28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 1997 PAZAR HABERLER bisiklet turu • Spor Servisi - ÖDP (Özgürlük ve Dayanışma Partisi) Kadıköy llçe Örgütü'nün düzenlediği Kadıköy-Bostancı bisiklet turu dün koşuldu. ÖDP Kadıköy binası önünde start alan bısikletçiler, sahil yolunu izleyerek Bostancf ya vardılar. 25'ten fazla bayan ve erkek bisikletçinin katıldığı tur sırasında, "Ne REFAHYOL, Ne Hazırol". '"Özgür Demokratik Bır Ülke", "Yaşasın Özgürlük ve Dayanışma", "lnadına Isyan. lnadına Özgürlük" sloganlan atıldı. Kadıköylülerin alkışladığı tur, yaklaşık 2 saat sürdü. CHP heyeti Almanya'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Erzincan Milletvekili Mustafa Kul. Hatay Milletvekili Fuat Çay ve Ankara II Başkanı Haydar Doğan'dan oluşan CHP heyeti, çeşitli temas ve incelemelerde bulunmak üzere öncekı akşam Almanya'ya gitti. CHP heyeti. Stuttgart'taki Türk dernekleri ve burada yaşayan Türk vatandaşlannın daveti üzerine gerçekleştirdiği ziyaret sırasında, aralannda Hacıbektaş Kültür Derneği, Pir Sultan Abdal Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin de bulunduğu kuruluşlann yöneticileri ile görüşecek. Türkeş'in banş turları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-MHP'nin 18 mayıstakı olaylı kongresinin ardından, kendisine karşı ittifak yapan adaylan ziyaret turuna çıkan Tuğrul Türkeş, dün Ibrahım Çiftçi'den sonra Devlet Bahçeli'yı ziyaret etti. Türkeş. bürosunda ziyaret ettiğı Bahçeli ile yaklaşık 50 dakika görüştü. Görüşmenın ardından bir açıklama yapan Devlet Bahçeli. Türkeş'in ziyaretinden memnuniyet duyduğunu belirterek "Kongreden çıkacak sonuçlara bütün arkadaşlar saygı gösterecek" dedi. Tuğrul Türkeş ise yaptığı konuşmada. görüşme turlannın birinci etabını tamamladığını söyledi. Vakıfların gelirleni • MALATYA (AA) - Devlet Bakanı Ahmet Cemil Tunç, vakıflann yıllık gelirinin 10 trilyon îiraya çıkanlması için çahşmalar yaptıklannı bildirdı Tunç. Vakıflar Genel Müdürlüğü Malatya Şubesi'nin açılışında yaptığı konuşamada, vakıfların çok önemli hizmetli olduğunu belirterek "20 bin işyeri var. Bunlann 6 trilyon lira civannda olan yıllık gelirinin, 10 trilyon Îiraya çıkanlması için yoğun çalışma içerisindeyiz" dedi. f Faks çekme' soruşturması • İZMIR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Sürgün ve baskılann durdurulması için, Izmir Valisı Kutlu Aktaş'a faks çeken Enerji Yapı Yol-Sen ve Eğitirh-Sen 2 No'lu Şube yöneticileri hakkında çifte soruşturmaaçıldı. Soruşturmalan REFAHYOL iktidannın sındirme politikası olarak değerlendiren şube başkanlan. eylemlerin süreceğini ve REFAHYOL'a gerekli dersin verileceğini söylediler. BBP Genel Başkanı, hükümet ortağı olmaya pek hevesli olmadıklarmı söyledi Yazicıoğhı ağırdan ahyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Baş- bakan Necmettin Erbakan ve Başbakan Yardımcısı TansuÇiller'in yaptığı koalıs- yon ortakhğı önerisine, "Siz anlaşın biz hazmz"diyerekyeşil ışıkyakan BBP Ge- nel Başkanı Muhsin Vazjcıoğlu. ortakla- nn uzlasmaya varması üzerine yeni koşul- lar öne sürerek pazarlık kozunu arttırma- ya çalışıyor. Yazıcıoğlu, "Son günlerinde hükümete gjrme>e çok hevesli olmadıkla- nnı" belirterek Seçim Yasası'nda yapıla- cak değişikliğe göre kararlannı netleşti- receklerini söyledi. Seçim karan alınma- dan önce Seçim Yasasf nın değiştirilme- sini isteyen Yazıcıoğlu: ülke barajının yüzde 10'dan 5'e indirilmesi ve partiler arası ittıfakın da olanaklı hale getınlme- sinde ısrarlı olduklannı kaydetti. Yazıcı- oğlu. erken seçımin tarihi konusunda da "Aralıktan önce, marttan sonra olmama- • Yedi milletvekili bulunan BBP'nin koşullan ültimatom gibi • Önce seçim yasası, sonra seçim kararı • Seçim aralıktan önce, marttan sonra olmamalı • Baraj yüzde 5"e çekilmeli, ittifak olanaklı hale getirilmeli. lır dedi. Erbakan ve Çiller'ın bugün yap- malan beklenen açıklama öncesınde dün partısının genel yönetim kurulunu topla- yan BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu. 55. hükümette görev almak konusunda he- nüz karar vermediklennı söyledi. Mevcut Seçim Yasasf nın adil olmadığını belırten Yazıcıoğlu, "Öncelikle seçim yasası çıka- nlmalı. Kurulacak hükümet daha önce yapılan anayasa değişikliklerine paralcl uyum vasalarını çıkarmalı" dedi. Bir so- ru üzerine Seçim Yasası'nın ülke barajı- nı yüzde 5"e indirecek ve partiler arasın- da seçim ittifakı yapılmasına olanak tanı- yacak şekılde yeniden düzenlenmesi ge- rektiğını savnnan Yazıcıoğlu. "İttifaklar- la ilgili değişikliği kendimiz için istemiyo- ruz. Biz seçime tek başımıza girmeye ha- zuiz" dıye konuştu Başka bır soruya yanıt verirken Erba- kan ve Cıller'le vaptıklan üçlü görüşme- de hükümete girmek konusunda bır gö- rüş belirtmedıklerinı öne süren Yazıcıoğ- lu "Bu hükümete son dönemde girmek, partimiz için çok da cazipdeğil. Çok istek- li ve hevesli olmadığımız halde her şev ol- muş bitmiş gibi gösterilmesi doğru değil. Seçim karan alınmadan önce seçim yasa- smın değiştirilmesi gerekir" görüşünü sa- vıındu. Yazıcıoğlu. seçim tarıhine ilışkin bır soru üzerine "Aralıktan önceki bir tarihin erken, marttan sonraki bir tarihin ise geç olacagnıı" ^oyledi. Çıllerın. geçen genel seçımler sırasında BBP'yi "Katiller" di- ye suçladığının anımsatılması üzenne, bunun kendilerinin sorunu olmadığını. seçim sistemınin çarpıklığını gösterdiği- ni ılen süren Yazıcıoğlu. DYP liderinin daha önce meydanlarda sövlediğı sözle- re karşın seçimden sonra RP ile koalısyon yapmak zorunda kaldığını vurguladı. BBP ile koalisyona karşı çıkan DYP'lıIe- n de eleştıren Yazıcıoğlu. "Bu hükümet BBP'nin ovlanvla güvenovıı almıştır ve 11 aydır da bizim ov lanmızla ayakta dur- maktadır. O kadar ilkeliyseler desteğimi- ri neden daha önce kabul ettiler" dedi. Partiler 1982 Anayasası'nın değiştirilmesini istedi 'Ozgürlükler genişletilsin' İstanbul Haber Servisi - Sıyasi parti temsılcılen, 1982 Anayasa- sı'nın değiştirilmesi. özgürlük- lüklenn genışletılmesi gerektiği- ni belırttıler. Anayasa değişikli- ğinde sıvil toplum örgütlerinın görüşlerinin de dikkate almması gerektiği vurgulandı. İstanbul Barosu Insan Hakları Merkezı tarafından düzenlenen. ıkı gün sürecek "AnavasaKurul- tayT dün başladı. İTL Sosyal Te- sisleri'nde başlayan toplantının açılış konuşmasını yapan tstan- bul Barosu Başkanı Yücel Say- man, anayasanın değiştirilmesi konusunda Meclis'in çaba gös- termediğini belirtti. İstanbul Ba- rosu Insan Haklan Merkezı Baş- kanı avukat Semih Gemalmaz, anayasa problemının Türkıye"nın öncelikli sorunu olduğunu söyle- di. RP'liMehmetAliŞahin, ana- yasantn bir ülkede yaşavan yurt- taşlar için toplumsal anlaşma nı- teliğinde olduğunu söyledi. DYP Amasya Milletvekili Ahmet İyi- maya ise temel özgürlüklerin anayasamızda yazılı olduğu gibi değil, evrensel smırlara göre çi- zılmesi gerektiğıni savundu. 24 Aralık 1995 genel seçimlerinde siyasi partilere yüzde 10 barajının konulmasını eleştiren ANAP Ay- dın Milletvekili Yüksel Yakrva ise bu durum nedeniyle MHP. HA- DEP ve diğer bazı partilenn Mec- lis'e gıremedığini anımsattı. D- SP Trabzon Milletvekili Hikmet SamiTürk, 1982 Anayasası'nın askerler tarafından hazırlandığı için sürekli tartışma konusu ol- duğunu söyledi. Türk, anayasa değişikliğinde toplumsal uzlaş- manının esas alınması gerektiği- ni belirtti. CHP lçel Milletvekili Oya Arash. anayasamızda "hu- kuk devleti" olarak tanımlanma- mıza rağmen. lçişleri Bakanımı- zın hukuku hıçe sayarak kendı bürokratını göreve getirebıldiğı- nı kaydetti. DSP'li Hikmet Satni Türk, 1982 Anavasası'nın askerler taralindan hazırlandığı için sürekli tartışma konu- su olduğunu söyledûTürk, anayasa değişikliğinde toplumsal uzlaşmanın esas almması gerektiğini belirtti. Başsavcıya tam destek Yeni seçilen yöneticilerle Anıtkabir'i ziyaret eden Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özgen "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı görevini yapmıştır" dedi ANKARA (AA) - Türkiye Barolar Bırlıği'nin (TBB) 24. Olağan Genel Kurulu'nda göreve getirilen Eralp Ozgen başkanlığındaki yönetim. disiplin ve denetim kurulu üyeleri. Anıtkabir'i ziyaret etti. Atatürk'ün manev i huzurunda saygı duruşunda bulunan TTB üyeleri daha sonra çelenk koydular ve Özgen, Anıtkabir özel deftenne şunlan yazdı: "Yüce Atatürk, Türk avukatlan olarak tam bağunsız. insan hakianna saygılı. sosyal bir hukuk devleti olan laik cumhuriyete baglıyız. Gençliğe hitabında beUrttiğin olumsuz koşullann bir kısmının ortaya çıktıgı bu günlerde. bizlere verdiğin laik cumhuriyeti ve ülke bütünlüğiinü koruma ve savunma görevini hangi koşul altında olursa olsun eksiksiz yerine getirme azmindeyiz. Devrim ve ilkelerinden asla ödün vermeden, cumhuriyetünizin hukuk devleti niteliğinuı tam olarak gerçekleşmesi ve ülkemizde hukukun üstünlüğünün sağlanması mücadelemize devam edeceğiz. Başlattığın •aydmlanma devrimi'nin inançiı birer yandaşı olarak senin gösterdiğin yolda çağdaş uygartık düzevine ulaşması için çahşan tüm avukatlann sevgi saygı ve minnetleri ile seni anıyoruz." 'Saldınlar haksız* Özgen, daha sonra gazetecilerin çeşitli sorulannı yanıtladı. RP'nin kapatılması istemiyle dava açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş"a yönelik yayınlarla ilgili bir soru üzerine Özgen, "Başsavcıya hücum etmenin yersiz ve haksız" olduğunu söyledi. Demokratik bir ülkede "parti kapatılmasın" denebıleceğini. bunun tartışılabileceğini kaydeden Özgen. "Ancak bassaveı, yasalara ve anavasaya göre görevini vapıvor. Bunu sövleyenler o takdirde yasalaruı değişmesi için cahşmahdıriar. Yasayı degiştirmek için parlamentoda çahşmak yerine yasavı uygulavanı suçlamak haksızdır. Yargıtay Cumhurivet Başsavcısı görevini yapmıştır" dedi. Özgen, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan"ın parti tüzelkışıliği ve kendısı adına Savaş hakkında açtığı tazminat davasında. başsavcıya avukatlar olarak destek vereceklerini söyledi. Tazminat davasının da sakıncalı olduğuna işaret eden Özgen şöyle konuştu: 44 Bu yolun açdmaması gerekir. Savcılar şüphe üzerine dava açarlar. Eğer hakkında dava açılan her kişi savcıya tazminat davası açmaya kalkarsa hiçbir savcı dava açamaz. Tazminat davası ile karşılaşma korkusu içinde olan savcılar dava açamaz. O vakit ülkede suçlar büyür gider. Savcının kuşkuyla açtığı dava hüküm değildir, kesinlik değildir. Kesinlik. yargılama sonunda mahkemenin verdiği karardır. Dava açıldıktan sonra kişi beraat eder, o zaman her aklanan kişi de savcıya tazminat davası açar. Bu >öntem açılmamalıdır. Yanlış bir yoldur. Savcılar manevi baskı altında bırakılırsa giderek dava açmamaya başlarlar." Demirel yann Baltık ülkelerinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süley man Demi- rel'in 4 gün sürecek ve 3 ülkeyi kap- sayan Baltık cumhuriyetleri gezisı yann başlıyor. Demirel'in gezisi. Baltık ülkele- rine cumhurbaşkanı düzeyinde ya- pılacak ilk ziyaret niteliği taşıyor. Demirel. gezi kapsamında sıra- sıyla Lirvanya, Estonya ve Leton- ya'yı ziyaret edecek. Demirel. söz konusu ülkelerin cumhurbaşkanlannın Türkiye'ye yaptıkları ziyaretlere iade niteliği taşıyan gezisi sırasında. üç ülkenin cumhurbaşkanlan ve üst dözey yet- kilileri ile ikili ilişkiler. Avrupa ku- ruluşlannın genişleme süreci, ulus- larası ilişkiler \eböigesel konulan- nı ele alacak. Demirel'in ziyaretle- rı sırasında Litvanya, Estonya ve Letonya ile Serbest Tıcaret. Sağlık Işbirliği. Güvenlik Işbırliği. Deniz ve Ha\a Taşımacılığı anlaşmalan imzalanacak. Cumhurbaşkanı Demırel.5 Hazi- ran Perşembe günü Türkiye'ye dö- necek. tlFI$NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Diyarbakır'da önemli bir toplantı yapılıyor. TESEV (Tür- kiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) ile UNDP (BM Kalkınma Programı)'nin işbir- liğiyledüzenlenen "Türkiye'de Yoksulluğu Önleme Strateji- leri" konulu toplantıya katılan işadamları banş konusundaki duyariılıklarını dile getirdiler. Hürriyet gazetesinin habe- rine göre işadamları, Diyarba- kır'da gecekondu mahalleleri- ni gezdiler. Terör yüzünden göç etmek zorunda kalan yurttaşlar, işadamlanna şun- lan anlattılar: "Köyümüzde tarlamız, bağımız, ormanlan- mız vardı. Ancak devlet yaktı ve göç etmemize neden ol- du. Geldiğımiz Diyarbakır'da ise perişan olduk. iş yok, güç yok. Bunun yanında manalle- de su yok, yol yok, adeta se- falet içindeyiz. Köyümüze dönmek istiyoruz, ancak ko- ruculuk dayatması var. Köyü- müze dönmemize izin verilmi- yorsa devlet bize iş versin. Kan dökülmesinin önlenme- Diyarbakır'dan Yükselen Ses sini ve banş gelmesini istiyo- ruz. Artık insanlar ölmesin." Yurttaşlarm sözleri her şeyi anlatıyor. Yeni şeyler ekleme- yi gerektirmiyor. İçinde bulun- duğumuz siyasi ortamda Gü- neydoğu'dan gelen feryadın duyulup işitilmesi gerekiyor. Kendi öğrencisınin kafasını kı- ran, kendi köylerini yakan bir yönetim anlayışıyla nereye gi- debilirdik? Nasıl bir siyasi tab- lo yaratabilırdik? Diyarbakır'daki çığlıktan, Manisa'da işkence görüp yıl- lar süren hapislere çarptırılan gençlerin ugradığı haksızlık- tan ne çıkacak sanıyordunuz? işte manzara: Sadi Somun- cuoğlu ANAP'tan istifa etmiş. Somuncuoğlu, istifa gerekçe- lerini sıralarken ünlü Terörle Mücadele Yasası'nın temel maddesini çağrıştıran sözler kullanmış: "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlü- ğüne zarar verecek birpoliti- ka takip edilmesi." MHP'nin 1980 yılına kadar önde gelen yöneticilerinden bırısi olan ve 12 Eylül döneminde idamla yargılanan Somuncuoğlu, ANAP yönetimini bölücülükle suçlayarak ayrılıyor. Somuncuoğlu, ıdeolojik olarak hâlâ MHP'lı. ANAP içinde, DYP içinde düşünce yapısı MHP'Iİ olan o kadar çok parlamentertanıyorum ki. Yal- nız MHP'lı olsa iyi, merkez sağ içinde Refah Partisi gibi dü- şenenler de önemli bır sayıya ulaşıyorlar. Bütün bunlann Güneydo- ğu'daki tablo ile ilişkisıni anla- dığımız zaman, Ankara'daki siyasi kargaşayı ve büyük aç- mazı da anlayabiliriz. Yıllardır, Kürt sorununu şiddetle çöz- mekte ısrar eden kafa. MHP'nin şovenizmine ve RP'nin dinciliğıne sığındı. Özel TİM nasıl MHP'lileşti? Hizbul- lah, Güneydoğu'da hangı desteklerle cinayet işleyip devletin korumasını kazandı? Türkiye'de merkez sağ kal- madı. Savaş ve şovenizmde ısrar merkez sağı, radjkal sağ haline dönüştürdü. Özal'lar, Çiçek'ler merkez sağcı mı, si- yasal İslamcı mı? Türkiye la- iklığı DYP ve ANAP'lakoruya- mıyor. Çünkü bu partiler bü- yük ölçüde şenatçıların ve şo- venıstlerın denetimine geçti. Mesut Yılmaz. bu ağırlık ne- deniyle "Şenata Karşı Kadın Mitingi"nden desteğini çek- mişti. Dıyarbakırlı yurttaşlar, yıllar- dır birçoğumuzun dikkat çek- tıği konuyu dile getıriyorlar. Söyledıklerinde yeni bir şey yok. Ancak bu sözlerınin şu anda söylenmesinın başka bir anlamı olduğu görülüyor. So- muncuoğlu. "bölünmez bu- tünlük" gerekçesıyle ANAP'- tan istifa ediyor. Büyük bir ola- sılıkla, şerıatçı partiye destek olmak için böyle davranıyor. Kürt sorununu "bölünmez bü- tünlük" sloganının arkasına kı- litleyenler, şimdi siyasi islam- dan şikâyet ediyorlar. Türki- ye'yi şeriatın tehdit ettiğini söylüyorlar. Ama şeriatçılara destek çıkmak isteyenler ay- nı silahla şimdi onlan vuruyor- lar. Türkiye; vatan, millet, sa- karya edebiyatıyla siyasi İs- lamla başanlı bir hesaplaşma- ya gırişemez. Bölücülük, sila- hını yurttaşına çeviren, milli- yetçıliği, şovenizmı hâlâ ken- di yurttaşına, kendi gencine karşı kullanan bir anlayış, bır noktaya sıkışır kalır. Dikkat edin, REFAHYOL koalısyonu zora girdiğinde ona cankurtaran simidini, merkez sağ ıçindeki eski MHP'liler ve siyasi ıslamcılar uzatıyor. Çünkü onların de- mokrasi ve laiklik dıye bır dert- lerı hiç olmadı. Ama onlar dü- ne kadar güneydoğu'dakı sa- vaşta merkezi devletin en bü- yük destekçisi ve silah arka- daşıydılar. MtKRO DİNÇ TAYANÇ Devrimler Siirer Gider Osmanlı Hilafet imparatorluğu'nun tarih sahne- sinden silinmesı, çıkar ve işbirliği içinde olduğu ulus- lararası sömürgeciler ile maşalarının dize getirildiği Ulusal Kurtuluş Savaşı sonucunda gerçekleşiyor. Içte mürtecisinden sömürgecilik hayranına, dışta sömürgeciye karşın ve tüm düşmanlara karşı kaza- nılan Ulusa) Kurtuluş Savaşı, tam anlamıyla bir "dev- rim" oluyor. Devrim süreciyle birlikte başlayan dönemde yal- nızca devrim yasaları uygulanıyor ve toplumu, adı Cumhuriyet olan Aydınlanma'ya taşıyor. Cumhuriyet ile birlikte devrim yasaları genç dev- letin anayasasına dönüşüyor: Cumhuriyet'in yaşa- mı ve kurumlarının işleyişı anayasa çerçevesinde ha- zırlanıp düzenlenen "laik"ve "demokratik"yasalara bağlanıyor. Doğaldır ki anayasa da yasalar da "asıl" olarak hem Türkiye Cumhuriyeti'ni hem devrim yasalannı hem de Cumhuriyet yurttaşlannı korumak ve kolla- makla görevli "kurumlann" oluşturulmasını amaçlı- yor. Bu nedenle "vücut buluyor" Türkiye Büyük Mil- let Meclisi, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay; Turk ordusu da bunlann doğal bir parçası... Cumhuriyet Anayasası'na aykın ya da Cumhuri- yet'i yok etmeye yönelik her türlü girişime, Aydınlan- ma'ya inançlı Kemalist devrimciler olarak "karşı dev- rim" diyoruz. bunakalkışanlarada "karşı devrimci"... Karşı devrimciler, Cumhuriyet'in ilk dönemlerin- den bu yana kimi zaman karayobaz artıkları, kimi za- man "gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içine düşmüş" siyasal kişi ya da örgütler, kimi zaman teröre ve bö- lücülüğe bel bağlamış çeteler, kımı zaman da numa- rah cumhurıyetçiler bıçimınde tureyegeliyor. Son dönemlerde tümü de karşı devrimlerini ger- çekleştirmek için aynı yöntemi kullanıyor; demokra- si! Yani, laik düzeni yıkıp karanlık çağlann şeriatına dönmeye sıvanan mürteci ile diğer "hurufat" aynı şamdana mum dikmeye çabalıyortar! Daha açık bir anlatımla; karşı devrimciler, demok- rasiyi kullanarak devrim yasalannı hiçe sayıp anaya- sayı ve yasaları rafa kaldımnaya, böylelikle de Türki- ye Cumhuriyeti'ni yıkmaya çabalryorlar. Bunu yapar- ken de bir yandan "demokrasi"r\\n kendilerine tanı- dığı hakları sonuna dek kullanıyor, beri yandar» ise TSK'den Anayasa Mahkemesi'ne, Yargıtay'dan ba- sına Cumhuriyet'in temel kurumlarını "hiçe sayıyor", dahası "sövüyor", odayetmiyor "hedefgösteriyor", olmayınca teker teker ya da krtlesel olarak öldürü- yor ve bir adım.ptesinin "kan gölü" olacağımaçtkaçık söylüyoriarf - . . /\ Durum bu noktaya gelince, Cumhuriyet'in tüm anayasal kurumları toplumun ezici çoğunluğuyla bü- tünleşip "Durun bakalım" dıyor. Demekle yetınme- yeceğini devrim yasalarının, anayasanın ve yasala- nn "gereğini" yerine getireceğini açıklıyor. Bu gereklerin "sivil" uygulamaları arasında anaya- sayı hiçe sayanların "kapatılması" da var, "çiğneyen- lerin" yargılanması da cezalarını çekmelerı de. "Si- vil olmayan" uygulamayı ise karayobaz taifesi ve de işbirlikçileri denli "geri" yaratıklara bile anlatmaya gerek yok! Bütün bunlan anlıyorum, hatta anlayışla karşılaya- biliyorum. Çünkü söz konusu olan devrimciler ile karşı devrimcilerin tarihsel çatışmasından başka bir şey değil! Anlayamadığım, anlayışla karşılayamadığım ve as- la da karşılayamayacağım ise "aydın" takımımızın demokrasiyi kullanıp hukuku yok sayanlar için "hu- kukun ışletilmesine" ve "yasalann uygulanmastna" karşı çıkmakla gösterdiği "hoşgörü" (!). Kimi, namlı karayobazlar ile el ele diz dize "demok- rasi, hak hukuk" takıyyesinin figüranı; kimi, kânlı ka- rayobazlann eylemsel karanhklanna yol verme hak- kı tanıyacak denli demokrat! Ana fikir: Evrende aklı başında olan hiçbir canlı, aydınlığını karartmaya kalkanlara hoşgörü göster- mez. Aklı başında olmayandan da ne devrimci çıkar ne de demokrat! Ana fikrin ana fikri: Akılları başa toplamak da ba- şa getiımek de "aydın sorumluluğu"dürl ,l: ... DYP'li muhalifler: Güvenoyu vermeyiz AYŞE SAYIN ANIC-VRA-DYP'lı mu- halifler. parlamentodaki desteğini yitırince çareyı BBP'nin desteğiyle baskın seçime gitmekte bulan RE- FAH YOL"un güv enovoı he- sabını bozma planı yapı- yor. DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tan- su ÇUIer. REFAHYOL'a son verilmesini savunan çok sayıda mılletvekılının bir bölümünü "başbakan- lık ve erken seçim" v aadiv - le ıkna etmeyi başarmasına karşın. bir grup milletveki- li, BBP'nin hükümete or- tak edılmesine karşı çıka- rak gü\ enoyu vermeyecek- lerini açıkladılar. DYP Izmir Milletvekili Hasan Denizkurdu. Çil- ler'in başbakanlığında er- ken seçim pazarlıklannı eleştirerek "Artık siyasi devre-mülk dönemi başla- dı. Benim için başbakanlı- ğın kune geçtiği önemli de- ğü. Ben REFAm OL'a kar- şıyım, hele BBP'nin de yer aİdığı bir koalisyona güve- noyu vermem mümkün de- ğfl" dedi. DYP'de RP ve BBP or- taklığına karşı çıkan mil- letvekillerinin birdeklaras- yonla Çiller'e tavır koya- caklan kulislerde dile geti- rilmesine karşın. bu konu^ da somut adnrı atılmadığı bildirildi. Hükümet hak- kında verilen son gensoru- ya ilişkin oylamada Çil- ler'ın kuşatması nedeniyle fıre veren muhalifler. RE- FAHYOL-BBP hükümetir nin güvenoylaması içiıj temkinli hareket etme kara-- n aldılar. Başlangıçta, hü- kümetten çekilme yönünt de tavır koyan muhaliflerin bir bölümünün Çiller'le vaptıklan yüz yüze görüş-ş meden sonra tav ır değiştir< mesi. ihracın eşiğinde olan tvTuğla Milletvekili Yatan Erez \ e arkadaşlannı rahatf sız etti. Hasan Denizkurdu da parti yönetimi ile ipleri ko^ pardı. Gensoruya destelt \ eren y a da katılmayan ba« zı DYP milletvekillerinin paniden istifa etmesi nede- niyle Erez'in partide yal- nızlaştığı belirtilirken, en az 5 milletvekilinin REt FAHYOL-BBP ortaklığına güv enoyu vermeyeceğine dikkat çekildı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle