Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmem. Orhan Erinç #
Genel Yaym Koordınaıörü. Hikmet
Çetinkava • Yazıişlerı Mudurlen
fbrahim Yıldu (Sorumlu), Dinç Tayanç
4 Haber Metkezı Müdurü Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • tstıhbarat
CengizYıidının 0 Kültür: Handan Şenköken
• Spor Abdûlkadir Yücelman # Makaleler
Sami Karaören • Düzeltme Abdullah Yazid
• Fotoğraf Erdoğan Köseoğln • Bügı-Bclge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yaym Kuruhı. tlhan Sdçuk(
Orhan Eriırç, ükta> Kurtbökc
Hikmet Çetinka> a. Şükran Soner,
Ergun Baku Dinç Tayanç, Ibrahim
Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa
Balb.>,Hak*nKars.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay 9 Haber Müdünr Doğan
Akın Atatûrk Buhvan No 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • tzmır Temsılcısı.
SerdarKızık,H Zı>aBlv 1352S 23Tel 4411220, Faks
4419117 #Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd.
119 S No:l Katl,Tel 363 12 11, Faks 363 12 15
Koordınator Ahmet Konılsan 9
Muhasebe Bülent Yener 9
tdare' Hüseyin Gürer 9 Uletme
ÖnderÇelik#Bıigı-tşlem NaU
Inal 9 Bılgısayar Sıstem.
Mûrüvet Çiler
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudür Gülbin
Erduran # Koordınalör Rehı
Işıtman 9 Geael Mûdür Yaniımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-51î«460«l,Faks 5138463
Yayıtnlajajl vt Baaıı: Yem Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yaymcılık A Ş
Tülkocajı Cad 59-11 Cağaloglu 34354tst. PK 246 lstanbulfel (0 212) 51205 05 (20hal) Faks (0/212)513 85 95
16NİSAN1997 hnsak: 4.44 Güneş:6.17 Öğle: 13.11 tkindi: 16.52 Akşam: 19.51 Yatsı: 21.18
23Nisaniçin
imza kampanyası
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Türkıye Bilişim
Derneği (TBD). 19.
Uluslararası 23 Nisan
Çocuk Şenliğfni Intemet
aracılığıyla dünyaya
duyuruyor. Bılışim
teknolojilerinın dünya banşı
ve demokrasi varanna
lcullanılmasını
amaçladıklannı belirten
TBD Başkanı Rahmi
Aktepe, 23 Nisan'ın Dûnya
Çocuk Gûnü olarak
kutlanması için Internet
ortarrunda bır ımza
kampanyası açtıkJannı
bildirdi.
Reklamcılar
bıternerte
• Haber Merkezi-
Reklacılar Derneği
Internet'te Web sayfasıyla
yerini aldı Tolesine'nin
yardımıyla hazırlanan sayfa,
Raksnet tarafindan
www.rd.org. dr adresinde
yayımlanıyor.
STÖeğitbn
semmeri
• Haber Merkezd - Sivil
toplum örgütleri eğitim
seminerinin, 1-2 mayıs
tarihlerinde îzmir'de
yapılacağı bildinldi.
Avrupa'nın çeşitli
ülkelennden gençlerin
oluşturduğu uluslararası
sıvil toplum örgütü
"Prometheus Europe"un
düzenledigı ve ana teması
"Akdeniz ülkelerindeki sivil
toplum örgütlerinde
yönetim ve gelişme" olan
seminer çalışmasının
Avrupa Birlıği tarafindan
destekJendiği bildinldi.
TŞOF'un
açıklaması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Şoförler
ve Otomobilciler
Federasyonu (TŞOF) Genel
Başkanı Dervış Günday,
bayram tatılinın uzun
sürmesi nedeniyle
karayollanndaki trafığin
artacağıni, bu nedehle
sürücülerin daha dikkatli
olmalan gerektiğinı
bildirdi. Kurban Bayramı
nedeniyle bir mesaj
yayımlayan Günday,
trafikte herkesin aynı
haklara sahıp olduğunu
belırterek "Âncak bazı
sûrücülenn bencıl
davranmalan, hem
kendilerinın hem de
başkalannın kaza
yapmasına neden
olmaktadır" dedi.
Fakütte
bünyesinde müze
• İZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Türkiye'mn
fakülte bünyesinde kurulan
ilk müzesı, Ege Üniversitesi
Edebiyat Falcültesi'nde
ziyarete açıldı. Gelecekte
daha kapsamlı olarak
kurulması planlanan Ege
Üniversitesi Müzesi'nin
çekirdeğini oluşturan küçük
müzede, IÖ 3000'li
yıllardan günümüze değin
uzanan Mısır, Eski Yunan,
Roma, Bizans ve Osmanh
dönemlerine ait eserler
sergileniyor.
TTK'nin kuruluş
yıldonumu
• ANKARA (AA) - Türk
Tarih Kurumu'nun (TTK)
66'ncı kuruluş yıldönümü
nedeniyle Kurum Başkanı
Prof.Dr. Yusuf
Halaçoğlu'na mesaj
gönderen Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, tarih
bihncinin. bir toplumu
millet yapan en önemli
unsurlardan biri olduğunu
belirtti
Trafik denetimi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkıye
genelınde, 4 gün boyunca
"yakın takip" kuralında
yoğunlaşılarak yapılan
trafik denetimlerinde, 11
bin 590 kişiye toplam 27
milyar 781 milyon lira para
cezası kesildi. Emniyet
Genel Müdürlüğü'nden
yapılan açıklamada,
Karayollan Trafik
Kanunu'nda yapılan
değişıkliğın yürürlüğe
girmesiyle trafik
birimlerinin yoğun
denetleme programlan
sonucunda, önde giden
aracı güvenlı bir mesafede
takip etmeyen sûrücülenn
her birine İ milyon 800 bin
lira para cezası uygulandığı
bildinldi.
Almanya'da 7 milyonu aşan yabancı nüfiısa karşı tepkiler giderek artıyor
Göçmenler sorun oldu• 195O'li ve 60'h yıllarda "büyük fırsatlar ülkesi"
çağnsıyla ülkeye davet edilen yabancı işçiler, Alman
ekonomisinin dünyanın en ileri ekonomileri arasına
girmesinde önemli rol oynadı. Ancak sokaktaki Alman
hiçbir zaman yabancılara ve çok kültürlü bir toplumun
oluşmasına sıcak bakmadı.
Çeviri Servisi - Almanya Başba-
kanı HelmutKohL her ne kadar ter-
sini iddia etse de Almanya bır göç-
men ülkesi. Türkiye'den ve Güney
Avrupa'dan göçen "gasterbeiter-ko-
nukişçûerin"in çocuklan, bu ülke-
de doğup büyümelenne karşın, Al-
man vatandaşlığına geçebılenlenn
sayısı çok az. Sovyetler Birlıği'nın
dağılmasını izleyen dönemde ıse
Doğu Almanya'dan Batı'ya büyük
birivmekazananişçıgöçü. 1988'de
4.5 milyon olan toplam göçmen sa-
yısını bugünkü 7.2 milyon düzeyi-
ne çıkarttı. Haftalık Newsweek der-
gisi son sayısında Almanya'da ya-
şayan yabancılar konusuna geniş.
VCT ayırdı. Dergınin, kapak konusu
yaptığı habere göre, ülkede giderek
seslenni yükselten Neo-Nazi grup-
lar başta olmak üzere yabancı kar-
şıtı eylemler. göz ardı edilemeye-
cek düzeyde. Nüfusun yüzde 9'unu
oluşturan yabancılar, yüzde 12'lere-
çıkan işsizliğın de etkisiyle ülke
ekonomisi üzerinde bir kambur ola-
rak görülmeye-başlandı.
Doğu Avnıpa'dan gelen 2.5 mil-
yon "etnik Alman"a, kan bağlan
olduğu gerekçesiyle otomatik ola-
rak vatandaşhk hakkı tanınmıştı.
Sınırlarda geçişleri kısıtlamak ve
bazı sığınmacılan geri göndermek
gibi caydıncı önlemlerin altında ya-
tan nedenlenn başında bır an önce
yeni gelenlenn ayağını kesmek ge-
liyordu. Bu arada bazı siyasi ku-
rumlar, yabancı sorununa. iki tara-
fi da memnun edecek çözümler ge-
tirmeye çabalarken daha tutucu,
hatta ırkçı kurumlar böyle bır so-
runu yok farz ediyor.
Nazı fanatizminin utancını üzer-
lerinden atamayan Almanlar, ya-
Almanya'da yaşayan pek çok Türk. Almanlann hiçbir zaman kendilerini ve burada doğan çocuklannı kabul etmeyeceğine inamyor.
Adım adım 'çok renkli' Almanya
1955: Almanya'daki işçi açığını kapatmak
amacıyla Güney Italya'dan gelen ilk ışçi
kafilesı ülkeye ayak bastı.
1960: Türkiye"den gelen ilk ışçi grubu ülkenin
acil ışçi ihtıyacını karşıladı. Sonradan
gelenlerle Türkler, ülkenin en kalabalık
yabancı nüfusunu oluşturdular.
1964: Yabancı işçi sayısı 1 milyonu buldu.
1973: Almanya yabancı işçi alımına son verdı.
1974: Göçmen nüfusu 4 milyonu buldu.
1978: Yabancı işçıleri toplumla
bütünleştirmek amacıyla ilk resmi kuruluş
çalışmalanna başladı.
1989: Berlin Duvan yıkıkh. Doğu
Almanyalılar akın akın Batı'ya göç etmeye
başladı.
1990: Alman kökenlı Ruslann, Polonyalılann
ve Romanyalılann göçü, Alman hükümetinde
panık yarattı. Bu ülkelerden gelen
göçmenlerin sayısı yılda 397 bine ulaştı.
1991: Eski Yugoslavya'daki iç savaştan kaçan
Bosnalılar Almanya'ya sığmdılar. Bu tarihte
325 bin Bosnalı ve 120 bin Arnavuta sığınma
hakkı tanındı.
1991: Vatandaşlık hakkı için bekleme süresi
kısaltıldı. Alman olmak kolaylaştmldı.
1992: Çoğu Doğu Avnıpa'dan olmak üzere
438 bin kışı sığınma hakkı ıstedı.
1993: Neo-Naziler yabancı düşmanlığını
tırmandırdılar. 24 martta Solingen'de 5 Türk
yakılarak öldürüldü.
1993: Nötralızasyon bedeli düşürüldü.
19%: Bosnalı sığınmacılann bır kısmı sınır
dışı edildi.
1997: Toplam yabancı nüfusu 7.2 milyona
ulaştı.
bancılara karşı daha duyarlı dav-
ranmaya çahşıyorlar. 1993 yılına
kadar Doğu Avrupalı, Afrikah ve
Kürtlere karşı dünyanın en liberal
sığınmacı politikasını uygulayan
Alman hükümeti, bu tarihten son-
ra vatandaşlık hakkı konusunda son
derece katı bir tutum ıçine gırdi.
Almanya'da oturan yabancı işçi-
ler, bu ülkede her zaman yabancı-
lık çektiklenni belirtiyor. Burada
uzun süredir yaşayan pek çok Türk.
Alman toplumunun hiçbir zaman
kendilerini ve burada doğan çocuk-
lannı kabul etmeyeceğine ınanıyor.
Almanlar, yabancı işçi kavramı-
naherzamansoğukbaknlar. 19501i
yıllann sonu ve 1960'lann başlann-
da "büyük firsatiar ülkesT çağnsıy-
la ülkeye davet edilen yabancı işçi-
ler, Alman ekonomisinı düze çıkar-
mış ve dünyanın en ileri ekonomi-
leri arasına girmesinde önemli rol
oynamıştı. Ancak sokaktaki Alman
hiçbir zaman yabancılan benimse-
meye yanaşmadı ve çok kültürlü
bir toplumun oluşmasına sıcak bak-
madı. Özellikle işsizhğin ülke tari-
hinin en yüksek düzeyine çıkmasıy-
la, yabancı işçiler bir tehdit unsuru
olarak görülmeye başlandı
Neo-Naa şiddeti
1990'lı yıllann başında Doğu Av-
rupa ve Balkanlar'dan akın akın ge-
len göçmenlere tepki olarak gelişen
Neo-Nazı hareketi, giderek şidde-
te başvurmaya başladı. Bugüne dek
yaklaşık 30 yabancımn yaşammı
yitirdıği eylemlerin önü, tüm çaba-
lara karşın alınamıyor.
Son yapılan bır kamuoyu araştır-
masına göre Alman halkuıın yüzde
71'i, Almanya'nın bir göçmenler
ülkesi olduğunukabul ediyor. Libe-
ral görüşlü siyasetçiler, ikı aşama-
h bir çözüm öneriyorlar. Öncelikk
göçlerin sınıriandınlması konusu-
na ağırlık verilmesı üzennde duran
liberal ler, ikincı aşamada. uzun sü-
re Almanya'da yaşayan yabancıla-
nn toplumla bütünleştırilmesi ge-
rektiğini ilen sürüyor. Bu görüşe
göre yabancılann Almanya'da do-
ğan çocuklannın otomatik olarak
Alman vatandaşlığına geçmesi ge-
rekiyoT. Ancak Kohl hükümeti tçitl-
deki muhafazakârlar, vatandaşlık
hakkının tanınmasında anne veya
babanm Almanya'da sürekli otur-
ma iznı almış olması koşulunun
aranmasını istiyor. Hükümetin iki
kanadının da eleştirilerine hedef
olan Kohl, oğlunun bir Türk kızıy-
la arkadaşlığı nedeniyle de yaban-
cılar sorununa öncelik tanımak
zorunda.
înterstar güzelleri
İnterstar televizyonu tarafindan dûzenlenen 1997
Türkiye Güzellik Yanşması'm 17 yaşındaki
Almanya doğumlu (Jülsevim Bozer (ortada)
kazandu Lütfî Kırdar Kongre Merkezi'nde önceki
gün yapılan yanşmada ikinrihği yine Almanya
doğumlu ISefise Karatay (sotda)^ üçüncülüğü
Ceyda Düvenci (sağda) kâzanırken, Seda Yürekli
de u
Blendax Güzdi" seçildL (KADER TUĞLA)
e-posta: tan (a vol. com. tr
BEŞİKTAŞ'TAKİ İHL İNŞAATININ DURDURULMASIM tSTEDİLER
STO'lerin ıımudu Demirel
SOYLEŞİ ATT LA İLHAN
tstanbul Haber Servisi-
Çağdaş Yaşamı Destekle-
me Derneği'nin (ÇYDD)
de aralannda bulunduğu
10 sivil toplum örgütü
(STÖ), Beşiktaş'ta yapı-
nu tartışmalı bir şekilde
süren imam-hatip lısesi in-
şaatının durdurulması için
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e başvurdu. TE-
MA Vakfı'nın da 'doğa ve
erozyonokuhı' yapmak ıs-
tedi^i okul arazisine
STO'ler klasik lise yap-
mak istiyor. Çağdaş Yaşa-
mı Destekleme Derneği
Beşiktaş Şubesi Yönetim
Kurulu üyesi Melek Aş-
kın, "inşaarın durdurul-
ması için ilçe sakinlerinin
topladiğı 15 bin imza hiçe
MilliEğitim Bakanı Mehmet Sağlam'uı imzasıyla yapınuna başlanan Beşiktaş'taki imam-
hatip lisesi inşaaü, sivO toplum örgütierinin yaptığı itiradara karşm devam ediyor.
sayıldı ve ilgili \öneticilerle diyalog gi-
rişimlerimiz sonuçsuz kakir dedi.
Mılli Eğitim Bakanı Mehmet Sağ-
lam'm bakanhğı döneminde imzala-
nan bir protokolle yapınuna başlanan
Beşiktaş'taki imam-hatip lisesi, bü-
tün itirazlara karşın sürüyor. Beşiktaş
Dikilitaş Mahallesi'nde bulunan ve
mülkiyeti hazineye ait olduğu savunu-
lan 1095 ada 321 ve 322 parsellere,
Hayri Kozakçıoğhı'nun tstanbul Va-
lisi olduğu dönemde,
meslek lisesi yapılma-
sı için Özel Dersaneler
Bırliği ile bir protokol
yapıhruş, ancak bu pro-
tokol dururken, 23 Ekim
1996 tarihinde tmam-
Haüp Lisesi Yaptırma
ve Yaşatma Derneği ile
yeni bir protokol, Millı
Eğitim Bakanı Mehmet
Sağlam adına Düı Oğretimi Genel Mü-
dürü Ahmet Gül tarafindan imzalan-
dı.
ÇYDD'li Melek Aşkın, inşaatı tar-
tışmalı bır şekilde devam eden imam-
hatip lisesiyle ilgili Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın bazı açıklamalannın. ko-
nunun içeriğiyle çelişkiler içinde ol-
duğunu belirtti. Aşkın, çelişkilerle il-
gili olarak Milli Eğitim Bakaru Meh-
met Sağlam'a ve Istanbul Valısi Rıd-
van Venişen'e, ÇYDD Beşiktaş Şube-
si, Tüvana Okuma lsteklı Çocuk Eği-
tim Vakü, Çağdaş Eğihm Vakfı, Gay-
rettepe Çevre Kültür ve Işletme Ko-
operatifi. Yükseköğrenimde Rehber-
lik Tanıtım ve Rehber Yetıştirme Vak-
fi, Çağdaş Yıldızhlar Derneği, Yük-
seköğretim ve Araşürma Vakfi, Etiler
Rotary, Sağlık Odalan Birliğı, Cniver-
site Öğretim Üyeleri Derneği imzalı
biryazı gönderildığini anımsath. Aş-
• On sivil toplum örgüîü, Beşiktaş'taki imam-hatip
lisesi inşaaünın durdurularak arsanın kendüerine
verilmesi için Cumhurbaşkanı'na başvurdu. ÇYDD
Beşiktaş Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Melek Aşkın,
inşaatın durdurulması için toplanan 15 bin imzanın
hiçe sayüdığını söyledi. Aşkın, ilgili yöneticilerle
diyalog girişimlerinden de sonuç alınamadığını
behrtti.
kın. 24 Mart 1997 tarihinde gönden-
len söz konusu yazıya bugüne dek bir
yanıt alamadıklannı söyledi.
Bakanlığın, arsanın bir vatandaş ta-
rafindan din eğitimi için hibe edildi-
ğini söylediğini, oysa söz konusu ar-
sanın hazineye ait olduğunu ve kent pla-
nı yapılırken eğitim amaçlı bir alan ola-
rak aynldığına dikkat çekildi.
Mevcut ile ihtiyaç dengesı açısın-
dan bir değerlendinme yapıldığında
söz konusu imam-hatip lisesi inşaaö-
nm süratle durdurulması gerektigi be-
lırtılen yazıda, bakanlık açıklaması
şöyle yanıtlandı:
"Bir demeçte Anadolu İHL ile ya-
pılan protokolün sizin zamanınızda
(Mehmet Sağlam) değiU 11 Haziran
1993 tarihinde imzaiandığı ileri sürü-
tüyor. Bugünkü inşaaündayandığı pro-
tokol ise 'Milli Eğitim Bakanı Prof.
Dr. Mehmet Sağlam adına Din Eğiti-
mi Genel Müdürü Ah-
met Gül' tarafindan 23
Eldml9% tarihinde im-
zalanmışnr."
Söz konusu inşaatın
yapımınm Anadolu İHL
Yaptırma Derneği tara-
findan karşılanacagını,
aynca bir ilkokul da yap-
tınlarak Milli Eğitim Ba-
kanlığı'na hibe edilece-
ği şeklindekı açıklamaya da yanıt ve-
rilen ve bugüne kadar bir cevap ahna-
mayan 10 sivil toplum örgütünün im-
zasını taşıyan yazıda daha sonra şu is-
temde bulunuluyor: "Aynı tekKfi TE-
MA Vakfi da yapryor. Aynca biz Be-
şiktaşh sivil toplum örgütleri olarak
burada düz bir lise ve ilköğretim oku-
lu japımını gerçekleştirmeyi üst-
lenîyoruz. Öçehalkı bu okulun yapanma
katkıda bulunmaya hazu*."
Lider, 'Ayıklayıcı' ve 'Otoriter'
un-
/ A lü 'Içtihat' dergisini yayınlıyor; zamanın ünlü
'devrimcilerinden' birisi, Sabri Ayvazof ise 1905
'Rus Inkılâb-ı Keb/ri'nden sonra, Kınm'dayeni bir
dergi çıkarmaya girişmiştir. 'Içtihat' dergisine gön-
derdiği bir mektupta, 'inkılâpçı' Osmanlı aydınla-
nyla Rus aydınlannı mukayese ederek der ki:
"... Rus aydınlan istibdada rağmen, yıllarca
çalıştılar, halkı aydınlatblar. Osmanlı aydınla-
n ise sadece şıklık taslamasmı bilirlen korkak-
tırlar. Çoğu kibar ailelerden yetiştirilmiş bey-
zadelerdir. Siz Jöntürkler, beş on bin kurban
vermedikçe, elli yıl daha ehramlann tepesin-
den bağırsanız, Eyfel Kulesi'nin tepesine çık-
sanız, gene birsey yapamayacaksınız. Onlar
şimdiye kadar Abdülhamrt'le uğraşacaklanna,
biraz da memleketterinin baldınçıplaklan için
çalışsaiarth, amaçlanna çoktan vanrlardu.." (Ba-
tı Sorunu, s. 231. Bilgi Yayınevi, 1975)
Haklı mıydı? Bugün bile haklı sayılabilir mi? O
ayn bahis! Dikkati çeken husus, Sabri Ayvazofun
'değeriendirmesinde' 'Narodnik' faktörünün bu-
lunmasıdır. Sosyalist Sol, yakın zamana kadar ne
Narodnikter'den haberdardı, ne de Narodnaya Vol-
ya hareketinden; son onbeş senedir, iyi kötü bi-
raz adı geçıyor; onlann dışındaki aydınlanmız, bu
bahıste tam anlamıyla 'fransızdıriar
1
. Oysa nere-
sinden bakılsa, Osmanlı'dan itibaren ülkemizde-
ki siyasi parti örgütlenmesinde olsun, 'inkılâpçı-
lık' platformunda olsun, Rus Narodnikleri'nin et-
kisi vardır.
Tabii, örgütlenme modelleriyle, hem Narodnik-
leri, hem Bolşevikleri etkilemiş olan, Neçayef'çi
Nihilistler'in de!
'Model' demokrat olmayınca...
Türkiye'de 'lider1
olayını anlamak, neden do-
layı parti içinde 'padişahlık' etmekanlamını ka-
zandığını açıklamak için, 'Siyasi Parti' örgütlen-
mesindeki 'evveliyaümızı' gözden geçirmek zo-
runlu görünüyor. Bilmez değilsiniz ya, Abdülha-
mit'i 'devirmek' maksadıyla kuaılmuş olan 'Itti-
hat ve Terakki' bir 'parti' olarak değil, bir 'cemi-
yet' olarak örgütlenmişti; gizliydi, yani yasadışıy-
dı, örgütlenişi bir 'komita' örgütlenişiydi.
Bu fikrin nereden geldiğini öğrenmek mi istiyor-
sunuz, bakınız nereden geliyor: 'kuruculardan'
Hüseyjnzade Ali, daha önce Rusya'da Peters-
burg Universrtesi'nde okumuştu; 'Narodniklik'
ne demek biliyordu; öteki kurucular, şu ya da bu
şekilde Balkan Komitecileri'nin nasıl örgütlendi-
ğinden haberdardılar, özellikle Bulgar Komitacı-
lan'nın (Çentrelistler) Narodnik renklertaşıdığı du-
yulmuştu aynca, Abdülhamrt karşıtı Ermeni Ko-
mitalanndan, 'Daşnaksutyun' elbette 'milliyetçi'
birtavır içindeydi ama, 'H/nça/csuryun'un Rus Na-
rodnikleri'nden etkilendiği şüphesizdi.
Bundan ne çıkar? Şu: 'Ittıhat ve Terakki Cemi-
yeti', zamanla Osmanlı'nın hayatına egemen ol-
muş, iyi kötü, sonradan kurulan bütün 'fırkalara'
modellik etmiştir; oysa bizzat o, gerçek manada
demokratik bir parti değildi, 'yukardan aşağıya',
'hücre örgüsünde' örgütlenmiş, gizli bir 'komita'
Idi; bu örgüte girebilmek için Carbonari ya da Ma-
son örgütlerinde olduğu gibi, birtakım 'esrarlı'tö-
renlere katılmak icabediyordu.
Anadolu Ihtilâli'nde kimsenin anlamadığı, ya
da anlamak ıstemediği nokta, Mustafa Kemal'in
bu 'yukardan aşağıya' örgütlenme modelını orta-
dan kaldırmak; inkılâpçı örgütü, 'kendiliğinden' oluş-
muş 'Halk Şûralan', 'Kongreler' ve bunlann bir-
leşmesinden meydana gelecek 'Halk Meclisi'ne
dönüştürebilmekti. Müdafaa-i Hukuk Cemiye-
ti'nin Ittihat ve Terakki Cemiyeti'nden en büyük
farkı, 'gizlikomite'olmayıp, düpedüzbir 'siviltop-
lum' kuruluşu olmasıdır.
Sadece bu fark bile Müdafaa-i Hukuk Cemi-
yeti'ni 'demo/cranaştınrama, ardından ortaya çı-
kacak 'HalkFırkası'nın, sadece geniş kapsamlı do-
kuz umde üzerinde bina edilmesi, üç Misak-ı
MîllFyi esas ittihaz etmesi, nasıl bir 'kitie örgütü',
bir 'kitle örgütlenmesi' tasanmının bulunduğuna
işarettir.
...Lider 'demokrat' olur mu?..
Türkiye'de 7/ater'in, -tesadüf bu ya- aynen to-
taliter' Alman, Italyan ve Rus partilerinde ol-
duğu gibi 'değişmezgenelbaşkan' kimliğine bü-
rünmesi, gerçekte, o 'şûra'c\ ve 'Kongre'a teme-
lin terkedilmesine; tam tersine, handiyse kemik-
leşmiş bir 'delege' sistemine geçilmesine bağlı-
dır. Başkatürlü söyleyeyim mi? Türkiye'de siya-
si partiler, 'âşağıdan yukanya' gerçekleşmiş ku-
ruluşlar olmadığından, 'yukardaki' bir lider' ve
onun 'hizibi', ölüp ölesiye örgütü, dolayısryta 'ik-
tidan' kontrol eder. Bunun kökeni, bir manada
'Ittihat ve Terakki'den, bir manada Rus Narodnik
ve Nihilistleri'nden tevarüs ettiğimiz, 'Komitacı-
Mc'tadır.
Mussolini'nin Faşist Partisi'ni, Hitler'in Nasyo-
nal Sosyalist Partisi'ni, Stalin'in Bolşevik Partisi'ni
halkından koparan, 'tepedeki' liderieriyle yoklu-
ğa götüren süreç neyse, bizdeki partilerin geliş-
me sürecı ve liderlerinin mantığı da odur: 'sahici'
bir demokrasiyi, onlardan nasıl bekleyebiliriz?
http-y/ www. prizma.net tr/ A İLHAN
http-y/wvvw.ada.corn.W-bilgiyay/yazar/ailhan.htrnl