23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 1997 PERŞEMBE HABERLER Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'ndan gelen dosyalarda, sayılar birbirinden çok farklı çıktı Fafli meçhuliin sayısı da meçhul• 1996 yılında işlenen 1.795 cinayetten yalnızca 169'unun faili bulunabildi. 1975'ten 1995 yılınakadar 908 faili meçhul cinayetin işlendiği, bunlardan sadece 218'inin aydınlatıldığı belirtildi. En çok faili meçhul dosyası Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde inceleniyor. ALPER TURGUT Türkıye'de faili meçhul ci- nayet sayıst, Adalet ve İçişle- ri bakanlıklannın verilerine göre farklıhk göstenyor. 1996 yılında İçişleri Bakanlığı'na 1.217 faili meçhul cinayet dosyası gelirken. aynı yıl Adalet Bakanlığı tarafından faili meçhul sayısı ise 1.036 olarak açık- landı. Geçen yıl Türkiye genelinde işle- nen toplam 1.795 faili meçhul cinayetten ise yalnızca 169'unun failinin buluna- bildiği belirlendi. TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu verilerine göre. 1975-1995 arasındakı 20 yılda. 908~faili meçhul cinayet işlendi. Güvenlik kuv- vetleri, faili meçhullerden sadece 218'i- Erdoğan, 1.5 yıla mahkûm olan Prof. Dr. Sırma'yı ise aldı Atatürk düşmanı, belediyede danışman Istanbul Büyükşehir Be- lediye Başkanı Recep Tay- yip Erdoğan, Prof. Dr. İh- san Süreyya Sırma'yı da- ruşman yapû. İstanbul Haber Servisi - RP'li be- lediye yötıeticileri. "Atatürk'e ba- karetetmek"suçundan hapis cezası alan bazı kişileri ödüllendiriyor. "Türkiye'de Yanhş Din Anlayışı"1 ad- lı kıtabında "Atatürk'ü din düşma- nı" olarak gösterdiği gerekçesiyle İstanbul DGM tarafından 1.5 yıl ha- pis cezasma çarptınlan Sakarya Cniversitesi llahiyat Fakültesi De- kan Yardımcısı Prof. lhsan Süreyya Sırma. tstanbul Büyükşehir Beledi- yesi'nde danışman yapıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK), irtıcai faaliyetleri nedeniyle ilişiği kesilen subay ve astsubaylan belediyelerde çeşitli görevlere geti- ren RP'li yöneticiler, Atatürk'e ha- karet edenleri de kendilerine danış- man yapıyor. Ordudan, 'Hrticai faaKyetlerT ne- deniyle ilişiği kesilen subayların RP'li belediyeler tarafından işealın- ması MGK toplantılannda ele alın- mış ve TSK'nin bu konuda duydu- gu rahatsızlık dile getirilmişti. Yük- sek Askeri Şura'nm olağanüstü top- lantısında TSK ile ilişiği kesilen 161 subay ve astsubayın büyük bir ço- ğunluğunu "şeriatp" faaliyetlerden atılan personel oluştururken, bunla- nn hangi RP'li belediyede işe alına- cağı merak ediliyor. istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan"m, "Ata- törk'e hakâret" suçundan İstanbul DGM'de yargılanan Prof. Dr. İhsan Süreyya Smna'yı kendisine başkan danışmanı yaptığı belirlendi. İstan- bul DGM Cumhuriyet Savcısı. Prof. Sırma'nın "Türkiye'de Yanlış Din Anlayışı" isimli kitabında Atatürk'ü "dccial" olmakla suçladığmı kay- detmişti. Mahkeme heyeti de Str- ma'yı, kitabında halkı. "laik ve laik olmayaıdar"diye ikiye ayırdığıru ge- rekçe göstererek 1.5 yıl hapis ceza- sma çarphrmıştı. Mahkeme heyeti aynca Sırma'nın Atatürk'e hakaret eden sözlerin bulunduğu kitabmm da toplatılmasma karar vermişti. Resmi kaynaklara göre, gü- venlik güçlerine yönelık 368 faili meçhu! cinayet işlendi. 215 er. 42 pohs. 28 subay, 16 astsubay. 11 bekçi, 41 koru- cu, 1 ınfaz koruma memuru. 1 savcı. 1 hâkim, 1 askeri hâ- kim. 5 çavuş ve 5 koruma gö- revlisı faili meçhul cınayete kurban gitti. Adli Tıp Kurumu'nun yetersizliği ni aydınlatabıldı. Olağanüstü Hal (O- HAL) Bölgesi. faili meçhullerin odak noktasını oluşturuyor. Türkiye genelindeki lODGM'ndenen çok faili meçhul dosya Diyarbakır DGM'de inceleniyor. Diyarbakır DGM'de incelenen faili meçhul dosyası sayısı geçen vıl 9.967'e ulaştı. Diyarba- kır DGM'de görülen her 100 suçtan 60'ının faili bulunamadı. Hizbullah. Kontrgerilla veya en bilinen adıyla Hiz- bikontra cinayetleriyle ünlenen Bat- man'dakı faili meçhuller ise güvenlik kuvvetlennin operasyonlanndan sonra azaldı. İçişleri Bakanlığı raporlanna göre, 1976 ve 1982 yıllannda faili meçhul ci- nayet işlenmezken 1992 ve 1993 yıllan 732 ve 540 faili meçhul ile en çok faili meçhul cinayetin yaşandığı yıllar oldu. Diğeryıllaragöredağılım ise 1975'te 1, 1977'de 6, 1978'de 51. 1979'da 120, 1980'de 125, 1981de 3. 1983'te 2. 1984'te3, 1985'te5, 1986'da8, 1987'de 5. 1988'de24, 1989'da48, 1990'da 44, 1991"de68,1994'te 10 olarak görülüyor. Faili meçhullerin illere göre dağıiımı ise şöyle: Diyarbakır 325, Mardin 243. Batman 204, İstanbul 203, Şırnak 167 ve Bitlis 159. Adlı Tıp Kurumu'na 1 O- cak 1994 ile 9 Haziran 1995 tarihleri arasında getirilen 290 cesetten yalnızca 17'sinin teş- hıs edilebilmesi bir başka so- runu gözler önüne seriyor. Es- ki İnsan Haklanndan Sorum- lu De\ let Bakanı Algan Haca- loğlu tarafından açıklanan "İnsan Haklan Açısından Ad- li Tıp Dosyası" adlı raporda, savcılık. Adli Tıp ve emniyet arasında koordınasy on bozukluğu yaşan- dığı, Adli Tıp. CMÜK. ile Polis Vazife ve Selahiyet Yasası'nın günün şartlanna ve AB'nın standartlanna uygun olmadığı ve Adlı Tıp dosyalannın 5 yıl bekletıl- dikten sonra SEKA'ya göndenlip yakıl- masmdan dolayı 1980 öncesi ve sonra- sında meydana gelen kanlı olaylarla il- gili bulgu, iddia ve şüphelenn ıncelene- mediği belırtılmıştı. Fetih gecesinde saldırı • İstanbul Haber Servisi - Istanbul'un fethinin 544. yıldönümü nedeniyle Rumelıhisan'nda düzenlenen gecede, aralannda çember sakallılann da bulunduğu bir grup. basın mensuplanna saldırdı. Kültür Bakanı lsmail Kahraman'ın gözleri önünde meydana gelen olayda Milliyet gazetesı muhabiri Ozan Pezek ile Kanal E televizyonunun kameramanı yaralandı. Şenliği izlemek üzere gelen gazetecıler. saldınyı protesto etmek için suriçinden aynldı. Buğday fiyatları açıklandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Basbakan Yardımcısı Tansu Çiller, makarnalık buğdayın taban fiy atının haziran ayı itibanyla 44 bin 550 lira olarak belirlendigini söyledi. Ağustos ayında bu fiyatın 50 bin lira olarak uygulanacağını anlatan Çiller, kırmızı ve sert buğdaya ise haziran ayında 33 bin, temmuz ayında 37 bin, ağustos ayında da 38 bin lira verilmesinin kararlaştınldığını bildirdi. Erdoğan'a suçlama • tstanbul Haber Servisi - Işçı Partısı Kartal llçe Başkanı Tayfun Tabakoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan"ın, yaklaşık 30 bin konutun bulunduğu Kartal Uğur Mumcu Mahallesı'ne su getirmek için hane başına 25 milyon lira istemesi uygulamasının yasadışı olduğunu belirtti. Tabakoğlu, başkan Erdoğan'ı yasadışı uygulamaya son vermeye, görevini yapmaya çağırdı. Ersin toprağa • İstanbul Haber Servisi - Geçırdıği trafik kazası sonucu önceki gün yaşamını yitiren Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ersin'in cenazesi dün Edimekapı Mıhriban Sultan Camii'nde kılınan ikindi namazının ardından Topkapı Çamlık Kabristanı'na defhedildi. 1 Mayıs davası • İstanbul Haber Servisi - Üç kişinin yaşamını yitirdiği 1 Mayıs 1996'da meydana gelen olaylarla ilgili olarak 97 kişi hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan N.K. ve Nedim Özen'in tahliyesine karar verdi. Heyet aynca davada yargılanan Aysel Sanca'nın Izmır, Bülent Erdönmez'in ise İstanbul 5 No'lu DGM'de görülen davalannın bu dava dosyasuıda birleştirilmesini kararlaştınldı. Muhsin Yazıcıoğlu iki bakanlık istedi Çifler ve Erbakan'dan BBP'ye ortaklık önerisi ANKARA (Çumhuriyet Bürosu) - Basbakan Necmettin Erbakan ile DYP Genel Başkanı Tansu Çifler arasındakı başbakanlık sorunu erken seçime endekslendi. Erbakan ve Çiller, REFAHYOL'un parlamentodakı desteğinı güçlendırmek için BBP'ye. hükümete ortak olması için teklifte bulundular. BBP Genel Başkanı Muhsin Yaacıoğlu. getinlen teklifi. Çıller ile Erbakan'ın kendi aralannda anlaşması durumunda değerlendireceklennı söyledi. Yazıcıoğlu'nun. basbakan yardımcılığının yanı sıra partisine Çalışma Bakanlığı'nın verilmesini istediği öne sürüldü. Erbakan ve Çiller başbakanlık pazarlığını dün de sürdürdüler. Başbakanlık Konutu"nda bir araya gelen iki lider yaklaşık üç buçuk saat süren bir göruşme yaptılar. Görüşmenin ilk iki saatlik bölümüne Yazıcıoğlu da katıldı. Erbakan ve Çiller'm Yazıcıoğlu'na. BBP'nin hükümete girmesi konusunda resmen öneride bulunduklan bildirıldi. Alınan bilgıye göre. partısındeki rahatsızlıklan dile getiren Çiller. "Hükümetin bu haliyle devamına ilişkin çekinceterimiz var" dıyerek başbakanlığın kendisine de\Tedilmesı halinde hükümetın sorunsuz bir şekilde göreve devam edeceğinı söyledi. Cçlü görüşmenin ardından Ankara'dan Istanbul'a gelerek Atatürk Havalimanf nda basın mensuplannın sorulannı yanıtlayan Yazıcıoğlu. "Kamuoyuna da intikal ettiği gibi, Çiller. Türkiye'de bir erken • Çiller ve Erbakan'ın teklifıne sıcak bakan Muhsin Yazıcıoğlu, getirilen teklifi, ortaklann kendi aralannda anlaşmalanndan sonra değerlendirme yapacaklannı söyledi. secim havasının oluştuğunu ifade ediyor. Erbakan ise, 2000 yılına kadar bu hükümetin sürebileceğini söylüyor. Benim bu durumda yapacağun şey, iki partinin bir noktada buluşmalannı beklemektir. BBP olarak. buna göre. koalisyona girip-girmeme karanm vereceğiz. Anlaşamazlarsa, önü beürsiz olan bir hükümete ginneyi istemeyiz" dedi. Yazıcıoğlu. önerilen hükümette bakanlıklann dağıhmı ile ilgili sorulan ise "Henüz oraya gdmedik" diyerek yanıtlamaktan kaçındı Erbakan ve Çiller bir araya gelmeden önce kurmaylanyla değerlendirme yaptılar. RP Genel Merkezi'nde Başkanlık Dıvanı'nı toplayan Erbakan. başbakanlık konusunun seçim karan alınması durumunda görüşüleceğini belirtti. Çiller de, Başbakanlık Konutu'na çıkmadan önce milletvekillerinin görüşlerini almaya devam etti. DYP'liler, Çiller'in başbakanlığı almak için ısrarlı olmasını, ardından da erken seçim karan alınmasını istedıler. Erbakan vc Çiller. yetkili kurullanyla görüştükten sonra yann ya da cumartesi günü yeniden bir araya gelerek başbakanlık pazarlığında son karan verecekler. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, uzlaşmanın bir günde sağlanamayacağına dikkat çekerek konunun yetkili kurullarda görüşülerek çözüme kavuşturulacağını söyledi. Ekinci. sorunun haftasonu iki lider arasında netleştirileceğini de kaydetti. THYve Vakko birlikte uçacak TürkHava Yollan ve Vakko. 1 harirandan itibaren bir arada uçacak. Türkiye • modasının önde gelen firmalanndan Vakko, Türk kadınını temsil edenTHY hosteslerini giydiriyor. Bin 300 kişilik uçuş ekibini şık ve rahatlıği ön planda tutarak giydiren Vakko yetkilileri. giv silcrin 2 yıl giyfleceğini göz önüne alarak değişik stiUer oluşturmuş. Vakko'nun TH\ F uçuş ekibi için hazniadığı kıyafetler içinde 2 değişik biazer, etek. gömlek. yelek, eşarp ve isim kartlannm taşınması için özel elbise kılıflan bulunuvor. İki DYP'Iİ ANAP'ta Yılmaz'dan Çiller'siz DYP çağnsı • ANAP lideri Mesut Yılmaz, ülkenin karanlığa sürüklenmesinin tek sorumlusunun Çiller olduğunu söyledi. Yılmaz, Tüm DYP'li milletvekillerinin ortak hareket etmelerini istedi. DYP'den aynlan llhan Aküzüm \e Şamil Ayınm ANAP'a katıldı. ANK\RA (Cumhuri- yet Bürosu) - ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yıl- maz, Türkiye'nin karan- lığa sürüklenmesinin en büyük sorumlusunun DYP Genel Başkanı Tansu Çiller olduğunu ileri sürerek "Ne Türki- ye'de ne DYP'de Marcos ailesi özentilerineyer ola- maz" dedi. Yılmaz, DYP'li tüm milletvekil- lerinin ortak hareket et- mesıni ısterken örtülü bi- çimde "Çiller'siz koalis- yon" önerisınde bulun- du. Çanakkale Milletveki- li Hikmet Aydm' ın ardın- dan, gensoru oylamasın- dan sonra DYP'den istifa eden Ankara Mılletvekı- li İlhan Aküzüm iie Iğdır Milletvekili Şamil Ay> run da dün ANAP'a ka- tıldı Grup toplantısında ya- pılan katılım törenınden sonra kürsüye çıkan Me- sut Yılmaz, katılımlann yalnızca partisinın mil- letvekili sayısındaki artı- şın değil, sulann denize doğru akmaya başladığı- nın. merkez sağın adresı- nın ANAP olduğunun göstergesi olduğunu söy- ledi. DYP'nin, muhtemel bir koalisyonun. "muh- terem ve muteber" orta- ğı olmaya en yakın parti olduğunu kaydeden 'Yıl- maz. "Gerek taban, ge- rek fıkriyat itibanyla DVP 0e kavgamu ola- maz. Hedef. DVT üe da- ha geniş işbiıiiğini ger- çekleştirmektir. Türki- ye'nin içinde bulunduğu şartlar böy le bir işbirliği- ni zorunlu hale gerirmiş- tir. İşbiriiği mutlaka ün- ki birlesme şeklinde ol- maz. İşbiriiği. seçim itti- fakı, hükümet ortaklığı şeklinde de olabilir" dedi. Çiller'in. mılletı de, DYP milletvekıllenni de aldattığını belirten Me- sut Yılmaz. "Türki- ye'nin bugünkü karanlı- ğa sürüklenmesinde en büyük sorumluluk Çil- ler'e aittir. Memleket bu- gün kapkara ise bunun sorumlusu, Çiller'in Er- bakan ile yaptığı kirii or- takhktır" dıye konuştu. Yılmaz, Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntı- lan görmemek için "va budala ya hain ya da gaf- let içinde olmak gerekti- ğmi" söyledi. Mesut Yıl- maz. "Kirliliğe son verip siyasette dürüstlüğün hâ- kim olması isteniyorsa, bunun ilk şartı Çiller'in siyaseti bırakmasıdır" dedi. REFAHYOLhüküme- tınin başansız ve ülkenin başına bela olduğunu kaydeden Yılmaz, Bas- bakan Necmettin Erba- kan'ın hükümetın, ordu- nun emrinde olduğu yo- lundakı sözlenni eleşti- rerek şunlan söyledi: "Demokrasilerde hü- kumet ordunun emrinde olur mu? Hükümetler, ancak ara dönemlerde ordunun emrinde olur. 12 Mart hükümeti ordu- nun emrindeydi. Milktin oyuyla gelmiş bir hükü- met hiç kimsenin emrin- de olamaz." BBP'nin desteğine rağmen hükümetin ikti- darda dırenmesınin abes- le iştigal olduğunu söyle- yen Yılmaz, ortada bir başbakanlık kavgası bu- lunduğunu belirterek "Şimdi bunlardan biri 'Başbakanlık benden gı- derse koyamet kopar'.di- ğeri de' Başbakanlığı ben almazsam kıyamet ko- par' diyor. İnşallah iki kı- y ametjbirden kopar" gö- rüşünüdıle getirdı. Zeydan 'dan Al Baraka Türk'e dava KEREM1LGA& Yuksekova çete-" si üyesi oldBğVİidr diasıyla cezaevinde bıüunan DYP'li Yuksekova Beledi- ye Başkanı AB İh- san Zeydan bu kez davacı oldu. Beledi- ye başkanhğı döne- minde Al Baraka Türktarafından do- landınldıgını belir- ten Başkan Zeydan mahkemeye baş- vurdu. Susurluk'ta mey- dana gelen kazadan sonra ortaya çıkan çeteden daha geniş olduğu belirlenen Yuksekova çetesine üye olduğu iddi- asıyla cezaevinde bulunan belediye başkanı AIi thsan Zeydan, Istanbul 8. Asliye Ticaret Mah- kemesi'ne başvura- rak Al Baraka Türk'ü. belediye>'i zarara uğratmakla suçladı. ONUK YAZAR/Prof. Dr. SÜMER GÜREL (Msüögr. üy .) Bugün 29 Mayıs 1997. Cons- tantinopolıs'in -ya da Osmanlı ağ- zı ile Konstantiniyye'nin- padişah II. Mehmet tarafından fethinin 544. yıldönümü, Osmanlı sultanı- na "fatih" unvanı kazandıran olay kutlanıyor. Resmi tarih, bu olayı ortaçağı sona erdirerek yeni çağın başla- masının nedenı olarak vurgula- maktadır. Biz Fetih Şenlikleri'nin yapılaca- ğı böylesi bir gün ve ortamda, bu gerçekten önemli olayın -giderek olgunun- serinkanlı. demek "nes- nel" birdeğerlendirmesini yapma- ya çalışacağız. Değinildiği gibi olay -ya da olgu- gerçekten tarıhsel bir önem taşı- maktadır. O deneme dek Roma ve Bizans imparatorluklarına baş- kentlik etmiş, 400.000'e erişen nü- fusu ile uzunca bir süre dünyanın en büyük "metropolis"-\ olmuş bir kentin küttürel, özellikle de dinsel açıdan değişik bir toplumun eline geçmesi tartışmasız çok önemlidir. Bu bağlamdabakıldığında, esa- sen XI. yüzyıldan başlayarak Ana- dolu topraklanna ayak basan Türk boylarının mevcut tarihsel ve coğ- rafi mirasa yerleşerek oluşturduk- lan "kültürelaiaşım", İstanbulöze- linde çok daha özgün bir anlam kazanmaktadır. insanoğlunun ev- rensel özelliği olan "devtnimsel ev- rim" olarak niteleyebıleceğımiz bu oluşumlar, konuk durumundaki topluluk ya da toplumlann, ev sa- hibi toplumun uygarlık bağlamın- da ürettiği maddi ve manevi de- ğerlere. demek kültürüne gereklı ve yeterli saygıyı gösterdikleri oranda olumludurlar. Aksi durum- da konuk topluluklar barbar, Van- dal, vahşi vb. nitemlerle eleştiril- mekte ve tarih önünde sorgulan- maktadırlar. Işte tüm bu tarih ve coğrafya kapsamındaki bilgilerin her top- lumda gelecek kuşaklara olabildi- ğince nesnel. demek ki, doğru ve dürüst aktanlması bilimsellik açı- sından büyük önem taşımaktadır. Bir diğer husus da eğitim süre- ci içinde eğitbilimsel (pedagojik) açıdan bilgi kategorilerinin -ki bunlara basitçe ders konulan di- yebiliriz- bireyin yaşı açısmdan özenle saptanarak ele alınmasıdır. Bir başka deyişle örgün eğitimde ilkokuldan -demek birey 7 yaşın- da iken- başlayarak hangi konu- nun hangi yaş düzeyinde işlenme- sinin pedagojik bağlamda daha tutarlı olacağının belirlenmesi uy- gar dünyada üzerinde çok tartışıl- mış, hâlâ da tartışılan bir husustur. Buna niçin değindik? Değindik, zira lstanbul'un Fatih Sultan Mehmet tarafından eğitim yaşamımızda tam üç kez fethedil- diğini anımsadık da ondan... Yaşı 6O'ı devirmiş ve lise bitirmiş her birey anımsayacaktır ki, Os- manlı tarihi ilk. orta ve lise düzey- Fatih Bugün Yaşasaydı... lerinde yinelenmekte idi. Dolayı- sıyla bir kez ilkokul, ikinci kez or- taokul, son kez de lise tarih ders- lerinde lstanbul'un fethi tam üç kez ele alınmıştır. Pekiyi bunda yanlış olan nedir? Yanlış olan en azından şudur; az önce değindiğimiz pedagojik araştırmalar, eğitimde ele alınma- sı söz konusu bilgi kategorileri (matematik, doğa bilimleri, beşe- ri bilimler, felsefe-mantık vb.) ile bireyin yaşı -demek erişkinlik, ol- gunluk düzeyi- arasındakı etkile- şim üzerinde durmaktadırlar. Bu bağlamda saptanan ve genel ka- bul gören ilkeler arasında, konu- muz açısmdan çarpıcı olan iki te- mel bilgi kategorisine değinmek- te yarar vardır. Örneğin matema- tik (aritmetik) gibi aşırı soyut, do- layısıyla hayal gücü gerektiren ve onu geliştirmeye yönelik bir konu- nun çok erken yaşlarda (bir süre Ingiltere ve SSCB'de 5 yaşındaki çocuklar üzerinde uygulanarak olumlu sonuçlar alındığı bilinmek- tedir) ele alınmasında sakınca bu- lunmaz iken beşeri bilimler, özel- likle tarih ve sosyoloji gibi konula- rın, bireyin olabildiğince en olgun yaşlannda -lise sonlarında- işlen- mesinin çok daha olumlu olacağı vurgulanmıştır. Demek ki ilkokul ve ortaokul dü- zeylerindeki tarih dersleri, bizim kuşak için zaman yitirmekten baş- ka bir işlev görememıştir. Hele bir konunun, bireyin farklı yaşlarında üç kez işlenmesinin -kimi durum- larda- olumsuz bir beyin yıkama işlevi görmesi de söz konusu ola- bilir. Pekiyi tüm bunların, bugün ls- tanbul'un Fethi'nin 544. yıldönü- münü kutlama şenlikleri ile ilgisi nedir? ilgı şudur; ülkemiz siyasal istik- rarsızlığa ve onu doğuran demok- ratikleşmede sıkıntılara gittikçe ar- tan bir biçimde "duçar" oldukça, toplumda çok olumsuz sonulgu- lar gözlemlenmektedir. Bir yandan etik (öztöresel-ahla- ki) değerler aşınırken diğer yan- dan sosyo-psikolojik bağlamda eziklik içine itilen kitleler, olmadık doyum yollan aramaktadırlar. Bu arayışlar içinde son yıllarda en öne çıkan ve çoğumuzu en te- dirgin eden olaylardan birisi de fut- bol maçlan sonucu, kazanan ta- kım taraftarlarının kentlerimizde -özellikle Istanbulumuzda- estir- dikleri terör havasıdır. Işte bu açıdan bakıldığında -ge- çen yıllan da anımsayarak!- milli ve manevi değerlere sahip çıkma sa- vı altında, kitlelerin duygularını sö- müren siyasal kadroların böylesi fırsatları ne denli yanlış (doğru ve dürüst olmayan!) bir biçimde kul- landıklarına tanık oluyoruz. Bu bize, bu ülkeyi gerçekten se- ven, gerçek anlamda milli ve ma- nevi değerlere saygılı aydın kesi- me hüzün vermektedir. 1997 yılında, her yönü ile 1453"e özlem duymak, gericilik terimi ile anlatılamayacak denli zavallı bir ruhsal durumdur. Yok, eğer bu "te- atral" bir oyun ise, yani temiz, iyi niyetli saf kitlelerin duygularını sö- mürerek "oy avcılığı" yapmak ise en hafif deyimi ile iğrençtir. Şunu açık seçik belirtmekte ya- rar vardır; eğer Fatih bugün yaşa- saydı, bu davranışlan hoşgörü ile karşılamazdı, karşılayamazdı. Macar mühendise top yaptıran, ünlü Italyan ressamı Bellini'ye portresini yapmak üzere poz ve- ren, giderek Bizans'ı fethettiği günlerde yerli halkın zarar görme- mesi için yönetsel ve askeri ön- lemler alan "kişilik"ieki bir insan, son dönemde çapulculuk sergile- yen şeriat heveslilerini herhalde hoş görmezdi. Kısacası, Bizans Imparatorluğu başkentini Osmanlı imparatorlu- ğu payitahtına dönüştürmekten u- tanç duymayalım; ama o olgunun "insancıl" açıdan savunulması pek kolay olmayan yöntem ve bi- çimini -yani cihat kavramını- anımsatarak başkalannın eline (ve dilıne!) koz vermek safdilliliğine de düşmeyelim. Orneğin Haçlı Seferteri. din adı- na dökülen masum insan kanlan ile tarih sayfalarmda hümanıstler- ce boğulmuştur. O nedenle, ben- zerı bir biçimde vurgulandığı açık- ça bilinen cihat'\, bugün hâlâ beş yüz küsur yıl önceki durumunu yansıtarak özlemle "kutlamak", sadece dünya hümanistleri (uygar ülkeler ya da gelişmiş dünya de- mıyorum!) gözünde kötu imaj ya- ratmakla kalmaz, barbar nitemini de doğrulamak gibi bir olumsuz- luk taşır. Esasen din olgusunun te- melindeki -Tanrı'nın yarattığı hiç- bir canlı varlığın canına kıymamak gibi- ilkelere de ters düşen Haçlı Seferı ya da cıhat benzeri toplum- sal patolojık olgulara her durum- da karşı koymak ortak tavrımız ol- malıdır. Mevlana'yı bağnna basmış bir ülkede bu kan kokan çığırtkanhk- lar, insancıl düşünen, sağlıklı her vatandaşı derinden üzmekte ve tedirgin etmektedir. Işte bugünkü Fetih Şenlikleri'nin bizeanımsattıklan bunlaroldu. Bir hususu vurgulayarak noktalamak isterim bu yazıyı: Fatih bugün yaşasaydı, hâlâ kendi döneminde kalmış kafalara herdalde üzülür, hele kanlı cihat çağnsı ilkellığinde olan güruhun kâffesinı ya Haliç sularına ya da -güncel olsun diye- Ümraniye çöplüğüne gömerdı...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle