23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KAYIS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 4 Hjkâyenıi sinemayla anlatıyorum \SÂ SELÇUK CmerKavur'un son filmi 'Akrebin Yolculuğu 1 seyirciyle buluştu. Kavur, seyrcinin filmi 'nasıl kabul edeceği. nasltepldgöstereceği'nin merakı için- de. Ikiiıci sınavı da Cannes Festiva- li'nleki gösterimi. Orada çok seçkin yatancı bir sınema izle\ icisıyle karşı karuya gelecek filmden alınacak tep- kilein sonucunda en azından dünya pazınnda bu filmin yer alıp almama- sı ca belirlenecek, Bu, ciddi bir smav Kamr'a göre. Sadece hikâyesini an- latnak isteyen ve bunu sinema yoluy- la \apan Ömer Kavur içm önemli olan yen bir soluk getirmek ve özgün bir ürüı ortaya koymak. Yönetmen Kavur ıle 'Akrebin Yolculuğu' eksenınde 'anyışı' üzerine konuştuk. -Insanın zaman akısı içindeki duru- munu giderek daha derinden yansıt- mayı amaçlıyorsunuz. Son filmleriniz- de bu önemli bir boyut olarak göriinü- yor_ ÖMER KAVTJR - Beni ilgılendiren şeyın, daha çok hikâyemı anlatmak ol- duğunu söylemem mümkün. Bunu da sinema yoluyla yapmaya çalışıyorum. Insanın zaman akışı içindeki durumu- na cevap verebilecek bir felsefi biriki- me sahıp olduğumu sanmıyorum. An- caksezgikrimle. duygulanmla zaman ya da zamansızlık kavramı üzerine bir şeyler yapmak istiyordum. 'Akrebin Yolculuğu nda oluşturduğum me- kândan yola çıkarak zaman düşün- . cesmi o mekânla bırleştirmek ve bir öykü ortaya çıkarmak anlayı- ., şıyia yola çıİcıldı. Bence zaman kavramının son çalışmamda kendı adıma çok önemli bir boyut kazandı- ğını söylemek ıddialı bir yaklaşım olur. Başta söylediğım gıbı. sadece hikâ- yemi anlatmak istiyorum ve bu- nu sinema yoluyla yapıyorum. Zamandan. ınsanın zaman akışı içindeki durumundan söz edıyorsak bunu bazı sanat dal- lannda görmek zor olabilır. Aynca sadece bu anlayışın benı ilgilendirdiğini söylemek de yanlış olur. Ama benı ılgilendi- ren, sankı bızim geleneklenmi- ze ya da ö\kü geleneklerine bı- raz dönüş, yapmak. Orada kulla- mlan öğeleri kullanmak, Doğu masalı gizeminı biraz sınemada ve bunun içınde tabii kı yer alan zaman kavramını da, becerebıl- diğim ölçüde kullanmak. - Zaman ve zamansızlık kav- ratnları çoğunluk bir yolculuk eşliğinde kişiliklerin iç içe girmesiyle yansmhyor... Karakterlerinudeki. da- ima aramakta olan a kisi içm aynı za- manda vönetmenin kendisidir diyebi- Hrmiyiz? KAVUR - Bir yolculuk eşlığındekı kahramanlanmızın bir arayışta olduk- lan. bunu anlatma\ a çahştığım bir ger- çektır. Bu yolculuklar coğraf i ve fizik- sel anlamda yolculuklardır. Bana göre kahramanlanmızın karşılaştığı olaylar ve durumlar karşısında aldıkları ve ta- kındıklan tavırlar. eylemlen, iç dün- yalannın değişımı ıle birhkte çok ko- şut bir yolculuk oluyor bu. O bakım- dan işin fıziksel yanı bir tarafa, iç dün- yalanndaki gözlemleyebildiğımiz de- ğişimler benim için özel bir önem ka- zanıyor. Bu açıdan bu tür hikâyelere eğılmeyi sevıyorum, bunlan ortaya köymaya çalışıyorum. - Fflmdeki saat ustası Kerem (bu sa- at vurgulaması Gizli Yüz'de de belir- gindir I bir ara karşımızda çift kişiükli olarak beiirdL. KAVUR - Çift kişilik olarak değil aslında aynı kişi. - Aynı kişi, ama sanki kadının. Es- ra'nın çoculduk sevgiltsi. Öyle bir an- latun vardı fılmde- KAVUR- Birjrizli geçmişten söz et- mek mümkün. Oyle de tasarlandı, dü- şünüldü ve ortaya kondu. Biraz üstü örtüldü. Açık bir şekılde verilmiş de- ğil elbette... - Yani orada da kişiliklerin iç içe gir- mesivar_ KAVUR - O anlamda bir iç içe gir- me var, ya da bir örtüşme söz konusu. Ama unutulan bir geçmişin keşfedil- mesı de söz konusu burada. O bakım- dan kişi ve sureti. ya da kişi ve başka bir kışı değıl aym kişiden söz etmek sa- nıyorum daha doğru olur... Aramakta olan kişi ıçin yönetmenin kendisidir denebilir tni?.. Doğru, denebilir. Sine- ma bir arayıştır. Sinema, olanaklannı çok fazla bilmediğımiz, çok iyi kulla- namadığımız çok bakir bir alandır. Sa- nıyorum hayattaki bu arayış süreci ki- şi için temel dürtülerden biridir. Niye aradığımız çok önemli değil, çünkü ne- yi anyor olursak ola- lım. kanaatımca vanlacak nokta aynıdır, yanı gerçeği an- yoruz. Ken- dimizle. in- sanoğluyla ılgıli gerçeği. Neticede her- kes miniz diyebilir miyiz? KAVUR-Bu son filmım biraz fark- h. Anayurt OteB'ni, Yusuf Anlgan'ın o olağanüstü romanınm getirdiği zengin imkânlann yanı sıra, kendimi yine de en fazla bulabildiğim filmlenmden bi- ri olaraktarumlayabilinm. Onu, bütün- lüğe ulaşmış bir fılm olarak nitelemem mümkün. Bunu söylemek için erken. ama duygulanm. biraz 'Akrebin Yolcu- luğu'nun da bu yönde bir fılm olduğu- nu bana göz kırparak söylüyor... Zaten "Akrebin Yolculuğu' fılminde dikkat etmışsindir, 'Anayurt Oteli'nin, 'Gece Yolculuğu"nun. 'Gızli Yüz'ün, hatta geçmışte çok adı sanı duyulmamış ba- zı filmlerden tematık alıntılann oldu- ğu ve de görsel birtakım malzeme- lerin de kullanıldığını söyleyebili- rim. Bunu bilinçli olarak yaptım. Bunu yaparken pek çok şeye dik- kat ettim. O filmlerdeki olay ve kahramanlan fılmime aktarmak gibi bir düşün- ceden yola çıkrna- dım X#eni ilgilendiren sanki bizim geleneklerimize ya da öykü geleneklerine biraz dönüş yapmak. Orada kullanılan öğeleri kullanmak, Doğu masalı gizemini biraz sinemada ve bunun içinde tabii ki yer alan zaman kavramını da becerebildiğim ölçüde kullanmak. olan kişi için yönetmenin kendisidir denilebilir mi? Doğru, denebilir. Sinema bir arayıştır. Neyi aradığımız çok önemli değil, çünkü sonuçta herkes gerçeğin peşinde. gerçeğin peşinde. Bu bakımdan film- deki kişılikle kameranın arkasındaki kışiliğin benzeşmesi doğaldır ve sağ- lıklıdır. Ben böyle olması gerekir diye düşünüyonım. - Sizin 1974'te başlayan sinema serü- veninizde özel yolunuzu derinleştirene kadar geçirdiğiniz evreleri by" kez da- ha ele alabilir miyiz? KAVTR- Sınemaya başladığım yıl- larda bu alanda çahşmayı düşündü- ğümde. buna karar verdiğimde sinema benim için bir meslekti. Ancak yıllar sonra sıpemanın bıze sunduğu olanak- lan keşfettiğimı söyleyebilirim. Ve si- nema yoluy la insanlann kendi hikâye- lerini aktarabıleceklerinı anlayabıldi- ğımi... Sanıyorum sinemada geçirdi- ğım en önemli e\Te ya da vaşadığım en önemli evTe, bu bılince ulaşmamdır. Bu da sinema yapmaya başladıktan epey sonra gelışen bir durum. - Ne zaman belirginieşti bu >-aklaşım. hangi fılm.. KAVUR- Hangi fılmle mi? Tek bir filmle sımrlamak biraz zordur. ama sa- nıyorum 1980'lennortasmdasinema- nın sadece bir meslek olmadığı, bir an- latım yolu olduğu. hatta işi daha kişi- selleştirirsek. çok özel bir anlatım yo- lu olduğunu anladığımı söyleyebili- rim... 'Amansız Yol'dan ıtibaren çalış- malanmı biraz bu yönde geliştirmeye yöneldim. Bu yönelişimm, anlayışımın en belirgin örneğınin 'Anayurt Oteü' olduğunu söyleyebilirim. - Bugüne değin. bütünlüğe ulaştığı- mzfıhniniz hangisi oldu... Buna son fıl- hiçbir zaman. O filmlerde yer alan te- mel duygular, düşüncelerle bağdaştır- maya çalıştım: Bu da arayış, yalnızhk, yolculuk duygusu oldu. Benı bu yak- laşımım eğlendirdı. hoşuma gıtti. Ama sanıyorum 'Akrebin Yolculuğu', bir dönemin sonunu noktalayacak gibi. Bundan sonra belkı biraz daha farklı arayışlara yönelmem gerekiyor diye düşünüyorum. -Nasd? KAVUR -Tematik olarak çok büyük değişıkliklenn olacağını sanmıyorum, yani yine arayışm baskın bir şekilde egemen olacağını sanıyorum, ama bel- kı bundan sonra bir polisiye denemek, başka türden bir filme girmekte yarar var. Bunlan bir süre sistemimden at- mak, farklı bir şeye yönelmek hoş bir meydan okuyuş olabilir. - Bu filmde de entrikalı bir >an var._ KAVUR- Evet. polisiye bir yanı var. Ben buna mıstik polisiye diyorum. - Kendinizezaman zamanen yaban- cı bulduğunuz filminiz ya da fılmleri- niz hangisi? - En yabancı bulduğum filmler ge- nellikle başaramadığım filmlerdir. Bu konuya çok fazla gırmek istemiyorum. Bazı insanlara haksızlık yapacağımı düşünüyorum. Ama bütün filmlerim üzerine bellı bir emek vermiş olduğu- mu düşünürsek ve başka insanlann da katkılannı göz önünde tutarsak sanıyo- rum bazılan başansız olsa da yine de onlara belli bir mesafeyle bakmak ge- rekir. - 'Yusuf ile Kerıan', mesela o tema- ya bir daha dönmediniz değil mi? - Yok, o tema Onat Kut- lar'la benim ilk çalışmam ol- du. Çocuklan anlatan bir fil- me tekrar dönmedim. Belki ıleride dönebilirim. - "Göl\ 'Anayurt Oteli". 'Gizlı Yüz" filmlerinde yer alan aynı planlara, aynı dr> a- loglara rastladım "Akrebm Yolculuğu"nda~ Bir müak parcasıtekran sayılabilir bu dönûslerin sizin için anlamı nedir? - Buna biraz değindım ben üçüncü soruda. Diya- loglar özellikle aynı değil onu hemen belırteyim. çağnşım yapıyor belki a- ma, aynı planlar kesinlik- le söz konusu değil, o da çağnşım yapıyor. Ama o çağnşımlan özellikle dü- şünerek, bilinçli bir şekil- de yaptım. 'GizHYüz' fil- minden kule motifı dışın- da hiçbir benzerlik yok. ne diyaloglarda ne plan- larda... v AnayurtOteB'ne gelince resepsıyoncunun (Nihit Özdoğrîı) konuş- malannda belki biraz Zebercet'ı çağrıştıran. ama aynı ölmamakla birlikte o duyguyu ya- ratan bir-iki konuşma geçmiş olabilır. - Daha bağımsız bir sinema yapma olanak- lannı artık eide ettiniz mi? - Bu filmde şımdi- ye kadar sağlamış ol- duğum en önemh. en ciddi imkânlan sağla- yabildığimı sanıyo- rum.Çekım sürecinı gerektıği kadar tuta- bildim. Kullandığım teknik malzeme, hammadde, stüdyo işlemlerı açısından belli bir kalıteyı ge- tıren çalışmaları yurtdışında yapabıl- di. Bunun daötesıne gitmek gerekiyor ve sinemanın geleceği biraz bunda yatıyor. Sinema gerçekten çok ciddi bir ıştır. bir insan bir proje- ye yatmm yapma- danev-vel. onu cid- di bir şekilde dü- ^ şünebilmeli ve an- cak karar verdık- ten sonra o proje- nın tam anlamıyla gerçekleşmesı için bütün ola- naklan sağlaya- bilmeli. Yoksa o film gerçekleş- me aşamasında mutlaka yara alacaktır. Ve ar- tık onu ne Türk sineması kaldı- rabilir ne de yurt dışında böyle bir s'ie- manın varlığın- dan söz etmek mümkündür. Sanıyorum son yıllarda, bizde de hep- sinde değilse bile bazı film- lerde bu tek- nik standar- dın istenilen düzeye çok yaklaştığmı söyleyebili- riz. Böyle bir gayreti çok olumlu buluvonım. Göl-HakanBakminMiikieAr Anayurt Oteii - Macit Koper Gece Yolculuğu - Aytaç Arman Gizli Yüt • Zuhal Olcay, Fikret Kuşkan Akrebm rolculuğu - Şahıka Tekand, Mehmet Astantuğ 2. Uluslararası CRR Gençlik Festivali 3-19 mayıs tarihleri arasmda gerçekleştiriliyor Gençsanatçılardan müzikziyafeû Kültür Servisi - II. Uluslararası CRR Konser Salonu Genç- lik Festivali, bugün saat20.30'daşef Fah- rettin Kerimov yöneti- mindeki Istanbul Bü- yükşehir Beledıyesi CRR Senfoni Orkestra- sı'nın konseriyle başlıyor. İTÜ Türk Müziği Konservatu- \an Çocuk Korolan'nın Türk müziğinden örnekler suna- cağı konser, 4 mayıs pazar günü saat 20.30'da gerçek- leştirilecek. CRR Opera ve Orkestra- sı'nın sahneleyeceği. Donizet- ti'nin ünlü yapıtı 'Aşk tksiri' ise Aytaç Manizade'nin yoru- muyla 5 mayıs pazartesi günü saat 20.30'da izlenebılir. Dünya- nın çeşitli bölgelerindeki Türk devlet ve Buenos Aires Tango Trio ve Dans Topluluğu topluluklannın milli oyunlannı sergile- yen HÖY-DER"in halk oyunlan göste- risi ise 6 mayıs salı günü saat 20.30'da gerçekleştırilecek. tsveç'in Göteborg kentinde profes- yonel müzik yaşamlannı sürdüren 35 şarkıcıdan oluşan Pro Musica Oda Ko- rosu Jan Yngvve yönetiminde 7 mayıs çarşamba günü saat 20.30'da bir kon- ser verecek. Milano'nun daimi orkest- rası I Pomeriggi Musicali ise 8 mayıs perşembe günü müzıkseverlerle bir ara- da olacak. Orkestranın eserlerini yorumladığı besteciler arasında Arturo Beneditti, Michelangeli, Edwin Fisher. Mauruzio PofflnüUtoU^ıibulunuyor. 1980'liyıl- lann başından bu yana yurtdışındaki çalışmalannı sürdüren ödüllü sanatçı Aydın Esen ise 9 mayıs cuma günü sa- at 20.30'da bir konser verecek. Esen. halen Avrupa'da kurmuş olduğu ve ta- mamen uluslararası müzisyenlerden oluşan Modern Müzik Topluluğu ile çalışmalannı sürdürüyor. Festivalin 'Genç Yetenekler Konse- ri' başlığı altında 10 mayıs cumartesı günü saat 15.00'te Şeyda Yavur'u din- leyeceğiz. 20. yüzyılın ilk yansında ya- şamış Nev'eser Kökdeş. Muhlîs Saba- hattin Ezgi ve Kaptanzade Ali Rı/a Bw'in eserlennden örnekler sunacak sanatçıya kemanda Tolgahan Üsküdar- tı eşlik edecek. Gitarıst. besteci Hasan Cihat Örter'in caz konsen ise 10 ma- yıs cumartesi günü saat 20.30'da izle- nebilir. 1996 sonunda •Re-formation* adlı albümünü çıkaran sanatçı aym za- manda Modern Folk Cçlüsü'nün de üyesi. Bağlama virtüözü Ahmet Koç'un konseri ise 11 mayıs pazar gü- nü saat 20.30'da. 1997 Eurovısion Şar- kı Yanşması'nda Şebnem Paker ve Grup Etnik ile Türkiye'yi 'Dinle' isim- li parçayla temsıl edecek olan Koç'a konuk sanatçı olarak Gülay eşlik ede- cek. Apocahptica 13 mavista 12 mayıs pazartesi günü saat 20.30'da MSU Devlet Konsen.atuvarı Öğrencı Konseri, 13 mayıs salı günü 17.00'de iseBaşakErsözve DilbağTo- kajÖırvuraJ'ınkatılacaklan 'Genç Ye- tenelder' konseri yer alacak. Metalli- ca'nın şarkılannı klasik enstrümanlar- la yorumlayan Finlandiyalı grup Apo- caKptica'nın konseri ise 13 mayıs salı günü saat 20.30'da. Buenos Aires Tan- go Trio ve Dans Topluluğu 14 mayıs sa- at 20.30'da müzikseverlere Latin Ame- rika rıtimlerını sunacak. HakanUluve Itri Topluluğu'nun vereceğı konser, ise 15 mayısta saat 17.00'de ızlenebilır. 15 mayıs perşembe günü saat 20.30'da A.~ŞenolFiliz(ne\ CBirolYay- la (gitar- tanbur) ve Engin Gürkey'den (perküsyon) oluşan Yansımalar toplu- luğunun konsen yer alacak. Tuşlu çal- gılar ve \okalde Mehmet Ali SanhkoL gitarda Onur Türkmen. basta Christ^ an Fabian Bausch. da\ ulda Cengiz Bay- sal\ e \Tannali çalgılarda Engin Ozler'in yer aldığı Audio Fact caz konseri ise 16 mayısta saat 17.00'de ızlenebılır. öeleneksel blues armonıkacısı Cbar- lesLittteCharlieBarj'nin konseri ise 16 mayısta saat 20.30'da CRR Konser Sa- lonu'nda. Festivalin 'Genç Yetenekler' dizisi 17 mayıs cumartesı günü saat 20.30'da tC Devlet Konservatuvan Öğ- renci Konseri ile sürecek. Genç keman sanatçısı Hakan Şensoy \e Peter Jab- lonsky'nin konsen ise 18 mayısta saat 20.30*'da izlenebılir. Festival 19 mayıs günü Üç Kontrte- nor konsenyle sona erecek. Andreas Scholl, Dominique Vlsse ve Kenneth VVeiss'tan oluşan topluluğun konseri sa- at 20.30'da başlayacak. îsveçli yönetmen Bo Widerberg öldü GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - ts- veç'in en ünlü sinema yö- netmenlerinden Bo Wi- derberg, 1 mayıs günü öl- dü. tsveç sinemasmda tngmar Bergman'dan sonra en tanınmış yönet- men olan Widorberg'in ölümü, film dünyasında büyük üzüntü yarattı. Ha- ber. 2 mayıs tarihlı gazete- lerde iri puntolarla verilir- ken gazetelerin kültür say- falan, yönetmenin yakın arkadaşlannın yazılanyla doldu. tsveçli yönetmenin filmlerinin özellikle Can- nes Film Festivali'nde sü- rekli olarak beğeni kazan- mış olması, yönetmenin ölümünün film dünyasın- da da üzüntüyle karşılan- masına neden oldu. Bo Widerberg. Can- nes'ailkkez 1963'te "Ço- cuk Arabası* adlı fılmiy- le katılmış ve ejeştırmen- lerkı özel ödülüne layık görülmüştü. Ertesi yıl "Kuzgun Kuarteti"yle ay- nı festivalde dikkat çeken VVİdergberg'in 1967'deki "Ehira Madigan" filmi. en iyi kadın oyuncu ödü- lünü aldı. Bu filmdeki başrolü Pia Degermark oynamıştı. "Ehira Madi- gan", aynı zamanda yö- netmenin uluslararası ola- rak en tanınmış filmi de oldu. Amerikan film eleş- tirmenlerince bu fılm. yı- lın en iyi yabancı filmi ödülüne layik görüldü. Yi- ne Cannes'da 1969'da "Adelen 91" jüri özel bü- yük ödülünü, 1971'de de "Joe HiD r jüri özel ödülü- nü kazandı. Bo Widerberg. 8 Hazi- ran 1930'da Malmö'de doğdu. 1952-1962 yıllan arasında iki öykü kitabı, i- ki roman ve bir de film ko- nulu kitap yayımladı. İlk filmi "Çocuk Arabası"nı 1963'te gerçekleşrirdikten sonra toplam 13 film çek- ti. Son film "Istek ve Bü- yük GüzeDik" (1995). ge- çen yılın yabancı filmleri Oscan'na aday gösterildi. Bo Widerberg, aynca 7 ti- yatro oyunu sahneledi ve 6 TV dizisi yönettı. Ne dedüer? "Bo \Viderberg, tsveç fihninin kimsey le karşılaş- Onlamayacak denli en bü- yük kişLshdL FUmleri, en iyi fümlerdir ve baa sah- nelerdeki başarısı asla bundan sonra da geçOeme- yecektir." Stefan Jarl (Yönetmen) "Bo VViderberg, Berg- man'dan sonra kendi se- naryolannı yazıp fıunleri- ni çeken en önemli sinema- crydL" Keve Hieun (Yönet- menj "Ûzüntüm sonsuzdur. Bana, Eugene O'Neil'ın 'Geceye Doğnı Uzun Gündüz Yolculuğu' adlı piyesinin televizyon fılmin- de rol önermişti. Lena Oh- lin'le birlikte oynayacak- rjk.oünadL" Thommy Berggren (Aktör) Jan Vogler'in viyolonsel resitali • Kültür Servisi- 14. Uluslararası Ankara Müzik Festivali. 4 mayıs günü Jan Vogler viyolonsel resitali ıle devam ediyor. Altı yaşmda başladığı müzik hayatmda 1985 yılında Schumaruı'm viyolonsel konçertosunu seslendirmesiyle uluslararası solistlik kariyerinin başlangıcını yapan sanatçı Avrupa, Amerika ve Japonya''da verdiği konserlerle adından övgüyle söz ettirdi. Son yıllarda oda müziği gnıplan ve ünlü orkestralar ile çalışan ve Ulusiararasj Montzburg Sarayı Oda Müziği Festivali'nin kunıculanndan olan Jan Vogler resitali saat 15.00'te Hacettepe Üniversitesı M Salonu'nda izlenebılir. Atölye çalışmaları • Kültür Servisi - Tiyatro Araştırma Laboratuvan'nın (TAL) Gençlik Günleri kapsammdaki 'Atölye Çalışmalan" 10-19 mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek. Atölyelerin ılki Mustafa Kaplan tarafmdan 'Gösterim Sanatında Beden Dili' üst başlığıyla, bedenin yaratıcı kullanımına yönelik olacak. Ikinci atölye ise Ayla Algan tarafmdan 'Gösterim Sanatında Yaratıcılığın Estetık Kaynaklan' üst başlığıyla, kuramsal ve uygulamalı bir nitelik taşıyor. Ayla Aygan Atölyesi'ne kahlacak sanatçılann ya da ilgililenn uğraş alanlannm plastik sanatlar, müzilc. sinema, şiir ve dans olması ön koşul olarak belirlendi. Mustafa Kaplan'ın 'Gösterim Sanatında Beden Dilı' 10-12 mayıs tarihlerinde 11.00 ve 16.00 saatlerinde, 12 mayıs tarihindeyse saat 20.45'te gerçekleşecek. Ayla Algan'ın Atölyesi 'Gösterim Sanatında Yaratıcılığın Estetik Kaynaklan', 13-15 mayıs tarihleri arasında saat 11.00 ve 16.00'da. 15 mayıs tarihindeyse saat 20.45'te gerçekleşecek. 18 katılımcı ile sınırlı çalışmalar için son başvuru tarihi 6 mayıs. Başvuru için telefon numarası: Şehir Tiyatrolan Tiyatro Araştırma Laboratuvan (TAL) 246 06 28-29/52 'Ağm Roman'a şenlikli kadro • Kültür Servisi - Yönetmen Mustafa Altıoklar'ın yeni filmi 'Ağır Roman' önceki gün basına tanıtıldı. Metin Kaçan'ın aynı adlı romanından uyarlanan filmin senaryosu 8 aylık bir çalışma sonucunda Altıoklar ve Kaçan tarafmdan kaleme alınmış. Çekim süresi iki ay olarak belirlenen filmde başrolleri Müjde Ar, Okan Bayülgen, Sava§ Dinçel ve Sevda Ferdağ paylaşıyorlar. Hayli kalabalık olan oyuncu kadrosunda Aysel Gürel, küçük Iskender, Mehtap Ar, Levent Erim. Menderes Samancılar, Burak Sergen gibi isimler de bulunuyor. Eurimages'tan toplam 1.4 milyon FF destek alacak olan filme. bu miktann yüzde 4O'ı ödenmiş. Bir Türk-Macar-Fransa ortak yapımı olacak filme. Türkiye'den Belge Film. Macaristan'dan Focus Film ve Fransa'dan Les Films Singuliers destek venyor. Filmin Türk ortaklan arasında Özen Film ve Söz Film de yer alıyor. Altıoklar'ın teknik açıdan diğer filmlerinden farklı olacağını vurguladığı filmin çekim ekibinde iki Fransız teknisyen de görev alıyor. Mutluluk yaşamdır. Sanat yaşamdır. Mutluluğa evet. Sanatçı Örgütleri Ulusal Sanat Kurulu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle