Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 1997 PAZAR
8 PAZAR KONUGU
ISyıldır Türkiye'deyaşayan Yunanlı gazeteciAlkisKurkulas'la "Kardak" kitabı ve darbe üzerine...
Ege'nin iki yakasında sağırlar diyaloğu
SllltUŞ Atina'yla Ankara'yı savaşın eşiğine getiren krizler masaya yatınlma-
ya başlanıyor. Bunun ilk örneklerinden birisini de geçen hafta içinde Atina'da ta-
nıtımı yapılan Imea" (Kardak) adlı kitap oluşturuyor. Kitap, 1984'te kısa bir gö-
revle İstanbul'a gelen ve burada sürekli kalmaya karar veren Yunan gazeteci Al-
kis Kurkulas tarafından yazıldı. 1996'da Kardak krizinin patlak verdiği gece An-
kara'da bulunan Kurkulas, "Ilk kez o akşam karamsarlığa düştüm ve Ege'nin ikı
yakasmda savaşın patlak vereceği korkusuna kapıldım" diyor. Kurkulas aynca, i-
ki ülke arasında ciddi sorunlar yaratan bu gibi olaylann çok dikkatle irdelenmesi
gerektiğine de dikkat çekiyor. Tam bir îstanbul hayranı olan Kurkulas'a göre kök
salmış düşmanhklann üstesinden gelmenin en iyi yolu ortak çıkar zeminleri bul-
mak. belki de Doğu Roma Imparatorluğu ya da eski Osmanlı topraklan üzerinde-
ki ülkeler arasında Ingiliz Uluslar Topluluğu (Commonwealth) türü bir oluşum
yaratmak. Kurkulas'la Türk-Yunan ilişkilerindeki son durumu, kitabını ve Tür-
kiye'deki bulanık siyasi ortamı konuştuk.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOGLU
Geçenyıl Türkiye'yle Yunanistan ara-
sında patlak veren Kardak kriziyle iigili bir ki-
tap yazdınız. Kitabın tanıtımı da geçen hafta
içinde Atina 'dayapûdu Kitabı yazmaktaki ama-
cımzı bize anlatır mısınız?
- Amacım. krizin oluşumu ve sonuçlanyla il-
gili bir çalışma yapmaktı. Çünkü Yunan kamu-
oyunun. özellikle Türkiye açisindan krizin olu-
şumuyla iigili çok fazla bilgi sahibi olmadiğını
düşünüyordum.
Yunan kamuoyu o krizi ciddi yaralar alarak ge-
çirdi. Özellikle de televizyon haberlerini sürek-
li ızleyerek bu yoldan bilgilenmeye çalıştı.
Ben. gerçekleri buradan aldığım bilgiler ve
buradan verdiğim haberlerin üzerine oturtmaya.
krizin nedenlerini izaha çalıştım. Kitapta iç si-
yasi güçlerle dış politikada alınan kararlar ara-
sındaki bağlantıyı anlatmayı amaçladım. Kitap-
ta. Ocak ve Şubat 1996 döneminin hükümeti.
daha sonra da Mesut Yılmaz hükümeti anlatılı-
yor. Yılmaz hükümeti dönemi Türk-Yunan iliş-
kileri açısından olumlu ve yapıcı bir dönem ol-
muştu. Oysa Yunanistan"da bu dönem yeterince
ıvi değerlendirilemedi.
Seden?
-Çünkü Yunan kamuoyu hâlâ Kardak krizinin
şokundan kurtulamamıştı. Kitapta aynca Kar-
dak krizinin daha sonra izlerinin hemen hemen
kalmadığı ve yennı iki ülke arasında daha olum-
lu ve yapıcı bir dıyalog ortamına bıraktıgını, an-
cak Erbakan döneminde bu çabalann da bir ya-
na itildigini yazdım.
mm^mt Kardak 'tan sonra bir de Gavdos Ada-
sı sorunu patlak vermişti...
- Evet. Gavdos sorunu ve Ege'deki gri bölge-
ler teorisi ortaya atıldı. Bu olaylar birbirine bağ-
lı. Gavdos olayı kara mizah gibi. Ama onun da
sonuçları ve yansımalan oldu tabii ki. Ben. Ga\ -
dos olayının da patlak vermesine neden olan ko-
şullan ve o dönemin ortamını izah etmeyi. Türk
kamuoyundaki etkilennin boyutlannı irdeleme-
yi amaçladım. Bütün bunlann Yunan kamuoyu
tarafından bilinmesi çok önemli.
Bu konularda fazla bılgi sahibi olamamak ba-
zen Yunanistan"da fantezilerin üretilmesine yol
açabilir.
••••i Sizce Türkiye 'yle Yunanistan hem bir-
birine çokyakın, hem de çok uzak iki ülke mi?
- Tam anlamıyla öyle. Bir de aramızda ileti-
şim sorunu var. Bir taraf, öbür tarafın neler olup
bittiğini bıldigini var sayıyor. Oysa öyle değil.
ı^mmm Örnek verebilir misiniz?
- Yunanlılar, duyduklan kaygılar ve duyarlı-
lıklann pek çoğunu Türklerin bildiklerini sanı-
yor. Oysa Türkler bunun farkında değiller. Türk-
ler de avnı şekilde pek çok kaygılannın Yunan-
lılar tarafından bılindığıni var sayıyorlar. Ama
gerçek öyle değil.
Böylece bu krizi yeniden ele alıp kitaplaştır-
manm iki taraf içın de yararlı olacağını düşün-
düm. Başlangıçta da söylediğim gibi. krizde ya-
şanan acılan anlatarak konunun esrarengiz bir ta-
rafı olmadığını. doğal boyutlannı ortaya koyarak
yasal diplomatik argümanlann normal zamanda
yaşadığımız düşmanlıklan yaratamayacağını an-
latmayı amaçladım.
Normal koşullardan kastım da bu diplomatik
argümanlann diplomatlar gibi işin uzmanlan ta-
rafından yürütülerek bir çatışma zemini oluştur-
mak için bahane kabul edilmemesidir.
Kitabın adı nedir ve kaç sayfa?
-Kitabın adı Imea (Kardak). Yaklaşık 200 say-
falık bir çalışma.
• • i ^ H Sizce Türkiye neden her zaman Yuna-
nistan 'da gündemin birinci sırasındayken Tür-
kiye 'de Yunanistan aynı biçimde değerlendiril-
miyor?
- Bunun pek çok nedeni var. Ama bence baş-
lıca nedeni, Türkıve'nın, Türk-Yunan anlaşmaz-
lığından çok daha önemli sorunlan olması.
Öte yandan Yunanistan kendisinin denklemin
zayıftarafı olduğunu düşünüvor Türkiye ise çok
daha fazla kendinden emin bir ülke.
Daha açık anlatmam gerekirse Türk-Rus iliş-
kilenni ele alalım. Daha güçlü ve daha büyük ta-
raf Rusya Dolayısıvla Türkiye. Rusya'ya karşı
her zaman dikkatli olmak zorunda.
Ama son zamanlarda galiba artık o noktada de-
ğilız. Ortam bıraz daha yumuşadı gıbı. Tepkile-
rimiz daha akılcı ve dcngeli oluyor.
Sanıvorum. Balkanlar'daki aşın mılliyetçi
kular Kıbns sorunuyla daha da güçlendi.
1974 harekâttyla patlak veren sorun
mu.yoksa 1950lerden başlayan mesele mi?
-Tabii ki 1950'lerde başlayan mesele.
Bu sorun düşmanlık. kötülük duygulannı kö-
rüklüyor: karşılıklı güvensizliği derinleştiriyor.
Peki sizce hem Türkiye hem de Yuna-
nistan, bu Kıbns sorununun elinde rehin alın-
mış bir durumda değiller mi?
ALKİS
KURKULAS
Atina doğıımlu. Atina Üniversitesi Hukuk
Fakültesi 'nde okurken 1974 cuntasına karşı
düzenlenen öğrenci hareketlehne katıldığı
için Yunanistandan kaçmak zorunda kaldı.
Paris 'e giderek Sorbonne Üniversitesi
Sivasal Bilgiler Fakültesi 'nde lisansüstü
eğitimini yaptı. Yunanistan da cunta yöneti-
mi sona erince ülkesine döndü. Kısa bir süre
Selanik Üniversitesi nde asistanlık yaptı.
Daha sonra gazeteciliği seçti. 1984 'te Atina
Haber Ajansı temsilcisi olarak îstanbul a
geldi. O tarihten beri de bu görevini
sürdürüvor.
- Evet. Ben de bir ölçüde durumun bu şekilde
yorumlanabileceğini söylemek istiyordum. A-
ma bu. olayı tam olarak izah etmiyor. Çok dik-
katli olmamız gerek.
Kıbns sorunu patlak vermeden önce de milli-
vetçilık duygulan sürtüşmelere neden olabılı-
yordu. Türk-Yunan sürtüşmesi 11. yüzyıla kadar
götürülebılır. istenirse.
Ama ben daha çağdaş, daha bugünkü Türk-
Yunan ilişkılerine ihtiyatlı bir bakışla bakmak
ıstıyorum. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra,özel-
likle de NATO'yla birlikte daha dostça bir atmos-
fer oluşmuştu. Ama bu atmosfer Kıbns sorunu-
nun patlak vermesiyle birlikte bozuldu.
^mmm 1955 'te patlak veren 6- 7 Eylül olayla-
rı ve sonrası atmosferi iyice bozdu...
- Ondan sonra 1964 kararnamesiyle Yunan
uyruklu Rumlar Türkıye'den sımrdışı edildiler.
Bütün bunlann üzerine bir de 1974 harekâtı ge-
lince ilışkıler iyice yıprandı. Birde tabii ki bu ıliş-
kilerin yıpranmasının sonuçlan oldu.
••^^H Bugün için Türkiye'yle Yunanistan
arasında yeniden bir güven ortamı yaratmak
güç bir iş mi olur?
KURKLLAS - Hayır. Hiç öyle düşünmüyo-
rum. Buradayaşadığım 13 yıl çok ciddi Türk-Yu-
nan sorunlannın yaşandığı bir dönem oldu. A-
ma ben hıçbır zaman karamsarlığa kapılmadım.
akım da o eski gergin havada etkilı oldu.
Peki Balkanlar 'daki bu aşırı milliyet-
çilik duygulan sizce nereden kaynaklandı?
- Bunu bölgemizdeki bütün polıtikacılar ve ga-
zetecilenn sorgulamalan. araştırmaian gerek.
Bence bu Osmanlı Imparatorluğu, hatta Doğu
Roma lmparatorluğu'ndan sonra hâlâ çözüleme-
miş olan millıyetçilik tanımından kaynaklanıyor.
Bu yörenın çok farklı bir kültürel yapısı var. Bu
da çağdaşlaşmaya hızla uyum sağlanmasını güç-
leştiriyor.
Belki, karşı karşıya kaldığımız sonınlar bun-
dan kaynaklanıyor.
Ben de dikkatle bunu izah etmeye, karşı kar-
şıya olduğumuz sorunlann nedenlerinın biraz da
bundan kaynaklantp kaynaklanmadığını bulma-
yaçalışıyorum. Biliyorsunuz. bunlar bizimgün-
delik sorunlanmız olduklan için de daha çok
önem kazanıyorlar.
Kitapta da zaten bu sorulara yanıtlar aramaya
çalışıyorum.
•MHM Kitap şimdUik sadece Yunanca mı ya-
yımlandı?
-Evet.
Peki, bunun Türkçe 'ye çevirisi konu-
sundu bir düşünceniz var mı?
- Böyle bir ilgi olursa çok memnun olurum.
Türk kamuoyu bu kıtapla ilgilenir mi, bilmiyo-
rum Ilgılenebilir. Çünkü ortaklaşa >aşanan so-
runlar, olaylar anlatılıyor?
• ^ ^ ^ M Yine kitabımzdan yola çıkarak soru-
yorum. Türkiye 'yle Yunanistan arasmdaki ilis-
kiler sizce nasıl iyiye götürülebilir ve iki ülke ara-
sında bir yakınlaşma sağlanabilir?
- Bu soruyu yanıtlamak güç. Sanıyorum daha
normal bir ortam yarattlmalı. Çok yerleşik kav-
ramlarvekurumlarvar. Bunlann iki ülke arasın-
da korkunç denecek olaylar yaratamamalan ge-
rekiyor.
İki tarafın da klışelerden kurtulmalan, temel-
sel ortak çıkarnoktalan bulabilmeleri, son 20 ya
da 25 yıldır takılıp kalınan çıkmazı kırabilmele-
ri çok önemli.
Genye dönüp baktığımızda belki de bütün bu
anlaşmazlıklann temelinde Kıbns vatıyor. Yine
burada da karşımıza farklı kültürel oluşumlann
bulunduğu bir bölge çıkıyor. Belki de Türki-
ye'yle Yunanistan'da var olan bu karşılıklı kuş-
1987 Martfnda bir Kuzey Ege bunalımı, ge-
çen yıl da Kardak bunalımı yaşandı. Bunlarçok
ciddi olaylardı. Ilk kez cıddı olarak kaygılandı-
ğım ve işin mantığını elden kaçırmam Kardak
knzinin patlak verdiği gece oldu. Belki de yaşa-
dığım o gece, benim olay ı yeniden ele alıp kitap-
laştırmama neden oldu.
Kardak krizinin patlak verdiği akşam Anka-
ra'daydım. O anda her türlü akıl. mantık ve sağ-
duyunun bir yana itildigini ve iki ülkenın savaşa
girmek üzere olduklannı düşündüm. Belki hata-
lıydım. belki de değil. Amaogeceki duygulanm
bunlardı. Ilk kez böylesine bir karamsarlığa ka-
pılmıştım.
• • • B Bir de sizin yeni bir Osmanlı İmpara-
torluğu düşünüz vardı...
-Bu da demin sözünü ettiğimiz modern bir ül-
kenin bölgemizın kültürel \e siyasal ortamında
karşılaşmakta olduğu güçlüklerle iigili birdüşün-
ce.
Yunanlılar hiçbir zaman ulus devlet olmadılar.
Hep çok toplumlu. çok uluslu. çok dinli, çok kül-
türlü ortamlarda yaşadılar.
Ekümenik, evrensel değerlere sahip olma ge-
leneği kendi bölgelerinde, ımparatorluklaryıkıl-
dıktan sonra oluşan w
Uluslar Topluluğu" (Çom-
monvvealth) türü banş içinde birlikte yaşama or-
tamına özlem duymalanna yol açtı. Modern Yu-
nanlı siyasiler de bu paralelde bazı düşüncelere
sahip oldular.
MHBM Peki bu uluslar topluluğunda hangi
ülkelerin yer almasmı amaçladılar?
- Bu, siyasi bir proje değil. Sadece böyle bir
yapıya duyulan bir özlem. Belki günün birinde
Avrupa Birliği (AB) bünyesınde küçük çaplı ola-
rak gerçekleştirilebilir; bölgemize genişletilebi-
lir. Bölgemiz derken Osmanlı Imparatorluğu. ya
da eski Doğu Roma Imparatorluğu sınırlan için-
de kalan topraklardan söz ediyorum.
• M M Tûrkiye'nin bugünkü konumunu na-
sıl değeriendiriyorsunuz?
- Türkiye çok garip bir durumda Nüfusunun
çoğunluğu Müslüman olmasına karşın Müslü-
man ülkeler grubundan değil.
Bence bu da ülkede gerilim yaratıyor. Ama
gerilimin tek nedeni bu da değil. Jeopolitik ne-
denleri var. Yeni oluşumlarda yer almayı hedef-
lıyor. Ülkenin içinde Batı'yadönükgruplarlada-
ha geleneksel gruplar arasında bir kutuplaşma
var. Bu da şaşırtıcı bir olay değil. Yeni denklem-
leroluşuyor. Temel dinamik unsurlar yeniden ta-
rif edilmeye çalışılıyor.
• • ^ B Siz 13 yıldır Türkiye 'de yaşayan bir
gazetecisiniz. L'lkenin bugünkü siyasal ortamı-
nı nasıl değeriendiriyorsunuz? Türkiye'de bu-
gün bir İslam radikalizmi tehlikesi sizce var mı?
-Türkiye'de basın ve toplumun bir bölümüne
korku salan bu etkenleri ben hissetmiyorum. Ya
ben Türkiye'deki gözlemcilerin gördüklerini gö-
remiyorum. ya da denklemin bir yanında bir yan-
lış var. Ama içtenlikle söylüyorum, her gün sö-
zü edilen İslam radikalizmi tehdidinı ben göre-
miyorum. Imam-hatip okullanndan. çarşaflı ka-
dınlardan, sanklı erkeklerden söz edıliyor, bu
durumdan yakınılıyor. Ama ben bu ülkeye gel-
diğimden berı yaşamaya ve görmeye alıştığım
unsurlar bunlar. 1980"li yıllardan beri bu ülkede
bunlar yaşanıyor.
Evet, ama gittikçe kötüleşiyor...
- Bence normal mecrasını izlıyor. Hıç bir şe-
yi zorlayamazsınız ki... Bunlann Türkiye'dekı
rejime nasıl bir tehdit oluşturabileceğıni, içten-
likle söylüyorum, göremiyorum.
Bu. toplum içindeki çeşıtli akımlann dışa vu-
rumu. Bence Türkiye Çumhuriyetı Devleti bun-
lardan etkilenmeyecek kadar da güçlüdür. Tür-
kiye devletinin bir kere kökleri çok sağlam ve
güçlü. Belki sorun tersine. Belki devlet çok güç-
lü olduğu için sorunlar da ciddi bir hal alabilı-
yor. Belki topluma daha çok kendinı ıfade etme
fırsatı tanınmalı.
Evet, toplumda bir kutuplaşma olduğu hiç kuş-
ku götürmez bir gerçek. Ama bence toplum için-
de yapılan tartışmalann bıçımi bu kuhıplaşmayı
daha da derinleştiriyor.
Peki taraflar arasında görüş, değerler
ve kültürlerde hiçbir farklllık görmüyor musu-
- Sizin gördüğünüz denn farklılıklan ben gör-
müyorum. Uçurumlaröylederin değil. Refah'tan
sözedersek... Hükümete gelen bir Refah, muha-
lefetteki Refah'tan çok daha farklı. Radikal un-
surlar üzerinde ılımlaştıncı etki yapacaktır.
Refah'ın bazı muhalifleri gibi bunun İslam
köktendinci bir tehdit unsur olacağını düşünmü-
yorum.
nuz?
Peki, bir darbe tehlikesigörüyor musu-
- Bir süredir hep bu konuşuluyor. Pek çok kö-
şe yazan. yorumcu, siyasi şahsıyet bundan söz
ediyor. Bence bazı yazılar adeta bir darbeye da-
vetiye çıkanyor.
Sonuçlan düşünülmeden bazı şeylerin böyle-
sine kolaylıkla telaffuz edilebilmesi doğrusu be-
ni çok şaşırtıyor.
^••^B Sizce Türkiye 'de siviller kendi siyasi
projelerini üretme yerine askeri hâlâ bir çözüm
unsuru olarakgörmüyorlar mı?
- Bence bu tutum sorunun önemli bir parçası.
Bunlan bir gazeteci değil, sıradan bir insan ola-
rak söylüyorum. Si\ ıllenn bu tutumu bence bü-
yük ölçüde ülkede yaşanan gerilimin kaynağını
oluşturuyor.
Türklerin çok yakın bir gelecekte kendi siya-
si devrimlerini gerçekleştirmelerini diliyorum.
DUYURU
T.Ç.
MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ GİRİŞ \TTENEK SINAVTARI
1. Ümversıtemizın 1997-1998 öğretım yılı gırış \etenek sınavian 1 Temmuz 1997 Salı günü başlayacaktır. Ön kayıt ve
yetenek sınavian ile üniversitemıze ögrencı almacak fakülte ve programlar, kontenjanlan ve gereklı ÖSS puanı ıle dığer
gereklı belgeler aşagıda açıklanmıştır.
Öğretirn Programı Kontenjan
îç Mımarlık 30
Endüstri Üriinlen Tasanmı 30
Resım . 40
Heykel 15
Seramik ve Cam 25
Grafik 25
Tekstil 25
Sahne Sanatlan veKostümü 20
Fotograf 2 0
Sinema-TV 10
Geleneksel Türk El Sanatlan 50
Fakültesi
Mimarlık Fakültesi
Mımarlık Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Yukanda belirtılen programlara:
1997 yılında en az 105 puan (herhangı bir tür) alanlar da ön kayıt yaptırmak için başvurabilır.
2. 1. madde için belırtilen programlara aday kayıtlan 23-24-25-26-27 Haziran 1997 tanhlerinde saat 10.00-16.00'da
Fındıklı/tstanbul Merkez binamızda yapılacaktır.
3. Aday kaydı için gerekli belgeler;
a) 1997 yılına ait ÖSS (1. Basamak) puan kartının aslı ve fotokopisi.
b) Lıse ve dengı okuldan mezun veya son sınıfta olduğunu gösteren belgenin aslı ve fotokopisi,
c) 4.5x6 cm. boyutlannda baş açık ve sakalsız, adayın smava gireceği son durumunu gösterir 3 adet fotograf,
4. Ön kayıtlar bizzat veya bir yakını tarafından yapt'ınlabılir. Posta ile yapılacak başvurular değerlendiriltnez.
Yurtdışından yapılacak başvurular hariçtir.
Yukandaki bilgıler aday kaydı için gerekli ön bilgiler olup, öğretim programlanmıza gırebilmek için saptanan
kontenjanlara bağlı olarak yetenek sınavian ile iigili aynntılı bilgiler rektörlüğümüz öğrenci Işleri Dairesi
Başkanlığı'ndan temin edilebilinir.
Basın: 25666
20yıl önce öldürülen
Doç. Yavuz anûıyor
İstanbul Haber Servisi - Erzu-
rum Atatürk Üniversitesi Fen Fa-
kültesi öğretım üyesi Doç. Dr. Or-
han Yavuz, ülkücü faşist komando-
larca bıçaklanarak öldürülüşünün
20. yılında anılıyor.
Doç. Dr. Orhan Yavuz'un anısı-
na bugün saat 15.00'te Ankara'da-
kı Harb-lş Toplantı Salonu'nda
u
Türkiyede Faili Mechul Siyasal
Cina>etler" konulu bir toplantı dü-
zenlenecek. Mülkiyeliler Birliği.
Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS)
ve Toplumsal Dönüşüm Yayınla-
n'nın ortaklaşa düzenlediği top-
lantıya. Eğitim-Sen 4 No'lu Şube
Başkanı Metin Yavuz, Türkiye Zi-
raat Mühendıslen Odası Genel
Başkanı Gürol Ergin. Türkiye Ya-
zarlar Sendikası Genel Başkanı
Ataol Behramoğlu. avukat Halit
Çelenk. eski lçişleri Bakanı Hasan
Fehmi Güneş. yazar Tanzer Sülker
Yılmaz ve gazeteci-yazar Erbil Tu-
şalpkonuşmacı olarak katılacak.
Mülkiyeliler Birliği
Genel Başkanı Alper Aktan'ın
yöneteceği toplantıda Dev let Ope-
rası sanatçısı Ufiık Karakoç da bir
dinleti sunacak
llenci jürtsever öğretim üyesı
Doç. Dr. Orhan Yavuz, 15 Haziran
1977 sabahı. Erzurum'da evinden
okuluna giderken yolda kendisini
durduran ülkücü faşıstlerce bıçak-
lanarak öldürülmüştü.
Parasızyatılı sınavı
bugünyapılıyor
Îstanbul Haber Servisi-Yaklasık
250 bin öğrencinin katıldığı Fen ve
Anadolu Öğretmen Lıseleri Sına-
vı dün yapıldı. Sınav sonuçlan,
temmuzun son haftasında açıkla-
nacak. Ilkokul Sonu Devlet Parasız
Yatılı ve Bursluluk Sınav ı da bugün
gerçekleştirilecek.
Toplam249bin 131 öğrencinin
başvurduğu Fen ve Anadolu Öğret-
men Liseleri Sınavı dün saat
10.00'da 80 ıl merkezi ile Lefkoşa,
Riyad, Medine ve Cidde'de yapıl-
dı. Adaytar. 100 dakikalık sınavda
Türkçe, sosyal bilgiler, din kültü-
rü ve ahlak bilgisi. matematik ve
fen bilgisi derslerinden toplam 100
soru yanıtladı. Sınava, Fen Lisele-
ri için 134 bin 911, Anadolu Öğ-
retmen Liseleri içinde 114bin220
aday başvurdu. Sınav sonucunda
başanlı olan adaylardan 6 bin 88'i
Türkiye genelindeki 35 Fen Lise-
si'ne. 6 bin 12'si de Türkiye gene-
lindeki 74 Anadolu Öğretmen Li-
sesi'ne yerleştirilecek. Sonuçlan
temmuz ayının son haftasında
açıklanacak olan Fen ve Anadolu
ÖğTetmen Liseleri Sınavı'nı kaza-
nan adaylann kayıtlan, 18-22 ağus-
tos tarihleri arasında yapılacak.
İlkokul Sonu Devlet Parasız Ya-
tılı ve Bursluluk Sınavı ıse bugün
80 il merkezi ile Trablus. Lefkoşa,
Rıyad, Medine ve Cidde'de saat
10.00'da yapılacak.
İSTANBUL 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
1997/181 VasiT.
Hastalığı sebebiyle mahkememizce vesayet altına alınan Ayşe Lünifer Özdeniz'in Oyak Sitesi, Yeni Levent, 42/11 tstanbul adresinde ikamet
eden Fahriye Sevim Ertükel'in vesayeti altına konulmasına karar verildi. Ilan olunur. 11.6.1997 Basın: 25663