Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 1997 PAZAR
12 KULTUR
Gençlere ağırlık veren 47. Uluslararası Venedik Bienali'nin bu yılki teması
'Gelecek - Şimdi - Geçmiş'• Çağdaş sanatın geleneksel
mekânı olan 102 yıllık bienal,
1997'de genç sanatçılara ağırlık
veren sergileriyle dikkat
çekıyor. Sergi yapımcılığını
üstlenen Italyan sanat tarihçisi
Geımano Celant. bienalin temel
mekânlannda düzenlediği
sergilerde, 'Avrupa - Amerika
çekışmesiyle geçen 60,70'ler,
kadın erkek kimliklerinin
gözden geçirildiği 70'80'ler ve
çok kültürlülüğün gündeme
geldiği 80/90'h yılları'
araştıran. görsel bir yolculuğa
çıkanyor izleyiciyi.
AHU ANTMEN
VENEDİK - Dünyanın dört bir
yanından yüzlerce sanatçıyı bir araya
getiren Venedik Bienali. son dakikaya
kalan organizasyonuna karşın bugün
(15 Haziran) beş aylık bir sanat
izlencesı ıçin kapılannı açıyor.
Çağdaş sanatın geleneksel mekânı
olan 102 yıllık bienal, 1997'de genç
sanatçılara ağırlık veren sergileriyle
dikkat çekiyor. Sergi yapımcılığinı.
yakm geçmişin önemli sanat
etkinliklerine imzasını atan ttalyan
sanat tanhçisi Germano Celant'ın
üstlendiği bienalin bu yılki teması.
"Gelecek - Şimdi - Geçmiş".
Celant. bienalin temel mekânlan olan
"Giordinidi Castello" ve Cordene'de
düzenlediği sergilerde, "Avrupa -
Buyıl birbirinden çok
farklı sanatçılann yanı sıra
Istanbul BienalTne karüan
Marina Abromoviç
(Yerebatan'daki işi üstte) ve
Dva Kabakov (sağda) ile
Gerhard Richter (solda) 47.
Uluslararası Venedik
Bicnali'nde yer alan
sanatçılar arasında.
Amerika çekişmesh le geçen 60/70'ler.
kadın erkek kimliklerinin gözden
geçirildiği 70/80"ler >e çok
kültürlülüğün gündeme geldiği
80/90'h yıllan" araştıran. görsel bir
yolculuğa çıkanyor izleyiciyi.
Sanat tarihini bir tür galaksi olarak
gördüğünü belirten Germano Celant.
"Bienali hanrlarken, kendimi uzayda
ilerie>en bir yolcu gibi hissertim:
bilinen ve bilinmeven dünvalann
arasında maceralar vaşadım" diyor.
Celant "ın "sanat uzayında"
karşılaştığı yıldızlar arasında.
Rebecca Hom. Anselm Kiefer, Roy
I.ichtenstein, Annette Messager, Claes
Oldenburg. Gerhard Richter, Jeff
Koons gibi birbinnden çok farklı
sanatçılann yanı sıra, Istanbul
bienal lerinde izlediğimiz Marina
Abromoviç, Daniel Buren, Sol Le
\Vrtt, Komar Melamid v e Ilva
Kabakov yer alıyor.
Geçen yıllarda iptal edilen genç
sanatçılara özgü "Aperto"
bölümünün yerıne bu yılki bienalde
genç kuşağı temsil eden 20 kadar
sanatçı, tanınmış isimlerle aynı
sergilerde buluşuyor.
47. Uluslararası Venedik Bienali'nde,
çağdaş sanata olan katkılanndan
dolayı bu yıl ilk kez Kanadalı sanatçı
Agnes Martin ile İtalyan sanatçı
Emilie Vedoray a "Altın AyT ödülleri
veriliyor. 50'ye yakın ülkenın
kendilerine ait pavyonlarda
sanatçılannca teslim edildiği Castello
Parkı'ndakı ilginç sergıler arasında,
lngiltere'yi temsil eden, geçen yılki
Istanbul Bienali'nde izlediğimiz
Rachel VVhiteread, Amerıka'yı temsil
eden ılk Afrika kökenli Amenkalı
ressam Robert Cokscott, bugünün
Rusyası'na dair ipuçlan \eren
MaximCantor. Istanbul'da
düzenlenen "Sanat - Texnhe
sergisinde yer alan ve Vunan
pavyonunun altını kazarak
yerleştirdiğj ilginç işiyle kendinden
epeyce söz ettiren Dimitri Alithinos
bulunuyor. Türkiye'nın. Venedik
Bienali'nde pavyonu bulunmuyor.
Bienal kapsamında düzenlenen
"Modernite ve BeUek* sergisinde,
Serhat Kiraz ve lnci Eviner, dünya
sanatçılanyla kaynayan Venedik'te
Türkiye'ye ait çağdaş izler bırakan iki
sanatçı. Bienal. 9 kasıma dek sürüyor.
1. BODRUM ULUSLARARASI ÇEVRE FİLMLERİ FESTİVALİ'NİN ARDINDAN
Beyazperdede çevre manifestoları...
\IURAT ÖZER
Çevreyle yeterınce "dosfmu-
yuz? Onun yasalanna kendı y asa-
lanmız kadar saygılı mıyız? Hız-
la yitınlen doğal yaşam içın elimiz-
den gelenı. belkı fazlasını yapma-
ya çalışıyor muyuz
0
Çevre bilin-
cinı yeni kuşaklara aşılamak içın
herhangi birçabamız var mı? Yok-
sa her şeyı kendı haline bırakıp.
"kadercilik''ın peşıne mı takılıyo-
ruz?
Uluslararası Çevre Filmlen Fes-
tivalı için uzun süredir görmedi-
ğım \ e ne hale geldiğinı merak et-
tiğım Bodrum'a ulaştığımdaysa.
düş kınklığıyla birlikte önüne ge-
çilmez bir öfke sendromu yaşa-
dım. O güzelim sahil kasabası. bir
şantıye haline gelmiştı. Toz toprak-
tan göz gözü görmez olmuş. "\e-
şiTe ulaşmak neredeyse olanaksız
hale gelmiştı. Çölleşme tehlikesı
ıse ılen düzeydeydi..
Başrolde çevre
Festival. bu durumu bıraz ol-
sun düzeltebilmek ıçin atılmış bir
adım olarak öne çıktı. Türsak'ın
önderliğınde ve Garantı Banka-
sı"nın ana sponsorluğunda. birdı-
zı sponsor fırmanın da katkısıy la
düzenlenen ilk Çevre Fılmleri Fes-
tıvali. kımı küçük aksaklıklan ol-
sa da genel olarak "ritmini koru-
>an" bir yapıda başladı, gelişti ve
sonlandı.
Festival boyunca çevre konusu
üzennde gezınen 50 kadar uzun
metrajlı. belgesel ve kısa metraj-
lı film göstenldi. Özenli bir se-
çımle bizlere sunulan bu fümle-
rin çoğu. ele aldıklan konunun al-
tmda ezılmeyen. onu yetkin bir
anlatımla bey azperdeye ya da be-
yazcama taşıyan yapıtlardı. Her
fılm, bizlere çevTe konusunda ye-
nı kapılar açıyor. bazılan hiç bil-
mediğimiz sorunlann altını çizi-
yordu. ICısacası, festıvalde izledi-
ğimiz filmlerin çoğu. kendi için-
de bırer çevTe manifestosu niteli-
ğındeydı...
5-10 haziran tarihleri arasında
düzenlenen festivalde yalnızca
film gösterimleri yoktu doğal ola-
rak... Yerli ve yabancı katılımcı-
lan. azımsanamayacak bir izleyi-
ci topluluğu ve hedefini bulan sap-
tamalarıyla Uluslararası Çevre
Sempozyumu, etkinliklerin en
önemli durağıydı. Doğal Hayatı
ICoruma Derneğı Genel Müdürü
Nergis Yazgan. Mıllı Eğitım Ba-
kanlığı Talım Terbıye Kurulu üye-
si NecdetSakaoğhı. gazetecı Sem-
ra Somersan. Çekül Vakfı Yöne-
tim Kurulu üyesi Hasan Ozgen,
Türsak Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı VecdiSayar. Earth Vi-
sion Comittec'den İzumi Kondo,
Çevre Bakanlığı Danışmanı Jean
Claude Lm, TRT'den fılm yö-
netmeni FatihOrbay. TVE Vıdeo
Resource Contre'dan Robert
McCowan. Ökomedıa Instıtute'dan
Reinhard Biermann gibi katıhm-
cılar. "Çevre Bilincinin Aktanl-
masmda Kitlc Detişim Araçlan-
nın Rolü
5
" konulu sempozyumun
kapsamını daha da genışleterek
büyük çaplı bir çe\Te tartışması-
na dönüştürdüler ve önerileriyle
çevTenin korunmasına "yeni"kat-
kılarda bulundular...
Festivalin diğer bir etkinliği ıse
Türkıye'nin çeşıtlı kentlenndeki si-
nema okullanndan gelen öğrenci-
lerin katılımıyla gerçekleştırilen
"Halikarnas Bakkçısı Film Mara-
tonu"ydu. 9 Eylül Ünıversıte-
si'nden 2. Marmara Üniversite-
si'nden 2 ve Istanbul Ünıversıte-
si'nden 1 olmak üzere, toplam 5
ekıbin katıldığı bu maraton. fes-
tivalin ılk günü başladı ve kapa-
nış gecesınde noktalandı. Beş gün
içınde filmlennı çeken ve kurgu-
layan genç sınemacılar. kapanış-
ta kısa süre ıçinde gerçekleştır-
diklen çevre konulu yapıtlan biz-
lere sundular. Türk sinemasının
geleceğı ıçin umut veren "Son
MavT, "Aurora*. "Bodrum'dan
Bodrum'a". "Tatiki" \e "VVeko-
me to Bodrum" adlannı taşıyan bu
kısa fılmler. festival komıtesinın
verdıği plaketlenn ötesinde izle-
yicilerin alkışlany la da ödüllendi-
rildi... Çocuklann katılımıyla ger-
çekleştırilen "ÇoeukForumuT
'da
festivale ayn bir renk kattı. Çeşit-
lı yaşlardaki çocuklann çevreyle
olan ılışkılerinı. çevre sorunlanna
daır görüşlerını, önerilerinı dıle
getırdikleri bu forum. yenı kuşak-
lann çevre bılinçlennın ulaştığı
noktayı belgelemek açısından
önemli bir gösterge oldu.
Ödüller
1. Bodrum Lluslararası Çevre
Fılmleri Festıvalfnin ödüllerme
gelınce... Ediz Hun, Sergio IUu-
minato (Italya). Reinhard Bier-
mann (Almanya). Muriel Labrus-
se (Fransa) ve Gani Turanlı'dan
oluşan büyükjün. "Altın Akdeniz
Foku" olarak belırlenen büyük
ödülü Flora Gomes'ın yönettıği
Fransa-Gine Bissau Portekiz ortak
yapımı "Ruhlann Ağacı" (Po dı
estival boyunca 50
kadar uzun metrajlı,
belgesel ve kısa
metrajlı film
gösterildi. Filmlerin
çoğu kendi içinde birer
çevre manifestosu
niteliğindeydi. 'Altın
Akdeniz Foku' olarak
belirlenen büyük
ödülü Flora Gomes'in
yönettiği Fransa- Gine
Bissau Portekiz ortak
yapımı 'Ruhlann
Ağacf aldı. Sivil
toplum kuruluşlan
temsilcilerinden
oluşan bir başka jüri
ise 'en iyi belgesel' ve
'en iyi kısa film'
dallannda ödül verdi.
Sangui) adlı fılme verdi. Çevre ve
insan arasındaki ilişkiyi naıfbırat-
mosfer ıçinde ve yerel motifler
içinde yansıtan bu Afrika filmi,
özellıkle görsel kalıtesiyle öne çı-
kanbıryapıttı... Büyükjün, bir de
özel ödül verdi. Bu ödülün sahi-
bi. Pierre Heberfin yönettiği Fran-
sa-Kanada ortak yapımı "İnsan
Denen BftkT (La Pİante Humaıne)
adlı film oldu. Canlandırma sine-
masının deneysel sınemayla buluş-
tuğu bu ılgı çekıcı ve "zahmetli"
fılm. çağdaş yaşamın nımetlenne
etkın dokundurmalarda bulunup
çevTeye bir say gı duruşunda bulu-
nuyordu...
Büyük jünnin değerlendirdıği
uzun metrajlı fılmleri. 11-16 yaş-
lan arasındaki yedı gençten olu-
şan Uluslararası Gençlik Jürisi de
ızledı ve onlar da kendi beğenile-
rine göre bir seçım yaptılar. Genç-
lerin seçimi. yine bir Fransa-Ka-
nada ortak yapımı olan "Kablo-
onak"tan yana oldu. ClaudeMas-
sot'nun yönettiği fılm, ünlü belge-
selcı Robert Flaherty'nın efsane
fılmı "KuzeyliNanook''un(Nano-
ok of the North) çekim sürecini ve
eskimolann zor yaşam koşullan-
nı getiriyordu bızlere. Bu da önem-
li bir filmdi ve özellikle usta ak-
tör ChartesDance'ın kusursuz Fla-
herty kompozisyonuyla değerleni-
yordu...
Çe\Te savaşçılan
Festivalin sivıl toplum kuruluş-
lan temsilcilerinden oluşan bir
başkaj ürisı ise "en iyi belgeser v e
"en iyi kısa füm" dallannda ödül
verdi... En iyi belgesel ödülü,
Glenn FJBs'ın yönettiği "DetoGü-
cü" (Delta Force) adlı yapıtın ol-
du. Nıjerya'dakı asken yönetimin,
Nijer Deltası'ndaki Ogonı halkı-
na yönelık baskılannı ve bu hal-
kın Shell şırketınin petrol arama
çalışmalannı engellemek ıçtn har-
cadıklan eforu y ansıtan bu "sert"
film. bilmediğimız bir olayın iç
yüzünü gözler önüne seriyordu...
Jün. bu bölümde ikı fılme de özel
ödül verdi: EthemCtagüven'in Ber-
gama'daki altın arama savaşının
gerisinde yatanlan, uluslararası
bağlantılan. kanıtlarıylasunduğu
filmi "Hayır" ve Hındistan'dan
K. P. Sasi'nin göcmen kuşlar üze-
rine yapıtı "Kokkre BeDur'un Ka-
natlan" (The Wıngs of Kokkre
Bellur)...
Kısa fılmleri de değerlendıren
aynı jürı. bu daldakı ana ödülü
Av ustralya yapımı Nick HilUgoss
filmi "Bir Zamanlar Avustral-
ya"y a (Once Upon Australia) ve-
nrken. özel ödülü de daha öncekı
filmleriyle yakından tanıdığımız
Paul Bush'un "O'nun Komedya-
sı"na (Ilıs Comedy) değer gördü.
tkı film de canlandırma sinema-
sının usta işi örnekleri olarak iz-
ley iciden de ılgi gören yapıtlar ol-
dular...
Sınema sanatıyla çevrebılimin,
sinemacılarla çevTecilerin bir ara-
ya geldikleri 1. Bodrum Uluslara-
rası Çevre Filmleri Festıvali. sı-
nemaya ve çevreye gönül veren-
lerin "paylaşüklan'* bir festival
olarak belleklerimize kazındı.
Umuyoruz v e ınanıyoruz, bu *'^-
rekli" festival gelecek yıllarda da-
ha da büyüyecek ve katılım, bek-
lenmedik boyutlara ulaşacak...
KÖŞEBENT
ENİS BATUR
Edebiyat ve Promosyon
Kitap yazmak, yalnızca edebiyat adamlarının,
bilim adamlannın, yasa koyucuların işi değil nıce-
dir. Özellikle çağımız, yazma uğraşının demokra-
tikleşmesine, yaygınlaşmasınasahneoldu: Siya-
set adamından sporcuya, sahne sanatçısından sa-
nayiciye, her meslek dalının kitap yazmış üyeleri
var şimdi. Kimi doğrudan kendi yazıyor, kimi "ghost
writer"\a çalışıp yazdırtıyor. Okur olarak, hayli et-
kileyici kitaplaria karşılaşıyorum bu yelpazede,
bazılan değme edebiyat ürünlerine taş çıkartıyor.
Gelgelelim, bir edebiyat adamının, bırdüşünü-
rün, bir bilim erinin kitap yazması, işin özünde
farklı ölçüler barındırıyor. Onlann gözünde kitap
yazmak, eskilerin deyişiyle bir "eseryaratmak" an-
lamına geliyor: Güçlü, sağlam, kalıcı olsun iste-
dikleri bir yapıt. Yazmak, onların gündelik hayat-
larının eksenini oluşturan bir fiil; bütün öteki fiille-
ri günü geldiğinde silebilen bir yaşama biçimi kur-
malannı gerektiriyor.
Yazarlann arasında, yalnızca yapıtlarıyla ilgile-
nen, onlann yazgılarına pek kulak asmayanlar ol-
duğunu biliyoruz.
ikinci bir kategoride, yazdıklan kitabın okun-
ması ve etkili olabilmesi için "makul ölçüler"de dev-
reye giımekte sakınca görmeyen, gene de asıl va-
kitlerinı ve emeklerini odalanna, masabaşı çalış-
masına ayıranlar yer alıyor. Bu tür yazarlar, gerek-
tiğinde söyleşi yapmaktan, konferans vermekten
ya da "okuma" yapmaktan, bir imza gününe ka-
tılmaktan kaçınmıyorlar. "Oyunun Kuralı"naola-
bildiğınce uymak biraz da işin gereğı zaten; hem,
büsbütün kural dışı olunca da spot tutuluyor üs-
tünüze, fazlasıyla rahatsız ediliyorsunuz bu kez.
Son çeyrek yüzyıl içinde, medya düzeninde ya-
şanan patlama, üçüncü bir yazar kategorisi ya-
rattı. Sinemaoyunculan, sahne sanatçılan ile "per-
formans"\ açısından bir tutulabilecek bir kültür
megastan türü doğdu. Özellikle, "kitap endüstri-
s/"nin ejder boyutunu aldığı Batı dünyasında ör-
neklen çoğaldı bu yenı yazar tipinin. Öyle kültür
kanallarında, programlannda boy gösteren ede-
biyat adamlanndan değil o: "Rating"'\ yüksek talk-
shovv'larda, en az kendısı kadar ünlü politıkacı-
larla, show-biz sanatçılarıyla yan yana geliyor. Ka-
musal ortamın keşıf bölgelerinde hep, nümayiş-
lere öncülük yapıyor, büyük hareketlerin çekirde-
ğinde duruyor. "Hümanıst" bir eylem içinde: Nük-
leertehlikeye, açlığa, soykınma karşı çıkıyor, mis-
yonertavrını bilınçli birüsluplatamamlıyor. Kitap-
ları pek çok dıle hemen çevrilıyor, genış kitlelere
ulaşıyor, anlaşılması her zaman çok kolay olma-
yan metinler yazsa da.
Bu türyazartara, kazandıklan maddı ve mane-
vi karşılıklara öfkelenip, kıskançlık duyup, burun
bükmek doğru görünmüyor bana. Kımileri çok
değerli, kimileri değerli, kimileri de vasatı zorla-
mayan edebiyat adalan onlar, tıpkı diğerlerı gibi.
Nasıl olur da, vasatı zoriamayan bir yazaıia çok
değerli bir yazar aynı anda bunca ünlü olabılir de-
meyin, olur: Burada yaratjalık ölçüleri değil, te-
cimsel ölçüler geçerlidir, kitlelerin kafasını kanş-
tıran budur. Ünsüz edebiyat adamları arasında
da çok değerli, vasatı zorlamayanlar vardır.
Üçüncü kategorinin içinde, "durum"un tehli-
kelerini hemen görenler olmuştur: Kundera söz-
gelimi, çarçabuk geri çekilmiştir. Başlıca tehlike,
megastarlaştırılmış yazarın, bısikletin pedallannı
çevirmeyi sürdürmezse düşeceği korkusundan
kaynaklanıyor. Bu korkuyla, kitaplarının "içıne"
ayırdığı vakitten fazlasını "dışına" ayırır oluyor o
yazartar. Bir edebiyat adamının kendi kendisinin
promosyon müdürü, reklamcısı, ödül takıp komı-
tesi başkanı, çeviri menajeri olması yapıtı açısın-
dan sağlıklı olmasa gerek: "Eser" bu kaygılarla bı-
çımlenebilır mi?
Yazann kitabının okunmasını dilemesi doğal bir
istek. Yapıtı önemsensin, değerlendirılsin, başka
dillere çevrilsin, elbette gönlünde o tür aslanlar do-
laşacak. Yaptığı işin maddi altyapısını büsbütün
hiçe sayamayacağı bir dünyanın kuşatımı, küçük
katkılarda bulunmasını da gerektirebilır zaman
zaman. Ama bu bir kampanya boyutu aldığı ve
kişi kendisini o kampanyanın yöneticisi konumun-
da bulduğu an, aklına, dilimden düşürmedığim afo-
rizma gelmelidir: "Başlangıçta edebiyata eğilimi
vardı, nitekim sonradan kendini ticarete verdi."
Hâmiş: Ece Ayhan'dan mektup var: "Çarpışa
çarpışa öleceğiz galiba, içime öyle doğuyor. Al-
dırma!" Aldırmıyorum Ece, sağol.
'Kralın Şarkıcıları'
AyalrinVde
Kültür Servisi -25.
Uluslararası İstanbul Mü-
zik Festivali kapsamın-
da bu akşam saat 19.00 da
tngiliz 'The Kings Sin-
gers' vokal topluluğunun
Aya lrini'de v ereceğı kon-
ser de yer alıyor. 1968
yılında Cambridge'dekı
King'sCollege'de kuru-
lan topluluk. müzik dün-
yasında var olduğu 28
yılda geliştirdiği geniş
repertuvanyla, müzik ta-
rihinin önemli aşamala-
rını birbırıne eklemeyi
ve Rönesans ustaların-
dan çağdaş dehalara bır-
çok bestecınin eserlerini
aynı ustalıkla yorumla-
mayı başanyor. Eston-
ya'dan Japonya'ya. Bre-
zilya'ya yılın yansmı tur-
nelerde geçıren topluluk,
albüm ve konser çalış-
malannın yanı sıra ya-
yıncı Hal Leonard'la or-
tak çalışmaları sonucu
bir başka alana daha el at-
mış durumda.
25. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali başladı
Festival, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafindan açıldı. (KUBİLAY TÜNTÜL)
Kültür Servisi - Bu yıl kuruluşunun
25'incı yılmı kutlayan İKSV (İstanbul Kül-
tür ve Sanat Vakfı I tarafindan düzenlenen
25'ınci Uluslararası İstanbul Müzik Festi-
vali. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirelta-
rafindan dün akşam Aya Irıni Müzesi'nde
yapılan bir törenle açıldı.
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı ŞakirEc-
zacıbaşı'nın 3 haziranda geçirdiğı kalp ope-
rasyonu nedeniy le katılamadığı açılışta, Ec-
zacıbaşı adına vakfın genel müdürü Melih
Ferelibir konuşma yaptı. Fereli'nın ardın-
dan festivalin açılış konuşmasını yapan
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. sanat-
severlere İstanbul festıvallenne verdıklerı
destekten ötürü teşekkür ettı. Demirel.
tKSV'nin kurucusu Nejat Eczacıbaşrnın ça-
lışmalannı överek "Çağdaş yaşam, dün-
ya>la birlikte nefes alıp vermektir. 73 yıl ön-
ce bü>ük Atatürk tarafindan kurulan Tür-
kiye Cumhuriyeti Devleti, bu ilkeler üzeri-
ne oturtulmuştur" şeklınde konuştu. Türk
mılletinin hoşgörü sahıbi olduğunu vurgu-
layan Demirel. Topkapı Sarayı'nın bahçe-
sinde Aya Irini gibi bir yapının korunma-
sını buna örnek gösterdi ve bu hoşgörünün
tüm dünya tarafindan takdir topladığını be-
lırtti. Demirel aynca, ülkemizde kültür ve
sanatın büyük şehirlerin tekelinde olduğu-
na dikkat çekerek açılan ünıversiteler, özel
ve kamu kuruluşlan sayesinde bu kültür
hareketinın ülke geneline yayılması gerek-
tiğini söyledı. Konuşmasını, "Devletim adı-
na, kültürve sanata destekveren herkese te-
şekkürederim" şeklinde sona erdiren Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel, daha sonra
İKSV'yı emek ve katkılanyia 25. yıla taşı-
yan kışi ve kuruluşlar olarak Cevza Aktü-
ze,A\iıi AkyoL Fettah Aytaç, Ercümend Be-
ker, Vedat Demirci, Mengû ErteL Le\1a Gen-
cer, A>dın Gün, Betül Mardin, Hasan Sa-
y an, KaşifTaşçı, Doğan TekelL Faruk Yener
ile İDSO adına MuratGürol. istanbul Bü-
yükşehir Beledıyesi Şehir Tiyatrolan adı-
na Kenan Işık, Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası adına Mehmet Erten. tDOB adı-
na Yekta Kara, Devlet Tiyatrolan adına
Bozkurt Kuruç, Türk Hava Ybllan adına Atil-
la Çelebi ve Türkiye Radyo Telev izyon Ku-
rumu adına Altan Kınala teşekkür plaket-
lerini verdi.
Demirel son olarak, 25'incı Uluslarara-
sı tstanbul Müzik Festivali'nin kurumsal, ba-
sm, televizyon ve gösteri sponsorlanna te-
şekkür plaketleri verdi. Törende. gazete-
mız adına teşekkür plaketini Kültür Sen ı-
si Şefi Handan Şenköken aldı.
Açılış gecesı, İngiliz The Kings Singers
vokal topluluğunun verdiği bir konserle so-
na erdi.