Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 1997 PERŞEMBE
HABERLER
Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'ndan gelen dosyalarda, sayılar birbirinden çok farklı çıktı
Fafli meçhuliin sayısı da meçhul• 1996 yılında işlenen
1.795 cinayetten
yalnızca 169'unun faili
bulunabildi. 1975'ten
1995 yılınakadar 908
faili meçhul cinayetin
işlendiği, bunlardan
sadece 218'inin
aydınlatıldığı belirtildi.
En çok faili meçhul
dosyası Diyarbakır
Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde
inceleniyor.
ALPER TURGUT
Türkıye'de faili meçhul ci-
nayet sayıst, Adalet ve İçişle-
ri bakanlıklannın verilerine
göre farklıhk göstenyor. 1996
yılında İçişleri Bakanlığı'na
1.217 faili meçhul cinayet
dosyası gelirken. aynı yıl
Adalet Bakanlığı tarafından
faili meçhul sayısı ise 1.036 olarak açık-
landı. Geçen yıl Türkiye genelinde işle-
nen toplam 1.795 faili meçhul cinayetten
ise yalnızca 169'unun failinin buluna-
bildiği belirlendi.
TBMM Faili Meçhul Cinayetleri
Araştırma Komisyonu verilerine göre.
1975-1995 arasındakı 20 yılda. 908~faili
meçhul cinayet işlendi. Güvenlik kuv-
vetleri, faili meçhullerden sadece 218'i-
Erdoğan, 1.5 yıla mahkûm olan Prof. Dr. Sırma'yı ise aldı
Atatürk düşmanı, belediyede danışman
Istanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanı Recep Tay-
yip Erdoğan, Prof. Dr. İh-
san Süreyya Sırma'yı da-
ruşman yapû.
İstanbul Haber Servisi - RP'li be-
lediye yötıeticileri. "Atatürk'e ba-
karetetmek"suçundan hapis cezası
alan bazı kişileri ödüllendiriyor.
"Türkiye'de Yanhş Din Anlayışı"1
ad-
lı kıtabında "Atatürk'ü din düşma-
nı" olarak gösterdiği gerekçesiyle
İstanbul DGM tarafından 1.5 yıl ha-
pis cezasma çarptınlan Sakarya
Cniversitesi llahiyat Fakültesi De-
kan Yardımcısı Prof. lhsan Süreyya
Sırma. tstanbul Büyükşehir Beledi-
yesi'nde danışman yapıldı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nden
(TSK), irtıcai faaliyetleri nedeniyle
ilişiği kesilen subay ve astsubaylan
belediyelerde çeşitli görevlere geti-
ren RP'li yöneticiler, Atatürk'e ha-
karet edenleri de kendilerine danış-
man yapıyor.
Ordudan, 'Hrticai faaKyetlerT ne-
deniyle ilişiği kesilen subayların
RP'li belediyeler tarafından işealın-
ması MGK toplantılannda ele alın-
mış ve TSK'nin bu konuda duydu-
gu rahatsızlık dile getirilmişti. Yük-
sek Askeri Şura'nm olağanüstü top-
lantısında TSK ile ilişiği kesilen 161
subay ve astsubayın büyük bir ço-
ğunluğunu "şeriatp" faaliyetlerden
atılan personel oluştururken, bunla-
nn hangi RP'li belediyede işe alına-
cağı merak ediliyor.
istanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Tayyip Erdoğan"m, "Ata-
törk'e hakâret" suçundan İstanbul
DGM'de yargılanan Prof. Dr. İhsan
Süreyya Smna'yı kendisine başkan
danışmanı yaptığı belirlendi. İstan-
bul DGM Cumhuriyet Savcısı. Prof.
Sırma'nın "Türkiye'de Yanlış Din
Anlayışı" isimli kitabında Atatürk'ü
"dccial" olmakla suçladığmı kay-
detmişti. Mahkeme heyeti de Str-
ma'yı, kitabında halkı. "laik ve laik
olmayaıdar"diye ikiye ayırdığıru ge-
rekçe göstererek 1.5 yıl hapis ceza-
sma çarphrmıştı. Mahkeme heyeti
aynca Sırma'nın Atatürk'e hakaret
eden sözlerin bulunduğu kitabmm
da toplatılmasma karar vermişti.
Resmi kaynaklara göre, gü-
venlik güçlerine yönelık 368
faili meçhu! cinayet işlendi.
215 er. 42 pohs. 28 subay, 16
astsubay. 11 bekçi, 41 koru-
cu, 1 ınfaz koruma memuru. 1
savcı. 1 hâkim, 1 askeri hâ-
kim. 5 çavuş ve 5 koruma gö-
revlisı faili meçhul cınayete
kurban gitti.
Adli Tıp Kurumu'nun
yetersizliği
ni aydınlatabıldı. Olağanüstü Hal (O-
HAL) Bölgesi. faili meçhullerin odak
noktasını oluşturuyor.
Türkiye genelindeki lODGM'ndenen
çok faili meçhul dosya Diyarbakır
DGM'de inceleniyor. Diyarbakır
DGM'de incelenen faili meçhul dosyası
sayısı geçen vıl 9.967'e ulaştı. Diyarba-
kır DGM'de görülen her 100 suçtan
60'ının faili bulunamadı. Hizbullah.
Kontrgerilla veya en bilinen adıyla Hiz-
bikontra cinayetleriyle ünlenen Bat-
man'dakı faili meçhuller ise güvenlik
kuvvetlennin operasyonlanndan sonra
azaldı.
İçişleri Bakanlığı raporlanna göre,
1976 ve 1982 yıllannda faili meçhul ci-
nayet işlenmezken 1992 ve 1993 yıllan
732 ve 540 faili meçhul ile en çok faili
meçhul cinayetin yaşandığı yıllar oldu.
Diğeryıllaragöredağılım ise 1975'te 1,
1977'de 6, 1978'de 51. 1979'da 120,
1980'de 125, 1981de 3. 1983'te 2.
1984'te3, 1985'te5, 1986'da8, 1987'de
5. 1988'de24, 1989'da48, 1990'da 44,
1991"de68,1994'te 10 olarak görülüyor.
Faili meçhullerin illere göre dağıiımı
ise şöyle: Diyarbakır 325, Mardin 243.
Batman 204, İstanbul 203, Şırnak 167 ve
Bitlis 159.
Adlı Tıp Kurumu'na 1 O-
cak 1994 ile 9 Haziran 1995
tarihleri arasında getirilen 290
cesetten yalnızca 17'sinin teş-
hıs edilebilmesi bir başka so-
runu gözler önüne seriyor. Es-
ki İnsan Haklanndan Sorum-
lu De\ let Bakanı Algan Haca-
loğlu tarafından açıklanan
"İnsan Haklan Açısından Ad-
li Tıp Dosyası" adlı raporda,
savcılık. Adli Tıp ve emniyet
arasında koordınasy on bozukluğu yaşan-
dığı, Adli Tıp. CMÜK. ile Polis Vazife ve
Selahiyet Yasası'nın günün şartlanna ve
AB'nın standartlanna uygun olmadığı
ve Adlı Tıp dosyalannın 5 yıl bekletıl-
dikten sonra SEKA'ya göndenlip yakıl-
masmdan dolayı 1980 öncesi ve sonra-
sında meydana gelen kanlı olaylarla il-
gili bulgu, iddia ve şüphelenn ıncelene-
mediği belırtılmıştı.
Fetih gecesinde
saldırı
• İstanbul Haber Servisi -
Istanbul'un fethinin 544.
yıldönümü nedeniyle
Rumelıhisan'nda
düzenlenen gecede,
aralannda çember
sakallılann da bulunduğu
bir grup. basın
mensuplanna saldırdı.
Kültür Bakanı lsmail
Kahraman'ın gözleri
önünde meydana gelen
olayda Milliyet gazetesı
muhabiri Ozan Pezek ile
Kanal E televizyonunun
kameramanı yaralandı.
Şenliği izlemek üzere gelen
gazetecıler. saldınyı
protesto etmek için
suriçinden aynldı.
Buğday fiyatları
açıklandı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Basbakan
Yardımcısı Tansu Çiller,
makarnalık buğdayın taban
fiy atının haziran ayı
itibanyla 44 bin 550 lira
olarak belirlendigini
söyledi. Ağustos ayında bu
fiyatın 50 bin lira olarak
uygulanacağını anlatan
Çiller, kırmızı ve sert
buğdaya ise haziran ayında
33 bin, temmuz ayında 37
bin, ağustos ayında da 38
bin lira verilmesinin
kararlaştınldığını bildirdi.
Erdoğan'a
suçlama
• tstanbul Haber Servisi -
Işçı Partısı Kartal llçe
Başkanı Tayfun Tabakoğlu,
İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Tayyip
Erdoğan"ın, yaklaşık 30 bin
konutun bulunduğu Kartal
Uğur Mumcu Mahallesı'ne
su getirmek için hane başına
25 milyon lira istemesi
uygulamasının yasadışı
olduğunu belirtti.
Tabakoğlu, başkan
Erdoğan'ı yasadışı
uygulamaya son vermeye,
görevini yapmaya çağırdı.
Ersin toprağa
• İstanbul Haber Servisi -
Geçırdıği trafik kazası
sonucu önceki gün yaşamını
yitiren Yıldız Teknik
Üniversitesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Mustafa Ersin'in
cenazesi dün Edimekapı
Mıhriban Sultan Camii'nde
kılınan ikindi namazının
ardından Topkapı Çamlık
Kabristanı'na defhedildi.
1 Mayıs davası
• İstanbul Haber Servisi -
Üç kişinin yaşamını
yitirdiği 1 Mayıs 1996'da
meydana gelen olaylarla
ilgili olarak 97 kişi
hakkında açılan davanın
görülmesine devam edildi.
Mahkeme heyeti, tutuklu
sanıklardan N.K. ve Nedim
Özen'in tahliyesine karar
verdi. Heyet aynca davada
yargılanan Aysel Sanca'nın
Izmır, Bülent Erdönmez'in
ise İstanbul 5 No'lu
DGM'de görülen
davalannın bu dava
dosyasuıda birleştirilmesini
kararlaştınldı.
Muhsin Yazıcıoğlu iki bakanlık istedi
Çifler ve Erbakan'dan
BBP'ye ortaklık önerisi
ANKARA (Çumhuriyet Bürosu) -
Basbakan Necmettin Erbakan ile DYP
Genel Başkanı Tansu Çifler arasındakı
başbakanlık sorunu erken seçime
endekslendi. Erbakan ve Çiller,
REFAHYOL'un parlamentodakı
desteğinı güçlendırmek için BBP'ye.
hükümete ortak olması için teklifte
bulundular. BBP Genel Başkanı Muhsin
Yaacıoğlu. getinlen teklifi. Çıller ile
Erbakan'ın kendi aralannda anlaşması
durumunda değerlendireceklennı
söyledi. Yazıcıoğlu'nun. basbakan
yardımcılığının yanı sıra
partisine Çalışma
Bakanlığı'nın verilmesini
istediği öne sürüldü.
Erbakan ve Çiller
başbakanlık pazarlığını
dün de sürdürdüler.
Başbakanlık Konutu"nda
bir araya gelen iki lider
yaklaşık üç buçuk saat
süren bir göruşme
yaptılar. Görüşmenin ilk
iki saatlik bölümüne
Yazıcıoğlu da katıldı.
Erbakan ve Çiller'm
Yazıcıoğlu'na. BBP'nin hükümete
girmesi konusunda resmen öneride
bulunduklan bildirıldi. Alınan bilgıye
göre. partısındeki rahatsızlıklan dile
getiren Çiller. "Hükümetin bu haliyle
devamına ilişkin çekinceterimiz var"
dıyerek başbakanlığın kendisine
de\Tedilmesı halinde hükümetın
sorunsuz bir şekilde göreve devam
edeceğinı söyledi. Cçlü görüşmenin
ardından Ankara'dan Istanbul'a gelerek
Atatürk Havalimanf nda basın
mensuplannın sorulannı yanıtlayan
Yazıcıoğlu. "Kamuoyuna da intikal
ettiği gibi, Çiller. Türkiye'de bir erken
• Çiller ve
Erbakan'ın
teklifıne sıcak bakan
Muhsin Yazıcıoğlu,
getirilen teklifi,
ortaklann kendi
aralannda
anlaşmalanndan
sonra değerlendirme
yapacaklannı
söyledi.
secim havasının oluştuğunu ifade ediyor.
Erbakan ise, 2000 yılına kadar bu
hükümetin sürebileceğini söylüyor.
Benim bu durumda yapacağun şey, iki
partinin bir noktada buluşmalannı
beklemektir. BBP olarak. buna göre.
koalisyona girip-girmeme karanm
vereceğiz. Anlaşamazlarsa, önü beürsiz
olan bir hükümete ginneyi istemeyiz"
dedi. Yazıcıoğlu. önerilen hükümette
bakanlıklann dağıhmı ile ilgili sorulan
ise "Henüz oraya gdmedik" diyerek
yanıtlamaktan kaçındı Erbakan ve
Çiller bir araya gelmeden
önce kurmaylanyla
değerlendirme yaptılar.
RP Genel Merkezi'nde
Başkanlık Dıvanı'nı
toplayan Erbakan.
başbakanlık konusunun
seçim karan alınması
durumunda
görüşüleceğini belirtti.
Çiller de, Başbakanlık
Konutu'na çıkmadan önce
milletvekillerinin
görüşlerini almaya devam
etti. DYP'liler, Çiller'in
başbakanlığı almak için ısrarlı olmasını,
ardından da erken seçim karan
alınmasını istedıler. Erbakan vc Çiller.
yetkili kurullanyla görüştükten sonra
yann ya da cumartesi günü yeniden bir
araya gelerek başbakanlık pazarlığında
son karan verecekler. Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtlayan DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hasan Ekinci, uzlaşmanın
bir günde sağlanamayacağına dikkat
çekerek konunun yetkili kurullarda
görüşülerek çözüme kavuşturulacağını
söyledi. Ekinci. sorunun haftasonu iki
lider arasında netleştirileceğini de
kaydetti.
THYve
Vakko
birlikte
uçacak
TürkHava
Yollan ve
Vakko. 1
harirandan
itibaren bir
arada uçacak.
Türkiye •
modasının önde
gelen
firmalanndan
Vakko, Türk
kadınını temsil
edenTHY
hosteslerini
giydiriyor. Bin
300 kişilik uçuş
ekibini şık ve
rahatlıği ön
planda tutarak
giydiren Vakko
yetkilileri.
giv silcrin 2 yıl
giyfleceğini göz
önüne alarak
değişik stiUer
oluşturmuş.
Vakko'nun
TH\
F
uçuş ekibi
için hazniadığı
kıyafetler içinde
2 değişik biazer,
etek. gömlek.
yelek, eşarp ve
isim kartlannm
taşınması için
özel elbise
kılıflan
bulunuvor.
İki DYP'Iİ ANAP'ta
Yılmaz'dan
Çiller'siz
DYP çağnsı
• ANAP lideri Mesut Yılmaz, ülkenin karanlığa
sürüklenmesinin tek sorumlusunun Çiller
olduğunu söyledi. Yılmaz, Tüm DYP'li
milletvekillerinin ortak hareket etmelerini istedi.
DYP'den aynlan llhan Aküzüm \e Şamil Ayınm
ANAP'a katıldı.
ANK\RA (Cumhuri-
yet Bürosu) - ANAP Ge-
nel Başkanı Mesut Yıl-
maz, Türkiye'nin karan-
lığa sürüklenmesinin en
büyük sorumlusunun
DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller olduğunu
ileri sürerek "Ne Türki-
ye'de ne DYP'de Marcos
ailesi özentilerineyer ola-
maz" dedi. Yılmaz,
DYP'li tüm milletvekil-
lerinin ortak hareket et-
mesıni ısterken örtülü bi-
çimde "Çiller'siz koalis-
yon" önerisınde bulun-
du.
Çanakkale Milletveki-
li Hikmet Aydm' ın ardın-
dan, gensoru oylamasın-
dan sonra DYP'den istifa
eden Ankara Mılletvekı-
li İlhan Aküzüm iie Iğdır
Milletvekili Şamil Ay>
run da dün ANAP'a ka-
tıldı
Grup toplantısında ya-
pılan katılım törenınden
sonra kürsüye çıkan Me-
sut Yılmaz, katılımlann
yalnızca partisinın mil-
letvekili sayısındaki artı-
şın değil, sulann denize
doğru akmaya başladığı-
nın. merkez sağın adresı-
nın ANAP olduğunun
göstergesi olduğunu söy-
ledi.
DYP'nin, muhtemel
bir koalisyonun. "muh-
terem ve muteber" orta-
ğı olmaya en yakın parti
olduğunu kaydeden 'Yıl-
maz. "Gerek taban, ge-
rek fıkriyat itibanyla
DVP 0e kavgamu ola-
maz. Hedef. DVT üe da-
ha geniş işbiıiiğini ger-
çekleştirmektir. Türki-
ye'nin içinde bulunduğu
şartlar böy le bir işbirliği-
ni zorunlu hale gerirmiş-
tir. İşbiriiği mutlaka ün-
ki birlesme şeklinde ol-
maz. İşbiriiği. seçim itti-
fakı, hükümet ortaklığı
şeklinde de olabilir" dedi.
Çiller'in. mılletı de,
DYP milletvekıllenni de
aldattığını belirten Me-
sut Yılmaz. "Türki-
ye'nin bugünkü karanlı-
ğa sürüklenmesinde en
büyük sorumluluk Çil-
ler'e aittir. Memleket bu-
gün kapkara ise bunun
sorumlusu, Çiller'in Er-
bakan ile yaptığı kirii or-
takhktır" dıye konuştu.
Yılmaz, Türkiye'nin
içinde bulunduğu sıkıntı-
lan görmemek için "va
budala ya hain ya da gaf-
let içinde olmak gerekti-
ğmi" söyledi. Mesut Yıl-
maz. "Kirliliğe son verip
siyasette dürüstlüğün hâ-
kim olması isteniyorsa,
bunun ilk şartı Çiller'in
siyaseti bırakmasıdır"
dedi.
REFAHYOLhüküme-
tınin başansız ve ülkenin
başına bela olduğunu
kaydeden Yılmaz, Bas-
bakan Necmettin Erba-
kan'ın hükümetın, ordu-
nun emrinde olduğu yo-
lundakı sözlenni eleşti-
rerek şunlan söyledi:
"Demokrasilerde hü-
kumet ordunun emrinde
olur mu? Hükümetler,
ancak ara dönemlerde
ordunun emrinde olur.
12 Mart hükümeti ordu-
nun emrindeydi. Milktin
oyuyla gelmiş bir hükü-
met hiç kimsenin emrin-
de olamaz."
BBP'nin desteğine
rağmen hükümetin ikti-
darda dırenmesınin abes-
le iştigal olduğunu söyle-
yen Yılmaz, ortada bir
başbakanlık kavgası bu-
lunduğunu belirterek
"Şimdi bunlardan biri
'Başbakanlık benden gı-
derse koyamet kopar'.di-
ğeri de' Başbakanlığı ben
almazsam kıyamet ko-
par' diyor. İnşallah iki kı-
y ametjbirden kopar" gö-
rüşünüdıle getirdı.
Zeydan 'dan
Al Baraka
Türk'e dava
KEREM1LGA&
Yuksekova çete-"
si üyesi oldBğVİidr
diasıyla cezaevinde
bıüunan DYP'li
Yuksekova Beledi-
ye Başkanı AB İh-
san Zeydan bu kez
davacı oldu. Beledi-
ye başkanhğı döne-
minde Al Baraka
Türktarafından do-
landınldıgını belir-
ten Başkan Zeydan
mahkemeye baş-
vurdu.
Susurluk'ta mey-
dana gelen kazadan
sonra ortaya çıkan
çeteden daha geniş
olduğu belirlenen
Yuksekova çetesine
üye olduğu iddi-
asıyla cezaevinde
bulunan belediye
başkanı AIi thsan
Zeydan, Istanbul 8.
Asliye Ticaret Mah-
kemesi'ne başvura-
rak Al Baraka
Türk'ü. belediye>'i
zarara uğratmakla
suçladı.
ONUK YAZAR/Prof. Dr. SÜMER GÜREL (Msüögr. üy
.)
Bugün 29 Mayıs 1997. Cons-
tantinopolıs'in -ya da Osmanlı ağ-
zı ile Konstantiniyye'nin- padişah
II. Mehmet tarafından fethinin
544. yıldönümü, Osmanlı sultanı-
na "fatih" unvanı kazandıran olay
kutlanıyor.
Resmi tarih, bu olayı ortaçağı
sona erdirerek yeni çağın başla-
masının nedenı olarak vurgula-
maktadır.
Biz Fetih Şenlikleri'nin yapılaca-
ğı böylesi bir gün ve ortamda, bu
gerçekten önemli olayın -giderek
olgunun- serinkanlı. demek "nes-
nel" birdeğerlendirmesini yapma-
ya çalışacağız.
Değinildiği gibi olay -ya da olgu-
gerçekten tarıhsel bir önem taşı-
maktadır. O deneme dek Roma ve
Bizans imparatorluklarına baş-
kentlik etmiş, 400.000'e erişen nü-
fusu ile uzunca bir süre dünyanın
en büyük "metropolis"-\ olmuş bir
kentin küttürel, özellikle de dinsel
açıdan değişik bir toplumun eline
geçmesi tartışmasız çok önemlidir.
Bu bağlamdabakıldığında, esa-
sen XI. yüzyıldan başlayarak Ana-
dolu topraklanna ayak basan Türk
boylarının mevcut tarihsel ve coğ-
rafi mirasa yerleşerek oluşturduk-
lan "kültürelaiaşım", İstanbulöze-
linde çok daha özgün bir anlam
kazanmaktadır. insanoğlunun ev-
rensel özelliği olan "devtnimsel ev-
rim" olarak niteleyebıleceğımiz bu
oluşumlar, konuk durumundaki
topluluk ya da toplumlann, ev sa-
hibi toplumun uygarlık bağlamın-
da ürettiği maddi ve manevi de-
ğerlere. demek kültürüne gereklı
ve yeterli saygıyı gösterdikleri
oranda olumludurlar. Aksi durum-
da konuk topluluklar barbar, Van-
dal, vahşi vb. nitemlerle eleştiril-
mekte ve tarih önünde sorgulan-
maktadırlar.
Işte tüm bu tarih ve coğrafya
kapsamındaki bilgilerin her top-
lumda gelecek kuşaklara olabildi-
ğince nesnel. demek ki, doğru ve
dürüst aktanlması bilimsellik açı-
sından büyük önem taşımaktadır.
Bir diğer husus da eğitim süre-
ci içinde eğitbilimsel (pedagojik)
açıdan bilgi kategorilerinin -ki
bunlara basitçe ders konulan di-
yebiliriz- bireyin yaşı açısmdan
özenle saptanarak ele alınmasıdır.
Bir başka deyişle örgün eğitimde
ilkokuldan -demek birey 7 yaşın-
da iken- başlayarak hangi konu-
nun hangi yaş düzeyinde işlenme-
sinin pedagojik bağlamda daha
tutarlı olacağının belirlenmesi uy-
gar dünyada üzerinde çok tartışıl-
mış, hâlâ da tartışılan bir husustur.
Buna niçin değindik?
Değindik, zira lstanbul'un Fatih
Sultan Mehmet tarafından eğitim
yaşamımızda tam üç kez fethedil-
diğini anımsadık da ondan...
Yaşı 6O'ı devirmiş ve lise bitirmiş
her birey anımsayacaktır ki, Os-
manlı tarihi ilk. orta ve lise düzey-
Fatih Bugün Yaşasaydı...
lerinde yinelenmekte idi. Dolayı-
sıyla bir kez ilkokul, ikinci kez or-
taokul, son kez de lise tarih ders-
lerinde lstanbul'un fethi tam üç
kez ele alınmıştır.
Pekiyi bunda yanlış olan nedir?
Yanlış olan en azından şudur; az
önce değindiğimiz pedagojik
araştırmalar, eğitimde ele alınma-
sı söz konusu bilgi kategorileri
(matematik, doğa bilimleri, beşe-
ri bilimler, felsefe-mantık vb.) ile
bireyin yaşı -demek erişkinlik, ol-
gunluk düzeyi- arasındakı etkile-
şim üzerinde durmaktadırlar. Bu
bağlamda saptanan ve genel ka-
bul gören ilkeler arasında, konu-
muz açısmdan çarpıcı olan iki te-
mel bilgi kategorisine değinmek-
te yarar vardır. Örneğin matema-
tik (aritmetik) gibi aşırı soyut, do-
layısıyla hayal gücü gerektiren ve
onu geliştirmeye yönelik bir konu-
nun çok erken yaşlarda (bir süre
Ingiltere ve SSCB'de 5 yaşındaki
çocuklar üzerinde uygulanarak
olumlu sonuçlar alındığı bilinmek-
tedir) ele alınmasında sakınca bu-
lunmaz iken beşeri bilimler, özel-
likle tarih ve sosyoloji gibi konula-
rın, bireyin olabildiğince en olgun
yaşlannda -lise sonlarında- işlen-
mesinin çok daha olumlu olacağı
vurgulanmıştır.
Demek ki ilkokul ve ortaokul dü-
zeylerindeki tarih dersleri, bizim
kuşak için zaman yitirmekten baş-
ka bir işlev görememıştir. Hele bir
konunun, bireyin farklı yaşlarında
üç kez işlenmesinin -kimi durum-
larda- olumsuz bir beyin yıkama
işlevi görmesi de söz konusu ola-
bilir.
Pekiyi tüm bunların, bugün ls-
tanbul'un Fethi'nin 544. yıldönü-
münü kutlama şenlikleri ile ilgisi
nedir?
ilgı şudur; ülkemiz siyasal istik-
rarsızlığa ve onu doğuran demok-
ratikleşmede sıkıntılara gittikçe ar-
tan bir biçimde "duçar" oldukça,
toplumda çok olumsuz sonulgu-
lar gözlemlenmektedir.
Bir yandan etik (öztöresel-ahla-
ki) değerler aşınırken diğer yan-
dan sosyo-psikolojik bağlamda
eziklik içine itilen kitleler, olmadık
doyum yollan aramaktadırlar.
Bu arayışlar içinde son yıllarda
en öne çıkan ve çoğumuzu en te-
dirgin eden olaylardan birisi de fut-
bol maçlan sonucu, kazanan ta-
kım taraftarlarının kentlerimizde
-özellikle Istanbulumuzda- estir-
dikleri terör havasıdır.
Işte bu açıdan bakıldığında -ge-
çen yıllan da anımsayarak!- milli ve
manevi değerlere sahip çıkma sa-
vı altında, kitlelerin duygularını sö-
müren siyasal kadroların böylesi
fırsatları ne denli yanlış (doğru ve
dürüst olmayan!) bir biçimde kul-
landıklarına tanık oluyoruz.
Bu bize, bu ülkeyi gerçekten se-
ven, gerçek anlamda milli ve ma-
nevi değerlere saygılı aydın kesi-
me hüzün vermektedir.
1997 yılında, her yönü ile 1453"e
özlem duymak, gericilik terimi ile
anlatılamayacak denli zavallı bir
ruhsal durumdur. Yok, eğer bu "te-
atral" bir oyun ise, yani temiz, iyi
niyetli saf kitlelerin duygularını sö-
mürerek "oy avcılığı" yapmak ise
en hafif deyimi ile iğrençtir.
Şunu açık seçik belirtmekte ya-
rar vardır; eğer Fatih bugün yaşa-
saydı, bu davranışlan hoşgörü ile
karşılamazdı, karşılayamazdı.
Macar mühendise top yaptıran,
ünlü Italyan ressamı Bellini'ye
portresini yapmak üzere poz ve-
ren, giderek Bizans'ı fethettiği
günlerde yerli halkın zarar görme-
mesi için yönetsel ve askeri ön-
lemler alan "kişilik"ieki bir insan,
son dönemde çapulculuk sergile-
yen şeriat heveslilerini herhalde
hoş görmezdi.
Kısacası, Bizans Imparatorluğu
başkentini Osmanlı imparatorlu-
ğu payitahtına dönüştürmekten u-
tanç duymayalım; ama o olgunun
"insancıl" açıdan savunulması
pek kolay olmayan yöntem ve bi-
çimini -yani cihat kavramını-
anımsatarak başkalannın eline (ve
dilıne!) koz vermek safdilliliğine de
düşmeyelim.
Orneğin Haçlı Seferteri. din adı-
na dökülen masum insan kanlan
ile tarih sayfalarmda hümanıstler-
ce boğulmuştur. O nedenle, ben-
zerı bir biçimde vurgulandığı açık-
ça bilinen cihat'\, bugün hâlâ beş
yüz küsur yıl önceki durumunu
yansıtarak özlemle "kutlamak",
sadece dünya hümanistleri (uygar
ülkeler ya da gelişmiş dünya de-
mıyorum!) gözünde kötu imaj ya-
ratmakla kalmaz, barbar nitemini
de doğrulamak gibi bir olumsuz-
luk taşır. Esasen din olgusunun te-
melindeki -Tanrı'nın yarattığı hiç-
bir canlı varlığın canına kıymamak
gibi- ilkelere de ters düşen Haçlı
Seferı ya da cıhat benzeri toplum-
sal patolojık olgulara her durum-
da karşı koymak ortak tavrımız ol-
malıdır.
Mevlana'yı bağnna basmış bir
ülkede bu kan kokan çığırtkanhk-
lar, insancıl düşünen, sağlıklı her
vatandaşı derinden üzmekte ve
tedirgin etmektedir.
Işte bugünkü Fetih Şenlikleri'nin
bizeanımsattıklan bunlaroldu. Bir
hususu vurgulayarak noktalamak
isterim bu yazıyı:
Fatih bugün yaşasaydı, hâlâ
kendi döneminde kalmış kafalara
herdalde üzülür, hele kanlı cihat
çağnsı ilkellığinde olan güruhun
kâffesinı ya Haliç sularına ya da
-güncel olsun diye- Ümraniye
çöplüğüne gömerdı...