27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MAYIS 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Ekmek zammı kapıda • Ekonomi Servisi- Ekmek maliyetlerinin arttıginı bahane eden finncılar. bugün Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Birliği'ne225 gram ekmeğin 20 bın liradan 25 bin liraya çıkanlması için başvuruda bulunacaklar. Fiyat artışı için gerekli olan hazırlıklann tamamlanamaması halinde başvurunun pazartesi gününe kalacagını söyleyen Istanbul Finncılar Odası Başkanı Fahri Özer, zammın artan maliyetler karşısında kaçınılmaz olduğunu ileri sürerek, "Üretici ve spekülatörler. buğday taban fiyatının açıklanmasını bekliyorlar. Un fiyatlan 15 gün daha yükselmeye devam edecek" dıye konuştu. Istanbul Esnaf ve Sanatkârlan Odalan Birliği Genel Sekreteri Hasan Pehlivan, "Oda bir başvurusunu yapsın. Karan sonra vereceğiz" dedi. Merrrll Lynch'ten özel sektöre övgii • Ekonomi Servisi - Amerika'nın en büyük yatınm danışmanlığı şirketlerinden biri olan Merrill Lynch eşbaşkanlanndan Bouglaf Johnson, Türk Amerikan lşadamlan Deraeği'nin düzenlediği bir konferansta, Türkiye'nin risk puanının yüksek olduğunu ve risk minimizasyonunun yeterince uygulanamadığını dile getirdi. Faiz oranlannın yüksekliğine de değinen Johnson, yine de özel sektörün dinamızmini kamu sektörüne tercih ettiklerini söyledi. Para piyasalannda dolar, yen ve markın durumlarını değerlendiren Johnson. bu tür değerlendirmelerde artılar ve eksiler olamayacağını, ancak eldeki verilerin yorumlanarak dünya piyasalanna ilişkin stratejilerin belirlenebileceğini söyledi. ; Dövîzzedelere yasa önerisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP. bankalardan dövize endeksli konut kredisi alan. ancak kurlardaki hızlı artış nedeniyle ödeme güçlüğü çekenler için yasa önerisi hazırladı. 5 Nisan 1994'ten önce kredi alanlan kapsayan öneriye göre. dövizzedelere 6 yıl vadeli. yüzde 50 basit faizli olmak üzere 3.5 milyar liraya kadar kredi verilebilecek. Tütün üreticisi alıma isyan etti • BATMAN (Cumhuriyet) - 25 mayisa kadar devam edecek olan tütün alımlanndaki TEKEL'in fıyat politikası üreticileri kjzdınyor. Tütünde ortalama fiyatın oldukça düşük kaldığını ileri süren üreticilere karşı, TEKEL yetkilileri ellerindeki ölçülere göre en iyi fiyatı verdiklerini söylüyorlar. Tütün alımlannın hızlandınldığını belirten üreticiler. alımlann hızlı gitmesi ve ödemelerin süratli yapılmasına sevindiklerini. ancak fiyatlardan memnun olmadıklannı belirttiler. Çimentoda 'uzlaşma' yok • ADANA (Cumhuriyet Giiney tlleri Bürosu) - Çimento üreticileriyle tüketici gruplar arasmdaki "uzlaşma süresi" dün sona erdi. Türkkent ve Bölge Dayanışma Birliği'nce çimento üreticilerine tanınan uzlaşma süresinde hiçbir üreticinin görüşmeye yanaşmaması üzerine 'boykotun' kapısı açıldı. Bugün Adana'da bir araya gelecek Türkkent üyeleri ve BDB Grubu "süresiz boykof'un tarihini belirleyecekler. DÜZELTME Önceki gün 6. sayfada yer alan "Vakıf Leasing'de toplu değişiklik" başlıkh haberde Vakıf Deniz Leasing'in adı bir dizgi hatası sonucu Vakıf Leasing olarak çıkmıştır. Düzeltiriz. 12 termik santral için açılan ihale Doğan Holding'le Medya Holding'i karşı karşıya getirdi Santraüar için medya savaşı YORUM ÖZTtN AKGÜÇ • Dinç Bilgin'e bağlı Medya Holding ile Aydın Doğan'a bağlı Doğan Holding, ihale öncesinde arka arkaya sempozyumlar düzenleyerek eneıjide özelleştirmenin önemi konusunda yaymlar yaptı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- 12 termik santral için açılan ihalede, iki büyük basın grubunu oluşturan Dinç Bilgin'e bağlı Medya Holding ile Aydın Doğan'a bağlı Doğan Holding çarpışacak. Basın sektöründe de pazarı önemli ölçüde elinde bulunduran iki medya grubu. ihale öncesinde arka arkaya sempozyumlar düzenleyerek eneıjide özelleştirmenin önemi konusunda yayınlaryaptılar. Çukurova Elektrik AŞ'nin de Uzan grubunun denetiminde bulunduğuna dikkat çekilirken, yüksek nakit para akışı ve yüksek kârlılığın etkisiyle basında "santral sahibi ohna" yanşı başladığına işaret edildi. Rekabet Kurulu Başkanı Aydın Ayaydın, Cumhurivet'in sorulannı yanıtlarken. medya gruplannın santral ihalelerine girmesi konusunda herhangi bir işlem yapamayacağını vurguladı. Ayaydın. basın sektöründeki tekel veya kartelleşme konusunun da ayn yasalarla düzenlendiğini. bu yönde de bir işlem haklannın bulunmadığını kaydetti. Ihaleye teklif veren şirketlerde. ihale sonucunda oluşacak şirket oluşumu konusunda bir tekel-kartel incelemesi vapılması gerektığini belirten AN aydın. "Ancak bizim tebliğlerimiz, yönetmeliklerimiz çıkmadı. Bu nedenle ihale sonucu için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nden görüş alınması gerekiyor" dedi. 'Haksız rekabet görevimiz değir Ayavdın. ihalede, medya gruplannın basından gelen güçlerini kullanacaklan yönündeki endişe konusunda da. "haksız rekabet" konusunun da kurullannın görevi içinde yer almadığı savunmasını vaptı. 12 termik santralın işletme haklannın 20 yıllığma devrine ilişkin ihalede, Medya Holding ve Doğan Holding de teklif verdi. Medya Holding Ambarlı Doğalgaz Santrah için. Doğan Holding de Orhaneli ve Hamitabad termik santrallan ile Ambarlı Doğalgaz Santrah için teklif verdi. Doğan Holding aynı zamanda elektrik dağıtım şebekelen için de teklif vermişti. Dağıtım şebekeleri için. halen Çukurova Elektrik AŞ'yi elinde bulunduran Interstar'ın da sahibi Uzan grubuna ait Rumeli Holding de öneri getirdi. Devlet Bakanı Ufuk Söylemez Washington'dan New York'a geçti IMF radikal reçete istedi FUAT KOZLUKLU VVASHINGTON - Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası yönetimlerinden REFAH- YOL'a "kredi desteği" isteyen Devlet Baka- nı Ufuk Söylemez, "Her şeyin başı istikrar. Türkiye siyasi istikrara kavuşmadan bir anlaşma yapmamız zor" cevabını aldı. "Bahar Döncmi Yarıyıl Toplantıları" için geçen hafta sonundan beri VVashington'da bulunan Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, temas- lannı tamamlayarak iş ve finans dünyasının kalbinin attığı New York'a geçti. Devlet Bakanı Washington'daki son gü- nünde. IMF Başkanı Michel Camdessus ile görüştü. Söylemez-Camdessus görüşmesine ilişkin IMF'den resmı bir açıklama yapılma- dı. Görüşmede bulunan bir kaynak ise. Cum- huriyefe, IMF Başkanı'nın REFAHYOL hü- kümetinin Devlet Bakanı'na. "Ekonomisi riskli ülkeler arasında yer alan Türkiye'nin siyasi istikrarsızlığından ABD'deki bütün çevrelerin kaygılandığını vurguladı" dedi. IMF Başkanı Michel Camdessus. Türkiye için sosyal güvenlik reformlan. tanmsal bir- liklerin özerkleşmesi ve vergi sorununun aşıl- masının öncelikli konular olduğunu bildirdi. Camdessus, tüm bunların başında da. enflas- yonun aşağı çekilmesi ve radikal reçeteler içe- ren kısa bir ekonomik istikrar programının geldığini söyledi. IMF Başkam'nın. Söyle- mez"le görüşme sırasında. gevşek para poli- tikalan ve mali polıtikalar ile sürekli enflas- yon yüzünden. Türk ekonomisinin "riskli gö- rünümden kurtulamadığım" hatırlattığı da kaydedildi. Devlet Bakanı Söylemez, IMF Icra Direk- törü Willi Kikens'in haziran ayında Türkiye'ye geleceğini de bildirdi. Karadeniz Ekonomik İşbirliği kapsamında yapılan enerji konferansında doğalgaz boru hattı konuşuldu. Avrupa'nın KEİ'ye desteğinin nedeni petrol ve doğalgaza dayanıyor Hazar bölgesi 6 Yeni Ortadoğu' FtLİZ GÜMLŞ Hazar Bölgesi. petrol ve doğalgaz rezerv- lerinin önemi nedeniyle "Yeni Ortadoğu" olarak tanımlanıyor. Karadeniz Ekonomik tşbirliği'ne üye ülkelerin yanı sıra, Avrupa Bir- liği'nin de "destek" vermesinin ardında. 'li- beralizasyon'a geçişle birlikte, Hazar bölge- sindeki petrol ve doğalgazın Avrupa'ya ak- tanmı yatıyor. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in. sö- zünü ettiği KEt'ye "Avrupa desteği"nin. KEt ülkelerinin "geleceğin enerjisi" bakı- mından taşıdığı önemden kaynaklandığı yo- rumu yapılıyor. Avrupa ve KEl bölgesinin du- yacağı enerji ihtiyacı bakımından Hazar böl- gesindeki doğalgaza "geleceğin enerji kay- nağı" olarak bakılıyor. "KEl İş ve Yatınm İmkânları" konferansında görüştüğümüz işadamlan, "Enerji" konuluoturum sonra- sında yaptıklan değerlendirmede. Avrupa ya- tınm bankalannın ve hükümetlerinin KEİ ül- kelerinde konferans sırasında verdikleri des- tek sözünün arkasında da bölgedeki doğal- gazın KEt ülkelerinden Avrupa'ya taşınma- sı'nın önemli rol oynadığını ifade ettiler. AIOC Genel Müdürü Jav Pearson, bu böl- gedeki doğalgazın ve petrolün önemıne atıf- ta bulunarak. "Birçokları Hazar Bölgesi'ne 'Yeni Ortadoğu' diyor" diye konuştu. Enerji konulu konferansta yaptığı konuş- mada Gazproom Genel Müdürü Rem Vyak- hirev, Rusya'nın gaz rezerv leri açısından dün- yada birinci sırada geldiğini belirterek tüm rezervın yüzde 27"sinin Rusya sınırlan içe- risinde bulunduğunu bildirdi. Rezunenko. Avrupa'nın 2000 yılında 630 milyar metre- küpgazaihtiyaçduyacağınıbelirtti. Rezunen- ko. Batı ve Doğu Avrupa'ya KEl ülkelerin- den doğalgaz taşınması için projeler ürettik- lerini anlattı. Yüzde 25 Tekel ürünlerine zam yapıldı Haber Merkezi -Bayramdan sonra akaryakıt. demir. kâğıt ve tüpgaza yapılan zamdan sonra Tekel ürünlerinin fiyatlan da arttırıldı. Denk bütçe vaatlerini tutturamayan. IMF ile yapacağı anlaşma öncesi tüketimin kısılması yönündeki koşullan uygulamaya sokan hükümet. Tekel'in ürettiği ve ithal ettiği ürünlerin fiyatlanna bugünden geçerli olmak üzere ortalama yüzde 25 oranında zam yaptı. Konuyla ılgili olarak Tekel'den yapılan yazılı açıklamada. geçen yıl aralık ayında yapılan fiyat ayarlamasından sonra geçen zaman içinde döv iz kurlannda önemli değışmeler olduğu ve üretim maliyetlerinin arrtıgı belirtildi. Açıklamada, önümüzdeki günlerde imzalanacak toplu iş sözleşmesinin. maliyetleri daha da arttıracağı kaydedilerek fiyat artışının kaçınılmaz olduğu bildirildi. Buna göre Tekel ürünlerinin yeni satış fiyatlan şöyle oluştu: l'zun Maltcpe. Samsun. Yeni Harman60 bin lira. Kısa Maltepe. Samsun 50 bin lira. Tekel 2000 (Uzun) BObinlıra, Tekei 2001 (Uzun) 90 bin lira. Sade Bafra 22 bin lira. Birinci (68 milimetre) 18 bin lira, 70 cl Yeni Rakı 650 bın lira. 35 cl Yeni Rakı 350 bın lira. 70 cl Ankara Viski950 bin lira, 75 cl Gordon Cin 1 milyon 800 bın lira. 50 cl Bira 40 bin lira, 75 cl Sofra Şarabı 120 bin lira. 35 cl Kalite Şarap 110 bin lira. 75 cl Kalite Şarap 150 bın lira. 75 cl Buzbağ Şarap225 bın lira, kibrit 3 bin lira. ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUMI Çay-Kur'a Köstek, Tüccara DestekTRABZON -1996 yılında baş- layan "yaş çay yaprağı" alım kam- panyaşının üstünden tam bir yıl geçti. Önümüzdeki ayın sonuna doğru 1997 yılı kampanyası açı- lacak. Ancak, bu kadar uzun sü- re içinde zaman boşuna harcan- dı ve geçen yıl yaşanan sıkıntı- ların hiçbirine çözüm getirilme- di. Daha doğrusu ılgılenen ol- madı. Bu arada hükümet, kam- panya öncesi ve sonrası yaptığı vaatlerin hepsini unııttu. Şimdi ye- ni kampanya dönemıne daha büyük sorunlariagiriyoruz... Unu- tulmak, bir kenara itilmek, bazı özel sektör firmaları tarafından soyulmak Türk çiftçisinin artık kaderi haline geldi. 17 yıldan be- ri bu acı kader değişmedi. Bu yüzden Doğu Karadeniz Bölge- si'nde yaşayan 2 milyona yakın çay üreticisi çile çekmeye de- vam ediyor!.. Doğu Karadeniz; havası, su- yu, denizi ve manzarası ile bir dünya cenneti. Ancak, bu cen- nette yaşayan milyonlarca insa- nımız beceriksiz, bılgisiz ve tüc- cardan yana olan hükümetler yüzünden cehennem hayatı ya- şıyor. Şu anda Karadeniz yöre- sinde yaşayan yüz binlerce çay üreticısınin bir çuval un alacak mali gücü yok. Bir çoğu en önem- li ihtiyaçlannı karşılayabilmek için para bulamıyor. Karadenizli tembel değil. Ak- sine çok çalışkan. Gerekirse gün- de 15 şaat koşturmaktan kaçın- maz. Üstelik çay ve fındık, Tür- kiye ve dünya piyasalannda pa- ra eden bir üründür. Ama, gene de sıkıntılardan kurtulamaz. Çünkü, 17 yıldan beri işbaşı- na gelen hükümetler üreticinin değil, sanayicinin ve tüccann ya- nında olmuştur. Üretici yerine özel sektörü desteklemiştir. Eğer Turgut Özal'ın yarattığı haya ile "Özel sektör gelecek, kazancımız artacak" diye sevinen üreticiler, daha sonra özel fabrikalara kaptırdıklan paralarını tahsil edebilmek için \ıllarca mahkemc ve icra kapılarında sttründüler. hükümetler çay üreticisini sene- den seneye hatırlamasaydı, kre- di musluklannı tüccar yerine Çay- Kur'a açsaydı, şimdi çay üreti- cisinin hiçbir sıkıntısı kalmazdı. Doğu Karadeniz kalkınırdı. Bü- yük yatırımlar yapıhrdı. İş saha- lan açılırdı. Insaniar mutluluktan adetauçardı. Ama, 1984 yılın- da çay piyasalarının kapıları özel sektöre açılınca üreticinin kade- ri birdenbıre değiştı... O günlere kadar 45 fabrikası ile eksiksiz hızmet vermeye çalışan Çay-Kur dışlandı, parasal destekleri ve kredileri kesildi. Yüksek faizler- le borç batağına sürüklendi. Buna karşılık fabrıka kurmak ve alım yapmak isteyen özel sek- tör firmalarına akıl almaz destek ve krediler sağlandı. Daha doğ- rusu yaratıldı... Devlet ve hükü- met yetkilileri özel sektörün rek- lamını yapmak için her çareye başvurdu. Bu arada da Çay- Kur'un alımlarına katı kısıtlama- largetirıldi.Ve sonuçta Çay-Kur öksüz bir evlat gibi ortalıkta kal- dı ve özel sektör bütün çay pi- yasalanna egemen oldu. Harta. Çay-Kur öylesine bir alım politı- kasına zorlandı kı üretici, çayla- rını özel sektöre vermekten baş- ka çare bulamadı. Tam bir kar- gaşa yaşandı. Zamanın Başbakanı Turgut Özal ve bakanlar, bu değişiklik- lerın üreticilerin daha çok kazan- maları için yapıldığını iddia edı- yorlardı ama. uygulamada tam tersi oldu. Üreticiler perişan ol- dular. Özel sektör firmaları üre- ticilere yaş çay paralarını aylar- ca, hatta senelerce ödemedıler. 10 seneden beri hâlâ paralarını alamamış binlerce üretici var... Turgut Özal'ın yarattığı hava ile "Özel sektör gelecek, kazan- cımızartacak" diye sevinen üre- ticiler, daha sonra özel fabrika- lara kaptırdıkları paralarını tahsil edebilmek için yıllarca mahkeme ve icra kapılarında süründüler. Hem çay paraları gitti hem de bir o kadar mahkeme masraflarına ve avukatlara harcama yaptılar... ANAPhükümetinin "çaypiya- sasını özel sektöre açma" hare- keti aslında bir yenilik veya ge- lişme değil, tam bir tuzaktı. Or- neğin, çayları özel sektöre kay- dırabilmek için Çay-Kur, hüküme- tin emri ile çay alımlarına kota (kontenjan) koydu. Günde de- kar başına 10 kilodan fazla alım yaptırılmıyordu. Halbuki, bazı günler bir dekar alandan toplanan çay miktarı 15 kıloyu geçiyordu. Yaş çay yap- rağının ömrü, toplandıktan son- ra en çok 25 ile 30 saat olduğu için üreticiler 10 kilodan fazlası- nı aynı gün içinde özel sektör fabrikalanna vermek zorunda ka- lıyordu. Başka çaresi de yoktu. Ya özel sektöre verecek ya da çö- peatacaktı. Nitekim, hazırlanan bu tuzak tuttu ve üretici Çay- Kur'un almadığı binlerce kilo ça- yı özel sektöre götürmeye baş- ladı. Bundan yararlanan fabri- kalar da çayları üreticinin elin- den hem çok ucuz fıyatla hem de bir tek kuruş peşin ödeme yap- madan alıyordu. Hatta, birçok firma bono veya çek bile vermi- yordu. Sadece müsvettelık bir deftere not almakla yetiniyordu. Daha da acısı, üreticilere para- ların ne zaman ödeneceği bile söylenmiyordu. Karadenizli tüccar, esnaf, ışçi, memur, emekli, nakliyeci, sana- yici ve en önemlisi yüz binlerce çay üreticisi bu "kara günleri" unutamadı. Unutması da müm- kün değildi. Zira, çay üreticisi parasız kalınca tüm Karadeniz yöresinin ekonomisi çöktü, bir- çok insan işsiz ve aç kaldı. O günlerin sıkıntısı hâlâ sürüyor. Özel sektörden böylesine bir darbe yiyen Karadenizli şimdi de "Çay-Kur'un özelleştlhleceği" yolunda gelen haberlerden te- dirgin. Özellikle üreticilerin uy- kuları kaçıyor. Hemen herkes kuşkulu bir bekleyiş içinde. Ri- ze Ziraat Odası Başkanı Muhit- tinTürüt yakınıyor: "Çaypiya- sasının kapılan özel sektöre açı- lırken hiçbir koşul konmadı. Ka- pasiteleri, sermayeleh, teknolo- jileri olup olmadığı araştırılmadı. İsteyen piyasaya girdi ve devlet- tenistediği kadarkredialdı vebir- çoğu çay üreticilerini dolandırdı. Halbuki, piyasaya girenlerden 'garantr alınmış olsaydı, üretici bu sıkıntıları çekmezdi. Çay- Kur'un özelleştirilmesine bu ne- denlerle karşıyım." Ziraat odalan, kooperatifler ve üreticiler her vesile ile özelleş- tirmeye şiddetle karşı olduklannı açıklıyorlar... SÜRECEK . Yılın llk Uç Ayında Parasal Gelişmeler REFAHYOL'un sorumsuz, göz boyamaya yöne- lik ekonomi politikasının bir göstergesi de hızlı pa- rasal genişleme. Yılın ilk üç ayına ilişkin parasal bü- yüklükler, bir önceki yılın eş dönemine göre, çok daha hızlı artış göstemekte, fiyat artışının öngörü- len sınırlar içinde tutulmasını zorlamaktadır. Yılın ilk üç ayına ilişkin parasal büyüklüklerdeki geliş- meler, önceki yılla karşılaştırmalı olarak şöyledir: • Dolaşıma çıkarılan banknot tutarı (emisyon hacmi) yılın ilk üç ayında yüzde 15.8 oranında art- mıştır. 1996 yıl sonunda 382.2 trilyon TL olan emisyon hacmi, yılın ilk üç ayında yüzde 15.8 oranında ar- tarak 28 Mart 1997 tarihi itibanyla 442.7 trilyon TL'ye yükselmiştir. Bir önceki yılın eş döneminde ise emisyon artışı yüzde 8.2 düzeyinde idi. • Dar tanımlı para arzı yüzde 20.0 gibi yüksek oranda artış göstermiştir. Dolaşımdaki para (emisyon hacmi eksi banka kasalarındaki para) ile vadesiz ticari mevduat, va- desiz tasarruf mevduatı ve TCMB'deki serbest tevdiattan oluşan, ekonomistlerin M1 sembolü ile gösterdikleri dar tanımlı para arzı, yılın ilk üç ayın- da yüzde 20.0 oranında artışla 997.6 trilyon TL'ye yükselmiştir. Bir önceki yılın eş döneminde ise dar tanımlı para arzında artış yüzde 6.4 düzeyinde idi. • Geniş tanımlı para arzındaki artış hızı, bir ön- ceki yıldan daha yüksek olmakla beraber, dar ta- nımlı para arzından daha yavaştır. Dar tanımlı para arzına vadeli ticari mevduat, va- deli tasarruf mevduatı ve 1997 yılında uygulama- dan kaldınlmakla beraber halen bir kalıntısı bulu- nan mevduat sertifikalarının eklenmesiyle ulaşı- lan ve M2 sembolü ile ifade edilen geniş tanımlı para arzı, yılın ilk üç ayında yüzde 15.4 oranında artışla 3.232.5 trilyon TL olmuştur. Bir önceki yılın eş döneminde ise geniş tanımlı para arzındaki ar- tış, yüzde 13.0 düzeyinde idi. Yılın ilk üç ayında geniş tanımlı para arzındaki artış hızının dar tanımlı para arzından daha yavaş olmasının nedeni, vadeli tasarruf mevduat artış hı- zının yavaşlamasıdır. Geniş tanımlı para arzının en önemli öğesini vadeli tasarruf mevduatı oluşturdu- ğundan, tasarruf mevduatındaki gelişmeler, geniş tanımlı para arzının yönünü de genellikle belirle- mektedir. • Yurtiçi kaynaklı döviztevdiat hesaplarını içe- ren parasal büyüklük, yüzde 16.5 oranında artmış- tır. M2Y sembolü ile gösterilen, geniş tanımlı para arzının yanı sıra yurtiçi kaynaklı döviz tevdiat he- saplarını (DTH) da içeren en geniş kapsamlı para- •sal büyüklük, 1996 yılının ilk üç ayında yüzde 12.0 oranında artış göstermiş iken artış hızı 1996 yılı- nın ocak-mart döneminde yüzde 15.9'a yükselmiş- tir. 1997 yılında dıkkati çeken gelişme, yurtiçi kay- naklı DTH'lerin yeniden hızlı bir artış sürecine gir- miş olmasıdır. 1996 yılında vadeli tasarruf mevdu- atı DTH'lerden daha hızlı bir artış göstermişken 1997 yılında gelişmelerin yön değiştirdiği gözlenmekte- dir. Yılın ilk üç ayında vadeli tasarruf mevduatı ar- tış hızı yavaşlarken yurtiçi kaynaklı DTH'lerin artış hızı yükselmiş, yüzde 11.1'den yüzde 16.5'e çık- mıştır. DTH'lerdeki bu gelişme sonucu, M2Y sem- bolü ile ifade edilen parasal büyüklük, hafifçe de olsa geniş tanımlı para arzından daha hızlı artmış- tır. M2Y'nin 28 Mart 1997 tarihi itibanyla ulaştığı boyut 6.381.5 trilyon TL'dir. DTH'lerin vadeli tasar- ruf mevduatından daha hızlı artması. parasal biri- kim sahiplerinin dövize yönelmelerinin bir göster- gesini oluşturmaktadır. • Banka kredilerindeki artış hızı da bir önceki yıl düzeyinin üstündedir. Tüm banka kredileri, yılın ilk üç ayında yüzde 25.5 oranında artarak 28 Mart 1997 tarihi itibany- la 3.701.0 trilyon TL'lik bir boyuta ulaşmıştır. Bir ön- ceki yılın eş döneminde ise banka kredilerinde ge- nişleme yüzde 22.6 düzeyinde idi. Parasal büyüklükler, bir önceki yıldan daha hız- lı artış göstermektedir. Hızlı parasal genişlemenin fiyatlar ve döviz kurları üzerindeki etkisi gelecek aylarda daha belirgın bir şekilde görülecektir. Eko- nomik istikrardan söz edilmesine karşın, enflasyo- nu körükleyıci politikalar izlenmekte ve uygulamalar yapılmaktadır. METAŞ borçlandırılıyor Uzanlar'a sendika tepkisi MERIH AK İZMİR - Uzanlar'ın METAŞ"ta dolarla ürün satma ısrarı yüzünden. iç piyasaya satışın büyük oranda düştüğü bildirildi. Stokların artması viizün- den bayram öncesi had- dehane ile çelikhane üre- timini durduran ve işçile- ri ücretli izne çıkaran fab- rika yönetımi. stokların eritilmesine uğraşıyor. Çe- likhane üretıminin dün ye- niden başladığını belirten Türk-Metal Sendıkası İz- mir Şube Başkanı Yılmaz Turan, METAŞ'm "özel- leştirmenin yüz karası bir örnek" olduğunu be- lirterek "METAŞ'ın içi boşaltılıyor. Üretse satı- lıyor METAŞ demiri, bir nurama. Neden üretmi- yor? Kimse ses çıkarmı- yor. Neden çelik üretmi- yor? Stok dolu. Dolarla olursa satılır mı?" diye konuştu. METAŞ'tal994'tefab- rikanın İş Bankası'nm elindeki hisselerinin el- den çıkarılmasının ardın- dan başlayan kriz giderek büyük boyutlara ulaşma- ya başladı. METAŞ'ın hız- la Imar Bankası'na borç- landırıldığı savlan. işçi- ler arasında huzursuzluk yaratıyor. Yılmaz Turan, METAŞ çalışanlarının en büyük korkusunun "1990'lara mı dönüyoruz" sorusu olduğunu söyledi. Ergani Çimento9 işçi kıyınıı sürüyor DÎYARBAKIR (Cumhuriyet) - Uzanlar'a ait Erga- ni Çimento Fabrikası'nda işçi kıyımına devam ediliyor. Fabrikayı teslim alır almaz. 60 işçinin işine son veren Uzanlar, dün de 37 işçiyi işten attılar. Fabrikadaki işten atılmalann arkasında Çimse Sen- dikası'nın önemli bir rolü olduğunu öne süren Çimen- to işçileri, "Bu sendika yöneticilerinden çoğu ^IHP'li. Bu sendikanın çoğu yöneticisi de MHP'ye üye ve bu partide sorumluluk almış kişiler. l zanlar'la işçi kı- yımı bu MHP'li sendikacılarta birlikte gerçekleşiyor" diye iddiada bulundular. Sorunlannı anlatmak için dün Ergani ilçe kaymakam- lığına giden çimento işçileri, burada Diyarbakır ll Vali- si Emir Durmaz ile de karşılaştılar. Kaymakamhkta iş- çilerle yaklaşık bir saat görüşen Vali Durmaz. işçilere sorunlannın çözümü için yardımcı olacağını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle