23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9MAYIS1997CUMA 12 DİZtYAZI Haztrlayanlar: Oral Çalışlar, Ece Temelkuran I Wahir'lerin öldürüldüğü Kızıldere katliamı, Deniz'lerin idamını • önlemek amacıyla yapılan en büyük girişimdi. Gerisinde ideolojik bölünmeler, duygusal nedenler ve gitgide çaresizliğe dönüşen bir kaçış vardı. iktidarın, Deniz'lerin idam kararıyla kesinleşen tercihi, Mahir'leri arkadaşlarının ölümünü izlemek ile ateşin içine atlamak arasına sıkıştırmıştı. Mahır, Ertuğrul, Cihan, Saffet. . Yorgunlar. Iki gün önce Ünye'dekı Radar L'ssü'nden 3 Ingıliz teknisyeni Denız'leri geri istemek için kaçırdılar. Yorgunlar Rehınelenn öldürülmesi olasılığını kafalannda evınp çevınyorlar. Derken sabahın 5'ı. Sabahattın diğerlerini uyanyor. İki erin eve yaklaştığını söylüyor. • • • Mahır Çayan ve arkadaşlarını Kızıldere çıkmazına sürükleyen öykü. hraü'in tstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom 'u kaçırıp âldürmelerivle başladı Mahır ve Hüsevin Cevahir, bu kaçışm sonunda lstanbul Maltepe de bır evde kıstmldılar. Ele geçirilmeyecek, gerekirse mlihar edeceklerdı Hüseyin, polıs kurşunlarıvla delık deşik olurken Mahir yaralı yakalandı. lntihar etmeye çalışan Mahir, solak olduğu için namlu kaymış, mermi kalbiyerine karın boşluğuna saplanmıştı. Mahir'ı tannanlar. yakalanmanm ve arkadaşı Hüseyin ın öldürülmesinin sonraki eylemlerinde belirleyıcı olduğunu anlatıyorlardı - ' ••• Evtne sığındıklan Kızıldere Muhtan Emrullah „ Aslan dışanya, ne oiup bittiğını öğrenmek için gönderilıyor. Muhtar, daha önce hazırladığı ihbar mektubunu gıziıce erlerden birinın elıne sıkıştınyor. tçendekılenn bundan hiçbir zaman haberlen olmuyor. Ve muhtar bir daha geri gelmiyor. Içendekiler pencerelere koşuyorlar. Dışanda çabucak mevzılenen askerlen görüyorlar. Sabahın 5'ı. • • • "._ Ve sırası geldi, sırasuu bekleyen o neferin, / Ama öyle migeiecekti sırası?/Oysa neler kurmuştu neter... /Erkekçe vurulacakü kalbinden / ' Yaşasın THKC olacakü son sözü /Bufirsatgeçti eUne/Ama kahpe kader o kadannı bile çokgördu /Olmadı olmadı.- / O diye, yoldasını deük deşik ettUer/Kahpenin kurşunu ceketini, pantolonunu delik deşik etü/Ama kalbini delemedi/ Ve o kendisini vurdu / Talih ne gezer bu adamda / Tetiğini kaldırmayı unuttu, unutmaz olasıca. / Tabancası sarsddı, kurşun hedeftn altına girdi/ O cezasuu çekiyordu, ezeli derdi unutkanlığının ve soiaklığının/.-* Mahir: koyulduğu Selimiye Kışlası ndaki tek kişilik hücresinde, yakalanmanm sıkıntısmı böyle anlatıvordu. Aynı anda da THKO davasmdan yargılanan Denız 'lerın arkadaşlan Cihan Alptekin ve OmerAyna da Kartal Maltepe Cezaevi nde kaçacakları tüneli kazmaya başlamışlardı. • • • Kıstınldıklan evın çatısına çıkıp kiremitleri indırmeye başladılar. Ortalığı görebılmek için Bu sırada dışarıdan bin seslendi: "Alçaklar, çocuklann arkasına saklanıyorlar." Evdekı üç çocuk çabucak dışanya çıkanldı. Megafondaki ses yükseldi. Sabahın altısı. Ölüm yaklaşıyor: "Kayıtsız şartstz tcslim olmanız_" Içeridekılerden biri bağınyor "İngilizler eümizde. Şarüanmız kabul edilmezse öMürürüz." Dışandakıler Ingilızlerin orada olduğuna Deniz'ler için gidilen ölümün adı Kızıldere katliamı oldu 'Biz dönmeyedeğil ölmeye geldık' Mahir ve arkadaşları Denizlerin idamını önlemek istiyordu. Kızıldere'de canlı değil ölü istediler onları... inanmıyorlar. Daha önce kiremitlerin boşaltılan delikten Ingilızler gösteriliyor. Rehineler bağınyon "Ateş etmeyin, ateş edilirse bizi öldürecekler, kurtanlmanuz için şartlan kabul edin." • • • Mahır, tünelden haberdar edildı. Verilen dilekçelerle Selimiye Kışlası 'na nakli kabul edildı Ve kaçtılar. Kaçanlar arasmda, THKO'danCihan Alptekin, OmerAyna ve THKC'den Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı vardı. Kaçıstan önce Mahır 'ın liderliğindekı THKP- C'nin amacı, yeni eylemleryapmaktan çok, örgütü yeniden toparlamaktı. Buyüzden Mahir Çayan 'ın yurtdışına çıkarılması bir süre tartışıldı. Ancak Elrom olayından sonra yakalanmak, kaçıstan sonra çıkan "Mahir CIA ajanı"söylentileh ve Mahir'in Deniz 'ı kurtarma umutlan, yurtdışına kaçma planlarını yanm bıraktı. ••• Rehin Ingilızler, kendi hükümetlennın bile o sırada Türk hükümetinden hiçbir tavız venlmemesini ıstediğini hiç bilmedıler. Sabah yedı. Dışandan, içeride sıkışmış gençlere hakaretler edildı. tçeriden Mahir'in yanıtı kesin. "Bütün dünyanın ve Türkiye'nin gözü burada. Yaklaşılırsa, ateş açıhrsa eümizde bulunan İngilizleri derhal öldürürüz. Ölmeye ve öMürmeye karariıyız. Sonuna kadar çarpışacağız. r Ve bekleme başladı. Karşılıklı laflaratrldı. Bekleme gitgide çaresizlikle ağırlaşınca içende bır toplantı yaptldı. Karar, dışanya bağınldı sonra: "Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik!" Paralar. kımlikler \e örgüte ait teorik notlar yakılıp çatışmaya hazırlanıldı. Saat 10.00. Marşlar söylendi. Dışandakiler hâlâ uyanyorlar: "İçinizde hiçbir eyleme katılmamış şahıslar var, tesiim olmak onlann mefaatı icabtdır. Adalete teslim olun ve İngilizleri öldürmeyin." Saat 12.00'yi vurduğunda artık sessizlikte tereddütler başlıyor. Mahir, arkadaslannı topluyor: "Teslim olmak, her türlü yiğitliğe rağmen kaçmak diye anlaşılır. Buna rağmen yine de isteyen varsa teslim olabilir." Belki birilerinın aklından teslim olmak geçiyor. Ama kimse bunu açıklamıyor ve kimse teslim olmuyor. Son uyan eeliyor dışandan: "İngflizlerfgösterin!'' Göstermeyeceklerini söylüyor içendekiler. Megafondaki ses, çoktan verilmış bir karan açıklıyor sonunda: "O halde öleceksiniz!" ••• Cihan, Denız'in çokyakın arkadaşıydı. Oldukça duygusallaşmıştı. Acele ediyordu. Hatta arkadaşlanna, "Hiçkimse bir şeyyapmasa bile ben dinametleri belime bağlayıp Denizlere karşdık rehin altnm " dıyordu. Bu arada Hüseyin Inan dan gelen birpusulada rehınlerin almması isteniyordu. Gelen ikınci pusula ise kaygı doluvdu: "Neyapdacaksa çabukyapüsın. Arük biz ölümle yüzyüzeyiz" Ve 11 arkadaş, bir makarna kamyonunun arkasına gizlenip Ünye deki Radar Üssü 'nden tngiliz teknisyenlerı kaçırıp Deniz lere karşı rehin tutmak üzere Fatsa \a gitüler. ••'• Bir saat sonra belki uzlaşma zemini olur diye içendekiler Ingilizlen göstermeye karar verdiler. Gösterdiler de. Dışandan, "Uyanmızı bekleyin" yanıtı geldı. Helikopterler çoktan evın üzerinde uçmaya başlamıştı oysa. Dışandan konuşmak için çatıya çağırdılar içeridekileri. Ertuğrul yukanya çıktı. "Bekfcyin" denildi, bekledıler. Ve birden ıki el ateş edildi. Ardından makınelı tüfekler... Mahir başından vuruldu. Ömer Ayna gözünden. Cihan ağır yaralı. Dışandan konuşma önerileri geldı. Arkadaşlannı öldürenlerle konuşmayacaklardı. Ateş başladı. Hepsi tek tek öldüler. Saffet ağır yaralıyken ıçen girenler tarafından kurşuna dızildi. Yıllar sonra doğan çocuklann söylediği devnmci marşlarda geçen adlar o gün Kızıldere'de katledildi. Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Ankan, Ertan Saruhan. Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Ömer Ayna ve Cihan Alptekin Kızıldere'de öldürülduler. Yıllar sonra kimin emnyie başladığı belli olmayan ateşin haksızlığı. siyasi ve hukuki olarak ortaya konuldu. Bütün uzmanlar, askeri olarak içendekılerin sağ yakalanabileceğini söylüyordu. Ama bu, kontrgerillanın Türkiye sahnesinde kötü bir oyunun başrolüne geçmesiydi. Yarın-. 'Eyvallah' deyip gittiler. KontrgerillaMahir için sahneye çıktı 25 yıl sonra Susurluk olayıyla sicili ortaya dökülen Kontrgerillanın Türkiye'deki ilk eylemlerinden en önemlisi Mahir ve arkadaşlannı katletmekti. O dönemde Kızıldere katliamını gerçekle^tiren ekipte. ılgınç isimler vardı. 12 Eyliil askeri darbesinin önde gelen isimlerinden dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı. Kızıldere döneminde MlT Müsteşan olan Nurettin Ersin ve tantnmış MİT'çi Mehmet Eymür... Ama ekibin en ilginç ismi Kızıldere'deki Özel Harp Dairesi kuvvetlerinin başındaki Jandarma Istihbarat Daire Başkanı Tuğgeneral Vehbi Pariar'dı. "Vehbi Parlar, 15-16 Haziran 1970 olaylan sırasında da işçi hareketlerini bastırnıakla sorumlu olan İl Jandarma Alay Komutanıydı. Kızıldere'den sonra Jandarma Subay- Astsubay Okul Komutanı olan olan Parlar'ın ögrencilerinden biri de "ünlü" Ahmet Cem Ersever'di. („.) Pariar, Demirel'in yasaklı olduğu dönemde onun aduıa kurulan Büyük Türkiye Partisi'nin kurucusu bile oldu. Parlar'ın Mehmet Ağar'la oldukça samimi olduğu da biliniyor. ÖHD'den kaçakçılara. işçilere saldından parti kuruculuğuna kadar uzanan karmaşık ilişkilerie dolu Vehbi Pariar yönetiyordu Kızıldere operasyonunu." (Susurluk ve Kontrgenlla Gerçeği- Semih Hiçyılmaz-Evrensel Basım Yayın) israil'in lstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom'un kaçırılıp öldürülmesinin ardından Mahir ve Hüseyin Ceva- hir, lstanbul Maltepe'de bir evde kıstırıldılar. Hüseyin, polis kurşunlarıyla delik deşik olurken Mahir intihar etmeye çalışmış ancak solak olduğu için namlu kaymış, mermi kalbi yerine kann boşluğuna saplanmıştı. ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKtVİOĞLU Çarliston Eskimeyen Oyun güzel bir tiyatro olayı gerçek- ten. Soluğum kesilerek izledim baştan sona; eski- meyen değerleri, insanı yücelten duygulan sergili- yor. Savaşın acımasızlığına karşın onurlu savaşını sürdürenleri, onurlu bir direnişi, sevgisini yitirme- yenleri, yttik sevgililerin özlemini severek dindiren- leri, severek güçlenenlerin yürek çarpıntısını... As- lında güç bir oyun, en küçük abartmayı da affet- meyen bir dokusu var. Çok sıcak, çok ince bir do- ku, ölçü dengelenmezse özünü yitirebilir. Ama Nedret Güvenç ve Haluk Kurdoğlu oynuyor. Sah- nedeki uzun yıllann birikimiyle, dahası sevgiyle, coşkuyla. Güzel ürünler sevgiyle oluşuyor her za- man. Eskimeyen Oyun da eskimeyen bir sevginin ürünü her şeyden önce. özüne, sanatına, halkına saygı duyanlar, hangi dalda olursa olsun güzellik- ler üretiyor. Siyasal sahnedeki çirkinlikler de sev- gisizlikten kaynaklanmıyor mu? Oysa, Eskimeyen Oyun da kanrtlıyor, severek güzelleşiyor, boyutla- nıyor insan, insanlaria banşryor, dünyaya gülüm- süyor. Oyundan sonra bir gece yemeğinde söyleşiler- le uzadı saatler. Yemek Tekne'de, biz de sığ kıyı- • larda değil, açık denizlerde, derin sularda dolaştık.' Gencay Gürün, Nedret Güvenç, Haluk Kurdoğlu, yönetmen Engin Gürmen, Nilgün Gürkan, Erdal Kotan, Füsun Altınok, başka bir deyişle oyuna e- mek ve yürek verenlerin güzel birlikteiiğini de his- settim o gezide. Nedret Güvenç masal yazan ka- „ dınlardan biri tiyatromuzda; onu da, Haluk Kurtoğ- lu'nu da kaç oyunda izledim kim bilir. Ne güzel anı- lar, öyküler var dağanmızda. Eskimeyen Oyun ye- ni bir olay kuşkusuz. Bir eskimezliği de kanrtlıyor, durmuş oturmuşluğu, yerleşmişliği. Oyun bu ne- denledeçoketkiledi benı. özlemin eskitadını duy- dum yeniden. Acı ama gerçek, düzeysiz oyunlaria tiyatro sev- gisini, özlemini de yitiriyor insan. Eskimeyen Oyun 'la geçmişe de bir yolculuk yaptığımı hisset- tim, başkent sahnelerinin yıldızlı gecelerini yaşa- dım yeniden, sönmeyen yıldızlarla parladı gözle- rim. Tiyatronun acı gerçeğini de hissettım yeniden, sönmeyi hoşgörmüyor. Panltıyı korumak gerekiyor! Sahnede eskimeden, sönmeden kalmak da bir sa- nat aslında. Yıllara karşın dimdik durabilmek ayak-. ta, saçlannda aklara, yüzünde kırışıklara karşın ; parlayan gözlerie bakmak seyircilere, dansa çağır-' mak birsevgiliyi, çarliston yaparak zamanı aşmak.' Oyundakı dans sahnesi neden çok alkışlandı di- ye soranlar var. Başkentli sanatseverler alkışta hiç yanılmaz, konserde, operada, balede kimi, ne zaman alkış-: layacağını, ya da alkışlamayacağını iyi bilir, tepki- sini oyunun sonuna bırakır, ama çarliston sahne- , sindeki alkış bir özlem, uyan niteliğinde bence. Doktorun çarlistonu yaşama sevincinin yeşerme- si, yeni bir atılım diye yorumlanıyor. Belki de ben böyle algılıyorum ama onca acı, onca gözyaşı, yı- tikliğe, yanlızlığa karşın sevginin yeşerebıldiğini ' simgeliyor o çarliston. Yaşama sevincinin solma- , dığını. Çoşkusunu yitirenleri de dansa çağırmak| istiyor insan. O alkışlar bir özlemi, çağnyı ve uya-1 nyı simgeliyor bence. ! • * • Kimı zaman karalar basar, ekranda izlediklerim, dinlediklerimle dünyam daralır, onurum yaralanır, yangın var diye bağırmak istenm. Burası neresi, be- . nim ülkem mi, laik cumhuriyetimizin başkenti mi, ' kimler yönetiyor bizi, diye şaşınr, bunalınm. Nere- ye gidiyoruz, nasıl bir yanna, karanlığa mı, aydın- lığa mı, diye soranm, yanıt bulamam, yorum yapa- mam. Onca yıl, onca deney, onca bırikime karşın alacakaranlığı aşamam. Beni sanatçılanmız mutlandınyor her zaman. Özümle yeniden banşıyorum onlan ızlerken, dün- yaya yeniden gülümsüyor, karanlığı aşıyorum bir- den. Onlar varsa, biz de vanz, ben de vanm, diyorum, hepsini teşekkürle, saygıyla selamlıyorum. • • • Eskimeyen Oyun'da bir söz var, ihtiyarlamadan nasıl uzun yaşanır, diye soruyor kadın. Oysa uzun yaşamak gerekiyor. Bir süre görüş- mediğim dostlar, "Sizi çok iyi gördük" deyince çok seviniyorum, iyi olmak zorundayım, diyorum, Sev- gili Mustafa Ekmekçi'nin de bir an önce iyileşme- sini dilıyorum. Çünkü, görmek istediklerimiz ger- çekleşmedi henüz. Özlemimiz dinmedi. Burası bi- zim ülkemiz, güzel Türkiye'miz diye şarkılar söyle- yeceğimiz günler de gelecek yakında. Dansa ça- ğıracağız sevdiklerimizi. Belki de çarliston yapaca- ğız hep birlikte ya da halay çekeceğiz, yan yana, can cana. Mustafa Ekmekçi'nin bir an önce Cum- huriyet'e, köşesine, dostlanna dönmesini diliyo- rum. B U L M A C A SEDATYAŞAYAN SOLDANSAĞA: l/Bırcıns doğan. 2/ Konut.. Sıcak 1 yenen bir çeşit telkadayıfi. 3/ Hint müzığine 3 özgü telli bir çal- gı... Yeryuvarla- ğının yıl içınde Güneş'e en uzak olduğu nokta. 4/ 6 Avuç ıçi... Ulus- j lararası Tiyatro Enstıtûsü'nûn 8 sımgesı. 5/ Gelıp g geçıci istek.. Mikroskop camı. 6/ Üst- ten sağa dogru eğik olan . basım harfî... Birnota. 7/ Küçük kıtap. 8/ Ülkemiz 2 sulannda yaşayan ve 3 "şip" de denılen mersın- 4 balığı tûrü... Kristof Ko- lomb'un Amerika seferi sırasında yönettıği üç ge- 6 miden biri. 9/ 1931'de 7 doğmuş ünlü opera sanat- g çımız. VUKARIDANAŞAĞIYA: 9 1/Bır şeyın dışardan görünuşü. 2/Herhangı bır nedenle ar- mağan kabul edenin vermek zorunda olduğu karşılık .Bır gösterme sıfatı. 3/20 Ekim 1827'de Osmanlı donanması- nın yenılgısıyle sonuçlanan denız savaşı. 4/Büyük kardeş, ağabey... Vücuttakı AIDS vırüsünü saptamak ıçın kullanı- lan test. 5/Çıplak vücut resmi... Eskı Mısır ınanışında ana tannça. 6/E)ürüst. iyi ahlaklı.. Kürekle yürütülen dar, uzun ve hafıf tekne. 7/ "Sayende sayeban olduk lstanbul şehri / Sayende sebıl olduk, aç kaldık, olduk" (Attılâ ll- han).Kırişli bir çalgı. 8/ Demırin sımgesi.Boğa güreşi yapılan alan. 9/ Bır tür tuzsuz ve yumuşak peynır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle