı sıra doğal
çevreyi de ilgi alanımız içine alı-
yorıız. Projeyı olusturduktan son-
ra ilk başvurduğumuz kurum
sponsorluk çalışmalannın tümü-
nü çevre projelerine ayıran Garan-
ti Bankası oldu.
Ambtemi akdenizfoku
- Mekân olarak BodrunTun se-
çilmesinin \e festival ambJeminin
akdenizfoku olarak beürlenmesi-
nin nedenleri?-
SAYAR - Bir uluslararası festi-
val için Bodrum'dan daha uygun
bir mekân olabıhr mi? Doğal gü-
zelhkleri. sakınlerinın ve konukla-
nnın -yani izleyici potansiyelınin-
entelektüel kapasitesi ile... Öte
yandan, çarpık kentleşmenın, be-
tonlaşmanın. doğaya saygısızlığm
yarattığı çirkinlıklere. çevre so-
runlannın ertelenemez güncelliği
ile de Bodrum'un seçılmesinde
yarar olacağını düşündük. Kamu-
oyunun dikkatini bu sorunlar üze-
rinde yoğunlaştırabilmek için ak-
denızfokuna, yani bilimsel adıyla
monachus monachus'a gelince,
Bodrum yöresinin hızla yitirdiği
doğal değerlerden biri, belki de en
tipik olanı bu sevimli hayvan.
Çe\Te kirliliğinden çok ciddi bi-
çimde etkılenen bu hayvamn nes-
lı hızla tükeniyor. Insanlardan
uzak yaşayan bu canlılar Bodrum
yöresınde yaşıyorlar ve bugün sa-
yılan çok azalmış durumda. Sıra-
sı gelmışken. logomuzu yaratan
ve eskı Bodrum günlerinin nostal-
jisini festival afışimize yansıtan
Tan Oral'a ve festival ödül heykel-
ciklerini hazırlavan vontucu Emi-
Fridik Thor Fridirikson 'Sinema Günleri'. Claude Massat 'Kabloonak'.
4ana bölümden oluşan festival, çocuklara ve gençlere özel bir
önem veriyor. Beş kıtadan ellinin üzerinde yapıt katılıyor festivale.
Festival çerçevesinde film gösterileri, 'Gençlik ÖdüliT, 'Çocuk ve
Çevre Forumu', sinema öğrencilerinin katılacağı 'Kısa Film
Maratonu' ve uluslararası sempozyumun yanı sıra konulu filmler
dalında uluslararası yarışma, belgesel ve kısa film dalında uluslararası yanşmalar,
Yarışma dışı gösteriler ve Ustalara Saygı bölümü yer alıyor.
Uluslararası Çevre
Sempozyumu
Doğal Hayatı Koruma
Demeğı'nin danışmanlığında
düzenledigimiz sempozyumda
*Çevre Bilincinin
Yaygınlaştınlmasında KMe
İletişim Araçlannın Rolü"
tartışılacak. Samara Oteli'nde
7 haziran cumartesi günü
yapılacak olan sempozyumun
sabah oturumunda. Doğal
Hayatı Koruma Derneğı
Başkanı Nergis Yazgan.
Bergama Beledıye Başkanı
SefaTaşkın. Milli Eğıtim
Bakanlığı Talim Terbıye
Kurulu üvesi Necdet Sakaoğlu.
gazeteci Semra Somersan,
TEMA Vakfı'ndan Gülay
Yaşın. ÇEKÜL Vakfından
Hasan Özgen \ e
• • - Cumhurbaşkanlığj
Başdanışmam DinçerSümer,
"Çevre Konusunda Kamu
Duyariığı: Devlet, Sivil Toplum
ve Medya Kuruluşlan
Arasında İşbirltği" üzerinde
konuşmalar yapacaklar.
Öğleden sonraki oturumun
konusu ıse "Görsel-îşitsel
Medya ve Çevre Sorunlan." Bu
oturuma. Japonya'daki EARTH
VISION Komitesi'nden lzumi
Kondo, Fransız Çe\ re
Bakanhğı'ndan Jean Gaude
Levy. tngiltere'den TVE
temsilcisi Robert McGowan.
Almanya'dan ÖKOMEDYA
Enstitüsü'nden Reinhard
Biermann. Türkiye'den
yönetmen Orhan Oguz.
TRT belgesel yönetmeni Fatih
Orbav veNTY Genel
Koordınatörü Nuri Çolakoğlu
katılacaklar.
Aynca Bodrum'a çağnlan
v irmî kadar siv il toplum
kurulusu temsilcisi de
tartışmalara katılacak.
'Ustalara Saygı'
bolumu
Bıri Fransa'dan, diğeri
Izlanda'dan ikı usta sinemacı
yer alıyor. Son Cannes
Festivali'ne katılan bilim kurgu
çalışması ıleepey sert
eleştıriler alan. ama öte yandan
büyük bır gışe başansı kazanan
Luc Besson'dan. bın
sinemalanmızda hiç
gösterilmeyen ikı film yer
alıyor programda. Ikısı de
denizaltının gızemlı
dünyasında geçen filmler: *Le
GrandBleu"(Dennlık
Sarhoşluğu) \e "Atlantis"
Diğer ustamız ise Izlandalı. Bu
yıl Istanbul Festivali'ndejün
üyeliği yapan FridrikThor
Fridrikson'dan da ıki film
göstereceğız: "Sinema
Günleri" ve "Soğuk Ateş."
Ikisinde de doğa başrolde.
Ayrıca şu sırada hastanede
olan ünlü deniz altı
araştırmacısı-sinemacı Jacques
Cousteau onuruna bir "özel
gösteri" var. L'stanın, ünlü
yönetmen Louis Malle'le
birlikte gerçekleştirdiği ve
Cannes'da "Altın Palmiye"
kazanmış bir yapıt yer alacak
bu göstende:
u
Le Monde du
Silence" (Sessız Dünya).
Usta>a saygının yanı sıra,
ellıncı yaş gününde Cannes
Film Festivali'ne bir şapka
çıkarma diye de nitelenebilir
bu özel gösten.
Festivalın yanşma dışı
bölümünde daha önce
sinemalanmızda gösterilmiş,
çevre konulu filmler ver alı>or:
"Baraka", "Özgür Willy-\
"Mavi Sürgün" ve
İspanya'daki bir çevre
festivalinde büyük ödülü
kazanan Nesli Çölgeçen'ın
"İmdatileZarife"
llııslamMsıyanşmaya 22 i'dkckatılıyor
Yirmi iki ülkenin filmleri katılıyor
festivale, Amerika'dan Avustralya'ya,
Izlanda'dan Mali'ye. Portekiz'den
Hindistan'a uzanan zengin bir tablo.
Uluslararası yanşmada on konulu film
var. Türkiye'den "Manisa Tarzanı"nı
uluslararası yanşmaya alacağız. "Altın
Akdenizfoku" için yanşacak ülkeler
arasında Kanadn. Fransa, Portekiz, Gine,
Japonya, Çin ve Amerika yer alıyor.
Aralannda çok farklı türlerde filmler var.
îsveç sinemasmın usta yönetmenlerinden
Stefan Jarl'ın "Doğa SavaşçısT,
Uzakdoğu'dan gelen ve çocuk izleyiciye
seslenen iki film: "Uçamayan Ateş
Böceğmin Öyküsü" ve "Gİineş Panda".
büyüklere yönelik bir canlandırma filmi.
Kanadah usta Pierre Hebert'in "tnsan
Denen Bitki"si, Gineli kadm yönetmen
Flora Gomes'in Cannes'da geçen yıl
büyük ilgi gören filmi **Po di Sangui*
(Ruhlann Ağacı), sinema- doğa ilişkisi
üsrûne çok önemli bir film "Kabktonak",
Kanada'dan bir başka yapıt, "Silahlann
SessiztiğT ve "Alaska"... Doğa sevgisini
işleyen filmler bu yılki yanşma
bölümünün ağırlığım oluşturuyor.
re Konuk'a, çevre düzenını hazır-
lavan mimar Cengiz Kabaoğlu'na
kucak dolusu sevgilerimı iletmek
isterim.
- Düzenleme Kurulu >e festhal
ekibi kimlerden oluşuyor?
SAYAR - Düzenleme Kurulu.
TURSAK Yönetım Kurulu Baş-
kanı Müjde Ar'ın başkanhğmda
Turizm Bakanı Bahattin \ücel,
Çevre Bakanı Ziyattin Tokar. Bod-
rum Belediye Başkanı Tuğrul
Acar. festivale ev sahipliği vapan
İsis Tatil Köyü'nün sahibi Şahin
.\B Birer, Doğal Hayatı Koruma
Derneğı Başkanı Nergis Yazgan,
Akademıa Vakfı yönetıcilen Yıl-
maz Ozkan \ e YiğitGülöksüz. Ga-
ranti Bankası Reklam ve Halkla
Ilişkıler Müdürü NaciyeGünaL tu-
rizm sektöründen Nazire Dede-
man ve SinanÖzer. sinema sektö-
ründen Fehmi Yaşar ve Nesli Çöl-
geçeıu Dokuz Eylül Üniversıtesi
öğretım üyesı Ragıp Taranç,
TURSAK Genel Müdürü Engin
YlğitgiL Festival Genel Sekreten
SOIDÇ Baloglu ve uluslararası ıliş-
kiler sorumlusu Belma Baş'tan
oluşuvor. Festivalin program koor-
dinatörlüğünü Bugda Savaşır, ba-
sın ve halkla ilışkıler sorumlulu-
gunu da EsraDoğru üstlendi. Lev-
la Özalp de sempozyum çalışma-
lannı yürütüyor. Saim Yavuz'da
teknik çalışmalan.
- Peki. istevip de elde edtmediği-
niz filmler oldu mu?
SAYAR- Evet, ikı film. Bunlar-
dan biri "Microcosmos". Film. kı-
sa bir süre önce bir Türk dışalım-
cı firma tarafından satın alındı. Bu
firma ile yaptığımız görüşmeler-
de. ilk göstennın Bodrum'da ya-
pılması konusunda anlaştık. Ne-
dense. sonanda festivale vermek-
ten vazgeçtiler filmi. Oysa. dünya-
da dışalımcı ve dağıtımcı firmalar
festivallerin taleplerinı geri çevır-
mezler. Çünkü bilırler kı sanatsal
ağırliklı filmler için yeni izleyici-
ler yaratır festivaller. Ama böyle
bır filmin. yani çevre duyarlılığı-
nı. doğa sevgisini geniş kıtlelere
benimsetme mısyonuna sahıp bir
filmin festivale verilmemesi çok
yazık Demek kı bu dışalımcı fir-
manın kendi tican çıkarının dışm-
da en ufak bir kaygısı yok.
Yeni bır Amerikan vapımı, "Fh
Away Home"u da yapımci firma
Columbia'dan alamadık. Türki-
ye"de gösterime girmeyeceği için.
festivale de vermıyorlarmış. Co-
lumbıa filmlerinı Türkiye'de da-
ğıtan Warner Bros, Türkiye'de iş
yapmaz dıye filmi getirmeme ka-
ran vermış. Oysa film şu anda Pa-
ns'te oynuyor ve çok da iyi iş ya-
pıyor. VVarner'a ne kadar dil dök-
tüysek de fılme vizyon şansı ver-
memektedirendiler.
Çocuklara ve gençlere
- Festhalde çocuklara ve gençle-
re özel bir önem verdiğiniz göriilû-
yor. Nedeni?_
SAYAR - Evet. festivalin ben-
ce en önemli boyutu çocukla-
ra'gençlere verdiği önem. Çevre-
mizin v e insanlığın geleceği yeni
kuşaklann sahip olacağı bilinçle
belirlenecek. Gençler dört farklı
biçimde katılıyor festivale. Yanş-
ma filmlenni değerlendirecek
uluslararası jürinin yanı sıra bir
"Gençlik Jürisi" oluşturuluyor.
Uzun metrajlı fılmlerden bırine
"Gençlik Ödülü'" vermek üzere.
Festival sırasında bir "Çocuk ve
Çevre Forumu" düzenlenecek.
Yörenin gençlerinin çevre konu-
sundaki düşüncelerini dinleyece-
ğiz bu forumda. Aynca, Bodrum
Belediyesi'nın işbırliği ile yöre-
deki öğrencilerin katıldığı "Çev-
re" konulu bir resım sergisi dü-
zenleniyor. Çeşitli sinema okulla-
nndan öğrencilerin katılacağı "Kı-
sa Film Maratonu"nda ise, genç-
ler yörenin çevre sorunlannı işle-
yen video filmlen gerçekleştire-
cekler. Öğrencıler, filmlenni fes-
tival sırasında çekecekler. kurgu-
sunu tamamlayacaklar ve festiva-
lin son günü gösterecekler. Dokuz
Eylül Üniversıtesi Güzel Sanatlar
Fakültesi'nın işbırliği ile gerçek-
leştireceğimiz bu projeyı Ragıp
Taranç yürütecek. Ünlü görüntü
yönetmeni Colin Monierde bu ça-
lışmaya danışmanlık yapacak.
- Festivalin tanıtımı için yurti-
çindeveyurtdışındaneleryapddr.'
SAYAR - Fılmlenn tanıtım büt-
çesinin sıfır olduğu bir ülkede fes-
tivallenn de tanıtıma ayırdığı büt-
çe çok sınırlı oluyor elbette. Ne
yazık ki yurtdışında bir tanıtıma
bütçemız elvermiyor. Gönül ıster
ki Tanıtma Fonu Türkıye'nın tanı-
tımında uluslararası festival lerden
yararlansın. Ama ne gezer...
Destek özel sektörden
- Kimlerden destek aldınız?
Kültür ve Çevre Bakanlıklannın
desteği ne boyutta?
SAYAR - Çevre Bakanı'ndan
moral destek aldığımızı söyleyebi-
lirim. En somut desteği ise Tunzm
Bakanı Bahattin Yücel sağladı.
Yurtdışından gelen konuklann ba-
zılannın ağırlanmasını v e kapanış
kokteylinı üstlenerek. Bodrum'un
tunzm potansiyelınin artîırılması-
na ve kültür tunzminin gelişmesi-
ne destek olacak bır proje olarak
değerlendırdiler festivalımızı. Ay-
nca ülkemızın doğal plato olarak
dünya sinema çevrelerine tanıtıl-
ması amacı ile ortak bır çalışma
başlattık. Tabiı, festival bütçesinın
büyük kısmını devlet değil, özel
sektör sağlıyor. Ana sponsor Ga-
rantı Bankası'nın yanı sıra lsisTa-
til Köyü. Mail Boxes etc, Top Air.
Istanbul Hava Yollan. Kodak. Ko-
leksiyon. AGF Garanti Sigorta.
Hotel Samara. Hotel Karya Prin-
cess, Sun Rent a Car, IFR, Yeni
Lale, Onon KA-BA Mimarlık gi-
bı kuruluşların katkılarıyla ger-
çekleşiyor festival. Aynca TUR-
SAB. BODER. Academia, Yat lş-
letmecileri Derneği, BOSAV gıbi
sıvil toplum kuruluşlannın. Kültür
Bakanlığı Sinema Genel Müdür-
lüğü'nün ve tzmır Dokuz Eylül
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül-
tesi'nin desteğıni de unutmamak
gerekiyor.
- Geçen yıl nükleer çalışmalan
nedeniyle dünva çapında çe\ rc ör-
güderinin tepkisini toplavan Fran-
sa'nın festhalc katkısını nasü de-
ğerlendiriyorsunuz?
SAYAR- Ülkelerin sıv asal dına-
mikleri ile kültürel dinamiklen her
zaman aynı doğrultuda olmuyor
biliyorsunuz. Fransız Çevre Ba-
kanlığı'nın, Fransa'daki çevreci
kuruluşların ve Çevre Filmleri
Festıvalleri'nın yakın ilgisıni gör-
dük. Temsilcileri Bodnım'da ola-
caklar. En ıvisı bu soruyu kendi-
lerine sonın. Zaten Fransa'daki se-
çım sonuçlannın, pek çok konuda
olduğu gibi bu konuda da farklı
bir politikalan gündeme getırrne-
si söz konusu. Ustelik. festivaller
sanatçıların özgür düşüncelerini
yansıtan ortamlar. Resmı görüşler
sanatçılan bağlamaz. SağhkJı olan
da budur. Çünkü daha mutlu bir
geleceğe uzanan yolu onlann ateş-
lediği kıvılcımlar aydınlatacak.
Her zaman olduğu gibi.
Nâzmı Hikmet'in 34. öUim yıldönüıminde 'Kuvayi Mflfiye'
Kültür Servisi - 9. Uluslararası Istanbul Tiyat-
ro Festivali kapsamında 2 haziranda sahnelenen
Ankara Devlet Tiyatrosu'nun Kuvayi Milliye ad-
lı oyunu, Nâzım Hikmet'in 34. ölüm yıldönümü
olan bugün saat 21.30'da Atatürk Kültür Merke-
zi Büyük Salon'da sahnelenecek. Oyunun ve oyun
müziğinin orijinal kaset v e CD'si Yeni Düny a Mü-
zik tarafından yayımlandı.
'Kuvayi Milliye' destanı yalnızca çizdiği man-
zaralarla görsel olarak canlandırdıgı bir olayiar
dizisi olmaktan çok. Nâzım Hikmet şiirinin gücü-
nü oluşturan ritim zenginliğinin de yansıtıldığı bir
'ırmak-şiir'. 'KuvaviMilliye',bu özelliğinden do-
layı senfbnik bir şiir niteliğmi de taşıyor. Nâzım
Hikmet. epik şiir geleneğinın en çarpıcı örneğı ol-
makla birlikte, "savaş içindeki bir toplumun genel
durumuyla birlikte toplumu oluşturan bireylerin
kişisel sorunlan, iç dünyalan, onlann vazgılannı
beüıieyen Istanbul un siv asal konumunu karma-
şık bir gerçekliğin önemli aynntılan olarak gözlcr
önüne seren" bir kurguya sahip olması bakımın-
dan da Kurtuluş Savaşı tarihimizin en görkemli
yapıtlan arasında yer alıyor. (Prof. Cevat Çapan,
Devlet Tiyatrolan program broşürü.)
Nâzım Hikmet'in 1939'da Istanbul Tevkifha-
nesi'nde başlayıp 1940-41 yülannda Çankın ve
Bursa hapıshanelerinde tamamladıği 'Kuvayi Mil-
liye' destanı, ancak şairin Ölümünden bırkaç yıl
Nâzım Hikmet'in 'Kuvayi MiIBye' destanı, Ergin Orbey tarafindan sahneye konuluyor.
sonra yayımlanabilmişti. İlk kez 1965'te Türkçe yayımlanmıştı.
olarak 'Kurtuluş Savaşı Destanı' adıyla yayımla- 'Kuvayi Milliye' destanı. tiyatro yönetmeni Er-
nanyapıt. yazılmavabaşlanışındanyaklasık30yıl gin Orbey tarafından sahneye konuluyor. Devlet
sonra 1968'de orijinal adıyla ve tam metin olarak Tiyatrosu sanatçılannın rol aldığı oyunda, Nâzım
Hikmet'in yazdığı destan: tek bir sözcük eklen-
meden, çıkanlmadan ve değiştirilmeden orijinal
haliyle sunuluyor. 'Ku>B\i Milliye' oyununda yo-
rumcu olarak Kerim Afşar. Rüştü .Asyalı, Bozkurt
Kuruç, Sema Aybars. Nurşen Girginkoç, Alpay
İzbırak. Erol Kardeseci. Cemil Özbayer, Be> han
Saran, Baykal Saran, Elçin Şanal ve Çetin Tekin-
dor yer alıyor.
Ergin Orbey'in yalın, doğal, süslerden annmış
tiyatroanlayışıyla sahnelenen 'Kuvayi Milliye'nın
özgün müzikleri ıse bestecı Can Attila tarafından
gerçekleştinldi. Attila, beşinci solo çalışması olan,
'Kuvayi Milliye' destanı için yaptığı orkestral su-
iti için şunlan söylüyor: "Nâzım Hikmet'in met-
ninin kendisinde zaten var olan müzjği ortaya ÇH
karmaya çalışüm. Bu orkestral suit versiyon, oyun-
daki kişilerin, mekânlann ve detaylann müzikal
portreleridir. Şairin destan anlatımına uygun ola-
rak oyunun başından sonuna aralıksız devam e-
der." *
Attila'nın çalışması şu bölümlerden oluşuyor:
'Kağnılar. Kadınlar ve Bir Aletle Bir İnsan", 'Is-
tanbul 919 ve Kambur Kerim', '16 Mart, Manas-
tırtı Hanıdi". 'Kartallı Kâzımın Hikâyesi', 'Ölü-
me Gittiğimb Yol', '918-919 ve Karayılan Hikâye-
si', ^20 ve Arhavelli İsmail'in Hikâyesi', 'Bir Mek-
tup Bir Şiir' ve 'Final: 26 Ağustos Gecesi - Akde-
niz'e Bakan Nefer'.
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Ödüller, Mehmet Seyda,
Unutulmak
Yazmıştım: Cemal Süreya'nın Günler (Yapı
Kredi Yayınları) adlı, 993 günlük güncesini çok
severek okudum. Şimdı, arada bir, sayfalarını
açıp açıp yeniden okuyorum.
Büyük edebiyatsever şaırimız, 781. günde
Mehmet Seyda'dan sözaçmış. "(...) ölümünün
üzerinden tam biryılgeçmiş", diyor.
Cemal Süreyanın Mehmet Seyda'yia baca-
nakolduklannı bilmiyordum; 781. günden öğren-
dim. Eşinin unutulduğundan yakınan Nihal Ha-
nım, Cemal Süreya'ya telefon açmış. Şair bu
unutuluş, bu unutuluşlar üzerinde duruyor.
Sözgelimı Nevzat Üstün'ün bir daha kolay
kolay gündem oluşturmayacağı kanısına varı-
yor. Tanpınar'ın, Orhan Veli'nın yıllar sonra ye-
niden yaşamaya koyulduklarına dıkkat çekiyor.
Cemal Süreya'ya göre Yahya Kemal ve Nâzım
Hikmet, oldum bittim, güncelliklerini korumuş-
lar.
Sonra Mehmet Seyda'ya dönülüyor; ilginç
saptayımlardile getirilmiş. Ornekse şu 'ödül' me-
selesi: Mehmet Seyda edebiyatımızda en çok
ödül kazanmış yazar. Bu rekoru bugün de koru-
yor mu, bilmiyorum.
"En çok ödül alanlardan biri, belki de onlann
binncisi olduğu halde, sessizlık son yıllanna ka-
dar sürdürüldü." Evet, ama neden? Cemal Sü-
reya, Mehmet Seyda ımzalı romanların pek de
başanlı sayılamayacağına bağhyor sessizliği.
Ben de, Mehmet Seyda'ya ne kadar haksızlık
ettiğimızı düşündüm. Zaten sık sık düşünürüm.
llkgençlik Çağına Öykuler adlı bir antoloji hazır-
lamıştım, Mehmet Seyda'dan tek öykü alma-
mıştım. Unutkanlık değil; en güzel en etkileyici
öykülerinın ilkgençlik çağına 'denk' düşmeye-
ceği sanısına vardığımdan.
Belki deyanılıyordum; bugünün ilkgençlıği ya-
şamı elbette çok daha erken kavrıyor. Seyda'nın.
benim için unutulmaz "Evimın Erkeği" hikâyesi
seçkide yer alabıhrdi; mutlaka yer almalıydı.
"Evimin Erkeğı"n\ okuyalı nıce yıllar geçti. Bir.
hatırlatma olsun dıye Necatigil'in özetini alıntı-
lıyorum:
"Dört yıl önce kocasından boşanmış Berin,
Istanbul'da monoton bır memur hayatı yaşa-
maktadır. Bir cumartesi sinema çıkışı muhalle-
bicide rastladığı E.C.'yi ikinci karşılaşmasında
alır, evine götürür. Sanatçı pozunda, fakat tem-
bel-avare, eve yerleşen adam; genç kadının, bir
işe gırip çalışması tekliflerini boyuna atlatır; iş
aradığım, fakat bulamadığını söyler hep. İki üç
ay sonra bır gün Berin, peşine taktığı odacıdan
E.C. 'nın her gün iş bulmaya değil de Gülhane
Parkı 'na gittiğini, orada karısı ve çocuklanyla gö-
rüştüğunü öğrenır. Gece adam eve gelince, se-
bebıni söylemeden kovar adamı. Genç kadının
iç yıkılışı son cümlede şoyle özetlenır: Öldürü- -
lecek olanı ölduremeyince hep biraz biz ölü-
rüz..."
Bir özetleyiş, hi(<âyenin olanca güzelliğini ve-
remıyor. "Evimin Erkeği", Seyda'nın 1963tarih-
li Başgöz Etme Zamanı kıtabından. Handiyse
kırk yaşında; fakat hâlâ çok genç, taptaze, yann
da öyle kalacak.
Işin tuhafı, Başgöz Etme Zamanı onca güzel
öyküsüne karşın 'odül' almamış bir eserdir.
Ödüllerin yazara büyük katkılar sağladığına
inanmıyorum. Öte yandan, Mehmet Seyda'dan
günümüze, geleceğe birkaç eşsiz öykü kaldığı-
na, kalacağına kesenkes inanıyorum. Cemal Sü-
reya da yazann öykülerini benimsıyor; Anahtar-
cı Salih kıtabını hatırlatıyor.
Bir adım önce. Başgöz Etme Zamanı ödül ka-
zanmamış, dedım; yanılmışım: Sait Faik Hıkâye
Armağanf nı kazanmış. Ama, 1969 tarihli Anah-
tarcı Salıh ödülsüz. Bu kitapta "Baba"öyküsü
birçok okurun yüreğinı yakmıştır. Kitaba ad ve-
ren öykü. aynca çok ustalıklıdır.
Seyda, Yanartaş, Ihtıyar Gençlik, IçeDönükve
Atak romanlarıyla ödüller kazanmış. Bu roman-
ların yazınsal değerleri tartışmaya açıktır. Cemal
Süreya, Mehmet Seyda'nın roman yazarken "üs-
lûp peşine" düştüğünü söylüyor; özentiye kaç-
tığını söylemek istıyor belki de. Özellikle lçe Dö-
nük ve Atak'ta duyumsanır, sezılir o üslûp özen-
tisi.
Ama Mehmet Seyda'nın güzel romanları var:
YaşAğaç, Ne Ekersen... Ikıncısi Yunus Nadi Ro-
man Odülü'nü almış. Bir Gün Büyüyeceksin de
belleğimde iz bırakmıştır.
Kırgınlık içinde ayrıldı dünyamızdan Mehmet
Seyda. Altın Kitaplar'a Kapatma adlı -galiba- son
öykü kitabını getirmişti. Kapatma yayımlandı;
Mehmet Seyda'yı son görüşüm; kitabının yayım-
lanması onda -sanki- en küçük bir sevinç yarat-
mamıştı.
Ödüller, dediğim gibi, bence pek bir işe yara-
mıyor. Unutulmak: O, edebiyat dünyamızın sü-
regelen nankörlüğü!
Takvimde Iz Bırakan:
"Işte koskoca bir ev. Bir konak da olabilir. Sa-
yısız odalar, sayısız sofaiar. Ama içinde kim var?
Kimse yok. Bir tek annesi, bir de Muhsin. Oyun
arkadaşı bile yalnız anası, Muhsin'e, o sanki bir;
kız çocukmuş gibi bez bebekler diker, kaşını gö- '
zünü de tükürüklediği mor bir kalemle gene ken-
di çizerdi." Mehmet Seyda, Ne Ekersen, Dost
Yayınevi(1958).
TİYATRO FESTİVALrNDE BUGÜN
Kuvayi Milliye Ankara Devlet Tiyatrolan'nın oyunu
saat 21 30'da AKM Büyük Salon'da izlenebilir.
BUGÜN
• TARAIVTA BABL KÜLTÜR MERKEZİ nde saat
19.00'da "Ölümünün 34. Yılında Nâzım Hikmet
Aramızda" başlıklı etkınlik yer alacak. Anma
toplantısında Nâzım Hikmet'in yaşamını anlatan bir
film gösterimi yapılacak. Sinan Karahan ve Sevda
Tosin ise ozanın şiirlerini seslendirip
oyunlaştıracaklar.(235 28 59)
• ,AKS.A>AT'ta saat 12.30 ve 17 30'da.laser diskten
Berlioz 'La Damnation de Faust' konsen izlenebilir.
• BtLYAYVAKFI'nda saat 19.30'da 'İnsan,
Tekamül ve Sorumluluk' konulu konferans
izlenebilir.
• LYRA DR.AGOS'ta saat 20.00-22.00 arası Lyra
çılmn üçlüsü dinlenebilir.
• BOCAZİÇİ LNİ\ ERSİTESİ SİNE\U
KULÜBL'nde saat 19.00'da ve 21.00'de. Derviş
Zaim'in yönettıği 'Tabutta Rovaşata' adlı film
gösterilıyor.