Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29NİSAN1997SALI CUMHURİYET SAYFA
TELEVIZYON 17
KentTv 23.oo| 'Dönemeç'
MGK sonrasıTV Servisi - Gazetemız
Genel Yayın Koordinatö-
rüHikmet Çetinkaya ve
yazarlarımızdan Deniz
Som ile Ümit Zileli'nin
biriikte hazırlayıp sunduk-
lar. "Dönemeç"in bu haf-
taki konuğu Anayasa Mah-
kemesi Başkanı Yekta
Gângör Özden olacak.
Programda, MGK toplan-
tısmdan sonraki gelişme-
ler. yargı bağunsızlığı, RE-
FAHYOL hükümetinin
içinde bulunduğu açmaz,
şeriatçı örgütlenme.
DYPİi Sanayi ve Ticaret
Bakanı Yalım Erez ile
Yekta G. Özden
Sağlık Bakanı Yıldırım
Aktuna'nın istifasından
sonra yaşanan siyasi ge-
lişmeler ele alınarak tartı-
şılacak.
Intikam için
gelen hayalet
>how TV 00.45
Dominik - Dominique /
Yönetmen: Michael
Anderson/
Oyuncular: Cliff
Robertson, Jean
Simmons, Jenny
Agutter, Simon
Ward, Ron Moody,
Judy Geeson /
1978 İngtltere
yapımı, 100 dakika.
TV Servisi -Henri-Ge-
orges Clouzofnun başya-
pıtı "Les Diaboliques-
Şeytan Ruhlu İnsan-
lar"ını (1954) anımsarsı-
nız, hani yıllar sonra Je-
remiah Chechik tarafın-
dan Sharon Stone ve Isa-
belle Adjani'lı bır de ye-
nıden çevrimı (1995) yapı-
lan ünlü fılm. O filmdeki-
ne benzer bir atmosfer, bu
gece ekrana gelecek olan
Michael Anderson filmı
"Dominik"te de karşımı-
za çıkacak.
Sakat bır kadın (Sim-
mons). kocasının (Robert-
son) kendisinı çıldırtma-
yaniyeti olduğunu düşün-
mektedir. Bu arada ölür ve
kocasından ıntıkam almak
1
-ıio?. nr.s ',\. • • "
için geri döner..
"Şeytan Ruhlu İnsan-
lar"dakı öyküyü tersine
cevirerek sunan fılm. Ha-
rold Lawlor'ın "VVhat
Beckoning Ghost" adlı
romanına dayanıyor.
"Hamlet'< 1948), "The
Big Country" (1958),
"ElmerGantry'"(1960)
gıbi fılmlerın unutulmaz
lngiliz kadın oyuncusu Je-
an Simmons, "Charly"
(1968) ile Oscar'a uzanan
Amerikalı aktör Cliff Ro-
bertson, "China 9, Li-
berty 37" (1978), "An
American Werewolf in
London-Kurt Adam
Londra'da" (19811 gibi il-
gınç yapıtlardan anımsa-
dığımız Jenny Agutter,
"Young VVinston"
(1972) ve "The Three
Musketeers-Üç Silahşör-
ler"le (1974) yıldızı par-
layan, ama daha sonralan
sönen Sımon Ward ve
"Oliver"m (1968) kötü
adamı Fagin'e can veren
Ron Moody'nin varlıklan,
"Dominik"in sırtını da-
yadığı en önemlı kozlan.
Bır kopyadan öteye git-
memesine karşın, içerdiği
"kuşku" unsuruyla izlen-
meyi hak ediyor.
Çapkınlıkta da eden bulur
atv 23.20
Boomerang -
Boomerang /
Yönetmen:
Reginald Hudlin /
Oyuncular: Eddie
Murphy, Halle
Berry, Robin
Givens, David Alan
Grier, Martin
Lavvrence, Grace
Jones, Geoffrey
Holder, Eartha Kitt,
Chris Rock, Tisha
Campbell/1992
ABDyap.mı, 118
dakika.
MURAT ÖZER
"Boomerang". kadın-
erkek ılişkilerinden dem vu-
ran ve bu ilişkileri ameliyat
masasına yatırma derdinde
olan bir yapım. Ancak bu
derdini yeterince etkili bi-
çimde beyazperdeye yan-
sıttıgıru söylemek zor. New
York'ta yaşayan ve bir koz-
metik fırmasında pazarla-
ma yöneticisi olarak çalışan
zanf ve çapkın Marcus Gra-
harrfın (Murphy) etrafinda-
kı kadınlar, bu adamı karşı
konulmaz derecede yakışık-
lı bulurlar. Oysa Marcus,
meslek yaşamını v e kariyer
gelişimini her şeyden üstün
tutar, sevgilileriyle ciddi iliş-
kilere girmeyi hiç mi hiç dü-
şünmez. Ta ki karşısına, er-
keklere aynen onun kadın-
lara davrandığı gibi davra-
nan muhteşem bır kadın (Gi-
vens) çıkıncaya kadar. Mar-
cus'un çalıştığı şirkete ye-
ni bir kadın müdür atanır.
Hayli disiplinli biri olan bu
alımlı kadın, genç adamı her
açıdan zora koşmaya baş-
lar. Daha da önemlisi, mes-
leğıni romantik duygularin
önûnde tuttuğunu açıkça be-
lirterek Marcus'un aklını
başından alır... Kadın-erkek
Filmin en
büyük
kozlan
müzik
dünyasının
iki büyük
zenci
sanatçısı
Grace Jones
ve Eartha
Kitt.
ilişkilerinin kimi açmazla-
nnı gözler önüne sermek ve
bunlara "yapay" çözüm-
ler üretmekten öteye gide-
meyen "Boomerang", Ed-
die Murphy'nin öyküsüne
dayanıyor.
Müzik dünyasının iki bü-
yük zenci sanatçısmın, Gra-
ce Jones ve Eartha Kitt'in
alabildiğine "dışavurum-
cu" kompozisyonlan, bel-
ki de yapırran en büyük koz-
lan. Onlann göründükleri
sahnelerde "hırçın" bir at-
mosfer hükum sürüyor ve
filmin temposu üst sınıra
dayanıyor. Temelde güldü-
rü sinemasının trükleri ara-
sında gezinen "7Boome-
rang", adından da anlaşıla-
cağı gibi "eden bulur"
mantığından yola çıkılarak
çekilmiş bir film. Zaman za-
man bu amacına uygun ha-
reket ederek ilginçleşen ya-
pım, insan ilişkilerinde de-
rinlere dalmaktansa genel-
likle sığ sularda gezinmeyi
seçiyor. Böylece "yarım
başan" bile olmadan sili-
nipgidiyor...
ShowTV 23.15
'40 Dakika'
TV Servisi - Can Dün-
dar'ın hazırlayıp sun duğu
belgesel program "40 Da-
kika"da bu hafta, ordu- Re-
fah gerginliği ile başlayan ve
üç aydır süren krizin anato-
misi ele alınarak "Şimdi ne
olacak'' sonısuna yanıt ara-
nacak.
Yaşanan krizin nedenle-
rinin irdeleneceği prograra-
da "Türkiveönümüzdeki
günlerde bir darbe mi > a-
şayacak", "RP-DYP hü-
kümeti mi değişecek. yok-
sa seçime mi gidilecek",
"Hükümet düşerse
RP'nin durumu ne olur",
"Güçlenir mi, dağıhr mı",
"Avrupa krizin ortasın-
daki Türkiye'ye nasıl ba-
kıyor" şeklindekı sorulara
yanıt aranacak. Programda,
hükümet modellerinın yanı
sıra kimlerin başbakan ola-
bıleceği de araştınlacak.
Orhan Kemal'in işlediği toplumsal temalar yer almıyor
Sansürlü uyarlama
TURHAN GURKAN
Sevgilisi öldürülünce is-
temeden evlendığı zengin
adamm çiftliğinin hanımı
olan Çukurovalı ırgat kı-
zının aşk ve öç öyküsü.
Orhan Kemal'in "Vu-
kuat Var-Hanımın Çift-
liği" romanından Nejat
Saydam'ın 1972'deuyar-
ladığı filmde, annesi. üvey
babası ve üv ey ağabey i ile
büyük kente göç eden Gül-
lü'nün öyküsü, daha çok
Şoray üzerine kaydınlmış.
Romandaki sosyal-poli-
tik- ekonomik çatışmalar.
sansür zorunluluğu nede-
niyle silinip. particilik bö-
lümleri kaldınlarak aşk
öyküsü ön plana çıkanl-
mış. Toplumsal temalar,
ağa-ırgat ilişkileri yitıp git-
ogr Show TV 20.30
Vukuat Var / Yönetmen: Nejat Saydam /
Senaryo: Bülent Oran / Yapıt: Orhan Kemal /
Görüntü: Melih Sertesen / Oyuncular:
Türkan Şoray, Kartal Tibet, Aytaç Arman,
Suphi Tekniker, Mehmet Büyükgüngör,
Erdoğan Seren / 1972 Acar Film yapımı.
miş. Oysa romanda top-
rak sorunu ve köylünün
uyanışına değinılerek aşk
öyküsü bu tabana oturtul-
muştu. Aynı romanı
1990da Inal Küpeli 8
bölümlük TV dizisi ola-
rak çekti. Güllüyü İlknur
Bozkurt oynadı.
Adana'da annesi Mer-
yem, üvey babası Cemşir,
üvey ağabeyi Hamza ile
pamuk tarlalannda yıllar-
ca ırgatlık yapan Güllü.
tstanbul'a gelince bir fab-
rikada çalışmaya başlar.
Güllü'nünkazancını elin-
den alan işsiz güçsüz üvey
baba ve ağabey. onu beğe-
nen çiftlik ağasının den-
gesız yeğeni Ramazan'a
veımeye kalkınca, kız sev-
diği fabrika işçisi Kemal'e
kaçar. Güllü'yü bulup dö-
ven Hamza. onu kurtar-
maya koşan Kemal'i ta-
bancayla vurur. Sevgilisi
ölünce umudu kalmayan
Güllü, zengin Muzaffer
Bey'in çiftliğine gider.
HBB 22.30İ
'Ankara'da
Gündem'
TV Servisi - Orhan
Uğuroğlu'nun
hazırlayıp sunduğu
"Ankara'da
Gündem"
programında "Hac
Millervekilleri"
konusuna yer
verilecek.
"Suudi Krah Fahd'ın
davetlisi olarak kutsal
topraklara gidip hacı
olmak tslam dinine
uygun mu" sonısuna
yanıt aranacak olan
programa. RP'den
Temel Karamollaoğlu,
ANAP'tan Ekrem
Pakdemirli, DSP'den
Hikmet Sami Türk ve
DYPden de Ahmet
İyimaya konuk olarak
katılacak.
MERCEKLE BAKÜNCA
MAHMUT T. ÖNGÖREN
Şaşkınlık
Sanatçı Şanar Yurdatapan neyaptı da içeri alın-
dı? Sahte pasaport mu düzenledi?
Konu mahkemede olduğu için üzerınde konu-
şulmaz. Onu anladık da, Yurdatapan'ı daha şim-
diden "suçlu" görmeye meraklı kişilerin ve med-
yanın durumu, bir kez daha ortada bir şeylerin dön-
düğünü sergiliyor.
İşler öyle bir noktaya gelmiş ki, üzerinde durul-
ması gereken nokta üzerinde durulmuyor da Yur-
datapan'ın eylemiyle "şaşırttığı" belirtiliyor.
Oysa medya "şok" açıklamalara çok meraklı.
Herkes her gün yüzlerce "şok" açıklama yapıyor.
Medyada yapılan bu "şok" açıkîamaların ne işe
yaradığı ise birtüriü anlaşılamıyor. Yurdatapan ola-
yında adı geçen ve yine medyadaki "şok" açık-
lamalarından tanıdığımız iki kişi var. Acaba dev-
let bu iki kişinin bildiklerinden yararlanıp birtakım
gizli işlerin soruşturmalarının ilerletilmesini ve su-
men altında tutulan birtakım önemli belgelerin
açığa çıkarılmasını sağlayacak mı?
Kimi zaman gizli polis gibi çalışan ya da polis-
le işbirliği yaparak baskınlara hem de kameralar-
la katılan medya bu konuyu kovalayacağı yerde,
Şanar Yurdatapan'ı mahkemeden önce "mah-
kûm etmeye" kalkınca şaşırmıyoruz. Önemli bir
sanatçının ve insan hakları konusunda pek çok in-
san haklan savunuculanndan bile daha atak dav-
ranan bir insanın hemen "illegal" olduğu savının
ileri sürülmesine mi şaşıracağız?
Susurluk olayının içyüzü daha ortaya çıkmadı.
Bu olayın baş sorumluları -kimi isimlerin bilinme-
sine karşın- resmen açıklanmadı ve haklarında
hiçbir işlem yapılmadı. Olayla ya da baş sorum-
lularla ilgili resmi belgeler çok resmi görevlilerin
çekmecelerinde tutuluyor. Medya bunlara hiç şa-
şırmıyor, ama durumuyla ilgili herhangi bir açık-
lama yapmamış Şanar Yurdatapan'a hemen "il-
legal" damgasını yapıştırarak çok şaşırıyor.
Eğer bu gibi olaylarda ille de "şaşırmak" gere-
kiyorsa, biraz beklemenin yararları düşünülemez
miydi? Biraz beklemek ve sonra şaşırmak... Sa-
nıklann ne söyleyeceklerini beklemek... Sanıkla-
rın başlarına bir şeyler gelip gelmeyeceğini gör-
mek... Olayda sanık olan iki itirafçının -eğer ce-
zalandırılmaları gerekli görülürse- gerçek olaylar-
dan sorumlu mu tutulduklarını, yoksa gösterme-
lik suçlarla içeri atılıp hedefin yine karartıldığını mı
anlamak... Söz konusu edilen ve çok önem taşı-
dığı belirtilen kasetlerin silinip silinmediğini ve ka-
setlerdeki bilgilerin doğruluk derecesinin gerçek-
te araştırılıp araştırılmayacağını izlemek... Bu iki
itirafçının medyada daha önce yaptıklan "şok" açık-
lamalara karşın uzun süre neden yakalanmadığı-
nı öğrenmek...
Sanıyorum, "şaşırmak" ve Şanar Yurdatapan'ı
medyada suçlayabilmek için, önce bu gibi nok-
talann aydınlığa çıkması gerekiyor.
Bu gibi noktalar aydınlığa çıkar mı? O da ayrı
bir konu.
içinde iletışimle ilgili bölümün de bulunduğu bir
derleme: "AliağaEmekŞenlikleri", AJİağa Betediyesi
yayını, Aliağa, 1997.
KENT HABERLERI
Piyasa değeri 23 milyar
1280tüpyılan
zehiri ele geçirildi
tstanbul Haber Servi-
si - Rusya Federasyo-
nu'ndan sağladıklan ve
nükleer gaz ayrıştırıcısı
olarak kullanılan 1280 tüp
içerisindeki yılan zehinni
polise satmaya kalkışan 4
kişi yakalandı.
Istanbul Mali Şube Mü-
düriüğü'nden yapılan açık-
lamaya göre, istihbari ça-
lışmalarda Salih Baki, Ha-
yati Marabaoğlu, Hasan
Bakırcı, Arilla Söylem ve
Siyami Aslan'ın, ellerin-
de bulunan nükleer gaz ay-
nştıncılannı satmak için
müşteri aradıklan belirlen-
di. Bunun üzerine alıcı gi-
bi davranarak adı geçen
kişilerle pazarlık yapan
mali polis ekipleri, tane-
sını 135 dolardan almak
için anlaştıklan yılan zehir-
lerinın Istanbul'da kendi-
lerine teslim edilmesinı is-
tediler.
Sanıklann bu teklifı ka-
bul etmemesi üzerine adı
geçen kişilerin kaldıklan
Lüleburgaz Sağlık Ocağı
Caddesı'nde bir eve ope-
rasyon düzenleyen mali
polis ekiplen, piyasa değe-
ri yaklaşık 23 milyar 155
milyon lira olan 1280 tüp
içerisindeki yılan zehiri ile
bir adet Belçika yapımı
Browning marka 9 mili-
metre çaplı ruhsatsız ta-
banca ve 4 adet mermi ele
geçirdiler. Operasyon sıra-
sında evde bulunan 4 kişi
gözaltına alındı.
Ekmeğe zam kapıda
• İstanbul Haber Servisi - lstanbul Fınncılar Odası,
tstanbul'da ekmek fıyatının yenıdeh ayarlanacağiDi
bildirdi. Yapılan yazılı açıklamada. maliyet artışlan
nedeniyle ekmeğin satış fiyatının yeniden
belırlenmesme ihtiyaç duyulduğu, ancak yeni satış fiyatı
ve zammm yürürlüğe gireceği tarihin belirlenemediği
kaydedildı.
23 Nisan devam ediyor
• İstanbul Haber Servisi - 23 Nisan Çocuk Bayramı
nedeniyle Ataköy Medeni Berk tlköğretim Okulu ana
sınıfı öğrencileri özel gösteriler yaptılar. Ayna
Grubu'nun "'Ceylan" parçasının eşlığinde Kafkas
oyiınlanndan güzel örnekler veren öğrenciler, velileriyle
birlikte 23 Nisan kutlamalannın tadını çıkardılar.
Sokak gazetesine toplatma
• İstanbul Haber Servisi - Sokak gazetesi tarafından
yapılan açıklamada. gazetenin 25 Nisan 1997 tarihli 5.
sayısının İstanbul DGM Savcılığı tarafından toplatıldığı
belirtildi. Açıklamada, "Daha önce olduğu gibi bundan
sonra da bu tür engellemeler. gazetemizin, gerçeğin
tanıklığını yapmayı sürdüımeyi engellemeyecektir"
denıldı.
'Ceylan' mahketnelik oldu
• İstanbul Haber Servisi - Kafkas Birlıği Demeğı
Genel Başkanı Muhittin Ünal, Ayna grubunun,
"Ceylan" adıyla yaptığı şarkrnın ""Şeyh Şamıl" parçası
olduğuna dikkat çekerek tanıtım müziğinde aslına işaret
etmediklen için mahkemeye vereceklerini belirtti. Ünal,
yaptığı yazılı açıklamada, Kafkas kökenli birçok
müzisyenin. bu parçaya saygılanndan dolayı söz
yazmadıklannı ifade ederek konunun hukukçular
tarafından incelendiğıni ve en yakın zamanda hukuksal
yola başvuracaklannı kaydetti.
Ali Kalkancı'nm duruşmasmda mahkemenin istemine Diyanet'ten yanıt
'Dini ııikâlıta cliıı adamı şart değil
7
İstanbul Haber Servisi - Başbakanlık
Diyanet lşleri Başkanlığı Din lşleri Yüksek
Kurulu'nun kamuoyunda "Cinci Hoca"
adıyla tanınan Ali kalkancı'nm "sahte
nikâh kıymak". "dolandırıcılık",
"Tekke ve Za>iyelerin Kapatılması
Kanunu'na muhalefet" etmek suçlanndan
yargılandığı Fatih 1. Asliye Ceza
4
Mahkemesi'ne gönderdiği yazıda: dini
nikâhta mutlaka bir din adamının
bulunmasının gerekmediği belirtildi.
Yazıda. nikâh sırasında şahitlik yapılması
durumunda bir erkeğe karşıhk iki kadının
şahitliğinin kabul edilebileceği savunuldu.
Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde
görülen davanın dün yapılan oturumunda
mahkemenin dini nikâhla ilgili olarak
yazdığı yazıya yanıt geldi. Din lşleri
Yüksek Kurulu Başkanı İsmail Öner
imzasıyla gönderilen yazıda dini nikâh,
"İslami hükümlere göre nikâh, evlenme
ehliyetine sahip \e aralannda
evlenmelerine dini bir engei bulunmayan
bir kadınla bir erkeğin, iki erkek veya bir
Ali Kalkancı
• Diyanet'in
yazısında.
nikâh sırasında
şahitlik yapılması
durumunda bir
erkeğe karşıhk
iki kadının
şahitliğinin
kabul
edilebileceği
savunuldu.
erkek iki kadın şahit huzurunda evlenme
konusunda karşılıklı rızalarını beyan
etmelerinden ibaret bir akittir" diye
tanımlandı. Bir erkek şahide iki kadın
şahidin denk geldiğinin savunulduğu yazıda
aynca. dini nikâhın mutlaka bir din
görevlisi huzurunda kıyılmasının
gerekmediği de ifade edildi. Davanın dün
yapılan oturumunda Ali Kalkancf nın
kardeşi Arif Kalkancı tanık olarak dinlendi.
Kalkancı, tekke olarak bilinen yerin
misafirhane olduğunu, burada Kuran
okunduğunu söyledi. Ağabeyinin çevrede
"Cinci Hoca", olarak tanındığını, ancak
böyle işlerle ilgisinin olmadığını öne süren
Arif Kalkancı. "Ağabeyim cinciliğe ve
büyücülüğe karşı kitap bile yazmıştı"
dedi. Kalkancı burada insanlardan para
toplanmadığını da savundu. Kalkancı'nm
kandırarak tecavüz ettiği öne sürülen
Fadime Şahinın avukatı Nuran
Atahan'ın "Arif Kalkancı'nm bazı
kişilerden para aldığı makbuzlar dosyada
bulunuyor. Bu makbuzlarda buranın
misafirhane değil tekke olduğu yazıyor.
Bu imzalar kendisine mi ait" sorusuna
Kalkancı, "Bu paralar, düzenlenen
kermesler sonucu toplamyordu" yanıtını
verdi. Ali Kalkancı'nm tahîiye ıstemini
reddeden Mahkeme Başkanı Necati
Aşçıoğlu, tanıklann dinlenmesi için
duruşmayı erteledi. Ali Kalkancı, sahte çek
vermek suçundan yargılandığı Fatih 2.
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen
davada ise beraat etti.
1976 yılında 5 binin üzerinde olan hasta sayısı bugün 2 binlere indirildi
Cüzamla savaşta 2000 ydının hedefine ulaşıldı
• 10 yıl önce
dünyada 5.5 milyon
civannda cüzamlı
olduğu şimdi ise 900
bin civannda
hastanın bulunduğu
belirtildi. Az
gelişmişlik sorunlan
var oldukça
hastalığın ortadan
kalkmayacağı dile
getirildi.
İstanbul Haber Servisi-
Dünya Sağlık Örgütü
Lepra Başkanı Dr.
S.K. Noordeen, dünyada
az gelişmişlik sorunlan
var olduğu sürece
lepranın var olacağını *
söyledi. Cüzamla Savaş
Demeği Başkanı Prof.
Dr. Türkan Saylan ise birkriter
olarak kabul edilen 10 binde bir
görülme oranının Türkiye'de
aşıldığını belirterek, "Türkiye,
2000 yılının hedefine
ulaşmıştır" dedi. istanbul Tıp
Fakültesi Lepra Hastanesi ve
İstanbul Tıp Fakûltesi'nde cüzamla savaş konusu tartışıldı. (SAADET USLU)
Cüzamla Savaş Demeği. cüzama
karşı başlattıklan mücadelenin 20.
yılında, konuyu uzmanlanyla
masaya yatırdı. 10 yıl önce bütün
dünyada 5.5 milyon civannda
hasta olmasına karşın şu anda '
dünyada 900 bin civannda lepra
hastası olduğunu belirten
S.K. Noordeen, hastalığın en çok
Hindistan, Brezilya, Mozambik,
Endonezya, Burma. Nepal ve
Nijerya'da görüldüğünü söyledi.
Lepranın az gelişmişlik sorunlan
var olduğu sürece devam
edeceğini kaydeden
Noordeen. iyi bir
tedaviyle hastalığın
tamamen iyileşeceğini
vurguladı. Türkiye'deki
çalışmalarla lepranın
büyük oranda azaltıldığını
da belirten Dr. Noordeen,
"Hedef 2000 yılında
bütün dünyada 10 binde
birio altına düşmek"
dedi. Cüzamla Savaş
Demeği Başkanı Prof. Dr.
Türkan Saylan da
ülkemızde 1976 yılında 5
binin üzerinde olan lepra
hastalannın bugün 2 bin
500'e indirildiğini
bildirdi. Hastalardan
sadece 100 tanesinin
tedavilerinin devam
ettiğini söyleyen Saylan,
"Diğerleri dünya
standartlarında tedavi
edildiler. Sorun hastalann
çoğunun yaşlı ve sakat olması.
Bu iyi bir rehabilitasyonu
gerektiriyor. Biz hastalarımızın
çocuklarına burs veriyoruz.
Hastalara iş imkânı tanıyoruz"
diye konuştu.
Doğdukları toprakiarı 35 yıl sonra ziyaret eden
Rumlar, rakı içip sirtaki oynayarak coştu.
Büyükadalı Rumlar
hasret gideriyor
REYHAN OKSAY
Büyükadalı Rumlar, yıl-
lar sonra sevgili adalann-
da hasret gidermeye geldi-
ler. 1963-1967 yıllanara-
sında Kıbns sorunu nede-
niyle bozulan Türk-Yunan
ilişkilerinin bir sonucu ola-
rak Yunanıstan'a göç eden
Büyükadalı Rumlar, Yu-
nanistan'daki Büyükadalı-
lar Derneği'nın ginşımle-
riyle yaklaşık 35 yıl sonra
doğduklan topraklan ye-
niden görme şansına ka-
vuştular. Geçen perşembe
günüülkemize gelen 50 ki-
şilik kafıle, Büyükada'da
Splendid Palas Oteli'nde
ağırlanıyor. 5 günlük bır
gezi çerçevesinde gerek es-
ki dostlan gerekse Adalar
Belediye Başkanı Can
Esen'in yakın ilgisiyle kar-
şılaşan eski adalılar, ya-
şamlarınm en duygusal
günlerini geçirdikdiklerini
ifade ediyorlar.
"Vatan doğup büyü-
düğün, okula gittiğin,
unutulmaz dostluklar
kurduğun yerdir. Ben her
zaman kendimi Büyüka-
dalı olarak gördürn. Ata-
lanmız buradaki raezar-
lıkta yatıyor. Her köşe ba-
şında ilkgençlik yılları-
mın anılan hâlâ taze" di-
ye konuşan eski adalı Fo-
fi, gözyaşlan içinde Büyü-
kada'yı unutamadığını an-
latıyor "Rüvalanmda sü-
rekli burada yaşadığım
evi görüyorum. Mimoza
kokuları içindeki arka
bahçemi, en güzel günle-
rimi geçirdiğim evimi
unutmam mümkün de-
ğil. Ölmeden önce bura-
yı bir kez daha görmek
istiyordum. Şimdi çok
mutluyum."
Büyükada'ya ayak bas-
tıklannda eski komşulan
tarafından sıcak bir şekil-
de karşılaşan Büyükadalı
Rumlar, önce eski ev lerini,
okullannı, kiliselerini ve
mezarlıklan ziyaret ettiler.
Anılannın tazelenmesiyle
hüznü ve sevinci bir arada
yaşayan Büyükada'nm es-
ki sakinleri, Ortodokslann
Paskalya bayramı olması
nedeniyle de dini törenle-
re kahldılar.
Yunanistan Büyükada-
lılar Demeği ve Rum Orto-
doks Kiliseleri Vakfı'nın
ortaklaşa düzenlediği gezi
programı çerçevesinde ge-
çen pazar günü Büyüka-
da'nm ünlü Lunapark Ga-
zinosu'nda gerçekleştirilen
kuzu çevırme partisinde bol
bol rakı ıçip sirtaki oynayan
Rumlar, eski dostlarıyla
hasret giderdiler. Büyüka-
da'nın ilk Müslüman bak-
kalının oğlu ve Adalan Gü-
zelleştırme Demeği Baş-
kanı Ahmet Tanrıverdi.
iki cemaatin banş ve hu-
zur içinde birlikte yaşadı-
ğı eski günlere ilişkin anı-
lanyla tarihı güne ayn bir
renİc kartı."Oğlum bura-
yı o kadar beğendi ki. bü-
yüyünce burada yerleş-
meye karar verdi" diye
konuşan Fofı, oğlunun ge-
leceğinde kendi geçmişini
yaşama umudunu taşıyor.