Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 MAY1S 1997 CUMARTESİ
HABERLER
Trafik kazaları
bitsin'
• İstanbul Haber Servisi -
Adı Galip Baran. Yaşı 65.
O bir Turgutreis
Gönüllüsü. 1990'danbu
yana Turgutreis
Gönüllüleri ıle birlikte
çalışan Baran, yedı aydır
elinde "Kjrmızıda duralım.
kurallara uyalım" yazılı
pankartıyla "'trafik
canavan"nakarşı "sı\ıl
toplum mücadelesı"
veriyor. "Bir sıvıl toplum
pratiği" olarak nitelediği
çalışmasını bir aydır
Istanbul'da sürdüren Baran,
kalabalık ka\şaklarda
durarak pankartıyla
kırmızıda geçen yayalan
uyanyor. Baran'ın amacı,
"Kendisi gibi düşünen
insanlann da tek başına bir
şeyler yapabileceğinı
göstermek."
CHP'den
araştırma
önepgesi
• ANKARA (AA) - CHP
Erzincan Milletvekili \e
arkadaşlan, "Yeni Neşriyat
AŞ'nin" Süleyman
Merciimek ve Refah
Partisi "yle ilişkisinin
ortaya çıkanlması
amacı\la Meclis
araştırması için önerge
verdiler. Önergede.
"Selametköy" isimli bir
uydu kent kurmak
ajRisciyla.Sazl4.dere Baraj
Gölü çevresınde afînan 6
' miLyon metrekare,<araziye
ıslkfâp ızni verildıği
kaydedilerek söz konusu
arazilerin durum \e
konumunun incelenmesi.
imar izni verilen ' Yenı
Neşnyat AŞ'nin' kollanıp
kollanmadığı, bu şirketin
Süleyman Merciimek ve
Refah partisiyle
ilişkilerinin ne düzeyde
olduğunun araştınlması
istenildi.
Dil Bayraım
kutlanıyor
• AıNKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anadolu'da
Türkçenin resmi dil olarak
ilan edilışinin 720.
yıldönümü törenleri bu yıl
TBMM himayesinde
yapılacak. TBMM
Başkanvekili, Kültür Sanat
ve Yayın Kurulu Başkanı
Hasan Korkmazcan.
dûzenlediği basın
toplantısında. dünyada
yaklaşık 200 milyon
kişinin konuştuğu
Türkçenin. UNESCO'nun
araştırmasına göre dünyada
en çok konuşulan 5 dilden
biri olduğunu kaydetti.
Giinbey'den
tazminat davası
• ANKARA (AA) - Devlet
Bakanı Sacit Günbey.
yayımlanan "Bu çagda. bu
kafa" başlıklı haberde.
kişilik hakJanna hakaret
edildiği gerekçesiyle
Hürnyet gazetesi ve
gazetenin sorumlu müdürü
Doğan Satrruş ile muhabir
Nesrin Coşkun hakkında 2
milyar liralık manevi
tazminat davası açtı.
Gökçek'ten
açıklama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Anakent
Belediye Başkanı Melih
Gökçek, Devlet Bakanı
Gürcan Dağdaş'a şantaj
yapmasının söz konusu
olmadığını bildirdi.
Gökçek, yaptığı yazılı
açıklamada bir gazetede
çıkan "Bakana Şantaj"
başlıklı haberi
yalanlayarak Dağdaş'a
seks kasetiyle baskı
yapmadığını söyledi.
Gökçek. açıklamasında,
"Melih Gökçek veya bir
Refahlı. Şayın Gürcan
Dağdaş'a şantaj
yapmamıştır. Yapmaynia
ahlaksızhk sayar" dedi.
îrtica tehdidini vurgulayan Genelkurmay brifingi Refah Partisi'ni kızdırdı
RP brifîngden ralıatsızANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) -
Genelkurmay
Başkanlığı'nın
verdıği
brifingde ırticanın önceliklı
tehdit olarak gösterilmesi RP'yi
kızdırdı. RP Sözcüsü ve
İstanbul Millenekili Süleyman
Arif Emre. vahım bır tabloyla
karşı karşıyaymış gibi hava
yaratılmasının ülke içın zararlı
olduğunu belirterek "Milletin
çoğunluğunu potansiyel tehlike
olarak göstermek yaniışür**
dedı. Irticaın cahillikten
kaynakiandığını sö> leyen Emre,
cehaletı önlemek yenne
"irticaya karşı ilaç'"
nitelığindekı ımam-hatıpleri
kapatmaya çalışmanın büyük
bır çelışkı olduğunu öne sürdü.
Süleyman Anf Emre.
parlamentoda dûzenlediği basın
• Genelkurmay'ın, en büyük tehdidin irtica olduğunu vurgulayan brifingi
Refah Partisi'ni sarstı. RP Sözcüsü Süleyman Arif Emre. milletin çoğunluğunun
potansiyel bir tehlike olarak gösterilmeye çalışıldığını söyleyerek irticanın
eğitimle ortadan kaldınlabileceğini belirtti.
toplantısında Türk. halkının
vatanına olduğu kadar dinıne de
bağlı olduğunu belirtti.
Genelkurmay Başkanlığf nca
verilen bnfıngde ırtıca
tehlıkesinden söz edıldiğını
anımsatan Emre. "Miüetin
büyük çoğunluğunu potansiyel
bir tehlike olarak göstermek
yanhşor. Türkiye'yi \ahim bir
tehlikeyle karşı karşı>aymış gibi
göstermek AB \e dünyada da
kuşkulara yol açacakbr" dıye
konuştu. İrtıcaın kaynağının
cahillik olduğunu söyleyen
Emre. şöyle devam ettı:
"Bunu çözmek için
cezalandırmak değiL eğitim
önemli. Bi/ kendi insanımızı
eğitmek için de\iet olarak
üzerimize düşen göre\i
yapmanuşsak bundan doğacak
sorunlann çözümü için
çauşmalıyız. Çözüm eğitim ve
öğretimdir. Din alimleri
yetiştirmek gerekirken
uygulamada bunun tam tersi
girişimler \ar. Hem temeli
cahillik olan irticadan
yakınacaksınız hem de buna
karşı ilaç niteliğinde olan
okullann kapaülmasını
isteveceksiniz. Bu büyük bir
çelişkidir ve ortadan
kaMınJması gerekir."
Emre, bazı RP'lilerin şeriatı
öven açıklamalannın
anımsatılması üzerıne.
"'Münferit olaylan
genellevemeviz. Bunlardan
ötürii partiyi topyekûn
suçlamak yanhş olur. RP'nin
yasalara uygun hareket ettiğini
herkes görmektedir" dedi.
Emre, bir başka soruy a yanıt
verirken erken seçim
konusunda kesin bir
göriiş bulunmadığım.
ancak bu konunun
tartışıldığını belirterek RP'nin
bugüne kadar 4 koalisyonda yer
aldığını \e hiçbırinde bırakıp
kaçan taraf olmadığını söyledi.
Sf'eyman Arif Emre. DYP
Genel Başkanı \e Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller'in
hazıran ayında başbakanlığın
kendisine devredilmesmi
isteyeceğine ilışkin haberlerin
anımsatılması üzerine.
"Başbakanlığm 2'şer yıl olmak
üzere dönüşümlü bir şekilde
yürütülmesi koalisyon
protokolünde yer almıştır. Eğer
DYP'den başka bir öneri gelirse
yetkili kurulİar değerlendirir"
dedı. RP İstanbul MilleUekilı
Mustafa Baş da aynı konuda
"İki parti bir ara> a gelnüş ve
yapılan koalisyon
protokülünde başbakankğın eşit
süreli ve dönüşümlü olarak
yürütülmesi için anlaşmışlardır.
Bu sürenin de iki yıl olduğu
konusunda herkes ikna
olmuşrur ve şimdiye kadar bir
tartışma yaşanmamısar. Sayuı
Çiller'in 10 gün öncesine kadar
hiç böyle bir talebi olmadı.
Şimdi belki birileri böyle bir
öneride bulunmuş, Tansu
Hanım da seslendirmis.
olabilir. Ancak bunda ısrarlı
olacağını sanmıyorum"
görüşünü dıle getirdi.
RP'li Tanm Bakanı Demirci de TSK'den atılan şeriatçı subayı bakanlıkta bürokrat yaptı
Şeıiatçı subay savunma sekreteri
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA - RP'li bakanlar.
ordudan atılan şeriatçı subaylara
devletin üst düzey kademelerinde
görev vermeye devam ediyorlar.
Milli Gü\enlik Kurulu'nun 28
şubattaki toplantısında. ordudan
atılan personelin belediveler ile
dığer kamu kuruluşlannda
çalıştınlmaması karan alınmasına
karşın, RP'nın "devlette
kadrolaşma" çabalan
çerçe\esınde ordu kökenli
şeriatçıları kamuya yerleştirmeye
özel önem verdiğine dikkat
çekildi.
Şeriatçı faaliyetlerde bulunduklan
gerekçesiyle ordudan atılan subay
ve astsubaylan, kendisine bağlı
belediyelerde çeşitli ışlere
yerleştiren RP, MGK'nin asker
kanadının bu konudaki sert
tepkilerine karşın. uygulamayı
devlete ve KİT'lere de taşıdı. tfP'Ii
Devlet Bakanı Teoman Rıza
Güneri ile ÇevTe Bakanı Ziyattin
Tokar'ın ardından Tanm Bakanı
Musa Demirci de
Türk Sılahlı Kuvvetleri'nden
atılan şeriatçı bir subayı
bakanlığında üst düzey bir göreve
getirdi. Demirci,
geçen yıllarda Yüksek
Askeri Şûra tarafından. şeriatçı
faaliyetlerde bulunduğu
gerekçesiyle ordudan atılan
Jandarma Yüzbaşı Mehmet Emin
Ekemen'i, bakanlıkta savunma
sekreteri yaptı.
Seçimlerde aday adayı
Tanm Bakanı Demırci'nın
savunma sekreten yaptığı eski
jandarma yüzbaşısı Ekemen'in,
1981"de Harp Okulu'nda okurken
de şeriatçı faaliyetlerde
bulunduğu gerekçesiyle disiplin
cezasıyla atılma durumuna
geldiği savunuldu. Harp
Okulu'ndan mezun olduktan
sonra şeriatçı faaliyetlenni
sürdürdüğü öne sürülen
Ekemen'in. 24 Aralık 1995
genel seçımleri için Şanlıurfa'da
RP'den milletvekili aday adayı
olduğu, ancak listeye giremediği
öğrenıldi. Tanm Bakanlığf nda
adının açıklanmasını
istemeyen üst düze> bir
yetkili. savunma sekreterliğinin.
genel müdürlüğe eşıt
düzeyde bır göre\ olduğunu ve
bakanlıktaki gizlilik özellıği
taşıyan stratejik bilgilenn
saMinma sekreterliğinde
toplandığını kaydetti.
Makina
Mühendisleri
Odası nıniki
yılda bir
dûzenlediği
'Llaşım' konulu
sempozyuma
kaülanCHP
tideri Deniz
Baykal. siyasetin
yorgunluğu
rçmdeydi Bir
ara gözleri
kapandı;
ardından uzun
uzun esnedi.
(Fotoğraf: AA)
Baykal: Dünyada sosyal demokrasi rüzgân esiyor
Keskın: Şimdi sıra Türkiye'de
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - In-
giltere'dekı genel se-
çimlen İşçı Partısf nın
büyük farkla kazan-
ması, CHP'yi de he-
yecanlandırdı. CHP
Genel Başkanı Deniz
BaykaL, -Diinyada sosyal demokrasi rüzgâ-
nesyor" derken, İşçi Partisi'nin Kıbns po-
litikasının Türkive'yi zordurumdabırakabı-
leceğinın altını çizdı. CHP Genel Sekreten
Adnan Keskin. "Şimdi sıra Türkiye'de. SoL
kendi değerlerini topluma ulaştırmakzorun-
dadır" dedı. RP Sözcüsü Süleyman Arif Em-
re ise İşçi Partisi'nin kazandığı başandan
Türkiye'deki sol partılerin ders alması gerek-
tiğıni söyledi.
"CHP Genel Başkanı Baykal. Makina Mü-
hendisleri Odası'nın trafik ıle ilgilı dûzen-
lediği sempozyumda gazetecılerin sorulan
üzerine, başannın arkasında İşçı Partisi'nin
geçirdiği değişimın büyük etkısi olduğunu
belirterek. "Işçi Partisi, yeni bir gefccek, adil
ve temiz bir toplum, dinamik bir ekonomi ge-
leceği ortaya koynıuş.ru. 18 yıllık iktidannda
Muhafazakâr Parti ne yapacaksa yapnuşb"
dedi.
İngiltere'de seçimleri İşçi Partisi'nin ka-
zanmasıyla 15 üyelı Avrupa Birliği'nın 8
üyesınde sosyal demokratlann iktıdara ulaş-
mış olduğunu belirten Baykal. şunlan söy-
ledi:
"İşçi Partisi'nin iktklara gelmesi. İngiltere
ile itişkilerde insan haklan ve demokrasinin
ön plana çıkmasını getirir. Kıbns sorunu ile
ilgili olarak İşçi Partisi'nin ta\ n bizim için ye-
ni sorunlardoğurabilecek nitetiktedir. Türk-
Nunan ilişkilerinde ek sorunlar doğurması
münıkündür."
Türkıye-İngıltere ılışkılennde CHP'ye
önemli görev ler düşeceğinı kaydeden Bay-
kal. "Sorunlann anlaölmasına. gerçeklerin
v'ansınlmasuıa çalışacağız. Zaten, bunun alt-
yapısını oluşturmaya çauşnk. Dünyada sos-
yal demokrasi rüzgân esiyor. Sıra biirün bun-
lan Türkive'de değerlendinneye geldi. Tür-
kiye sosyal demokrasiçağına Avrupa gibi gir-
mektedir. gjrecektir" dedı.
CHP Genel Sekreten Keskın. Cumhuri-
yet'e v aptığı değerlendırmede. seçım sonuç-
lannın 18 yıldır uygulanmakta olan muha-
fazakâr politikalann İngiliztoplumunda ya-
rattığı sorunlann birgöstergesi olduğunu be-
lirterek. şunlan sö\ledı:
"Aynı politikalann 17 yıldır uygulandığı
Türkiye'de vurttaşlar. Ingiliz vurttaşlannm
karşüaşoğı sorunlann daha büyüklerini va-
şıyorlar. Sıra Türkhe'de şimdi. Sol partiler
arasındaki bülünleşmenin gerçekleşmesû
parti örgütlerinin çaga göre şekillendiriune-
si. örgüt mensuplannın daha sorumlu çahş-
malan kaçımlmaz hale gelmiştir. Sol, kendi
değerlerini topluma ulasûrmak zorundadır."
CHP Milletvekili Mehmet Sevigen de. İn-
gilız İşçı Partisi Genel Başkaru Tony Bla-
ir'in seçim kampanyası boyunca vergi indı-
rimi, ulusal birlik gibi konularda tüm halkın
anlayabileceği bir dil kullandığına. bir genel
başkan olarak değil başbakan adayı olarak
davrandığına dikkat çekerek. "Bundan ön-
ceki seçimlerde biz 'Yeni Solsloganını kul-
lanmışOk, bizden sonra onlar da aynı söyle-
mi kullandılar" diye konuştu.
RP'lı Emre. dün dûzenlediği basın top-
lantısında. bir soru üzerine. İşçi Partisi'nin
oylann yüzde 49'unu alarak iktidara gelme-
lerini Türkiye'deki sol partılenn incelemesi
gerektiğini belirterek. şunlan dedı:
"İşçi Partisi. yeni cöziimkr üreterek. üıan-
dıncı politikalar izle>erek eski klasik sol söy-
lemleri bir tarafa bırakarak. akılcı politika-
laria bu noktava gelmiştir. Bizdeki sol parti-
leriise. Meclis çalışmalannı engelleyerek mu-
halefet vapıvorlar. Muhalefeti sadece saldıru
bakaretve iktidara ömürbiçerek falcılıkla >»-
pıvorlar.'"
ÎFÜtNOKTASI IORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Manisa'da duvarlara yazı
yazdığı için tutuklanan ve hü-
küm gıyen gençlerden Sait Er-
da, Aşkın Yeğin, Levent Kılıç
ve Ali Göktaş'tan bir bayram
kutlaması aldım. Gençler, karta
kendi elleriyle bir resim çizmiş-
lerdi. Resim, kelepçe takılmış
ellerden ve bu ellerin arasında-
ki rengârenkçıçeklerden oluşu-
yordu. Resmin altında şu sözler
yerahyordu: "Onlarne gönder-
diğiniz gibi, ne de beklediğiniz
gibiler. Düşlerini göremeyecek-
siniz, onlar hep sızinleydiler."
Şu andacezaevinde bulunan
çok sayıda gencimizinden dör-
dünün duyguları bunlar. Onlar
ne gönderdığımiz gibi. ne de
beklediğimiz gibi olduklarını
söylüyorlar. Yaşları 20 civarın-
daki bu gençleri 15-18 yıl ceza-
lara çarptınp cezaevlerıne dol-
durduk. Manısa'daki gençlerin
dosyaları şimdi Yargıtay'da.
Belkı de bu hukuk sistemi ve bu
yargılama mantığı içınde bile
Manisa'daki Gençler ve 1 Mayıs
onlar beraat edecekler. O za-
man bu çocuklann yıllarca ce-
zaevinde yatmasının hesabını
kim ödeyecek?
Biz Türkiye'deki yargı sistemi
ve bu türden kararları gazeteci-
ler olarak eleştirince, savcılar
hemen yargıya müdahale ettiği-
mizi düşünüp bizleri da yargıla-
mak istiyoıiar. Örneğin Manisa
karan üzerine yazdığımız yazılar
nedeniyle Hikmet Çetinkaya,
Dinç Tayanç ve ben mahke-
meye verildik. Kesinleşmemiş
karar üzerinde fikır yürüttüğü-
müz iddia edildi.
Biz bu ülkenin gazetecileriyiz
ve düşünen insanlanyız. Sırf dü-
şündüklerimızı söylediğimiz için
yıllanmız hapishanelerde geçti.
Cezaevinde neler yaşandığını
ve insanları siyasi nedenlerle
hapishanelere doldurmanın ne
gibi sonuçlara yol açtığını en iyı
biz biliyoruz. Bu uygulamaların
açtığı yaralann sonunda neler
yarattığını da yaşayarak gör-
dük.
1 Mayıs kutlamaları sırasın-
da, öfkeyle yumruklarını sıkıp
polislerın karşısına dikilen 15-
18 yaşındaki çocuklara bakıp
şaşkınlığımızı ifade ediyoruz.
Onlann öfke ve tepkilerinin ne-
reden kaynaklandığına bir türiü
anlam veremiyoruz. Yüzlerine
taktıklan maskeler, birçoğumu-
za korku veriyor ve bazılannı si-
nirlendiriyor. Onlann ısyancı su-
ratlannın nasıl oluştuğunu çöz-
mekte güçlük çekiyoruz.
Ne diyor Manisa davasından
onlarca yıla mahkûm edilen Sa-
it Erdavearkadaşları; "Onlarne
gönderdiğiniz gibi, ne de bek-
lediğiniz gibi." Önceki gün 1
Mayıs gösterilerini izlerken Ma-
nisalı çocuklan anımsadım. Sol-
cular, birgösteri yapmak istedi-
ği zaman bütün devlet alarma
geçiyor. En küçük birgösteri bi-
le binlerce polisi harekete ge-
çirmeye yetiyor. Küçük bir dire-
niş ise öfkeyle karşılık görüyor.
Yüzleri gözleri kan içindeki
gençlere tekme atan polislere
bakıp daTürkiye'nin geleceğin-
den umuda kapılmak mümkün
mü?
Genelkurmay Başkanlığı'nın,
irticanın Türkiye'nin önündeki
en önemli tehdit olduğunu söy-
lediği koşullarda, devlet görev-
lileri hâlâ solcuların tepesine
hınçla cop indiriyorlar, onlann
kafalan gözleri kan içindeyken,
hınçla tekme atmayı bir devlet
görevi olarak yenne getiriyorlar.
O zaman ben de soruyorum?
Siz irticaya kiminle karşı koya-
caksınız? Bu güvenlik güçleriy-
le mi? Şeriatçı mı yoksa ırkçı mı
olduğunu kestiremediğimiz cid-
di bir örgütlenmenin polisi ele
geçirdiğini bilmiyor musunuz?
Bilmiyorsanız, 1 Mayıs olaylan-
nın kasetlerini inceleyiniz. Poli-
sin davranışının tamamen ide-
olojik olduğunu görürsünüz. Bir
siyasi hırsla copuna sanlıyor ve
bir düşmanı cezalandınyoımuş
gibi zevk alıyor. Manisa'daki ço-
cuklan hapse atan kafa Türki-
ye'yi yönetmeye devam ettik-
çe, bu ülkede şeriat falan önle-
nemez.
Soldan, demokrasiden bu
kadar korkan bir kültür, neye
dayanarak dini gericiliğe karşı
koyabilir? Unutmayın kilran Şa-
hı'nın da ordusu vardı. Ama şe-
riata karşı koyacak solcu ve de-
mokrat güçleri ezdiği için, so-
nunda yapayalnız kaldı. Merkez
sağın hali ortada. Onlarla irtica-
ya karşı direnebilir misiniz?
Manisa davasına yön veren
kafa değişmedikçe Türkiye'nin
işi çok zor.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Kadınlar Suresi '
Kuran'ın Nisa (Kadınlar) Suresi'nin 34. ayetinde
şöyle deniyor: "Erkekler kadmlardan üstündür.
Çünkü Allah onları birçok şeylerie kadmlardan üs-
tün etmiştir. Onlar kadınlan mallan ile geçindiruier.
lyi kadınlar da itaatli oluriar. Allah onlann hakkını na-
sıl korumuşsa, onlar da kocalan yanlannda olma-
sa bile namuslannı korurlar. Serkeşliğinden yıldı-
ğınız kadınlara (önce) öğüt verin, sonra yatakJann-
da yalnız bırakın (yine fayda etmezse) dövün. Fa-
kat size itaat ederierse, zulmetmek için yol arama-
yın."
Elimin altındaki Türkçe çeviri ve yorum, "Kuran-
ı Kehm'ın Türkçe Anlamı" başlığını taşıyan ciltli bir
kitap. Milliyet gazetesinin özel ek olarak verdiği fa-
siküllerden oluşuyor. Kitabı hazırlayan kurul, Omer
Rıza Doğrul, Hasan Basri Çantay, Abdülbaki
Gölpınaıiı gıbı uzmanların yapıtlarını ve TC Diya-
net Işlerı Başkanhğı yayınlarını göz önünde bulun-
durmuş.
• • •
Kitaphğımdaki Fransızca bir Kuran çevirisinde
(Gallımard Yayınları. 1967: D.Masson çevirisı) yu-
karıdaki ayet farklı sözcüklerle yorumlanıyor. Birkaç
küçük örnekle yetinecek olursak, Fransızca çeviri-
de "öğüt" yerine "azahamak, paylamak" sözcüğü
kullanılmış. "Yatakta yalnız bırakmak" Fransızca
çeviride "odalara sürmek, göndermek" biçiminde
karşılanmış. "Serkeşlik" karşılığında "sadakatsızlik"
deniyor. (Rıza Çiloğlunun nazım çevirisı Kuran'da
yer alan anlatımlar ise şöyle: "...şer ve serkeşliğiy-
le bizar olduğunuz kadına öğüt verin... yatakta ve
hanede yalnız koyun " vb.) Kutsal bir kitapta, sonuç-
ta aynı ya da yaklaşık anlamlara gelseler de kav-
ramların farklı sözcüklerle karşılanması şaşırtıcı.
Fakat ayetteki "dövün" sözcüğü konusunda hiç-
bir çevirmenin farklı yorumu yok... • • -
• • • ' *-- '•
Kadınlar Suresi, Kuran'ın dördüncü suresidir ve
176 ayetiyle en uzun surelerinden birıdır. "Kuran-ı
Kerim'in Türkçe Anlamı" başlıklı kitabın hazıriayı-
cıları, surenin girışine şu açıklamayı koymuşlar:
"Medine'de inmiştir. Kadınlann haklannı belirten
suredir. Uhud Savaşı sonunda birçok Müslümanın
şehit olması, yetimlerin ve bilhassa kadınlann hak-
lannı tespıt etmeyı gerekli kılmıştı."
Haksızlık etmemiş olmak için belirteyirri: Söz,ko-
nusu surede gerçekten de, kadınlann, kız çocuk-
larının, yetim kızların haklannı korumaya yönetfk (o
dönemlerin koşulları düşünüldüğünde önemleri
yadsınamayacak) öğütler, emırler var... 3. ayette
şöyle deniyor: "Eğer velisı olduğunuz yetim kızlar-
la evlenip onlann haklannı yemekten korkuyorsa-
nız, beğendığıniz, hoşunuza giden başka kadmlar-
dan iki, üç veya dört kadın alm. Fakat bunlann ara-
sında adaletsızlikyapmaktan korkarsanız, o zaman
bir eşle veya sahibı bulunduğunuz cariyelerle ye-
tinin. Doğru yoldan sapmamanız için en uygunu
budur..." Ayrn sufede "z/na"eden kadınlailgilihü-
« körnfbkz: 15. ayet) Doğu topUmtannın bugünü içfn
b8e fleri'görüŞlü sayılabilir: *itadınlannizdan ttna
edenlere karşı ıçinizden dört şahit dinleyın. Dört ki-
şi şahitlık ederse onlan ölünceye. kadar, yahut Al-
lah, oniara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun..."
(Kuran'ın 24. suresi olan Nur Suresı'nde aynı ko-
nuyla ilgili olarak farklı bir hüküm yer alıyor: "Zina
eden kadınla zina eden erkeğin" her birine yüzer
sopa vurun (bkz. 2. ayet).
• • •
Islamın kutsal kitabının kadına, kadın-erkek iliş-
kisine bakışı, çok yönlü, büyük bir konu. Asıl so-
run, (geneldeki hükümlergıbı) bu konuya ilışkin hü-
kümlerin, öğüt ve buyrukların da, değişmez bırer
Tanrı buyruğu, birer "dogma" olarak bütün zaman-
lara, bütün insan toplumlanna nasıl uygulanabıle-
cekleri... Birde. günümüzdelslam kadınlannın. er-
keğı kadından üstün sayan, ona kadını dövme hak-
kı tanıyan Kuran hükümlerini değişmez birer "Tan-
n hükmü, Tann buyruğu" olarak içlerine nasıl sin-
dırebıldıkleri...
Cenelkurmaydan son brifing
Ordu ile sivü
kuruluşlar < • ! '
aym görüşte
İstanbul Haber Servisi -
Genelkurmay Başkanlı-
ği'nca, medya ve çeşitli ku-
ruluşlann temsilcilenne,
Türkiye-Yunanıstan ara-
sındaki sorunlar, PKK ve
laiklik karşıtı hareketlenn
bovoıtu konulannda bilgi-
lendirmek amacıyla üni-
versitelerle bazı lcurum ve
kuruluş temsilcıleri için İs-
tanbul'da brifing \enldi.
Ordunun demokratıkleş-
menin engeli değıl. destek-
leyıcisi olduğu. sivil kuru-
luşlarla "irtica tehükesi"
konusunda tam bır görüş
birliği içinde bulunulduğu
öğrenildi.
Davet edilen kuruluş
temsilcilerinin de görüşle-
rini açıkladığı brifingde,
şeriat tehlikesi konusunda
asker-sivil taraflar tam bir
görüş birliğine %'ardı As-
keri kanadm AB'yi temel
hedef olarak gördüğü bri-
fingde "Doğu'\a yaünın
yapıhnası" yönünde önce-
ki toplantılarda dile getiri-
len görüş yinelendi
Harp Akademilen Ko-
mutanlığı'nda düzenlenen
brifinge üniversitelerin
rektör, rektör yardımcısı.
ve öğretim üyelen katıldı.
Brifıngte aynca. TİSK Ge-
nel Başkanı Refik Baydur.
DİSK Genel Başkanı' Rıd-
van Budak. İTO Başkanı
Mehmet V ıldınm. TÜSİ-
AD temsilcilerı, Çağdaş
Eğitim Vakfı yöneticileri.
İstanbul Barosu Başkanı
Yücel Saynıan. Edirne Tt-
caret ve Sanayı Odası yö-
netıcilerı, Atatürk Vaİcfı.
Türkiye Emeklı Subaylar
Derneği, tzmir Barosu,
Türkiye Soroptomist Der-
neği yöneticileri ve Atşköy
Marina Yat Kulubü yöneti-
cılen de bulundu. Aynca.
1. Ordu Komutanı Orgenei-
ral Hüse\in Kıvnkoğlu.
Harp Akademilen Komu-
tanı Orgeneral Necati Öz-
gen, Genelkurmay Harekât
Başkanı Korgeneral Çetin
Doğan. Genelkurmay Ge-
nel Sekreten Tümgeneral
Erol Özkasnak ve bazı ge-
neraller de bnfıngi izkdi.
Türkiye-Yunanistan ara-
sındaki sorunlar ile ilgiH
brifingi Genelkurmay Baş>
kanlığı Türk-Yunan İlişki-
leri Daire Başkam Tüma-
miral Mustafa OzbeyinL
Pl^K \e terorizm konusu
da Tuğgeneral Kesaa De1
-
niz'in verdiği brifing, ba^
sın mensuplannın görüntü
almalanndan sonra basına
kapalı olarak devam etti.
Genelkurmay Başkanlı-
ğı'nın 28-29 nisan tanhle-
nnde medya mensuplan,
YÖK üyelen ve üniversi-
telerin öğretim üyelerine
verdiği brifinglerdizisi, bu
brifingle sona erdi.