Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 1997 PERŞEMBE
12 KULTUR
Camerata Academica Salzburg Orkestrası'nın şefi Pinchas Steinberg:
Genç, diııaıııik ve coşkııluyuz
ESRA ALİÇAVUŞOĞLU
Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı tara-
fmdan düzenlenen 25. Uluslararası ls-
tanbul Mûzik Festivali kapsamında,
Avusturya'nın önemli orkestralann-
dan bıri olan Camerata Academica
Salzburg Orkestrası, Aya Irini'de iki
konser verdi.
1951 yılında Bernhard Paumgart-
ner tarafından kurulan orkestra, o ta-
rihten bu yana müzikal bir birlik oluş-
turmaya çahşırken 1978 yılından ıtiba-
ren Sandor Vegh'in yönetiminde kon-
serlerini sürdürûyor. Festivalin bu yıl
ana temasını, 1997'de bütün dünyada
200. doğum yılı kutlanan Schubert
oluştururken CAS'ın Müzik Festivali
kapsamında vereceği konser programı
da bu doğrultuda gerçekleştınliyor.
Schreier yerine Steinberg
Camerata Academica Salzburg kon-
serini yönetecek olan Peter Schreier,
sağlık sorunlan nedenıyle festivale ka-
tılamazken onun yerine orkestrayi şef
Pinchas Steinberg yönetecek.
1945 yılında îsrail'de doğan Pinc-
has Steinberg, egitimini ABD'de ta-
mamladı ve henûz 22 yaşındayken
Chicago Lync Operası Orkestrası'nın
lideri oldu. Berlin'de Boris Blacher ıle
2 yıl boyunca kompozisyon çalışan
Steinberg, 1974 yılında Berlın Radyo
Senfoni Orkestrasrnı yöneterek şeflık
kariyerine başlamasının ardından
Londra Senfoni, The Royal Philhar-
monıa, Berlin ve Münih fılarmonı or-
kestralan, Suisse Romande, Leipzig
Gewandhaus, Viyana Senfoni, Roma
ve Oslo Senfoni gibi ünlü orkestralan
yönettı 1988-1993 yıllan arasında Vi-
yana Devlet Operasf nda mısafir şef
olarak görev yapan Steinberg, 1995-96
sezonunda Hamburg Devlet Opera-
sf nda 'Samson ve Dalilah'ta görev al-
dı.
ivaîı kapsamm
nın önemli i
biriol
ica Salz
K , şef Pincîıas Stein
yönetiminde Âya İrini'de ikl
koi|ser verdi. Avusturyalı
orkesgfa. Avûsnırya kültürünün
emli bir parçası olan
bert'iny
-eslendi
üzik
l Avus
Steinberg, Oslo Filarmoni, Radıo
France Filarmonı. NHK Senfoni Or-
kestralan, Londra Filarmoni, NDR
Hamburg, Fransız Ulusal Orkestrası,
Çek Filarmoni ve Bayerischer Rund-
funk gibı orkesrralarla verdiği konser-
lerini sürdürüyor.
Orkestra Aya tnnfde gerçekleştirdi-
ğı ilk konsere, Alexander Janiczek(ke-
man) ve Till Fellner (pıyano) solist ola-
rak katılırken Schubert'in 'Keman, VT-
yolonsel ve Piyano tçin Üçlü', 'Rose-
munde' ve 'Piyano, Keman, Viyola,VT-
yolonsel ve Kontrbas için BeşlT başlık-
lı yapıtlannı seslendirdiler. Orkestra-
nm ıkincı ve son konserinde ise Schu-
bert'in 'Senfoni No. 5', 'Keman ve Or-
kestra için Rondo" ve 'Senfoni No 3'
başlıklı yapıtlan yer aldı.
- Camerata Acedemica Salzburg
konseıierini yönetecek olan Peter
Schreier sağlık sorunlan nedeniyle bu
programla büiikte bütün Avrupa tur-
nesini iptal etti. Bu durum konserieri ne
derece de etkileyecek?
Onemli olan izleyicimizle
iyi diyalog kurmak
PEVCHAS STEİNBERG - Bu duru-
mun orkestrayı çok fazla etkileyeceğı-
ni düşünmüyorum. Elbette orkestra şe-
finin değişmiş olması önemli, ancak
konser programında bir değişıklik ya-
pılmayacak ve festival öncesi hangi
program varsa, yine aynı içerikle de-
vam edecek.
Istanbul Müzik Festivali'ne ilk kez
kaülıyorsunuz. Bu yıl 25. yılını kutlayan
İstanbul Festivali'ni değerlendirebilir
misiniz?
STEİNBERG - Istanbul'a ilk defa
geliyorum. Fakat, çok kapsamlı olma-
sa da lstanbul'da bir mûzik festivalinin
varlığından haberdardım. Önemli olan
burada bızı izlemeye gelecek olan ız-
leyiciyle iyi bir diyalog kurabilmek
- Festival kapsamında iki konser ve-
receksiniz ve iki konser de farklı prog-
ramlan kapsıyor ve tümü Schubert'in
yapıtlaruıdan oluşuyor. Schubert'in
200. doğum yüı olmasınm yanı sıra bu
programm diğer bir özelliği var mı?
STEİNBERG - En önemlisi tabiı ki
Schubert'in 200. doğum yılı olması.
Bütün dünyada 1997 yılı Schubert'in
doğum yılını kutlanıyor. Aynca Schu-
bert'in diğer bir özelliği ise Avustur-
yalı bir besteci olması, bilindiği gibi
Avusturyalı bir orkestrayız biz.
- Schubert'in yanı sıra orkestra Mo-
zart'la da bütünlemiş durumda...
STEİNBERG - Özellikle şu ya da bu
bestecinin yapıtlannı seslendıreceğiz
gibi özel bir yakJaşımımız yok. Bu bi-
raz, her gün aynı yemeği pışırip onu
yemeye benzıyor. Düşünebiliyor mu-
sunuz her gün aynı yemeği ya da her
gün aynı bestecinin yapıtlannı yorum-
luyorsunuz. Bir de unutmamamız ge-
reken bir şey var; Schubert, Beethoven
ya da Mozart bu bestecilerin tümü ay-
nı gelenekten. Avusturya gelenegin-
den geliyor. Aynca Schubert, Avustur-
ya kultürünün önemli bir parçası.
Heyecanhyız ve çaüşkanız
- Camerata Academica Salzburg'un
önemli özelliklerinden biri, oldukca de-
neyimli elemanlann yanı sıra genç ye-
teneklere de kapüarim açması. Genç
ve deneyimli miizisyenleri aynı potada
eritmek orkestra için ne gibi yarariar
saghyor?
STEİNBERG - Biz zaten genç bir
orkestrayız ve tek bir kuşağı temsıl edi-
yoruz. Herkes içm geçerli olan yaşlan-
ma özelliği biz profesyoneller için de
geçerli. tnsan yaşlanınca sürekli yap-
tığı şeyleri tekrarlamaktan pek hoşlan-
mıyor ve işler rutınleşıyor, heyecanı
kalmıyor.
Sanatçılar için de aynı şey geçerli ve
ben artık evime gidip uyumak istiyo-
rum gibi bir sonuç çıkıyor ortaya. Fa-
kat biz genç, dinamik ve coşkuluyuz.
Çocuklara yeni bir oyuncak verdiği-
nızde nasıl davranır, tıpkı onun gıbı
Çok heyecanhyız ve çok çalışıyoruz.
Rijks Müzesi'ndeki sergide klasik modellerdeki çıplaklığm esin kaynağı olduğu yapıtlar yer alıyor
Yaza uygun bir sergi: 'Çıplak'• Amsterdam'daki sergide
müze koleksiyonundaki
500 yıllık dönemde
uluslararası ün kazanmış
sanatçılann yapıtlanndan
seçilen 50 kadar çizim,
baskı ve fotoğraf
sergileniyor.
ÖZGEN ACAR
Hollanda'nm dünyaca ünlü
Rıjks Müzesi bu yıl,
"geleneksd yaz sergisi" için
yaza uygun bir konu seçti:
"Çıplak".
Amsterdam'daki müze;
koleksiyonundaki 500 yıllık
zaman dilimini kapsayan
dönemde, uluslararası ün
kazanmış sanatçılann eserlen
arasmdan 50 kadar karakalem,
çizim, baskı ve fotoğrafi
seçerek bu sergıyi açtı.
3 ağustosa değin açık kalacak
sergide, Rembrandt, Dürer,
Goltzius, Boucher, Mantegna,
Matisse, Gauguin, Degas,
Toorop, WiDink ve
Picasso'nun eserlenne yer
verildı.
Peter Schatborn ve Vktoria
van Rooijen'un hazırladığı
serginin özel kataloğu 19
florine (yaklaşık 1.4 milyon
TL) satışa çıkanldı. Antik
Yunan ve Roma'da tannlann
çıplak gösterilmesinden
etkılenen Rönesans dönemi
ressamlannın da aym geleneğı
Adem ve Havva'lar, 1. Grien'in baştan çıkancıhğı. 2. Dürer'in dinselliğL 3. Rembrandt'ın masumluğu.
sürdürmeleri sergide özenle
vurgulanıyor.
Sergide, klasik modellerdeki
çıplaklığın sanatçılara esin
kaynağı olduğu ve antik
heykellenn son yüzyıllann
ressamlannca kendi
biçemlerinde yeniden çizildiği
ziyaretçiye anımsatılıyor.
Sergide bu alanda yer alan
bazı örnekler şöyle: Goltzius
"Farnese HerküTünü, Braun
"Bdvedere", Badalocchio
"Laopoon" heykellerinden
esinlenerek antik çağlan
Rönesans ve sonrasına
yansıtıyorlar. Aynca, 19.
yüzyılda Canova'nın
Napolyon'un eşi Josephine'e
yaptığı "ÜçGüzeUer"in
Pıcasso ve Marchetti'ye esin
kaynağı olduğu da görülüyor.
Marchetti, resmi 1844'te Rus
lmparatoriçesı için yapmış.
Bilindiği gibi çıplak modeller;
resim akademileri ile
sanatçılann stüdyolannda
oldum olası boy
göstermişlerdir. Sanatçılann
resim ve heykelle ılgilı pratık
ve yeteneklenni arttırmak için
daha çok çıplak modellerle
anatomi denemesi ve tasanm
yapmayı yeğledikleri,
stüdyolanndan günümüze
kalan belgelerden anlaşılıyor.
Çıplağa ilginin değil
kaybolması, tam tersine "nö"
kavramı ile çıplaklık, sanatta
başlı başına bir konu olmayı
sürdürmektedir. Hatta
sanatçılann geçmışten
geleceğe çıplaklığı tek başına
değil, doğa manzarası içinde
portrelerde, yaşam biçimini
anlatırken yaygın bir tema
olarak kullandıklan da sergide
gözler önüne seriliyor. Çünkü
çıplaklık evrenselliği
simgeliyor.
"Çıplak Kadm"ın bazen
"ideaTleştirildiği, bazen de
çeşitli ölçülerde değişikliğe
uğrayan bir "gerçek"çilik
gösterdiği göze çarpıyor.
En az mitoloji kadar, Incil de
sanatçılara pek çok "çıplak"
konusu vermiştir. Erkek-kadın
çıplaklığı hiç kuşkusuz Âdem
ve Havva ıle başlıyor. Sanat
tarihi boyunca Âdem ve
Havva'yı ressamlar kendi
biçem anlayışlan ıçınde
çizmekten vazgeçmemişlerdir.
Ömeğin sergide. Strasbourglu
Hans Baldung Grien'in (1484-
1545) bıri resmın çızgilerini,
ötekisi ise renginı \eren tahta
baskı sında Havva; bir yandan
Âdem'i "baştan çıkarmakla"
kalmıyor. öte yandan da
seyircisine "insamn
çöküşü"nü anlatırcasına
bakıyor.
Nurembergli Albrecht
Dürer'in (1471-1528)
baskısında ise Âdem ile
Havva "dinsel" açıdan ele
almarak "çöküş'' anlatılıyor.
Hollandalı Rembrandt van
Rijn (1606-1669) ise Âdem ve
Havva'yı sıradan "masum"
insanlar gibı betimlemış.
Yılanı ise bir ejder biçimde
çizmiş, dönemin tropikliğini
anlatmak için olsa gerek
resme bir de fil eklemış.
Öteki dinsel ve çıplak konular
arasında Sodom'dan kaçan
"Lut Peygamberin Kızlannca
İğfafi" (Lucas van Lyden).
"Haçtan İndirilmiş Çıplak
Isa" (Orazıo Borgiannı) ve
"LaneÜilerin Çöküşü"
(Rubens) gibi resimler yer
alıyor.
Sergı, sadece sanatseverlenn
beğenilerine değil, sanat tanhı
öğrencileri ve genç ressamlara
kıyaslamalı bir laboratuvar
görevini de üstleniyor.
İNSAN KAYNAKLARI YÛNETM DERNEĞI
riUMAN RESOURCES
MANAGEMENT ASSOCIATCN
İnsan Kaynakları ve Üniversite
20 Hazıran 1997, Cuma • Istek Vakfı Acıbadem/lstanbul • 10.00 - 16 30
A C I L I Ş KONUŞMALARI
10 00-10 30
P A N E L I
1030-1200
insan Kaynakları Yonetımi Uygulamalarının Üniversite Hayatına Yansıması
S O R U - C EVA P / 1200-1230
AHA/ 12 30-13 30
P A N E L I I
13 30-14 30
Öğrenci Seçme ve Yerleştırme'ye Altematif Yaklaşımlar
S O R U - C E V A P / 14 30-15 00
C A L I S M A G R U P L A R I / 15 15-1600
D E Ğ E R L E N D I R M E / 16 00-16 30
Ayr ntıh bı'gt >NKADE Tel 0216 369 22 02 Faks 02'6 363 72 22
Kalılım ucrelsızdır
ISTEK
BL efrmJ* IsteK vak'ı nr
SanatçılarIstanbuVda buluşacak
Kültür Servisi - İki kıtanın buluşma nokta-
sı olan İstanbul bugünlerde "Sanatta Buhış-
ma"ya hazırlanıyor. tstanbul Resim ve Hey-
kel Müzeleri Derneği'nin düzenledıği "Sa-
nattaBuluşma" başlıkh workshopa 10 ayn ül-
keden Türk ve yabancı 31 ressam kaulacak.
Uluslararası workshop, 1-15 temmuz tanhle-
ri arasında Kabataş Eğitim Vakfı, Sabancı
Kültür Sitesi'nde gerçekleştirilecek. Works-
hop süresınce üretilecek olan yapıtlar ise ey-
lül ayında Deniz Müzesı'nde sergilenecek.
Etkınliğin gerçekleşmesine katkıda bulu-
nan diğer isimler arasında ise Tomur Atagök
ve Gönül Nuhoğlu var. Bu çalışmaya Türkı-
ye'den Tomur Atagök, Gönül Nuhoğlu, Ha-
lfl Akdeniz, Meryem Ancan, Bedri Baykam,
Canan BeykaL Hülya Botasun, Bubi, Server
Demirtaş, İsmet Doğan, Önder Ergün, Hüsa-
mettin Koçan, Can Maden, Zehra Ozmeral,
Zümrüt Radau. Yiısuf Taktak v e Müşerref
Zeytinoğlu; Almanya'dan Thomas Lange,
Christoph Pöggeler, Amenka'dan Mary Ann
Mers. Belçıka'dan Mahieu Didier. Bulgans-
tan'dan Dimitar Gra/danm. Panov Tsanko,
Japonya'dan Mutsua Hirano, tngıltere'den
Sarah CawkwelL Elaine Konalsky. Makedon-
ya'dan Blagoja Manevsld, Slavco Skolovskt
Romanya'dan Adriana Lucaciu. Sloven-
ya'dan Mateja Sever, Bostjan Plesnicdr katı-
lıyor.
Her hafta (?) THY ile BUDAPEŞTE
•Uçak
•Transferler
•Merkezde • • • Otelde
O.K. konaklama
•Şehir turu dahil
Taksim: 249 52 11
Levent: 284 21 24
6 gün 5{
iüi—
.;
YEŞILELMA
Seyahat AcenUısı
' Documvnta X. PUstık sanat)J
Ou»dr«nalı Kassvl AJmanya
21 H«zıran-28 EyM '97
' 47. V«f>*dfc Bıvnaİ!
15 Hazran- 9 Anifk *97
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Daha da Sıcak Olacak!
Sıcaklar birdenbire bastırdı. Yaz gelsin diye ya-
kınıp durduk, şımdı de sıcaklar birdenbire bastır-
dı diye yakınıyoruz! Babamın dediği gibi, arzula-
rın sonu yoktur!
Arzuların, isteklerin sonunun olmadığını, bu de-
yişin ne kadar doğru bir deyiş olduğunu zaten
"bacımız" bize kanıtlıyoıi
Çahşırken bunalıyorsunuz doğal olarak. Her ne
kadar pencerenizi açsanız da serinleyemiyorsu-
nuz. Dışardan sıcak hava geliyor. Yani, odanız da-
ha da sıcak oluyor!
Her tarafı denizle çevrili bir kentte yaşıyorsunuz,
hem de Boğaz'da denizi gören bir evde oturuyor-
sunuz da yazın sıcağından bunalmanıza karşın,
kendınizı mavı sulann serinlığine bıraka mryorsu-
nuz.
•
Eskiden istanbul'un her yerinde denize girilirdi.
Karadeniz kıyısından Florya'ya kadar. Boğaz'ın
her yerinde. Moda'dan Bostancı'ya. Cankurtaran
sahıli doğal bir plajdı.
Şımdı girebilırsen gir! Tehlikeli bir deniz oldu Is-
tanbul'unki. Doğrusu, özellikle Boğaz'da birtakım
kahramanlar ile bir geleneğin temsilcileri yok de-
ğil, var. Onlar zaten mevsimı çoktan açmışlardı.
Eskiden öyle insanlar vardı ki, şimdilerde var mı
bilmiyorum, yılın her günü denize girerlerdi. Ama
her gün. Yağmur, kar, fırtına, tipi dinlemezler, be-
denlerini deniz ile buluştururlardı!
Nostalji mi? Belki öyle. Ama çocukluğumuzda
ve gençhğimizde, lstanbul'da yüzmenin, plajla-
rındagüneşlenmenin, Boğaz'ın sennsulannagir-
menin ve akıntısına kafa tutmanın keyfini yaşadık
da...
Plajlan elimizden aldılar, denizi elimizden aldı-
lar, yazlık sınemalan elimizden aldılar. İstanbul bu
kadar kalabalık değıldi. İstanbul...
•
Neyse, sıralamaya başladık mı bitmiyor. Zaten
bunca yazılıp çizilmesine karşın da pek bir şey ol-
muyor. Son birkaç yıldır durum iyice kötüledi.
Çünkü, ne yazık ki İstanbul Refahlı bir belediye-
nin elinde.
Bir dünya kenti, çağdışı bir anlayışı temsil eden
bir partinin elinde.
Kimi yazar arkadaşlarımız, yıllardır Refah Parti-
si'ni anlamaya çalışıyorlar. Valla, ben birtürlü an-
layamadım. Onlar, anlayabildiler mi?
Galiba hâlâ anlamaya çalışıyorlar!
Bülent Ortaçgil şarkısında. "Daha da sıcak ola-
cak" diyor ya, ülkenin geleceğı de öyle. Istan-
bul'unki de. Daha da kötü olacak. Umudumuzu
yitirdiğimızden ya da "daha da sıcak" olmasını is-
temek gibi mazoşist duygulara kapıldığımızdan
değil! Ama gıdışat nereye? Ülkeyi yönetenler,
"tıö'y/e"olduğu sürece, daha da sıcak olacak!
İstanbul nereye gidıyor? Ülke nereye gidiyor?
Dahası nereye götürülüyor?
Işın politık yönünün yanı sıra bir de etik yönü var.
Bilmem durumu nasıl tanımlanz. Belki de postmo-
dern bir Makyavelizm olarak tanımlayabiliriz!
Öte yandan, (toplumda ve) özellikle yönetsel
yapıda da benzer bir şekilde büyük bir dekadans
yaşanıyor! Belki onu da postmodern bir deka-
dans olarak tanımlayabiliriz.
Ne gariptir kı, dekadansını da geç yaşamış bir
ülkeyiz. Uygariığın beşiği olan topraklann üzerin-
de yüzyıllarca yaşamamıza karşın!
•
Her şey kötü mü? Sıcakların bastırmasının, tra-
fik kaosunun, yöneticilerin yönetemiyoroluşunun,
sağda solda silahların patlamasının, lstanbul'da
denize giremıyor oluşumuzun yanında olumlaya-
cağımız olaylar, durumlar, kişiler yok mu?
Var tabii ki. Genellikle sanatçılan gösterebiliriz.
Özellikle de polıtıkacılara ibret olsun diye. Bu ka-
dar kötü koşullarda ve ilgisiz bir toplumun içinde
bir şeyler üretmek, yaratmak; bırakın olumlama-
yı, bir kahramanlık göstergesi.
Sonra, son birkaç aydır yaşadığımız festivaller,
kültür şenliklerı; yalnızca lstanbul'da değil, öteki
kentlere de yayılmış kültür ve sanat şenlikleri, a-
ma gerçek kültür ve sanat şenlikleri...
Yazılan kitaplar ve yayımlanan kitaplar...
Atasoylar da var: Altı buçuk metrelik "Uzaklar"
adlı tekneleriyle dünyayı dolaştılar. Osman, Zu-
hal ve küçük Deniz yakında da Türkiye'deler.
Var, var ama, belli ki "daha da sıcak olacak!"
Concertgebouvv Knaliyet
Orkestrası İstanüul'da
• Kültür Servisi - tstanbul Kültür ve Sanat Vakfi
tarafından düzenlenen 25. Uluslararası İstanbul Müzik
Festivali kapsamında bugün ve yann saat 19.00'da
AKM Büyük Salon'da dünyaca ünlü Concertgebouvv
Kralıyet Orkestrası iki konser verecek. Orkestrayı
halen Philadelphia Orkestrası'nın müzik
direktörlüğünü sürdüren Wolfgang Savvallisch
yönetecek.
Focan, Rnlandiya Caz Festivaü'nde
• Kültür Servisi - Ünlü caz sanatçısı Önder Focan,
dünyanın seçkın caz festivallerinden ve 12-20 temmuz
tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 'Finlandiya
Caz Festivah'ne üçüncü kez katılma daveti aldı.
Feastivalde Focan'm yanı sıra. Herbie Hancock, Sergio
Mendes. Joanne Brackeen, Dıana Krall, David Byrae,
Renee Rosnes. Ted Curson. Frank Foster Big Band,
Woody Herman Bıg Band, Lee Rıtenour, Garry Moore,
Joe Lovano cazseverlerle buluşacak.
BUGÜTV
• 1. ULUSLARARASI BOĞAZİÇt FESTİVALİ
kapsamında saat 21.30'da Colosseum caz konseri
izlenebilir.
• İFSAK'ta saat 19.30'da Aclan Uraz'm hazırladığı
'Kapadokya' konulu saydam gösterisi yer alıyor.
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da laserdiskten
Jimi Hendrix "Woodstock' konseri dinlenebilir.
25. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ
BUCUN
• Atarürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da saat
19.00'da Concertgebouvv Kraliyet Orkestrası yer
alıyor
YARIN
• Atarürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da 19.00'da
Concertgebouvv Kraliyet Orkestrası izlenebilir.
• Atarürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda saat
21.30'da tnci Çayırlı yer alıyor