Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 NİSAN 1997 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Çıkarcı, Ödüncü Siyasa Esnafi...
AVNİ KANDEMİR Emekh Hava Tuğgenerah
S
ağduyu sahıbı ınsanlar sez-
gılennı bulgulannı, kuş-
kulannı ve korkulannı so-
ru ışaretlennın aralanna
serpıştırerek •'Turkıvene-
re\e gidiyor?". "Tıirkije
bir İran mı olacak?", "Turldye Cezayir
olur mu?", "Acaba darbe mi gelijor?"
dı>e yuz yüze gelmek ıstemedıklen
olasılıklan art arda siralıyorlar ve süre-
ğenleşmekte olan bır guvensızlık orta-
mında bunaldıklannı dışa vuruyorlar
Temelde suregıden guvensızlığın ve
bunalimlann yaratıcısı gıbı gorulen
'Refah iktidarTnın varlığı bır neden
değil; yanm >r
uz>ıldan ben surdurulen
densızlıklenn olçüsuzlüklenn \e so-
rumsuzlukJann "doğal sonucu'dur
Amenka ıc savaşından sonra heybe-
lennı sırtlayıp, macera aramak ıçın ye-
nık Guneve uşuşen Kuzevlı polıtıkacı-
laraCarpet-Baggers(He\beliler)adı ta-
kılmışti ABD'nın sıyasal yaşamında
sorumsuz da\Tanışlanyla toplumu hu-
zursuz eden polıtıkacılar ıçın gunumuz-
de de kullanılan 'hejbeli' yakıştırması
ağır bır eleştın nıtelığı taşır
Çok partılı >aşama geçıldıkten son-
ra, Turkıye'de de heybetiler benzen po-
lıtıkacılar kahvelen, mahallelen, kasa-
balan ve gıderek şehırlen, sıyaset mey-
danlannı, sonunda da televızyon ekran-
lannı ışgal ettıler Ne >azık kj, duzeylı
polıtıkacılar ulkede durustluğe dava-
nan bır sıyaset geleneğını yerieştıreme-
dıler. ama kasaba politikacılan çarpık
sıyasal yapılanmaya damgalannı vura-
rak. çirkin yontemlerin \e kotu alışkan-
hkların varatıcılan oldular
Sıyasal >aşamımızdadeğerölçulen-
nın altust olmasında, dın bezırganlığı-
nınkurumlaştınlmasında Atatûrkduş-
manlığının koruklemesınde, devnmle-
nn kemınlmesınde, de\ nm vasalannın
çığnenmesınde Anadolu ınsanının
kamplara aynlmasında, de\ letın butun
kurum ve kuruluşlannın yozlaştınlma-
sında bu tıp sorumsuz polıtıkacılann
bağışlanamaz katkılan vardır
Bır toplumu parçalamak, bır devletı
etkısız kjlmak, bır ulkev ı uçurumun kı-
yısına getırmek ıçın daha fazlasına da
gerekjoktu
Açıkça belırtmek gerekır kı gunu-
muzun en duyarlı ve en onemlı sorunu
olan dinselsomuruvedavaüyapılannia-
nın temeline Uk harcı Demokrat Parti
kovmuştur. Turkçe ezandan Arapça
ezana donuşle başlayan odunler sureci,
günumuzde atüan şenat çığlıklanyla
surmektedir.
Aslında Turfcçe ezan. Turkçe tapın-
manın ilk adımı olarak algılanmalı \e
sonrasuıda halkın kendi diliyle tapın-
masına olanak sağlayacak bır ortam ya-
raülmaJıvdı. Dunya uluslannın tama-
mına yakını ana dillenvle tapınırken,
Anadolu halkının anlamadığı bırdilde,
anlamını bılmedığı ayetlen ezberieme-
ye çaltşması, onun alınvazısı otmama-
lıydL Bın yıldan ben Kuran'ı ezberle-
meyeçalışanbu ınsanlar Kuran'ınıçe-
nğını bın yıl oncesınden daha fazla an-
lamış değıldır Hıç kuşku yok kı mıl-
yonlarca ınsan kendı dılıyle tapınmayı
oncelıkle yeğleyecektır Ama Turkçe
tapınmanın artık sozûnun bıle edılme-
dığı bır ortamda, oluşturulan yenı dın-
sel tabular nedenıyle sessız kalmakta-
dır Bu ve benzen nedenlerle, geçmış-
te Turkçe tapınma>ı savunmuş Zi>a
Gökalp'ler. Mahmut Esat Bozkurt'lar
artık anımsanmaz olmuş, ezanı Turkçe
okutmuş olan Yuce Ataturk'e de ıhanet
edılmıştır
Butun bunlardan sonra, Türk toplu-
mu vıne her tur dınsel sömüruye açık
kalmıştır Zaten ıstenen de bu değıl mı-
dır1
?
MGK kararlanndan sonra gundem-
de yer bulabılen sekız yıllık kesmtısız
temel eğıtım konusu, oncelıkle çağımı-
zın ısteklen, Turkıve'nın gereksınımle-
n, devletın olanaklan \e genel koşullar
gozonune alınarak, teknık boyutlanyla
ırdelenmesı gereken onemlı bır eğıtım
sorunudur Ama başta RP ye bunun her
kuytuya kök salmış uzantılan ıle, dın
somurusunu kurumlaştırmış olan poli-
tika esnafi, hıç zaman > ıtırmeden konu-
yu sulandırmaya. çarpıtmaya ve yoz-
laştırmava kovulmuslardır Mılyonlar-
ca oğrencıyı, öğretmenı ve dev letın bır-
çok kurum ve kuruluşunu doğrudan ıl-
gılendıren bu denlı kapsamlı bır proje-
nın ya da tasannın oncelıkle tartışma-
va açılacak bolumu 'seçmeli dersler'
olamaz ve olmamalıdır Hattabukonu
gündeme bıle getınlmemelıdır Kuruluş
amaçlan (adı ustunde) ımam ve hatıp
(camıde hutbe okuyan) yetıştırmek
olan ımam-hatıp okullan. zaten gerek-
sınımın sekız-on katı fazlasıyla açılmış,
bu nedenle Eğrtun Birhği Vasası delık
deşıkedılmı^ve laiklik ilkesı de tartışı-
lır olmaktan da ote, açıkça çıgnenır ol-
muştur
Bu gerçekler ortadayken, mılyonlar-
ca oğrencıyı banndıran obür okullara
seçmeli dersler çarpıtmasını getırerek,
yakın gelecekte sayısız okulu ımam-
hatıpleştırmenın bedelı hıç kımsenın
taşıyamayacağı kadar ağır olur Okul-
lara dın derslennın konulması da bo>-
le başlamıştı 1949"da CHP, ana-baba-
lann ısteklenne bağlı olarak, devlet
okullanna seçmeli dın dersı ko>muş,
demokrat partı ıktıdan da, bütun okul-
larda bunu zorunlu kılmıştı
Tarihten ders alınsav dı, olavlaryine-
lenmezdi" sozu, herhalde Turkıye ıçın
soylenmışolmalı' Tanhımızde bu söy-
lemı doğrulayan say ısız omekler vardır
II. Mahmut, aydınlanma surecınde
uzun bır >ol almış ve teknolojıde büyuk
gelışmeler sağlamış bır Avrupa karsı-
sında Osmanlı dev letının ayakta kala-
bılmesı ıçın, Batılılaş.manın kaçınılmaz
olduğuna ınanmıştı Batılılaşmanın yo-
lu da eğıtımden geçınyordu Ama Os-
manirnın geleneksel Islamı eğıtımdu-
zenıyledehıçbıryerevanlamazdı An-
cak II Mahmut, amcası m. Setim'ın
yenıleşme çalışmalannın bedelını yaşa-
mıyla odedığı olaylara da tanık olduğu
ıçın, Islamı eğıtım duzenını ortadan
kaldırmaya gucunun yetmeyeceğını
kestırebılıyordu Bu nedenle eskı okul-
lara dokunmadan, dınsel etkılerden ve
dınsel ıçenkten olabıldığınce anndınl-
mışyenıokullaraçtırdı Buokullannen
onemlı ozellıklen devletın değışık ku-
rum ve kuruluşlannda gorev almayı ta-
sarlayanlar ıçın, olası hızrnet alanlan-
nın bılgı gereksınımlennı karşılavabı-
lecek ders programlannın uv gulanma-
sı ve dın derslenne >er venlmemış ol-
masıydı
Laık bır eğıtım düzenının ılk ornek-
len say ılabılecek olan buokullann, Ba-
tılılaşma surecıne akla, bılıme dayanan
eğıtıme katkılan asla küçumsenemez
19 yuzyılmıkmcı>ansında devletı yo-
netenlenn ve Abdulhamit despotızmı-
ne karşı çıkanlann büyuk çoğunluğu da
bu okullardan yetışmıştı
Ne var kı ulema ve tutucu çevrelerin
destekledığı Islamı eğıtım duzenıyle
yenılık taraftannın yaygınlaştırmaya
çalıştığı laik eğitim duzeni felsefelen,
amaçlan, ders programlan v e genel ya-
pılanyla ayn dunyalara seslenıyorlardı
Bu nedenle de, Osmanlı'da >r
uz yıl su-
ren bır "eğitim ikiligi" çatışması yaşan-
mıştı
Bu ıkılık, 3 Mart 1924 tanhlı Tev hıd-
ı Tednsat Yasası ıle gıdenlmış olması-
na karşın, 1990'lann Cumhunyet Tur-
kıyesı'nde, laık eğıtım duzenını II
Mahmut oncesı Islamı eğıtım dûzenı-
ne donuştürme çabalannı da gormez-
den gelınemez
Dınsel tabulann var olduğu bır top-
lumda, kendılen de bu tabulann doku-
nulmazlık zırhına burunerek yasalar
usru bır konuma gelen Osmanlı ulema-
sı, dınsel kurallarla bağdaşmaz gordük-
len eğıtım kurumlanna ve butun yenı-
lıklere karşı çıkıyorlardı
Ama Kınm Savaşı'ndan sonra laık
eğıtım düzenının onculüğunü ustlenen
asken okuliar ıle ÂH ve Fuat paşalar.
ulema sınıfının karşı koymalannı aşa-
rak, laık eğıtım düzenının temellennı
sağlam kayalarla berkıttıler
Yıne aynı donemde, Âlı ve Fuat pa-
şalar tarafından davet edılen Fransa
Mıllı Eğıtım Bakanı Jean Vlctor Du-
ruy un hazırladığı raporda yer alan ye-
nılık onenlen, geleceğe yonelık eğıtım
planvebaşanlannadayansıtıldılar Bu
rapor, 1869 tanhlı Maanf-ı Umumıye
Nızamnamesrnın de temel dayanağı
olmu^tu
1870'lerden 1910'lara kadar, \bdul-
hamıt despotızmı, parasal sorunlar, ıç
ve dış kanşıklıklar eğıtım alanındakı
atılımlann hızını kesmekle beraber, yo-
nunu değıştıremedı Derken. bıtmeyen
savaşlar dönemı başladı
On yıl savaştan sonra, Mustafa Ke-
mal, vakılmış, yıkılmış vıran olmuş
topraklann uzennde en buyuk yapıtı
olan Turkıye Cumhunyetrnı kurunca,
butun yokluklara karşın, Tevhıd-ı Ted-
nsat Yasası'yla beraber 'Eğitim Sefer-
berliği'nı de başlatrı Bundan sonrakı
çeyrekyûzyıldabasanlanlaı btrdevnm
tanhının unutulmaması gereken yapıt-
landır Eğer bu buyuk atılımlar, Koy
Enstıtulennın kapatılmalanna neden
oluşturan çalışmalarla golgelenmese> -
dı, çok daha anlamlı ve kapsamlı sonuç-
lar vereceklerdı
Bu dönem, dını güncel polıtıkanın en
çok kullanılan aracı durumuna getıre-
rek, dınsel sömurüyu kurumlastıranla-
nn. halkı dınsel ınançlanna, sıyasal eğı-
lımlenne ve etnık kokenlenne gore ay-
nştıranlann, 'küçühnesi gerekir' dıye,
devletı bılerek yozlaştıranlann, devlet
yonetımıyle uzaktan- yakından ılgılen
ve bu konularda bılgılen olmadan, dev -
letın başına konanlann, kışısel çıkar ve
tutkulannın tutsağı olarak, ulkeyı çık-
maza surukleyenlenn, devletı soyarak,
saygınlık kazananlann, cınayetler ışle-
yerek, kahraman olanlann, Meclıs'ı tı-
kayarak, saygınlığına golge duşurenle-
nn ve nıhayet, Ataturk ve devnm duş-
manlığını kendılenne bayrak edınenle-
nn kol gezdığı ve sıradan vatandaşın
da umutsuzca boğuştuğu bır donemdır
Butün bunlara karşın Turkıye hâlâ
bır İran olamadı ya da Turkıye henuz
Cezayırleşemedı ıse bu olguda devle-
tı yönetmesı gereken seçılmışlenn hıç,
ama hıçbır olumlu katkılan yoktur Bu
sonuçsadece Ataturk'unbüyukluğunu
ve ulkede attığı temellenn sağlamlığı-
nı bır kez daha kanıtlar
ARADABIR
HULLSİ METİN
Istanbul Barosu Avukatlarından
Demokrasi ve Risk
Üzerine...
Halkın kendı kendısını yonetmesıne "demok-
rasi" dıyorlar Halk ve demokrasi ılışkısı uzerıne
yığınla kuram ve tanım var Ummet, ulus, cema-
at, cemıyet-dernek dıyorlar "Demokrasi ıstemı-
yoruz" dıyenı duymadım Herkesın demokrasi
ıstedığınde kuşku yok, sorun, demokrasi tanımı-
nın çarpıtılıyor olmasında sanırım
Ozgurluk, her alanda ve sınırsız mı? Gıderek
bıreyı one çıkaran, bırey merkezlı toplu yaşam-
da, bırey ve toplum arasındakı ılışkı ve denge
Kul ya da bırey Duşunce ozgurtuğu m u
9
Kım en-
gel olabılır duşunmeye Sorun, duşuncenın dı-
şa vurumunda Dışavurumozgurluğu Yazarak,
çızerek, her yol ve yontemle yanı Yalnızca açık-
lamak, fakat dayatmadan "Işte Cennet ışte Ce-
hennem" demekle sınırlı "Duşunceme göre ış-
te doğru, ışte yanlış" demekle Ve o kadar Ve
"Devlet" Uzerınde kuramlar uretılmış, tanımlar
yapılmış bır başka kavram Demokrasi gıbı, halk
gıbı, ozgurluk gıbı
Neden demokrasıye âşık oluyordu bu ınsan-
lar Aşkın tanımında bıle anlaşamazken Neden
demokrasıye âşık olduklan "soylenıyor" ya da
"varsayılıyordu" Herbın kendı aşk ve demok-
rasi anlayışında, fakat hepsı de "demokrasıye
âşık" olduğu kabul edılen bırtoplumda, "sorun"
neydı pekı
Yere attığı asasının yılana donuştuğu Musa'ya
ısteyen ınanır ısteyen ınanmazdı Ay'ın bolundu-
ğune ve Hıra Dağı'nın Ay'ın ıkı parçası arasında
kaldığına da Isa'nın, Ahmet adındakı elçının
geleceğını muştulamış olmasına da Inancında
ozgurdu ınsan ınancının toplumsal boyutta mut-
lak doğru ve kamuya egemen olması gerektığı
savında olmadıkça
Kımılerı çağdaş demokrasının, goze alınması
gereken bır "rısk" olduğu goruşunde ımış Ken-
dısının yok olması nskını de goze alarak neredey-
se "sonu başından bellı her gırışım", demokra-
sının gereğı olarak ozgur olabılmelıymış.
Demokrasi anlayış ve uygulanışının sınırlarını
genışletmek bır balonu asla patlatmadan, pat-
lamamasına ozen gostercrek şışırmek, daha çok
şışırmek gıbı ıse sorun yok, dıkkatlı, çok dıkkat-
lı olmak yeter Yok eğer, balonun patlayacağını
bıle bıle, dahası patlatmak ıçın açık seçık, yakın
ve somut yok edıcı gınşımlerde bulunuluyorsa yı-
ne de bu rıskı goze almak, çağdaş demokrası-
nın ve demokrat olmanın gereğı mı sayılacaktır?
Ya da şoyle sorayım, demokrasi, her gun yapı-
lan ve "kendı varlığına" yonelık bır halkoylama-
sı mı olmak zorundadır'? Çağdaş denılen demok-
rasi bunu mu ıstıyor gerçekten'?
Doğrudan kaynağı ıle dının, kamusal buyruk ve
dayatmalarıyla kamusal duzene karış(a)maması
gerekır Dının, "ınanç ve tapınmanın" bızzat bı-
reyın kendısince "bıreysellıkle" sınırlandınlabıle-
ceğını kabul etmesı gerekır Dının, "tekveyeryu-
zune egemen olmak' gıbı bır savı taşımaması
gerekır Gerekır kı, yurttaşlık bılıncıne erışmış bır
toplumda, "çatışma ve uzlaşma" rejımı olan de-
mokrasi serpılebılsın
Demokrasi, ıçerığının zengınleştırılmesıne yo-
nelık, ozgurce dışa vurulabılen, her duşuncenın
filızlenebıleceğı en uygun bır yonetım bıçımıdır.
Ve demokrasının (doğası gereğı gerekçesıyle)
her tur rıskı goze alması, ancak, "dunya ışlennı
duzenlemek" savından sıyrılmış bır dın karşısın-
da ıstenebılır
"Şenat dınle aynı değıldır" doğru, çunku dının
ıçındedır
Rısk almak, "bıle bıle lades" değıldır
Temel Eğitimde Güney Kore Örneği
Prof. Dr. ALİ RIZA BALAMAN
Ogretım Uyesı Seul
G
unümüzde Temel Eğıtımın su-
resi ve bu sureye bağlı olarak
olumlu yonde değışmesı umut
edılen niteliği tartışma konu-
suyken bır de G Kore orneğı-
ne goz atmak yararlı olur kanı-
sindavız Daha yırmı yıl once Gaynsafı Ulusal
Gelır'ın kışı başına duşen mıktan 150 ABD
dolan> ken bugun, on bın dolann uzenne çıkan
ve kendısınden Asya Kaplanı dıye soz ettıren
G Kore'nın ekonomık ve toplumsal kalkmma-
sında gereklı ve yeteneklı ınsan gucunu yetış-
tıren eğıtımın etkınlığı kuşkusuz yadsınamaz
"Her G. Kore vatandaşının yeteneği oranın-
da eşit eğitim olanaklanndan vararlanma hak
veyetkisi vardır
r
dıyen G Kore Anayasası'na
dayalı Eğıtım Yasası. Eğıtım Bakanlığı aracıh-
ğıyla yurutulur Bu yasaya gore bır ya da ıkı yıl-
lık zorunlu olmayan okul oncesı eğıtımın ûze-
nne kunılu Temel Eğıtım altı yıldır ve de zo-
runludur 6-12 yaşlan arasını kapsayan Temel
Eğıtım'de, her ders suresı 40 daıka olmak uze-
re cumartesı günlen de dahıl 34 haftalık oğre-
nım yılı bovunca bınncı sınıflar 70 ders saatı
okula uyum ızlencesı dahıl 790 ıkıncı sınıflar
850 uçuncu sınıflar952 dorduncü sınıflar986
beşıncı ve altıncı sınıflar 1 054 erders saatı oğ-
renım gorurler tlkokullara katılım cıns farkı
gozetılmeksızın >oızde 99 oranındadır
Lç ana kumede, Sıkıduzen (disiplin: torel
Hankuk Yabancı Araştırmalar Unıversıtesı
alışkanlıklar ve kûltur) Bflgi Edinme (anadıl,
matematık ve toplumbılım), Hoş Zaman (mu-
zık, guzel sanatlar ve beden eğıtımı) yoğunla-
şan konular, Eğıtım Yasasf nın 94 maddesın-
de behrtılen amaca ulaşmayı hedefler 1) Gun-
lük yaşamda gereklı olan anadılı doğru kullan-
ma ve guzel konuşma becenlennı oğretmek, 2)
Ulusal, kume ve bıreysel duzeydekı ılışkılerde
gorev anlayışı ve ışbırhğı becenlennı gelıştır-
mek, 3) Doğa olaylannı akla uygun bıçımde
gozleme, kavrama ve çözumler getırme bece-
nlennı kazandınnak, 4) Ozgür yaşam ıçın ge-
rek gunluk etkınlıklerde gerekse gelecektekı
uğraşlarda ustaca kullanmak uzere gereklı ye-
terlıklen yuklemek. 5) Gunluk yaşamda karşı-
laşılan çok sayıdakı ılışkılerı an 1ama ve gerek-
lı çozum yollannı bulma araçlannı sağlamak ve
arttırmak, 6) Muzık, guzel sanatlar u> gulama-
lı sanatlar ve edebıyat konulanndan hoşlanma
alışkanlıklannı başlatmak, 7) Sağlıklı yaşama
alışkanlıklannı kazandınnak
45 mılyon nufuslu G Kore'de Temel Eğıtım,
6 122 ılkokulda 114 290 derslıkte. 4 560 128
oğrencıjle, lıseye dayalı dort >ıllık eğıtım fa-
kültelennden mezun 138 880 ılkokul oğret-
menlenyle gerçekleştınlır Derslıklerde heroğ-
retmene ortalama 30-35 ogrencı duşer ve bu sa-
yının çokluğu, oğrencıye kûmeye uyum sağla-
ma olanağı sağlaması açısından şıkâyet konu-
su edılmez Temel eğitimde kulturleme surecı-
ne buyuk katkısı olan, gözardı edılmemesı ge-
reken bır başka temel oğe de, devlet desteklı oğ-
len yemeklennı oğrencılenn oğretmenlenvle
bırlıkte küme ıçınde okulda yemelendır
Her ılkokul oğrencısı ıçın devletın yatınmı
1 966 ABD Dolan olan G Kore'de her mahal-
lede bır mılyoner (') değıl, ama her mahallede
bır ılkokul oğretmenı, o mahalleye daha çok
saygınlık kazandınr ve bır ılkokul oğretmenı,
bır unıversıte hocasından daha az ucret almaz
Doğaldır kı, böylesı saygınlığı olan bır ülke
eğıtımı, amacından saptınlmadığı surede, ne
aşıret reısıne ne ış takıpçısıne ne de dın bezır-
gânlanna Meclıs'te yer sağlar
Görulduğü gıbı tum eğıtım ızlencesı ıçınde
dın eğıtımı, bızdekı uygulamanın "din kultu-
rii. ahlak oğretimi ilk ve ortaoğretim kurumla-
nnda oğretılen zorunlu dersler arasında yer
ahr_" ılkesının tam tersıne hıç mı hıç yer almaz
G Korelıler dını, bır amaç ya da araç olarak kul-
lanma yenne onubulunması gerektığı yere yer-
leştınr ve gunluk yaşamını dın kaygısız surdu-
rur, dın ya da dınlere karşı saygısını da yıtırmez
Oyle kı bır evde Budıst dede ve baba, Katolık
Hınstıyan ana, Protestan oğul, rastlantı Muslu-
man kız bulmak hıç de şaşırtıcı bır olay olmaz
Ancak Korelıler, dınsel ağırlıklı atalara aşkın
değerverme turunden geleneksel bayramlann-
da (Çu-Sık, Han Şik), hangı dın uyesı olurlarsa
olsunlar ödunsuz bır arava gelmeyı tavsatmaz,
bırbırlenne saygıda kusuretmez armağan alır,
armağan venr, mutluluk paylaşırlar Dansı bı-
zım başımıza
TARTIŞMA
Kütüphanelerimiz Üzerine
ütun
dunyada
olduğu gıbı
bızde de
onemlı
kutuphaneler
vardır Fakat, bunlann
durumunu ğormek
yaşantılannı duzgun
olarak yaşatabılmek
gerekır Son zamanlarda,
kutuphanelenmıze
gereken onemın
venlmedıeını
kütuphanelerden
yararlanan bır kışı olarak,
uzulerek goruyorum
Sozgelımı Istanbul'un en
onemlı ve zengın
kutuphanesı olan
Ba> azıd Dev let
Kutuphanesı'nde
kalonferler uç aydır
yanmamaktadır Orada
çalışanlar, elektnk sobası
yakarak ve uzerlenndekı
palto ya da mantolannı
çıkarmadan gorev
yapmaya çalışmaktadır
Kutuphaneden
yararlanmak ısteyenler ıse
venlen ızın gereğınce,
palto veya mantolan ıle
ıçenve gırmektedır
Yalnızca çantalar vestıyere
teslım edılmektedır
Çalışanlann bazılan ıse
hastalanmış olup rapor
almışlardır Boyle bır
kütuphane çalışma duzeni
zor gorulen bır durumdur
Geçende Genç Kalemler
dergısınde Ömer
Seyfettın'ın bır yazısını
elde etmek ıçın gıttım
Orada, aradığım sayının
olmadığı anlaşıldı
Görevlılerden bınnın
genel bır kataloğa bakması
sonucu, o sayının Atıf
Efendı Kutuphanesı'nde
oldugunu anladım Gıtmek
ıstedım Bırde
Suleymanıye
Kutuphanesf ne uğradım
Orada da bulunmadığı
anla^ıldı Atıf Efendı
Kutuphanesı'nın oraya
bağlı oldugunu, çalışan
gorev lı olmadığı ıçın şu
anda kapalı oldugunu
sov Iedıler Bu durum da
benı uzdu
Bılmem bu yakınmamı
okuyan bır yetkılı olur da
gereken ıhtımamı ve
yardımı gostenr de durum
duzelır mı9
Muzaffer Uyguner
ACI KAYBIMZ
Yargıtav Başsavcısı merhum Yusuf Nıhat Berker ıle merhume Zehha
Berker'ın oğullan, Margareta Hagelın Berker'ın sevgılı eşı, merhume
Zubeyde Berker'ın manevı yeğenı. Prof Dr Ratıp Berker'ın kardeşı,
Enıs Berker \e Zelıha Berker Jordarfın se\gılı babalan. Prof Dr Nıhat
Berker'ın kıymetlı amcası, Neıl Lundberg ve Katıe Lundberg'ın
buyukbabalan, Sehm Berker'ın buyukamcası
Yük. Müh.
ATA HÜSNÜ BERKER
11 Nısan 1997 gunu aramızdan aynlmıştır Allah rahmet eylesın
NİHAT BERKER
FATİH 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
199^ M)
Mahkemctnızden \enlen 3 4 199
7
tanh ve 1997 30-32" csas kararsayılı ılamı ıle Istanbul Fa-
tıh -Mık Mustatapaşa \1ah Lilt ()06 02savfa ^8 kutuk 1S4 denufusa ka>ıtlı Muammer \e Ce-
vahıroğlu ]966d lu Alı Hakan Demırbılek e a>nı >erde nufusa kayıtlı ablası Senıye Nıigun De-
mırbılek \ası tavın edılmıştır llan olunur 3 4 1997 Basın 17147
ILAN
J\PON HtTd^IETİ EĞİTLM BAKANLIĞrMN
(MONBUSHO) 1998 AR4ŞTIRiMA BLTISL^RI
Japon Hukumetı Eğıtım Bakanlığı nın (Monbusho) 1998 Araş-
tırma Bursu'nun ba^vurulan 25 Nısan 1997'de başlavacaktır Kon-
tenıan 12kışıdır
Başvuracak adaylarda aranacak temel şartlar:
• 1 Nısan 1998 tanhı ıtıbanvle 3^ va^ını aşmamış olmak
• Ünıversıte veya dengı okul mezunu olmak \eva 199^ eğıtım
yılı sonunda mezun olacak olmak
• Adavlann lngüızce ve\a Japonca dıllennden en az bınnı aşa-
ğıda belutılen duzeylerde bıldıklennı belgelemelen gerekmekte
dır (Belgenın 1995 \ e daha sonrakı vıllarda alınmış olması gerek-
lıdır)
TOFEL lnstıtutıonalTOFELsına\lanndan500 IELTSden5 5
KPDSden 85 puan veva Japonca Yeterlık Sınavı'nın 2 duzevın-
den veterlı puan almış olmak
Daha aynntılı bılgı ve başvuru formu a^ağıda behrtılen tanhle-
re kadar belutılen adreslerden temm edılebılır
ANKARA
Son ba^vunı tanhı 2"Hazıran 199
7
^en Japoma Buvukelçılığı
Re^ıt Galıp Cad 81
Gazıosmanpa^a
Tel (0312)4460500
İSTANBUL
Son başviiiu tanhı 25Hazıranl997
\en Japonva Başkonsolosluğu
S» ıss Hotel Suıte Tovvcr
2 kat Bavıldım Cad Maçka
Tel 10212) 22^68 10
PENCERE
Maskaralığa Paydosl..
Tarıhımızdekı unlu 31 Mart Vakası'nın kahrama-
nı Derviş Vahdeti Nakşıbendı ıdı
1925'te Cumhurıyet'e 'kıyam' eden Şeyh Said
de Nakşıbendı ıdı
1930'da Menemen'de "Şenat ısteruk" dıye 'kı-
yam' eden yobazların başında Nakşıbendı tarıka-
tından Derviş Mehmet vardı
31 Martçı Derviş Vahdetı'nın gazetesı Volkan'da
yazan Saıdi Nursı, 1925'te Şeyh Saıd ısyanı nede-
nıyle mahkûm oldu Nakşılığın uzantısı sayılan 'Nur-
culuk', cumhurıyet, laıklık ve Atatürk duşmanlığı-
na dayanır
Saıdı Nursı'den sonra Nakşı bayrağını Şeyh
Mehmet Zahıt Kotku elıne aldı
Mehmet Zahıt Kotku 1952'de Nakşıbendı tan-
katının başına geçtı, Dıyanet Islen Başkanlığı'nın hı-
mayesınde gelıştı, 1958'de Iskenderpaşa Camı-
sı'ne atandı Bu camı, devletın gozetımı altında
Nakşı karargâhı oldu
Kotku Erbakan'ı yetıştırdı
Erbakan bugun başbakan .
•
Sıcılı boylesınegıllıgışlı bır sıyasal oluşumun, la-
ık Turkıye'de ıktıdan ele geçırerek dıncı devlet ha-
valarını basması, ortalığı allak bullak ettı
Dıyelım kı dıncı ıktıdar, dıncı devletı kurdu
Dıncı devlet, Islamın hangı mezhebının hangı ta-
rıkatından olacak? Tarıhtekı dın ve mezhep çatış-
maları 21 'ıncı yuzyılın eşığınde Anadolu'yu bırbırı-
ne mı katacak? Camıler, partıler, dernekler, vakrf-
lar holdınglerdahabugunden, mezhepler tarıkat-
lar, cemaatlerce parsellenmışdurumdadır Boyle bır
toplumsal, sıyasal dınsel yapı uzennde çağdaş de-
mokrasi nasıl kurulacak?
Şerıatçılar, Taksım'e camı yapmak ıstıyorlar
AlevılerTaksım'ecemevı kondurmak ısterlerse ne
olacak?
Takkelı Necmettın Hoca başbakan kımlığıyle
cumbur cemaat hacca gıdıp, ınanç somurusunde
sıyasal propagandanın doruğuna çıktı
Laık Turkıye Cumhurıyetı'nın başbakanı mı bu?
Alevıler Muslumandır, şerıata karşıdırlar, namaz
kılmazlar, hacca gıtmezler ramazan ayında oruç
tutmazlar En azından 20-25 mılyon Alevı Anado-
lu'da yaşıyor Bu durumda Sunnı mezhebınden
Nakşı Necmettın Hoca'nın dıncılığı Turkıye'de bo-
luculukten gayrı ne anlam taşır^
Kurnaz, takıyyecı, hayalperest takkelı, uçukTan-
su Çiller'ı rehın alarak kısa surede Turkıye'yı aya-
ğa kaldırdı Nakşıbendı tankatının aklı başında ıle-
n gelenlerı, bu kışının gıdışının gıdış olmadığını ken-
dısıne anlatmalıdır
Erbakan'ın şeyhı kımse artık karannı versın
Takkelıyı uyarsın
Yoksa bu ış geçmıştekı Nakşı seruvenlenn tarıh-
çesıne eklenecek huzun vencı bır sonla noktalana-
cak .
•
Hıçbır çağdaş demokrasıde ıktıdarın başı, bır
mezhebın tarıkatına bağlanarak ulkenın sıyasetını
belırleyemez, tankat ve cemaat şeyhlerı gende ka-
larak mılletvekıllerını kukla gıbı kullanamaz Bu tur
rejım, ortaçağdan daha karanlık bır ortamda oyna-
nan maskaralık tıyatrosudur. , , _ _,
Kımı entelımız de bu tyatroyu demokrasi,QfflK\\)
sayıp alkışlıyor ( _,, , ı t
Haydı canım sen de'
Bır an once yapılacak ış, Refahçı ıktıdarın defte-
rını parlamentoda durmektır Işte o zaman demok-
rasi yolunda bır umut ışığının ılk kıbrıtı çakılmış olur
VEFALILAR
4 Mayıs 1997 Pazar günü saat
-
14 OO'te okulumuzda
BOZA GÜNÜIVIÜZ,DE
buluşalım
VEFALILAR DERNEĞİ
IKLEV
Istanbul Kız Lısesı Eğıtım Vakfı
AÇIKHAVA KİTAPLIĞI
Açılış 26 Nısan 1997 Cumartesı Saat 13 00
Başkan Selamı Ozturk
Bahar defılesı ve konser
BAHAR ŞENLİĞİ
27 Nısan 1997 Pazar Saat 11 00
Sahra-yı Cedıt, inonu Cad
Mıllı Hâkımıyet Parkı KADIKOY
Tum İKL'hlen ve dostlan beklıyoruz
Başkan
Birnur Ozumert
ORTAK ALINACAKTIR
Sarıyer Maslak Gazetecıler
Sıtesı'de bulunan 3 ışyerı ıle 6 adet
bahçe daıreye teberru karşılığı
ortak alınacaktır.
Tel: 276 14 43
S.S. GAZETECILER
KONUT YAPI KOOPERATİFİ
Emeklı Sandığı'na bağlı olan emeklılere ücretsız,
dığer kurumlara bağlı olanlara
ındınmlı total protez (damaklı)
t.L. DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESt
Akşam 19 00'dan sonra
Tel: 507 07 42
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ
(TED)
KORUNMAYA MUHTAÇ
ÖĞRENCILERİN
ÖĞRENİMLERİNE KATKILARINIZ
İÇİN ÇELENK
BAĞIŞLARINIZI BEKLİYOR.
Tel: (312) 418 06 14-417 42 02
Faks:(312)417 53 65