Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 NAY1S 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Filistin Demokrasi ve Seçim Merkezi'ni yöneten Lucy Nusseibah, Filistin'deki gelişmeleri değerlendirdi:
Lıtifada Filisthı kadmma güç verdi• lıtifada geleneksel aile yapısı
üzeinde etkili oldu. Intifada'nın
ilk ki yılında çok sayıda erkek
tutüdandğı için kadınlar zorunlu
olaıak aile yönetiminde çok daha
fazla söz sahibi oldular;
erkeklerir yokluğunda ailelerini
yöıetip yönlendirmek zorunda
kalcılar.
LEYLA TAVŞANOĞLU
Fustın'ds son yıllarda, demokrasi,
saldrmazlu ve düzgün seçimler konu-
sunca düşihce oluşturma, strateji belir-
leme amacıyla gruplar çalışmalar yapı-
yor. Bu gruplardan birisinin başında da
bir kadın var. Bu kadın lngiltere doğum-
lu, Fılistinlı önemli bir toprak ağası ve
Bir Zeyt Ünıversitesi Rektörü Prof. Nus-
sdbıh'la evli olan Lucy Nusseibah. Lucy
Nusseibah Oxford mezunu. Bir Zeyt
Üniversitesı'nde birkaç yıl ders verdik-
ten sonra şımdi Filistin Demokrasi ve
Secim Meıiezi'yle Filistin Saldırmazlık
Araştırmalan Merkezi'ni yönetiyor.
Lucj Nusseibah, geçen hafta sonunda
Istanbul'daydı. İ.U. Kadın Sorunlan
Araştırma ve Uygulama Merkezı, Ka-
dın Araştırmalan Derneği ve BM Eko-
nomık Sosyal Kültürel Örgütü'nün
(TJNESCO) ortaklaşa düzenlediklen
"Akdenizii Kadınlar ve DemokrasT ko-
nulukonferansa konuşmacı olarak katıl-
dı. Fılistin'deki gelişmeler ve bu geliş-
melerin kadınlann üzerindekı etkileri
konusunda anlattıklan çok ılginçti. Lucy
Nusseibah 'la bu çerçevede bir konuşma
yaptık. Konuşmamız sorulu yanıtlı şöy-
le gelişti:
- tntifada'nın Filistinli kadın üzerinde-
ki etkisi ne oldu?
NUSSEİBAH - Intıfada başlangıçta
gerek Filıstinli kadın üzerinde gerekse
de bütün toplumda çok etkili oldu. Top-
lumu bir sel gibi sürükledi. Yirmı yıl sü-
reyle Filistinli neredeyse Israıl sistemı
altında yaşamayı kabullenmek zorunda
kalmışken birden kendini tam anlamıy-
la bir özgürlük ortamı içinde buldu.
Başlangıçta şıddet içermeyen. amacı
Israillilerden kurtulmak olan bir hare-
ketti. Bu kadınlan da çok ilgilendirdi.
Filistinli kadınlar kalabalık gruplar ha-
linde sokakJarda gösteriler yaptılar. Za-
ten hatırlayacaksınız, tntifada'da ilk öl-
dürülen bir kız öğrenciydi.
Intifada geleneksel aile yapısı üzerin-
de de-etkili oldu. Întifada'nın ilk iki yı-
lında çok sayıda erkek tutuklandığı için
kadınlar zorunlu olarak aile yönetimin-
de çok daha fazla söz sahibi oldular; er-
keklenn yokluğunda ailelerini yönetip
yönlendirmek zorunda kaldılar. Böyle-
ce Intifada kadınlara, o zamana kadar
sahip ohnadıklan bir güç verdi.
Ama ne yazık ki tntifada'nın toplum-
da yarattığı birlik hareketı uzun sürme-
di. Israil de araya işbirlikçiler sokarak
bu birliğin daha fazla bozulması için
elinden geleni yaptı. întifada'nın başla-
masmdan önce unutulan eski düşmanhk-
lar, kabileler arası kan davalan yeniden
su yüzüne çıktı.
- Peki bu arada tsrafl'in, radikal Müs-
lürruuı Hamas örgütünün geöşmesi ûze-
rindeki roiü neydi?
NUSSEİBAH - Israilliler Hamas örgü-
tünün gelişmesini cesaretlendirdiler. Bu-
nun da nedeni o dönemde Filistin Kur-
tuluş Örgütü'nün (FKÖ) ve daha sonra
lsrailliler tarafmdan öldürülen örgütün
beyni Abu Cihad'ın son derece güçlü ol-
masıydı. FKÖ'ye karşı başka bir örgüt
çıkarmak zorundaydılar.
Hamas çok güçlü
- Hamas, FîKstinli kadınlan nasd etki-
ledi?
NUSSEİBAH - Hamas'ın başlıca he-
defi aile ve aile içindeki geleneklerin
kullanılmasıydı. Intifada'yla kısa bir sü-
re özgürlük hareketi yaşayan Filistinli
kadın birden kendini yeniden ikinci pla-
na itilmiş buldu. Hatta öyle bir dönem ol-
du ki Filistinli kadın başını örtmeden so-
kağa çıkamaz oldu.
- Bugûn dunım nasd?
NUSSEİBAH-Eskisi gibi değil. Filis-
tinli kadın sokaga çıkarken genellikle
başını örtme zorunluluğu duymuyor A-
ma daha önceki gelişmeler kadınlan et-
kilediği için bugûn pek çok kadın başı-
nı örterek sokağa çıkmaya alıştı.
- Hamas'ın Filistin'deki gücü nedir?
NUSSEİBAH - Çok güçlü. Bir kere
Hamas'tan pek çok kız üniversiteye gi-
diyor. Üstelik geçen yılki üniversite yö-
netim kurullan seçimlenni Hamas ka-
zandı. Hem kadınlar hem de erkekler
arasında güçlü olduğunu söyleyebilirim.
Burada çok ilginç bir nokta var. Pek
çok Filistinli genç kız Hamas'ta çalışa-
rak sankı kendi kişiliklenni buluyorlar.
Ciddi bir gerilim var
- Peki, Hamas'm Filistin'deşiddete baş-
vurduğu oluyor mu?
NUSSEİBAH - Hamas'ın askeri ka-
nadı Filistin'de hemen hemen yok gibi.
Hamas'm 1996 şubat ve martındaki
bombalama olaylanndan sonra bizim
rnerkez bu konuda bir çalışma yaptı.
Bundan da şu ortaya çıktı: Hamas üye-
leri dahil, halkın büyük çoğunluğu şid-
det hareketlerine karşıydı. Bunun ahla-
ki ve siyasi açıdan yanlış olduğunu dü-
şünüyorlardı. Dolayısıyla da şiddet halk
arasında hıçbir destek bulmadı.
- Ortadoğu'da ve bütün dünyada git-
tikçe artan bir tslam köktendinci hare-
keti var. Fflistinü laik kadınlar buna kar-
şı neyapıyor?
NUSSEİBAH - Sanıyorum onlar bu-
nunla mücadele etmek yerine kadınlann
Nusseibah, "Filistinli bir kadın siyasette çok ön piana çıkarsa başma ne geJeceğini hiç kimse büemez" şekhnde konuşuyor.
kendı haklanna sahip çıkmalan konu-
sunda çalışıyorlar Kadın doğal olarak
kendi haklannın ve demokratik bir top-
lumun ne anlama geldiğinin bilincine
vardığı anda doğru yolu bulacaktır. Öte
yandan da Müslüman kadınlarla bir ça-
tışmaya gırmek istemiyorlar. Zaten cid-
di bir genlım yaşanıyor. Bunu daha kö-
tü hale getirmek istemiyorlar. Daha çok
demokratik ve sıvıl bir toplum bilinci
için çalışıyorlar.
Karşı tarafı köşeye sıkıştırmak yerine
onlan bilınçlendirerek kazanmaya çalı-
şıyorlar. Bence soruna en doğru yakla-
şım da bu. Üstelik biliyorsunuz, insan-
lar, kötüleşen koşullarda yaşamaya baş-
ladıklan zaman umutlannı kendilerini
dine vermekte buluyorlar.
- Bölgede kabcı bir banşın sağjanma-
sı için tsraiDi ve Filistinli kadınlar bir ara-
ya gefip ortak bir çahşma yapryoriar mı?
NUSSEİBAH - Israil'de Jerusalem
Link (Kudüs Bağlantısı) adlı bir kadın
örgütüyle Filistinli bir kadın örgütü bu
konuda çalışıyor.
Ama bence iki taraf arasında pek çok
görüş farklılıklan ve pek çok eşitsizlik
bulunduğu zaman bu tür çalışmalar çok
zor oluyor. Pek çok Israil örgütü Filistin
örgütlerine yanaşarak sivil toplum kuru-
luşlan olarak çalışmak istiyorlar. Ama iş
o kadar basit değil. Çünkü lsrailliler çok-
lukla eldeki projenin kendilerinın hâki-
miyeti altında olduğu sanısı içindeler.
Bu yaklaşımlannı da değiştirmiyorlar.
Bir dönem ben Israil'de 100 binin üze-
rinde üyesi olan "Na'mat" adlı kadın ör-
gütüyle bir proje üzerinde çalıştım. Ama
bu çalışmadan hiçbir sonuç alınamadı.
Çünkü bütün siyasi düzen değişince pro-
je de suya düştü.
Ortak projeler sonuçsuz
Kısa süreli projeler ve kısa süreli di-
yaloglardan sonuç alınamıyor. Ama ör-
neğin okullarda birkaç yıl süreli "cinsi-
yet biHnci'" eğitimi verildiği zaman bu
daha ıyi sonuç verebiliyor. Sözünü etti-
ğim kısa süreli projeler ve diyaloglarda
birden sorunun olumsuz yönü ortaya çı-
kabiliyor ve düşmanlık duygulan yeni-
den güçlenebiliyor. Bana sorarsanız, ls-
railliler ve Fılistinliler arasında ortak
projeler yüriitmek sanıldığından çok da-
ha zor.
İki taraf arasında okullarda banş eği-
timi yapılmasını öngören bir proje var-
dı. Ama bu da ınanılmaz güçlüklerle kar-
şılaştı. Bence bu durumlarda insanlar ay-
n ayn daha iyi çalışıyorlar. Ortak proje-
lerden bir sonuç çıkmıyor.
- FHistinli kadının politikadaki yeri ne-
dir?
NUSSEİBAH - Açıkça söylemek ge-
rekirse Filistinli bir kadın siyasette çok
ön plana çıkarsa başına ne geleceğini hiç
kimse bilemez. Çoklukla politikaya atı-
lan genç kızlar evlilik şanslannı kaybe-
debilirler. Filistinli kadının, geleneksel
davranışlar ve değerler nedeniyle politi-
kaya atılması çok zor oluyor.
Cumhuriyet, Beykoz'daki 'İsmail Ağa Tekkesi' konusunda yetkilileri uyarmıştı
4
KüDiye' iıışaatıııa Refah desteği
Istanbul Haber Servisi -
Nakşibendi tankatına bağlı
"İsmail Ağa Tekkesi"nin,
Beykoz Çavuşbaşı Beldesi
Çengeldere Köyü'nde
Hazıne"ye ait 50 dönüm
orman arazisi üzerinde
yaklaşık 6 yıldır inşaatını
sürdürdüğü Ortadoğu ve
Balkanlar'ın en büyük
-kaçak külBye" ınşaatı
yetkililerin
vurdumduymazlığı nedeniyle
bir türlü engellenemıyor.
Beykoz'un RP'li Belediye
Başkanı Yücel Çeiikbilek,
külliyenın yıkımı için
Istanbul Valiliğf ne defalarca
başvuru yaptığı halde bir
sonuç alamadığını ileri
sürerken îstanbul Valilıgi'nin
konudan habersız olduğu
belirlendi. Cumhuriyet,
"Tarikat, siyaset ve ticaret
üçgeni"nin en belirgin ürünü
olarak ortaya çıkan Fetih
Külliyesi konusunda Eylül
1996'da yaptığı yayınlarla
yetkilileri uyarmıştı.
Fatih Çarşamba bölgesindeki
İsmail Ağa tarikatının başı
olan Mahmut
Ustaosmanoğlu'nun sağ kolu
Cüppeli Ahmet Hoca
taraftndan yaptınlan Fetih
Külliyesi özellikle Fetih
yıldönümlerinde RP'ye bağlı
Milh Gençhk Vakfı
Uııuıl Ağa Tekkesi Be\ ktv (, a\ u^ba^ı hcldcMndc kaçak küllıve mşaatma ba^ladı
6
Amaç küçük \Âr hrmi
kcnıc 'belcdıve' kararında Sütcyman Dcnnrel. Mesut Yılma7 \e Ülkü (iuncv'ın ana\ı var
Çavuşbaşı yağmasmda
4
de^iet des
Tm-ikaÜaı* Beykoz\ı yağıııal
Cumhuriyet, "Tarikat, siyaset ve ticaret üçgenin
nin en belirgin ürünü olarak ortaya çıkan Fetih
Külliyesi konusunu Eylül 19%'da yapoğı yayınlaria kamuoyuna duyurmuştu.
ç
üyelerinin de rağbet gösterdığı bir merkez. tstanbul
Büyükşehır Beledıyesi'ne bağlı araçlann da
yapımına katkıda bulunduğu iddia edilen
küllıyenin tamamlanmasından sonra bölgede
küçük bir tran yaratılması hedefleniyor. Beykoz
Belediye Başkanı Yücel Çeiikbilek, yıkım için
Îstanbul Valıliği'ne birçok kez başvurduklannı,
ancak bugüne kadar başvurulanna kesin bir yanıt
alamadığını belirterek şunlan söyledi: "Aslında
bölgenin bu duruma gelmesinde devtetin de payı
var. Alan bize devredilseydi vatandaşta zilliyet
marifetiyie buralara kaçak yapılar oluşturmazdı.
Ancak şu andaki me\cut duruma göre sadece Fetih
Külliyesi'ni hedef göstermekte yanlış. Buradaki
tüm kaçak yapdaşmanın önüne geçmek gerekiyor.
Hedef sadece küllrye obnazsa beni de arkanıza
ahrsuıız." Çeiikbilek, Fetih Külliyesi'nin yapımına
Îstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin araçlannın
katkıda bulunduğu iddiasıyla ilgili sorumuza ise şu
yanıtı verdi: "Bu konuda kesin bir şey diyemem.
Ancak bir başvuru olmuşsa yardım amacn. la
maldneler çahşmış olabilir. Bana da bolge dahflmde
olmamakla birlikte yardım istendiğinde araçlanm
boşsa yardıma gönderiyorum. Sanırun böyle bir
gelişme de ohnuş olabilir.''
îstanbul'da göstermelik bütün önlemlere karşın
"kaçak yapüaşma ve yağma"nın sürdüğü bölgeye
bir türlü müdahale edılmemesinin asıl gerekçesi
olarak İsmail Ağa
Tekkesi'nin RP'nin oy
deposu olması gösteriliyor.
Îstanbul'un su havzası
kapsamında bulunan
Çavuşbaşı beldesinde kaçak
yapılar nedeniyle ormanlık
alan tamamıyla tahnp edildi.
Kaçak yapılar ormanin bıçak
gibi kesildiği alanlarda hâlâ
mantar gibi bitiyor.
Ahmet Hoca kim?
Metropoldeki taşra olarak
tanımlanan İsmail Ağa
cemaatinin şu andaki lideri
Mahmut Ustaosmanoğlu'nun
yerine geçmesi beklenen
Cüppeli Ahmet Hoca'mn asıl
adı Ahmet Mahmut Ünlü.
Uğradığı alçakça saldın
sonucu yaşamını kaybeden
gazetemiz yazan Uğur
Mumcu'nun bir kitabında
Çrvici Hoca olarak tanıttığı
Yusuf Ünlü'nün oğlu olan
Ahmet Mahmut Ünlü, Fetih
Külliyesi'nin yapımı için
kaynak yaratmak amacıyla
"FatihHakveHizmet
Vakfi"nı kurdu. Yakın
çevresine "dünya işlerinden
eüni eteğuu" çektiğıni
söyleyen Onlü, babası Yusuf
Ünlü'ye ait aklaşık 6 milyar
lira değerinde C 180 model
bir Mercedes otomobille
dolaşıyor. Vakıf kanalıyla
topladığı paralann büyük bir kırrunı da Ok-Çivi
adlı şırketine aktardığı ileri sürülen Ahmet
Ünlü'nün, Çavuşbaşı beldesindeki yaklaşık 70
dönüm araziyi babasının da imzası bulunan yasal
geçerliliğı tartışmalı sertıfıkalarla metrekaresini
geçen yıl 2 milyon liradan satıyordu. Ahmet
Ünlü'nün aynca yine babasıyla ortak Ok-Çivi'den
sonra Burçak Gıda San. Yat Dış. Tic. adlı bir şirketi
daha bulunuyor. Afyon Karahisar'da bir maden
suyu fabrikasına Kemal Horzum ve Kürt Ahmet
ile birlikte ortak olduğu belirtilen Ahmet Ünlü'nün
bölgede RP'li Beykoz Belediye Başkanı Yücel
Çeiikbilek'in de katkılanyla Hazine arazisini
yağmaladığı iddia ediliyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
'Aşk'olsun Sana Çocuk...'
Bugün 6 Mayts 1997. Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in,
salt siyasal nedenlerle ve ilkel bir öç alma duygusuyla
asılmalannın 25. yıldönümü. Çeyrek yüzyıl ne çabuk
geçmiş...
Bugün tüm Türkiye'de emniyet güçleri "teyakkuz"
halinde. Deniz'ler asıldıklan zaman henüz ana rahmi-
ne bile düşmemiş olan gençlerin yapacaklan gösten-
lerden korkuyoriar.
Zaman; Deniz ve arkadaşlannı haklı çıkardı. Göster-
melik mahkemelerde, salt tarihe belge bırakmak için
yaptıklan savunmalarda ne söylediyseler çıktı. Sonla-
nnın darağacı olduğunu bıliyorlardı. Zira, bûgünün de-
mokrası havanleri, o günlerde kan istiyordu, intikam is-
tiyordu. Menderes'lerin intikamını almak istiyorlardı.
Ve Deniz'ler haklı çıktıklan için unutulmuyoriar. Can
Yücel, "Aşk'olsun sana çocuk" diyor, "Aşk'olsun"...
Ve Menderes'ler çoktan unutukju gitti. Çoğunluk ira-
desini, milli irade gibi gönmeteri ve değeriendirmeleri,
hem kendilerinin felaketıni hazıriadı hem de ülkemizi
çok büyük sıkıntılara soktu. Yazık oldu...
•••
Yusuf ve Hüseyin'i fazla tanımıyordum. Deniz'i çok
iyi tanırdım. İlk kez, sanıyorum bizim sevgılı Şener Me-
te fakültedekı odama getirdıği zaman, yüzüne bakıldı-
ğında kızaran bir delikanlıydı. Efendi idi, terbıyelı idi,
okuma ve öğrenme açlığı içinde idi. Sürekh araştıran
bir kafası, bıryanardağ gibi içten içe kaynayan biryü-
reği vardı.
Saglam bir yurtsever, sağlam bir Atatürkçü ıdr. Yaz-
dıklan, söytedikteri, yaptıklan ortada iken onu, okJuğun-
dan başka biri gibi bu topluma yutturmak istediler. Yıl-
lardan beri her 6 mayısta Deniz'ın mahkeme savunma-
sından parçalar alınm, babasına bıraktığı mektuptaki
duygu dolu Atatürkçülüğü yeniden dile getınnm. Artık
bıktım. Merak edenler arayıp bulsunlar. Deniz'leri sev-
mek salt lafla olmuyor. Biraz da emek sarf etmek ge-
rek.
Gerçekten çeyrek yüzyıl ne de çabuk geçmiş. Ve bu-
gün Deniz'ler asıldığı zaman, henüz ana rahmine düş-
memiş çocuklar, onu anımsayacaklar ve anısını yaşa-
tacaklar. Demek ki "Denızler ölmez.." sloganı boş bir
laf değılmış. Bu halk "kendindenyana" olanı unutmu-
yor. Değerinı önce biçemese bile, hakkını sonradan
teslim ediyor.
•••
3 mayıs tarihinde bu köşede yayımlanan yazıma bir
not düşmüş ve Işık Yurtçu'ya özgürlük dileklerimi vur-
gulamıştım. Faksta bu son bölüm çıkmamış. Ve yazı-
nın bıttiğıni sanan arkadaşlar da beni yeniden arayıp
teyrt gereğini duymamışlar.
Bu kampanyayı bütün kalbimledestekliyorve hapis-
tekı gazetecilerle yürekten bir dayanışma içinde oldu-
ğumu özellikle vurguluyorum. Türkiye'ye bu ayıbı ya-
şatmaya kımsenın hakkı yok...
• • •
Bugünkü yazımda bu konuya da biraz daha geniş-
liğıne yer vermek ve düşünce suçu kavramı üzennde
durmak istıyordum. Ancak cumartesinden bu yana öy-
le şeyter yaşadık ki düşünce suçu konusunda kaleme
alacaklanmız, biraz "lüks" hale geldi. Konu elbette
Rash-TV ve bu televızyon kanadına yapılanlar.
•••
Televizyon izlemeyı çok sevmeme karşın, doğrusu-
nu isterseniz pek fazla fırsat bulamıyorum. Ancak ak-
şamlan haberieri düzenli izlemeye gayret edıyorum.
Tabii bu arada Beşiktaş'ın maçlannı da kaçırmıyorum.
Flash-TV'de geç saatlerde, gençliğimızden kalma
kimifilmteriizlerdim. Büyük bir zevkalırdım. Fakatgün-
delik normal televizyon "izleme rutinim" içinde bu ka-
nalımız yoktu.
Annem, bizde kakjığı bir gecenin sabahında, "Ço-
cuklar siz Sabah Kahvesı'nı izlemiyor musunuz" diye
sordu. Doğrusu hiç bakmamıştık.
"Aman Tannm.." bayıldık tabii, tiryakisı olduk. Ve
doğrusu Bahadır Tokmak ve Turgay Yıldız'ın epey-
ce "amigoluğunu" da yaptım. Bir sürü arkadaşıma bu
güzel programı önerdım ve yararlanmalannı sağladım.
Ve bu yürekli ve yetenekli arkadaşlanmızın, yanı Tok-
mak ve Yıldız'ın benim gözümde çöp kadar bile değe-
ri olmayan ve bana küfür ederek tiraj almayı uman bir
dergiyi övmeleri bile, onlara duyduğum sevgi ve yakın-
lığı gölgelemedi. Bu güzel programı uzun yıllar sürdür-
meierini diliyorum.
• • •
Birkaç gün önce, benim de telefonla katıldığım "23.
Saat" programına telefonla katılan Alaattin Çakıcı'nın
söylediklerinin ardından gelişen olaylan "nıtelendir-
mekten" gerçekten âcızım.
Değil bir hukuk devletinde; bir kanun devletınde, bir
polis devletinde ve hatta çağımızın totalrter rejimlerin-
de bile görülemeyecek bir pervasızlıkla, önce Flash
TVnin îstanbul bürosunun basılması, ardından sudan
bir bahaneyle yayımlannın kesilmesı, bir devlet adına
utanç venci bir görüntüdur.
Istanbul'da basılan büro, ABD konsolosluğunun kar-
şısındadır ve orada o gece en az yırmı, yırmı beş polıs
vardı. Ve bu polislerin müdahale etmeyeceğinden emin
olarak yüzlerini saklama gereksınimı bile duymayan
bu "eşkıyalann" kimin tarafmdan "yönlendınldiği"bel-
lıdir. Şimdi "timsah gözyaşı" döken kimi sözde siya-
setçilerin, Türkiye'ye bu utancı da yaşatmaya hiç hak-
kı yoktu.
Ulaştırma Bakanımızın, kapatılma konusunda emir
vermediğıni söytemesı, tam bir kara mizah örneği ol-
du. Çok yazık...
•••
Deniz, bu yaşadıklanmızı yaşasa, kim bilir nasıl kızar
ve üzülürdü. "Aşk olsun sana çocuk..." Nur içinde
yat.
TEV 30 yaşında
Kunılduğu günden bu yana 73 bin öğrenciye burs
veren Türk Eğftim Vakfl'nm (TEV) 30. yıldönümü
Lütfii Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi
Sarayı'nda kutlandı. TEV Mütevellüer He\eti
Başkanı Ahmet A> dın, vakfin 30yıl önce inanç, cid-
dijeL açıklık ve insan sev gisi temelleri üzerinde ku-
nilduğunu söyledL Ayduı Bolak,TE V'de her hayu--
severin bağışının ayn bir hesapta değerlendirU-
diğini belirtirken Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel de gönderdiği mesajda, uygaıiığa açılan
kapının eğitim olduğunu vurguladı. Türkiye
Kızılay Derneği Başkanı Dr. Kemal Demir de
vakfin 30 yılda yaklaşık 73 bin öğrenciye yurtiçi ve
yurtdışında lisans ve yüksek lisans bursu verdiği-
ni ka> detti. Îstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Ta>"\ip Erdoğan ve TE V'in kurucuianndan
Prof. Dr. Ihsan Doğramacı'nm da katıldığı
toplantıda. piyano ve kemanla TEV bursiyer-
lerinden Birsen Ulucan ile. Özcan Ulucan'ın eşük
ettiği Borusan Oda Orkestrası tarafmdan bir
konserverildi. (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ)
BiiTiıcileiTiı keııti İzmir
Haber Merkezi - Oğrenci Seçme ve
Yerleştirme Merkezi (OSYM) Başkanı
Fethi Toker, öğrenci seçme smavına
(ÖSS) giren 1 miryon 349 bin 559 öğ-
renciden, 647 bin 921 'inin 120 puanın
üzerine çjkarak öğrenci yerleştirme sı-
navına (OYS) girmeye hak kazandığı-
nı, 348 bin öğrencinin ise 105 ile 120
arasında puan aldığını söyledi.
Toker, ÖSS'ye başvuran 1 milyon
398 bin 596 adaydan 49 bin 37'sinin sı-
nava girmediğini belirtti. Toker, toplam
701 bin 584 kişinin ÖYS'ye giremeye-
ceğini kaydetti.
647 bin 921 adayın ÖYS'ye girmeye
hak kazandığını bildiren Toker,
"120.000 \e daha fazla puan ahp 1997
ÖYS'ye girmeyecek aday lar ile 105.000
-119.999 puan arasında ÖSS puanı al-
mış adaylar. tercih formlarını 23 Hazi-
ran 1997 tarihinde merkezimize ulaşa-
cak şekilde posta ile iadelitaahhütlü ola-
rak göndereceklerdir'' dedi.
tzmir Özel Yamanlar Fen Lısesi'nden
Ahmet Behzat Başağalar ile tstanbul
Özel Fatih Erkek Fen Lisesi'nden Mu-
hammed Ali Yddınm sayısalda
200.787, eşitağırlıklıbölümde 189.282
ile aynı puanı alarak birinciliği paylaş-
ÖzselBeleli Behzat Başağalar
tılar. Ankara Atatürk Anadolu Lıse-
si'nden Aykut İrfan Atah, 200.288 pu-
anla sayısal bölümün üçüncüsü oldu.
Eşit ağırlıklı puanlamada, tstanbul Bah-
çelievler Adnan Menderes Anadolu Li-
sesi öğrencisi Mehmet Yiğit Gürdal
188.635 ile üçüncülüğü kazandı.
tzmir Özel Amerikan Kız Lıse-
si'nden Özsel Beleti 179.166 puan ile
sözel bölümde birinciliği kazanırken
Manisa Lısesi'nden UygarGûl 178.596
puan ile ikinci, tzmir Eşref Paşa Lısesı
öğrencisi Seçil Akçayda 178.328 ile
üçüncü oldu.
tzmir Özel Yamanlar Lisesi öğrenci-
si Ahmet Behzat Başağalar, ikinci sı-
navda hedefınin ODTU veya Bilkent
Universitesi Elektronik Bölümü oldu-
ğunu söyledi.
Sözel bölümün "alçakgönüllü"binn-
cisi Özsel Beiefi. başansını daha önce al-
dığı temel eğitime bağladı.
Sözel bölümde 178.596 puan alarak
Türkiye ikincisi olan Manisa Lisesi öğ-
rencisi Uygar GûL aldığı sonucun nor-
mal ve çabalannın ürünü olduğunu be-
lirtti.
Sayısal alanda 200.288 puan alarak
Türkiye üçüncüsü olan Ankara Atatürk
Anadolu Lisesi öğrencisi Aykut İrfan
Atah, başansını 1 yıl önce vefat eden
babasına armağan etti. ÖSS eşit ağır-
lıklı puan alanında üçüncü olan Îstan-
bul Bahçelievler Adnan Menderes Ana-
dolu Lisesi öğrencisi Mehmet Yiğit
Gürdal, aldığı derecenin kendisi için
sürpriz olmadığını söyledi.
Sınav sonuçlan, TGC tarafmdan dün
yayımlanan Sınav Sonuç Gazetesf nde
yer aldı. Sınavda başanlı olan adaylar,
bugünden başlayarak 0 900 910 1000,
0900910 1001,09009101002,0900
910 1003 ve 0 900 910 1004 No'lu te-
lefonlardan ya da ÖSYM'nın
http://oss.metu.edu.tr/ internet adresin-
den puanlannı öğrenebılecekler.