Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 NAYIS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TlV'den
amelere altm
• VİVKARA (Cumhuriyet
Biimu) - Türkiye Diyanet
•Vakı (TDV), "Kutlu
Dooım Haftası"
etknlikleri kapsamında
yen doğum yapan annelere
çeyek altın armağan etti.
TD' Kadın Kollan. SSK
Etlk Doğumevi"ni zıyaret
ede^k. doğum yapan 15
annrye çeşitli armağanlarla
birlkte birer çe>Tek altın
-vera.
Siıan'ı ezen
Afcgün'e hapis
H kanbul Haber Servisi -
Yazj". ressam Jale Sinar'ı
(Sesgüzel). arabayla
ezersk sakat bırakan
Mehmet Nuri Akgün'e.
Karal 2. AğırCeza
MaKcemesi 5 yıl hapis
cezaii verdi. Jale Sinar,
Akgin'ün kendisini
arabıyla öldürmek
ıstecğini ancak
mahiemenin olayı
yaraama olarak
def erlendırdigini belirterek
temyize başvurdu.
Ündicü saldırgan
yakalandı
• Istanbul Haber Servisi -
4stanbul Oniversıtesi
-Hukuk Fakültesi kantininde
•5 Aralık 1996 tarihinde sol
görüslü öğrencilere saldıran
ve tabancayla ateş ederek
Ali Yılmaz ve Aydın
Çavlan Erdoğan'ı yaralayan
Hüseyin Özdemir gözaltına
alındı. Ülkücü olduğu ve
eaycılık yaptığı belirtilen
Özdemır'Ie birlıkte 1 adet
Brovvning tabanca, 1 adet
şarjör, 1 adet av bıçağt, 9
adet bu tabancaya ait fişek
ve Zeynel Yılmaz adına
düzenlenmış sahte nüfus
^üzdanı ele geçınldi.
Adil Öngen'e
saldını davası
• İstanbul Haber Servisi -
Esentepe'de Borsa
Datuşmanı Adil Öngen'e
yapılan silahlı saldından
sorumlu tutulan ve
aralannda Alaattin Çakıcı
ile Adnan Çiçek'in de
bulunduğu 7 samğın
yargılanmasına başlandı.
•Sanıklardan Adnan Çiçek,
(Ali Gürsel ve Murat Özer
Jrakkında beraat karan
venldi.
Kadınlar ve
demokrasi
• İstanbul Haber Servisi -
"Akdenizli Kadınlar ve
Demokrasi" konulu
uluslararası konferans
Jbugün tstanbul'da başlıyor.
istanbul Üniversitesi Kadın
Sorunlan Araştırma ve
Uygulama Merkezi, Kadın
Araştırmalan Dernefi ve
UNESCO Mılli Komisyonu
ile ortaklaşa düzenlenen
konferans. The Marmara
Oteli'nde saat 10.00'da
başlayacak. Konferansa
Fransa. Tunus, Cezayir,
Tilistin, Fas. Mısır.
fYunaıustan, Italya, lspanya
ye Türkiye "den
Konuşmacılar katılacak.
MHP'de aday
sayısı artıyor
• İstanbul Haber Servisi -
Milliyetçi Hareket
Partisi'nde (MHP)
Alparslan Türkeş'in
ölümünün ardından boşalan
genel başkanlık koltuğu
için adaylığını
açıklayanlann sayısı
artıyor. Dün de istanbul
Üniversitesi Ögretim Üyesi
Prof. Dr. Enis Oksüz 18
mayısta yapılacak
olağanüstü kongrede MHP
Genel Başkanlığma aday
olduğunu açıkladı.
Demirel'm
seçimleri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman DemireFin
Danıştay ve HSYK
•üyeriklerine seçme kararlan
Resmi Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlandı.
Demirel, Danıştay
üyeliğıne Sabriye
Köpriilü'yü, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu
(HSYK) yedek üyeliklerine
de Sezer Özyörük ve Yekdil
Yasun'u seçti.
Emre Kongar'ın
imzagünü
• Haber Merkezi -
Gazetemiz yazan Emre
Kongar'ın yeni kıtabı
"Demokrasi ve Laiklik'ın
tanıtım ve imza günü
bugün-Akmerkez'de
yapılıyor. Kongar, okurlan
için Remzi Kıtabevi'nde
saat 15.00'tekitabım
imzalayacak.
ANAP Grup Başkanvekili Zeki Çakan, Başbakan Necmettin Erbakan'a sordu
'KaddafTnin emrinde misin?'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Necmettin Erbakan. Libya
lideri Muammer Kaddafi'nin,
kendisinin îslami Halk Komutanlığı
üyesı olduguna ilişkın sözlerine
açıklama getirmezken: ANAP Grup
Başkanvekili Zeki Çakan, "Adeta sükût
ikrardan geür sözü ile kabul etmiştir.
Sayın Erbakan'a sesleniyorum:
Kaddafi'nin emrinde misiniz?
Yüreğiniz yetiyorsa yalanlayın" dedi.
Çakan. "Erbakan kendisini cihat emiri.
partisini cihat merkezi. kendi tabanını
cihat ordusu. kendi dışındaki
Müslünıanları da kâflr gördüğü sürece
Türkiye'de kendileri tarafından
yaraülımş olan bu gerUim nasıl sona
RP'li CÜI
• ANAP Grup Başkanvekili, Erbakan'ın kendisini cihat emiri,
tabanını cihat ordusu olarak gördüğünü söyleyerek, "Gerilen ip
kopunca ilk Erbakan düşecek" dedi.
erecek?" dıye sordu.
ANAP Grup Başkanvekili Zeki Çakan,
dün parlamentoda düzenlediği basın
toplantısında. hükümerin "yalan
dolanla ayakta turulmaya çahşüdığuu"
söyledi.Erbakan'in Islamı Halk
Komutanlığı üvelıği ile ilgıli savlannı
yıneleyen Çakan. sözlenni şöyle
sürdürdü:"Ben Sa>ın Erbakan'a
buradan sesleniyorum: Kaddafi'nin
komutanı olduğu bu gizli örgütte üye
misiniz? Başkalan kanahyla değil,
yüreğiniz yetiyorsa çıkın televizyon
ekranlanna, bunu yalanlayın. Yoksa
sizin gibi bir başka ülke liderinin
emrinde olan bir kişinin bu ülkede
başbakanlık yapmasını bir pariamenter
olarak içime sindiremiyorum. Bir tek
vatandaşıınızın da içine sindirdiğini
zannetmiyorum." Çakan. Erbakan'ın
lslam dınıni iktidannı sürdürmek için
araç olarak kullandığını, söylemleriyle
din ve vicdan özgürlüğünü tehlıkeye
attıfını söyledi Erbakan"ın kendisini
"cihat emiri". tabanını da "cihat
ordusu" gibi gördüğü sûrece ülkedeki
' Seçimi
yabana
atmaym'
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -RP 1i
Devlet Bakanı Abdul-
lah Gül. RP Genel
Başkanı ve Başbakan
Necmettin Erbakan'-
ın seçim restının "ya-
bana atılmaması ge-
rektiğini" söyledi.
Gül, Libya lıden Mu-
ammer Kaddafi'nin
başkanlığını yaptıgı
îslami Halk Komutan-
lığı'na Erbakan'ın üye
olduğunu yalanlaya-
rak "Cevap vermeye
değmeyecek kadar uy-
durmaca" dedi.
RP'li Devlet Bakanı
Abdullah Gül, D-8
toplantısının açılış ko-
nuşmasının ardından
gazetecilerin sorulan-
nı yanıtlarken, Türkı-
ye'nin en büyük parti-
sinin genel başkanının
erken seçimden söz
etmesınin yabana atı-
lır bir durum olmadı-
ğını belirterek "Baş-
bakan, seçim lafını ed-
er etmez grup ayağa
kalktı ve büyük bir
coşku gösterdi. Bu ya-
bana atılır bir şey de-
ğü Grubun bu coşku-
sunu hiç kimse unut-
masın" diye konuştu.
ÇİZMEDEN YUKARI
WSV/' İGTifSAL.A&
: V
_ ^
_ _
r
-Jl
r
MUSA
lil
1
i
KART
r
1
JL
M
genlimin nasıl sona ereceği sorusunu
yönelten ANAP Grup Başkanvekili
Zeki Çakan, "Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık koltuğunda oturan bir
zatın "gulu gulu. yamyam dansı. ne
kuduruyorsunuz. kaşınmayın. ayannız
bozulmuş' gibi sözleri kullanmaya
hakkı var mıdır? Bu söztcriyle toplumu
ikiye bölmemiş midir? Bu ne hafifliktir?
İşte Erbakan budur. Fakat Erbakan
şunu bilmeüdir ki gerilen bu ip
koptuğunda ilk düşecek olan
kendisidir" dedi. Çakan, DYP liden ve
Başbakan Yardımcısı TansuÇiller'ın
"yalancı'" olduğunu belirtirken. RP'yi
iktidara taşımanın da vebalini taşıdığını
söyledi. ANAP'lı Rasim Zaimoğlu da
Başbakan Erbakan'ın
yanıtlaması istemiyle
verdiğı soru
önergesinde.
Libya ziyaretinin
"Türkiye
Cumhuriyefi'nin
Başbakanı olarak değil
de uluslararası bir
örgütün üyesi olarak
gerçekleştiği" görüşünü
aktardı Zaimoğlu.
Erbakan'a "MiUetvekiB
arkadaşlanmızui verdiği
soru önergelerine
yaklaşık 206 gündür
cevap vermediniz. Bu
sessizliğinizin yorumunu,
bu örgüte üye
olduğunuzun kanıtı
olarak kabul edebilir
miyiz? İslami Halk
Komutanlığı nasıl bir
örgüttür? Şayet bu
örgütü tercih ediyor
iseniz. Başbakanbğı
devamettirmeyi
düşünüyor musunuz?"
sorulannı yöneltti.
Yargıta> 'da toplanü
Öte yandan Kaddafi'nin
geçen günlerde
yayımlanan. "Kardeşim
Erbakan benim başında
bulunduğum
jJluslararası Halkçı
İslamcı Komutanlık'uı
üyesıdir" sözleri üzerine
Yargıtay savcılan
toplantı yapıp.
"Erbakan hakkında
soruşrurma açıp
açmamayr görüştüler.
Başsavcı Vural Savaş/,]n
başkanlığında yapılan
toplantıda. Erbakan
hakkında soruşrurma
açılmamasına karar
verildı.
DYP lideri hem Kuran kurslan açacaklannı hem de Atatürk'e sahip çıkacaklannı söyledi
Tansu Çiller îkili oyunu sürdürüyor
BAHAR TANRISENTR
NİĞDE-DYP Genel Başkanı, Dışışle-
ri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu
Çiller, Türkiye'de gerektiği kadar cami
yapılacağıru. Kuran kurs-
lan açılacağını ve Ata-
türk'e sahıp çıkacaklannı
söyledi.
DYP lideri Çiller, dün
Niğde'de havaalanı. deri
organize sanayii ve özel
deri işleme fabrikasının
temel atma törenine katıl-
dı.
Partililerin "Başbakan
Çiller" sloganlanyla kar-
şılanan Çiller. lstanbullu-
lann Niğde'ye gelerek ya-
tınmlan yönlendirmelen
ve geri dönmeleri için ha-
vaalanına gereksinim du-
yulduğunu söyledi.
Niğdelilere patates fabrikası kurulaca-
ğını yaat eden DYP Genel Başkanı Çil-
ler. "Ülkemizde çok iyi şeyler oluyor, ama
tahrikler var. Sizi karşı karşıya getirmek
istevenler var. Biz bir terör mücadelesi ver-
dik. Siz Niğdeliler, terörde kaç kişi verdi-
niz? Ama bugün yeniden tahrik var. Sa-
kın tahriklere kapümayın" diye konuştu.
"Bu ülkede hepimiz Allah'a şükür ca-
milerimize gideceğiz. Gerektiği kadar ca-
DSP'de muhalefet yine mahkemede
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DSP'den ihraç edilen Ankara
Milletvekılı Gökhan Çapoglu, bu
işlemin iptali istemiyle Asliye
Hukuk Mahkemesi'ne başvurdu.
Çapoğlu'nun avukathğını üstlenen,
DSP Genel Başkanı Büknt
Ecevitin eski çalışma
arkadaşlanndan Şahin Mengü dava
dilekçesinde, "Milletvekilinin
kapıkulu ohnası isteniyor. Davah
partide parri içi demokrasi hiç
işjemiyor"' dedi.
Erdai Kesebir'den sonra. İstanbul
Milletvekili BülentTanla Kocaeli
Milletvekih Bekir Yurdagül ve
Ankara Milletvekili Gökhan
Çapoglu da partiden ihraç edildi.
Kesebir'in parti yönetimiyle üyelik
kavgası mahkemede sürerken
Çapoglu da ihraç
karannın iptali istemiyle dava açtı.
Çapoğlu'nun avukatı
Şahin Mengü dava dilekçesinde,
üyelikten kesin çıkanlma cezasının
hukuka, anayasa ve Siyasi Partiler
Yasası'na aykın olduğunu savundu.
Dava dilekçesinde, Çapoğlu'nun
solda birlik için Türk-lş Genel
Başkanı Bayram Meral ile
görüşmediğ^ gibi, DSP-CHP
birleşmesini de uygun görmediğine
dikkat çekildi.
Dava dilekçesinde Türk-lş Genel
Başkanı Bayram Meral de tanık
olarak gösterildi. Dilekçede. DSP
Merkez Disiplin Kurulu'nun
üyelikten kesin olarak çıkanlması
karannın iptali istenildi.
mi ve Kuran kurslanmız açılacak" diyen
Çiller. şöyle de\am ettı:
"Aynı zamanda çağdaş Türkiye'ye
damgasını basacak, Atatürk'e de sahip çı-
kacağız. Bu bir bütündür. Hepsi bir bü-
ründiir. 21. yüzyıla hepi-
niz damganızı basacaksı-
ruz, size söz \eriyorum. Bi-
zimle alıp \eremeyenler
var. Neden bu bih'yx»r mu-
sunuz? Büyük kitlelerin
menfaat kapılannı kapa-
dık. Trilyonlarca haksız
kazancı, haksız birtakım
kaynaklan devletten em-
mişler. Biz bunlan kestik
kopardık. Milyarlann
Niğde'ye. küçük yerlere
gitmesi için. Biz bunun
mücadelesini sonuna ka-
dar yapanz. Evellallah bi-
zi korkutup kaçıramaz-
lar."
TıIRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin [a planet.com.tr
Ankara toz duman... Hükü-
met toz duman... Meclis toz du-
man... Başkent toz duman...
Bunlar kulağımıza yabancı
değil. Hepsini duyduk, yaşadık.
Duyduğumuzda, yaşadığımız-
da, hatta yazdığımızda pek de
korkmadık, endişelenmedik.
Ankara, hükümet, Meclis toz
duman da olsa "devlet" iyi kö-
tü yürüyordur diye düşündük.
Sanki hükümetler, Meclis bir
yanda, devlet öte yanda gibi
geldi bize...
Örneğin Ankara, Meclis, hü-
kümet toz duman da olsa mah-
kemeler yürüyordur, diye dü-
şündük. Savcıya dilekçe verir-
sek kovuşturma açar, mahke-
me yargılar, adalet dağıtır, de-
dik. Polis htrsızlan yakalamaya
devam eder. Ordu sınıriann gü-
venliğini sağlar, Maliye vergileri
toplamayı sürdürür. Yıkılan köp-
rüleri Karayolları onanr; DSİ ba-
rajlar fazla dolunca kapaklan
açıp su düzeyini ayarlar; öğret-
menler okulda çocuklara oku-
ma yazma öğretir; belediye
çöpleritoplar...
Eh, varsın Meclis'te toz du-
mandan göz gözü görmesin,
hükümet toza bulansın, Ankara
dumanaltı olsun, biz yaşayıp gi-
deriz, diye umduk.
Devlet Toz Duman
MGK'nin demokratik bir ku-
rum olup olmadığını tartışmaya
çabalayanlara kılı kırk yaran
mızmız demokratlar diye biraz
kuşkuyla, epey sıkıntıyla baktık.
içimizden Kürt sorununun ba-
rışçıl yöntemlerle çözülmesin-
den yana olsak bile, "Madem
şu anda PKK şiddet yöntemini
seçti, ordunun da ona o yön-
temle yanıt vermesi doğal" di-
ye düşünenler az değildi. Ülke-
nin güneydoğusunda bir "sa-
vaş hali"n\n vartığını sezdik de,
bir savaş halinin kaçınılmaz ola-
rak savaş rantlanna ebelik ede-
ceğini, savaş koşullarında ola-
ğan hukuk düzeninin ortadan
kalkacağını; kalkınca da biıile-
rinin PKK ile savaşıyoruz düme-
nine yatıp kesesini, kasasını tı-
ka basa kanla ve parayla doldu-
rabileceğini pek düşünmedik...
Her şey bir gecede olup bit-
medi. Oyleolmadığı içindeayıl-
mamız uzun sürdü. Belki hâlâ
sürüyor. Toz dumanın devlet ay-
gıtına sıçramışlığını, devlet ku-
rumlannın doğal ve anayasal
dengelerinin bozulduğunu,
devlet aygıtının ekseninin kay-
dığını bilince çıkarmak o yüz-
den kolay olmadı.
Eksen kaymasının ilk belirtile-
ri büyük olasılıkla 12 Eylül son-
rasında. Özal döneminde baş-
ladı. O günlerden miras "işinibi-
len memur" ya da "Bir defalık
delinmekle bir şey olmayacak
anayasa" cevherteri yumurtlan-
dığında, çoğumuz bu sözlere
"fıkra" değerı biçip güldü de
devlet aygıtının işleyişindeki
ölümcül hastalığın tohumlannı
gbremedi.
Tansu Çiller'de simgelenen,
değer ölçüleri eksen kaymast-
nın çok daha şiddetli belirtileriy-
di. "Şak söylüyor, tak yapıyo-
ruz"yalaklığınınaltında "Bizbil-
diğimizl okuyoruz. Çünkü o da
bizlerden biri"r\\n yattığını pek
kavrayamadık. Ülke yokuş aşa-
ğı bırakılmış frenleri patlak bir
otomobile döndü. Her an hız ar-
tıyor, her şey ürkütücü bir şid-
dette bozuluyor ve çürüyor. Bo-
zulma ve çürüme saklanamaz
hale geldi. Polis hırsızları, katil-
leri yakalamıyor artık (5 bin faili
meçhul cinayeti anımsayın). Üs-
telik polis kadrolarında hırsızlar,
katıller barınmaya başladı (Yük-
sekova, Kocaeli, Söylemez çe-
telerini anımsayın). Devletin gü-
venlik servisleri, yakalaması, iz-
lemesi gereken katillerle. terö-
ristlerle. mafya çeteleriyle işbir-
liği bıle yapmaktan kaçınmıyor-
laı (Çatlı, Kırcı, Çelik, Eken gi-
bileri anımsayın).
Mahkemeler adalet dağıtmak
bir yana. karar üretemez hale
geldiler. Suç ortada, suçlu orta-
da iken savcılar kovuşturma aç-
mıyor, açamıyor; açtığında da
yol alamıyorlar. Maliye vergileri
toplayamıyor; belediyeler çöp
toplayacaklanna patlayan çöp
dağlannı umutsuzca izliyor. Ül-
kede binlerce okul kapalı. Yanı
öğretmenler çocuklara okuma
yazma filan öğretmiyorlar.
REFAHYOL hükümeti hepsi-
nin üstüne tuy dikti.
Çürüme gitgide tepelere tır-
mandı. Kayan eksende devlet
aygıtı derın bir attüstlük yaşa-
maya başladı. Modern hukuk
devletinin olmazsa olmaz ilke-
si, kuvvetler aynlığı hâlâ anaya-
sada yazılı. Ama yargı, yürütme
ve yasama erkleri birbirleriyle
uyumlu ve fakat bırbirlerinden
bağımsız işlemıyorlar artık.
Yargı felç olmuş. Parlamento
(yasama erki) hiçbir ülke soru-
nunu çözemiyor, çünkü herhan-
gi bir ülke sorununun üstüne
eğilecek reflekslen bile kalma-
mış gibi. Hükümetin (yürütme)
varlık nedeni, ne pahasına olur-
sa olsun kendi varlığını sürdür-
meye dönüştü.
Devlet aygıtının üç temel bi-
leşeninin yasama, yürütme,
yargı erklerınin konumlandığı
eksende yazının başından bu
yana sergilemeye çabaladığı-
mız "kayma"nın kaçınılmaz so-
nuçlannı devşirmekteyiz.
Bir örnek, sadece bir örnek:
Ülkede Milli Askeri Stratejik
Konsept (MASK) yeniden sap-
tanıyor. Yani Türkiye'ye yönelik
birincil tehlike tanımlanıyor. Ki-
min işi bu? Kimin yetkisinde bu
tanımlama?Tamam, Genelkur-
may bu konuda bir çalışma ya-
par; uzmanca bir rapor hazırla-
yıp karar organlarının önüne ko-
yar. Buna da kimsenin sözü ol-
maz. Ama kararı verecek, sap-
tamayı yapacak, tanımlamayı
aynntılayacak olanın bir devlet
erki olması gerekmez mi?
Ankara toz duman, Meclis
toz duman, hükümet toz du-
man... Bunlara alışmıştık. Ama
görünen o ki artık devlet toz du-
man...
POLİTİKA GÜNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
İkiİnsan...
1 Mayıs1997...
Türk Hava Yollan'nın TK-335 sayılı Iştanbul-lzmir
uçağında önemli bir yolcu bulunuyor: Özer Uçuran
Çiller
Özer Bey uçağın ön sırasında oturuyor. RJ-100 ti-
pi uçak az sonra havaJanıyor...
Tansu Hanım'ın eşi Özer Bey'in oturduğu koltu-
ğun yanı boş. Oysa hemen sağında üç koltuk dolu.
Orada da ANAP Aydın Milletvekili Cengiz Altınka-
ya, CHP Aydın Milletvekili Fatih Atay ile bir yurttaş
oturuyor...
Kendi kendime soruyorum: %
"ÖzerBey'e yapılan bu ayrıcalık niye? istanbul'da
VlP'ten uçağa binen. Izmir'de de VlP'ten çıkan ve
bir bakan gibi karşılanan Özer Bey bundan hiç ra-
hatsız olmuyor mu?"
Sanınm bu tür uygulamalara alışmış Özer Bey. Üs-
telik iki kişilik koltuğa tek kişi oturacak kadar da ra-
hat...
Ben o görüntüyü dikkatle izlerken, ANAP'lı Attın-
kaya ile CHP'li Atay ne düşünüyordu bilmiyorum...
Ama ben şunu düşünüyordum:
"Acaba Özer Bey uçak biletini cebinden mi öde-
mişti?"
Diyelim ki cebinden ödedi...
Bir başka soru:
"Özer Bey, iki kişilik biletle mi uçtu, yoksa tek ki-
şilik biletle mi? Tek kişilik biletle uçtuysa niçin ya-
nındakı boş koltuğa yolcu alınmadı?.."
Uçak İzmir'eindi...
Özer Bey, VlP'e geçti...
VlP'in önünde üç polis otosu, 15 kadar polis me-
muru bulunuyordu...
Tansu Hanım'ın eşi 'devlet büyükleri'ne yakışır bi-
çimde karşılanmıştı...
• • •
Özer Uçuran Çiller'in Istanbul-lzmir seferini bir ke-
nara bırakıp başkent Ankara'dakı 'siyasi gündeme'
şöyle bir göz atalım...
Şu anda imam-hatip liselerinin kapatılıp kapatılma-
ması tartışılıyor; kimi RP'liler ise 'kahraman edasıy-
la' şovyapıyor...
Diyorlar ki:
"Imam-hatipler kapatılırsa terörpatlar!.."
Imam Hatipliler Derneğı, llim Yayma Cemiyeti ve
Ensar Vakfı, 'İHL bayrağı 'nı ele alıp ANAP ve DYP'h-
lere gözdağı veriyor:
"İHL'leri sıkıysa kapatın!.."
Şeriatçı basın da bugünlerde oldukça hızlı...
Muhteremler işlerine geldiğinde 'demokrasi, in-
san haklan' diyor, işlerine gelmedığinde işkenceyi,
gözaltında kayıpları, faıli meçhullen görmüyor...
Bu da onlann pek bilinen bir taktiği...
Bir şeriatçı yazıyor:
"Irtica Türk âleminin en büyük düşmanı imiş ve her
görüldüğü yerde ezilmeliymiş.
Önce komünizm için bu söz söyleniyordu...
Sonra PKK için.
Şimdi rejım kendine yeni bir düşman arıyor..."
Şeriatçı yazar saflan genişletmek istiyor...
PKK'yi, maceracı dayatmacılan, numaracı cumhu-
riyetçileri yanlarına çekmek, şeriatçı güçlerin en bü-
yük özelliğı değil midir?
Demokrasinın temel kurallanndan birisi, insan hak-
lanna, inanç ve düşünce özgürlüğüne sahip çıkmak-
.tır...
Işık Yurtçu bugün cezaevihdedir. Işık'ın cezaevin-
de oluşu demokrasinın değil, bu sistemin ayıbıdır.
Devletin üzerine kara örtü çeken düşünce, çete-
lerı koruyor, ışkencecileri ve devlet bankalarını so-
yanlan baştacı ediyor...
Işık Yurtçu, kendısinin yazmadığı bıryazıdan ötü-
rü demir parmaklıklar arkasındadır...
inanç ve düşünce özgürlüğünden yana olduklan-
nı söyleyen şeriatçılar, siz Işık Yurtçu'nun özgurlüğe
kavuşması için ne yaptınız?
Merkezi Parıs'te bulunan Sınır Tanımayan Gaze-
teciler (RSF) 3 mayıs gününü 'Uluslararası Basın öz-
güriüğü Günü' ilan etti...
Bugün 'Işık Yurtçu ile Dayanışma Günü'dür...
Sevgili Işık'ın ozgürlüğüne kavuşması için RSF'nin
Türkiye Temsilcisi Nadire Mater'in başlattığı kam-
panyayı destekliyorum...
• • •
Özer Bey, Izmir Adnan Menderes Havaalanı'nın
VIP Salonu'ndan çıktı ve bir Mercedes'e bindi. Ko-
rumalar da onu ızlemeye başladı...
Işık Yurtçu ve Özer Uçuran Çiller...
Binsi yazmadığı yazılardan ötürü hapisteydi, öte-
ki hakkında ıse söylenenler, yazılanlar ciltleri doldu-
rurdu...
Ben bir lyonya kaçamağında hem Işık'ı hem de
Özer Bey'i düşündüm...
Özer Bey, Kuşadası'nda hafta sonunu geçiriyor-
du. Belki masasında kalamar tava, karides, çoban
salata, çipura ve rakı vardı...
Acaba Işık Yurtçu o saatte ne yapıyordu?
Demir parmaklıklann arkasında belki anılannı ya-
zıyor, belki de kitap okuyordu.
Işık'ı jandarmalar ve gardıyanlar, Özer Bey'i de siv-
il polislerkoruyordu...
•••
Flash TV'ye yapılan saldınyı şiddetle kınıyorum. Bu
saldınnın kimler tarafından düzenlendiği ortadadır.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Saldırgan-
lar bir an önce yakalanmalıdır.
Flash TV yönetimine ve çalışanlanna geçmiş ol-
sun...
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
HİKMET ÇETİNKAYA
AŞIK KADINLAR SOKAĞI