Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6MAYIS1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Hazine TÜFE'li
ihalede ısrarlı
• Ekonomi Servisi -
Hazine. TÜFE'li ihale
açmakta ısrar ediyor.
Geçtiğimiz hafta perşembe
günü başansız bir TÜFE'li
ihale gerçekleştiren
Hazine, bugün yine TÜFE
çarpı risk primli ihale açtı.
Iki yıl vadelı ve üç ayda
bir faiz ödemeli tahvillerin
geri ödemesi 7 mayıs
1999'dayapılacak.
Değerleme oranının 1.154
olarak belirlendiği ihalede
reel getirisinin son ihalede
olduğu gibi yüzde 22
seviyelerinde
gerçekleşmesi bekleniyor.
Hazine geçen hafta
gerçekleştırdıği TÜFE'li
ihalede 53.9 trilyon lirahk
teklife karşın 10 trilyon
lirahk satış yapmıştı.
KKTC Menkez
Bankası'nda grev
H Ekonomi Servisi -
KKTC Merkez
Bankası'ndaki tüm
işlemler, dün sabah
başlayan grev nedeniyle
durdu. Üç gün sürecek
grev nedeniyle, bankalarla
Merkez Bankası arasındaki
işlemler yapılamıyor.
KKTC Kamu-Sen
tarafından dün başlatılan
greve iki geçici çalışan
dışında tüm çalışanlann
katıldığı belirtildı. KKTC
Kamu-Sen Genel Başkanı
Ahmet Ötüken, tüm iyi
niyetlerine karşın, Merkez
Bankası yetkililerinden
taleplerine yönelik olarak
olumlu yaklaşım
görmedıklerini söyledi.
Kişi başına
gelirde 57'nciyiz
• ANKARA (ANKA) -
Türkiye'nin nüfus başına
ulusal gelirde 154 ülke
ıçinde kişi başına 2 bin
700 dolarla 57. sırada
olduğu bildirildı. Birleşmış
Milletler'in raporuna göre,
nüfus bakımından 154
ülke içinde 17'inci, toplam
gelirde 26'ıncıolan
Türkiye, kişi başına gelir
düzeyi itibariyle, Iran.
Meksika, Ürdün, Lübnan.
Kostarika, Panama,
Botsvvana, Mairitius,
Slovakya, Çek
Cumhunyeti, Estonya gibi
ülkelenn gensınde
bulunuyor.
Pınar Efe ISO
9001
• İZMİR (AA) - Yaşar
Holding şirketlerinden
olan Pınar Et Entegre
Tesisi, kalite sistem
standartlanndan TS-ISO
9001 belgesi aldı. Pınar Et
Genel Müdürü Yiğit Tavas,
Pınar Et'in daha önce de
TS-ISO 9002 belgesi
bulunduğunu hatırlatarak,
kalite çalışmalannı bundan
sonra daha da geliştirerek
sürdüreceklerini sövledi.
Ağır koşullar içeren orta vadeli programa karşılık alınacak 3 milyar dolar krediye sevindi
ÇiUerMen IMF
4
müjdesi'
Tansu Çiller, IMF anlaşmasını Bakan Söylemez'le birlikte açıkiadı.
• Devlet Bakanı Ufuk
Söylemez'le birlikte dün başına
yaptığı açıklamada IMF ile 3
yıllık dönemi kapsayan orta
vadeli bir program çerçevesinde
anlaşma yapılması konusunda
görüş birliğine vanldığıru
anlatan Çiller, programın
kapsamımn şekillendiğini
söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller. Uluslararası
Para Fonu (IMF) ile orta vadeli bir
anlaşma yapma konusunda
uzlaşılmasını "müjde" olarak
açıklarken, fondan 3 milyar dolarlık
kredi alınacağını savundu.
Çiller, Dünya Bankası'ndan bir
heyetin de bu ay içinde Türkiye'ye
geleceğini söyledi.Çiller, IMF ve
Dünya Bankası ile görüşerek hafta
sonu ABD'den dönen Devlet Bakanı
Ufuk Söylemez'le birlikte dün başına
açıklama yaptı. IMF ile 3 yıllık
dönemi kapsayan orta vadeli bir
program çerçevesinde anlaşma
yapılması konusunda görüş birliğine
vanldığını anlatan Tansu Çiller,
programın kapsamımn şekillendiğini
söyledi.Sosyal güvenlik sisteminde
reform yapılması, emeklilik yaşının
yükseltilmesi ve özelleştirmeye hız
veribnesi temellerini kapsayacak
programa son biçiminin yaz aylannda
verileceğini bildiren Çiller,
"Önümüzdeki en önemli konu
istikrardır" dedi.Paket çerçevesinde
verginin tabana yayılması konusunda
bir reformun gündeme geleceğini
kaydeden Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, orta
vadeli programa karşılık IMF'den 3
milyar dolar gibi çok yüksek miktarda
kredi alınmasımn gündemde olduğunu
söyledi. IMF bugüne kadar
Türkiye'ye en fazla 750 milyon
dolarlık İtredi açmıştı.Dünya
Bankası'ndan bir heyetin ay sonuna
kadar Ankara'ya gelerek inceleme
yapacağını bildiren Tansu Çiller,
bankanm bugüne kadar Türkiye'ye
vaat ettiği 650 milyon dolarlık proje
kredisinin 1 milyar dolara
çıkanlmasınrn da gündemde olduğunu
söyledi. Çiller, orta vadeli programın,
4 ay içinde hazırlanacağını söyledi.
Şahinler Holding, Türkiye'nin onuncu serbest bölgesini kuruyor
Trakyalıya serbest bölge
• Türkiye'nin
onuncu serbest
bölgesi olacak
Trakya serbest
bölgesi, Tekirdağ
Çorlu'da 2 milyon
metrekarelik alana
kurulacak. Bölgede
ilkaşamada 150
milyon dolarlık
yatınmla 3 bin
kişilik bir istihdam
planlanıyor.
[Bölgeter
Mersin
Antalya
Ege
istanbul-AHL
Trabzon
Istanbul-Deri
DoğuAnadoto
Mardin
Tbptam
_, ' f§ Bölaeler itibarivle vıllık ticaret hacimleri (.000$)
1991 1992
420.354:414.641
14.781
:
30.428
28.1241 55.832
27.948 121.789
! 4.878
491.207 i 627.568
1993
543.148
62.750
227.653
173 742
13.616
1.020.910
1994
927.740
88.955
453.030
444.915
44.112
- =. „ .
1.958.752
1995
1.400.038)
175.9601
704.059
437.938
148.764
92.871 ş
; i
\
2.959.629
1996
1.650.132
141.174
912.886
510.333
119.318
295.861
3.083
1.433
3.634.221
: 1996/1-3
! 395.147
! 20.899
J 198.059
j 100.828
; 39.103
Î 55.153
j 713
İ 469
\ 810.370
1997/1-3
j 405.868
j 35.295
l 260.045
139.244
; 13.839
ı 140.957
f 425
. 1.661
997.333
%97/96
3
i 69
İ 31
38
1
-65
j 156
j -40
I 205
'. 23
HAYRİYE MENGÜÇ
Şahinler Holding'in sancılı bekleyişi
nihayet son buldu. Türkiye'nin
onuncu serbest bölgesi olacak
Trakya serbest bölgesi. Tekirdağ
Çorlu'da 2 milyon metrekarelik alana
kurulacak.
Tarım Bakanlığı'nın serbest bölge
arazisini sulama arazisi olmayan
başka bir arazi ile becayış yapmasıyla
Bakanlar Kurulu'ndan kunıluş izni
alan Trakya serbest bölgesi. 25 bin
kişiye istihdam yaratmaya
hazırlanıyor. Tüm altyapı ve üstyapı
çalışmalannı üstlenen Şahinler
Holding tarafından kunılacak
bölgede ilk aşamada 150 milyon
dolarlık yatınmla birlikte, 3 bin
kişilik bir istihdam planlanıyor.
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
Serbest Bölgeler Genel Müdürü
Kürşat Tüzmen'in verdiği bilgiye
göre, Trakya serbest bölgesi hizmete
girdikten sonra 1-1.5 milyar dolarlık
bir ticaret hacmine sahip olması
bekleniyor. Bölgede elektronik, optik,
,hazır gjyim ve bioteknoloji sektörleri
yoğurilukta olacak.
Trakya serbest bölgesi, geçen yıl
Bakanlar Kurulu'nun onayına
sunulmuştu.
Ancak çıkması beklenen karar, 2
milyon metrekarelik arazinin sulama
arazisi içinde olduğu gerekçesiyle
Tanm Bakanlığı'na takılmıştı.
Daha sonra serbest bölge için teklif
edilen arazinin Tanm Bakanlığı'nın
yine aynı bölgedeki tanm için
kullanılmayan bir başka bölgeyle
becayiş yapması sonucu problem
çözümlendı.
Trakya serbest bölgesi, lstanbul ve
çevresinın dördüncü serbest bölgesi
olacak.
Şahinler Holding, devletten hiçbir
yardım almadan tüm altyapı ve
üstyapı çalışmalannı üstlenecek.
Serbest Bölgeler Genel Müdürü
Kürşat Tezmen, serbest bölge
kurulmasında ilk aşamada devletin
tüm altyapı ve üstyapı çalışmalannı
üstlendiğini, fakat artık özel sektörün
bu işleri gerçekleştirdiğini belirtiyor.
Yüzde 23'lfik artış oldu
Tezmen, Türkiye'deki serbest
bölgelerin toplam 3.6 milyar dolarlık
bir ticaret hacmine sahip olduğunu
söylüyor.
Müdürlükten alınan bilgilere göre
Türkiye'deki serbest bölgelerde geçen
yılın ilk üç ayında 810 milyon 370
bin dolarlık bir işlem yapılırken bu
yılın ilk üç ayında bu rakam 997.333
milyon dolara çıktı. Iki dönem
karşılaştınldığmda ise yüzde 23'lük
bir artış olduğu
kaydediliyor.
Zeytinyağı
üreticisinden
TARİŞ'etepki
İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro-
su) - Hükümetten beklenen kredi des-
teğini alamayan TARtŞ, ürünlerini
aldığı zeytinyağı üreticılerine para-
lannı vermiyor. Üreticıye yaklaşık 5
trilyon lira borcu olan TARtŞ para bul-
maya çalışırken tüccar da piyasada ya-
şanan krizden yararlanmak istiyor.
Hükümetin zeytinyağı alımlanyla il-
gili 3 trilyon lirahk bir kaynağı TA-
RlŞ'e göndenneye hazırlandığı öğ-
renilirken üretici ve sektör temsilci-
leri TARlŞ'e tepki gösteriyorlar.
Italya ve tspanya'nın Türkiye'den
çok düşük fiyatla zeytinyağı alma
çalışmalannın yarattığı baskı üretici-
ye büyük oranda yansırken hükümet
bu konuda sessizliğini sürdürüyor.
ANAP Aydın Milletvekili Yiiksel
Yalova. TARlŞ'in ortağı zeytinyağı
üreticilerine 4 aydır paralanru ödeme-
mesini sert bir dille eleştırdi.
"Bu paraları 4 aydır kullanarak
gasp edenler mutlaka bir gün he-
sap verecektir" diyen Yüksel Yalo-
va, "Ege Bölgesi'nde 26 bin üreti-
cinin bulunduğu Zeytinyağı Ko-
operatifi'nin ortağına bayram ön-
cesinde 30'ar milyon lira vererek
mağdur etmiştir. Ancak buna kar-
şılık da taraf tutularak FİSKO-
BİRLİK ortaklarına toplam ola-
rak 17 trilyon lirahk kaynak ak-
tarılmıştır. TBMM Başkanlığı'na
Başbakan Necmettin Erbakan'ın
yanıtlaması için yazılı bir önerge
verdim. Hâlâ cevap vermedi. Bu
da hükümetin Ege üreticisine ver-
diği önemi gösteriyor" diye konuş-
tu.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Umudumuz...
Kaosun, kargaşanın egemen olduğu, hukuk devletinden
vazgeçtik, kanun devletinin mumla arandığı şu günlerde "de-
mokrasi" sözcüğü ile başlayan toplantıların birinden çıkıp bi-
rine giriyorum. Hukuk, yasa gaspından, çetelerden, kamu
vicdanında hükümeti yönetenlerin sorumlu tutulduğu bir or-
tamda, hükümetin gıdişı ile ilgili demokratik bir çözümün
üretilememesi umutsuzluk saçıyor. Böyle olunca da demok-
rasi, hukuk devleti, birçıkışyolu arayışı içindeki insanlar, sa-
rılacak, umut bağlayacak bir şeyler bulmanın çırpınışı ile her
şeyden vazgeçip umutsuzca bekleme arasında gidip geliyor.
Kapkaranlığın içinde en küçük bir kıvılcım parlak bir ışık
gibi gözüküyor. Sonüverince de karanlığın yarattığı ürküntü
ile öfkemız kıvılcımın sürekli aydınlatan bir ışığa dönüşme-
mesine, bir mucize olmamasına yöneliyor. Ülke çapında bir
katılımı gerçekleştirince, gerçekte ancak bir kıvılcım olabile-
cek, 5 dakikalık ışık kapatma eylemimizi önemli bir demok-
rasi sınavının kazanımı gibi görmeyi seçtik. Çetelerden he-
sap sorulmasına yeteceği gibi bir hayal gördük. Eylemimiz
bitip, çeteler yerinde kalınca da yorulup umudumuzu umut-
suzluğa çevirdik. Eylem ikinci kez yinelenmek istendiğinde,
ellerımizi elektrik düğmelerıne uzatmaya bile üşendik.
Hani Erbakan ve Refah cephesi, rejimle çatışmayı hedef
almasa, asker cephesi işlere el koymasa, REFAHYOL hükü-
metinin düşürülmesi bile gündemden düşürülecek.
Tam da medya REFAHYOL'a barışmaya yönelik yaklaşır-
ken, Flash TV skandalı patlayıveriyor. Gerçek ve tek kayna-
ğı, azmettireni, nedenleri kamu vicdanında besbellı, bırı çe-
te işi, diğeri sorumlusu görünmeyen devlet işi, ikisi de silah-
lı, kaba güce dayalı susturma saldınsı, demokrasi arayışları
için yeni bir kıvılcımı çakıyor. Flash TV olayı, Susuriuk'u, çe-
teleri yeniden gündeme getirecek kamyon çarpması işlevi-
ni yapıyor. Kirli çamaşırlar bir kez daha ortalığa saçılmaya baş-
lıyor. "Bu kaostan, kargaşadan nasıl çıkılacak?" sorusu, Tür-
kiye'nin yaşamsal gündemıne oturuyor.
Işte bu havada dün TÜSlAD'ın "demokratik standartlann
yükseltilmesipaketi" toplantıları kapsamında, "siyasalparti-
leryasası" tartışması yapıldı. Çok sayıda medyacı daha çok
TÜSİAD'ın "Anayasa"önerisi üzerine başlayan tartışmaların
ardından sürecek polemiğı izlemek üzere gelmiş olsa da, il-
gi büyüktü. TÜSİAD toplumun "demokratik çıkış" arayışları-
na ilk ciddi yanrt veren kurum olmakla övünüyordu. Tam da
"Nasıl bir seçim sistemi ile, ne zaman seçim, bunalımdan çı-
kışa kapı açar?.." sorularına yanrt aranması gündemde ıken,
yapılan ciddi bir tartışma doğal olarak anlam kazanıyor.
Sözde bunalımdan demokratik yoldan çıkış gündemimi-
zın tek bir ana reçetesi var.. "REFAHYOL iktidan parlamen-
tonun görevıni yapması ile düşürülecek. Parlamento ve siya-
si partiler, Türkiye'yi yeni siyasi khzlere sokmayacak çözüm
önerilerini geliştirecek. BirtürKurucu Meclıs ve hükümet iş-
levinı üstelenecekyapılanma içinde, demokratik bir seçim dü-
zenini getirecek koşullar için gerekenler yapılacak.."
Bu tabloda ne beklenir? Hiç değılse mutlaka yapılacak ye-
ni seçimler için, yolumuzu açacak seçim sistemi, siyasi par-
tiler yasası üzerinde somut görüşleri, önerileri olmalı. Konu-
yu cıddı bir tartışma platformuna getirebilen tek örgüt TÜSİ-
AD. O da bildığiniz gıbı, demokrasinin olmazsa olmaz temel
ilkeleri içinde, hukuk gereklerine göre hazırlanmış bir Ana-
yasa taslağından nerede ise bölünecekti. Şimdı dizi toplan-
tılarla, galiba öncelikle kendi üyelerini "demokrasi" ilke ve de-
ğerlerıne alıştırma eğıtimi yapmaya çalışıyor.
12 Eylül hukukunun yasaklı düzeninde, demokrasinin kat-
letmesinde, 1960'la hukuk düzeninde gelmiş demokrasinin
geriye götürülrnesinde büyük sorumluluğu olan sermaye
cephesinin bir anlamda kendi ayıbını temizleme çabası ola-
rak da değerlendirilebilir. Daha doğrusu güvenliğinin, çıkar-
lannın "çaödaşdemo/fras/" çızgisinde olduğunu kavramış bir
avuç aydın sermaye sahibinin çıkışı. Ama galiba asıl soru-
numuz, iş dünyasının "demokrasi" ilke ve gereklerine lŞ
ması, özümsemesi ve kabullenmesı ile sınıriı değil. Keşke öy-
le olsa.
Dünkü toplantıdan çıkan sonuç ne yazık ki sadece ikı cid-
di hukukçumuzun, Prof. Bülent Tanör ve Prof. ErdoğanTe-
ziç'in "Demokratik bir anayasa ve siyasal partiler yasası",
"Nasılbiryapılanma?" "Gerçek demokraside olması gereken-
lerve önümüzdeki seçimleriçin acilyapılması gerekenler" ko-
nularında açık düşüncelerinin olduğunu ortaya koydu. Ne si-
yasi partilerimiz, ne de demokraside söz sahibı olma savın-
daki sendikalarımız, meslek örgütleh, sivil toplum örgütlerı-
mizin böylesine acil bir gündem üzerinde bile henüz hiç ka-
fa patlatmadıkları, derslerini çalışmadıkları, öngörüşlerınin,
sağlıklı yaklaşımlarının, dahası beklentilerinin dahi olmadığı
anlaşılıyor.
Herkes seçimlerle krizden çıkmayı programlıyor, ama kim-
seler nasıl bir seçim düzeni ile krizden çıkılabileceği ko-
nusunda düşünmek zahmetine bile katlanmıyor. Şimdi bu tab-
loda, bu kaostan, bu krizden kurtulmada umudumuz kimler
olacak?
, - • 1
DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ /ERGIN YILDIZOĞLU /LONDRA DOSYA: TURKİYE'DE VERGİ POTANSİYELl
Yüzyılın En Güçlü Başbakanı
M
ecliste 179 iskemle-
lik bir çoğunlukla,
Tony Blair, bu yüzyıl-
da ingiltere'nin gör-
düğü en güçlü hükümeti kuruyor.
Blair, muhalefeti hiç göz önüne
almadan istediği gibi davranabi-
lir. Böyle güçlü bir Işçi Partisi hü-
kümetinın kuruluyorolmasına rağ-
men Ingiltere'de borsa hemen
hiçbir sarsıntı geçirmedi. Piyasa-
lar, yeni kurulacak Işçi Partisi hü-
kümetinin, genel olarak Muhafa-
zakâr Parti'nin uygulamalannı de-
vam ettireceğine inanıyorlar.
Gerçekten de Tony Blair baş-
bakan olarak yaptığı ilk konuş-
mada, "Bizyeni Işçi Partisi olarak
yöneteceğiz. Bubirdoktrin, doğ-
ma ya da geçmişe dönüş değil-
dir" derken Rnancial Times'ın yo-
rumuyla, "Bir önemli paradoksu
gündeme getihyordu. (Işçi Parti-
si E. Y) Baroness Thatcher'ın mi-
rasını, Muhafazakâr Parti'yi ezici
bir yenilgiye uğratarak güvence
altına aldı" (3/5/97). İlk bakışta
inanılmaz gibi görünen bu tespi-
tin, Işçi Partisi'nin ekonomik ve si-
yasi programına bakmakla baş-
layınca, çok yanlış olmadığı orta-
ya çıkıyor.
işçi partilerinin, geleneksel he-
defi, kamu mülkiyeti ve planlama
yoluyla piyasa ekonomosinin ge-
Hr dağılımını bozucu etkilerini kont-
rol etmek, işsizliğin azaltılmasına
öncelik vermek ve devletin elin-
deki kaynakları; vergi, fiyat ve ge-
lirlerpolitikalanyla, emekçi halkın
yaşam koşullarını iyileştirmek için
kullanmaktı. 1980'li yıllarda, di-
öer sosyal demokrat partiler gibi
Işçi Partisi de önce planlamadan,
sonra gelir dağılırnına ilişkin po-
Ittikalardan vazgeçti. Daha sonra
gündeme şendikal haklara karşı
olumsuz bir tutum ve kamu mül-
kiyetinin programdan çıkarılma-
sı geldi. Bu sırada neo-liberal bir
söylem giderek egemen oldu:
Özel teşebbüs, esneklik, özelleş-
tirrne, rekabet, refah devletinin
reformu -siz parçalanması olarak
Tony Blair, çok güçlü bir halk desteğine sahip.
okuyunuz-... Bugün Tony Blair;
sendikalara taviz vermeyeceğini.
gerekirse parti ile sendikalann ge-
leneksel bağlarını toptan kese-
ceğini söyleyebiliyor.
Ingiliz Işçi Partisi'nin ekonomik
programı bu arka plana göre şe-
killendi. işçi Partisi seçimlerden
önce, gelir vergisini, ilk iktidardö-
neminde arttırmayacağını, muha-
fazakâr hükümet tarafından sap-
tanan kamu harcaması hedefle-
rine sadık kalacağını. daha önce
ön görülenin aksine ana sanayi
dallarında devlet mülkiyetine ge-
ri dönülmeyeceğini açıkladı. Böy-
lece işçi Partisi, Muhafazakâr Par-
ti'nin, ekonominin yönetimine iliş-
kin koyduğu temel çerçeveyi ka-
bul etmiş oluyordu. Şimdi bu ko-
şullarda Blair'in sağlık ve eğitim
sisteminde bir iyileştirmeyarata-
cağına ilişkin verdiği sözü hangi
kaynaklara dayanarak tutabile-
ceği merak konusu.
Işçi Partisi'nin diğer vaatlerı
arasında, bir asgari ücret sistemi-
nin getirilmesi, işsizliği azaltmak
amacıyla işverenlere vergi indiri-
mi uygulanması, 25 yaşın altında-
ki kuşaktan işsizleri işe alanlara iş-
çi başına haftada 60 sterlin des-
tek sağlanması, temel gıda ve ço-
cuk giyim eşyalanndan katma de-
ğer vergisinin kaldırılması var ve
bunlar için de ek kaynak gerekli.
Yeni hükümetin ekonomiye iliş-
kin bir diğer hedefi de İngiltere'nin
uluslararası rekabet gücünü yük-
seltmek. Bu, bir taraftan asgari
ücrete ilişkin verilen sözü tehli-
keye düşürürken diğer taraftan
sendıkal haklarda, açıkça ifade
edilmese de beklenen, iyileşme
umudunun boşa çıkacağını dü-
şündürüyor. Ingiliz Işçi Partisi'nin
ihracatı teşyik etmek için ise ön-
celikle sterlinin değer kaybetme-
sini teşvik etmesi bekleniyor.
Ekonomi dışı konularda da ve-
rilen sözlerin yerine getirilmesi ol-
dukça zor. Bunlardan bin anaya-
sal reform. Işçi Partisi, seçim ma-
nifestosunda, Galler ve Iskoç-
ya'nın seçilmiş parlamentolanna
kavuşmalarının koşullarını hazır-
lamaya, Lordlar Kamarası'nı ka-
patmaya ve bir temel haklar bil-
dirgesini kabul etmeye söz verdi.
Bu alanlarda belli bir desteğe de
sahip Tony Blair. Ancak, Blair'in
yeni oy tabanını oluşturan orta sı-
nıflann, konu, kraliyete ve gelenek-
lere ilişkin bir değişikliğe geldi-
ğinde çok tutucu olduğu da bir
gerçek.
Işçi Partisi'nin kamu düzenini
korumaya ilişkin planlan da ade-
ta bu orta sınrflann muhafazakâr-
lığını ve gençlere kuşkucu bakı-
şını yansıtıyor. Işçi Partisi 10 ya-
şından küçük çocuklara gece so-
kağa çıkma yasağı getirecek. 18
yaşın altındakilere bakan mahke-
melerin etkinliğini arttıracak ve
genel olarak savcılık sistemini ye-
niden yapılandıracak.
Ingiliz Işçi Partisi hükümetinin,
Irlanda ve Avrupa konularında da
bir yenilik getirmesi söz konusu
değil. Irlanda konusunda Muha-
fazakâr Parti'nin koyduğu çerçe-
ve içinde davranılacak. Avrupa'ya
ilişkin olarak da yine Major hükü-
metinin, John Major ve Maliye
Bakanı Kenneth Clark tarafın-
dan saptanan, "gerekirse gireriz"
çizgisi benimseniyor. Özetle, hü-
kümette süreklilik bekleniyor. An-
cak iş çevrelerinde, seçimlerden
bir hafta önce Wall Street baş ma-
kalesinde dile getirilen haklı bir
endişe de var: "Blair, partisinin
geleneksel emekçi tabanına sırtı-
nı döndü. Şimdi, Blairçapası kop-
muş bir gemigibi nereye gideceği
belli değil. Bu yûzden çok fazla
güvenilemeyecek bir politikacı."
NOT: Dünkü yazımda yer alan
"Seçmen olağanOstöi birkatılım-
la sandık başına gitti ve Tori par-
tisine olan nefretini dile getirdi"
cümlesi "Seçmen düşük bir ka-
tılımla sandık başına gitti ve Tori
partisine olan nefretini dile getir-
di" biçiminde olacaktı. •
Devlet malları
haraçmezat
Karadenız ulkelerı
is konferansından
Islamısermaye p ı
faızle tanışacak mı?