25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 1997 PAZAR 4 HABERLER GazianteplHeıHn teteği • İSTANBUL (UBA) - RP millenekili Şevki Yılmaz'a öfkesı dinmeyen Gaziantep halkı. genelevın bulunduğu sokağın adının "Şevki Yılmaz Sokağı" olarak değiştirilmesi amacıyla belediyeyi telefon ve faks yağmuruna tuttu. TBMM'yeveCelal Doğan'a karşı ağır hakaretlerde bulunan Şev ki Yılmaz'a tepkinin dinmediğini belirten Gaziantep Büyükşehir Belcdiyesi Basın Danışmanı Fikret Kaya, '"Halkımızın duyarlılığının sürmesı bizi sevindinyor ama istedikleri bu isim değişikliğıni yapmamız, bazılannın seviyesine düşmemiz anlamına gelir" dedi. Hastanede işçi kıyımı • İstanbul Haber Servisi - Sendika üvesi olduklan için işten atıldıklannı öne süren Kadıköy Vatan Hastanesi ışçilen. dün tstanbul Tabip Odası üyelerinin de katılımı ile Hasanpaşa'daki Kadıköy Vatan Hastanesi önünde bir açıklama yaptılar. tşçiler, Kadıköy Vatan Hastanesi sahibi Azmi Ofluoğlu'nun daha fazla para kazanmak uğruna insan haklannı ayaklar altına aldığını savundular. nKD'nin kampanyası • İstanbul Haber Servisi - Tüm Tüketicılen Koruma Derneği (TTKD) "Cumhuriyet düşmanlanna karşı" faks eylemi başlattı. TTKD'den yapilan yazılı açıklamada. Cumhuriyet düşmanlannın örgütlü ve organize biçımde saldınya geçtikleri belirtilerek yurttaşlann ve sivıl toplum örgütlerinin bu saldınlara karşı harekete geçmesi istendi. TÜROB'dan açıklama •İstanbul Haber Servisi - TÜROB Yönetimicurafa Baskanı Ali Güreli, 5 Kurulu'nda kabul edilen "Gazinolann kapatılmasmı öngören yasa'"nın Cumhurbaşkanı Demirel tarafından veto edilmesini talep ettiklerini belirtti. ÇYDD'den açıklama . • tstanbul Haber Servisi - Şeriatçı söylem ve eylemlerin herkesin gözleri önünde, yasalara aykın açıkça birer politik oyun olarak sergilendiğini belirten ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkân Saylan, "Demokratik laik hukuk düzeninde özgürce ve uygarca yaşamak isteyen halkımız ve sivil toplum örgütleri olarak bu ihanetleri affetmeyecegiz" dedi. ÖPS için gösteri • tstanbul Haber Servisi - Kendisinı aramak isteyen polis memurunu yaraladıktan sonra kaçan ve polis tarafından Gazi Mahallesi'nde saklandığı gecekonduda öldürülen DHKP-C'li Süleyman Örs için önceki gece lstanbul'un çeşitli yerlerinde gösteriler yapıldı. Çağlayan, Bağcılar, Yenibosna Yıldınm Beyazıt Caddesi ve Gazi Düzyol mevkiinde toplanan 20 - 30 kişilik gruplar. sloganlar ve molotofkokteyli atarak Örs'ün öldürülmesini protesto etti. Akşener'in yanıtı • ANKARA (UBA)- Içişleri Bakanı Akşener, Flash TV'nin istanbul merkezine 2 mayısta yapılan silahlı saldında, binaya 30 - 40 kişilik bir grubun girdiğinin tespit edildiğini belirtirken, olay yerinde yapılan inceleme sonunda saldırganlann tam 57 el ateş ettiklerini açıkladı. DSP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Hikmet Uluğbay'ın olayla ilgili soru önergesini yanıtlayan Akşener, güv enlik güçlerinin durumdan haberdar olup olay yerine geldiklerinde, saldırganlann "34 GOS 13" sahte plakalı siyah BMWve"34BUU15" plakalı siyah Mercedes ile plakalan belirlenemeyen araçlarla kaçtıklannın saptandığını söyledi. CHP lideri Deniz Baykal, Antakya'da kalabalık ve coşkulu bir kitleye seslendi 6 Tank değA seçhn sandığı' MEHMET ALt SOLAK AN- TAKYA - CHP Ge- nel Başka- nı Deniz Baykal. bırleşmeye karşı çı- kan DSP lideri Bülent Ece- vit"i eleştirerek *Birisi var- ki 'Dünya birleşse ben bir- leşmem' diyor; bütün dün- ya haksız. sadece kendisi mi haklı? Biz Anadolu'da hal- kımızla biıieşip bütiinleş- tik" dedi. Baykal. Türk or- dusunun milletin gözbebe- ği, ulusal bağımsızlığın ve Türk kimliğinin güvencesi olduğunu belirterek "Ama ordumuzu si>asi kargaşala- ra sokmayalım. Biz. bu hii- kiimeti tank paletleri) le de- ğiL seçim sandıği ile gönde- receğiz'* diye konuştu. CHPnirî "Aydınbk Tür- kiye'' mitinglerinın beşıncı- sı, Vali Muammer Ülgen Alanı'nda büyük bir katı- lımla gerçekleşti. Mitinge Baykal 'ın yanı sıra çok sa- yıda parti yöneticisi ve mil- İetvekili katıldı. Konuşma- •sına, Ankara'da saat başı olağanüstü gelişmelenn ya- şandığına ışaret ederek baş- layan Baykal. Ankara'dakı karmaşık siyasi gelişmelere karşın CHP'nin Türkı- ve'nin çeşitli bölgelerinde vatandaşla kucaklaştığını kaydetti. Baykal. -Anka- ra'da siyasetçinin kulağı ki- riste. haber beklhor. Her te- lefon çaldığında endişeyle korkuyla açıyor telefonu. Ama bizûn kulağumz kiris- te değil. biz yüreğimizle Anadolu'dayız" dedi. Baykal. Türkiye'de cum- huriyet rejımine yönelik tehdıdi ilk fark eden ve bu- na karşı mücadeleyı başla- tan partinin CHP olduğunu belırterek şö\ le konuştu. "Biz Ankara'ıun dar si- vasi kulislerinde Türld- 'Liderlik sınavını başlıyor' Deniz Ba\kaı. partisinin İstan- bul İl Örgürü'nce The Marma- ra Oteli'nde verilen "İktidara Yürüvüş temeği'"nde yaptığı konuşmada. CHP'nin, la- ikliğin konınınasuıda, insan haklannın savunulmasında ve demokratikleşme müca- delesinde hep en öndeolduğunu sa\ unarak Yüksekova Çetesi'nin CHP tarafından açı- ğa çıkanldığını. Manisa'da işkence gören çocuklann da yanlannda > alnı/ca CH P'li mil- letvekillerini buldukiannı sö>1edL Susuriuk olayının peşini bırakmavacaklannı ifade eden BaykaL, bu koşullarda ban çevreleri rahatsız etmemek için Susuriuk"u bir süre gündeme gerirmeme \ önünde döşiinceler olduğunu. ama bunun CHP'nin anlayışi ola- mayacağını vurguladı. Baykal, yemek öncesinde, Beşiktaş Bdedivesi'nin "7. Beşiktaş Kültür ve Sanat Şenliği"ne katılan sanatçüara birer teşekkür plakcri \erdi. ye'nin çözümünü aranuvo- ruz. ÇUnkü biz biliyonız ki. Ankara Anadolu'nun sonu- cudur. Biz işi kökünden, te- melinden tutuyoruz. Bunu yapmakta ne kadarhaklı ol- duğumuzu merak edenler geüp bu meydanlan görsün- ler." Sözlen sık sık "Başba- kan Baykal", "Hükümet is- tifa", "Türkive laiktir. laik kalacak" sloaanlanyla ke- sılen Ba>kairREFAHYOL hükümetının, seçim mey- danlarında verdiği sözler- den hiçbinni yerine getıre- mediğinı belirtti. Bavkal sözlerıni şöyle sürdürdü: u Bu iktidar, iflas etmiş miiflis bir iktklardır. İstan- bul Befedijesi'nde. Ankara Betedivesi'nde, Enerji Ba- kanlığı'nda trihonluk ihale- ler. damatlara ve dünüıiere \eriidi. Bu adil dü/en hükü- meti değil; diiniir, damat. ka\ın hükümetidir. Artık RP'nin maskesi düşmüştür. Soruvorum. bunlar Tiirki- ye*> i temsil etme>e layık mı? Gelin onlan seçenlerexeseç- tirenJere'Yazıklarolsun' di- > elinı. Bunlar biraz daha ik- tidarda kabalar. de\ letin ba- şına bjlcr açaıiar." Baykal. Türkiye'de rejim tartışmalannın 70 >ıl önce yapılıp bıttiğıni belırterek "Herkes bu rejimi hazme- decek. SKaset yerli olacak, milli olacak ve herkes bile- cek ki. bu cumhuriyet laik cumhuriyettir" dedi. Anadolu insanmın binler- ce yıldır Müslümanlığı en iyı bıçimde yenne getırdi- ğini ıfade eden Baykal, "Müslümanlıkta Allah var, kul var. E\ Erbakan, ne gi- rivorsun AUah'la benim arama. Sen kinı oluyorsun? Telefon dinleven özel tim köstebeği gibi AJIah'la ara- mıza ne girivorsun? Biz Müslümanlığı Libya'dan. İran'dan öğrenecek değiliz. Biz İslami\eti vüzvillardan beri bir bavrak gibi taşıyan miOetiz" dıye konuştu. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz Bursa'da 'Genelkurmay daha fazla seyirci kaimaz9 LEVENTGENCELLİ BURSA-ANAP Genel Başka.- nı Mesut Yılmaz. Genelkurmay Başkanlığı brifinglerinin. bilgi- lendirme toplantısmdan öteye gi- derek muhtıra niteliğine dönüştü- ğünü savundu. Bursa gezisini sürdüren ANAP Genel Başkanı Yılmaz, bağımsız Bursa Milletvekili CavitÇağlar'ın sahibi olduğu Olay TV'ye yaptığı açıklamada, gündemdekı rejim tartışmalan ile ilgili görüş bildirdi. Yılmaz, bir soru üzerine, Genelkurmay Başkanhğı'nın çeşitli kesimlere verdiği irtica brifinglenni şöyle değerlendirdı: "Buna brifuıg demekbenceyerinde ol- maz. Bu brifing doğrudan doğruv a hükü- mete yapılmıs, çok sert bir uvandır. Hatta buna muhüra da diyebilirsiniz. Muhüra da denilen, REFAHYOLun neden olduğu gidişe Genelkurmay'm daha fazla seyirci kalmayacağıdır. Bu şimdiye kadar, Türki- ye'de ilk defa yaşanan bir durumdur. Hiç bu kadar aleni, bu kadar açık bir şeküde hiçbir hükümete bu uyan yapılmamışür. 12 Martta bundan çok daha hafıf bir muhüra verümişti. Ama o zamanki hükü- met, o zamanki başbakan, yani şimdiki cumhurbaşkanımız bundan gerekü sonu- cu çıkarnuş ve derhal istifasmı vermişti Bu duruma muhatap olan, otoritesini bu ka- dar kaybeden hükümetin, artık banagöre gideceği hiçbiryer kal- mamışür. Yapüması gereken, Sa- yın Başbakan'ın istifasını Sayın Cumhurbaşkanı'na sunması- dır." Mesut Yılmaz, dün Bursa Kültür Sanat Turizm Vakfi tarafından yap- tınlan Karagözevi'nı hizmete açtıktan sonra burada Saadettin Diker'in sergile- diği "ÇifteCadılar" isimli oyunu eşi Ber- na Ydmaz ile birlikte izledi. Daha sonra eşiyle birlikte Nergis Fab- rikası'na giden Yılmaz'ı kapıda Cavit Çağlar. "Sayın başbakamm hoşgeldiniz" diyerek karşıladı. Yaklaşık 20 dakika sü- ren Yılmaz-Çağlar görüşmesine Bursa milletvekilleri İlhan Keski ve İbrahim Ya- ZKi'nın yanı sıra ANAP Genel Başkan Yardımcısı Edip SafTer Gaydalı da katıl- dı. Görüşmede Çağlar'ın dayısı Şükrü Şankayaile veğeni ŞenolŞankayada bu- lundu. Göriişmeye geçılmeden önce ofısteki eski fotoğraflarla ilgili Yılmaz'a bilgi ve- ren Çağlar'ın. fotoğraflardan birini göste- rerek "Sian ve bizim takım"dediğı öğre- nildi. Mesut Yılmaz'ın Nergis ziyareti sı- rasında, 1982 yılında fabrikayı hizmete açari 12 Eylül yönetiminin başbakanı Bü- lend l lusu ile birlikte çekilen fotoğraflar dikkat çekti. 4 kişi ölmüş, 100 kişi yaralanmıştı 15-16 Haziran eylemi anıldı İstanbul Haber Servi- si - Işçi sınıfı tarihine "15- 16 Haziran CMaylan" ola- rak geçen, 4 kişinın ölümü ve 100 kişinin yaralanma- sıyla sonuçlanan 1970 yı- lındaki işçi eylemi, bugün çeşitli etkinliklerle anılı- yor. ÖDP Kadıköy İlçe Örgütü ise bir gün önce- den, 1970'teki olaylarda polisle işçiler arasında çı- kan çatışmada işçilerin öl- düğü Yoğurtçu Parkı'na karanfıl bıraktı. DİSK Genel Sekreteri Kemal Daysal. 15-16 Ha- ziran Olaylan'nın yıldö- nümüyle ilgili. bugün saat 12.00"de Merter Kereste- ciler Sitesi Dinlenme Par- kı'nda bir basın açıklama- sı yapacak. DtSK aynca yann tüm bölge temsilciliklerinde ve örgütlü olduğu her yerde kitlesel basın toplantılan düzenleyecek. ÖDP kadıköv İlçe Örgütü bir gün önceden işçilerin öldüğü Noğurtçu Parkı'na karanfîl bıraktı. DlSK'ten yapılan yazı- nin anlatıldığı "DİSK'in lı açıklamada. ~işçi sınıfi- nın. örgütlenme özgürlü- ğüniin kısıtlannıa girişimi karşısında gösterdiği dire- niş^in, 27. yıhnda çeşitli etkinliklerle anılacağını duyurdu. Genel Sekreter Kemal Daysal'ın Mer- ter'de yapacağı basın açık- lamasından sonra, "15-16 Haziran Büyük İşçi Dire- nişi"run yapılış nedenleri- Sesi" dergisinin özel sayı- sınm dağıtımı yapılacak. CHP tstanbul tl Başka- nı Mehmet Ali Ozpolat, il meclisi üyeleri, ilçe baş- kanlan ve bir grup partili, DlSK vöneticilerivle bir- likte eski DlSK Başkanı Kemal Türklerin Topka- pı'daki mezan başında sa- at 12.00'de bir açıklama vapacak. ŞJFIftNOKTASI IORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Siyasi Islamcılann son dö- nemdeki en büyük dertlerin- den birisi, Osmanlı Sultanı Fa- tih'in şiirleri. Istanbul'u yeni- den fethetmeye hazırlanan Erbakan'ın tarihteki örnek ki- şilik olarak gördüğü Fatih'in şiirlerinde; şarap içmekten, sakinin yanağından dem vu- ran beyitleri ortalığı kanştırdı. Zamanımızdan 550 yıl önce yaşamış bir Osmanlı padişa- hının dünyayı algılayışını, zevk anlayışını, eğlence biçimini bugün tartışmak acaba ne an- lam ifade edebilir? Tarihçiler, böyle bir tartışmayı, o döne- min sosyal ve toplumsal ya- şamını, iç siyasi ilişkileri orta- ya çıkarmak amacıyla yapabi- lirler. Fatih'in 'Avni' mahlasıy- layazdığı şiirlerini de bu araş- tınmalannın birmalzemesi ola- rak kullanabilirler. Bizimkiler ne için yapıyortar dersiniz? Bugünkü dünya gö- rüşlerine ve yasaklanna baha- ne bulmak ve rahatlamak için. Örnegin Zaman gazetesinde konuyu ele alan bir doçent, Fatih Şarap îçseydi ya da... "Fatih şarap içermiydi?" baş- lıklı yazısını şöyle bitiriyor: "Anlamadığınız metinler hak- kında uluorta ahkâm keserek, mezariannda yatan ecdadın kemiklerini stzlatmayın." Yine aynı yazının içinde, Fa- tih'in bir şiirinin günümüz Türkçesine dönüştürülmüş sözleri de yer alıyor. Fatih bu şiirinde şunları söylüyor, ay- nen aktarıyorum: "Şarabın cana can katıcılığı, senin du- dağına benzetildiğinden, gö- nülde şarap arzusu sürekli daha artar. Ey Saki! Bahar ol- du güller açıldı; kadeh getir, çünkü bu mevsim şarap iç- meyi gerektirir. Banaaydınla- tıcı olarak sakinin yanağı, ayın ışığı ve şarabın paıiaklığı ye- ter, aynca muma ihtiyacım yok. Başımda itibarsızlık top- rağı, elimde köhne kâse (ge- zer dururum), bu zamanda benim gibi şarap dilencisi ne- rede var? Ey Avni (Fatih'in mahlası) gece yol üstünde sarhoş düşüp kalkarak para- nı çaldırdın; elinde şarap ala- cak ne kaldı?" Fatih'in dizeleri bunlar. Baş- ka şiirlerinde de benzer ifade- ler yer alıyor. Bu yazıda Fatih üzerine bir degerlendirme yapmak niyetinde değilim. Zaten böyle bir değeriendir- me bu yazının sınırları içine de sığmaz. Dikkat çekmek iste- diğim nokta, siyasi islamcıla- nn, sığ ve dogmatik bakış açı- sı. Yüzlerce yıl öncesinin bir padişahının yaşantısını bugün açısından ve bugüne taşıya- rak değerlendirmek, tam an- lamıyla saçmalık. O günün koşullan farklı, ih- tiyaçlan farklı, üretim ilişkileri farklı. O gün insanlar alkollü içki içtiler veya içmediler diye biz bugünümüzü belirleyebilir miyiz? O zamanın toprak dü- zenine göre bugün bir toprak düzeni kurabilir miyiz? Geç- mişten dersler çıkanlabilir, ta- rihten örnek ahnabilir. Tarih bu yönüyle bir anlam ifade ede- bilir. Siyasi Islamcılann bu bakış açısı yalnızca Fatih'le sınırlı değil. îslamiyetin kuruluş yılla- nnı ve Peygamber'in yaşamı- nı daaynı dogmatik bakış açı- sıyla değerlendiriyorlar. Son- ra birçok uygulama bugünün ihtiyaçlarına ters düşünce ne yapacaklarını şaşınyoriar. Ör- neğin, Peygamber dönemin- de hırsızlık yapanın kolu kesi- liyor, ne yapacaksınız şimdi? Fatih, kardeşlerini, daha be- bekken boğdurara 1 ' taht kav galanna engel olmayı amaçlı- yor. Biz ne yapacağız? Siyasi Islamcılann düşünüş tarzında bir yanlışlık olduğu kesin. Diyelim ki Fatih'in şiir- lerinde sözü edilen içki mera- kı, onun şarap içmekten hoş- landığı anlamına gelmiyor? Ne olacak o zaman, içki iç- mek veya içmemek konusun- da bir karara mı varmamız ge- rekıyor? İçtıyse içti, içmediy- se içmedi, o onun sorunu. O kardeşlerini boğdurdu, bun- dan ne sonuç çıkaracağız? O, birçok tarihçinin iddiasına gö- re yüzünü Batı'ya dönen bir sultandı. Portresini de bu ne- denle 'kâfir' bir Italyan ressa- ma yaptırdı. Ne yapacağız şimdi? Tartışmayı bir tarihi ortaya çıkarmak amacıyla yapın. 'Ecdat kemikleri' edebiyatıy- la gerçeğe varılamaz. Bugü- nün dünyasında nasıl bir top- lumsal yaşam kurmak istiyor- sunuz, onu anlatın. içki içmek istemeyen, sakinin yanağın- da ışik âı'ârrıâktcırı noşianrna- yan, tanık olarak Fatih'i gös- termek zorunda değil. Her tarihin, her toplumsal gelişmenin kendıne uygun bir ilişki biçimi ve yaşam tarzı olu- şuyor. Binlerce yıl önce yaşa- nanların tekrar edilebileceğini sanmak, fikir fukaralığından başka bir şey değil. MİKRO DINÇ TAYANÇ Bezirgân Hesapları Gece kalktı kalkacak kentın üstünden... Aydın- lık bir günün şafağı söktü sökecek... Sigaramın du- manında "durum değerlendirmesi" yapıp "du- rumdan görev" çıkanyorum... Aynı saatlerde, biryerlerde karanhk birileri sök- tü sökecek aydınlığı, bastı basacak karanhk gös- terme çırpıntısında... Karanlık birileri; ister karayobaz karanlığında ol- sunlar, ister karapara çetecilıği karanlığında, şa- fağın söküşünü engelleyeceğine kandıklan "öngö- rülerde" bulunuyor ve "yay///yor"lar! Öngörü: Karayobaz-karapara çetelerinın ışbir- liği, Türkiye Cumhuriyeti'nin kilit noktalarında yu- valanmıştır. Bu yuvalarda dın ticareti de "mu- bah"\\r, laiklik "takıyyesi"de... Karayobaz ve kara- para çeteleri, sırtlarını karacahıl takımına dayadık- larından, her türlü gözükara eyleme kalkışmalan mümkündür! Yanılgı: Karayobaz ve karapara çetelerinın kilit noktalarda yuvalandıkları doğru olmakla birlikte, "anahtar" silahsız ve silahlı güçlerin ellerindedir! Öngörü: Silahsız güçler "demokrasi"öer\ yana- dır. Bu nedenle, bizlen de koruyup kollamak zo- rundadırlar. Demokrası, silahlı güçlerce bir kez da- ha kesintiye uğrarsa, altında kalacak olanlar ara- sında demokrat silahsız güçlerin kendileri de ola- caktır! Yanılgı: Sizleri adam sanıp. demokrasiye uyaca- ğınıza ınanarak "vekıl" atayan ulus; takıyyeden yalancılığa, karaçalmaktan tehdide her yolla Ana- yasa'dan hukuka, insan haklanndan kişilik hakla- rına demokrasınin her unsurunu ayaklar altına al- dığınızı görürse, bostanda korkuluk değil "har" ol- duğunuza karar verir ve de kendine başka vekil- ler aramayı da demokratik bir hak sayar! Öngörü: Silahsız güçlerin tüm deste- ğine karşın, silahlı güçlerin karayobaz ve karapara çetele- rini alaşağı etmesı mümkün değildir. Çünkü; öncelikle, Sam Amca ve de parasal olarak gö- bekten bağlandığı- mız uluslararası ku- rum ve kuruluşlar böyle bir demokra- si karşıtı (!) eyleme ızin vermez. Sonrahkla, ülke- nin doğu ve güneydoğusunda bölücü teröre kar- şı savaşan silahlı güçlerin, heryanda başlatılacak bir irtica ayaklanmasıyla da baş edecek durumu yoktur. Dahası, hem bölücü terör hem irtica terö- rü, hem parasal hem de siyasal anlamda "kom- şu" (!) ülkelerin oluşturduğu "dış dostlar" (!) tara- fından beslenip desteklenmektedir ki, ne silahsız ne de silahlı güçlerin bu tehdide karşı koyabilme- leri mümkün ve de olası değildir! Yanılgı: Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde, bu ülkede aydınlığın doğacağına inanan, dahası ay- dıntenma içhn karanlığı her ne şekilde otursâ oisuVI yok etmeye kararlı silahlı ve silahsız güçlerin Kuf : tuluş Savaşı geleneği yaşamaktadır. Bu gelenek- te bir yandan dış düşmanlara, bir yandan onlann yurda saldığı itlerine, bir yandan da içteki karayo- baz işbirlikçilere karşı aynı anda ve "topyekûn" sa- vaşmak vardır. Ve bu savaşın adı "imha savaşı"dıri Öngörü: Işin en kötüsü olup da, silahsız güçle- rin desteğiyle silahlı güçler bizleri alaşağı etseler bile bu "geçici" bir gerileme olur. Nasıl olsa "Os- manlı'nın yasağı üç gün sürer" ve bir parti kapa- tılırsa, bir başkası kurulur ve bizler de gene karan- hk oyunlanrnıza başlarız. Yanılgı: Üç gün süren Osmanh'nın yasağıdır! Bu kez, kapatılacak partilerin yerlerine "devamlan- nın" kurulması ve de eski kadroların yeniden iş- başına geçmesi hem hukuksal açıdan, hem de "musibet-nasihat" deneyimliliği açısından müm- kün kıhnmayabilir! öngörü: Ikinci vatanlanmızda bunca malımız, mülkümüz ve dahi paramız pulumuz olup da, biz- ler kapağı oralara atmaz mıyız! Yanılgı: Nah atarsınızü! Sigaramın ateşi sönüyor; "durum" da belti, du- rumdan çıkması gereken "görev" de diye düşün- meye kalkışırken, günün ilk ışıkları, göreve çağı- nrcasına içime doluyor. Ana fikir. Laftan anlamayan edilir tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir! Ana fıkrin ana fıkri: Kaldıysa, namusunuzla gidin. Yoksa, sizi "biz" bile kurtaramayız! şevket Kazan Kayseri'de 'Halk anayasa ve \ kanunlan bilmiyor'1 RECEP BULUT KAYSERİ-Adalet Ba- kanı Şevket Kazan. Tür- kiye'de. "anayasaveyasa- lann halk taranndan bi- h'nmemesi, uygulavanla- nn da gereği gibi uygula- yamaması"* sorunu yaşan- dığını öne sürdü. Anaya- sanın eşitlik ilkesini içe- ren 10. maddesindeki çiz- giden sapıldığını belirten Kazan, "Bütün sorumhı- luklar, sonunda siyasi so- rumlulukta noktalanır" dedi. Savcı ve hâkimlerin so- runlannın ele alındığı böl- ge toplantısı, Kayseri Er- ciyes Dağı'ndaki'DSl Te- sisleri'nde yapıldı. Hâ- kimler ve Savcılar Yük- sek Kurulu Başkan Veki- li Sadıkrvioüamahmutoğ- lu, Adalet Bakanlığı Müs- teşar Yardımcısı Bekir Ydmaz ile bölgedeki 10 ilin savcı ve hâkimlerinin katıldığı toplantıda konu- şan Şevket Kazan, Türki- ye'de, "Anayasavekanun- lann, halk taranndan i>i bilinmemesi, bunlan uy- gulayanlann da, gereği gi- bi uygulayamamasından kav naklanan. demokratik hukuk devleti olamama sorunu" yaşandığını söy- ledi. Bu sorunun. "millet- ten değil, millet adına dev- let yetkisi kullanan organ- larda görev yapan kişiler- den kavnaklandığını" ifa- de eden Kazan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bakanlar Kurulu sa- dece kanunlann >ürütü> mesinden mi sorumludur, hayır. Bakanlar Kurulu, anavasanın 117'nci mad- desinde yer alan, milli gü- venliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetler'in yurt savunmasına hazır- İanmasından da TB- MM'ye karşı sorumludur. Maderaki sorumludur, yetkilkür ve göreviidir." Bakanlar Kurulu'ndaki bu sorumluluğun siyasi bir sorumluluk olduğuna dikkat çeken Adalet Ba- kanı. "Bakanlar Kurulu, TBMM'ye karşı sorumlu- dur. TBMıM kime karşı sorumludur, o da millete karşı sorumludur. Çünkü, hâkimiyet kavıtsız şartsız millerindir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle