27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3MAYIS1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Hayalleri tutmayan hükümet rant vergisini erteleyip zamlan yaparak kaynak anyor Kaşıkla verilen kepçeyle gitti İngittere Asil Nadip'in peşini bırakmıyop • LONDRA (Cumhuriyet) - Ingiliz hükümeti. Türk hükümetine başvurarak Kıbnslı Türk işadamı Asil Nadir'in tutuklanarak yargılanmak üzere Londra'ya gönderilmesini istedi. Asil Nadir'in Türk Ajansı'na birkaç gün içerisinde Türkiye"ye gideceğini açıklamasıyla harekete geçen İngiliz Ağır Dolandıncılık Masası. acilen Türkiye'ye temsilci gönderdi. Ingiliz The Times gazetesinin haberine göre Nadir'in avukatı Peter Krivinskas. Ağır Dolandıncılık Masası yetkililerine yaptığı açıklamada, Kıbnslı işadamının bazı işlerini takip etmek amacıyla Türkiye'ye gideceğini doğruladı. Ağır Dolandıncılık Masası. avukatın bu açıklamasından sonra kaç kişiden oluştuğu açıklanmayan bir grup memuru Türkiye'ye gönderdi. Memurlann. daha ziyade Içişleri Bakanlığı. polis ve muhaceret yetkilileriyle temaslar yaparak Asil Nadir'in Türkiye'ye gitmesi halüıde tutuklanarak kendilerine teslim edilmesini istedikleri bildirildi. Santral ihalelerinde sona ttoğru • ANKARA(AA)- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Vuruşkaner. termik santrallar ihalesinde uygun fiyat teklifi verdiğini düşünen firmalann şimdiden sev inmemeleri uyansmda bulunarak, "Rakamlar tek başına hiç bir şey ifade etmez. Işin temelindeki ciddiyet önemlidir" dedi. Vuruşkaner, açılan ihale kapsamında tekliflerin alındığı termik santrallann işletme hakkının 20 yıllığına - devrı kUhlSUnda ya^frgr - açıklamada 10 termik santral için 45 teklif geldiğini hatırlattı. bunlann hafta başından itibaren değerlendirilmeye başlanacağını bildirdi. thalenin "*bir kaç aylık" bir çalışma ile sonuçlanabileceğini belirten Vuruşkaner. bir sonı üzerine, en düşük fiyat teklifi veren firmalann şimdiden sevinmeleri için yeterli bir neden olmadığına dikkat çekti. Endekslerle dış ticaret • ANKARA (AA) - Devlet Istatistik Enstitüsü (DİE), geçen yıl Temmuz'da bir önceki aya göre ihracat miktar bndeksinin yüzde 5.5. ithalat miktar endeksinin ide yüzde 17.7 artış gösterdiğini açıkladı. Aynı ay, ihracat fıyat endeksinde yüzde 0.8 azalış. ithalat fıyat endeksinde yüzde 2 artış gerçekleşti. 7 aylık ortalamalar dikkate alındığında ihracat miktar endeksi yüzde 4.7 azalış, ithalat miktar endeksi yüzde 28.8 artış gösterdi. Aynı dönemde. ihracat fiyat endeksi yüzde 3.2 azalırken, ithalat fiyat endeksi yüzde 0.2 arttı. 1996 yılı Temmuz ayı bir öncekı yılın aynı ayıyla karşılaştınldığında ise, ihracat miktar endeksi yüzde 0.4 azaldı. ithalat miktar endeksinde yüzde 45.1 artış kaydedildi. KIA Tüpkiye'de • ANKARA/BOLU (AA) - Japon Nıchımen. G. Kore'li KIA ile Türkiye'den Ihlas Motor ortaklığında Düzce'de kurulacak KIA otomobil fabrikasının temeli, 22 mayıs perşembe günü atılıyor. Fabrikanın temelinin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından atılması beklemyor. Ihlas Motor A.Ş, Japon Nıchımen Corp ve Güney Kore KIA Motors Corp. ortaklığı ile Düzce'de 480 bin metrekarelik alana kurulacak olan fabrikanın. yatırım maliyeti yaklaşık 180 milyon dolar olarak belirlendi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Fa- iz gelirlerinden kayıtlı sistemle vergi ke- silmesi uygulamasını 1999'a erteleyen, kaynak paketlerinden hedeflediği geliri el- de edemeyen. beklediği vergiyı toplaya- mayan hükümet. bütçe açıklannı kapatmak için yine KİT ürün fiyatlannı arttınyor. REFÂHYOL hükümeti. memur ve emek- lilerin maaşlanna yaptığı ek zammı akar- yakıt. kâğıt ve tekel ürünlerine uyguladı- ğı artışlarla peş peşe geri ahyor. Akarya- kıt. tüpgaz, demir-çelik. kâğıt ve tekelin ar- dından, elektrik, çay ve şeker fiyatlanna da bu ay içinde yüzde 5-7 zam yapılması bekleniyor. ANAP Grup Başkanvekili Ze- ki Çakanın dün düzenlediği basın toplantısında verdiği listeye göre, 11 ay- da et fiyatlan yüzde 180, sütün fıyatı yüz- de 50 oranında yükselirken, şeker fiyatla- nndaki artış yüzde 600'e ulaştı. Ekmek fiyatı yüzde 33 artışla 20 bin liraya, çay yüzde 60 artışla 500 bin liraya, et ise yüzde 180 artışla 850 bin liraya çıktı. Denk gerçekleşeceği savıyla hazırlanan 1997 bütçesinde yılın ilk 3 ayında oluşan 415 trilyon liralık açık hükümeti telaşa dü- şürdû. Ocak ve şubat aylannda bütçenin denk gerçekleştiği iddiasını öne süren Baş- bakan Necmettin Erbakan. geçen ay Tür- kiye'de bulunan Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin açığı kamuoyuna duyur- ması üzerine geri adım attı. Erbakan, bu hafta içinde partisinin gnıp toplantısında mart ayında bütçenin açık verdiğini belirt- mek zorunda kaldi. Ekonomi politikasının temelini "denk bütçe" savına oturtan REFÂHYOL hütü- meti, hazırladığı 3 kaynak paketinden bek- lediği geliri elde edemedi. Vergi borçlan- na af yapılacağı açıklamasının ardından, vergi gelirleri hedefinde de aylık 10 tril- yon liralık açık oluşan hükümet, bütçeye kaynak yaratabilmek için yine çareyi KİT ürünlerinin fiyatlannı arttırmakta buldu. Hükümet. Kurban Bavramrran ardından T H Y ' d e y e n i f i y a t l a r HÜKÜMETE PARİTE DARBESİ Paıtar Ankara-Samsun MraŞafeıfe Ankara-SM Mara-TriKon Artara-V* Ariaa-Artafya Maa-fiodtura Mara-Oadamn Ariara-fanir MaaSnop Artara-Kahramanmaraş IsIanbuHfeazl İstanbul-Kflnya btanbuMCaysai İstanbul-Sanıstıı Öanbui-Sivas BUıtni-Totat (StânbuHfabzon IsiantaMnlara btsibul-bnfr btstuhAdm İstanbul-Oiyartakr Ütartjut-Baaj Istanbu^&zfei^i !stant»i-Efzu«n Islvbttf-Kss İstartul-Müya IstartuMAş istartul-Şrtijte Istantxi-S»t îstaöJ-Van tstartojMîöyj stsnbuHJodnfn btanbuHlabman bnr-MUyı G9W-Adfln3 bnr-Daianai bnr-Snop Eskiûcm 5.300.000 6.4OD.0OC 6.400.00C 6400.000 a«aooo S.400.000 6600.00C: 7.800.00C 7.800.000 7.8ÛO.O0C 5.30C.00C 6.400.00C 6.400.00C 6.4oaooo 7.600.000 7.6OO.00C 7.6oaooo 7.600.000 7600.000 7.900.000 7.800.000 8.500.000 6İ0O000 8.500.000 8.50O000 8.500.000 8.500.000 8İ00.000 &500.000 8İ0O.0OO 83)0.000 8500,000 8.500.000 8.500.000 1800.000 8.800.000 8.800.000 7J000O0 BİOOİOOO 6.400.000 7500.000 7500.000 3,850.000 Yenücret 5.800000 7.000000 7.000.000 7.000.000 7.000.000 7.000.000 7.200.000 S.6OC.0O0 B.rao.ooo 8.600.000 5.800.000 7.000.000 7.100.000 7.100.000 8500.000 8500.000 8500.000 8500.000 8500.000 8500.000 8.500.000 9.40G.000 9.400.000 9.400000 9.400.000 9.400.000 S.400.000 9.400.000 9.4OC.0O0 9.400.000 9.400.000 9.400.000 9.400.000 9.400.000 9.700.000 9.700.000 9.700.000 8500.000 9.400.000 7.000.000 8300.000 8.300.000 4^00.000 Artş (Yûzde) 943 9.38 9.38 9.38 9.38 3.38 9.09 1026 10.26 1026 9.43 9.38 10J4 1094 11.84 11.84 11.84 11.84 11*1 8.97 8.97 1059 1Ö59 1059 10İ9 1059 10.59 10.59 10.59 10.59 1059 1059 1059 1059 1025 1023 1023 1134 10.59 9.38 10.67 10.6? 9.09 AçUanada, ayroa, Buones Class bulunan İBllatia, BuanessC3ass ücreSenrtn, BonomS«ııfücredennclen«ızde 50 daha fazla oMuSüloydedilı*. REFAHYOL'da dolar-mark fiyatlan Ekonomi Ser\isi - 1996 yılı sonu için dolann 104 bin lıra olacağı üzerine hesaplannı yapan hükümete ilk darbe parite kaynaklı oldu. Paritenin yükselmesiyle birlikte, dolann hesaplannın ötesinde arttığını gören hükümet, çözümü Merkez Bankası'na dolar sattırmakta buldu. Tüm bunlara karşın dolar, yılı 108 bin liradan kapattı. 1997 yılı başında 1.55 olan dolar-mark paritesi 1.72'ekadaryükseldi. Buna karşın dolar 135 bin 500 lira seviyesine yükseldi. Hükümetin düşük kur politıkası nedeniyle dolann pariteye bağlı artışı Türkiye'deki döviz piyasasına yansımıyor. Dolann TL karşısında değer yitirdiğini belirten bankacılar, bunu Merkez Bankası'nın müdahalesine bağlıyor. Özellikle geçen hafta hükümetin düşeceği söylentileri üzerine dövize büyük bir talep yaşandığını hatırlatan bankacılar, döviz satarak kontrol etme politikasının geçen hafta Merkez Bankası rezervlerinden yaklaşık 542 milyon dolarlık azalmaya neden olduğunu belirtiyor. • • Haziran ^ B Temmuz H Ağustos • Ey.ü! M E k ı m ^ | Kasım H Aralık • • Ocak Q Şubat HMart 1 9 Nısan ^ H Mavıs 78.100 81.600 83.150 86.000 91.500 96.175 101.200 108.400 115.850 122.600 127.200 135.500 50.950 53.350 56.475 58.150 59.950 63.450 65.900 69.800 70.800 72.450 76.000 78.500 Aym ilk günü ve alış fiyatlan arka arkaya KlT ürün fiyatlannı arttırma- ya başladı. Son 10 günde. akaryakıt vce tüpgaz fiyatlan yüzde 7, kâğıt fiyatlan yüzde 10, demir-çelik fiyatlan yüzde 8 son olarak da THY iç hat ücretlerine yüzde 10.22 zamla birlikte Tekel ürünlerinin fi- yatlan da yüzde 25 düzeyinde arttınldı. IMF'nin eylül ayında orta vadeli bir prog- ram üzerinde anlaşılması için yaz aylan- na kadar bütçe gelirlerinin yükseltilmesi. sıkı para ve maliye programı uygulanma- sı, tüketim harcamalannı kısıcı politika yü- rütülmesi istemini de dikkate alan hükü- met, maaş ve emekli aylıklanna verdiği or- talamayüzde8-14 düzeylerindeki ek zam- lan da KİT ürün fiyatlanna yaptığı zam- larlageri aldi. Hükümet. Hazine'nin borçlanmasını zo- rasokacağı gerekçesiyle faiz gelirlerinden kayıtlı, beyanname yöntemiyle vergi ke- silmesi uygulamasını 1999'a erteliyor. Türk-Iş Araştırma Bürosu tarafından ya- pılan çalışmaya göre. yalnızca nisan ayın- da. eıda fivatlan vüzde 6.8 arttı. Ermenistan'la ısınma turu TRABZON - KEİ Konferansı nede- niyle ülkemize gelen Ermenistan Cum- hurbaşkanı Levon Ter Petrosyan'in "Azerbaycan'la kesinlikle savaşmaja- cakları ve sorunların barışçı yollar- dan çözümü için yeni adımlar ata- caklarını" açıklamasının ardından eko- nomik ve ticari ilişkiler için de adım- lar atılmayabaşlanıldı. Ermenistan Işa- damları Temsilcisi ve Cumhurbaşkanı Petrosyan'ın ağabeyi Telman Ter Pet- rosyan, sorunların biran önce çözül- mesini ve Türkiye ile ekonomik ve ti- cari ilişkilere başlanılmasını istedikle- rini açıkladı. Petrosyan, Trabzon'u dün- yaya açılacaklan bir pencere olarak gör- düklenni söyledı. Ermenistan Işadamlan ve Sanayici- leri Temsilcisi Telman Ter Petrosyan başkanlığındaki bir heyet KEİ toplan- tısı dönüşü Trabzon'da temas ve ince- lemelerde bulundu. Ermenistan Dışiş- leri Bakanı Aleksandr Arzumanyan ve çok sayıda bakan ve bakan yardımcısı- nın yeraldığı heyet Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası'nın konuğu oldu. TTSO Yönetim Kurulu Başkanı Maz- har Afacan yaptığı konuşmada. Türk- Ermeniilişkilerindetarihi bir adım atıl- dığını, bu adımda Trabzon'un çok önem- li katkılannın olacağını söyledi. Olağanüstü hal uygulanırsa ekonomi ve ticaret sekteye uğrayacak Hatay'a OHAL gölgesi• Alınacak OHAL karan ile birlikte Hatay ekonomisinin zor günler yaşayacağını dile getiren işadamlan, özellikle Bağımsız Devletler Topluluğu'na yapılan ihracat ve nakliyatın aksayacağını belirtiyorlar. FATMA KOŞAR Milli Güvenlik Kurulu'nun mart ayı olağan genel kurul toplantısında masaya yatınlan Hatay'ın akıbeti. nisan ayında yapılan toplantıda belirlenemedi. Hatay'da OHAL uygulanıp uygulanmayacağı konusunda herhangi bir açıklama yapılmazken, geçen ay yapılan MGK'de Hatay Valisi litku Acun'un toplantıya çağnlmamış olması başta ış çevreleri olmak üzere birçok kesimi rahatlattı. Mart ayında yapılan, zorunlu eğitimin 8 yıla çıkanlması karanyla iktidar ortaklannı birbirine düşüren MGK toplantısında, Hatay "da olağanüstü hal uygulanması yönünde birtakım görüşmelerin yapıldığı ileri sürülmüş, bu sav ilgili kişilerce daha sonra yalanlanmamıştı. Mart ayındaki MGK toplantısı sonrasında sıkıntılı günler yaşayan Hataylı işadamlan. bölgede büyük ticaret hacmi bulunan Hatay"da OHAL uygulanmasının sakıncalı olacağını savunuyorlar. Alınacak OHAL karan ile birlikte Hatay ekonomisinin zor günler yaşayacağını dile getiren işadamlan. özellikle Bağımsız Devletler Topluluğu'na yapılan ihracat ve nakliyatın aksayacağını belirtiyorlar. Bu nedenle dikkatlerini nisan ayında yapılan MGK toplantısına çeviren Hataylı işadamlan. Hatay'la ilgili olarak hâlâ bir açıklama yapılmamış olduğunu dile getirerek "Hatay'ın güven vermeyen bir il olarak tamtılmasına artık son verilsin" di>e konuşuyorlar. llde gelişen ticaretın ve ihracat potansiyelinin göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getiren ihracatçı ve taşımacılar. Akdeniz bölgesinden yapılan ihracat ürünlerinin hemen hemen tümünün Hatay'daki nakliyat firmalarıyla taşındığına dikkat çekiyorlar. "Hatay halkının gönlünün alınması gerekiyordu" şeklinde beklentilerini ifade eden işadamlan, Çukurova bölgesinin narencıyesinin yüzde 70'ini Hatay'ın ihraç ettiğini ve yaş meyve ve sebze ihracatında Türkiye'nin ileri gelen iHerinden biri olduğunu dile getirdiler. Hatay'la ilgili vapılan iddialann havada kaldığını söyleyen UND Yönetim Kurulu üyesi ve Rentaş Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Rende, "Söylendiği gibi bir durum varsa. devletin ortaya çıkarma konusunda aciz kalacağını sanmıvorum. Bizler de ortaya çıkarılmasını isteriz. Burada herkes kendi işini yapıvor, dolayısıyla özel sektörle kalkınan, kendi kendine bir şeyler yapabilen bir il ve Türkiye'de taşımacılıkta bu kadar gelişen bir yer daha yok" dedi. Yaş Mey\'e ve Sebze thracatçılar Birliği Yönetim Kurulu üyesi ve Eskiocaklar Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Eskiocak, "Bunu düşünmek bile istemiyorum. Bunu gerektirecek bir durum yok" şeklinde konuştu. ÇİFTÇİ DOSTU /SADLLLAH USUM! Çay Ureticisi Hakkmı IstiyorRİZE - Doğu Karadeniz Böl- gesi'nde Rize, Trabzon. Giresun ve Ordu illerinde geçimini çay- dan sağlayan yüzbinlerce üreti- ci, bu yıl daha şimdiden sıkıntı- lı günler geçırmeye başladı. Çün- kü, kötü hava koşullan yüzünden yaş çay yaprağı toplama işlemi bu yıl bir ay kadar gecikecek. Geçmiş yıliarda nisan ve mayıs aylannda toplanabilen çay yap- rakları henüz tomurcuk haline bile dönüşemedi. iç kesimlerin durumu daha kötü. Tecrübeli ba- zı üreticilere göre, bu yıl üç sür- günden ikisi alınabilir. Üçüncü- sünün toplanma şansı çok az. İç bölgelerde ise mümkün değil. Bu nedenle 1997 yılı rekottesinin geçmiş yıllara oranla düşük ol- ması bekleniyor! Türkiye dünya çay üretiminin yüzde üçünesahıp. Çin. Hindis- tan, Sri Lanka, Endonezya ve Kenya'dan sonra 6. sırada. Ku- ru çay üretiminde ise dünya çay üretiminin yüzde 5.4'ünü karşı- lıyoruz. Ekim alanlarımız4 ilimiz- de 767 bin dekar. 1996 yılında- ki kuru çay üretimimiz de 155 bin ton civarında. Bunun 100 bin tonu Çay-Kur. 55 bin tonu da özel sektör tarafından üretildi. Çay-Kur'un bölgelere dagılmış 45 fabrikasına karşılık özel sektörün 312 işletmesi var. Karadeniz'in kıyı şeridinde yer yer 30 kilometre içeriye giren ve bin metre yüksekliğe kadar çıkan yamaçlar birinci sınıf çay üretim alanı. Yükseklik arttıkça ve 30 kilometreden fazla ıçerilere gir- dikçe çay kalitesi ve verimi dü- şüyor. Karadeniz yöresınde çay üreten aile sayısı 201 bin 500. Çizdiğimiz bu tablo da göste- riyor ki, çay Karadeniz'de yaşa- yan insanlarımız kadar Türk eko- nomisi için de son derece önem- Birinci sınıf çay üreten Karadeniz desteklenmezse ithalat yoluna gidilecek. li. Yüzbinlerce insanımızçaydan geçimini sağlarken, ülkeekono- misine de trilyonlarca liralık kat- kıda bulunuyor. Eğer çay üreti- mi çökerse veya azalırsa ithalat için trilyonlarca liralık döviz ver- memiz gerekecek. Karadeniz yöresini kalkındır- mak, geliştirrnek, üreticileri ve halkını zenginleştirmek için bu- güne kadar çay üzerinde oyna- nan oyunlara bir son vermek zo- rundayız. Yeni bir sistem getir- meliyiz. Üreticinin özel sektör ta- rafından sömürülmesini önleye- bilmek için Çay-Kur'u destekle- meliyiz ve mali açıdan güçlendir- meliyiz. Hele özelleştirme lafını ağızlarımızdan silip atmalıyız. Çay-Kur işletmelerinin günlük çay üretim kapasitesi 6 bin ton civarında. Senelerden beri hep 6 bin ton. Aslında bütün sorun da bundan kaynaklanıyor. Gün- lük çay üretimimize 6 bin ton iş- leme kapasitesi yeterli değil. Çay- Kur fabrikalarının bu nedenle günlük en az 10 bin, hatta 11 bin ton çay işleyebilecek hale getirilmesı gerekir. Çay-Kur, 45 fabrikası günde 6 bin tondan fazla işleyemediği için üretıciye kota (kontenjan) getiriyor. Günde dekar başına 10 kilodan fazla çay almıyor. Çay bölgelerinde ise günlük çay üre- timi 10 bin tonun üstünde. Bu ne- denle 4 bin ton çay. üreticinin elinde kalıyor. Bu durumu lyi bi- len özel sektör de üreticıye kar- şı nazlı davranıyor ve kendi ko- şullannı kabul ettiriyor. Alım fiya- tını ve ödeme tarihlerini kendisi belirliyor. Böylece üreticiye pa- zarlık imkânı tanımıyor... Nitekim, geçmiş yıliarda üre- ticiler hep bu yüzden ezildi. Ürün fazlasını özel sektöre hem düşük fiyatlarla vermek zorunda kaldı, hem de parasını aylarca alama- dı. 1996 yılı ürünü çay paraları- nın ödenmesi 1997 yılının nısan ayına kadar sürdü. Hâlâ özel sek- törden parasını alamayan bin- lerce üretici var. Ama ne yazık ki üretici ve kuruluşlarının bütün çabasına rağmen ödemelerin bi- raz daha öne alınması sağlana- madı. Alacaklarını tahsil etmek için icraya veya mahkemelere başvuranların masrafı da avu- kat paraları ile birlikte 15 ile 20 milyon lirayı geçiyor. Aslında üreticilerin Çay- Kur'dan da bazı sıkıntıları var. Örneğin o da ödemeleri gecik- tiriyor. Üreticiler mayısta birinci sürgün, temmuzda ikinci sür- gün, eylülde üçüncü sürgün çay- larını teslim ediyor... Ancak pa- raların ödenmesi yıl sonunu bu- luyor. Geçen yıl çay alım fiyatla- rı 25 bin lira olarak aç.ıklanmıştı. Ancak ödemeler geciktirikjıği için 25 bin liranın alım gücü 15 bin liraya kadar düşmüştü. Üstelık, üreticiler borçlarını bankalara za- manında veremedikleri için de aynca katmerli faiz ödemek zo- runda kalmışlardı. Üretici bu yıl düzlüğe çıkmak ve geçmiş yıllardaki kötü uygu- lamalardan kurtulmak istiyor. Geçen yıl verilen 25 bin lira alım fiyatı çok düşüktü. Zira. bir kilo çayın maliyeti 32 bin 500 lira ola- rak tespit edilmişti. Bu yıl da "Geçen yıl 25 bin liraydı, yüzde yüz zam verelim" düşüncesiyle alım fiyatı 50 bin lira olarak açık- lanırsa üreticiler isyan edecekler. Hatta. 60 bin liraya bile razı degıller. Zira, bu yıl bir kilo çayın maliyeti 70 bin lira civarında... Bazı girdilere gelen zam yüzde iki yüzü geçti. Örneğin, geçen yıl 14 ile 15 bin liranın altında olan gübre fiyatlan vadeli alım- larda 45 ile 50 bin liraya kadar çıkıyor. 1980 sonrası sanayi ürün- lerine gelen zam kadar fiyat ver- mek gerekirse çay alım fiyatının tam 500 bin 902 lira olması ge- rekirdi. Zira. 1979'da çay alım fiyatı 14 lira 50 kuruştu. Gübre ise 110 kuruştu. O tarihten bu ya- na gübre fiyatlarındaki artış tam 34 bin 545 kat oldu. Çay fiyat- lanndakı artış ise 1724 katta kal- dı. 1979'da bir kilo çay satan üretici 13 kilo gübre alabiliyordu. 1996 yılında ise bir kilo çayla an- cak bir kilo gübre alabildi. Arada kalan trilyonlarca liralık fark, 17 yıldan beri üreticinin ce- binden sanayicilerin kasalanna akıtıldı. Işte çay ureticisi bu yüz- den her yıl biraz daha fakirleştı. Karadeniz Bölgesi ziraat oda- ları ve kooperatiflerinin yaptıkla- rı hesaba göre üreticinin belini bi- raz doğrultabilmesi için çay alım fiyatının en azından 78 bin lira ol- ması gerekecek. Paralann da her ay başında peşin olarak öden- mesi isteniyor. BITTI İŞÇİNtN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Turnusol Kâğıdı 1 Mayısların kutlanış biçimi, ülkelerin rejimlerini, demokrasilerinin düzeyini, işçi hakları ve sendikala- rının gelişmişliğini açığa çıkaran turnusol kâğıdı gibi- dir. Moskova Kızıl Meydan'da yaklaşık 100 bin göste- rici yönetim karşıtı sloganlar atarken, Devlet Başka- nı Boris Yeltsin halka 1 Mayıs kutlamalanna katılmak yerıne, sorunlarını unutup eğlenmeleri çağrısını yap- mış. 1 Mayıslan uzun yıllar keyifli bir bayram ve banş ha- vasında kutlayan Almanya ve Fransa'da ekonomik kriz ve işsizlikle birlikte hortlayan ırkçı örgütlenmeler, Al- manya'da çatışma da çıkararak öne çıkmış. Güney Kore'de I Mayıs kutlamalan, yolsuzluklar batağındaki ve işçi haklarını gaspeden hükümet kar- şıtı şiddetli protesto gösterilerine, çatışmalara dö- nüşmüş. Sırbistan'da 1 Mayıs, Devlet Başkanı Stobodan Mi- loseviç karşıtı gösteriler niteliğini kazanmış. Üç gün resmi tatil ilan edilen Çin'de şafakla birlikte ünlü Ti- ananmen Meydanı'nı dolduran onbinler. bayrak tö- renini izledikten sonra, yürüyüşler yerine, gezip tatil keyfi çıkanmayı yeğlemişler.. Türkiye'de 1 Mayıs kutlamalan hangi gerçeklikle- rin turnusol kâğıdı oldu? Elbette şekilde demokrat, ıçerikte demokrasiden payını alamamış noktada kitlenıp kakjığımızın bir res- mi ortaya çıktı. Üstelik sadece düzene egemen olan güçler ve iktidar, polis cephesinden de değil. De- mokrat olamamak, başkalannın haklanna saygılı ola- mamak, siyasal partilere, sendikalara, demokratik örgütlenmelere, birey davranışlanna yansımış, yay- gın bir bulaşıcı hastalık gibı. Sabah sabah ilk duyduğum sözler bir MHP ilçe baş- kanındandı. Havanın yağmurlu olabileceği, mitingde- kilerin ıslanabileceği kaygısını dile getiren bir kişiye yanıtı, "Inşallah başlanna dolu, taş yağar" oldu. Of- kesinin nedenlerini savunurken de sendika ağaların- dan, grevlerle işletmelere verilen zararlardan dem vurdu. Ancak söyledıklerinden asil derdinin, partisi- nin yandaşı, partiyi ve ülkücü tosunları, belli ki ken- disini de gören, işçilerini ülkücü fedailerine kırdıran, durmadan işçi atan. iş yeri kapısından sendika sok- mamakta ve çok düşük ücrette direnen bir işverene olan bağlılığı olduğu anlaşıldı. Sabah sabah keyfimi kaçırmamaya niyetli. soluğu 1 Mayıs buluşmasının yapılacağı Perpa'nın önünde aldım. Komitede görevli dostlann anlattıklarından, 1 Mayıs kutlamalanna katılanlardan kimi sıyasetçilerin de hoşgörünün, demokrasinin en alt sınırlarına ula- şamadan hâlâ ne kadar da uzakta kaldıklarını öğren- dim. 1 Mayıs'akatılıp, 1 Mayıs'ınkutlanmasınınanlamı- na saygılı olmada iddialı olup kendi gibi düşünme- yenlerin taşıdıkları simgelere, sloganlara, değerlere saldırıda bulunmak neyin nesi? Sahi, solla asker gi- bi tek tip giysi, yürüyüş özentisi arasında nasıl bir ilış- ki kurulabilir? Kimi koşullar ve dayatmaların hastalıklı düşünce- leri ve davranışları üretmiş olmasını anlayabiliriz. Ama hasta kafalara meydanı boş bırakmamak, 1 Mayıs kut- lamasının anlamının yok edilmesine izin vermemek, toplumda 1 Mayıs sendromunun yaşatılmasına ara- cı olmamak gibi bir sorumluluk ve gerçeklik de olma- lı değil mi? 1 Mayısasahipçıkmadai.derecedensorumlusen- dikacılık hareketi ve lider kadrolarının önemli birço- ğunluğunun doğrusu bu anlamda yatacak yerleri yok. 1 Mayısın sahibi sendikalar ve işçileri meydanı dol- duramazsa, ağırlıklarını koyamazlarsa, elbet mey- danlar başkalanna kalır. "7 Mayıs'a ınanmıyorum, ka- tılmıyorum"diyemeyip, işçilerine "7 Mayıs'a katıima- yın, olacaklardan biz sorvmlu değilız" talımatını ve- ren, sendikacılığa ihanet içindekı sendikacılann bir gün bile sendikalann başında tutulmaması gerek değil mi? Kimileri de daha da büyük bir yüzsüzlükle işçi- lerini getirtmeyip. 1 Mayıs'ın olayın sahibi imişler gi- bi, televizyon kameralarına, foto muhabirlerine en önde poz verdiler. 1 Mayıs yürüyüş kollannda onbinlerle üyeli bir sen- dikanın flamasının arkasında birkaç işçi, aynı iş ko- lunun bir mahalle grubunu simgeleyen yazının arka- sında çok daha büyük bir kalabalık görüyorsanız, ış- çinin varoş kimliğinin sendikasının kimlığine ağır bas- tığinı görmek ve kabul etmek zorundasınızdır. 1 Ma- yıs'ın anlamını boş verin. bu çarpık örgütlülük, sos- yolojik gelişme üzerinde ciddi ciddi, kara kara düşün- memız gerekmiyor mu? 1 Mayıs'ın Türkiye'de bir kâbus gibi yaşatılmasın- da, siyasi iktidarların, devlet içinde yerleşmiş çetele- rin rolleri, polis baskısı, medya sorumluluğu gibi ko- nulara bu yazıda hiç girmiyorum. Onlar biliniyor ve demokrasi, sendikal işçi hakları karşıtı bu cephenın kasıtlı, bilinçli yaptıklan, demokrasi cephesinin öze- leştırisi faslına girmiyor. Yeri gelmişken, dünkü 1 Mayıs izlenim yazıma tep- ki gösterme duyarlılığını gösteren ve kendi sorumlu- luğunun bilincınde olanlara özellikle teşekkür ediyo- rum. Harb-İş, Gölcük'te bağımsız bir kutlama yap- tıklan için Istanbul mitıngine ağırlık veremediklerini açık- lıyor. ODP'Iİ okurtartatsızolaylara meydan vermemek üzere, alana girişi zortamadıklannı, ancak hemen ara sokaklardan da dağılmadıklannı, 1 Mayıs'ı kutlaya- bilmek için ana caddelerden de geçmek koşulu ile uzun bir yürüyüş yaptıklarının altının çizilmesini ıstı- yorlar. İP Başkanı Doğu Perinçek, partisinin yürüyüş koluna saldıranlan sol olarak değerlendirmenin yan- lış olacağına işaretle, buna rağmen yürüyüşlenni sür- dürüp meydana geldiklerini, ancak arkalanndan gelen- lerin yeni provokasyonlarına izin vermemek için, ar- kadaşlannın dağılmayı seçtiklerini açıklıyor. Kombassan borçları üstlenmiyor Petlas'm satışmda skandala doğru ANK.4RA (Cumhuri- yet Bürosu) - Petlas'ı, bi- lançosundaki tüm borç ve alacaklannı da üstlenmek koşuluyla 7 yıllık taksıtle 35.8 milyon dolara alan Kombassan Holding, borç- lann bir bölümünü öde- memek için sözleşmeyi l.5aydır imzalamıyor. RP'ye yakınlığıy la bili- nen Kombassan'ın Pet- las'ın 900 milyar liralık borçlannın yansını öde- meyi kabul ettiği. 700 mil- yar liralık kıdem ve ihbar tazminatlannın da devle- tin üstlenmesini istediği bildirildi. Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın pa- zarlıklardan sonuç alama- yınca, konuv'u Özelleştir- me Yüksek Kurulu na gö- türdüğü öğrenildi. Petlas. ÖYK'nin 20 martta yayımlanan kara- nyla 3.6 milyon dolan pe- şin. gen kalanı 7 yıl tak- sitle ödenmek üzere 35.8 milyon dolara Kombassan Holding'e satıldı. Hol- ding, şirketin bilançosun- daki tüm borç ve alacak- lan üstlenirken, kurumda çalışan 1400personelden yalnızca 700'ünü istihdam etme güvencesi verdi. Satış karannın ardın- dan. Kombassan Hol- ding'in. kurumun borçla- nnın yüksek olduğu ge- rekçesiyle sözleşmeyi im- zalamadığı öğrenildi. Ku- rumun tüm borç ve ala- caklannı aynntılı olarak bilen Kombassan'ın, sa- tış karannın çıkmasının hemen ardından, kurumun 700 milyar liralık kıdem ve ihbar tazminatlarının devlet tarafından üstlenil- mesini istediği bildirildi. ÖtB yetkilileri. satış söz- leşmesini değiştirmeye yet- kileri olmadığını vurgula- yarak Petlas'ın satışına iliş- kin son karan ve Kombas- san'ın istemini değerlen- dirmek üzere ÖYK'ye baş- vurduklannı kaydettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle