Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 MAY1S 1997 SALI
HABERLER
Tuğgeneral Selmanpakoğlu, krallıkların ve molla rejiminin Atatürkçülüğü hedef aldığını söyledi
Komutandan irtica ııyansı
Burdur'un Gökçebağ köyünde bir süre önce
kimliği belirsiz kişileree kınlan Atatürk büstü, 58.
Er Eğitim Topçu TugayYnca yenilendi. Tugay
Komutanı Tuğg. Selmanpakoğlu, Sutıdi Arabts-
tan ve İran'ın dinci rejim ihracına dikkat çekti.
GÜLÇtNİLCt
BURDUR- Burdur 58. Er Eğitim
Topçu Tugayı Komutanı Tuğgeneral
AM Rıza Selmanpakoğlu Suudi
Arabistan gibı bazı ülkelerin,
krallann hesabını, mollalann
rejimini koruduğuna işaret ederek,
"Onlann bu saltanan bitecektir.
Bunun için rejimlerini bize
pazarlamak isteıier. Saölmtş
insanian arar. bulur. kuüanırlar.
Çünkü bilirler ki, Türkiye'de
hedeflerine ulaşacaklarsa Atatürkçû
düşünceyi yok etmek
zonındadırlar" dedi.
Burdur'un Gökçebağ köyünde bir
süre önce kimliği belirsiz kişilerce
kınlan Atatürk büstü, 58. Er Eğitim
Topçu Tugayı'nca yenilendi.
Atatürk büstü, Burdur Valisi Erhan
Tanju, Belediye Başkanı Armağan
İlci, diğer yöneticiler, köy halkı,
öğrenciler ve ADD yöneticilerinin
katıldığı görkemli bir törenle açıldı.
Açılışta şiirler okundu, halkoyunlan
gösterileri sunuldu. Büstün
açıhşından sonra başörtülü bir grup
kadın büste karanfil koydu.
Törende konuşan Burdur 58. Er
Eğitim Topçu Tugayı Komutanı
Tuğgeneral Ali Rıza
Selmanpakoğlu, Atatürkçû
düşüncenin bağımsızlığın ve
demokrasinin harcı olduğunu
vurgııladı. Selmanpakoğlu, şeriat
özlemcilerini de eleştirerek, şöyle
konuştu: "Neden bu insanlar 300 yd
öncesi karanlık çağuı özJemini
çekmektedirler? Destek veren
kimdir? Bugün, yarm, gelecekte,
hepimiz, her ortamda ve zeminde bu
sonılan sonıp, Atatürkçû düşünce
sistemi içinde cevaplan bulmak
zorundayız. Atatürk gibi düşünüp,
Atatürk gibi icra etmek zorundayız.
Bu karanhk gûçleri destekleyenler,
arük yuvarlak laflarla ifade
edilmhor. Osmanh'nm son
zamanında da vardılar. Taptaze
cumhuriyetin kuruluşunu
engeUemek isteyen onlardı. Lozan'da
karşımıza çıkan yine oniar. Gelecek
için hiçbir endişemiz yoktur. Olması
da mümkün değiL Atatürkçû
düşünce sistemi içinde, aydınhkian
yakalamak için dimdik ayaktayız."
Herkesin, her ortamda Atatürkçû
düşünceyi ön planda tutarak,
üzerine düşen tüm görevleri yerine
getirmek zorunda olduğunu
kaydeden Ali Rıza Selmanpakoğlu,
"Türkiye Iaiktir, laik kalacak",
"Atatürk'e kalkan eiler kınlsın"
sloganJan arasında sözlerini şöyle
sürdürdü: "GeHşmeye, çağı
yakalamaya, ufuklan keşfetmeye
yönetik bir düşünce sistemidir
Atatürkçülük. Temelinde laiklik
vardır. Laiklik olmadan karanhktan
çıkılmaz. Ortak pa> damızuı
temelinde laiklik, demokrasi ve
hukukun üstünlüğü y atar. Bilimin ve
akhn gereği neyse Atatürkçû
düşünce sistemi içinde onun gereğini
yerine getireceğiz. Dinimizi
vicdanımızda saklavacağız."
Burdur Valisi Erhan Tanju da Türk
milletinin Mustafa Kemal Atatûrk'e
çok şey borçlu olduğunu söyledi.
DSP'li Beyreli
Erbakan'a sordu
'Türk
bankalan
karapara mı
aklıyor?9
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP Bursa
Milletvekilı Ali Rahmi
Beyreli. Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
yanıtlaması istemiyle
verdıği soru önergesınde,
"Bazı Türk bankalannın
kara para aklanmasında
aracı olduğu doğnı mu?
Konu ik ilgili gerekli
incelemeyi başlatmayı,
sonışturma açürmayı
düşünüyor musunuz?"
sorulannı yöneltti.
Genelkurmay Başkanhğı
tarafından geçen hafta
verilen brifinglerde kara
para aklanması ile ilgili
bulgulann gündeme
geldiğine dikkat çeken
Beyreli. "Buna göre
PKK'nin ve irticai
faaliy etierin. yasadışı
yollardan sağlanan ve yılda
35 mihar dolara ulaşan
kara parayı bazı bankalar
aracıhğı ile Türldye'ye
sokmakta olduğu iddia
edilmektedir. Bu konu ile
ilgili tüm bilgüerin devletin
ilgili kurumlannda olduğu
da iddia edilmektedir" dedi.
Beyreli, Erbakan'a şu
sorulan yöneltti: "Bu iddia
ne denli doğrudur? Kara
para akladığı iddia edilen
bankalar hangileridir? Bu
kara paralann menşei ve
türleri neierdir? Hazine
yetldlileri, iddialarla ilgili
olarak neden sessiz
kalmaktadırlar? Bazı
çevrelerce Türldye'ye her yıl
ginnekte olan kara paramn
ülkemizin dö\iz dengesinin
sağjanmasmda önemli bir
işlevi olduğu \e bu nedenle
son yıllarda bizzat devlet
yetkililerince her tüıiü kara
paramn yıırda girişine sıcak
bakıldığı iddia edilmektedir.
Bu iddialar karşısındaki
düşüncelerinizi somut
olarak açıklar mısımz?
Birkaç ay önce partimizin
Türk bankacüık sektöriinün
incelenmesine yönelik
olarak gündeme getirdiği ve
REFAHYOL'u ohışturan
partilerce reddedilen
araşürma önergesi
hakkında bugün hâlâ aym
düşüncede misiniz? Bu
önergeyi tekrar gündeme
geririrsck. bu kez tavnnız
nasıl olacaknr?"
Prof. Emre Kongar. törende yapügı konuşmada, insanlann ve özeüikk iktidarlann şiddette olan ilişldlerinin aşk gibi. uyuşrunıcu bağımlılığı gibi bir rutku olduğunu söy-
ledi. Törende dereceye giren 4 gazeteci ödüllerini aldL Ulusal Basui Ajansı'na 'Övgüye Değer Ödiilü" verildi. (Fotoğraflar: HATtCE TUNCER)
Bülent Dikmener ödülleri törenle verildiİstanbul Haber Servisi - Cumhuriyet ga-
zetesinin eski yazıişleri müdürierinden Bü-
lent Dikmeneradmabu yıl 18'incisidüzen-
lenen
u
Bülent Dikmener HaberlÖdülü".ya- .
nşmasında dereceye girenlere ödülleri tö-
rerde verildi.
Tûrkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan
Felek Konferans Salonu'nda dün düzenle-
nen törende konuşan Prof. Dr. Emre Kon-
gar, "Bir ülkede olup bitenlerin birinci de-
reccdcki sorumlulan politikacılardır. Poli-
tikacılann arasında ise 'iktidardakiler' so-
rumluluk açısından en ön sıradadır" dedi.
Kongar, insanlann ve özellikle iktidarlann
şiddetle olan ilişkilerinin aşk gibi, uyuştu-
rucu bağımlılığı gibı bır tutku olduğuna
işaret etti. Kongar, Yahya Kemal'in "Vus-
ht" adlı şiirinin gûnümüzde kanunsuzluk,
hukuksuzluk ve şiddet girdabma yakalan-
mış olan iktıdarlann ruh halini ve başlan-
na gelecek olanlan çok güzel yansıttığına
dikkat çekti.
Kongar, daha sonra konuşmasını şöyle
sürdürdü: "Medyada tekelleşme, okuyucu-
nun ve izleykinin güniük, hatta anlık dene-
timine tabi. Bu açıdan denetlenebilir. Siya-
setteki tekelleşme isedemokratik kurumla-
n tahrip ederek tüm toplumun nefes alma-
sını engelledigi ve ancak seçimden seçime
halk kontrolüne bağh olduğu için denetle-
nemez nitelikte. Medyadaki yargısız infaz
sadece manevi düzeyde. medya aracıhğı ile
denetienmesi, hatta telafi edUmesi olanak-
h. Sıyasetteld yargısız infaz ise firiksel an-
lamda insanian ve kurumlan ortadan kal-
dmyor. Bu nedenle teiafısi olanakh değü."
Kongar'ın konuşmasından sonra gaze-
temız Genel Yayın Müdürü Orhan Erinç,
ödül törenini başlattı. "lşte 500 Mih/ann
Bdgesi" adh haberi ile "Bülent Dikmener
Haber Odülü"ne değer görülen Hürnyet
gazetesinden Muharrem Sankaya, ödülü-
nü Emre Kongar"dan aldı. "Gizli Belgeler-
le Boru Hatü Bozgunu" başlıklı \azı dizı-
si ile Jüri Özel Ödülü'nü alan gazetemiz
muhabirlerinden LaleSanibrahimoğlu'na
ödülünü Türkiye Gazeteciler Sendikası Ge-
nel Başkanı Zrya Sonay verdi. Milliyet ga-
irttesuıderı Azer Bortaçina da "Antarya
Rsın" haberi ile değer görüldügü Jüri Özel
Ödülü'nü Gazeteciler Sosyal Hizmetler ve
Emeklilik Vakfı Başkanı Vasfrye Özko-
çak'tan aldı. Ankara'nın Sincan ilçesinde
yapılan Kudüs Gecesi'ne ilişkın olaylan
karnuoyuna görünrûlü olarak aktarmasın-
dan dolayı Ulusal Basın Ajansı'na (UBA)
Övgüye Değer Ödülü verildi. UBA adına
ödülü UBA Genel Yayın Yönetmeni Bald
Ozilhan,Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı Nail Güreli'nin elinden aldı.
MHP ve DYP'IÜer TV bastı
Vali Selahattin Başar'ın Tekel'in bir arsasının belediyeye devri nedeniyle canlı
yayında MHP'li başkana 'Allah belanızı versin' diye bağırması üzerine olay çıktı
MEHMETATILGAJN
KIRŞEHİR - Kent merkezinde
bulunan Tekel'e ait 11 dönümlük
arsanın belediyeye devredilmesi
için yaklaşık 6 yıldır yûrütülen
mücadele, sonunda gerginliğe yol
açtı. Kırşehir Valisi Selahattin Ba-
şar, kendisine yerel basında sert
eleştiriler yönelten MHP'li Bele-
diye Başkanı Metin Çobanoğlu'na
yerel bir televizyonun canlı yayı-
nında "ADah beİanıa versin" diye
bağırdı. Çobanoğlu. "Saym vaH-
nin bu sözlerini aynen iade ediyo-
nım" diyerek stüdyoyu terk eder-
ken MHP ll Başkanı Semih Ak-
tan, DY? tl Başkanı Bayram Do-
ğan ile birlikte kalabalık bir grup
stüdyoyu basarak valiyi protesto
etti.
Devlet Bakanı Naflz Kurt, 24
şubatta Kırşehir'i ziyareti sırasın-
da DYP Milletvekili Ömer De-
mir'in önensi doğrultusunda
Tekel'e ait arsanın özel idareye
devTedileceğini açıkladı. Kırşehir
Valisi Selahattin Başar da bunun
üzerine konuyu 1 mayısta yapılan
il genel meclisı toplanhsına getir-
di. 4 MHP'linin reddetmesine kar-
şın ANAP. DYP, CHP, RP'li üye-
lerin oylanyla arsanın TEKEÛJe
kalması kararlaşnnldı. Bunun üze-
rine Vali Başar, arsaya 6 bin kişi-
lik 'Ulu Cami' yapmak isteyen
MHP'li belediyenin boy hedefı ha-
line geldı. Belediye Başkanı Me-
tin Çobanoğlu ve MHP ll Başka-
nı Semih Aktan, il genel meclisi-
nin, Vali Selahattin Başar'ın yön-
lendirmesiyle aksi karar verdiğini
öne sürdü. Başar, artan tepkiler ve
eleştiriler üzenne "sürekli baskı
altmda olduğunuvediken üstünde
oturduğunu" söyledi.
Belediye Başkanı Metin Çoba-
noğlu'nun. arsa ile ilgili Vali Ba-
şar" ı sorumlu tutarak yerel basın-
da sert eleştiriler yöneltmesi üze-
rine yoğunlaşan tarrjşma pazar gü-
nü yerel bir televizyonun canlı ya-
yınına yansıdı.
Belediye Başkanı Metin Çoba-
noğlu ve telefonla yayına katılan
bazı MHP ve DYP'liler, Vali Ba-
şar hakkmda ağır suçlamalarda
bulundular. Bunun üzerine üzeri-
ne canlı telefon bağlantısı kurulan
Vali Selahattin Başar, DYP'lilerin
çift taraflı hareket ettiklerini söy-
ledi. ll genel meclisi toplantısında
DYP'li üyelerin ret oyu verdiğini,
ardından tüm bu olanlardan kendi-
sini sorumlu tutarak komplo ha-
zırladıklannı belırten Başar, "Ger-
çeklerisapbrarak arsa üzerindesi-
yaset yapmak isteyenleri şiddetk
kmıyorum'' dedi. Canlı yayında
valinin bu sözlerine yanıt vermek
isteyen Başkan Çobanoğlu da sert
eleştiriden nasibini aldı. Çobanoğ-
lu'nu hukuksal kurallan bilme-
mekle ve terbiyesizce kampanya
yürütmekle suçlayan Başar, Çoba-
noğlu'na "ADah belanızı versin''
diye bağırdı.
Bu sözlerden sonra sinirlenen
Başkan Çobanoğlu, "Saym valinin
bu sözlerini aynen iade edjyorum"
diyerek yayını terk etti. Ancak bir
süre sonra MHP ll Başkanı Semih
Aktan, DYP ll Başkanı Bayram
Doğan ile birlikte bir grup stüdyo-
yu basarak valiyi protesto ettiler.
ÜZYAZIl ORHAN BİRGİT
Televizyon baskınında devtetin ih-
mali mi, yoksa eli mi var?
Istanbul'un en ışlek bulvarianndan
birisinde, kapısında üç güvenlik gö-
revlisınin bekledıği bır televizyon bina-
sına baskın yapanların, bu görevliler
tarafından engellenmeden elîerini sal-
layarak merdivenlerden tırmanmalan,
bu iki olasılıktan birisinin ağır basma-
sı ile işlerlik kazanacaktır.
Saatler sonrasında olay yerine ge-
lebilen istanbul Valisi'ne göre televiz-
yon binasını bekleyen üç resmi gü-
venlik görevlisi, baskını yapanlann sa-
yıca çokluğu yüzünden olay karşısın-
da direnememişlerdir. Oysa televiz-
yon çalışanlan, polislerin baskın sıra-
sında hep birlikte akşam yemeği için
kapıdaki nöbet yerinden aynldıklannı
söyiüyor.
Kırk dolayında insan, bir binanın ka-
pısından topluca girerken, elbette ak-
şamın o saatinde çevreye seslerini de
duyuracak hareketler yapıyortar. Yine
de o kaoı görevlisi polisler, binanın bir
/•îrinden o sesleri fark etmemiş görü-
nı yorlar. Tıpkı, o gece hemen birkaç
h' ıa ötedeki Amerikan Başkonsolos-
^ğu'nda verilen resepsiyon dolayısıy-
la yakın çevrede alınması zorunlu gü-
venlik önlemlerindekı polislerin hiçbir
Flash.. Flash.. Flash...
tedirginlik duymamalan gibi.
Yine tıpkı ardı ardına gelen silah
seslerinin bitişik komşudan duyuldu-
ğu kadar canlı işitildiği Taıiabaşı'nda-
ki Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'ndeki
akıl almaz ilgisizlik ve vurdumduy-
mazlık gibi.
Neresinden bakarsanız bakınız, bi-
linçli bir devekuşu politikası izleniyor
baskın sırasında.
Bakalım, Beyoğlu Cumhuriyet Baş-
savcısı, bu devekuşu politikasının kör-
düğümünü çözebilecek mi?
Kırk kadar çarktan çıkma mafya
müteahhidinin, televizyon binası bas-
kınından önce bitişikteki Bale Ote-
li'nde mola verdikleri de biliniyor. Ben
savcı olsaydım, o otelde kimler hangi
"cesaret iksiri"n\ yudumladılar, neler
konuştular, adamakıllı araştınrdım.
Hoş, savcı olmaya da gerek yoktu.
Benim gençliğimdeki "araşhrmacı ga-
zetecilik" bugün de geçerli olsaydı,
polis muhabirîeri, olayi yapanlar diye
o gece medyaya dağıtılmış robot re-
simlerle vakit geçirmek yerine, bas-
kında görev almış kabadayılann en az
yarısının gerçek fotoğraftannı çoktan
şeflerinin çalışma masasının üstüne
bırakmak için, analanndan emdikleri
sütun hakkını vermeye çalışırlardı.
Oysa, şimdi kusura kalmasınlar,
genç meslektaşlarımın değerli za-
manları, gazetelerinde bu konuda
muhalefet partilerinin kusuriannı öl-
çecek yazılar ya da televizyon söyle-
şileri ile geçiyor.
• • •
Önceki gece birbirinden ünlü gaze-
tecilerin söyleştiği Kanal D'deki "Du-
nım" programında gazeteler ve gaze-
tecilere devlet parmağı ile yöneltilen
şiddet eylemlerı konuşulurken, dos-
tum Oktay Ekşi, benim de adımdan
söz etti. Oktay'ın söz konusu yaptığı
olayı değil de bir başkasını, sokak or-
tasında güpegündüz "Başvekilin aley-
hinde yazar mısın?" tehdidi ile başı-
ma vurulan copun öyküsünü burada
özetlemek istiyorum.
1959 Nisanı'ydı. Evimden çıkmış,
KİM dergisi bürosuna gidiyordum. Ya-
nıma yaklaşan bir adam, ani bir ham-
le ile başıma elindeki kalın sopa ile
birkaç kez vurdu. Ve kaçmaya başla-
dı.
Zayrf, ufak tefek adamı tam yakala-
yacaktım ki "Üzerime gelme dolu-
yum" sesi ile irkildim. Ama bindiği oto-
mobilin plakasını tespit ettim.
Bu tür olaylarda çoğunlukla görül-
dügü gibi polis de savcılık da işi sav-
saklamaya almıştı. Ama başka iz sü-
renler de vardı. RahmerJi polis muha-
biri Hüseyin Güneş gibi. Saldırganın
Tophane Vatan Cephesi örgütünden
olduğunun ipucunu o öğrenince, ada-
mı yakalayıp benim elimle olayın dü-
zenleyicısi rahmetii emniyet amiri Ze-
ki Şahin'ın odasına götürme işini de
Hasan ve Hüseyin Cevahir kardeş-
ler üstlenmişlerdi.
• • •
Başıma sandalye ayağı ile vuran
adamın, ifadesinde "Ben Menderes
hayranıyım. Bu gazeteci de başveki-
lin aleyhinde yazıyor" dediğini söyle-
diler. Bana yönelen eylemi, DP İstan-
bul ll Başkanı Kemal Aygün'ün plan-
ladığı biliniyordu.
Acaba hafta sonu televizyon baskı-
nını yapanlar kimler? Planlayanı kim?
Flash televizyonunun 1 mayıs akşamı
23. Saat programında ele alınan ko-
nu, sağır sultanın da öğrenip duydu-
ğu "banka satışından alınacak komis-
yon" değil miydi? Baskına kanşanla-
nn, bu anlatılanlardan ötürü "Saym
Çiller ve çok sayın Uçuran Çiller"
adına hiddetlenip işi planlayan "Çiller
fanatikleri" olduğu anlaşılıyor. Siz şu
rastlantıya bakın ki bu "Çiller fanati-
ği" sözünün mucidi de Içişleri Baka-
nımızın ta kendisi. Ve aynı şaatlerde
"mafyanın kökünü kazımak için" Bal-
talimanı'nda bölgenin bütün önde gi-
den güvenlik sorumlulan ile toplantı
halinde. Hiç kimse televizyonun o ya-
yınına telefonla katlan Çakıa'nın söy-
lem biçimini onaylamıyor. Ama söyie-
nenlerin de Susurluk komisyonu dos-
yasında Hanefi Avcı'nın ifadelerin-
den, Anavatan Partisi Manisa Millet-
vekili Tevfik Diker'in önergelerinden
sonra Türkiye Buyük Mıllet Meclisi'nin
sorunu olması bekleniyor. Her parti-
den milletvekilleri, kapatma sırasında
televizyonun çeşitli illerdeki binaları
önüne toplanan yurttaşlann tepkileri-
ni belgeleyen video bantlannı izleme-
lidir.
Rejim cumartesi günü gerçekten
yaşamsal bir dönemeçten Bursa'nın
beş parlamenterinin sağduyulu işbir-
liği ile kazasız geçti.
RP, DYP'yi zorluyor
Komisyonda
C
5artı3'e
yeşil ışık
SEBAHAT KARAKOYUN
A^fKARA - 8 yıl kesintisiz eğitim konusunda
oyalama taktiği izleyen RP, DYP'deki
çözülmeye umut bağladı. DYP içindeki
muhafazakârlann desteğini alarak ortağmı
ödüne zorlamayı planlayan RP, TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda bekleyen ve imam-hatip
ortaokullannı zorunlu eğitim içinde koruyan
"5 aru 3" modelini öngören yasa önerisini
gündeme aldırma çabalanna hız verdi. DYP'li
iki milletvekilinin de imza verdiği önerinin
görüşülmesi için RP'li Komisyon Başkanı
Ertan Yülek'in yeşil ışık yaktığı belirtildi. RP
Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, "8 yıllık
eğitim, hükümet bunalunına yol açacak bir
konu değil. Aklın yolu birdir. Sonunda DV P'nin
de çözümü Meclis'e bırakacağına inanryorum"
dedi. Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam ise
8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin hükümet
tasansı olarak TBMM'ye gönderileceğini
söyledi. Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK)
son toplantısında 8 yıl kesintisiz eğitimi
öngören tasanya onay vereceğini açıklayan
Başbakan Erbakan, bu konunun kamuoyuna
yansıması üzerine tabanı karşısında zor
durumda kalınca geçen hafta boyunca parti
içinde ikna çalışmalanna ağırlık verdi. RP'li
bakanlarla iki gün art arda yaptığı toplantılarda
tasanya karşı dırençle karşılaşan Erbakan,
hafta sonu yapılan il başkanlan ve MKYK
toplantılannda da benzer tepkilerle karşı
karşıya kaldı. RP MKYK'nin önceki günkü
toplantısında görüşlerini açıklayan üyelerin
önemli bir bölümü, "Bunun sonu gefanez.
Bugün 8 yüa evet dersek yann başka bir
konuda taviz isterler" kaygısını dile getirerek
tasanya ımza atılmasının partiyi çok zor
durumda bırakacağını söylediler.
Hflkûmete Meclis koruması
MGK, DYP ve tabanı arasında sıkışan
Erbakan. bunalımı aşmanın yollannı ararken
RP kurmaylan, konuyu hükümet gündemine
gelmeden TBMM'de tartışmaya açarak
REFAHYOL'u rahatlatmaya yönelik
girişimlerini hızlandırdılar. TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nun gündemınde uzun bir
süreden beri bekleyen ve "5 art 3" modelini
öngören yasa önerisine sonradan imza atan
RP'li Mehmet AM Şahin ve ,\rslan Polat
Komisyon Başkanı Ertan Yülek'le temasa
geçtiler. Şahin, önerinin gündeme alınmasına
Yülek'in olumlu yaklaştığını belirtti. Şahin,
kendi önerilerinin de 8 yıl kesintisiz eğitimi
amaçladığını savunarak "Zamanda kesidti
obnayacak. Yani 5 yılın ardmdan 3 yıl
okunacak. Ancak mekânda farklılık olabilir.
Ülke koşullanna göre, gerçekçi bir öneri" dedi.
Öneriye DYP'den İsmail Köse ve Saffet
Kaıya'nın imza verdiğine dikkat çeken Şahin,
bu imzalann sayisınm artacağını öne sürdü.
Şahin, yasa önerisinin bu hafta komisyonda ele
ahnmasını beklediklerini kaydetti. RP'li SaHh
Kapusuz da 8 yıllık eğitimin hükümet
bunalımına yol açacak bir konu olmadığını
savunarak "Meclis gündeminde bekleyen iki
yasa önerisi var. Bunlar büieştirilerek tşleme
konulur ve çoğunluk ne derse o olur. Sonunda
DYP'nin de çözümü Meclis'e btrakacağma
inanryorum. Yasa, TBMM'nin konusudur.
Ortağımızm kritik bir dönemde bu konuda
ısrar ederek hükümet bunalunına yol açmayı
tercih edeceğjni sanmıyorum
1
" dedi
TCRT elestirmisti
Hedef gösterilen
barmen öldürüldü
istanbul Haber Servisi - Narkotik şube
. polislerinin kontrolleri sırasında görüntülenen
ve vücuduna Arapça "Allah" yazdırdığı için
TGRT'de eleştirilen Oğuz Atak, Beşiktaş'ta
uğradığı silahlı saldında öldûrûldü. Ülkücü
mafya babalanndan Sedat Peker'in adamlan
olduğu öne sürülen iki kişi, olayda kullanılan
silahlarla birlikte gözaltına alındı.
İstanbul Narkotik Şube Müdürlügü'ne bağh
ekiplerin, 3 Mayıs 1997 Cumartesi günü
akşamı eğlence yerlerinde yaptığı kontroller
sırasında, Arnavııtköy "She Bar"da
vücudunda Arapça "Allah" dövmesi bulunan
ve giysileriyle dikkati çeken barmen Oğuz
Atak (42), televizyon kameralan tarafından
görüntülenmişti. Barmen, önceki akşam
TGRT'nin haber bülteninde, dövmesi ve
makyajından dolayı eleştirilmişti. Atak, dün
saat 14.00 sıralannda köpeğini gezdirirken
Cevdet Paşa Caddesi Mısır Konsolosluğu
yanmdaki Bebek Parkı önünde, 34 V 5853
plakalı BMW marka otomobil içindeki 2 kişi
tarafından silahlı saldınya uğradı. Vücuduna 4
mermi isabet eden Atak, Baltalimanı Kemik
Hastalıklan Hastanesi'ne kaldınldı. Atak,
burada yapılan ilk müdahalenin ardmdan
Taksim Hastanesi'ne sevk edilirken yolda
öldü. Olaydan sonra saldınyı yaptıklan
otomobille kaçmaya çalışan Hüseyin Ulaş(21)
ile Alaattin Polat (25), Ortaköy Işıklar
mevkiinde polis tarafından yakalanarak
gözaltına alındı. Ülkücü baba Sedat Peker'in
adamlan olduklan öne sürülen Hüseyin Ulaş
ve Alaattin Polat'm üzerinden, olayda
kullandıklan 2 adet CZ marka tabanca ile 20
adet dolu fişek çıkarken olay yerinde de 5
adet boş kovan bulundu. Polis, sanıklann
ifadelerinin alınması için sanıklann
avukatlannın beklendiğini kaydetti.
Atak'ın çalıştığı She Bar, dün gece olay
nedeniyle açılmazken polisin, herhangi bir
saldın olasılığına karşın bar çevresinde
güvenlik almaması da dikkat çekti.
Gazetemizi arayan çok sayıda yurttaş da
saldınyı kınayarak Atak'ın ölümünden, hedef
gösteren televizyon kanalını sorumlu tuttular.