27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6MAY1S1997SALI 10 DIZIYAZI Hazırlayanlar: Oral Çalışlar, Ece Temelkuran -2- Deniz'ler, Mahir'ler düzenin ilk insafsızlık gösterisiydi Denizve Mahır'den Susurluk'a 25 yıl D,'eniz'leri idama götüren savcı, avukatlara dönüp, "Bu iş başka iş" diyordu. O işin hangi iş olduğu 25 yıl tartışıldı. Onlardan geri kalan, kantinlerde onların adını taşıyan ve "Zindanlar boşalsın, çetelere yer kalsın" diye bağıran yeni isyancılar. Deniz - Üniversite harçlanni protesto eylemi içın çok cin fikirlerimiz var. Acaip eğlenceli bir şey olsun isriyoruz. Mahir- "İnadına isyan" sloganı kullanılacak. Devrim - Bizi hep asık suratlı diye tanımlıyor insanlar. Asıl istediğimizin daha çok gülebılen bir insanlık olduğunu görmeliler. Eylemde bunu anlatabilmeliyiz. Yıl 1997. Bu konuşma Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nın sigara dumanıyla kutsanmış kantininde. alçak bir masada geçiyor. Yaşlar 19-20. Adlar, Deniz, Mahir ve Devrim. Yüzler kavruk, güleç. Ayakkabılar eski, kazaklar alaca bulaca ve sigaralar elbette Samsun. Onlar, anne ve babalanndan öldürülmüş, katledilmiş kahramanlann adlannı aldılar. Usandtran tarihin belirsiz bir yerinde doğdular. Kuşaklan ciddiyetsizlik ve erdemsizlikle suçlandı. Yine de kendilerine. cümlesini sonradan kurduklan bir isyanı arkadaş seçtiler. Diğerleri sıra dayagına çekılirken, o sırada olmasalar bile ağladılar. Annelerinden fazla para alıp kimsesiz çocuk yurtlanndan gelen arkadaşlanna verdiler, gizlice. Yüzlerinde sivilcelerle abilerin, ablalann getirdiği kalın kitaplara daldılar erkenden. Bu yüzden karnelerinde matematik notu pek parlamasa da yıl sonunda mutlaka "kuşlar" pekiyi getirdiler. Üniversitenin kapısından girdiklerinde sessizce buldular bir birlerini. Çünkü adlan, kesişen yolkının çizmişti çoktan. Adların kav$ağındaki isyan Deniz'i, Mahir'i ve devrimı konuştular, yani bir bakıma adlannın, bir bakıma ülkenin yakjn tarihini. Adlannın kavşağında isyan hakkı ve seslerin paylaşması için yazılmış şarkılar vardı. Bu şarkılarda isimler duruyordu: Deniz, Hüseyin, Yusuf, Llaş, Mahir. Efsane ve kurban, güzelim insanlar. Belki kınlan fidan, belki kökleri hâlâ toprağı tutan çınarlar. Toplumsal güç dengelerini hesaplamayı değil. "şimdi" ayaklanmayı seçenler. İsyanı "seçenter" değil. nefes almak gibi sayanlar. Hesap soranlar ve canlanyla hesap verenler. "Ük >üz metreyi" herkes için, herkesten iyi koşup, yüzûncü metrede ölüm ipini göğüsleyenler... "Sinip yine bekliyorum çukurun dibinde. Neler geçmhor aklımdan. İşte orada öliimü de düşiindüm. Ölüm pek ürkütücü gehniyor insana. Yine de öliimü kabul edemrvorsun. Kesin bu. O ara biHmi falan duşüniiyorsun. İki yüzyü, ÜÇ yüzyıl sonrasını düşünüyorsun. Bilimin insanhğa getireceği şeyleri. İçinde bulunduğun durum anlamsız geliyor sana, saçma geliyor. Ionesco'nun oyunlan gibi bir şey. Yaşaman gerektiğini ka\nyorsun. Bilim aİmış başuu giderken, karşındaki bir yığın insanın ne kadar kiiçük şeylerle, kiiçük ve yankş şevlerle uğraştığını düşünüp acmıyorsun. İçerliyorsun. Hem de ne adına? Kim adına?" (Erdal Öz- Gülünün Solduğu Akşam- Can Yayınlan) Yıl 1972. Deniz Gezmiş. Gemerek'te yakalandığı karlı, çamurlu çukurda bunlan düşünüyordu. Oysa infazlann, infazlarla başlayan ölüm furyasının ne adına, kimin için yapıldığı sorusu 25 yıl sonra yanıtlanacaktı. Kötülük Imparatorluğu için, korkaklar adına! ölüm üzerine kurulan imparatorluk " Deniz'lerin idam edilmesi iilkeye ne getirdi?" sorusu Türkiye'nin onlarca üniversitesinin onlarca kantininde geçen binlerce konuşma getiriyor insanın aklına. O konuşmaya kaolan çocuklann buruk ama aydmlık adlannı getiriyor. O konuşmalan yapan o çocuklann, devrimin vakti üzerine yaptıklan şakalar, kendileriyle bile dalga geçebilen olgunluklan ve bir kadını denizkabuğuymuş gibi şaşkınlıkla incelerkenki gençlikleri... Bunlarla bitmiyor akla gelenler. O gülen yüzlerin rüştlerim işkencehanelerde ispatladıklan da geliyor akJa. Kortgerillanın açıkça bir düşmanlıkla sürdürdüğü anti- komünist harekâtlar, bütün seslerin susturulup, tek bir ses kalana kadar işlenecek cinayetler... Kızıldere'den Susurluk'a Kızıldere'de soğuk var. Sabaha karşı kıstınldılar ıhbarcı muhtann evinde. Arkadaş lannı kurtarmak için çıkmışlardı yola. Birkaç ayda tutuşan bir cadı avına yakalanmışlardı. Başlannın üzerinde helikopterler geziyordu. Dışandakiler "•Çüan" dediler, "Konuşacagu". Çıktılar. BekJediler. Iki kurşun geldi önce. Mahir, başından yaralandı. Tek tek öldürüldüler. Gözünden, karnından vunıldu hepsi. Saffet ağır yaralıyken içeri girdiklerinde öldürdüler onu da. Öldürülmelerine karar verilmişti bir kez. 25 yıl önce Mahir'lerin Kızıldere'de katledilmesine karar veren güçler, bugün kolkola giderken bir trafik kazasıyla tökezlediler. Böylece Türkiye'de 25 yıldır dile getirilen gerçekler artık reddedilmez bir biçimde Denizler anılıyor ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - 68 kuşağı sosyalıst eençhk hareketinin önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin Inan ve Yusuf Aslan, 12 Mart askeri cuntası döneminde idam edilmelerinin 25. yıldönümünde anı- hyor. 68'liler Birliği Vakfı'nm öncülüğünde çok sayı- da demokratik kitle örgütünün katılımıyla düzenle- nen "Bağunsizhk ve Demokrasi Haftasr etkinlikleri çerçevesinde bugün Gezmiş ve arkadaşlanmn Karşı- yaka'dakı mezarlan başında bir araya gelinecek. Sıhhıye Köprüsü üzerinden saat 12.00'de hareket edecek otobüslerle Karşıyaka Mezarlığı'na toplu ola- rak gidilecek. Karşıyaka Mezarlıgf nda saat 12.30'da Gezmiş ve arkadaşlanmn mezarlan başında yapılacak törende tüm devrim şehitleri anısma saygı duruşunda bulunulacak. Ankara Sanat Tiyatrosu'nun (AST) tz- mir Caddesi Ihlamur Sokak 7 numaradaki adresinde de bugün saat 19.00'da "Anuanna" adlı şiir ve müzik dinletisi gerçekleştirilecek. İstanbul'da demokratik kitle örgütü temsilcileri bu- gün saat 12.00"de Nurhak Dağlan'nda katledilen Si- nan Cemgü" ın Karacaahmet'teki mezannı ziyaret ede- cek. Saat 17.30'da ise Atatürk Kültür Merkezi'nde res- sam Bedri Baykam'ın "68'li Ynlar" adlı resim sergi- sınin açılışı yapılacak. Taranta Babu Kültür Merkezi de Taksim Lamartin Caddesi'ndeki merkezinde saat 19.00'da başlayacak bir anma toplantısı düzenleye- cek. Gezmiş ve arkadaşlannı anlatan film gösterimi- nin ardından Bozkurt Nuhoğhı ve Kamil Dede döne- me ilişkin anılannı anlatacak. Anma etkinliğine Fev- zi Kurtuluş ise sazı ve türküleriyle katılacak. 'Devletimiz içinbin kurban'• Deniz'lerin idamı, bugûn artık iyice hamasileşen "kutsal devlet" edebiyatının ilk ürünlerine sahne oldu. Deniz'lerin bedenleri üzerine kurulan yeniyapının söylemi de bundan böyle "kurban olmakla" açıklanacaktı. Türkiye tarihinin infazlardan sonra benimseye- ceği yeni çizgi, Deniz'lerin idamı öncesinde ilcri- dann söyleminde kendinı belli ediyordu. Başlaya- cak ölüm furyası, daha o zamandan "Devteumiz için bin kişinin kurban edflmesi farzriır" cümlesiy- le haber veriliyordu. TBMM'de çoğunluğu oluş- turan AP milletvekilleri ateşlı konuşmalar yapıyor, idamlar için anti-komünist bir ayin sürdürülüyor- du. Zamanın başbakanı NBıat Erim, Deniz'lerin idamını onaylayan yasa tasansı hakkındakı ko- nuşmasında, bugün iyice hamasileşen devletin kutsallığı nutuklannı çekiyordu: "Türkiye'yi böl- mek, parçalamak. demokratik rejimi. Türkdevie- tini yıkmak için silahlı mücadeleye çıkmrş oianlar vardır.Önûmüzegekn kanun tasansı, bu suçlular- dan birkaçına ait buhmmaktadır. Yetkiii mahke- me kın kırkyararak buntar hakkmdaki hükmünû vermiştir."' Daha da ileri gidenlerden biri de AP Malatya Senatörü Hamdi Ozer'dı: "Devletimiz için bir tek kişi değertidir. tek bir Idsinin noksantığı kayıpor. Fakat devletimizin yaşaması için binlerce kişiyi kurban etmek farzdır arkadaşlaıf Çocuklar sadece yüce devlet için değil, aynı za- manda "Türklük'* adına da öldürülmeliydi. AP Is- tanbul Milletvekili NuriErdoğanbunu savunuyor- du: "_ $sçetbu melunlann hayauanmn bagrçlanma- a yohında d kakhracakoianlar bulunursa. buniar bflsnüer ki. tarih bu elterin sahipterini son müsta- kil Türk devletini >ok etmeye matuf olarak kabul edecekve Türkhıkonlan hiçbir zaman affetmeye- cektiıf Ve kurban edildiler... Devietin sağlam ternel- lerine gömüldüler. Kantinde giderek büyüyen gruplar, birkaç ay içinde çapraz ateşirt kıskacına alınacak, çatışmalara sürükleneceklerdi. ortaya serildı. 25 yıl önce Kızıldere'de Mahir'lerin öldürülmesiyle sahneye çıkan kontrgerilla bugüne dek sicilıni ilerici insanlann kanıyla yazmaya devam etti. Çözüm için yapılan ise; fezlekeler, raporlar, ifadeler, gelen gidenlerle sulandınlan, magazinleştirilen bir sökülme. Dahası gevrek gevrek gülerek katilleri, "şerefB" ilan edenler. Bütün bunlan iz bilip, olan bıtenlere verdikleri onayı "vatanm ve milletin bölûnmez bütünlügüyie'" açıklayanlar. tktidann. otoritemn eteklerine yakın yaşayabilmek için her şeye eyvallah edenler. Bu ağırlık altında ezilen ve ses çıkarmamayı "aküh" olmak sayanlar. Bu kargaşanın tek bir adı olabilir: "Kötülük İmparatorluğu"! tmparatorluğun temellerinde bir çok genç insanın bedenleri, ınsanlığı işkence masalannda denenmiş kadınlann, erkeklerin yıkılrnışlığı var. Korkuyu isyana tercih edenler "Devietimizin yaşaması için bin kişiyi kurban etmek farzdır arkadaşlar!" AP Malatya Senatörü Hamdi Ozer, Deniz'lerin öldürülmesi için TBMM'de böyle bağınyor ve başlayan cadı avım haber veriyordu. Yeni kurbanlar istenecek, infazlarla, Mahir'lerin katliyle kurulan yapı. kurbanlar üzerine yükselecekti. Deniz'lerin ilk kurbanlar olarak alınmasıyla Türkiye'de seçilen yol, 25 yıl sonra, Susurluk kazasında her şeyin kötülük üzerine kurulduğunu reddedenlerin kapısına dayandı. Kurulan yapı, idamlann sonrasında artarak süren ölüm ayinleriyle. katliamlarla yükseldi. Imparatorluğun Susurluk kazasıyla başlayan parçalanma sürecinde, Türkiye yakın tarihinde bir bilgi, netlik kazandı: Deniz'lerin idamıyla sadece üç devrimci kahraman değil, "iyiKk'' de öldürüldü. Üç idam ve Mahir'lerin katli karanlık bir otoritenin insafsızlık gösterisiydi ve yüreklerde tam isabet kaydetri. Gösterinin amacı sadece isyancı gençleri •'siyaseten kaü" etmek değildi. lyilerin güçsüz, kötülerin ise güçlü olacağı yeni bir dünya kuruluyordu o gün. Artık ilişkiler paylaşmak değil, yenmek-yenilmek üzerine kurulacaktı. Dünyayı değiştirmek isteyenler, uzun yıllar yenik dövüşecekti. Herkesin birbirinden, hatta kendınden şüphe edecegi, insanın insandan korkacagı yeni bir düzendi bu. Yalnızca korkuyla hareket edebilecek bir mekanizma. ölüm İçin el kaldıranlar Lnsanı. insanlığı kurban etmek için kaynatılan Cadı Kazam'nın altındakı ateş artık kazanın kendisini bile yakıyor. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, o günlerde AP Genel Başkanı olarak grubuna dönüp Denizlerin idamı için "EHnizi kaldınn* derken gösterdiği çabayı bugün "Yapmak zorundaydık" diye açıklıyor. Başını öne eğiyor. Ama çeyTek yüzyıl öncesine dönüp baktığımızda katledilen gençlerin başlan hâlâ dik dııruyor. Mahir Çayan, Cihan Alptekin, hâlâ, Deniz'leri kurtarmak için telaşla gittikleri Kızıldere'nin insani nedenlerini birbir sayabiliyor. Deniz, Hüseyin, Yusuf, Mahir. Cihan, Sinan, Ulaş. tbo, Saffet... Hepsi hâlâ aynı hırsla soruyorlar: u Ne adına? Kimin için?" Cadı Kazam'nın ilk kurbanlan Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in idam edilmesinin üzerinden 25 yıl geçti. Kazan kaynıyor. Korkuyu isyana tercih edenler sırasını bekliyor. Yarın: Blz adam öldürmedik reis' ff. B L J L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ XX. yüzyıl başlannda re- sim, heykel ve edebiyat alanla- rtnda etkili olan akım. 2/ Eyerin . iki yamnda asılı bulunan ve ayak basmaya yara- an demir hal- D Bernardo 7 Bertohıcci'nin bir filmi. 3/ Sa- 8 nı... Eski Yunan g kentlerinde pa- zar yeri. 4/ Taze soğan ve marulla pişirilen ku- zu eti yemeği. 5/ Sat- rançta bir taş... Briçte 2 bir roberi oluşturan iki 3 bölümden her biri... Tavlada bir sayı. 6/Ge- milerde ağır yükleri ta- şımakta kullanılan, iki 6 tekerlekli el arabası... 7 | Mersin yakınlannda kurulu olan petrol an- tım tesisi. II En çok. en yüksek... Soyundan gelinen kimse. 8/ Haylaz, serseri. 9/ Yeraltında geçitler biçiminde oluşturulan ve ölüleri koymak için gizli girintileri olan mezar yapılan. YUKARIDAN AŞAĞI\ A: 1/ Lğursuz. 2/ Üye... Toz gibi ince ve hafif yağan kar. 3/Yatak, yorgan gibi eşyanm sanlıp bağlanmasıyla olu- şan yük... Fazla olarak, üstelik. 4/Tarla sının... Gidiş. 5/Amazon bölgesinde bataklık sık orman... Yapma, et- me. 6/ Doğu Karadeniz'de bir dağ ve geçit... "Çuku- rovam/Kundağımız. kefen bezimiz/Kanı esmer, yüzü- - -" (Ahmed Arif). 7/ Kemiklerin yuvarlak ucu... Tro- pikal bölgelerde yetişen ve yumrulan besin olarak kul- lanılan bir bitki. 8/ tslam inancına göre kıyamet günü bütün ölülerin dirilerek toplanacağı yerin adı. 9/ Yap- raklann düz ve parlak bölümü... Başörtüsü. ORUŞ TURKSEN BAŞER KAFAOGLU Çevre ve emperyalist sermaye Ülkemizde öne çıkan iki çevre felaketi yerel halkın şiddetli tepkisiyle karşılanıyor. Egemenler ne yazık kJ ortaya konan tepkilerin sınıriı bir kışkırtıcı gruptan gel- diğini sanıyorlar. Çok yanılıyorlar. Aslında dünya ba- sınını doğru dürüst izleseler, çevre yıkımına ve kirten- meye en sert ve etkili tepkilerin o yöre halkından gel- diğini anlayıp, bununla kolay başa çıkılamayacagını anlarlar. Dünya basını, çevrelerini çok uluslu şirketle- rin yağmasına ve pislemesine karşı direnen azgeliş- miş ülke halklannın dişe diş savaşımlan ile dolu. Sırf bu savaşımı güçlendirmek ve yağmacı çok uluslu şir- ketleri (ÇUŞ) Batı kamuoyunda teşhir etmek için şim- di Amerika'da, Washington'da bir yayın organı çıka- nlmaya başlanmış bile. Adının Muttinational Monitor ve editörünün Robert VVeisman isminde bir Amerikalı olduğunu The Eco- nomist dergisinden öğrendik. Bu derginin 20 temmuz tarihli sayısı, yerel halklann ÇUŞ ile savaşımı hakkın- da geniş bilgi veriyor. Bergamalılara; Akkuyu projele 4 rine direnen halka ve çevrecilere, hele bir avuç da oW sa yerel halkın seslerinin güçsüz ve yankısız kaJaca- ğını sanıp kös dinleyen hükümet yetkililerine duyur- mak için bu yazryı özetlemek isteriz. Halkın protesto- su sadece bir çevre kirlenmesinden de dogmuş de- ğil. Birçok ülkede baskıcı rejimlere karşı halk savaşı- mının gücünü azaltmak için bazı ÇUŞ kuruluşları ken- di ülkelerinin halklarına şikâyet ediliyor. Örneğin eskj adı Burma olan Myanmar'da faşist mi faşist bir rejim var. Burada biri Amerikan (Unocal) ve diğeri Fransız fTotal) iki firma denizden petrol çıkarmak için platform kurmuşlar. Halk ve insan haklan temsilcileri, bu girişi- min faşist bir rejime güç verme olduğunu, M ması gerektiğini özellikle Amerikan kamuoy sine anlattılar ki iki yabancı bira imalatçısı nmlannı çektiler ülkeden. Çevreciler de petrol arama platformlannın Kuzey Denizi'nde doğurduğu dertleri anlatarak daha fazla petrol yatınmı yapılmasını önletmek üzere bu lobiye katıldılar. Endonezya'da RTZ-CRA ingiliz şirketi Irian Jaya bölgesinde, Bergama'daki teknolojiyle yani si- yanürle aynştırarak altın ve bakır çıkanyor. Ancak ye- rel halkın ve aktif çevrecilerin protestolan çok ciddi şe- kilde sürüyor. Şirketin geçen yılki kân dünyada ilk 50 firmanın içine girecek kadar büyük: 2.6 milyar dolar (300 trilyon liradan fazla). Bu şirket genel kurulunu Londra'datopladı. Ertesi günkü İngiliz gazeteleri pro- testocu kabile halklan hakkında resim ve haberierle doluydu. Hele o militan çevreciler Londra basınını fet- hettiler. Şirket işe devamı ciddi ciddi düşünüyor. Ün- lü Shell şirketi biryandan Kuzey Denizi canlılannın ba- şına belaettiği petrol platformlan. öte yandan da vah- şi Nijeryarejiminiyatınmlarıyla ayakta tuttuğu için ba- şı derdegirmişdurumda. Guyan'datıpkı Bergama'da- ki yöntemlerie altın çıkaran Cambi on and Star Res- source firmasının da başı dertte. Çünkü akarsulara ka- nşan siyanid ölümlere neden oldu. Şimdi mahkeme- de hesap soruluyor. Malezya'da yerii halk ünlü Isviçre firması Brovvn Bovveri'nin de içinde bulunduğu bir konsorsiyumca inşa edilmekte olan 5.5 milyar dolarlık bir baraja sal- dırdı. Çünkü bu baraj yüzünden Malezya için son de- rece önemli olan yağmur ormanlannda çok sayıda ağaç kesiliyordu. Uluslararası dayanışma burada da çalıştı. Batılı çevreci militanlar bu saldında yerii halkın İÇİnde eyleme katıldılar. Bu gibi tepkileri CUŞ önce önemsemedi. Ama ilk sonuçlar meydana çıkınca du- rumlan değişti. Onlan endişeye düşüren sonuçlar bir- biri ardına gelmeye başladı. Bazı ömekler verelim: Önce kendi personelinin meslek moralleri değişti. Ör- neğin Shell personeli platformun batınlmasına karşı çıktı. Sonra politik ilişkiler kötüleşti. Nelson Mande- la Shell firmasını Nijerya yatınmlan dolayısıyla açıkça suçladı. En kötüsü de yaptınm uygulamalannın baş- laması idi. Ömeğin Massachusetts eyaleti, Myanmar ile imzalanan iş sözleşmelerini bozdu. Yerii halklann CUŞ'a tepkileri yoğunlaşıpyaygınlaşıyor. Bir CUŞ için artık sadece hükümet izni yeterti olmuyor. Güneydo- ğu Asya'da kampanyalarda e-mail kullanılıyor. As- ya'da ve Latin Amerika'da kabileler arasındaki düş- manlıklar sona erdirildi. Hükümetlere ve CUŞ'a bas- kı yolunda güçler birieştirildi. Amazon kabileleri Ek- vator Yerii Milliyetler Konfederasyonu içinde birteşti- ler. Filipinler'de ise Kordillera HalklarCephesi, maden ve ormancılık şirketlerine karşı propagandaya girdi. Bunlara zengin yeşilci çevrelerden önemli destekçi- ler çıktı. Şimdi yeni taktikler de kullanılmaya başlan- dı. Bunlardan en önemlisi, yabancı firmanın, kendi ül- keşinin mahkemelerinin önüne götürülmesidir. Ömeğin Endonezya'daki İngiliz firmasının ortağı olan Freeport-Mc MoRan Amerika'da New Orteans kent mahkemesinde dava edilmiştir. Diğer bir taktik ise hissedariar arasında lobi yapmak. Ömeğin RTZ- CRA firmasının Madagaskar Adası'ndaki birolumsuz yatınmı bu yolla önlenmiştir. Çevre sorunu yöresel de- ğildir. Ömeğin Bergama'dakuruyan bir ağaç, bir Ame- rikalıya da zarar verir. Ya da Amerika'da zarartı gaz emisyonu birTürk'ün yaşam standardını etkiler. Çev- recilerin ya da çevresi bozulan yerel halklann asıl güç- leri de buradadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle