25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 HAZİRAN 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER AcJIİ Tip Ülkücü Uysal tefecilikle suçlanıyor KEREMILGAZ DYP Milletvekilı Mehmet Ağar'ın Ada- let bakanlığı döneminde Adli Tıp kurumun- da kadrolaşma iddialannın yoğun olduğu dönemde atadığı ve daha önce MHP'den milletvekilı adayı da olan İsmaü Hakkı Uy- sal'ın, görevı sırasında yüksek faizle para verdiği öne sürüldü. Kendisini Adli Tıp ku- rumu başkanı olarak tanıttığı ıddia edilen Uysal'ın, parasını ödeyen kişilerin ipotekli tapulannı iade etmediği belirtildi. Adli Tıp Kurumu'na Fizik Inceleme thti- sas Dairesi Başkanı olarak atandığı dönem- de yoğun tepki gören eski ûlkücü Ismail Hakkı Uysal'ın silahla ilgili ıncelemelerin yapıldığı, atış uzaklığınm kararlannın ve- rildıği ve çek-senet dosyalannın incelendi- ği bölüm gibi önemli bir dairenin başkanlı- ğını yapması tepkilere neden olmuştu. Uy- sal'la ilgili son iddia ıse Adli Tıp kurumun- daki görevi sırasında çok sayıda kişiye mil- yarlarca lira para dagıtarak yûksek faizle is- temesi. Bu konuda Kartal Cumhuriyet Savcılı- ğı'na suç duyunısunda bulunan F.TûBn Ka- rataş, Hüseyii) Mert Ayhan Akgûç ve Talat Arslan, kendisini Adli Tıp kurumu başkanı olarak tanıtarak yüksek faizle para verdiği- ni belirttiler. "Kimsenin kcndisinden hesap soramayacağını beyan eden sanık Uysal, Hü- seyin Mert'i 1 miryar 200 milyon Bra borç- landırdığL, aynca da mûkerrer senet almış- ür"denilen dilekçede, Mert'in gayri men- kullennin icraya verilip bazı kişilerin de pa- ralannı ödedigı halde tapulannın iade edil- mediğı kaydedıldi. 'Faizle para vennek suretiyle tefeciük'suç- lamasıyla yargılanması istenen Uysal hak- kında Adli Tıp Kurumu Başkanhğı'na ve Vergi Dairesi Ihbarlar ve Denetim Koordi- nasyon Gelir Müdürlüğü'ne de, gerekli iş- lemin yapılması için başvuruldu. Kerestecilerin tasınması Belediyeler protokole uymuyor tstanbul Haber Servisi -Kerestecilerin tki- telli sanayi bölgesine taşınmaları için Avru- pa yakasındaki tüm belediyelerin imzaladı- ğı protokole Fatih Belediyesı dışındaki be- lediyelenn uymadığı öne sürüldü. Istanbul Valiliği.Tstanbul Büyükşehir Be- lediyesi, Istanbul KerestecilerOdası ve ilçe belediye başkanlannın 30 Ekim 1996 tari- hinde yapılan protokol gereği 30 Mayıs 1997 tarihınde ilçe sınırlan içinde bulunan kerestecilerin tkıtellı 'deki yerlenne taşınma- lan için gereken yasal işleme uyulmadığı belirlendi. Fatıh Belediye Başkanlığı'ndan verilen bilgiye göre, imzalanan protokole yalnızca Fatih Beledıyesi uydu. Şışli, Be- yoğlu, Kâğıthane, Eyüp, Emınönü, Bayram- paşa, Gaziosmanpaşa, Bağcılar, Güngören, Bahçelıevler, Zeytinburnu, Esenler ve Avcı- lar belediye başkanlıkJan, bugüne dek keres- tecilerle ilgili yasal işlem yapmadı. Fatih Belediyesi'nden yapılan açıklama- da, ilçe belediye başkanlannın attıklan im- zalara karşın protokole uyulmamasında, Is- tanbul Büyükşehir Belediye Başkanhğı'mn duyarsız kalmasının etkili olduğu ve proto- kolün amacına ulaşamadığı savunuldu. Şoray'ın 2 yıl hapsi isteniyor Istanbul Haber Servisi - Sinema sanatçısı Türkan Şoray'ın, tedbir- sizlik ve dikkatsız- lik sonucu Küçük- bebek'tekı yalısın- da yangına neden olduğu gerekçe- sıvle yargılanma- sına devam edildi. Istanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi'ndekı duruşmaya, tutuksuz ola- rak yargılanan Türkan Şoray olayda herhan- gi bir dikkatsizliği ve tedbirsizliğinin söz ko- nusu olmadığını savundu. Türkan Şoray'ın -duruşmalardan vareste tutulmasıru kararlaş- tıran mahkeme, tanıklann dinlenmesi ama- cıyla duruşmayı erteledi. İSLAMOA ÖZGÜRLÜK ARAYIŞI2 İSLAM KOMÜNCÜLERİ Hamdan Karmati;.15O yıl süren "Fazilet Toplumu" kurdu. Özgürlük, eşitlikve kardeşlik temelinde herkese ihtiyacına göre, herkesten emeğine göre kuralını hayata geçirdi. Herşey ortaktı; yarin dudağı bile, Komünal toplumda "baba" yok; anne ve dayı vardı. Işte, islam tarıhindeki devrimci Batınfler'in en radikal kolu Karmatiler'in kısa öyküsü. Sünni Islama karşı siyasal ye ideolojik mücadelenin ayrıntılarını ilgiyle okuyacaksınız. 1000 yıl sonrasındaki günümüzde, Karmatiler in örgütlenme, siyasal mücadele yöntemleri ve kitlelerle kaynaşma anlayışından öğreneceğimiz çok şey var Türk-İş Genel Başkanı Meral, hükümete yakın 10 sendikayı eleştirdi 'Irticayı korumak utanç verir'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-Iş Genel Başkanı Bayram Me- ral, REFAHYOL'a yakınlığıyla bili- nen sendikalann, konfederasyonlann oluşturdugu sivil gırişime karşı bıldi- rilenne, "Geiecekte millervekilliği sö- zü alarak bir siyasi partinin çığırtkan- hğuu yapmak, irticayı savunmak, Ata- türk'ü ağzına alamamak utanç verici- dir" yanıtmı verdı. Harb-İş Sendika- sı Genel Başkanı Izzet Çetin de 10 sen- dikanınortakbildırisinı "öriimcekka- fahlara ve şeriata zunni destek" olarak nıtelendirirken "Çiller, Erbakan gö- rev verdL Başoğlu da görevini yerine getirdi" dedı. Toplusözleşme sürecinde başlayan ve yüz kızartıcı suç nedenıyle Demir- yol-lş Genel Başkanı Enver Toçoğ- lu'nun genel mali sekreterlik görevin- den ahnmasıyla devam eden Türk- Iş'teki çekişme ve REFAHYOL'un uy- gulamalan, sendikalar arasındaki si- yasi görüş aynlıklannı su yüzüne çı- kardı. REFAHYOL'un isteğı doğrultu- sunda ilk sözleşmeyi imzalayan De- miryol-Iş ve Şeker-fş'in yanı sıra Dok Gemı-îş, Toleyis, Türk Koop-lş, Ha- ber-tş, Türkiye Maden-tş, Teksif ve Bass, Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel'in Başdanışmanı ve Sağlık-lş Genel Başkanı Mustafa Başoğlu baş- kanlığında "demokrasiye çağn" adı altında ortak bir bildin yayımladılar. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Me- ral, konfederasyonun yeteri kadar de- mokrasiye sahip çıkmadığı görüşü- nün, "yıpratmaya* yönelik olduğuna dikkatçektı Türk-lş"i"laik,sosyalhu- kuk devleti dışında bir icraat içinde DİSK'e bağlı OLEYlS'in turizm sektöründe çalışanlarla ilgili raporu 'Sendikasızlık düşük ücret getiriyor' BANUSALMAN ANKARA-DÎSK'e bağlı OLEYtS'in yaptığı araştırma, turizm sektöründe sendikasız olarak çalışanlann "döşüküc- ret" aldıklannı ortaya koydu. Mevsimlik işçilerde ücret ye- tersizliği belirginleşirken; turizm sektöründe calışanlann öncelikli sorununun calışma saatierinin fazlalığı olduğu saptandı. Prof. Dr. Hûseyin Tathdfl, Sedef Bayraktar, Süzfilay Ha- zar'ın yapüğı "Turizm sektöründe çahşanlann sonınlan, sendikal beklentileri ve ülke gündemine baktşlan" konulu araştırmada, turizm sektöründe sendikasız olarak çalışan- lann yüzde 57.11 'inin ücretinin yetersiz olduğu belirlendi. Araştomada Türk-Iş'ebağlı TOLEYİS'e üye işçilerin yüz- de 49.12'sinin, OLEYİS üyesi işçilerin ise yüzde 47.85'inin ücretinin yetersiz olduğu saptandı. Yeterli ücret alanlan, yüzde 13.47'likoranla sendikasız olanlann, yüzde 13.30'la OLEYİS, yüzde 7.2'yle de TOLEYİS üyesi işçilerin oluş- turdugu belirtildi. Mevsimlik işçilerde ise aldığı ücret ye- tersiz olan işçi oranınm yüzde 64.5'e yükseldiğine dikkat çekildi. Araştırma, tunzm sektöründe çahşanlann yüzde 51.58'inin kendi çabasıyla. yüzde 22.90'mın kendi mesle- ği olarak. yüzde 10.74'ünün işyeri dışındaki kurslardan ve yalnızca yüzde 6.38'inin işyerindeki kurslardan işi öğren- diklerini ortaya koydu. Araştırmaya göre, turizm sektörün- de çalışanlann en büyük sorununu çalışma saatleri oluştu- ruyor. Çalışanlann yüzde 31.4'ünün çalışma saatierinin fazlalılığı: yüzde 27.7'smin ekonomik sorunlannı bulunu- yor. Turizm sektöründe çalışanlar, ülke sorunlannda birin- ci önceliği "hayatpahaUhğın na verirken: ikinci sırada "te- rör"e, üçüncü sırada da "siyasal düzende çarpıkhğa" önem veriyor. göstermenin, şaşkınlık ve bUgisiziik" olduğunu söyleyen Meral, Atatürk devrimlerine bağlı, cumhuriyeti ve parlamenter sistemi savunanlarla her zaman işbirliği yapacaklannı kaydet- ti. Başoğlu'nun Türk-lş Genel Eğitim Sekreterliği görevinden "küs" olarak aynldığını anımsatan Meral, "Tûrk- İş'i iki başh göstermek, Türk-Iş'e ve Türk-İş bütünlüğüne en büyük kötü- lüktür" dedi. Meral, 10 sendıkanın bildirisinde, sivil girişimın yayımla- dığı bildiriden alıntılar bulunduğuna da dikkat çekti. Harb-lş Genel Başkanı tzzet Çetin ise Teksif, Türkiye Maden-lş ve Bass' ın bu ortak bildiriye *tam olarak kavramadan" katıldıklannı söyledı. Çetin, Sağhk-lş Genel Başkanı Ba- şoğlu'nun "DYP'de yer bulamayuıca yolunu RP'ye çevirdiğiniT> belırterek "Ortak bildiri. görüntü itibarryla dar- beye karşı, demokrashe sahipçıkar gi- bi bir anlaytş var, ama şeriata ya da örumcek kafahlann iktidanna da zun- ni bir destek söz konusu. REFAHVOL koalisyonunun, bizün arkamızda halk desteği işçi desteği %-ar di\«bilmeleri için yapdmış" diye konuştu. Çetin, Türk-İş, DİSK, TESK, TİSK ve TO- BB'nin oluşturduğu sivil girişimle il- gili de şunlan söyledi' u Hep askeıier demokrasinin koru- yucusu gibi görünüyor. ama iktidara geldiğinde en büyük zaran işçiler gö- rüyor. Sivil girişimde bana göre çeUş- kiü olan tek >er, işveren ve işçi sendi- kalannın bir arada olması. Ama Tür- kiye'de demokrasinin kurtulması için işverenler de inançlı ise darboğazdan çıkmak için bir araya getiş olarak de- ğerlendirilmelL Hatta yapılanlan ye- tersiz buluyorum. daha güçlü bir sivil insiyatif olarak TBMM'degücünü his- settirmeB.*' LevenfteAtatürk 9 eSaygıAnıtı Beşiktaş Belediye Başkanbğı De Genç Yönetid ve tşadamlan Derneği'nin (GYtAD) işbirliği ile yapılan "Atatürk'e Sa>- gı Anıü" dün törenle açıldı. Levent'te düzenlenen törene Belediye Başkanı A>fer Atay, Beşiktaş Kaymakamı Naim Dal- kıbç, Tuğgeneral Ni\azi Hatipoğfu. Beşiktaş Askerlik Şubesi Başkanı Sürevya Kıhç. GYIAD Başkanı Melih Mekik ile Lütfi Banat bköğretim Okulu öğrencileri katıldı. G\ İAD Başkanı Melih Mekik törende yapüğı konuşmada. günümüz potitikacüaruun Atatûrk'ün arkasına saklandığım savunarak "Bugün herkes, ümitsiz bir havada. Bu ha\a>i değiştir- mek için şu he\ kele bakmalıyız" dedL Mekik'ten sonra konuşan CHP'li Beşiktaş Bcledive Başkanı Ayfer Ata> da shil, asker. öğretmen, öğrenci, emekçl, işçi, toplumda her kesimin bir ülkü uğruna bir araya gelmiş olduğunu ifade ederek "Bu bir teneke ya da maden parçası değÛ, bir ülkenin ortak ilkelerinin sembolüdür" dedL Araştırma görevlfleri araşüraımyor Genç akademisyenler temizlik ve fotokopi gibi özel işlerde kullanılmaktan rahatsız YDSUFZİYAAY Her yıl çok sayıda ünıversite mezunu genç, akademik kariyer yapmanın haya- lini kurarken, akademik kariyerin ilk adımında olan araştırma görevlileri ol- dukça dertli. Araştırma görevlileri, bi- limsel araştırma olanağı ve akademik statüden yoksun olduklannı belirterek "üniversitenin ve hocalann kendilerini temiztiktenfotokopiçektirmeye dek ber türlü işe koşturduğunu"' söylediler. Türkiye genelindekı 61 üniversitede 20 bin 572 kişilik bir beyin gücü oluş- turan ve öğretim üyelığinin kaynagı olan araştırma görevlıliğine girmek için bi- hm ve yabancı dil sınavının yanı sıra. bu yıl getirilen Lisansüstü Eğitim Giriş Sı- navı'ndan da (LES) geçmek gerekiyor. Bu sınavlan aşıp araştırma görevlisı olanlar ise bırincıl ışlevleri olan "bilun- set araştırmayapmakyerine, araşorma- nuı dışında her türiü işe koşturulan jo- ker etemsuı gibi çahşünlmaktan" yakı- nıyorlar. Araştırma Görevlileri Derneği Baş- kanı ve Boğazıçi Oniversitesi Eğitim Fa- kültesi araştırma görevlisi Cem Kira- zoğhı, araştırma görevlilerine birçok üniversitede burslu öğrenci gibi davra- nıldığını belirterek u Bizierc,sekreterfik- te ögle tatiDerinde nöbet tutturuluyor; anlamsız, işle Ogisi ohnayan fotokopi iş- teri,laboratuvarlarda temizlikişleri yap- ünhyor. Oğretim ü>esi tatile çıkrjor. iş- lervedersler aststanlara bırakılıp bu iBş- Id isüsmar edilijor" dedı. Derneğın eski yönetım kurulu üyesi ve Istanbul Oniversitesi Fen-Edebıyat Fakültesi Fizık Bölümü araştırma gö- revlilennden Dr. Sehban Kartal da araş- tırma görevlilerinin, bilimsel araştırma- lara ve öğretim çalışmasma yardımcı ol- mak üzere istihdam edilmelerine karşın, üniversite yönetimlennın, araştırma gö- revlilerini "fotokopi cekmekten tetefon faturası yaonnaya kadar her türlü işe koştuğunu" söyledi. Kartal, araştırma görevhlennin, mastır ve doktoramn ge- reğı olan bilimsel araştırmalan ıse öğ- retimden arta kalan boşlukta yürütme- nin sıkıntısını yaşadıklannı vurguladı. Derneğin yönetım kurulu üyesi Ta- ner Ayanoğlu ıse. "Araştmna görevlile- ri, üniversitenin her işi yapan jokerieri y^pıhyor, vapüklan işe uygun statüleri buhınmuyor'" dedı. Ayanoğlu, araştırma görevlilerinin, kütüphanelerdeki bilimsel yayın yeter- sizliği ve Internet olanağından yoksun olmalan nedeniyle bilimsel literatürü iz- leyemediklerini de savunarak şunlan söyledi: "Dünyadaki geüşmeleri izleye- cek yeterli sa>ıda yabancı j»m, üniver- site kütüphanelerine girnıiyor. Intemet ağı bütün üniversitelerde yoL Boğaziçi Üniversitesi Rektöriüğü, başka üniversi- telerin araştırma görevlilerinin İntemet bağlanösından yararlanmasına izin ver- nıi\or. Cnhersiteler arasında firsat eşit- sizliği var. Bilimsel araşnrmada başkala- nnın araşOrmalan da kullanüdığı için bir ünKersitenin bilghi para ile metalaş- tınp tekeline alması üniversite kavranu- na uymuyor. Aylık 50 miht)n lira geHrle kitap sabn almamız çok zor." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATE$ Ben de Müslümamm... Katıldığım toplantılarda, iş "soru-cevap" bölü- müne gelince, genellikle dile getirilen ve hatta bu konudaki tutumumu eleştiren bir yaklaşım vardır. İslam şeriatçılarıyla yakın ilgi içinde bulunmam eleştirildiği gibi bunlarla yaptığımız tartışmalarda "Ben de Müslümanım.." ifadesinin kullanılmasın- dan rahatsız olanlar, bu tutumun yanlış olduğunu ileri sürerier. Binlerce kez yazdım. Kendimce tabu saydığım konular dışında, herkesle ve her yerde tartışmaya hazınm ve açığım. Tabu konularıma gelince: "Ul- kenin Misak-ı Milli sınırlan içındeki bütünlüğü ve bölünmezliği", "Halkegemenliğine dayanan cum- huriyetimizin laik ve çağdaş yapısı" ve "Mustafa Kemal'/n kişiliğidir". Hiçbırtartışmamda; ne Tür- kiye'nin şu ya da bu biçimde "parçalanmasını" dile getirmelerine izin veririm, ne "çağdaş ve laık düzenimizi" değiştirme projelerinin dile getirilme- sine izin veririm. Mustafa Kemal'in aleyhine atılıp tutulmasını ise kişıliğime yapılan bir hakaret saya- nm. "Ben de Müslümanım" ifadesinin dile getirilme- sine gelince; bu, yalan bir şey değil ki. Bugün or- tada "Müslümanım" diye dolaşanlardan ve Müs- lümanlığın sömürüsü ve ticaretini yapanlardan çok daha fazla Müslümanım. Eğer Müslüman olmayan biri, "Ben de Müslümanım" diye söze başlasa, bu çok büyük bir ayıp ve çok yanlış bir tutum olur. Fa- kat eğer ben kendimi, şu ya da bu biçimde Müs- lüman olarak görüyorsam ve karşımdakı adam Müslümanlığını tekeline alarak konuşmaya cüret ediyorsa, neden "Durbakalım muhterem, ben de Müslümanım.." demeyeyim? Müslümanlığı neden o adamların tekeline bırakayım. Kaldı ki benim Müslümanlığım "sevg/"ye dayanan bir Müslüman- lık. Neden Müslümanlığı "korkuya" dayandıran birtakım insanlara bırakayım? Türkiye'deki aynm "Müslüman - laik" aynmı de- ğil. "Laik olanlaha - laik olmayanlann" aynmıdır. Yani çağdaş olanlarla, özgürlükten yana olanlar- la, demokrasiden yana olanlarla; çağdaşlığa, öz- gürlüğe ve demokrasiye karşı olanlann aynmıdır. Ama halkın gözünü boyamak için halkın kafasını kanştırmak için "laik - Müslüman " ayrımı yapar ve tartışmayı bu zemine çekmek isterier. Ve "Ben de Müslümanım" denmesini eleştiren arkadaşlanmı- zın tahmin edemeyecekleri kadar etkılı olurlar. Bu adamların, bu etkili propagandalannın bir sonucu olarak memleketimizde pekçok insan, la- iklerin "ateist" olduğunu ya da en azından "Müs- lümanlık dışı" olduklarını düşünür ve inanır. Oysa bu, kocaman bir yalandan başka bir şey değildir. Bu ülkede kendini laik olarak tanımlayan insanla- nn çok büyük bir çoğunluğu, Müslümandır. Ama şöyle, amaböyle... Türkiye'de hiç kimse başkalarına "nasıl Müslü- man olmalan gerektiğini" söyleyemez. Zira Müs- lümanlıkta kulla Tann arasına kimse giremeyece- ği gibi "ruhban sınıfı" da yoktur. Ama buna rağ- men kimileri, "nasıl Müslüman olunması" gerek- tigi konusunda kendilerince fikir yürütürler ve ba- zılannı buna inandırırlar. Ve bunlar sadece kendi- lerini Müslüman sayar, diğerlerini "Müslümanlık dışında" bırakıriar. Bu oyuna alet olunması mı ge- rekir?.. Müslüman olduğumuzu (eğer Müslümansak) hiç saklamamalı ve tam tersıne ınatla ve ısrarla or- taya koymalıyız. "Eğer Müslümansan, şöyle yada böyle yapman gerekir.." dıyen olursa da "Sen ken- di Müslümanlığını yaşa, kımseye kanşmaya hak- kın yok" yanıtını vermeliyız. Halkımız (kendi anla- yışı çerçevesinde) Müslümandır ve Müslümanlığı bir yaşam tarzı olarak empoze etmeye çalışanla- ra pek yüz vermese de Müslüman olmadığına inandıklanna karşı da son derece soğuk bakar. Zaten bu "haın" propagandanın amacı da bu so- ğukluğu oluşturmaktır. Bu oyuna gelmemeliyiz... ••• Bir süre önce Bağcılar Belediyesi'nden telefon ettiler. Demokrasi ve laiklik konusunda bir panele davet ettiler. Diğer konuşmacı Abdurrahman Di- lipak olacaktı. Dilipak'la neredeyse iki yıldır birlik- te panele çıkmamıştık. (Levent Kırca'nın maka- renası hariç...) Kabul ettım tabii. Panelin, Refahlı- ların yoğun olduğu bir yörede olması, özellikle memnuniyet vericiydi. Daha sonra bir program gönderdiler. Paneli ayın 14'üne almışlar. Allah'tan o günüm de boştu. Bu nedenle itiraz etmedim. Ayın 13'ünde Afyon'da bir konuşmam vardı. "Sabah en\en çıkaryetişirim" diye düşündüm. 13 haziran akşamı evi aradım. Nevin, "Bağcılar'dan aramışlar, panel iptal edil- miş"üed\. Birazkızdım, amayapacakbirşeyyok- tu. Bu tür toplantılan düzenleyenler iptal ederier- se sorun olmuyor. Ama siz gidemezseniz, kıyame- ti kopanyorlar. Bu konuyu bir sonraki yazımda ele alacağım. Fakat işin ilginci ve (eğer yanlış anlamadıysalar) çirkin yanı, bir gün sonra benı dinlemek için Bağ- cılar'a giden kimi arkadaşlarıma ve öğrencılerime "Hoca rahatsızlandığı için panel iptal edildi" de- nilmiş. Eğer doğruysa çok ayıpladım. Ve bir kez daha attını çiziyorum ki benim dışımda iptal edil- miş. Bağcılar'a memnuniyetle gidecek ve görüş- lerimi anlatacaktım. Neden gitmeyeyim ki? Ben de Müslümanım... DORUK KÜLTÜR 0RTAMI ve TÜM KİTAPÇILARDA DORUK VAYIMLAM Teltfoa: (0-312) 435 2417 ANMA Sendikamız eski Genel Yönetim Kurulu Üyesi ve Araştırma Daire Başkanı NAİP AYDIN'ı aramızdan ayrılışının 1. yılında saygıyla anıyoruz. DİSK / GENEL-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU Not 19.06.1997 Perşembe günü saat: 12.00'de Karşıyaka'da mezan başında anılacaktır. • VVINDOVVS 95 • WORD 7.0 • EXCEL 7.0" • POWER POINT • ACCESS • BİLGİSAYARLI MUHASEBE MIKRO, LINK, ETA • BİLGİSAYAR TEKNİSYENLİĞİ HARD.VARE, SOfTOARE 1.0 Kişilik Smıflarda Her ögrenciye 1 Bılgisayor Tei- (0212) 224 04 M 224 09 09 247 46 68 Hdoskorgazi Cad No: 245/251 K:6 Osmanbey Sislı 80240 ISTMIIUI TARİKAT SERMAYESİNİN YÜKSELİŞİ Tarikat sermayesinde, sermaye içindeki islamcı ellerde karşılaşılan bugünkü yükseliş ne kadar ciddi? Özellikle, ülkenin bugün içinde bulunduğu görünüm yönünden bu sorunun karşılıklan bilinmek durumundadır. Faik Bulut, belgeier ve saptamalar ışığında bu konunun bütün cephelerine projektör tutuyor... F f l î K B Ü L Ö T TflRİKflT JERMflYEJİNİH YÜKJELİJİ IS11R i t M S 2. 8IISI DORUK KÜLTÜR 0RTAMI ve TÜM KİTAPÇILARDA DORUK YAYMLARI Telefon: (0-312) 43S 24 97
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle