03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26NlS/h 1 8S7 DUMARTESİ *•••• CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 19 Edıne -= 1 s &nop 11 Adana PB 26 3 = 18 Samsun Y 12 Mersın PB 24 Çanakkae ?5 17 Trabzon Kocaeli Izrrr 3 5 14 Giresun Y 17 Şanlıurfa Y 15 MardınP= 20 Ankara Y 1Eİ Diyarbakır PB 22 PB 26 PB 27 Maiısa Aydın 3 5 19 Konya B 19 Sıirt PB 24 Denzlı PB 23 Eskışehr Y 15 Hakkâri B 18 P3 20 Sıvas B 20 Van B 15 Zonguldck > 11 Antalya PB 22 Kars B 20 Yurdun kuzey ke- simleri parçalı çok bulutlu, Iç Ege, Göller bolgesı, Iç Anado- lu'nun kuzey batısııle Karadenız bolgeleri saganakyağışlı. ote- kı yerter az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcakhgı yurdun batı kesımlennde biraz artacak, doğuda aza- lacak. Londra Parıs Roma Berlin Amsterdam Madrid Sofya Brüksel Y Y B B Y B B Y 13 16 18 13 13 20 18 14 Atina Milano Oslo Helstnkı Stockholm Belgrad Vıyana Bonn Y Y B B B B B Y 21 20 9 5 3 15 18 16 Budapeşte Y 19 Münıh 14 Taşkent 'Tahrarı Kahıre»' ÂSYÂ Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflıs Kahire Y B B B B B B Y a29 28 28 26 27 31 22 Şam B 27 Parçalı Pulutlu Sıslı Bulutlu k Çok buluttu ı Y^murtu Kati > Gok guruttülü GU1NCEL CÜTSEYTARCAYÖtEK P Baştaraji I. Styfada v Bır haoe'e göre; ŞaiDe Hanım. hükümetin geldi- ği 6lü noktayı çe/resiyle şöyle bir görüşmüş, son- -ra doğru ewe. CYP'nin perde gerisindeki gerçek yöneticisue paronu 'enişte" iledurum müzake- .resıne başlamış. Oysa, Tu-1<i'/e gerçekten demokratik rejimi yaşı- yorsa, herren her açıdan kalbura dönen bu hükü- metin bir saat cana görevde kalmaması gerekiyor. " Bu deTrckrati^ erdemi ara da bul. ' Her biri bir hûkümetın başını yemeye yeterli tür- fü çeşit rezaleHer arasında. 8 yıl kesintisiz temel •eğitim hâlâsıyasal yaşamın yumuşak karnı. Takkeıi Bay Eaşbakan'da yarım santım gerileme yok. Nuh diyo', peygamber demiyor. Çevresine söylediklennı Çankaya'ya yineliyor. Çankaya'dan çıkıyor, aynı na<aratı gazetecıye yinelemiyor. ama jjgili soruyu es geçiyor Bugünkü MGK toplantısından önce sivil asker -kamuoyunun öojndeki tablo "birbirine zıt karartılı- ğı" sergiıiyor. Takkeli, kesintisiz 8 yıla kesınkes kar- .şı kıvamda DYPİse kesinkesyanlı. Kımı güvenilir bılgılere göreTakkeli kesintisiz 8 yı- la "hayır" demiyor. -. Ancak ufacık. minicik bir koşulla: . Imam-hatip onaokullarının kapanmamasını, ka- -patılmamasını istıyor. Kısacası kesırtisiz sekiz yılla imam hatip orta- okulları bir arada > Böylece 8 yılı içeriğiyle, amacıyla yok ediyor. Kur- naz mı kurnaz! Nerde o bolluk... Takkeli, ımam-hatiplerin rejıme karşı koyacak "mılıtan yetiştırdığini" bir türlü kabul edemiyor. Si- yasal bir bünyeye hizmet ettiklerini reddediyor. Kafası dikinegıdiyor. Bu direniş, imam-hatiplerin RP'yi militanlar dahıl, her açıdan besleyen ana kay- nak olduğu göruşünü güçlendıriyor, doğruluyor. • Şaibe'nın hükümet uğruna ne yapacağı belli ol- maz. Ama şimdilik hükümetin çözülmesi için çok çeşitli nedenler arasından ön plana çıkan gerekçe- de ıki partı tam karşı karşıya. Birbirinı kolluyorlar. - Devlet yönetımınden nasibini alamayan takkeli kafası, 8 yılla başlayan asker-sivil gerginliğini tır- mandıran başka başka olayiarla MGK toplantısına gidiyor. - "Beklentı" günlerdır yazılıyor çıziliyor. 28 Şubat MGK kararlarmın değerlendirilmesı 26 Nisan'da. Bu kanı, askerlerle Takkeli arasında "tarifı imkân- s/z" yenı çatışmaolasılıklannı beraberinde getiriyor. . Evet; bır olasılık, zayıf ama bır olasılık: MGK Ge- nel Sekreteri'nin olanlarla olmayanları sunan rapo- rundan sonra, ya Takkeli, 5 artı 3'te direnen bir ko- nuçma yapmayip,'tekmk ve maddi kimi olanaksiz- lıklardan söz açarsa... Takkeli deyince olmaz, ol- maz! Takkeh'nin bu tutumu 28 Şubat kararlarmın bek- lendiğı ölçüde tartışmaya girmesini engelleyebilir. Tabıi, hükümet olayını da "süriıncemede bırakı- yor" demektir. Sonu nereye varır bilınmeyen tartışmalara en- deksli kamuoyu. Oysa askerler kamuoyuna sert bir »zlenim vermeyı neden istesinler? • Amaçları sonuç almak! - Çok duyarlı bır boğazdan geçiyorlar. Laik cum- huriyeti korurken. demokratik rejimin yara alma- masına özen gösteriyorlar. Ama, şeriat heveslileri- oin kaynağına inmeyi, genci hareketleri önlemeyi, fengellemeyi başlıca koşul, başlıca ödev biliyorlar. "Bitkisel hayaf'a girdi girmek üzere olduğu söy- lenen dokuz canlı Şaibe'yi hâlâ Başbakan, hâlâ ik- tidar yapmaya çalışanlardan Ekinci Hasan Bey ise, 8 yıl dırenmesinın -ancak yenı bir koşulla- hü- kümeti götüreceğini söylüyor. - Bugünkü 54. hükümet gıder, ancak 55. hüküme- tin Şaibe Hanım ve "gölgede"W\ Özer başbakan olursa kurulabileceğini duyuruyor. Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış. Nerede bu bolluk!... Demirel: Cumhuriyet sorgulanamaz • Baştarafı 1. Sayfada büyük bir devrimi ve değişimi tem- sil ettiğini vurguladığı cumhuriyet rejimi ile devletin artık çağdaş oldu- ğunu kaydederek "Çağdaş devlet, milli irade üstünlüğüne, yasa üstün- lügüne. hukuk iistünlüğüne da> ana- cakür. Çağdaş devletin hedefı: hür- riyettir, adalettir, güv enliktir, zengin- liktir ve banştır'' dedi. Sıyasal yaşamı boyunca "konu- şan Türkiye'*nin mücadelesini ver- diğini kaydeden Demirel. konuşma- sını şöyle sürdürdü: "'Demokratik hukuk devletine hayat veren. her şey- den önceyurttaşlık bilinci ve demok- rasi kültüriidür. Sivil toplumun di- namizmi ve demokratik denetimi özeUikle önem kazaıunaktadır. De- mokratik sabır, zamanuıda benim ortaya koyduğum bir kavramdır. Ancak bu hiçbir şekilde vatandaşla- nmızın seçimler dışında siyasete uzak durmalan anlamına gelme- mektedir. Aksine tepkilerini demok- ratik yoUardan ortaya koyabilen top- lumlar demokrasiye sahip olmava devam ederler. Bütün siyasal yaşa- mım boyunca 'konuşan Türkiye'nin mücadelesini verdim. Ancak konu- şan Türkiye'yi mümkün kılan de- mokrasi zemininin yanı sıra İslam, demokrasi ve laikliği bağdaştiran cumhuriyetfelsefesi mutlaka korun- maiıdır. Bir başka deyişle. hak ve hürriyederin temelgüvencesini oluş- turan demokratik cumhuriyetzemi- ni hiçbir şekilde sorgulanmamalıdır. Bunun için herkesi ısrarla demokra- tik cumhuriyet etrafinda birleşmeve çağınyoruın.*' Çağdaş devletin gelişmesinın an- cak adalet bilinci ve demokrası kül- Hükümet gelmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahke- mesi'nin 35. kuruluş yıldö- nümü nedeniyle dün düzen- lenen ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de ko- nuşma yapnğı törene, hükü- meti temsilen kimsenin ka- tılmaması dikkat çekti. Törene katılan bazı siyasi- ler, "Anayasa Mahkeme- si'nin. hükümetin bazı dü- zenlemelerini iptal etmesi ve laiklik konusundaki duyar- ülığı nedenh le bunun bir ta- vir olabileceğüıi" savundu- lar. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Öz- den, gazetecılerin •'törene hükümeti temsilen neden kimsenin katılmadıgı" soru- suna. "Biz herkesi çağırdık. Baaları mazeret belirtip ka- ülamayacaklannı beürttiler. Biz çağırdık. isteyen katılır, isteven katdmaz. Anayasa Mahkemesi f ne tavır alan, tepki duyan si\asetçL bana göre devlet adamı olamaz" yanıtını \erdi. Anayasa Mahkemesi kuruluş kokteyli Baykal: Kahramanca bitişe hazırlanıyorlar ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Anayasa Mahkemesi'nin 35. kuruluş yıldönümü çerçevesinde verilcn kokteykfc, hükümetortak- lan arasındaki çatışmalar ve RP'nin laiklik karşıtı eylemlerine sert tepkiler yöneltildi. Devlet Konukevi'nde dün ak- şam dûzenlenen kokteyle, üst dü- zey bürokratlar, askeri erkân, bü- yükelçiler, siyasi parti temsilcile- ri, belediye başkanlan ve bazı sa- natçılarkatıldı. Kokteyl sırasmda gazetecılerin sorulanm yanıtla- yan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. hükümetin bıttığini belir- terek. "Şündi bem Çiller hem Er- bakan kendilerince kahraman bir bitirişe hazırlanıyorlar. Çiiler, '8 yılhk eğitimı çok istedıtn' diye- cek. Erbakan da sözümona "Sivii- lerin gücünü ispatlamaya çalış- tım' diyecek. Ama her ikisi de bu gidişten puan toplamak için çok geç kakhlar" diye konuştu. DTP Genel Başkanı Hüsamet- tin Cindoruk, "Sadece Tuggene- ral Osman Özbek konuşmuyor kL Bütün paşalar konuşuvor. Güçle- ri yetiyorsa hepsini vargılasınlar. Devkti geraeklerle zevzekler yö- netirse oiacagı budur" dedı. türünün gelişmesiyle mümkün ola- bileceğini vıırgulayan Demirel, a Türkiy e'de devlet ne zaman bir teh- ditle karşı karşıya kalmışsa, toplum devleti için her türlü fedakârlıgı gös- termiştir*' dıye konuştu. Bu konuya ilişkin anımsatmalarda bulunan De- mirel, Türk ulusunun. yurdu işgal eden yabancılann boyunduruğu al- tında ülkeyı yönetmeye çalışan Is- tanbul Hükümeti'nin değil, Ulusal Kurtuluş Sa\aşı'nı üstlenen Atatürk önderliğindeki Ankara Hüküme- ti'nin yanında yer aldığına dikkat çekti. Demirel, Türk toplumunun demokratik cumhuriyetin kazanım- lanna yürekten bağlı olduğunu, köktendincilik gibi tarihine ve kül- türüne yabancı bırtehlikenin kendi- sine neleri kaybettireceğini gayet iyi bilecek durumda bulunduğunu vur- gulayarak "Cumhuriyet kuşaklan- nın, laiklik ve demokrasi zemininde çağdaş uygarlık hedefine ulaşma ka- rarlılığı hiçbir şekilde ve hiç kimse ta- raftndan tartışma konusu yapıla- maz" dedi. Özden de konuşmasın- da, "demokrasinin: irticanın, din devletinin zırhı, kalkanı ve şerbeti ol- madığınr bıldirdı. Özden. "Kimler ne kadar sabre- derse sabretsin, bu topraklarda Tür- kiye Cumlıuriycti'nden başka devlet göremeyecektir. Anayasaya, ulusuna, ülkesine ve anüanna içtenlikk bağh olanlar yaşadıkça kimse din devketi kuramaz. Ozlemleri, düşleri boşuna- dır. Dayandığımız temelleri kimse yı- kamavacakür" dıye konuştu. Özden, devleti değil seçimi düşü- nenlenn birçok şeyin kıyımma neden olduklannı kaydederek sav, sa\unma ve karar öğelennin birbirine bağım- lıhğının yargının bağımlılığını, bu- nun da devletin bağımlılığını çağnş- tıracağını. "malyanın yargıya kadar uzandığı" yakınmalannın çok kışı ve kuruluşun sorumluluğunu yansıttığı- nı belirtti. Dinsel konulara gösterilen ilginin hukuka gösterilmedikçe özlenen ay- dınlığın gerçekleşeceği kanısını taşı- madığını bildiren Özden. şöyle ko- nuştu: "Adaleti toplumsal namus bi- len halkımız: Atatürk, Silahlı Kuv- veder, inanç, ahlak ve adalet konula- nnda çok duyarudır. Karaya ve ka- ranhğa karşıdır. Kimi kişiler, demok- rasiyle hiçbir ilgisi olmamasına kar- şın, kendi diktalannı kurmak için on- dan yararlanmaktadır. Düşmanhk yapanlarayahanrcasına övgüler yağ- dınlırken, vatan kurtaranlarla vatan koruyanlara saldın yanşL sağduyulu yurttaşlan üzmektedir. Dinisiyasal- laşürmak. demokrasiyi dinselleştir- mek, açıkçası demokrasiyi demokra- si olmaktan çıkanr. Ümmetçflik ve Arap miUiyetçiliği ile Türklüğünü ve Türkiye'yi unutanlara, tarih bilme- yenlere kanılmamalıdır. Hepimiz inançlıyız ve inançlara saygıhyız. La- ikliğin ve demokrasinin değeri iyi bt- linmeli, Atatürk'e saygılı olunmab- dır." Karadayı: Tepkisiz kalınamaz Eski Denîzli Emniyet Müdürü Altıntaş'a çete suçlaması HALİL NEBİLER Denizli Cumhuriyet Savcısı Turgut L'ysal, itirafçı Murat tpek'in açıklamalanyla orta- ya çıkan DEHA-TV bınasının kurşunlanma- sj ve Denızh'dekı dığer bazı yasadışı olayla- fa adlan kanşan eskı Denizli Emniyet Mü- dürü Necati Alüntaş'ın suç işlemek için te- şekkül oluşturduğunu ıddia ettı. Turgut Uysal 'Memurin Muhakematı Dakkuıdaki Kanun-u Muvakkaf nedeniyle hazırladığı görevsızlık karanna eklediği id- ^ıanamesinde DEHA-TVnm kurşunlanma- p. Genel Müdürü Bülent Öztürk, HADEP eski il Başkanı Yavuz Altınmakas ve halk müziği sanatçısı Hakan Akmazın öldürül- mesi amacıyla Terörle Mücadele Şubesfnde- ki görevli polislerin kendi aralannda teşek- kül oluşturduklannı \e itirafçı Murat İpek'i devlet olanaklanyla sevk ve idare ettiklerini kaydettı. Iddianamede. dönemin Emniyet Müdürü Necati Altıntaş'ın Şırnak'ta görev- liyken tanıdığı PKK itırafçısı Murat İpek'i Denizli'ye çağırdığı ve bu kişıyi 1.5 ay polı- sevindc banndırdığı belirtıld'i. Mtıntaş"ın İpek'i Terörle Mücadele Şube Müdürü AB Soysal'la tanıştırdığı kaydedılen iddianame- de, kurşunlama olayında kullanılan 78 GF 6161 seri no'lu Kalaşnıkof marka silahın Te- rörle Mücadele Şubesi zimmetinde olduğu- nun Izmir Krimınal Polis Laboratuvan Mü- dürlüğü'nce dûzenlenen ekspertiz raporuyla belirlendiği belirtildi. Dev lete aıt olan ve sav - cılık emanetinde sakJanan bu silahla itirafçı Murat İpek'in DEHA-TV'ye 13 el ateş etti- ği kaydedilen iddıanamede, polis memurla- n MehmetKıhnç ve TuncerOdabaşıoğju" nun olay sırasında Ipek' in yanmda bulunduğu da ifade edildi. lddianamede aynca, itirafçı İpek'in Denizli emniyetinde bomba uzmanı olarak görev yapan polis memuru .\M Ok- tay'la da bazı yerlenn bombalanması konu- sunda plan yaptıklanna da yer verildi. Gelişen olaylann savcılığa bıldirilmediği de kaydedilen iddianamede. asayişten so- rumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Me- sut Kural, Asayiş Şube Müdürü Halfl Gûn- deş ve merkez karakolu amiri başkomıser Yüksel Çetinkaya görevlerini ihmal etmekle suçlandı. 'Bir Hak Düşmanı'nm gözaltmdaki oyunculan Ankara'ya gönderildi İZMİR(Cumhuriyet Ege Bürosu)- Erzu- rum \e Artvin'de sergiledikleri "Bir Hak Düşmanr adlı oyunla halkı silahlı kuvvet- lere karşı ayaklanmaya kışkırtan Izmir Fe- tih Sahnesı tiyatro grubununyazan ve oyun- culanndan 5'i terörle mücadele ekiplerince önceki gece gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar, aynı gece Ankara'ya gönderildi - Izmır Emniyet Müdürlüğünce gece geç saat'ere kadar suren operasyonlar sonrasın- ja oyunun yazan Mehmet Vahi Yazar ile jyuncular .Mehmet Elmas. Ahmet Çakır. Nazmi Kar, Fuat Başanr. Osman Yavuz gö- zaltına alındı. Dığer oyuncu Zekeriya Özen'in Balıkesir'de oturması nedeniyle Balıkesır Emniyet Müdürlüğü'ne haber ve- rildığıni belirten emniyet yetkililen. gözal- tına alınan sanıklann ifadelerinin ahnmadı- ğını bildırdiler. Yetkililer, "Ankara DGM'den gelen yazı- da. yazar ve oyunculann yakalanarak An- kara'ya gönderilmesi istendi. Düzcnlediği- mizoperasyonlann ardından kısa sürede sa- nıklar yakâlandı. Biz hiçbir sorgulama yap- madan Ankara'ya gönderdik" dediler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Genelkurmay Baş- kanı İsmail Hakkı Karadayı Cumhuriyet karşıtı gelışme- lere tepkisiz kalınamayaca- .ğını söyledi. Erzurum Cum- hunyet Başsavcılığı, Adalet Bakanı Şevket Kazan ın em- riyle Tuğgeneral Osman Öz- bek hakkında soruşturma başlatırken Orgeneral Kara- dayı, "Bu bianı işimiz" dedi. NATO toplantılan için bu- lunduğu Belçika'dan dün yurda dönen Genelkurmay Başkanı Karadayı, Esenboğa Havalimanf nda gazeteciie- rin, Özbek'in konuşmasına ilişkin sorulannı yanıtlarken kendisine vekâlet eden ko- mutanlann bu konuda gerek- li açıklamalan yaptığını anımsattı. "Amabenyerigel- mişken söyieyeyim: Türk Si- lahlı Kuvvetkrî (TSK) iç po- litikanın tamamıyla dışında- dır ve dışında kalacaknr" di- yen Karadayı, kimsenin T- SK'yi iç politikaya alet etme- mesini istedı. Karadayı, Ka- zan'ın Özbek hakkında ince- leme başlatıldığına ilişkin açıklamasına ve Erbakan'ın kendisini muhatap alan giri- şimine ad vermeksizın gön- derme yaparken şu görüşleri dılegetırdi: "Bundan gerçek- ten büyük üzüntü duyuyo- ruz. Münferit ve ferdi olayiar, TSK'nin siyaset icinde oldu- ğunu göstermez. Bu olayiar değerlendhilir, gerekirse ken- di iç disiplinimiz içerisindelü- zumlu tedbuier ahnır. Yasala- ra göre bu tamamıy la bizim işimi/dir. Bu arada ülkemiz- de millctimizin ve TSK'nin fevkalade hassas olduğu, cumhuriyetimizin anayasada beurtumiş olan temel nitetik- leri aleyhine bazı geUşmeler var ise ki vardır, buna kimse tepkisiz ve tarafsız olamaz. Ancak bunlann çözüm yeri de TBMM'dir. Bu çatı aiün- da her şeyin çözülebüeceğine ve çözülmesi gerektiğine de inanıyoruzT TSK'nin asli görevini yü- rüttüğünü. bir yandan PKK ile mücadele ederken diğer yandan Bosna'dan Arnavut- luk'a kadar uluslararası plat- formlarda gururla. şerefle hizmet ettiğini belirten Ka- radayı, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Daha dün toplann- da, NATO kotnutanlan silah- lı kuvvetlerimizin disiplin ve hizmet anlay ışından herkesüı içinde övgüyle söz etmişler- dir. Bundan dolayı orada biz- ler gurur duyduk. Bu çok gü- zel bir olaydır. TSK heptmi- zindir ve yasalann kendisine verdiği her türlü görev in de bilincindedir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın." Karadayı. gazetecılerin ye- Gcnclkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı. NATO Askeri Komite Toplantisı'na ka- blmak üzere gittiği Briiksel'den döndü. Karadayu Esenboğa Havaalanı'nda Deniz ve Kara Kuvvetleri komutanlan tarafindan karşılandu (Fotoğraf: REUTER) niden soru sormak istemesi üzerine de. "İncelerseniz, bunlann içinde her şey vur" göruşünü dile getirdi. Tayan: Tahrikler var Mıllı Savunma Bakanı Turhan Tayan da, dün TRT'nin sabah programında yaptığı açıklamada. ağır tah- nkler bulunduğunu ve Tür- kıye'de yaşanan bazı olayla- ra sessiz ve tepkisiz kalına- mayacağını vurgulayarak -Adalet Bakanhğı'na bikliril- miş yüzlerce suç duyurusu var, TSK mensuplanna ha- karet edildiğine, tecavüz edil- diğine dair. Bunlann yüzde 80'ine tşlem yapılmadı" dedi. Kazan. Tayan'ın dile getir- diği görüşlerin tersine. Ge- nelkurmay'dan gelen 254 suç duyurusuyla ilgili olarak ba- kanlığın gerekli işlemleri za- man yitirmeksizin gerçekleş- tırdiğinı kaydetti. Adalet Ba- kanhğı'na iletilen 255 dos- yadan 26'sı hakkında mahkû- miyet. 36 dosya hakkında be- raat, 56 dosya hakkında da takipsizlik karan verildiğini kaydeden Kazan, açılan bır davanın reddedildiğinı. 9 dosya hakkında da ışlem ya- pılmasına yer olmadığına ka- rar venldiğini açıkladı. Ka- zan. 127 dosyanın da "der- dest** olduğunu anlatarak "Bizim zamanımızda yapılan başvuru sayısı sadece 54'tür. Dolayisıy la bizim zamanımız- da 400 başvuru diye bir du- rum söz konusu değüdir" di- ye konuştu. RP Genel Sekreteri Oğuz- han Asiltürk de, Özbek'in yargılanması için RP'nin bir gırişimde bulunup bulunma- yacağına ilişkin bır soru üze- rine, partilerin yargı işlemle- riyle uğraşmadığını söyledi. Genelkurma) Başkanlığı Genel Sekreteriıği, dün ak- şam üzeri yazılı bir açıklama yaparak, Kazan'ın açıklama- sını yalanladı. Kazan'ın suç duyurulannın bü> ük bır kıs- mının sonuçlandınldığını söylemesine dikkat çekılen Genelkurmaş Genel Sekre- terliği açıklamasında. 1990- 97 yıllan arasında toplam 431 kez suç duyurusunda bu- lunulduğunubelirtılerek şun- lardenildi: "İdarenin bütün- lüğü ve devletin devamulığı kavTamlan çerçevesinde bu gibi işlemlerde kişiler değU, yürütme ve idarenin görevli ve vetkili birimleri muhatap aJınmaktadır. Dolayısıyla Adalet Bakanlığı'nın görev ve sorumluluk alanı esas alın- maktadır. Genelkurmay Baş- kanhğı'nda mevcut kayıtiara göre, Adalet Bakanlıği'na in- tikaJ ettirilen suç duyurulan- nın büyük bir bölümü henüz sonuçlandınlmamışOr. Key- fiyet kamuoyuna duyuru- lur_." Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral ÇevikBir. Anaya- sa Mahkemesfnın kuruluş yıldönümü nedeniyle verilen koktyelde gazetecilenn soru- lan üzenne, Adalet Bakanh- ğı'na 431 suç dosyası gön- derdiklerini, isteyen gazete- cilere bu dosvalan verebıle- ceklerinı kaydetti. Ordunun iç siyasete kanşmadığını. po- litika yapmak ıstemediğini \urgulayan Bır. "Biz cevap veriyonız" dedı. Özbek'in konuşmalannın tartışma ko- nusu yapılmasının TSK'yi üzdüğünü kaydeden Bir, "Önceki akşam bir televizyon kanalında,üstdüzey bir aske- ri yetkiliye atfen, son taröş- malann TSK'de infial varat- tığı belirtildi. Gerçekte de TSK mensuplan infial halin- de mi" sorusuna "Böyie bir açıklama yapüdıysa doğru- dur" \anıtını vermekle ye- tındı. Bir, Başbakan Erba- kan'ın Genelkurmay'a bır y azı göndererek Osman Öz- bek hakkında gereğinin ya- pılmasını istediğine ilişkin olarak kendilerinde bilgi bu- lunmadığını bildirdi. Erzurum Cumhuriyet Baş- savcılığı ise yetkili olmama- sına karşın Kazan'ın emirle- ri doğrultusunda. son günle- rin tartışılan adamı Özbek hakkında soruşturma başlat- tı. Cumhuriyet Başsavcısı Hakkı Köylü bu konudaki sorulara "Soruşturma aşa- masında açıklama yapa- mam* yanıtını vermekle ye- tindi. Karadayı'mn, Cumhur- başkanı Demirel ile perşem- be günleri yaptığı haftalık olağan görüşmesinı Brüksel gezisi nedeniyle bugünkü MGK toplantısı öncesinde yapacağı kaydedildı. F E N 1- 2- 3- 4- 5- 6- 7- B- 9- 10- 11- 12- 13- 14- 15- 16- 17- 18- 19- 20- 21- 22- 23- 24- 25- A B A C C A E D E E C D A D A E C B C D A D E C 26- 27- 28- 29- 30- 31- 32- 33- 3". 35- 36- 37- 38- 33- 40- 41- 42- 43- 44- 45- 46- 47 48- 49- 50- C A B D C C B E A A D E B E D A C B D D E C A C C 51- 52- 53- 54- 55- 56- 57- 58- 59- 60- 61- 62- E C A A E E E B C D A B G U N D E M MUSTAFA BALBAY H Baştarafı 1. Sayfada ne olur bilinmez ama, kesin olan bir şey var ki, Hac- bakan ve Düşişleri Bakanı, her ne pahasına olursa olsun koltuğu terk etmemeye karariı... Bunun için de gereken ne varsa yapacaklar. Bir- birlerine şantaj gerekiyorsa şantaj, Türk Silahlı Kuv- vetleri'yle gerginlik gerekiyorsa gerginlik... Gündemdeki konu, Erzurum Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Osman Özbek'in bayramlık konuşması. Kamuoyunda genel olarak birleşilen düşünce şu: - Özbek'in söyledikleri doğru, üslubu ağır... Türkiye'de gelenektir. Kişinin ne söylediğine de- ğil, nasıl söylediğine bakariar. Ülkemizde bir başka gelenek daha vardır, bir so- run ya da kriz mi çıktı; konu o kadar dallanır budak- lanır ve de dudaklanır ki, krizin asıl nedeni unutu- lur. Sonrasındaki tartışmalar ön plana çıkar. Bugünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısında 28 Şubat'tan bu yana tartışılan tüm konulann günde- me gelmesi bekleniyor. Kimine göre, "dananın kuy- ruğu kopacak", kimilerine göre ise, "ılıman geçe- cek"... Erbakan'ın, MGK'ye birgün kala, Tuğgeneral Öz- bek'e ilişkin çıkışı, gerek Genelkurmay Başkanı Or- general Karadayı'nın gerekse kuvvet komutanla- nnın karşısında, toplantıya bir sıfır önde girme gay- reti olarak da yorumlanabilir. Kamuoyunun gözünde, "Erbakan, orduya kafa fı/ttu"desinlerde, MGK toplantısında varsın, Erba- kan her şeye evet desin... Erbakan'a yakışmayacak bir plan değil... Konuyu buradan TBMM'ye getirirsek... Acaba, RP'nin üslubu nasıl? Ecevit'in eleştirilerini hazmedemeyen RP'lilerin konuşmalarına bakarsak, RP'nin ne milletvekilleri- ne saygısı ne de "kürsü dokunulmazlığı" kaygısı var. Çatışma ve Siyasal Gerginlik Bakanı'ndan Baş- bakan'a kadar RP'lilerin Ecevit'e yönelttikleri söz- lerin kabul edilir yanı yok. Sadrazamlar... Vezirier... Dudak okuma uzmanlannın değerlendirmelerine göre Erbakan'ın Ecevit'e yönelttiği sözler arasında şu da var: - öküz... Bu uzmanlann değerlendirmeleri bir yana, Erba- kan'ın el-kol hareketleri de, TBMM kürsüsüne gös- terdiği saygıyı ortaya koyuyor. Burada hemen altını çizelim ki, RP'liler Ecevit'in, "birilerinin isteğiüzerine" konuştuğunu, "partisinin bütünlüğünü sağlamak için" çıkış yaptığını söyle- diler. Ecevit'i seversiniz sevmezsiniz.. ayrı konu. Ama, TBMM'de birileri istiyor diye konuşacak ya da ko- nuşmayacak biri varsa o da Ecevit'tir. Oküz'egelirsek... Öküz deyince benim aklıma ilk, bir Osmanlı sad- razamı geldi. Biliyorsunuz, Osmanlı'da, bugünkü başbakanlık koltuğunda oturan kişiye sadrazam denirdi. Tarihimizdeki ünlü sadrazamlarımızdan bi- risi de Öküz Mehmet Paşa'dır. Malum, Osmanlı'da lakaplar çoktu. Kimi sadrazam ve vezirler de laka- bıyla anılırdı. Sadrazam, yani Başbakan Öküz Mehmet Paşa, bir öküz nalbantının oğlu olduğu için bu lakabı al- mıştı. Osmanlı'da lakap mı yok... Ikinci Abdülhamit'i yıllarca Yedi Sekiz Hasan Paşa korudu. Imzasını atarken, yedi ve sekiz rakamlarını yazıp bir çizgi ile birleştırirdi. Anımsarsınız, Meclis'te Çiller'le ilgili dosyalar, RP'lilerce hep yediye karşı sekiz oyla haklandı. Cin- doruk da bu modele, "Yedi Sekiz Necmettin Pa- şa" adını taktı... Padişah 3. Ahmed'in başbakanlarından biri de Enişte Hasan Paşa'ydı... Osmanlı'da bugünkü karşılığı "bakan" olan ve- zirlerin de değişik lakapları vardı... Örneğin Hain Ahmet Paşa... Ikinci Beyazıd ın son yıllarında yeniçerı ağasıydı. Sonra Rumeli Bey- lerbeyi, ardından vezir... Sonra Mısır'a beylerbeyi oldu. Orada bağımsız bir ordu kurmaya girişti... Burada keselim. Bıraksak, bu lakaplar sayfayı kaplar... Tarihimiz de zengin, bugünümüz de... Vezirimizdeçok.. rezilimizde... Közümüzdeçok.. öküzümüz de... Utku'nun gücü kiınden • Baştarafı 1. Sayfada olan KKTC Başbakan Yar- dımcısı ve Turizm Bakanı Serdar Denktaş ile Utku, konuyu tartıştılar. Utku'nun program boyunca nezaket sınırlannı aşan bir ifadeyle Denktaş'a karşı saldırgan bir tutum izlediği gözlendi. Programın bir bölümün- de Serdar Denktaş'a "Sen daha siyasette çocuksun, ne bilirsin?" gibi sözler kul- lanan Utku, bir arahk da KTHY'nin yönetimine gin- şini şu sözlerle anlattı: "Baş- buğumun direktifryle yöne- timegirdim.'' Programın so- nunda Çelik'in Denktaş'tan durumu tek cümleyle özet- lemesini istemesi üzerine KKTC Başbakan Yardım- cısı "Elimizdeki hesaplar KTHY'nin 1 trihonzararda olduğunu gösteriyor. Oysa Utku şirketin 14 milyar lira kâr ettiğini ileri sürüyor. Bu kân ispat etsin" dedı. Alman bilgıye göre beş yıldır KTHY'nin yönetimin- de olan Utku'nun bu görev süresi boyunca şirkette ilginç usulsüzlükler yapıldı. Örne- ğin Türkiye Iş Bankası'ndan 1996 başında alınan 10 mil- yar dolar kredi günün yürür- lük kuruyla bilanço yapıldı. Oysa hesap uzmanlanna gö- re bu kurun bilançonun ha- zırlandığı tarihm yürürlükte- ki kuruna göre hesaplanma- sı gerekiyordu. Buna göre de KTHY buyüzden 1.6 mil- yar lira zarar etti. Buna ek olarak THY'nin yine 1996 içinde KTHY'ye 1.3 milyar borcu görünmesine rağ- men yapılan hesaplarda KTHY'nin 1.7 tnlyon lira borcu olduğu ortaya çıkıyor. Bu durumda sorulan soru ya KTHY'nin zarannın daha az gösterildiği ya da THY'nin alacağını fazla göstererek kânnı şişirmek amacınm gü- düldüğü. Utku'nun iddiası, kendisinin yönetimde oldu- ğu 5 yıl içinde KTHY'ye 4 tnlyon lira kâr ettirdiği. Öte yandan KKTC Tunzm yer- kilileri 1992'den itibaren KTHY'ninkânnın yıl bazın- da 31 milyar lira olduğunu söylüyorlar. Utku'nun kâr rakamlannın bilançolarda görühnediği de belirtiliyor. Öte yandan Utku'nun kur- durduğu söylenen Yeşil Kıb- ns şirketine de KTHY yöne- tim kurulu karan olmadan bütün charter seferleri veril- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle