Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3MAYIS1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Hayalleri tutmayan hükümet rant vergisini erteleyip zamlan yaparak kaynak anyor
Kaşıkla verilen kepçeyle gitti
İngittere Asil
Nadip'in peşini
bırakmıyop
• LONDRA
(Cumhuriyet) - Ingiliz
hükümeti. Türk
hükümetine başvurarak
Kıbnslı Türk işadamı Asil
Nadir'in tutuklanarak
yargılanmak üzere
Londra'ya gönderilmesini
istedi. Asil Nadir'in Türk
Ajansı'na birkaç gün
içerisinde Türkiye"ye
gideceğini açıklamasıyla
harekete geçen İngiliz
Ağır Dolandıncılık
Masası. acilen Türkiye'ye
temsilci gönderdi. Ingiliz
The Times gazetesinin
haberine göre Nadir'in
avukatı Peter Krivinskas.
Ağır Dolandıncılık
Masası yetkililerine
yaptığı açıklamada,
Kıbnslı işadamının bazı
işlerini takip etmek
amacıyla Türkiye'ye
gideceğini doğruladı.
Ağır Dolandıncılık
Masası. avukatın bu
açıklamasından sonra kaç
kişiden oluştuğu
açıklanmayan bir grup
memuru Türkiye'ye
gönderdi. Memurlann.
daha ziyade Içişleri
Bakanlığı. polis ve
muhaceret yetkilileriyle
temaslar yaparak Asil
Nadir'in Türkiye'ye
gitmesi halüıde
tutuklanarak kendilerine
teslim edilmesini
istedikleri bildirildi.
Santral
ihalelerinde
sona ttoğru
• ANKARA(AA)-
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Mustafa
Vuruşkaner. termik
santrallar ihalesinde
uygun fiyat teklifi
verdiğini düşünen
firmalann şimdiden
sev inmemeleri uyansmda
bulunarak, "Rakamlar tek
başına hiç bir şey ifade
etmez. Işin temelindeki
ciddiyet önemlidir" dedi.
Vuruşkaner, açılan ihale
kapsamında tekliflerin
alındığı termik
santrallann işletme
hakkının 20 yıllığına -
devrı kUhlSUnda ya^frgr -
açıklamada 10 termik
santral için 45 teklif
geldiğini hatırlattı.
bunlann hafta başından
itibaren
değerlendirilmeye
başlanacağını bildirdi.
thalenin "*bir kaç aylık"
bir çalışma ile
sonuçlanabileceğini
belirten Vuruşkaner. bir
sonı üzerine, en düşük
fiyat teklifi veren
firmalann şimdiden
sevinmeleri için yeterli bir
neden olmadığına dikkat
çekti.
Endekslerle dış
ticaret
• ANKARA (AA) -
Devlet Istatistik Enstitüsü
(DİE), geçen yıl
Temmuz'da bir önceki aya
göre ihracat miktar
bndeksinin yüzde 5.5.
ithalat miktar endeksinin
ide yüzde 17.7 artış
gösterdiğini açıkladı.
Aynı ay, ihracat fıyat
endeksinde yüzde 0.8
azalış. ithalat fıyat
endeksinde yüzde 2 artış
gerçekleşti.
7 aylık ortalamalar
dikkate alındığında
ihracat miktar endeksi
yüzde 4.7 azalış, ithalat
miktar endeksi yüzde
28.8 artış gösterdi. Aynı
dönemde. ihracat fiyat
endeksi yüzde 3.2
azalırken, ithalat fiyat
endeksi yüzde 0.2 arttı.
1996 yılı Temmuz ayı bir
öncekı yılın aynı ayıyla
karşılaştınldığında ise,
ihracat miktar endeksi
yüzde 0.4 azaldı.
ithalat miktar endeksinde
yüzde 45.1 artış
kaydedildi.
KIA Tüpkiye'de
• ANKARA/BOLU
(AA) - Japon Nıchımen.
G. Kore'li KIA ile
Türkiye'den Ihlas Motor
ortaklığında Düzce'de
kurulacak KIA otomobil
fabrikasının temeli, 22
mayıs perşembe günü
atılıyor. Fabrikanın
temelinin Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel
tarafından atılması
beklemyor.
Ihlas Motor A.Ş, Japon
Nıchımen Corp ve Güney
Kore KIA Motors Corp.
ortaklığı ile Düzce'de
480 bin metrekarelik
alana kurulacak olan
fabrikanın. yatırım
maliyeti yaklaşık 180
milyon dolar olarak
belirlendi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Fa-
iz gelirlerinden kayıtlı sistemle vergi ke-
silmesi uygulamasını 1999'a erteleyen,
kaynak paketlerinden hedeflediği geliri el-
de edemeyen. beklediği vergiyı toplaya-
mayan hükümet. bütçe açıklannı kapatmak
için yine KİT ürün fiyatlannı arttınyor.
REFÂHYOL hükümeti. memur ve emek-
lilerin maaşlanna yaptığı ek zammı akar-
yakıt. kâğıt ve tekel ürünlerine uyguladı-
ğı artışlarla peş peşe geri ahyor. Akarya-
kıt. tüpgaz, demir-çelik. kâğıt ve tekelin ar-
dından, elektrik, çay ve şeker fiyatlanna
da bu ay içinde yüzde 5-7 zam yapılması
bekleniyor. ANAP Grup Başkanvekili Ze-
ki Çakanın dün düzenlediği basın
toplantısında verdiği listeye göre, 11 ay-
da et fiyatlan yüzde 180, sütün fıyatı yüz-
de 50 oranında yükselirken, şeker fiyatla-
nndaki artış yüzde 600'e ulaştı. Ekmek
fiyatı yüzde 33 artışla 20 bin liraya, çay
yüzde 60 artışla 500 bin liraya, et ise yüzde
180 artışla 850 bin liraya çıktı.
Denk gerçekleşeceği savıyla hazırlanan
1997 bütçesinde yılın ilk 3 ayında oluşan
415 trilyon liralık açık hükümeti telaşa dü-
şürdû. Ocak ve şubat aylannda bütçenin
denk gerçekleştiği iddiasını öne süren Baş-
bakan Necmettin Erbakan. geçen ay Tür-
kiye'de bulunan Uluslararası Para Fonu
(IMF) heyetinin açığı kamuoyuna duyur-
ması üzerine geri adım attı. Erbakan, bu
hafta içinde partisinin gnıp toplantısında
mart ayında bütçenin açık verdiğini belirt-
mek zorunda kaldi.
Ekonomi politikasının temelini "denk
bütçe" savına oturtan REFÂHYOL hütü-
meti, hazırladığı 3 kaynak paketinden bek-
lediği geliri elde edemedi. Vergi borçlan-
na af yapılacağı açıklamasının ardından,
vergi gelirleri hedefinde de aylık 10 tril-
yon liralık açık oluşan hükümet, bütçeye
kaynak yaratabilmek için yine çareyi KİT
ürünlerinin fiyatlannı arttırmakta buldu.
Hükümet. Kurban Bavramrran ardından
T H Y ' d e y e n i f i y a t l a r HÜKÜMETE PARİTE DARBESİ
Paıtar
Ankara-Samsun
MraŞafeıfe
Ankara-SM
Mara-TriKon
Artara-V*
Ariaa-Artafya
Maa-fiodtura
Mara-Oadamn
Ariara-fanir
MaaSnop
Artara-Kahramanmaraş
IsIanbuHfeazl
İstanbul-Kflnya
btanbuMCaysai
İstanbul-Sanıstıı
Öanbui-Sivas
BUıtni-Totat
(StânbuHfabzon
IsiantaMnlara
btsibul-bnfr
btstuhAdm
İstanbul-Oiyartakr
Ütartjut-Baaj
Istanbu^&zfei^i
!stant»i-Efzu«n
Islvbttf-Kss
İstartul-Müya
IstartuMAş
istartul-Şrtijte
Istantxi-S»t
îstaöJ-Van
tstartojMîöyj
stsnbuHJodnfn
btanbuHlabman
bnr-MUyı
G9W-Adfln3
bnr-Daianai
bnr-Snop
Eskiûcm
5.300.000
6.4OD.0OC
6.400.00C
6400.000
a«aooo
S.400.000
6600.00C:
7.800.00C
7.800.000
7.8ÛO.O0C
5.30C.00C
6.400.00C
6.400.00C
6.4oaooo
7.600.000
7.6OO.00C
7.6oaooo
7.600.000
7600.000
7.900.000
7.800.000
8.500.000
6İ0O000
8.500.000
8.50O000
8.500.000
8.500.000
8İ00.000
&500.000
8İ0O.0OO
83)0.000
8500,000
8.500.000
8.500.000
1800.000
8.800.000
8.800.000
7J000O0
BİOOİOOO
6.400.000
7500.000
7500.000
3,850.000
Yenücret
5.800000
7.000000
7.000.000
7.000.000
7.000.000
7.000.000
7.200.000
S.6OC.0O0
B.rao.ooo
8.600.000
5.800.000
7.000.000
7.100.000
7.100.000
8500.000
8500.000
8500.000
8500.000
8500.000
8500.000
8.500.000
9.40G.000
9.400.000
9.400000
9.400.000
9.400.000
S.400.000
9.400.000
9.4OC.0O0
9.400.000
9.400.000
9.400.000
9.400.000
9.400.000
9.700.000
9.700.000
9.700.000
8500.000
9.400.000
7.000.000
8300.000
8.300.000
4^00.000
Artş
(Yûzde)
943
9.38
9.38
9.38
9.38
3.38
9.09
1026
10.26
1026
9.43
9.38
10J4
1094
11.84
11.84
11.84
11.84
11*1
8.97
8.97
1059
1Ö59
1059
10İ9
1059
10.59
10.59
10.59
10.59
1059
1059
1059
1059
1025
1023
1023
1134
10.59
9.38
10.67
10.6?
9.09
AçUanada, ayroa, Buones Class bulunan İBllatia, BuanessC3ass ücreSenrtn, BonomS«ııfücredennclen«ızde
50 daha fazla oMuSüloydedilı*.
REFAHYOL'da
dolar-mark fiyatlan
Ekonomi Ser\isi -
1996 yılı sonu için
dolann 104 bin lıra
olacağı üzerine
hesaplannı yapan
hükümete ilk darbe
parite kaynaklı oldu.
Paritenin
yükselmesiyle birlikte,
dolann hesaplannın
ötesinde arttığını
gören hükümet,
çözümü Merkez
Bankası'na dolar
sattırmakta buldu.
Tüm bunlara karşın
dolar, yılı 108 bin
liradan kapattı. 1997
yılı başında 1.55 olan
dolar-mark paritesi
1.72'ekadaryükseldi.
Buna karşın dolar 135
bin 500 lira seviyesine
yükseldi. Hükümetin
düşük kur politıkası
nedeniyle dolann
pariteye bağlı artışı Türkiye'deki döviz piyasasına
yansımıyor. Dolann TL karşısında değer yitirdiğini
belirten bankacılar, bunu Merkez Bankası'nın
müdahalesine bağlıyor. Özellikle geçen hafta hükümetin
düşeceği söylentileri üzerine dövize büyük bir talep
yaşandığını hatırlatan bankacılar, döviz satarak kontrol
etme politikasının geçen hafta Merkez Bankası
rezervlerinden yaklaşık 542 milyon dolarlık azalmaya
neden olduğunu belirtiyor.
• • Haziran
^ B Temmuz
H Ağustos
• Ey.ü!
M E k ı m
^ | Kasım
H Aralık
• • Ocak
Q Şubat
HMart
1 9 Nısan
^ H Mavıs
78.100
81.600
83.150
86.000
91.500
96.175
101.200
108.400
115.850
122.600
127.200
135.500
50.950
53.350
56.475
58.150
59.950
63.450
65.900
69.800
70.800
72.450
76.000
78.500
Aym ilk günü ve alış fiyatlan
arka arkaya KlT ürün fiyatlannı arttırma-
ya başladı. Son 10 günde. akaryakıt vce
tüpgaz fiyatlan yüzde 7, kâğıt fiyatlan
yüzde 10, demir-çelik fiyatlan yüzde 8 son
olarak da THY iç hat ücretlerine yüzde
10.22 zamla birlikte Tekel ürünlerinin fi-
yatlan da yüzde 25 düzeyinde arttınldı.
IMF'nin eylül ayında orta vadeli bir prog-
ram üzerinde anlaşılması için yaz aylan-
na kadar bütçe gelirlerinin yükseltilmesi.
sıkı para ve maliye programı uygulanma-
sı, tüketim harcamalannı kısıcı politika yü-
rütülmesi istemini de dikkate alan hükü-
met, maaş ve emekli aylıklanna verdiği or-
talamayüzde8-14 düzeylerindeki ek zam-
lan da KİT ürün fiyatlanna yaptığı zam-
larlageri aldi.
Hükümet. Hazine'nin borçlanmasını zo-
rasokacağı gerekçesiyle faiz gelirlerinden
kayıtlı, beyanname yöntemiyle vergi ke-
silmesi uygulamasını 1999'a erteliyor.
Türk-Iş Araştırma Bürosu tarafından ya-
pılan çalışmaya göre. yalnızca nisan ayın-
da. eıda fivatlan vüzde 6.8 arttı.
Ermenistan'la
ısınma turu
TRABZON - KEİ Konferansı nede-
niyle ülkemize gelen Ermenistan Cum-
hurbaşkanı Levon Ter Petrosyan'in
"Azerbaycan'la kesinlikle savaşmaja-
cakları ve sorunların barışçı yollar-
dan çözümü için yeni adımlar ata-
caklarını" açıklamasının ardından eko-
nomik ve ticari ilişkiler için de adım-
lar atılmayabaşlanıldı. Ermenistan Işa-
damları Temsilcisi ve Cumhurbaşkanı
Petrosyan'ın ağabeyi Telman Ter Pet-
rosyan, sorunların biran önce çözül-
mesini ve Türkiye ile ekonomik ve ti-
cari ilişkilere başlanılmasını istedikle-
rini açıkladı. Petrosyan, Trabzon'u dün-
yaya açılacaklan bir pencere olarak gör-
düklenni söyledı.
Ermenistan Işadamlan ve Sanayici-
leri Temsilcisi Telman Ter Petrosyan
başkanlığındaki bir heyet KEİ toplan-
tısı dönüşü Trabzon'da temas ve ince-
lemelerde bulundu. Ermenistan Dışiş-
leri Bakanı Aleksandr Arzumanyan ve
çok sayıda bakan ve bakan yardımcısı-
nın yeraldığı heyet Trabzon Ticaret ve
Sanayi Odası'nın konuğu oldu.
TTSO Yönetim Kurulu Başkanı Maz-
har Afacan yaptığı konuşmada. Türk-
Ermeniilişkilerindetarihi bir adım atıl-
dığını, bu adımda Trabzon'un çok önem-
li katkılannın olacağını söyledi.
Olağanüstü hal uygulanırsa ekonomi ve ticaret sekteye uğrayacak
Hatay'a OHAL gölgesi• Alınacak OHAL karan ile birlikte Hatay ekonomisinin zor
günler yaşayacağını dile getiren işadamlan, özellikle Bağımsız
Devletler Topluluğu'na yapılan ihracat ve nakliyatın aksayacağını
belirtiyorlar.
FATMA KOŞAR
Milli Güvenlik Kurulu'nun mart ayı
olağan genel kurul toplantısında masaya
yatınlan Hatay'ın akıbeti. nisan ayında
yapılan toplantıda belirlenemedi.
Hatay'da OHAL uygulanıp
uygulanmayacağı konusunda herhangi
bir açıklama yapılmazken, geçen ay
yapılan MGK'de Hatay Valisi litku
Acun'un toplantıya çağnlmamış olması
başta ış çevreleri olmak üzere birçok
kesimi rahatlattı.
Mart ayında yapılan, zorunlu eğitimin 8
yıla çıkanlması karanyla iktidar
ortaklannı birbirine düşüren MGK
toplantısında, Hatay "da olağanüstü hal
uygulanması yönünde birtakım
görüşmelerin yapıldığı ileri sürülmüş,
bu sav ilgili kişilerce daha sonra
yalanlanmamıştı.
Mart ayındaki MGK toplantısı
sonrasında sıkıntılı günler yaşayan
Hataylı işadamlan. bölgede büyük
ticaret hacmi bulunan Hatay"da OHAL
uygulanmasının sakıncalı olacağını
savunuyorlar. Alınacak OHAL karan ile
birlikte Hatay ekonomisinin zor günler
yaşayacağını dile getiren işadamlan.
özellikle Bağımsız Devletler
Topluluğu'na yapılan ihracat ve
nakliyatın aksayacağını belirtiyorlar. Bu
nedenle dikkatlerini nisan ayında
yapılan MGK toplantısına çeviren
Hataylı işadamlan. Hatay'la ilgili olarak
hâlâ bir açıklama yapılmamış olduğunu
dile getirerek "Hatay'ın güven
vermeyen bir il olarak tamtılmasına
artık son verilsin" di>e konuşuyorlar.
llde gelişen ticaretın ve ihracat
potansiyelinin göz ardı edilmemesi
gerektiğini dile getiren ihracatçı ve
taşımacılar. Akdeniz bölgesinden
yapılan ihracat ürünlerinin hemen
hemen tümünün Hatay'daki nakliyat
firmalarıyla taşındığına dikkat
çekiyorlar.
"Hatay halkının gönlünün alınması
gerekiyordu" şeklinde beklentilerini
ifade eden işadamlan, Çukurova
bölgesinin narencıyesinin yüzde 70'ini
Hatay'ın ihraç ettiğini ve yaş meyve ve
sebze ihracatında Türkiye'nin ileri
gelen iHerinden biri olduğunu dile
getirdiler.
Hatay'la ilgili vapılan iddialann havada
kaldığını söyleyen UND Yönetim
Kurulu üyesi ve Rentaş Taşımacılık
Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin
Rende, "Söylendiği gibi bir durum
varsa. devletin ortaya çıkarma
konusunda aciz kalacağını
sanmıvorum. Bizler de ortaya
çıkarılmasını isteriz. Burada herkes
kendi işini yapıvor, dolayısıyla özel
sektörle kalkınan, kendi kendine bir
şeyler yapabilen bir il ve Türkiye'de
taşımacılıkta bu kadar gelişen bir yer
daha yok" dedi. Yaş Mey\'e ve Sebze
thracatçılar Birliği Yönetim Kurulu
üyesi ve Eskiocaklar Taşımacılık
Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin
Eskiocak, "Bunu düşünmek bile
istemiyorum. Bunu gerektirecek bir
durum yok" şeklinde konuştu.
ÇİFTÇİ DOSTU /SADLLLAH USUM!
Çay Ureticisi Hakkmı IstiyorRİZE - Doğu Karadeniz Böl-
gesi'nde Rize, Trabzon. Giresun
ve Ordu illerinde geçimini çay-
dan sağlayan yüzbinlerce üreti-
ci, bu yıl daha şimdiden sıkıntı-
lı günler geçırmeye başladı. Çün-
kü, kötü hava koşullan yüzünden
yaş çay yaprağı toplama işlemi
bu yıl bir ay kadar gecikecek.
Geçmiş yıliarda nisan ve mayıs
aylannda toplanabilen çay yap-
rakları henüz tomurcuk haline
bile dönüşemedi. iç kesimlerin
durumu daha kötü. Tecrübeli ba-
zı üreticilere göre, bu yıl üç sür-
günden ikisi alınabilir. Üçüncü-
sünün toplanma şansı çok az. İç
bölgelerde ise mümkün değil.
Bu nedenle 1997 yılı rekottesinin
geçmiş yıllara oranla düşük ol-
ması bekleniyor!
Türkiye dünya çay üretiminin
yüzde üçünesahıp. Çin. Hindis-
tan, Sri Lanka, Endonezya ve
Kenya'dan sonra 6. sırada. Ku-
ru çay üretiminde ise dünya çay
üretiminin yüzde 5.4'ünü karşı-
lıyoruz. Ekim alanlarımız4 ilimiz-
de 767 bin dekar. 1996 yılında-
ki kuru çay üretimimiz de 155
bin ton civarında. Bunun 100 bin
tonu Çay-Kur. 55 bin tonu da
özel sektör tarafından üretildi.
Çay-Kur'un bölgelere dagılmış 45
fabrikasına karşılık özel sektörün
312 işletmesi var.
Karadeniz'in kıyı şeridinde yer
yer 30 kilometre içeriye giren ve
bin metre yüksekliğe kadar çıkan
yamaçlar birinci sınıf çay üretim
alanı. Yükseklik arttıkça ve 30
kilometreden fazla ıçerilere gir-
dikçe çay kalitesi ve verimi dü-
şüyor. Karadeniz yöresınde çay
üreten aile sayısı 201 bin 500.
Çizdiğimiz bu tablo da göste-
riyor ki, çay Karadeniz'de yaşa-
yan insanlarımız kadar Türk eko-
nomisi için de son derece önem-
Birinci sınıf çay üreten Karadeniz desteklenmezse ithalat yoluna gidilecek.
li. Yüzbinlerce insanımızçaydan
geçimini sağlarken, ülkeekono-
misine de trilyonlarca liralık kat-
kıda bulunuyor. Eğer çay üreti-
mi çökerse veya azalırsa ithalat
için trilyonlarca liralık döviz ver-
memiz gerekecek.
Karadeniz yöresini kalkındır-
mak, geliştirrnek, üreticileri ve
halkını zenginleştirmek için bu-
güne kadar çay üzerinde oyna-
nan oyunlara bir son vermek zo-
rundayız. Yeni bir sistem getir-
meliyiz. Üreticinin özel sektör ta-
rafından sömürülmesini önleye-
bilmek için Çay-Kur'u destekle-
meliyiz ve mali açıdan güçlendir-
meliyiz. Hele özelleştirme lafını
ağızlarımızdan silip atmalıyız.
Çay-Kur işletmelerinin günlük
çay üretim kapasitesi 6 bin ton
civarında. Senelerden beri hep
6 bin ton. Aslında bütün sorun
da bundan kaynaklanıyor. Gün-
lük çay üretimimize 6 bin ton iş-
leme kapasitesi yeterli değil. Çay-
Kur fabrikalarının bu nedenle
günlük en az 10 bin, hatta 11
bin ton çay işleyebilecek hale
getirilmesı gerekir.
Çay-Kur, 45 fabrikası günde 6
bin tondan fazla işleyemediği
için üretıciye kota (kontenjan)
getiriyor. Günde dekar başına
10 kilodan fazla çay almıyor. Çay
bölgelerinde ise günlük çay üre-
timi 10 bin tonun üstünde. Bu ne-
denle 4 bin ton çay. üreticinin
elinde kalıyor. Bu durumu lyi bi-
len özel sektör de üreticıye kar-
şı nazlı davranıyor ve kendi ko-
şullannı kabul ettiriyor. Alım fiya-
tını ve ödeme tarihlerini kendisi
belirliyor. Böylece üreticiye pa-
zarlık imkânı tanımıyor...
Nitekim, geçmiş yıliarda üre-
ticiler hep bu yüzden ezildi. Ürün
fazlasını özel sektöre hem düşük
fiyatlarla vermek zorunda kaldı,
hem de parasını aylarca alama-
dı. 1996 yılı ürünü çay paraları-
nın ödenmesi 1997 yılının nısan
ayına kadar sürdü. Hâlâ özel sek-
törden parasını alamayan bin-
lerce üretici var. Ama ne yazık ki
üretici ve kuruluşlarının bütün
çabasına rağmen ödemelerin bi-
raz daha öne alınması sağlana-
madı. Alacaklarını tahsil etmek
için icraya veya mahkemelere
başvuranların masrafı da avu-
kat paraları ile birlikte 15 ile 20
milyon lirayı geçiyor.
Aslında üreticilerin Çay-
Kur'dan da bazı sıkıntıları var.
Örneğin o da ödemeleri gecik-
tiriyor. Üreticiler mayısta birinci
sürgün, temmuzda ikinci sür-
gün, eylülde üçüncü sürgün çay-
larını teslim ediyor... Ancak pa-
raların ödenmesi yıl sonunu bu-
luyor. Geçen yıl çay alım fiyatla-
rı 25 bin lira olarak aç.ıklanmıştı.
Ancak ödemeler geciktirikjıği için
25 bin liranın alım gücü 15 bin
liraya kadar düşmüştü. Üstelık,
üreticiler borçlarını bankalara za-
manında veremedikleri için de
aynca katmerli faiz ödemek zo-
runda kalmışlardı.
Üretici bu yıl düzlüğe çıkmak
ve geçmiş yıllardaki kötü uygu-
lamalardan kurtulmak istiyor.
Geçen yıl verilen 25 bin lira alım
fiyatı çok düşüktü. Zira. bir kilo
çayın maliyeti 32 bin 500 lira ola-
rak tespit edilmişti. Bu yıl da
"Geçen yıl 25 bin liraydı, yüzde
yüz zam verelim" düşüncesiyle
alım fiyatı 50 bin lira olarak açık-
lanırsa üreticiler isyan edecekler.
Hatta. 60 bin liraya bile razı
degıller. Zira, bu yıl bir kilo çayın
maliyeti 70 bin lira civarında...
Bazı girdilere gelen zam yüzde
iki yüzü geçti. Örneğin, geçen
yıl 14 ile 15 bin liranın altında
olan gübre fiyatlan vadeli alım-
larda 45 ile 50 bin liraya kadar
çıkıyor. 1980 sonrası sanayi ürün-
lerine gelen zam kadar fiyat ver-
mek gerekirse çay alım fiyatının
tam 500 bin 902 lira olması ge-
rekirdi. Zira. 1979'da çay alım
fiyatı 14 lira 50 kuruştu. Gübre
ise 110 kuruştu. O tarihten bu ya-
na gübre fiyatlarındaki artış tam
34 bin 545 kat oldu. Çay fiyat-
lanndakı artış ise 1724 katta kal-
dı. 1979'da bir kilo çay satan
üretici 13 kilo gübre alabiliyordu.
1996 yılında ise bir kilo çayla an-
cak bir kilo gübre alabildi.
Arada kalan trilyonlarca liralık
fark, 17 yıldan beri üreticinin ce-
binden sanayicilerin kasalanna
akıtıldı. Işte çay ureticisi bu yüz-
den her yıl biraz daha fakirleştı.
Karadeniz Bölgesi ziraat oda-
ları ve kooperatiflerinin yaptıkla-
rı hesaba göre üreticinin belini bi-
raz doğrultabilmesi için çay alım
fiyatının en azından 78 bin lira ol-
ması gerekecek. Paralann da her
ay başında peşin olarak öden-
mesi isteniyor.
BITTI
İŞÇİNtN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Turnusol Kâğıdı
1 Mayısların kutlanış biçimi, ülkelerin rejimlerini,
demokrasilerinin düzeyini, işçi hakları ve sendikala-
rının gelişmişliğini açığa çıkaran turnusol kâğıdı gibi-
dir.
Moskova Kızıl Meydan'da yaklaşık 100 bin göste-
rici yönetim karşıtı sloganlar atarken, Devlet Başka-
nı Boris Yeltsin halka 1 Mayıs kutlamalanna katılmak
yerıne, sorunlarını unutup eğlenmeleri çağrısını yap-
mış.
1 Mayıslan uzun yıllar keyifli bir bayram ve banş ha-
vasında kutlayan Almanya ve Fransa'da ekonomik kriz
ve işsizlikle birlikte hortlayan ırkçı örgütlenmeler, Al-
manya'da çatışma da çıkararak öne çıkmış.
Güney Kore'de I Mayıs kutlamalan, yolsuzluklar
batağındaki ve işçi haklarını gaspeden hükümet kar-
şıtı şiddetli protesto gösterilerine, çatışmalara dö-
nüşmüş.
Sırbistan'da 1 Mayıs, Devlet Başkanı Stobodan Mi-
loseviç karşıtı gösteriler niteliğini kazanmış. Üç gün
resmi tatil ilan edilen Çin'de şafakla birlikte ünlü Ti-
ananmen Meydanı'nı dolduran onbinler. bayrak tö-
renini izledikten sonra, yürüyüşler yerine, gezip tatil
keyfi çıkanmayı yeğlemişler..
Türkiye'de 1 Mayıs kutlamalan hangi gerçeklikle-
rin turnusol kâğıdı oldu?
Elbette şekilde demokrat, ıçerikte demokrasiden
payını alamamış noktada kitlenıp kakjığımızın bir res-
mi ortaya çıktı. Üstelik sadece düzene egemen olan
güçler ve iktidar, polis cephesinden de değil. De-
mokrat olamamak, başkalannın haklanna saygılı ola-
mamak, siyasal partilere, sendikalara, demokratik
örgütlenmelere, birey davranışlanna yansımış, yay-
gın bir bulaşıcı hastalık gibı.
Sabah sabah ilk duyduğum sözler bir MHP ilçe baş-
kanındandı. Havanın yağmurlu olabileceği, mitingde-
kilerin ıslanabileceği kaygısını dile getiren bir kişiye
yanıtı, "Inşallah başlanna dolu, taş yağar" oldu. Of-
kesinin nedenlerini savunurken de sendika ağaların-
dan, grevlerle işletmelere verilen zararlardan dem
vurdu. Ancak söyledıklerinden asil derdinin, partisi-
nin yandaşı, partiyi ve ülkücü tosunları, belli ki ken-
disini de gören, işçilerini ülkücü fedailerine kırdıran,
durmadan işçi atan. iş yeri kapısından sendika sok-
mamakta ve çok düşük ücrette direnen bir işverene
olan bağlılığı olduğu anlaşıldı.
Sabah sabah keyfimi kaçırmamaya niyetli. soluğu
1 Mayıs buluşmasının yapılacağı Perpa'nın önünde
aldım. Komitede görevli dostlann anlattıklarından, 1
Mayıs kutlamalanna katılanlardan kimi sıyasetçilerin
de hoşgörünün, demokrasinin en alt sınırlarına ula-
şamadan hâlâ ne kadar da uzakta kaldıklarını öğren-
dim.
1 Mayıs'akatılıp, 1 Mayıs'ınkutlanmasınınanlamı-
na saygılı olmada iddialı olup kendi gibi düşünme-
yenlerin taşıdıkları simgelere, sloganlara, değerlere
saldırıda bulunmak neyin nesi? Sahi, solla asker gi-
bi tek tip giysi, yürüyüş özentisi arasında nasıl bir ilış-
ki kurulabilir?
Kimi koşullar ve dayatmaların hastalıklı düşünce-
leri ve davranışları üretmiş olmasını anlayabiliriz. Ama
hasta kafalara meydanı boş bırakmamak, 1 Mayıs kut-
lamasının anlamının yok edilmesine izin vermemek,
toplumda 1 Mayıs sendromunun yaşatılmasına ara-
cı olmamak gibi bir sorumluluk ve gerçeklik de olma-
lı değil mi?
1 Mayısasahipçıkmadai.derecedensorumlusen-
dikacılık hareketi ve lider kadrolarının önemli birço-
ğunluğunun doğrusu bu anlamda yatacak yerleri yok.
1 Mayısın sahibi sendikalar ve işçileri meydanı dol-
duramazsa, ağırlıklarını koyamazlarsa, elbet mey-
danlar başkalanna kalır. "7 Mayıs'a ınanmıyorum, ka-
tılmıyorum"diyemeyip, işçilerine "7 Mayıs'a katıima-
yın, olacaklardan biz sorvmlu değilız" talımatını ve-
ren, sendikacılığa ihanet içindekı sendikacılann bir gün
bile sendikalann başında tutulmaması gerek değil
mi? Kimileri de daha da büyük bir yüzsüzlükle işçi-
lerini getirtmeyip. 1 Mayıs'ın olayın sahibi imişler gi-
bi, televizyon kameralarına, foto muhabirlerine en
önde poz verdiler.
1 Mayıs yürüyüş kollannda onbinlerle üyeli bir sen-
dikanın flamasının arkasında birkaç işçi, aynı iş ko-
lunun bir mahalle grubunu simgeleyen yazının arka-
sında çok daha büyük bir kalabalık görüyorsanız, ış-
çinin varoş kimliğinin sendikasının kimlığine ağır bas-
tığinı görmek ve kabul etmek zorundasınızdır. 1 Ma-
yıs'ın anlamını boş verin. bu çarpık örgütlülük, sos-
yolojik gelişme üzerinde ciddi ciddi, kara kara düşün-
memız gerekmiyor mu?
1 Mayıs'ın Türkiye'de bir kâbus gibi yaşatılmasın-
da, siyasi iktidarların, devlet içinde yerleşmiş çetele-
rin rolleri, polis baskısı, medya sorumluluğu gibi ko-
nulara bu yazıda hiç girmiyorum. Onlar biliniyor ve
demokrasi, sendikal işçi hakları karşıtı bu cephenın
kasıtlı, bilinçli yaptıklan, demokrasi cephesinin öze-
leştırisi faslına girmiyor.
Yeri gelmişken, dünkü 1 Mayıs izlenim yazıma tep-
ki gösterme duyarlılığını gösteren ve kendi sorumlu-
luğunun bilincınde olanlara özellikle teşekkür ediyo-
rum. Harb-İş, Gölcük'te bağımsız bir kutlama yap-
tıklan için Istanbul mitıngine ağırlık veremediklerini açık-
lıyor. ODP'Iİ okurtartatsızolaylara meydan vermemek
üzere, alana girişi zortamadıklannı, ancak hemen ara
sokaklardan da dağılmadıklannı, 1 Mayıs'ı kutlaya-
bilmek için ana caddelerden de geçmek koşulu ile
uzun bir yürüyüş yaptıklarının altının çizilmesini ıstı-
yorlar. İP Başkanı Doğu Perinçek, partisinin yürüyüş
koluna saldıranlan sol olarak değerlendirmenin yan-
lış olacağına işaretle, buna rağmen yürüyüşlenni sür-
dürüp meydana geldiklerini, ancak arkalanndan gelen-
lerin yeni provokasyonlarına izin vermemek için, ar-
kadaşlannın dağılmayı seçtiklerini açıklıyor.
Kombassan borçları üstlenmiyor
Petlas'm satışmda
skandala doğru
ANK.4RA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Petlas'ı, bi-
lançosundaki tüm borç ve
alacaklannı da üstlenmek
koşuluyla 7 yıllık taksıtle
35.8 milyon dolara alan
Kombassan Holding, borç-
lann bir bölümünü öde-
memek için sözleşmeyi
l.5aydır imzalamıyor.
RP'ye yakınlığıy la bili-
nen Kombassan'ın Pet-
las'ın 900 milyar liralık
borçlannın yansını öde-
meyi kabul ettiği. 700 mil-
yar liralık kıdem ve ihbar
tazminatlannın da devle-
tin üstlenmesini istediği
bildirildi. Özelleştirme
Idaresi Başkanlığı'nın pa-
zarlıklardan sonuç alama-
yınca, konuv'u Özelleştir-
me Yüksek Kurulu na gö-
türdüğü öğrenildi.
Petlas. ÖYK'nin 20
martta yayımlanan kara-
nyla 3.6 milyon dolan pe-
şin. gen kalanı 7 yıl tak-
sitle ödenmek üzere 35.8
milyon dolara Kombassan
Holding'e satıldı. Hol-
ding, şirketin bilançosun-
daki tüm borç ve alacak-
lan üstlenirken, kurumda
çalışan 1400personelden
yalnızca 700'ünü istihdam
etme güvencesi verdi.
Satış karannın ardın-
dan. Kombassan Hol-
ding'in. kurumun borçla-
nnın yüksek olduğu ge-
rekçesiyle sözleşmeyi im-
zalamadığı öğrenildi. Ku-
rumun tüm borç ve ala-
caklannı aynntılı olarak
bilen Kombassan'ın, sa-
tış karannın çıkmasının
hemen ardından, kurumun
700 milyar liralık kıdem
ve ihbar tazminatlarının
devlet tarafından üstlenil-
mesini istediği bildirildi.
ÖtB yetkilileri. satış söz-
leşmesini değiştirmeye yet-
kileri olmadığını vurgula-
yarak Petlas'ın satışına iliş-
kin son karan ve Kombas-
san'ın istemini değerlen-
dirmek üzere ÖYK'ye baş-
vurduklannı kaydettiler.