28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 NİSAN 1997 PERŞEMBE 4 HABERLER TBMM 78. yıla rejim tartışmasıyla girdi. DSP lideri Ecevit, Refah Partisi'nin ateşle oynadığını söyledi MecBs'te repmkavgasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP'nin antilaik uygulamalan nedeniyle başlayan rejim ve asken müdahale tamşmalan, TB- MM"nin 77. yıldöniimü kutlamalannda kavgaya dönüştü. Özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu'nda, DSP Genel Başkanı BUIent Ecevit'in, rejime yönelık en büyük tehdit olduğunu vurguladı- ğı RP'liler, küfürler ederek kûrsüye yürüdüler. Anado- lu'daki cihat çağrılanna dıkkat çeken ve tiyatro sah- nesinde halkın orduya kar- şı kışkırtıldığmı vurgula- yan Ecevit, RP'nin "ateşle ONTiadığmı" söyledi. DSP liderinin konuşma- sına oldukça sınirlenen Başbakan Necmetdn Erba- kan, kürsüye yönelik el kol hareketleriyle tepki göster- di. CHP Genel Başkanı De- niz Baykal. Suudi Kralı Fahd'ın davetiyle hacca gi- den milletvekillerinin, Tür- kiye'nin temel ilkelerine yönelik saldınlan içlerine sindırdiklerini söyledi. Görüsmeleri kuvvet ko- mutamanlanna aynlan lo- cadan izleyen Genelkur- may Başkanvekili Kara Kuvvetlen Komutanı Or- general Hikmet Köksai'ın. tartışmalann uzaması \e sertleşmesi üzerine salonu terk ettiği gözlendi. TBMM'nin, gergin bir ortamda başlayan 77. yıl- dönümü kutlamalan. rejim kavgasına dönüştü. Başba- kan Necmettin Erbakan'ın, "Birinci MecKs" 1 istemıni dile getirdiği genel kurul- daki görüşmeler. rejim. hac ve 8 yıllık eğitım tartışma- lanna sahne oldu. Zaman zaman kavgaya dönüşen gergin tartışmalar arasında tamamlanan görüşmeler sı- rasında birleşimi yöneten TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, milletvekillerini yatıştırmakta zorlandı. Başbakan Erbakan, Başba- kan Yardımcısı Tansu Çö- ler ve ANAP Genel Başka- nı MesutYûmaz, konuşma- larında "sorunlann demok- rasi dışında hiçbirgüç tara- findan çözüleme>eceğir mesajını verdi. Yılmaz. egemenliğin kayıtsız şart- sız millete ait olmasının, anayasal rejimin tartışma kabul etmeyen ilkesi oldu- ğunu vurgulayarak "Bu Meclis bugün de karşı kar- şıya buiunduğu sorunlan yine aynı şekilde aşmaya muktedirdir ve aşacaktır" dedi. Daha sonra kürsüye gelen Ecevit'in RP'yi he- def alan sözleri, bu parti milletvekillerinin sert çı- kışlanyla karşılaştı. Sözlerine, Çiller'in 8 yıl- lık kesintisiz temel eğitim uygulamasına yönelik açıklamasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Ecevit, ancak laik demokratik cumhuriyete yönelik tehlikelerin yalnız- ca eğitimdeki yanlışlık ve çarpıklıklardan kaynaklan- madığını söyledi. Ece- vit'in, "Basta RP olmak üzere, kimi çevreler, laik, demokratik cumhuriyete tahamnıülsüzlüklerinin he- men her gün yeni örnekle- rini sergüiyorlar" sözleri üzerine RP'liler ayağa kalktı. Erbakan'ın da el kol hareketleriyle kızgınlığını dile getirdiği görüşmeler sı- rasında RP'liler küfürler ederek kürsüye yürüdüler. Kalemli'nin, sözlerini dü- zeltmesini istediği Ecevit ise "Bunlan ben sövlemi- yorum, örnekler ortada, Türkiye bunlan konuşuyor. Türkiye'nin konuştuğu bir konuyu elbette TBMM kürsüsünden söyleyeceğim. Fiili engelleme yapılmadık- ça, konuşma hakkunı sonu- na kadar kullanacağım'' dı- yerek ıtiraz etti. RP'lilerin itirazlan ve Başkan Kalem- li'nin, "Dkkezbir23Ni$an TBMM'nin 77. y ıldönümü, Ecevit ile Baykal'ı bir araya getirdi. Konuk çocuk temsiltilerinin milli layafetleriyle gazetecilere poz veren Cumhur- başkanı Demirel. çocuklara. "Sfcri çok seviyorum" dedi. Erbakan da kabul sonrası, çocuklann ulusal giysilerini üzerinde denedi. (AA) kudamasındabirleşime ara vermek zorunda kalaca- ğun" sözlerine karşm Ece- vit, "Hükûmetin RP kana- dı laikliğe karşı ve yönetim- den büyük ölcüde sorumlu olduğu devlete karşı savaş açmış durumdadır. RP, dış ilişkilerde devleti dışlıyor, kendiözelpolisinidevlet po- lisiyle çatıştırıyor, tstiklal Marşı'nda kadın sesine ta- hammül edemiyor" dedi. Çanakkale Zaferi'nin yıl- dönümünde RP'lilerce dü- zenlenen toplantılarda ka- dınlann kara çarşaf giyinip, ellerine Kalaşnikof alıp devlete karşı cihada çağı- ran şarkılar okuduğuna dik- kat çeken Ecevit, "Tiyatro sahnesinde halk, orduya karşı silahlı ayaklanmaya kışkırtüiyor. Elbette ordu- nun siyasete kanşmaması gerekir,ama hiçbirdevletin ordusu da kendisine ve dev- lete karşı silahlı ayaklanma kışkırtıcıhğı karşısında ses- siz, kay ıtsız ve tepkisiz kala- maz" dedi. Ecevit'i, konuş- ması süresince sıra kapak- lanna vurarak ve yuhalaya- J rak protesto eden RP'lileri, grupbaşkanvekilleri sıralar arasında dolaşarak sakin- leştirmeye çalıştı. Çalışma Bakanı Necati Çelik. Ece- vit'e "Yazıklar olsun" diye sataşırken. bazı RP'lılerde "Bu ayıp sana > ı eter" diye laf attılar. Özel gündemli toplantı- da ilk sözü alan ve Ata- türk'ten yalnızca "Birinci TBMM'nin kurucusu" di- ye söz eden Erbakan, "Hâ- kinûyet kayıtstz şartsız mü- letindir" ilkesinin tam ola- rak uygulanması gerektiği- ni söyledi. Erbakan, "Ka- yıtsız ve şartsız esasına dik- kat çekmek istiyorum. Ve diyonun ki bu prensibin açık manası, kimsenin ken- disini milletin üstünde gö- rerek, millete kayıt ve şart koşmaya kalkışmayı dahi akhndan gecirmemesi de- mektir" diyerek üstü kapa- h olarak orduya mesaj gön- derdi. PERŞEMBE Kalemli'nin resepsiyonu sönük geçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kuruluşunun 77. yıldönümü nedeniyle özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu'ndaki gergin görüşmelerden sonra TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin verdiği resepsiyona siyasi liderler ve askerler ilgi göstermedi. Resepsiyonda kısa bir süre kalan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. genel kuruldaki gerginlikk ilgili "Sakin olun, sakin olun" demekle yetindi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik ıse Ecevit'in sözlerini. "Gerilimi ürmandırmak için birileri tarafindan özellikk görevlendirilmişti*' diye değerlendirdı. Saldırıya kamera DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarbakır'da yaklaşık bin kişinin görev yaptığı polis merkezine yönelik saldınnın şans esen gerçekleştirilemediği saptandı. PKK'nin AMED (Dıyarbakır) Eyalet Komutanı Doktor Süleyman tarafindan yapılacak saldırı hazırlıklan için Diyarbakır'a gönderildiğini anlatan PKK'nin fotoğrafçısı Sipan kod isimli AdU Tekin (25). 3 ay önce Diyarbakır Polis Merkezi'ne yapacakları bir saidınnın hazırlıklannın her defasmda. kullanılan kameranın kısa devre ycpması nedeniyle enelendiğini anlattı. D-yarbakır DGM Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede. PKK'lilerin br katliatnmın nasıl etgellendiğine geniş yer verildi. TSİS Başkanı Halit Narin: Erzurumlu paşanın ağzından bal aktı, saygı duyuyoruz DÎSK: Atatürk'ün militanlanyız BÜLENT ECEVtT TEKtROVA / ANTALYA - Tekstil sektörünün işveren ve iş- çi temsilcilerinin bir araya geldı- ği Antalya'daki toplantıda şeriat- çı kesimlere sert eleştinler yö- neltildi. Türk Tekstil Sanayiı Iş- verenleri Sendikası (TSİS) Baş- kanı Halit Narin, "Erzurumlu paşanın ağzından bal akn. saygı duyuyoruz" diye konuşurken. DİSK Başkanı Rıchan Budak "Atatürk'ün milKanlıgını yapa- cağjz" dedi. Islam adma ''insan- lann hay-\an gibiyereyatırthpbo- ğazlannuı kesikliğini" söyleyen Türk-İş Başkanı B»Tam Meral de. "Laik, demokratikcumhuri- yetten vazgeçmeyiz" diye konuş- tu. "Tekstil Endüstrisüıde V'erim- lilik-Kalite ve SSK Mevzuatına Göre tşverenin Sorumluluğu Se- mineri Tl nde bir araya gelen sek- törtemsilcileri, Türkiye'nin gün- demini de tartıştılar. TSİS Başkanı Halit Narin, ül- kede yanlışlara reaksiyon göster- meyen kimsenin kalmadığını. Tiyatro oyunu için fatura Amasya ve Erzurum örgütlerine çıkarıldı Milli Gençlik Vakfi'ndayargı telaşı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- lzmir Fe- tih Sahnesi'nce sergılenen ve halkı orduya karşı silahlı ayaklanmaya çağıran tiyatro oyu- nunun gösterimi ıçın organizasyon görevıni üstlenen Milli Gençlik Vakfi (MGV), yargı kıskacından kurtulabilmek için faturayı ör- gütlerine çıkardı. MGV Onursal Başkanı Nev- zat Lalett, Amasya ve Erzurum örgütleri hak- kında soruşturma başlattıklannı ve bu iki ör- güt yönetıcilerini görevden alabileceklerini söyledi. MGK'de yapılan değerlendirmeye koşut olarak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın "Türkrye'nin hâkimlerine ve savcüanna çok görev düşüyor" şeklindeki açıklaması, laiklik karşıtı çıkışlara karşı yargırun daha etkin ola- cagı yönünde değerlendirilirken RP'nin genç- lik kollan gibi görev yaptığı bilinen MGV, ya- sal yönden daha az zarar görmek için hareke- te geçti. Her iki ilde savcılıklarcabaşlatılan so- ruşturmalann sonucu beklenirken MGV yö- netimi de soruşturmanın kendilerine ulaşma- smı engellemek için önlem alıyor. MGV Onursal Başkanı Nevzat Laleli. sergilenen oyunlardan kendilerinin haberdar olmadığını savunarak "Arkadaşlannııza başka bir metin vermişjer, o metinde sakıncalı bir durum yok- muş. Ancak sahnede bu metne bağb kaİma- nuşjar"dedi. Bu arada, İzmir Emniyet Müdürlüğü ekip- leri, oyunu sahneleyen grubun üyesi ve oyu- nun yazan Mehmet Vahi Yazar'dan bilgi aldı. Yazar'ın "sözlü bevanına" başvuran polis, ko- nuyla ilgili bir rapor hazırlayarak üst birimle- re gönderdi. Polisin bilgi almak istediği grubun 4 üyesı ZekeriyaÖzsene, Sadettin Asber, Mehmet EJ- mas ve Ahmet Çakır'ın ise belirlenen adres- lerinde bulunamadıgı belirtildi. Atatürk \e ilkelerine hiç kimse- nin dokunamayacağını vurgula- dı. Konuşmalan büyük yankı uyandıran Erzurum Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Os- man Özbek'e destek veren Na- rin, şöyle dedi: "Bir avuç adam- dan öte gidemezler. Atatürk Uke- lerinin kalkacağmı düşünerek bir ikinci cumhuriyet planı yapanlar yanıhrlar. İkinci cumhuriyet bi- rinci eumhuriyeti örtüp Ata- türk'ü ve ilkelerini ikinci plana atmadan başka bir şey değildir. Yanhş yapanlara Tann ceza ver- mezse toplum verir. Erzurumlu paşanın da ağzından bal aktı. Saygı duyuvoruz." Türkiye'de siyasetin dengeli olmadığını öne süren DİSK Ge- nel Başkanı Rıdvan Budak da ül- kenin büyük çoğunluğunun say- gı duyduğu değerler üzerinde oy- nanıp gündem değiştirildiğinı anımsattı. "Sağda ve solda liderlerin kap- rislerinden başka ciddi görüş ve fîkir aykınhklan yoktur" diye konuşan Rıdvan Budak, şöyle dedi: "Sağcı da solcu da olsak, Ata- türk'ün, ilkeleriyle kurduğu Tür- kiye'de yaşamaya devam edece- ğiz. Atatürk'ün militanlığını ya- pacağız. Şeriatsız. darbesiz, çete- siz laik bir Türkiye dihyorum." SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] NURNBERG - Nürnberg- Münih trenindeyim. Bundan 10 gün kadar önce ise istanbul- Afyon treniyle Metin Göktepe davasına gitmiştim. Bızim tren- ler nedense çok bakımsız ve eskiydi. Heralanda kendini ye- nilemeye çalışan Türkiye, ne- dense temel alanlara yatırım yapmaktan bilinçli olarak vaz- geçmişti. Son dönemdeki özelleştirme paranoyası ise bazı kurumları tam anlamıyla çaresiz hale ge- tirmişti. Bunlardan birisi de de- miryollan. Bir an önce elden çı- karma gayreti, bu kurumlan iyi- ce çökertiyor. Demiryollannda özelleştirme nasıl yapılabile- cek, o da ayrı bir soru. Almanya'da demiryolları devletin. Kimsenin aklına da bu çok temel ulaşım sistemini özeîleştırmek gelmiyor. Demir- yollan kâr etmediği halde Al- manlar bu kurumu koruyorlar. Almanya'da şehirlerarası oto- Almanya, Trenler, Kadınlar... büsle ulaşım yok. Ozel araçta- nn dışında bir yerden bir yere trenle gidiliyor. Her sene, tren- lerde yenilikler yapılıyor; hızlı ulaşım ve konfor geliştirilmeye çalışılıyor. Bütün bunlan neden mi an- latıyorum: Avrupa'yı her alan- da örnek aldıklarını söyleyen yöneticiler ille de Avrupa'daki özelleştirmeye hayranlar. Evet burada da özelleştirme dalga- sı esiyor. Ama bazı kurumlar var ki, bunlar henüz gündem- de bile değil. Geliştiriyoriar, ye- ni yatırımlar yapıyorlar. Biz ise cumhuriyetin kuruluş yıllarında önem verdiğimiz de- miryollarını nedense yıllardır terk etmiş durumdayız. En u- cuz ve en güvenli ulaşım aracı olan trenler, bakımsızlıktan acı- nacak hale gelmiş, yıllar önce kurulmuş demiryolu fabrikala- n. vagon atölyeleri, güzelim is- tasyonlar parasızlıktan çök- mek üzere. Nürnberg-Münih trenindeki rahatlığa ve dakikliğe gıpta et- tim. Onlarla aramızda bu ölçü- de olanak farkt olduğunu san- mıyorum. 50-55 yıl önce Ame- rikan otomobillerini Türkiye pa- zarına sokabilmek amacıyla başlatılan karayollanna yatınm politikasının böyle bir denge- sizliğe neden olduğu kesin. Sonraki iktidarların hiçbiri de Menderes döneminde başla- tılan bu tercihten vazgeçmeyi düşünmediler. Trende gazeteleri karıştırır- ken Nürnberg'in bulvar gaze- tesi Abendzeitung'un manşe- tindeki bir haberi sizlere aktar- mak istedim. Gazete, Almanla- nn ünlü kadın politikacısı Re- nate Schmidt'in yeniden ev- lendiğini duyuruyordu. Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) Bavyera Eya- leti Başkanı 53 yaşındaki Ba- yan Schmidt, ikinci evliliğini yapmıştı. iki torun ve üç çocuk sahibi olan bu ünlü politikacı, sanatçı Hasso von Hen- nings'le yakınlarının katıldığı sade bir törenle nikâhlanmıştı. Gazete Schmidt'in yıllardır ye- ni eşiyle birlikte yaşadığını da belirtiyordu. Alman siyasi yaşamının bu ünlü kadın siyasetçisi, bu ha- berin çıktığı gün bir başka önemli başarı daha kazanmış- tı. SPD Bavyera Eyalet Baş- kanlığı seçiminde yüzde 93.7 oy alarak tarihi bir rekora daha imzasını atmıştı. Bulvar gaze- tesi o haberi ise ikinci sayfası- na koymakla yetinmişti. Renate Schmidt, Türkiye'ye de zaman zaman gelen bir si- yaset kadını. Bu haberi okur- ken Türkiye'yı ve kadınları dü- şündüm. İki torun sahibi her- hangi bir kadın politikacı bir er- kekle evlenmeden yıllarca bir- likte yaşasa ve daha sonra ev- lense acaba nasıl karşılanırdı? Acaba ona da "fahişe" dam- gası vurulur muydu? Onu si- yasi alanda çökertmek ama- cıyla bu ilişkisi, aleyhinde kul- lanılır mıydı? Torun sahibi, 53 yaşındaki büyükanne Renate Schmidt'- in, sevgilisi ve yeni nikâhlı eşi Hasso ile kol kola girmiş mut- luluk dolu fotoğrafına bakıyo- rum. Almanya'da da erkek egemenliğinin olduğunu biliyo- oım. Yıne de bize göre ne ka- dar çok mesafe almışlar diye düşünüyorum. ORHAN BURSALI Generalin Konuşması Tuğgeneral Osman Özbek'in konuşması, ûç yönlü eleştiri aldı. a) Herkes konuşuyor, general ni: çin konuşmasın: b) Bir devlet memuru olarak, ge^ neral, yasaları çiğnemiştir, hakkında soruşturma açılmalıdır; c) Asker siyaset dışı kalmalıdır, modem devletin öngördüğü profesyonellik ve devlet için- deki işbölümü gereği siyasi beyanda bulunmama- lıdır. • • • "Herkes konuşuyor, general niçin konuşmasın", görüşü, ülkede birçok şeyin şirazesinden çıktığı ve kaımaşanın giderek egemen olduğu bir ortamı rfa- de etmektedir. Karmaşa veya kaotik ortam, yasa- lann, kurallann, gelenek ve göreneklerin rafa kaldı- nldığını anlatır. Böyle ortamlarda, sadece, toplumu yöneten bu yazılı ve yazısız kurallar sistemi bozul- makla kalmaz; en üst düzeyde etik değerler de çiğnenir, ahlaki ölçüler itibannı yitirir. ,., ^ -,K ^ Nrtekim ülkemiz bu duaımu yaşamaktadır. İki partinin koalisyonu gerçekleştirme koşullan bu dönemi daha başından kirletmiştir. Birbirinin suç oluşturabilecek dosyalannı aklama anlaşması üzerine kurulu bir hükümet olabilir mı? Soruşturma dosyalarıyla birbirini esir almış ortaklık olur mu? Böyle bir anlaşmayı, böyle bir hükümeti, ülkenin geri kalan çoğunluğuna nasıl hazmettirebilirsiniz? Hükûmetin kuruluşu, basit aritmetik işlem olarak meşru ve doğru görülse bile, sosyal bir olgu olarak böyle bir hükûmetin meşruluğunu nasıl kabul etti- rebilirsiniz? Sosyal vicdan, aritmetik işlemlere vu- rulamayacak kadar karmaşıktır. Böyle bir ortaklığın ülkeye bir hayır getirmeyece- ği belliydı. Nitekım, şantaj üzerine kurulan böyle bir koalis- yonun, yine ancak şantajla sürebileceği görülmüş- tür. Susurluk soruştunmalannın Başbakanlık'ta ki- litlenmesi, bunun çok tipik bir açıklamasıdır. Rer fah, aynca, yüzde 20'lik oyuyla, yüzde 80'lik ço- ğunlugun benımsediği cumhuriyet ve demokrasi- nin temel ilkelerini ve yapısını değiştirmeye kalkış- mak gibi bir kendini bilmezhğin de esiri olmuştur. Bu bile, başlı başına, sosyal huzursuzluğu doru- ğa tırmandıracak. Mılhyet yazan Sayın Taha Ak- yol'un belirttiğı gelenek, görenek, kurum ve kural- lan attüst edecek bir tutumdur. Sosyal bilimci, topluma giderek egemen olan karmaşada, bu kural ve gelenekleri tek yönde ve tek yerde aramaya kalkışmaz. Analiz, bütünü kap- sadığı veya en azından göz önüne almaya çalıştığı ölçude bilimselliğe ve doğru sonuçlara yaklaşabi- lır. Satt iyi niyet, karmaşayı çözmeye veya bazı ol- gulan yerli yerinde tutmaya yetmemektedir. • • • Bir devlet memuru olarak, general, yasalan çiğnemiştir, hakkında soruşturma açılmalıdır. Yasalan uygulamayı sadece işlerine geldıği zaman anımsayan Refahçılarm bu görüşlerine yandaş bulmalan zordur. • • • •' •• Asker siyaset dışı kalmalıdır, modem devletin ön: gördüğü profesyonellik ve devlet içindeki işbölümü gereği siyasi beyanda bulunmamalıdır. Bu görüş doğrudur. Ancak, önkoşullan oldukça fazladın Mo- dem devlet... Profesyonemk... Devlet içinde işbS 1 lümü... - "' ' 1 ) a Dahası: Yasa, ku/al, 1 gelenek ve göreneklerin tıkfr tıkır işlediği bir toplum ve devtet yapısı. Bu önkoşullann sadece kısmen var olduğu, işle- diği veya istendiği zaman işletildiği bir toplumsal ortamda, toplumu oluşturan en önemli bileşenler- den birinden, yani ordudan, sanki her şey yolun- daymış gibi davranmasını beklemek, tamamen bir iyi niyettir. • • • Peki iyi niyete ihtiyacımız yok mu? Olmaz olur mu. Belki her zamankinden fazla. Ve bütün toplum kesimlerinden. Ancak, sosyal anahzler. gerçeği görmek için, iyj niyeti bağnnda pek banndıramıyor. Almanya Anayasa Mahkemesi ^Türkiye'de can güvenliği yok' REMZİ CENGİZ BREMEN - F.Almanya Anayasa Mahkemesi dün verdiği bir kararda, "Tür- kiye'de can güvenliği yok- tur'' gerekçesıyle polıtik sı- ğınma ıstemi geri çevrilen bir sığınmacının "Türki- ye'ye geri gönderümesine" karşı çıktı. 16 yaşındaki Kürt kökenli bir Türk va- tandaşı bir süre önce Al- manya'dan politik sığınma istemişti. Ancak, "Federal Sığın- ma Dairesi" bu isteği gen çevirmişti. Gencin avuka- tının ıtirazı üzenne dava Eyalet Yüksek Mahkeme- si tarafindan Alman Ana- yasa Mahkemesi'ne götü- rüldü. Yüksek Mahkeme- nın kararında şöyle denildi: "Sığınmaistemi reddedi- len Güneydoğulu insanla- nn. Türkiye'deld insan haklanve can güvenliği uy- gulamalannınendişeverid olması nedeni ile sığınma haklan reddedilse btfe Tür- kiye'ye geri gönderilmeleri sakuKaodırT Alman radyo ve TV'lerinin duyurduğn bu kararla Türkiye bir kez daha Avrupa'nın çok önemli bir "Yüksek Mah- kemesi" tarafindan mah-' kûm edildi. Politik gözlemciler, bu karar ile Türkiye'nin. Av- rupa'da "can güvenliği"ba- kımından birinci derecede "tebJikeü" bir ülke dun>' munda olduğunun onay- landığını söylediler. Fezlekeler hâlâ Başbakanlık'ta Erbakan, Kalemli'nin çağrısına yanıt vermedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İstanbul DGM'- nin, dokunulmazlıklannuı kaldınlması istemiyle DYP Elazığ Millenekıİi Meh- met Ağarve Şanlıurfa Mil- letvekili Sedat Edip Bucak hakkında hazırlanan fezle- kelerin Meclis'e sevkıyle ilgili olarak TBMM Başka- nı Mustafa Katenüitarafin- dan Başbakan Necmettin Erbakan'a yapılan çağnya yanıt gelmedi. Adalet Ba- kanlığı'nın yaklaşık 2 ay önce Başbakanlığa sevk et- tiği fezlekeleri Erbakan Meclıs'e göndeımedıği için işlem yapılamıyor. Kalemli, önceki gün Başbakan Erbakan'a gön- derdıği mektupta, Susurluk kazasının ardmdan hakla- nnda fezleke hazırlanan Ağar ve Bucak hakkında işlem yapılabilmesi içuı, bu evraklann Meclis Başkan- lığı'na sunulması gerekti- ğine dikkatçekti. Susurluk Komisyonu raporunun eki olarak elinde bulunan fez- leke fotokopileri ile işlem yapılamayacağını kayde- den Kalemli, hukuki pro- sedürün yerine getirilmesi için Başbakanlığın bu fez- lekeleri kendisine iletmesi gerektiğine dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle