Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 MAYIS 1997 SALJ
12 KULTUR
Besteci, yorumcu, düzenlemeci Esin Engin için bugün tören düzenleniyor
Sazıyla her tiir müziğe verdiKûltür Servisi- Besteleri, tango-
lan, unutulmaz film müzikleri ve
şarkı sözleriyle gönûllerde taht kur-
muş bir sanatçıydı Esin Engin. 1993
yılından bu yana eşi Ferhan En-
gin'in çabalanyla ve akıllara dur-
gunluk veren bir moralle, yakalan-
dığı kan kanserine karşı mücadele
veriyordu. Son olarak îstanbul Şe-
hir Tiyatrolan Müzik Dırektörlü-
ğü'nü sürdüren 52 yaşındaki Engin,
önceki gün kansertedavisi sürmek-
te olan 1Ü Tıp Fakültesi Hastane-
si'nde yaşamını yitirdi. Esin En-
gin'in cenazesi bugün saat 11 .OO'de
Şehir Tiyatrolan Harbiye Sahne-
si'nde yapılacak törenden sonra
Teşvikiye Camii'nde kilınacak öğ-
le namazından sonra toprağa veri-
lecek.
'Müzisyenliği tavsiye
etmiyonım'
Hasta yatağında bile müzik ça-
lışmalanm sürdüren. hatta 'Tatiı
Betüş' ve 'Çalıkuşu" ıçin hastane-
de besteler yapan Engin, 1993 yı-
lında kendısine 'Avni DiUtgü' ödü-
lünü kazandıran 'tstanbuTun Göz-
leri Mahmur'' adlı oyunun müzik-
leri gibi birçok projeyi tedavisi sü-
rerken gerçekJeştirmişti. 1996 yilı
başlannda hastaneden taburcu olan
sanatçı, durumu yeniden kötüleşin-
ce tedaviye geri dönmüştü.
17 Mayıs 1945 yılında Sıvas'ta
doğan Engin, 5 yaşındayken müzik
eğitimine başlamıştı. Ortaokul yıl-
lannda beste çalışmalanna başlamış
ve henüz 14 yaşındayken yorumla-
dığı tangolarla tanınmıştı. Genç
yaşlarda tanıştığı müzik daha son-
raki yıllarda îstanbul Beledıye Kon-
servatuvan Şan Bölümü'ne girme-
sine neden olacaktı. Bunun yanm-
da 1Ü Gazetecilik Yüksek Oku-
lu'nda da eğitim aldı.
Profesyonel müzik yaşamı
1965 te 'Ferdi Özbeğen Orkestra-
sı'yla birlikte Çınar Oteli'nde baş-
ladı. Dans müziği ağırhkh bu ça-
lışmanın ardından. 1967-68 yılla-
nnda ilk plaklan ve film müzikle-
riyle dinleyiciyle buluştu. Adı tan-
golarla bütünleşen Engin, bu türü
modern bir anlayışla yeniden yo-
rumlamış ve dinleyenlerin gönlün-
de taht kurmuştu. Aslında en büyük
tutkusu halka daha önce yapılma-
mış bir şeyler sunabilmekti. Bu dü-
şünceden yola çıkarak kendisine
sonraki yıllarda bir 'Altm Plak' ka-
'sin Engin bugün Şehir Tiyatrolan'nda
yapılacak törenden sonra Teşvikiye Camii'nde
kılınacak öğle namazının ardmdan Zincirlikuyu
Mezarlığf nda toprağa verilecek. Tangolan modernize
ederek günümüze taşıyan, tekrar canlandırarak
gençlere sevdiren Engin; besteleri, tangolan,
unutulmaz film, oyun müzikleri ve şarkı sözleriyle 30
yılı aşan müzik yaşamına birçok çalışma sığdırmıştı.
zandıracak olan oyun havalan ça-
lışmalanna başladı. Bu tarzda yo-
rumladığı seçkin parçalan. Alman-
Ingiliz ortak kuruluşu ARC tarafin-
dan CD haline getirilmişti: 'Bestof
Belly Dans Voll've'Vol2'.
Türkiye'de hemen hemen tüm
sanatçılarla çalıştığını söylerdi En-
gin. Zerrin Ozer'in bir dönem dil-
lerden düşmeyen 'Gönül' adlı par-
çası, onun titiz bir çalışmayla Gen-
cebay'ın şarkılan arasından çıkanp
yeniden düzenlediği bir eserdi.
Kurucu üyesi olduğu MESAM
bünyesinde, telif haklan konusun-
da mücadele verdi. O yıllarda Dün-
ya Buz Pateni Şampiyonasf nda
Rusekip onun ezgileriyle gösteri ya-
pınca, bunca mücadele verdiği ko-
nuda uluslararası alanda mağdur
konuma düştüğünü düşündü önce.
Ancak beste Esin Engin adıyla
anons edilince onurlandı.
Esin Engin, Orkestrası'yla birlik-
te yaptığı çalışmalardan sonra,
1984'te Gencay Gürûn'le birlikte
Şehir Tiyatrolan'nın kadrolu sa-
natçısı oldu. tstanbul Şehir Tiyat-
rolan 'nda Müzik Direktörlüğü gö-
revinı sürdüriirken birçok oyunun
müziklerini besteledi. Son olarak
'Maviydi Bisiklethn' adlı oyunun
müziğıni yapan Engin'in öteki oyun
müzikleri arasında 'DeB Eder tnsa-
nı Bu Dûnya', 'tstanbul'un Gözte-
ri Mahmur', 'Fermanh Defi Hazret-
lerî, AfleŞerefT, Gazrteciden Dost',
'Mikadonun Çöpleri' sayılabılir.
30 yılı aşan müzik yaşamında,
1970'ten sonra 'hertür müziği' ya-
pan, sayısız beste ve düzenlemeye
imza atan sanatçımn, 20'den fazla
LP, 30'dan fazla 45 'lik ve 15 CD'si
bulunuyor.
Sürekli calıştığı Esin Engin Or-
kestrası'nı bir stüdyo orkestrası ola-
rak Türkiye'nin en iyi müzisyenle-
rinden oluşturmuştu. Yaptığı her
işte akustik saz kullanan Engin, bü-
tün dünyada olduğu gibi altyapıda
bilgisayar kullanmaya zorunlu ol-
duklannı da vurguluyordu.
Yıllardır müzikle iç içe olan Esin
Engin, ülkemizin koşullannda hep
plakçılann kazandığından yaktnarak
müzikçilerin ancak ufak telifler ala-
bildiğini belirtmiş ve "Tavsiye et-
miyorum profesyonel müzisyenliği
knineye. Futbolcu otsunlar da mü-
zisyen pek ohnasmlar. Geçinemez
kûnse sadece •nüzüde" demişti.
zın
Tülometre
taşlarındandı
CUMHUR CANBAZOĞLU
Törk pop müzik tarihine herkes kannca karannca bir
şeyler katmış. yeni sayfalar acmış, besteleri ve yoru-
muyla kalıcı işler bırakmıştır. Ancak bir de ekol olmuş,
yaprtklan kilometretaşı işler diye nitelenmişler vardır.
Esin Engin de az üyeli bu listertin önemli isimlerinden
biridir.
1970'li yıllarda o meşhur orkestrasryla oyun hava-
lannı, halk müziğimizi, tangolan modemleştirerek
kentleşen Türkiye'nin ritmini yakalamayı başarmış,
bununla da yetinraeyerek geleneksel müziğimizi evren-
seie taşıma yolunda deneylere girişen llhan İrem gibi
isimierin yanında yer almıştır. Kendi sesiyle yorumla-
dıgı tangolarla, yeni yeni yeşeren Türk pop müziğine
yön veren yanşmalardaki rolüyle, özellikle düzenleme-
leriyle unutulmazlar arasına ginniştir Engin.
1970-80'li yıllann en favori turistik armaganlann-
dan biridir Esin Engin'inyapıt-
lan. Çalışmalannın yurtdışın-
da ne kadar ilgi gördüğü Ulus-
lararası Buz Dansı yanşmala-
nnda Rus sporcular tarafından
kullanılan ezgileriyle bir kez
daha kanıtlanmıştır. Arabeskin
hükümranhğı olabildiğince sü-
rerken parçalan TRT'den de
büyük kabul görmüş, adetabaş-
h başına bir tür olarak müzik li-
teratürüne geçmiş 'TRT ara
müzikleri'nin vazgecilmez kaynağı haline gelmiştir.
Esin Engin'in engin yaratıcıhğından televizyon, sine-
ma ve tiyatro da paymı almışnr. Son derece mütevazı
ücretler karşılığı yazdığı yüzlerce kompozisyonuyla
başlıbaşına bir ekoldür bu sektörde...
Son olarak 1995'teiçinde'Çakkuşu\'HayaJlerimAş-
knn ve Sen', 'Tarh Betüş', 'İki Kadm'. 'Behiye' gibi ya-
pıtlanna yer verdiği *Esm Engin Fıhn Müzikleri VoU'
adlı albümü yayımlayan besteci, hastalığırun izin ver-
diği ölçüde bu serinin ikinci albümünü hazırhyordu,
ama yetiştiremedi. Yaptığımız son söyleşide projeleri-
ni ve piyasaya bakışını anlatmış, genç popçulan ince
ince eleştirmişti: "Bu daha birinci kaset Elimde mal-
zeme bol, gelecek yıl ikinci kaseti yapabüirim. Ancak
tedavim sûrüyor, fada yorubnamatn gerekiyor. Şehir
Tîyatrolan'na müzikal vapıyorum. Besteyie uğraşacak
fazla vaktim yok. Bir de yeni tarzlan sevmiyonım. Bir
tspanyol modasKÜr gka\ or. Bizinı şarkıcüann kaçmm
soyunda tspanyoBok var, merak edjyonım."
3. Sanatçılar Kurultayı, 6-8 mayıs tarihleri arasında Akatlar Kültür Merkezi'nde toplanıyor
Sanatçı örgütleri 'telifhakları'nı tarüşacak
•Ulusal Sanat Kurulu ve Özerk Sanat Konseyi Girişim Kurulu,
kurultayda sorunlara örgütlü çözümler bulacak. Tamer Levent,
Türkiye Sanat Kurumu'nun kurulması gerektiğini vurgularken
Hüsamettin Koçan kurultayın siyasi iktidarlara 'Elinizi
üstümüzden çekin' mesajmı verdiğine dikkat çekti.
Kültür Servisi - 'Sanatçı hakkı" konu-
lu '3. Sanatçılar Kurulta>ı'. 6-8 mayıs ta-
rihleri arasında 52 sanatçı örgütünün ka-
tılımıyla İstanbul Beşiktaş Akatlar Kül-
tür Merkezi'nde gerçekleştirilecek.
1995 ve 1996'da düzerüenen kurul-
taylarda oluşturulan 'l lusal Sanat Ku-
rulu' ve 'Ozerk Sanat Konseyi Girişim
Kurulu', 3. Sanatçılar Kunıltayf nda sa-
nat alamnın ve sanatçılann sorunlanna
örgütlü çözümler bulmayı amaçlıyor.
Ulusal Sanat Kurulu adına genel başkan
Şükran Kurdakul. ikinci başkan Hüsa-
mettin Kocaa genel sekreter AhmetGül-
han, Özerk Sanat Konseyi Girişim Ku-
rulu adına genel başkan Tamer Levent
ve genel sekreter Öner Yağcı tarafindan
hazırlanan bildiride 'Türldye Sanat Ku-
rumu'nun kurulması gerektiğine dikkat
çekildi. Dün düzenlenen basın toplantı-
sında Tamer Levent tarafindan okunan
bildiride 1982 Anayasası'nın 64. mad-
desinde yer alan "devlet sanan ve sanat-
çryı korur,sanaün yaygmlaşmasun ve se-
vilmesini sağlar'' ifadesınde sanat ve sa-
natçı tanımlannın yetersiz olarak tanım-
landığı belırtıldi "tştebukargaşanede-
niyledevlet mekanizmasına hükümet et-
me hakkını kazanan kurulda göre>1i bir
kültür bakanuzaman zaman anayasanm
64. maddesini rahathkla çiğneyebilmek-
te, sanat üreticilerini aşağdayabilmekte,
sanat alanlannın gelişmesine tamamen
zıt uygulama ve vaptınmlan kendi key-
fince dayatabilmektedir" ıfadesının yer
aldığı bildiride anayasanm 64. madde-
sinin, nasıl yürütüleceği ve uygulanaca-
ğı kesin olmayan 'beyaz bir madde' ol-
maktan kurtarmak için Türkiye Sanat
Kurumu'nun kurulması gerektiği vur-
gulandı. Sanatta yaratıcılık, sanatçımn
üretme özgürlüğü, alanlanrun gelişme-
si için prpjelerin üretilmesi, eğitim, bi-
ltrn ile etkileşim içerisinde oluşması için
bu oluşumun yaşamsal olduğu belirtil-
di.
52 örgütûn delegeleri
Bugün Akatlar Kültür Merkezi'nde
başlayacak olan 3. Sanatçılar Kurulta-
yı'nda 52 sanat ve sanatçı örgütünden ge-
len delegeler 'Tetif Haklan' 'Örgütfen-
me Ozgürlüğü' ve '21. Yüzyıla Doğru
Eylem Planı' konulannda atölye çalışma-
Darphane sergileri yeniden açüıyorKültür Servisi - Türkiye Ekonomik ve
Toplumsal Tarih Vakfl'mn HABITAT
kapsamında düzenledigi, Türkiye'de ve
uluslararası kamuoyunda yoğun ilgi
toplayan ve 1996'nın ilk dört ayında 50
bin kişinin gezdiği, 'Dünya Kenti
İstanbul', 'Anadolu'da Konut ve
Yerleşme', 'Darphane'den İstanbul
Müzesi'ne' sergileri yeniden izleyiciyle
buluşuyor. Geçen yıl okullann açık
olmadığı döneme denk gelmesi
nedeniyle öğrencilerin katılımının az
yaşandığı sergilere bu yıl, genç kesimin
yoğun ilgi göstermesi bekleniyor.
Serginin açık kalacağı altı ay süresince
cuma günleri, öğrenci ve öğretim
görevlileri sergiyi ücretsiz
gezebilecekler. Geçen cumartesi günü
çeşitli sanatçı ve Istanbulseverlerin
katıldığı bir şenlikle açılışı yapılan
Darphane'de sergiler dışında, mayıs ayı
boyunca çeşitli kültür ve sanat
etkinlikleri de yer alacak. 10 mayıs
tarihinde 'Şenova Ülker Big Bang Caz
Orkestrası' konseriyle başlayacak olan
etkinlikler arasında, tFSAK'ın
'Kapadokya' başlıklı saydam gösterisi
(11 Mayıs), 'Müjdat Gezen Sanat
Merkezi OjTinculan'nın sahneleyeceği
•Şeksi Oyun' (14 Mayıs), İTÜ
O>Tinculan"nın sahneleyecekleri 'Getto'
(16. 17,18 mayıs), Nevzat Çakır'ın
'İstanbul'da Bir Gün' başlıklı saydam
göstensı (17 mayıs), Deniz Magazin
Dergisi 'Su Alünda Yaşam' saydam
gösterisi (18 mayıs), 'Espri Sanatlan
Enstirüsü'nün 'Tükürür Kaçanm' adlı
oyunu (21 mayıs), 'İÜ Devlet Korosu Pöp
Orkestrası' konseri (22 mayıs), 'İTÜ
Sergiler bu kez ahı av süresince açık kalacak. (Fotoğraf: KUBlLAY TÜNTÜL)
Güzel Sanatlar Oyunculan'ndan 'Aşk
Mitoslan' adlı oyun (23 mayıs), Hilmi
Yavuz, Dcmirtaş Ceyhun, Hakan Mask'ın
konuşmacı olarak katılacaklan 'Baylan
Pastanesi' başlıklı sözlü tarih söyleşisi
(24 mayıs). Salime Yümaz'ın 'Renklerdi
Yaşam' saydam gösterisi ve 'Dersaadet
Oda Müziği Topluluğu' konseri (25
mayıs), 'BL Türk Müziği Mübü
Topluluğu' nun konseri (28 mayıs) ve
'Erensya Seferadi' konseri (31 mayıs)
yer alıyor. Darphane'nin açıhşında,
Anadolu'da Konut ve Yerleşme sergisi
koordinatörü Yıkiız Sey, Tarih Vakfı
Genel Sekreteri Orhan Silier ve Dünya
Kenti İstanbul Sergisi Koordinatörü Prof.
Dr. Afife Batur basına bir açıklama
yapnlar. Orhan Silier. Darphane'nin bir
kültürel mücadelenin simgesi haline
geldiğini belirttiği konuşmasmda,
devletin HABITAT'ta görev alan
kunüuşlara olan borcunu halen
ödemediğini ve Tarih Vakfi'na da halen
2.5 milyar TL borçlu olduğunu ifade etti.
Darphane'yi lstanbullulann tarihle
buluşabildikleri bir kültür merkezi haline
getirmeyi amaçladıklannı söyleyen
Silier, H ABİTAT boyunca yapılan
çahşmalann, paranın ve sponsorluğun
yerini insan emeğine bırakmasına örnek
oluşturduğunu belirtti. Silier,
"Toplumun. eroin \e silah saOcılanna,
rant sahipierine hoşgörü gösterirken
kültür ve sanata karşı cimri davranması,
Türkiye'nin dünya bilim ve sanatına
katabilecekteri önünde engel
oluştunıyor" şeklmde konuştu. Tarihi
Darphane binasının bahçesinde yapılan
toplanüda, Yıldız Sey ve Prof. Dr. Afife
Batur ise sergilerin amaçlan konusunda
bilgi verdiler. Batur, sergilerde
İstanbul'da yaşanan her döneme objektif
ve dengeli bir yer ayırmaya çalıştıklannı
belirtırken 'tstanbul Sergisi'nin. ileri
teknolojiyle hazırlanan ilk büyük
kapsamlı sergi oluşu ve bir 'obje
sergisi'nden çok bir 'bilgi sergisi'
oluşunun önemini vurguladı. Yıldız Sey
ise serginin beklenenden çok daha
kapsamlı olduğunu ve böyle bir işi
başarmış olduklanndan ötürü gurur
duydukJanru açıkladı.Bu yıl öğrenci
katıhmı için sergiyi mayıs ayında
başlattıklannı söyledi. Geçen yıl
HABITAT kapsamında Tarih Vakfı
tarafindan gerçekleştirilen Darphane
projesi, vakfı 7 milyar TL zarara
uğratmıştı. Hazine'ye ait olan Darphane
binasının 49 yıllık işletmesini üstlenen
Tarih Vakfi'nm çalışmalanna başladığı
'tstanbul müzesi' projesi ise artması
beklenen 12 bin imza ve 2570 aktif
kahlımcının desteği sayesinde tüm
hızıyla sürüyor. Projeye Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel de destek veriyor.
Darphane'deki kültür etkinlikleri
İstanbul'da düzenlenen festivaller ve
İstanbul Bienali sırasında da geçen
yıldan daha kapsamlı olarak sürecek.
lan yapacaklar ve raporlannı hazırlaya-
caklar. Kurultayın resmi açılışının yapı-
lacağı 7 mayıs çarşamba günü sabah otu-
rumunda Ulusal Sanat Kurulu Genel
Başkanı Şükran Kurdakul ile Özerk Sa-
nat Konseyi Girişim Kurulu Genel Baş-
kanı Tamer Levent birer konuşma yapa-
caklar.
Öğleden sonraki oturumunda ise te-
lif haklan' konusu ele ahnacak. Av. Fik-
ret tDdz ve Alpay Kabacah'nın katılacak-
lan oturumda konu. sanat ve sanatçı ör-
gütleri delegelerinin tartışmasına açıla-
cak. Kurultayın son günü olan 8 mayıs
perşembe günü sabah oturumda 'örgüt-
lenme özgürlüğü' konusunda sanat alan-
lannın raporlan okunacak ve son biçi-
mi verilen 'Türkiye Sanat
Kurumu Yasa Tasansı'
ile 'federatiförgütlenme'
konulan uzman konuk-
lar Prof. Dr. Semih Ge-
mahnayve Av. Erghl Cİri-
men'in görüşleriyle bir-
likte delegelerce taruşüa-
cak. Öğleden sonraki otu-
rumda ise '21. Yüzyıla
Doğru Eylem Planı' baş-
lığı altında alan raporla-
nnın tartışılması ve oluş-
turulan taslak programla-
nn yaşama geçirilmesi
için gereken oluşumlann
sağlanması karan ahna-
cak.
Hayata akan sis-
tem
Kurultaya ilişkin bilgi
veren Ulusal Sanat Kuru-
lu İkinci Başkanı Hüsa-
mettin Koçan, 3. Sanat-
çılar Kurultayı 'nı sivil
toplumun örgütlenerek
haklanna sahip çıkması
olarak değerlendirdi. Ku-
rultayın demokratikleş-
me sürecine katkıda bu-
lunacağmı belirten Ko-
çan, sanatçı örgütlerinin
bir bütün halinde hareket
etmesinin önemine de-
ğindi. Kurultayın siyasi
iktidarlara "Elinizi üze-
rimizden çekin'' mesajı-
nı verdiğine dikkat çeken
Koçan, sanatın insanla ve
yaşamla buluşmasım en-
gelleyen sistem yerine;
demokratik, katıhmcı ve
sanatın hayata aktığı bir
sistemin adımlannın atıl-
dığını söyledi.
\AZIODASI
SELİM tLERİ
Sanat Düşmanlığı
KrtapTırtıh'nı yazmak için Ölmüş BirKadınm Ev-
rakı Metrukesi'vA okuyordum. Güzide Sabri'nin ba-
zı satırtan alıp beni nerelere götürdü...
...Okulda, evde hemen hep 'giziigizli' roman oku-
duğumu hatırladım. Aka Gündüz'ün BirŞoförün
Gizli Defteri'nl Tarih kitabımızın ıçıne sığdırarak oku-
maya çalışmıştım. Oysa kalın, ciltli bir kitaptı.
Annemin misafir günüydü. Babamın çalışma
odasında okuyordum. Yakalanmıştım. O beylik
söz: "Bu saçma sapan romanlan okuyacağına iki
satırda ders kitabından oku!"
Üstelik edebiyatı az çok seven kişilerdi büyük-
lerim.
Bir roman düşmanlığı hep yaşanmış olmalı. Öl-
müş Bir Kadının Evrakı Metrukesi 1900'lü yıllann
başlangıcında yazılmış; ilk basımı 1905'te. Güzi-
de Sabri, kendisine ün, pek çok okur kazandıran
bu romanının başlangıcında şunlan yazıyon
"Fikret'/n roman okuduğuna pek nadir olarak
tesadûfederdim. Gddi eserierokumaken tatiı meş-
guliyetiidi. Hayalle vaktiniziyan etmekten hoşlan-
mazdı."
Fikret romanın baş kişisıdir. Az sonra, ancak ro-
manlarda yaşanabilecek bir karasevdaya tutula-
cak, hayatı sönüp gidecek. Acaba o karasevda-
ya yakalanması, geçmişte roman okumamasından
mı? Olamaz mı, kimbilir...
Sonra bir romancının "roman "ı çekiştirmesi, ro-
man için "hayalle vaktin ziyan olması" yorumunu
getirmesi çok şaşırtıcı değil mi?
Ingıliz edebiyatının geçen yüzyılda yaşamış bü-
yük aşk romanı yazarlannı hatırlayalım: Her biri ede-
biyatı, hele romanlan savunmuş, benimsemiş, ye-
ri geldiğinde göklere çıkarmıştır..
Neyse, Güzide Sabri seksen dokuzuncu sayfa-
da tutum değiştiriyor. Fikret'i roman okumadığı,
ciddi eserlerle -Neyseler artık!- meşgul olduğu
için övdükten sonra, bu kez, Fikret'in âşık olduğu
Nejat'ı eşi Mediha'ya şöyle anlattınyor:
"Ben Nejat 'ın sevdiği şeylehn pek çoğunu sev-
mem. Bu, aşkı zarahandırmaz. Meselâ en birinci,
ben, erken uyumayı severim. O, bilâkis geç ya-
tar. Hiçbir surette onu beklemem. Sonra o, roman
okur ve her suretle okumayı sever. Ben katiyen
bundan hoşlanmam."
Güzide Sabri, okumak sanatından nasibini ala-
mamış Mediha'yı roman boyunca -satır arası- hor
görecektir. Evet, bu ne perhiz bu ne lahanaturşu-
su! Ama Güzide Sabri tekil örnek değildir.
Belki de "toplum'un sesini yankımaktadır Ro-
man, şiir, öykü, kitap düşmanlığı toplumda çok es-
kilerden beri hüküm sürmüştür. Fazla okumanın
deliliğe yol açabileceğine inanılmıştır. Suttan Ha-
mid de aşk romanlannın Müslüman Türk kadını-
nı "kötü yol"a düşüreceğini sanırmış.
Haydi, II. Abdülhamid'in bu konularda biigisi
kıttı, diyelim; koskoca, o kadar çok sevdiğim, oku-
mayadoyamadığım Abdülhak Şinasi Hisar, "si-
nema sanatı"na düşmandır. Evlenip çoluk çocu-
ğa kanşmadığına sevinirmiş; oğlunun "komûnist",
kızının "sinema artisti" olacağından korkanmış.
Abdülhak Şinasi şu söyleşilerinde belki şaka
ediyordu. Ne var ki yazısında "sinema sanaft'ndan
hiç mi hiç hoşlanmadığı, bu sanatı sanattan say-
madığı açıkça duyumsanıyor.
Bizde bir de sanatlar arası "üstünlük" yelpaze-
si vardır. Sözgelimi "tiyatro " sinemadan üstün tu-
tulur. Ikisinin apayn ve birbirini besleyen sanatlar
olduğu birtürlü algılanmaz.
Tiyatro üstün sanattır ama, tiyatro oyuncusuna
yıllar yılı ve biraz da yadırgayarak bakılmıştır. Ço-
cukluğumda tiyatrocu olmak istediğimi mi söyle-
miştim, ne olduysa, dedemden okkalı azar işitmiş-
tim.
Bugün o eski hastalığın onmuş olmasını dilerim.
Eğitim daha baştan "sanat"a düşman: Okulla-
nmızda "resim" dersi var; en yeteneksiz öğrenci-
ye ille "natürmort" yaptınlır, ama resim sanatını sev-
direbilmenin, bir resimden tat almanın yordamla-
n asla gereksinilmez.
Ya müzik?! Müzik başlı başına bir "ideoloji so-
runu"olmuştur. Nasıl olmuştur, neden olmuştur, pek
üzerinde durulmamış. Müziğin alaturkası horlan-
mış, gelgelelim, alafrangası da dinlenmemiştir.
Peyami Safa, Fatih-Harbiye'de alaturkayı se-
venlerin, yalnız onların "masum", "namuslu" in-
sanlar olabileceklerini soylemeyi getiriyordu. Bu
haliyle, o güzelim romanını zedelediğini fari< ede-
memişti.
Müziğin ideolojik simgeye dönüştürülmesi ka-
dar gülünç ne olabilir? Alafrangacıların baskısı
karşısında Nahid Sım Örik şunlan yazmaktan
kendini alamamış: "Bu vaziyette alaturka musiki
adeta meyhaneye sığınmış, yaşayabilmekiçin (...)
kavgadan ve kahkahadan perva etmeyen sarhoş-
lann himayesine dehalet mecburiyetinde kalmış-
tır." Yıl 1947.
Elli yıl sonra da sanat düşmanlığımızda değişen
pek bir şey yok.
Takvimde İz Bırakan:
"Köşe başını tutan leylâk kokusu I Yakamı bı-
rak da gideyim' Oktay Rıfat, Perçemlı Sokak, Ye-
ditepe Yayınları, 1956.
Fairplay Karikatür Yarışması
• Kültür Servisi-Türkı\e Milli Olimpiyat
Komitesi Fairplay Konseyi 2. Ulusal Karikatür
yanşmasını düzenliyor. Geçen yıl ilki düzenlenen
yanşmaya bu yıl ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite
öğrencileri de katılabilecek. Yanşmaya daha önce
yayınlanmış karikatürler katılabilir ancak bu
yapıtlann daha önce herhangi bir ödül almamış
olması gerekiyor. Her türlü çizim tekniğinin serbest
olduğu yanşmada karikatürler renkli ya da siyah
beyaz olabilir. Katılımcılann 25X35 cm
boyutlanndaki en fazla üç çalışmalannı 12 mayıs
tanhine dek 2. Ulusal Fair Play Karikatür Yanşması
Türkiye Millı Olimpiyat Komitesi, Fair Play
Konseyi Başkanlığı Olimpiyat Evi 4. lasım sonu
Ataköy tstanbul adresine göndermeleri gerekiyor.
(560 07 07)
Şişli Atölyesi ve Vıyana sergisi
• Kültür Servisi - Şişli Belediyesi Askeri Müze'de
Türk Resim Sanatı'nda Şişli Atölyesi ve Viyana
Sergisı'ni düzenliyor. 1917 yılında Enver Paşa'nın
direkrifiyle savaşa moral, destek vermek amacıyla
kurulan Şişli Atölyesi Türk resim tarihinde önemli
bir dönüm noktası oluşturur. Bir yıl boyunca yoğun
üretim içinde bulunan atölyede üretilen resimler
1918 yılında Viyana'da sergilenmiş. Şişli Belediyesi
ve RHM derneğinin ortak çalışmalanyla bugüne
kadar gözardı edilmiş bu konu gündeme
getirilmiştir. 6-15 mayıs tarihleri arasında
gerçekleştirilecek olan sergi, pazar hariç her gün
9.00-18.00 saatlen arasında eezilebilir.