25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 NİSAN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Hükümetin yüzde 20 oranında ek artış vaadine karşın gerçekleşen zam yalnızca yüzde 14 oldu Vlemura zam aldatmacasıANKARA (C'umburiyet Bürosu) - Maliye Bakanlığı sözleşme'i personelin maaşlanna yapılacak ek iyıleştirme ko- nusundaki değerlendirmesinde, büyük bir memur grubuna verilen ek artışın yüzde 14oranmdatutulduğunuitirafet- ti. Maliye Bakanlığı'nın, KİT'lerde ça- lışan sözleşmeli personele daha önce yüzde 20 oranında açıklanan ek maaş artışının da bu oranda tuaümasını iste- digi öğrenildi. Devlet Personel Dairesi Başkanlığı'nca daha önce KJT'lerde ça- lışan sözleşmeli personel için en düşük yûzde 20 oranında ek zam yapılacağına ilişkin açıklamaya karşın, bu grup çalı- şanların maaş artışı Yüksek Planlama Kurulu'ndan çıkmadı. Maliye Bakanlığı, büyük bır memur grubuna 1 ocaktan geçerli olmak üzere yüzde 14 oranında ek maaş zammı ve- rildiğini bildırerek, KlT'lerdeki sözleş- meli personelin aylıklanndaki artışın da REFAHYOL'un IMF işgüzarlığı: Zam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - lluslararası Para Fonu'nun (IMF), orta vadeli program üzerinde anlaş- madan önce askıya alınan stand-b> anlaşmasındaki koşulları, uygula- maya sokuldu. Hükümet. KİT üriin- lerinin fiyatlanna arka arkaya zam yapmaya başladı. Demir-çelik ve akar- yakıt ürünlerinin ardından tüpgaz fiyatlanna yüzde 7 , kâğıt fiyatlan- na yüzde 10 zam yapıldı. Şeker, çay ve elektrik fiyatlarının da mayıs ayı içinde arttırılacağı bildirildi. Akaryakıt zammının ardından dün de tüpgaz fiyatlan yüzde 7 arttırıl- dı. Son zamlarla 2 kilogramhk pik- nik ttipünün fiyatı İstanbul'da 162 bin liraya. Ankara'da 160 bin liraya, İz- mir'de 157 bin liraya; mutfak tipi tü- pün fhatı İstanbuPda 870 bin liraya, Ankara'da 853 bin liraya, İzmir'de 870 bin liraya; sanayi tipi tüpün fi- yatı da İstanbul'da 3 milyon 290 bin İiraya, Ankara'da 3 milyon 290 bin liraya, İzmir'de 3 milyon 240 bin li- raya çıkanldı. SEKA da dün kâğıt fiyatlarını yüzde 10 arttırdı. Hamur kâğıt fiyat- lan yüzde 5 ile 5.7, karton fiyatlan yüzde 5.2-7.4, sigara kâğıdının fiya- tı yüzde 7.6, gazete kâğıtlarının fiya- tı da yüzde 10.1 düzeyinde y ükseltil- di. Mayıs içinde çay ile şeker fiyat- lan da yüzde 5-7 arttırılacak. TEDAŞ'ın heray düzenli olarak sis- teme soktuğu, ancak mart-nisan ay- larında uygulanmayan yüzde 5'lik zammı mayısta yüzde 7 oranında yapacağı öğrenildi. bu oranda turulmasını istedi. Maliye Bakanlığı, bu bilgiyle hükü- metin daha önce 1 ocaktan geçerli olmak üzere memur maaşlanna en düşük yüz- de 18 zam yapıldığı açıklamalannı ya- lanladı. Buna göre. memurlann maaşla- nna ortalama yüzde 14 zam yapıldı. Maliye Bakanlığı, tüm sözleşmeli per- sonele yüzde 16 oranında maaş zammı verilmesini önerdı. Devlet Personel Da- iresi Başkanlığı'nın ise zam oranının üst düzey idari personelde yüzde 40'a kadar çıkanlmasını istediği bildirildi. DSP Grup Başkanvekili Hüsamettin Özkan yaptığı açıklamada. işçi emekli ayhklanna verilen ek zamlardan doğan 3 aylık farklann halen ödenmediğine dikkat çekti. Özkan, işçi emekli aylıkla- nnın artıştan kaynaklanan farklann ma- yısın 2. yansında ödeneceğinin bildıril- diğini de kaydederek, "Emeklilere kar- şı sürdürülen bu kadir bümezlik ba- ğışlanacak bir tutum olamaz" dedi. Emekli aylıklanna yapılan zamlann ilk 3 aylık farklannın Kurban Bayramı öncesinde yatmldığı bildirildi. Memur- lara emekli aylıklannın 3 aylık dönem- ler itibanyla yatınlması nedeniyle, ni- sandan sonraki aylarda oluşan farklann 1 mayısta ödeneceği bildirilen açıkla- mada, 3 aylıklannı mayısta alacaklara zamlı maaşlanyla birlikte nisan farkla- nnın, 3 aylıklannı haziranda alacaklara nısan-mayıs farklannın, 3 aylıklannı tem- muzda alacaklann da nisan, mayıs, ha- ziran aylannı kapsayan farklannın gelecek ay başında yatınlacağı kaydedildi. Rus doğalgazı arttırılıyor • Ekonomi Servisi - Türkiye'ye Rusya'dan gelen doğalgaz miktannın arttınlması konusunda Botaş ile Rus firması Gasprom arasında yeni bir ortaklık anlaşması ımzalandı. Anlaşmayla Rusya'dan Türkiye'ye gelen yıllık 6 milyar metreküp doğalgaza ek olarak 8 milyar merreküplük yeni doğalgaz alımı ve bunun için gereklı yeni boru hatlan inşaası gerçekleştinlecek. Toplam 13.5 milyar dolar tutanndaki yeni anlaşma 25 yıllığına geçerli olacak ve bu ış için BOTAŞ ile Gasprom ortak çalışacak. Dün yapılan anlaşmaya imza koyan Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanı Recai Kutan, Türkiye'nin doğalgaz talebinin giderek arttığına dikkat çekerek, "Ülkemizın ihtiyacı 2000 yılında 30 milyar, 2010 yılında da 60 milyar metreküp olacak. Bunun için Rusya'dan aldığımız doğalgaz miktannı arttınyoruz" dedı. Kutan, Iran'dan doğalgaz alımı için de ihalelerin yapıldığını açıklayarak 'buna ABD'nin kanşmaması gerektiğini" söyledı. Kutan, Türkiye ile Rusya arasında Karadeniz altmdan geçecek olan boru hattı ıçın de çalışmalann sürdüğünü kaydetti. Koç Girne Limanı'na talip • LEFKOŞA (AA) - Koç Holdıng'in Girne Yat Limanı'na talip olduğu ve limanı genişletecek büyük bir projeyi KKTC makamlanna sunduğu bildinldi. Projeyi sahip olduğu Setur firması aracılığıyla takip eden Koç Grubu, Gırne Kalesi'nin doğusunda yeni bir liman inşaatı yapmayı da önerdi. Şirket yöneticileri KKTC Turizrn Bakanlığı'nın üst düzey yetkilileriyle gönlştü. Tunzm Bakanlığı Müsteşan Yalçın Vehit, teklifin değerlendirme aşamasında olduğunu söyledi. ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMI KİT'lerden Ozelleştirme Dersi A talanmız, "Yalancının mumu yatsıya kadarya- nar" sözünü boşuna etmemişler. Zira herya- lan günün birinde mutlaka orta- ya çıkar. Nitekim devletin ve mıl- letin mallannı özel sektöre peş- keş çekebılmek için başlatılan ozelleştirme furyası sırasında KlT'ler için ortaya atılan gerçek dışı bilgilerin yanlışlığı bu kez daha yatsı olmadan meydana çıktı!.. Özal ve Çiller hükümetlen dö- neminde KlT'ler kara delık ilan edilmişti. Sürekli olarak KlT'le- rin çok zarar ettiği ve bütçeye yüzlerce trılyon liralık yük getir- diği ileri sürülmüştü. Hatta Tan- su Çiller KlT'ler satılmadığı tak- dirde 1996 yılında zararlarının bir katrilyon lırayı bulacağını id- dia etmişti. Özal ve Çiller'in ver- dıği bu yanlış bilgılere inananlar- la, yağmadan çıkarlan olan özel sektör temsilcileri de KlT'leri düşman ilan etmiş ve işi "Bu ku- ruluşlan gerekirse bedava vere- lim de kurtulahm" noktasına ge- tirmışlerdi... Daha da acısı tanmsal KlT'le- rın satılması yerine asıl sahibi olan üretici kooperatiflenne dev- redilmesini önerenler bıle vatan hainı ilan edilmişti. Türk halkı bu masallarla yıllarca aldatıldı ve sonuçta da yok pahasına ha- raç-mezat satıldı. O günlerde de gerçek dışı bilgilenn şampiyon- luğunu bugünün özelleştirme- den sorumlu Devlet Bakanı Ufuk Söylemez yapıyordu. Bu tartışmaların doruğa ulaş- tığı sırada Ufuk Söylemez ile ıki saate varan telefon görüşme- mizi dün gibi hatırtıyorum. Ken- disine bazı KlT'lerin zarar etme- diğini, ancak özelleştirmeye ge- rekçe yaratabilmek için hükü- metin bu kuruluşları zorla borç batağına sürüklemek ıstediğıni anlatmaya çalışmıştım. Hatta hükümet isterse ikı veya üç yıl içinde bu KlT'leri kâra geçirebi- leceğimi söylemiştim. Milyon- larca çiftçı ve kuruluşları, ko- operatıf yöneticileri heyetler ha- linde Ankara'ya kadar giderek ta- nmsal KlT'lerin satılmamasına, eğer mutlaka elden çıkarılacak- sa kendılerine belli bir bedel kar- şılığında devredilmesini istemış- lerdi. Ama onları da dinleyen ol- madı. Üstelık özelleştirmeye za- rar etmeyen veya zarartan deve- de kulak kadar bile olmayan ta- nmsal KlT'lerden başlandı. meydana MUSTAFA YOLYAPAR SEK, Et Balık Kurumu ile Yem Sanayii gibı tanmı ve hayvancı- lığı desteklemek amacıyla ku- rulan KlT'ler üç kez ihaleye çı- kanldı. Çeşitli iddialaryüzünden satışlar iptal edildiğı halde Ozel- leştirme Idaresi her riskı göze alarak bu üç değerli kuruluşun satış işlemlerıni tamamladı. Ancak KlT'lerin 1996 yılı he- sapları açıklanınca özal ve Çil- ler'in iddialarının yanlışlığı orta- ya çıktı. Zira zararlarının bir kat- rilyon liraya ulaşacağı ıleri sürü- len 49 KİT tam 109 trilyon lira kâr etti... Üstelik 109 trilyon lira ka- zanan bu 49 KlT'te 472 bin 637 Türk vatandaşı çalışıyor ve en azından 2 milyona yakın nütusun geçimini sağlıyor. KlT'lerin he- saplarını Merkez Bankası açık- ladı. Senelerce KlTlenn karade- lik olduğunu, bütçemizin bu yü- kü taşıyamayacağını açıklarken büyük bir keyıf duyan eski Baş- bakan, yeni Başbakan Yardım- cısı Tansu Çiller şımdi bu konu- da bir tek kelime bile söylemek- ten kaçınıyor... Çiller ayrıca tarımsal KlT'ler satıldığızamansüt, et ve yem piyasa- sında geniş bir re- kabet ortamının do- ğacağını ve bundan da üretıcilerin ya- rarlanacağını iddia etmişti. Ne yazık kı Çiller'in bu iddiası da doğru çıkmadı. SEK özel sek- törün eline geçer geçmez süt sanayicılerı aralarında anlaşa- rak piyasadaki rekabetı ortadan kaldırdılar. Birbakımatekelotuş- turdular. Sanayıciler ve mandı- racılar, üreticilerden aldıklan süt- lerin fıyatlannı aşağı çektiler. Yem sanayicileri de yem fiyatlarını arttırmaya başladılar. Böylece süt fiyatlan 42 bin lıradan 35 bin liraya inerken, yem fiyatlan da 20 bin liradan 35 bin liraya fırladı. Hayvancılığı bu darboğazdan kurtarmanın tek çözüm yolu SEK, Et Balık Kurumu ile Yem Sanayii gıbi tesisleri yeniden kur- maktır. Başka hiçbir çıkış nok- tası yok. Ustelik hükümetlerin birkaç kez çıkardıkları hayvan- cılığı gehştirme kredilerı de da- ha çok sanayicilere gitti. Karar- namesı hazırlanan yeni 40 trilyon liralık kredinin bellı bir bölümü de gene sanayicilere kaydırılacak. Batılı ülkelerin hepsinde hay- vancılık devlet desteği ile ayak- ta kalabiliyor. Özellikle Avrupa Birliğı ülkelerinde hayvancılıkya- panlara akıl almaz destekler var. Bizim üreti- cileri- miz bu des- tekte- ri rü- yala- Farkh hareketler farkh düşüncelerden doğar. İıışaat maliyetleri arttı \NKAR\ (Cumhuriyet Büro- su) - Bu yılın 3 aylık ilk dönemin- de bina inşaat maliyetleri geçen yı- lın aynı dönemine göre yüzde 88 artış gösterdi. DİE verilerine göre, en yüksek artış yüzde 105.1 ile makine en- deksinde, en düşük artış yüzde 81.1 ile malzeme endeksinde gö- rülürken, işçilik endeksindeki ar- tış yüzde 101.2 olarak gerçekleş- ti. rında bile görseler inanamazlar. Hayvan alım satımı dahil olmak üzere et ve süt piyasalarmda egemen olan, üretici kooperatif ve biriikleri. Bu nedenle hem üre- tici para kazanıyor, hem hay- vancılık büyük bir hızla gelişi- yor. Tüccar ve sanayıci de hak- kı olan kazancı sağlıyor. Bizde ise Batılı ülkelerdeki birlik ve ko- operatiflenn işlerıni SEK, Et Ba- lık Kurumu ile Yem Sanayii gibı tanmsal KlT'ler yapıyordu. Hü- kümetlerin çıkardığı zorluklara rağmen üreticilen bir ölçüde de olsa koruyabilıyordu. Satıldık- tan sonra üreticıleri özel sektö- re karşı koruyacak bir tek kuru- luş kalmadı. SEK, Et Balık Kurumu ile Yem Sanayi'ınin satışından devletin eline geçen para çok olsa 4 tril- yon liradır. Şimdı aynı tesisleri yapmak için en azından 50 tril- yon lira gerekecektir. Hayvan- cılığı değil geliştirmek, mevcu- du koruyabilmek için bile bu te- sislere ihtıyacımız vardır. Görü- nen köy kılavuz istemez... Bu nedenle öncelıkle yapıla- cak iş, üreticileri bir araya getı- rerek SEK, Et Balık Kurumu gi- bi tesisleri onlara kurdurmaktır. Ama hepimız çok lyi bıliyoruz kı hayvancılığın kurtulması ve mil- yonlarca üretici ve tüketicinin soyulmasını önleyebilmek için öncelikle Çiller'in hükümetten gitmesi gerekecektir!. . • ÇORUM - Çorum Ziraat Odası'nca düzenlenen ve Tür- kiye Ziraat Odalan Birliği Ge- nel Merkezi ile çevre il ve il- çelerin desteğinde gerçekleş- tirilen çiftçi mitingi ve yürü- yüşü hükümet aleyhtan gös- teriye dönüştü. Dr. Turhan Kı- lıççıoğlu Stadı önünde topla- nan 10 bıne yakın coşkulu çiftçi, konuşmacılann sözünü sık sık keserek "Hükümet istifa" sloganlan attı. Atatürk ve şehitler ıçın ya- pılan saygı duruşu ve lstiklal Marşı ile başlayan mitingde ilk konuşmayı yapan Çorum Zi- raat Odası Başkanı ve Miting Tertip Komitesi Başkanı Faz- lı Kılıçarslan, mıtingin düzen- lenme nedenini açıkladı. "Dertlerimizi sorunlanmı- zı hükümete. Ankara'ya du- yurmak için, hak aramak için toplandık" diyerek baş- ladığı konuşmasında, hükü- metin tarım politikalannı eleş- tirdi. Kılıçarslan halka ucuz ekmek yedirmek adına çiftçi- nin ezildiğini. ithal tanm ürün- leri ile yabancı çiftçileri des- tekleyen bir iktidarla karşı karşıya olduklannı anlattı. Kı- lıçarslan çeltik, pancar, fın- dık, ayçiçeği gibi ürünlerin bedellerinin geç ödenmesin- den, TMO'nun alım politika- sının yanlışlığından ve şeker ithalinden yakınırken "İthal ürünlere son" sloganlan meydanı inletti. Atatürk'ün "Köylü mille- tin efendisidir" sözüne say- gı göstererek ses çıkarmadık- lannı kaydeden Kılıçarslan, "Toprağı biz işliyonız, aske- re biz gidiyoruz. Vatanın birliği bütünlüğü adına ses- siz kaldık. Artık hakkımı/ı istiyoruz. Çiftçimiz aç, köy- lümüz aç" diye konuştu. İ$ÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Çağrı DlSK'e bağlı Birleşik Metal- Iş'in, işçi-işveren- bilim taraflannı "demokratikleşme" gündemi ile bir araya getirdiği toplantı, demokrasi güçleri ve de- mokrasimizin geleceği için ne kadar kritik günle- rin yaşanmakta olduğunun sergilenmesini sağla- dı. Demokratikleşme savaşımındaen geniş birtik- teliğin, cephenin oluşması çağnsı ile noktalandı. Prof. Burhan Şenatalar, aynı saatlerde Anka- ra'da yapılmakta olan Türkiye'nin demokratikleşe- mediğinin göstergesi MGKtoplantısı ile çakışan bu toplantıdaki demokratikleşme arayışlarının anlamı üzerinde durdu. Ortaya çıkan "demokratikleşme'' tablomuzun kimi önemli gerçeklerinin altını şöyle çizdi: • "Siyasal gelişmeler ordunun siyaset içindeki etkinliğini arttırmaktadır. Türkiye siyasal bir kriz ile karşı karşıyadır. Iktidar yönetemiyor, muhalefet umut venviyor. Devlete, rejime, demokrasiye sa- hip çıkmak isteyen aydınlar için çok kritik bir sınav dönemi. Giderek daha kuvvetle hissedilecek bir as- kerimüdahalesüreciyaşanmaktadır. Tutariı, isabet- li, demokratik çizgiyi korumak giderek zorlaşmak- tadır. • Demokrasilerde ittifaklar çok önemlidir. Bir ta- kımın taraftarlannın futbolculannı dövdüğü, gerili- min alabildiğine yükseltildiği bir ortamda demok- ratikleşme için çok uzun bir yol ve mücadele söz konusudur. Askeri rejim demokratik rejim değildir. Ancak Portekiz karanfil darbesi gibi demokrasiyo- lunu açan ömeklerde vardır. Birçokgaddarsivilyö- netim örnekieri de vardır. Bir de sivil rejimler için- de partiler ve pariamentolann ne kadar vesayet al- tında olduklan önemlidir. Demokrasi mutlak bir si- vil rejimdir. Ama sivil olmak gerekli şart ise de ye- terii şart değildir. • Türkiye demokratikleşmenin güçlendiği değil, demokratikleşmenin gerilediğibirsüreciyaşıyor. De- mokrasi güçleri için çok kritik bu süreçte günlük kı- sırtartışmalardan kurtulup, olup bıtene çağdaş de- mokrasi perspektifinden bakabilmek önemli. De- mokratikleşmeyi güçlendirmede öncülük rolü olan siyasalpartilerden bu sorumluluklannı beklemekyan- lış. Nitelikleri ile toptumsal yapıdan kopmuşlardır. Bu gücün sahibi değillerdir. Demokratikleşmenin önünde ciddi engeller, demokrasi kültürü zayıflığı, bilinç ve davranış eksikliği vardır. • Kısa dönemde çıkış yolu, en geniş biriikteliği sağlamak. Üç konfederasyon yetmez, ancak öncü güç olabilir. Içlerine demokrasiyi sindirmiş bütün örgütlenmelerin, geniş bir biriiktelikte hak ve so- rumluluklan vardır. Tabii bir yandan da demokrasi- nin sağlıklı algılanması, doğru yorumlanması için her kesimde şiddetle demokrasi eğitimine, kültü- rüne gereksinim duyulmaktadır. Irticayı, laikliği, te- okratik devletı, şeriatı, zorunlu din derslerini.. yer- li yerine oturtacak, bizi ikibinli yılların çağdaş top- lumuna taşıyacak, partileri uykulanndan uyandıra- cak şekilde sarsacak bir rüzgâr ancak böylesi bir biriiktelik içinde estirilebilir..." Prof. Nur Serter'in "sosyal devlef'e ilişkin saptamaları ise bir yandan demokrasiyi, çağdaş yaşamı savunup diğer yan- dan sosyal devlet ilkelerini reddeden yeni dünya- cılann sonuç olarak demokrasınin tehdit altında ol- masına, ırkçı, şeriatçı sapmalara ne kadar çok kat- kıda bulunduklarını sergilıyor. "Sosyal devlet, bu- gün her ne kadar çağdışı kabul edilse bile evren- se/ insani değerierin toplumun bütün kesitlerineyay- gınlaştınlmasında rol oynayan çağdaş bir devlet an- laytşıdır" diyen Serter, sosyal devletin halka sağ- layacağı sosyal adaletin, Türkiye'nin demokratik rejime sahip çıkması ve birliği bozucu, alternatif yö- netimlere kapılan kapaması bakımından taştdığı öne- mi yurguluyor. Yükselen siyasal Islamın, dünyanın birçok Müs- lüman ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de kullan- dığı yöntemler arasında yoksulluk, sosyal adalet- sizlik, refahın adaletsiz dağılımının bulunduğunu, Refan'ın "adil düzen" sloganının halktan onay al- masında, sosyal devlet kurumlannın iyi çalıştınlma- masının çok büyük rolü olduğunu anlatıyor. Demok- ratik rejimin devamlılığı için sosyal devlet ödevle- rinden ödün verilmemesi gereğini vurguluyor. Sorunlar masaya yatırıldıkça, çağdaş yaşamı, demokrasiyi istemenin, kendini bu çizgide gör- menin çok kolay ama gerçekten çağdaş ve demok- rat olmanın zor, hele de bu anlamlarda insan ola- rak sorumluluklannı yerine getirmenin çok daha zor olduğu ortaya çıkıyor. Demokrasi sınavında ne- den durmadan sınıfta kaldığımız daha kolay anla- şılıyor. Hele de demokrasi sınavına çıkmış siyasi par- tiler, sendikalar, demokratik örgütler açısından ya- pılması gerekenlerle, yapılanlararasındaki çelişki- ier, uçurum ortaya çıkıyor. Erbakan ve Çiller'in hâ- lâ niye bu kadar rahat ve MGK'de başka, dışarıda başka, her yerde her konuda pervasız yalan söy- leyip, her anlamda geleceğimizle oynayabildikleri daha bir anlaşılır oluyor. H ien^yada genyedo^u, 'yahzca çapraz olarak vedüedıgı kadar hareket edeütlsr Bilinmeyenin keşfi, hareketlerin aykınlığından, fikirterin çeşitliliğinden doğar. CTV, insan akiının bılgi yoteuluğunu sıztere yeıii ve yabana nitelikJİ belgesel kuşakianyla ulaştıracak. Bilginin ışığı belgeselde. M ctv"Türkiye'nin yeni vizyonu" Ankara'da UHF 69'dan yayın yapar CTVnın 18 9 D(|rtal SJSIBTI uzerınden yaptı^ı yaymı aşagıdakj ilterde tzteyeöiltrstntz Ankara (S18), IslanbJ (S18), Izmır (S1B) Amalya (S18). Konya (S'8). Gazıantep (S18). Adana (S23), Bursa (S32). Kaysen (S35) ATO Başkanı: GB, Türkiye aleyhine oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - bir istikrar f Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı duğunuvurç Ahmet Çavuşoğlu, gümrük birliğinin her şeyden "Türkiye aleyhine sonuç verdiğini" tiyaç vardır söyledi. yi, gerek mi Çavuşoğlu, Türkiye'nin orta vadeli politikasım ogTamına gereksinimi ol- layarak, "Bunun için de ıce siyasi istikrara ih- •erek yabancı sermaye- sermayeyi 'beklegör' n bir an önce kurtar- mak gerekir" dedi. Çavuşoğlu, 1996'da büyüme oranı- nın yüzde 7.9 olarak gerçekleşmesini, "İthalata dayalı büyümenin ödeme- ler dengesi ve enflasyona yaptığı olum- suz etki ortadadır" diye yorumladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle