Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 1997 SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Atatürk'ün Köylüsü Bugün Ne Durumda?
"Koylümuz olmasaydı bız şımdı dünya yüzünde yoktuk*' dıyor
Ataturk Yuzyıllar boyu \atan savunmasına seve seve koşan,
mert yurekiı ve kahraman, karda, çamurda, kızgın ovalarda
toprağımızın yüzünu güldüren, etımızı, sutümüzü ve ekmeğımızı
üreten, Atatürk'ün "efendımız" dedığı Türk köylusu. hakkı olan
yaşam duzeyıne kavuşabıldı mı
9
Pn)f.Dr. REŞİT SÖNMEZ Tum Zıraatçılar Dayamşma Dern Baş
T
urk tanhının her şanlı say-
fasmda Turk koylusü var-
dır O, her zaman yurdu-
muzun en sadık bekçısı ol-
mustur Buyuk asker Mus-
tafa Kemal Atatürk. savaş
meydanlarında, bızden kat kat guçlü
düşmana karşı, O'na "öimeyi emreder-
ken" ıçı çok rahattı Çunku, Mehmetçık
vatan uğruna olmeye her zaman hazırdı
ve gozunde asla korkudan eser olmazdı
Uzak ellerde toprağa duşen kahraman
askerlenmız Çanakkale'de Sakarya'da
vatanın namusunu kurtarma uğruna
göğsunu sıper eden guzel evlatlanmız
şımdı Turk mılletının gonlunde sevgı ve
saygıyla yaşamaktadır Onl?r olumden
korkmadığı ıçın şımdı bız vanz Onlara
mınflet ve şukran borcumuz sonsuzdur
Buyuk onder Ataturk, vatan ıçın hem
canını hem malını feda eden bu temız
soylu ve yuksek karakterlı ınsanlann
mutlu olmalan ve daha guzel bır yaşa-
ma kavuşmalan ıçın top seslen arasın-
da, barut dumanlan ıçınde, kafasında
planlar yapıyordu Her darda kaldığı-
mızda ıstemıştık şımdı artıkonaverme
zamanı gelmıştı Işte bu duygular ıçın-
de Kurtuluş Savaşı sonrası ılk soyledı-
ğı soz "Ko\lu efendimizdır, onun kar-
şısında hurmetle eğüelim" olmuştur Ve
o gunun koşullannda 13 mılyon nufusu-
muzun 10 mılyonu köyde toprakla uğ-
raştığı ıçın "MiBi ekonominin temeli a-
raattir" demıştı Daha sonralan elbette,
"tanm-sanayı dengesi" kurularak kal-
kınma yollan aranacaktı Nıtekım oyle
oldu
Yûzyıllar boyu somurulen, horlanan
ve aşağılanan koylu nasıl "efendımiz"
olacaktı0
Okuzun çektığı karasabanla
toprak savaşı veren makıne ve ılen tek-
nıkten yoksun. "savaş yorgunu köylü",
nasıl uretımı arttıracaktı ve refah düze-
yı yükselecektı9
Ataturk ve arkadaşlan,
savaş sonrası sermaye ve teknık olanak-
lardan yoksun, ama ozgurluğune kavuş-
muş, coşku ıçınde marşlar söyleyen genç
Tûrkıye'nın kalkınmasını kımseye el
açıp borç ıstemeden, toprağa ve tanma
dayandırmak ıstıyorlardı Bu doğru bır
goruştu ve sağlam temellere dayanıyor-
du
Cumhunyetın oncu lıder kadrosu,
Turk köylusune destek \ermek ıçın
"devletigörevtisaydı'' ve "ToprakMah-
suBeriOfisr, "Ziraı Donatm Kunımu",
"Et-Balık Kurumu" "Sut Fndusrrisi
Kunımu" ve "Yem Sanayıi"1
gıbı, çıftçı-
nın urettıgı mallan *"değer fiyaüa saün
alan, depolayan. pazarlayan" ve "çiftçi-
yi alet ve makine ıle donatan" kurumla-
n gerçekleştırdı Bu kurumlann amacı
"köylüniın ezümesini ve sömurülmesi-
ni" onlemektı Lızunyıllarbu gorev çok
başanlıbıçımdeyennegetınlmıştır Ben
bu uygulamalara tanık olmuş bır tanm-
cıyım Bu çalışmalann amacı, henuz
-kooperarjfleşmemis" ve urettığını de-
ğerlendırmede guçluk çeken, emeğının
karşılığını alamayan ve hakkını başka-
lanna kaptıran uretıcıyı korumak ıdı
Toprakla uğraşan çıftçılenn ozlenen
yaşam duzeyıne kavuşabılmelennın tek
yolu "kooperatifleşmek" olduğundan,
Ataturk bu konuda mılletımıze onderlık
v aptı Sılıfke 'de kurulan Tûrkıye'nın ılk
Tanmsal Üretim ve Sabs, Kooperati-
fi"nın 1 numaralı uvesı Kemal Ataturk
olmuştur Buyuk Onder Ankara'da "Ga-
n Osman Çiflliği''nı kurarak tanmda ye-
nı teknıklenn onculugunu yapmanın ya-
nında -çiftçinin toprak sataibi obnası ve
orgutienmesi" konulanna buyuk onem
vermıştır Ozetle soylemek gerekırse
"Cumhunyet Turk koylüsüne borcunu
odemokisOyordu.* Atatürk'ün sağlığın-
da ve Inönü donemınde, 1950'de çok
partılı dönemın başlamasına kadar,
"Turk köylusuneonurluve mutlu bir ya-
şam sağlamak için", buyuk gınşımler
yapıldığmı koklu adımlar atıldığmı go-
ruyoruz Buna en guzel omek 1945 'te çı-
kanlan "Çiftçiyi Topraklandırma Kanu-
ou"dur Ama ne yazık kı sonrakı yıllar-
da "birileri bu yasayı tepdedi. kuşa çe-
virdi" Oysa bu konu Ataturk'un vası> e-
tı ıdı
Gelelım bugunlere ve köylumuzun ne
durumda olduğuna tarafsız bır gozle ba-
kalım ve "düşunme gereksinimi duyan
poütikacılanmıza, deviet adamlanmıza
ve aydınJarunıza birkaç ıpucur
verelım
Once, gunumuzde her zemmde konuşu-
lan, tartışılan ve yazılan genel bır duru-
mu bır kez de bız tekrarlayalım "Dûn-
yada gehr dagıiımı en kötü ve adaletsiz
olan ulkeler arasındayız. Nüfusumuzun
yüzde 20"hk bır kesımı mıllı gelırden yuz-
de 50 pay alırken, ıkıncı bir yuzde 20'lık
kesim yüzde 5 pay abyor."Bu sosyal ya-
ra ıçın "etkili ve geçeıii önJemler alama-
yışımız milletçe en buyük ayıbımız" ola-
rak gundemde durmakta devam edıyor
Kırsal alanda yaşayan koylulenmız
de bu çarpık dûzenden, adaletsiz payla-
şımdan hakkı olmayan darbeyı yemek-
tedır Çunku şu anda "Kırsal alanda ya-
şayan nüfusumuzun yüzde45'lık kesımi,
milli gelirden sadece yüzde 15 pay alabü-
mektedir." Denılebılırkı, "Köylümüzün
evinde ekktriği, suyu vetelefonuvar, ço-
ğu televizyon büe alabümiş" Bu doğru-
dur Cumhunyet donemınde 70 yıllık
gayretler sonunda milletçe ulaştığımız
gelışmeden köylumûz de bır olçude hak-
kını almışttr Bu, "ulaşılması gereken do-
ğal bir sonuç"tur Busun •'köşklere ve
yadara sahıp olan muÜu azuüık", 50-60
yı] once ne durumda ıdı9
Şımdıkı ya-
şantılannı "hayal bile edemezlerdi".
Ama bugunlerde goz kamaştıran varlık-
lar ıçındeler Kazançlar arttıkça hırslan
da artıyor Çoğunlukla vergılennı bıle
tam oderruyorlar Onemlı olan ve duşün-
memız gereken soru şu "Köylümüz
hakkı olan yaşam duzeyıne kavuşabıldı
mi?" Emeğının "gerçek karşılığını ala-
rak. eğjtimine, sağüğma ve yaşannsına
daha fazla para ayıracak" duruma gele-
bıldı mı9
Avrupa Bırlığı kapılannı zor-
luyoruz Oralardakıçıftçılerlebızımçıft-
çılen "gerek haklar ve gerekse orgude-
nerekemeğin karşılığını alma" bakımın-
dan karşılaştıracak olursak goreceğımız
manzara nedır9
Benım ınancıma gore
"tek partili dönemde daha mutlu olan
Türkköyiüsü'" çok partılı donemde ne-
den sadece "oydeposugibıduşunulerek,
nutuklar çeküen". takat demokrasının
ergılennden (nımetlennden) başka ke-
sımler kadar yararlanamayan ve gıderek
gehr duzeyı "göreceli olarak düşerT bır
konuma suruklendı9
Turkıye'de mevcut
"4 mihon çiftçınin sadece yuzde 5 kada-
n orta ve büyukçıftçidir" ve gehr duze-
yı yeterlı sayılabılır Hıç kuşkusuz bun-
lar ıçınde, "tüccar ve sanaytd" kımlığı
olan, sayılan az da olsa guçlu bır kesım
vardır Gen kalan asıl "büyükçiftçitop-
luluğu", tek kelime ile "kdylümüz" u>-
garlığın pek çok ergılenne kavoışmuş gı-
bı gorunse de sıkıntılar ıçındedır alınte-
nnın karşılığını alamayan"mutsuz \e
adaletsiz'' bır konumdadır Ne yazık kı,
orgutlenıp gucunu ortaya ko> amamış ve
sesını duyuramamıştır Sadece arada bır
duzenı protesto ermek ıçın "koy meyda-
nında güğümleri devirip sutfcnni dök-
mektedir". Bınlen duysun, gorsun ve
duşunsun dıye
1
Sozlenmı bağlarken vereceğım bır or-
nek, soylemeye çalıştıklanmızm en açık
ve ıbret alınacak kanıtıdır Ulkeyı yone-
tenler, vatanımı ve ulusumu sevıyorum
dıyenler, şu gerçeğı deftenne not alsm ve
arada bır okusunlar "Dunyada tanmı ge-
uşmış ve çiftçileri refaha kavuşmuş ve biz
de oyle olalım dıye ozendığimız ülkeler-
de, ureocilersadece urettiği hammadde-
yi ucuz fiyatla sanayı kesimine dev ret-
mezler; çiftçi birüklennın veçiftçi koope-
ratiflerinin kendi malı olan tesisler ve fab-
rikalar \ardir." Bunun sonucu olarak
"hammaddenın ışlenmiş (mamul) mad-
deye çevnlmesınde" meydana gelen
"katmadeğerartışından''çıftçıleryarar-
lanırlar Çunku sadece ucuz hammadde
satışı ıle çıftçılenn kalkınamayacağııu
artıkherkesbılmektedır Şımdı not edıl-
mesını dıledığım çarpıcı durumun savı-
larla dıle getınlmesıne donelım
"Hayvancıuktan ilginç bü- örnek: Av-
rupa ulkelerinde çiftçılenn uretti§ hay-
vansal kokenlı hammaddelenn en az
yuzde 80-85 kadan, çiftçi birüklennın ve
çiftçi kooperatıflennın sahıp oldugu fab-
rikalarda işlenır, işlenmiş duruma dö-
ner." Bunun doğal sonucu olarak "Bir
hayvansal besine, tüketicinin ödediği be-
delın büyükçe bir bölumu üre&cuün ce-
büie gıder". Turkıye de ıse "Çıftçilerin
ürettiğı hayvansal hammaddelenn sade-
ce yuzde 8-10 kadan çıftçılere aıt fabn-
kalarda işlenir". Gen kalan kısmı. tüc-
car ve sanayıcıye aıt tesıslerde mamul
maddeye donuşür Sız hıç çıftçılere aıt
süt fabnkası duydunuz mu9
Var ama sa-
yılı birkaç tane Ve SEK'ın satılan sut
fabnkalanndan hıçbınnı çıftçıler alabıl-
dı mı9
Asla'
Işte duşundurucu sonuç Almanya'da,
Fransa'da 1 kg pastonze sute 'tüketici-
nin odedığı bedelin yuzde 50-55 kadan
ureücının cebıne" gırer Turkıye'de ıse
hayvan yetıştıncısının aldığı pay yuzde
25-30'dur Bunedenledırkı "Türkköy-
lüsünun üçte biri yoksulluk suunnda ya-
şıyor". Işte Ataturk un koylusu bugun
bu durumda Bılelım ve duşunelım
Siyasette Ahlakı Sağlamak İçin.
BAHIR M. ERURETEN Hukukçu
T
urkıyeCum-
hunyetı
Anayasası,
parlamenter
demokratık
duzenı ya-
şam bıçımı olarak benımse-
mış, dev let yapısının butun-
luğu ıçınde, guçler aynlığı
olarak adlandınlan, yasa
koyma, yurutme ve yargı
erklennı bırbınnden bağım-
sız olarak gorev lendırmıştır
Demokrasının güvencesı
olarak da ulusun kayıtsız-
koşulsuz egemenhğini vazge-
çflmez oğe olarak kabul et-
mışür. Halk. bu egemenlık
hakkını, belırlı aralıklarla
yapılan verel ve genel se-
çımlerdeoy vermek suretıy-
le kullanmaktadır Seçılen-
lenn başansı, halkın bu hak-
kını ıyı ve doğru bır bıçım-
de, bılınçh olarak yenne ge-
tırmesı koşulu ıle orantılıdır
Anayasamız, sıy asal par-
tılen demokratık sıstemın
vazgeçılemez oğelen olarak
kabul etmıştır Sıyasal partı-
lenn ışlevı, sıyasal amaçlan
doğrultusunda etkınlıkte bu-
lunmaktır, ancak bu ışlevı
yenne getınrken, yasal ve
ahlaksal normlann ıçınde
kalmak zorundadırlar Baş-
ka bır deyışle sıvasal partıler,
halktan oy ısterken, durûst
davranmak. yasadışı yollar-
la, çarpıtılmış etkınlıklerle
halkı aldatmamaya ozen
gostermek zorundadırlar
Bugun ulkemızde sıyasal
partılenn bu doğrultuda ça-
hştıklannı soyleyebılmek
olanaklı değıldır Bu çarpık
tablonun ild esash nedenın-
den bin ahlaksal sorumsuz-
luk, ıkıncisi ise Sıyasal Parti-
ler^asası'du-.
Sıyasal Partıler Yasası,
delege sıstemı ovunlan ıle
partılılen, genel başkan ve
çevresının "gözetimi altın-
da"^daylan ve seçılenlen,
sanS halkın değıl, doğrudaıu
kendılennın temsılcısı hatta
emır en durumuna getırmış-
tır Bugun ulkemızde birtür
partiler oligarşısi yonetünle-
re tümüyle egemendir. Ken-
dı ıçlennde dahı demokratık
kurallan ışletmeyen, ışlete-
meyen partılenn ıktıdarda,
ulkeyı demokratık bır anla-
yışla yonetmelen nasıl ola-
naklı sayılabılır
9
Partı gru-
bunda ya da Meclıs ıçınde
kendı ınandığı duşüncesını
dıle getırmekten yoksun bı-
rakılan bır mılletvekılının,
genel başkanın bır ışaretı ıle
partıden kovulması ışten bı-
le değıldır Bugun
TBMM'de bulunan 450 mıl-
lenekıh değıl, sadece 4 bu-
çuk lıder oy kullanmakta, bu
durumdemokrasımızı tanın-
maz v e ıçınden çıkılmaz du-
ruma getırmektedır Sıyase-
tın ve buna koşut olarak yû-
rutmenın kılıtlenmesı bu
yuzdendır Yasal sıstemdeh
kavnaklanan bu çarpıklıgın
yanı sıra, bu çarpık sısteme
karşı çıkmayan, kendı çıka-
nnı ulus çıkanndan daha us-
tun goren uyelenn ahlaksal
tutumlan da elbette çok
onemlıdır
Anayasal demokrasımı-
zın esın kaynağı olan, guçler
aynlığı ıle temsiü demokra-
si'nın kuramcılanndan bın
sayılan Montesquıeu. de-
mokrası yonetımlen nde bı-
nncı oğe olarak, sıyaset
adamlannın kışısel ahlak sa-
hıbı olmalan gereğını şovle
vurguluyor "Cumhunyet
yönenmlerinde yonetim yet-
kisı tumuyle ulusun ehiıde
olursa buna demokrasi de-
nir. Ancak halkçı bır de\let-
te başka bu- guç daha gerek-
lidir kı o da erdemdır. Fazla
servet hırsı, insanlar arasın-
da var ohnası gereken eşıtii-
ği bozan bir etkendir."
Leasing dünyasından yenilikler!..
Yeni logomuz. .
Yeni acfresımız
Yenı
amblemımız .
Yenı telefon
numaramız
Degtsmeyen hızmet
anlayısımız ..
Yenı
faks numaramız.
S ü r e k l ı a r t a n v e b ü y ü y e n m ü s t e r ı p o r t f ö y ü m ü z e , d ö r d ü n c ü y ı l ı m ı z d a d a h a ı y ı d a h a k a l ı t e l ı
h ı z m e t s u n m a k ı c ı n y e n ı y e r ı m ı z e t a s ı n d ı k I s t e y e n ı a d r e s ı m ı z t e l e f o n u m u z v e f a k s ı m ı z
Büyükdere Caddesı No- 120/A Esentepe 80280 İstanbul. Telefon: (0212) 213 37 47, Faks: (0212) 213 37 97.
Şırketımız kuruldugu günden berı hıc degıstırmedıgı uluslararası düzeyde kalıtelı 4 ^ ^ - V â k l f
ve modern hızmet anlayısınıyeni merkezınde de tüm hızıyla artırarak sürdurecektır ^^r
Gerçekten de, halkın oy-
lan'ıle gorev yapmak. tum
toplumun çıkarlan ıle ılgılı
yasalan yapmak ıçın halk-
tan vekalet alan kışılenn
topluma omek olacak nıte-
lıklenn tumunu kışılığınde
taşıması gerekır Durust ve
ıyı ahlaklı olmak, kendısını
seçmış olanlann daha mut-
lu bır > aşama kavuşmalan-
nı sağlamaya y onelık olarak
ozven ıle çal'ışmak, hıçbır
etkı ve baskı altında kışılı-
ğınden ödün vermemek ş.ı-
yaset adamında bulunması
gereken nıtelıklerdcndır
Kendısını seçmış ve ve-
kâlet vermış olan topluma
karşı, sahıplendığı paranın
ya da maharlığının hesabı-
nı v eremeyenler, ulke dışına
servet transfer edenler, ver-
gı kaçıranlar, mafya ışbır-
lıkçılen. devletın parasını
ve malını kotuye kullanan-
lar, nufuzunu kotüye kulla-
nanlar bu ulkeyı temsıl etrne
güç ve yeteneğıne sahıp de-
ğıldırler Çağdaş anlamda,
demokrasının varlığından
soz edebılmek ıçın vazge-
çılmez koşul, ulusu temsıl
ıddıasında olanlann ıyı ah-
lak, yanı erdem sahıbı ol-
malandır Genel tanımı ıle
ahlak, aklın onderlığmde.
ıyı ve doğru olana yonelme.
duşuncelennı dırençlı bır
kararlılıkla hıçbır etkı altın-
da kalmadan yaşama geci-
rebimeyeteneğıdır Toplu-
mun ıyılığını ve çıkannı,
kendı kışısel ıyılığı ve çıka-
nndan ustun görmektır Et-
kınlığını büyük bır özven
ıçınde, yasadışı hıçbır çıkar
beklemeksızın sûrdurmek-
tır Bugun ulkemızde, bu nı-
telıklen taşıyan az sayıdakı
sıyasetçı dışında, pek çok
yetışmış, guçlu, nıtelıklı, kı-
şılıklı insanlarvardır Buni-
tefiklı kışılenn sıyasete anl-
malannın tek engeh Siyasal
PartilerYasası'nın bugunku
çarpıklığa olanak veren
maddelendir.'Yapılması zo-
runlu değışıklıkkrle, sıya-
sal partılenn her kademe-
sınde gorev almak ıçın, de-
mokratık uygulama koşulu
getınldığınde. yanı partı ku-
rullan ıle delegelıkler ve
ozellıkle genel başkan ve
genel yönetım kurullannın
seçımının vapıldığı kurul-
taylar ıçın, partmın tum
yurtta kayıtlı üyelen vapıla-
cak seçımlere İcatılmalı, bu-
gunku halı ıle delege ağah-
ğı'na kesınhkle son venl-
melı Mılletvekılı adaylığı
ıçın merkez tarafindan ata-
ma da kesınhkle kaldınlma-
lı, her ıl o ıl ıçınde partıve
kayıtlı tum uyeler arasında
yapılacak, yargı gozetımın-
dekı seçımle aynen genel
seçımde olduğu gıbı oyla-
ma vapılarak adaylar sap-
tanmalı genel başkanın bu
s>eçıme veto hakkı bulun-
mamalıdır
Partılenn denetımı çok
daha sıkı ve cıddı bır şekıl-
deyapılmalı Partılenn yur-
tıçınden v e dışından aldıkla-
n bagışlar bellı olçulen aş-
tığında partılerde mılıtan
vetıştınlmesı vasadışı
kamplar kurulması sılah-
lanma gıbı eylemler sıkı de-
netım altına alınmalı, ana-
yasa dışı gencı ve rejım
aleyhtan etkınlıkler ıçın
yalnız başsavcılığın değiL,
tum vatandaşlann yargıya
başvunı haklan tanınmab-
dır. Mılletvekılı transferlen
kesınlıkle onlenmelı, bırdo-
nem ıçınde partısınden ay-
nlan mılletvekılının, o do-
nem ıçınde ancak bağımsız
.gorev yapabıleceğı, başka
bır partı uvesı olamayacağı
hukme bağlanmalıdır
Oteyandan ii
ğiain bır kazanç kapısı ola-
rak özendirUmesine son ve-
rilmcli; milknekili ay hklan,
en yuksek deviet memuru
ayuğının üstünde olmaya-
cak şekılde kesın yasa hük-
mü gedrilmelidir.
Partı genel başkanlığı en
çok ûst üste ıkı dönem ola-
rak ongörulmeh, omur bo-
yu başkanlık. sıstemı deje-
nere ettığı ıçın, yasa ıle ön-
lenmelı. partı ıçı dıktatory a-
ya fırsat venlmemelıdır
Dunvanm hiçbir gerçek de-
mokrat ulkesınde omur bo-
yu partı başkanhğı ve onun
güdumunde, sureklı muha-
lefette kalan bır parb genel
başkanı gonılmenuşür.
Bu gıbı önlemler y asalaş-
tınldığı takdırde, gerçekten
ulusuna yararlı olabılecek
özven sahıbı kışıler partı
kadrolanna katılarak ahlak-
sal sorun kendılığınden çö-
zulecek. partı ıçın demok-
rasının ışlemeye başladığı
gorulecektır Partı başkan
ve yönetıcılennın değışıcı
nıtelık kazanması, partıle-
nn bır duşunce etrafında da-
ha kalıcı kışılık kazanması-
nı sağlayacak, partıler ku-
rumlaşabılecektır O za-
man, bırbınrun benzen go-
ruştekı partılenn de bırleş-
tıği, partı enflasyonunun or-
tadan kalktığı bır ortam ya-
ratılabılecektır
Ulusal egemenlığın çar-
pıtılmasını onleyecek on-
lemlerden en onemlısı ola-
rak da, para ve saır çıkar da-
ğıtarak oy toplamaya kal-
kışmamn yanı sıra, seçım sı-
rasında. oy vermek ıçın bu
çıkan kabullenecek seçme-
ne ve adaylara ceza yaptın-
mı uygulanmalı, seçırrun bır
yurttaşlık gorevı olduğu,
seçmenlenn ve adaylann bı-
lıncıne verleştınlmelıdır
Eğer Turkıye'de. anaya-
sanın emrettığı gıbı butun
kurum ve kurallan ıle de-
mokratık sistem v aşatılmak
ıstenıyorsa bunun altyapı-
sını oluşturan yukanda
özetledığımız vazgeçılmez-
lenn yasalaştınlması gere-
kır 'kncak bu noktada akla
gelen soru şudur Butun bu
yasalan kım çıkaracak
9
Partılenn başına, gıtmemek
uzere çöreklenmış lıderler
mı9
Onlann değışmez kad-
rolan mı9
Meclıs'te lıder
buyruğunda smmış olan
mılletvekıllen mı9
Sıvıl
toplum orgutlennın, bugun
kılıtlenmış demokrasimizi
duze çıkarabflmek için.
cesur ve vicdan sahıbı on beş
milletvekılını gazete ılanlan
ile aradıklan bu ulkede, as-
hnda çok basıt gorunen bu
değışımlen kım yapacak
9
PENCERE
1 Mayıs Nasıl
Yaşanacak?..
1 Mayıs'ın bayramlaşması "8 saatlık ış gunu"
kavgasından kokenlenır 19'uncu yuzyılın yabanıl
kapıtalızmınde ışçının adı var, sanı yoktu Emekçı
mı' Vur belıne, tepe tepe kullan1
Zamanın sos-
yalıstı bar bar bağırıyordu
- Dünya emekçılen bırleşıni Zıncırlennızden
gayn yıtıreceğınız neyınız var9
20'ncı yuzyılda ışçı eylemlen hızlandı, 2'ncı Dun-
ya Savaşı'ndan sonra duzenlenen anayasalara bır
kavram yazıldı
"Sosyal devlet' "
1 Mayıs Emek Bayramı, gerçekten butun dunya-
da bayramlaşıyor muydu?
Yeryuzunde toplumlar bır zamanda ayn zaman-
ları yaşariar, Batı'da 1 Mayıslar bayramdı, Turkı-
ye'de ıse kanlı gunlere donuşuyordu
•
Insanlığın temel kuralı değışımdır
19'uncu yuzyıl kapıtalızmı 20'ncı yuzyılda nıtelık
değıştırdı 21'ıncı yuzyılın eşığındekı kapıtalızmın
egemenlen "Yenı Dunya Duzen/"nden soz açıyor-
lar
Nedır o?
Sermaye egemenlen "Sosyal devlet öldü" dı-
yorlar ve eklıyorlar
"Kol ışçısı tanhe gomulecek, yenne bılgısayariı
uretımın robotlan geçecek1
Dunya tekpazara do-
nüşecek' Sermaye ozgûr olacak, gehşmemışle-
nn ışçısı ulusal sınırlar ıçıne hapsedılecek Tek öl-
çu serbest pıyasadır artık1
Açık pazar yasasında
her koyun kendı bacağından asılacak1
Neolıbe-
ral ekonomıde emekçı kıtlelenn sosyal güvence-
lennı sırtında taşıyanlar, uluslararası rekabetın ezı-
cı ağıriığı altında yanşı yıtırecekler "
Avrupa'nın sosyal devletlen, Atlantık ve Pasrfik
kapıtalızmlerı ortasında ıkı arada bır derede kaldı-
lar, sosyal guvence duzenını sırtlarından atmak ıs-
tedıkçe, ışçıler eylemlere başlıyorlar Dunya kapı-
talızmı soylendığı gıbı patron-robot çelışkısızlığın-
de ışçıyı yok sayarak rahat edemıyor
Tersıne 'Yenı Dunya Duzenı'nde emek-sermaye
çelışkısı gozardı edıldıkçe ve yok sayıldıkça, kav-
ga etnık, dınsel, mezhepsel savaşlara donuşuyor;
dunya egemenlennın ekmeğıne tereyağı suruluyor
Turkıye de bu tuzağın ıçıne çekıldı
•
Değışen dunyada 1 Mayıs'ın yenı bıranlamı var
Sosyalıstler ne dıyorlardı
- Emekçıler bıheşınız
1
Emekçıler bırleşemedı
Sermayecıler bırleştı
Yeryuzunde emek bağımlı, ulusal sınıriarla kayıt-
lı' Sermaye alabıldığıne serbest
1
Kapıtalızmın do-
ruklarında 200 şırketın dunya ekonomısıne ege-
men olduğu bılınmeyen bır sır degıl' Bır tuşa do-
kunmakla ulkeden ulkeye sermaye aktanmı olana-
ğını teknolojık devrım yarattı Buna karşın Turkı-
ye'dealınterı erlen koşeye sıkıştılar, ozelleştırme ış-
sızlığı arttırıyor, sendıkalı sayısını azaltıyor, "sosyal
devlete paydos" sıyasetı uygulanıyor
1997'de 1 Mayıs her zamankınden daha değışık,
onemlı, anlamlı
Ancak ulkenın emekçı stnrfı; dıncı, mezhepçı ve
etnık saldırılann ağır'baskısı altında 1 Mayıs'ı kut-
lamakta engellenıyor, "zorlanıyor
' • ' '
1997'de, Emekçıler Bayramı, evrensel boyutlan
ıçınde yerel davasını dıle getırebılecek mı?..
Alınterı mı one çıkacak
9
Sendıkalı mı sesını duyuracak?.
Yoksa marjınal, teronst, şoven kuçuk orgutlenn
gurultusunde 1 Mayıs'ın evrensel anlamı gume mı
gıdecek?
Işçı davasına ve sendıkasına sahıp çıkarsa, Turk-
IşıleDlSKkararlıdavranırlarsa, 1 Mayıs, şanınaya-
kışır bıçımde kutlanabılır
Prof. Dr. TARIK ZAFER TUNAYA
ANISINA
ÇARŞAMBA TOPLANTILARI
TÜRKİYE'NİN İÇ POLİTİKASINDA
SICAK CÜNLER
Sunuş : NURSEL SAĞIROĞLL
(tst Unrv Sıyasal Bılgıler Fak. Arş Gör)
Konuşmacı:Prof. BAHRI SAVCI
Tanh 30 Nısan 1997 Çarşamba
Saat . 17.30-19.00
\ er TARIK ZAFER TU>\AYA KÜLTÜR MERKEZİ
(Eskı Bevoğlu Evlendırme Daıresı - Tunel)
ERDEK ASÜYE HUKUK MAHKEMESİ
Sa>ı 1997/46
Davacılar Turkıye Halk Bankası Erdek şubesı ve Hamıt
Unal vekıllen tarafindan mahkememıze açılan senet ıptalı
davasının vapılan açık duruşması sırasında Dava konusu
olan 7 1 199"? v adelı fOO 000 000 - TL (yuz mılyon lıra) be-
dellı 251702 numaralı olan ve borçlusunun Hamıt Gayret-
lı, alacaklısınm Hamıt Unal olan senedın kaybolduğundan
bahısle mahkememıze ışbu senedın ıptalı ıle ılgılı olarak da-
va açılmışolupvukarıdaborçlusu alacaklısı mıktanveva-
de tarıhı yazılı bulunan senet ıle ılgılı olarak mahkememı-
ze açılan ışbu davaya ıtırazlan olanlann ılan tanhınden ıtı-
baren üç avlık ılan suresı ıçensınde mahkememızm 1997 46
esas ^ayılı dosyasına başvurmalan ılan olunur 14 3 1997
Basm 12092
KADIRLISULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1995 367
Davacı Duran Kose tarafindan davahlar Osman Kekıllı
ve arkadaşlan alevhıne Kadırlı Bağ mahallesı 261 ada 25
parsel savılı taşınmazın taksım ve>a ızaleı şuyu yoluyla sa
tışına karar venlmesı Ktenmış olmakla Davalılardan Hıl-
mı Atasever e ılan voluvla dava dılekçesırun teblığıne ka-
rar venlmış olup, adı geçenın tum aramalara rağmen bulu-
namadığı, adresı de tespıt edılemedığınden davetıye tebhğ
edılememıştır Hılmı Atasever'ın duruşma gûnu olan
28 5 1997 gunü saat 09 00'da bızzat mahkemede hazır bu-
lunması veya kendısını vekılle temsıl ettırmesı aksı halde
dav amn gı\ abında VTirutuleceğı teblıgat yenne kaım olmak
uzere ılan olunur 9 4 1997 Basın 16784
FATİH 4. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1996 647
Mahkememızden venlen 1 4 1997 tanh ve 1996/647
Esas 1997 313 sayılı karar ıle İstanbul Kadıköy Acıba-
dem C 001 12, sayfa 82 923 te nufiısa kayıtlı Mahmut
ve Gulsem'den dogma Vahap Coşkun'a Ahmet Coşkun
vasi tayın edılmıştır Ilan olunur 1 4 1997 Basın 17614