23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmem. Orhan Erinç # Genel Yaym Koordınaıörü. Hikmet Çetinkava • Yazıişlerı Mudurlen fbrahim Yıldu (Sorumlu), Dinç Tayanç 4 Haber Metkezı Müdurü Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • tstıhbarat CengizYıidının 0 Kültür: Handan Şenköken • Spor Abdûlkadir Yücelman # Makaleler Sami Karaören • Düzeltme Abdullah Yazid • Fotoğraf Erdoğan Köseoğln • Bügı-Bclge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yaym Kuruhı. tlhan Sdçuk( Orhan Eriırç, ükta> Kurtbökc Hikmet Çetinka> a. Şükran Soner, Ergun Baku Dinç Tayanç, Ibrahim Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balb.>,Hak*nKars. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay 9 Haber Müdünr Doğan Akın Atatûrk Buhvan No 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • tzmır Temsılcısı. SerdarKızık,H Zı>aBlv 1352S 23Tel 4411220, Faks 4419117 #Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd. 119 S No:l Katl,Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Koordınator Ahmet Konılsan 9 Muhasebe Bülent Yener 9 tdare' Hüseyin Gürer 9 Uletme ÖnderÇelik#Bıigı-tşlem NaU Inal 9 Bılgısayar Sıstem. Mûrüvet Çiler MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudür Gülbin Erduran # Koordınalör Rehı Işıtman 9 Geael Mûdür Yaniımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-51î«460«l,Faks 5138463 Yayıtnlajajl vt Baaıı: Yem Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yaymcılık A Ş Tülkocajı Cad 59-11 Cağaloglu 34354tst. PK 246 lstanbulfel (0 212) 51205 05 (20hal) Faks (0/212)513 85 95 16NİSAN1997 hnsak: 4.44 Güneş:6.17 Öğle: 13.11 tkindi: 16.52 Akşam: 19.51 Yatsı: 21.18 23Nisaniçin imza kampanyası • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Türkıye Bilişim Derneği (TBD). 19. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliğfni Intemet aracılığıyla dünyaya duyuruyor. Bılışim teknolojilerinın dünya banşı ve demokrasi varanna lcullanılmasını amaçladıklannı belirten TBD Başkanı Rahmi Aktepe, 23 Nisan'ın Dûnya Çocuk Gûnü olarak kutlanması için Internet ortarrunda bır ımza kampanyası açtıkJannı bildirdi. Reklamcılar bıternerte • Haber Merkezi- Reklacılar Derneği Internet'te Web sayfasıyla yerini aldı Tolesine'nin yardımıyla hazırlanan sayfa, Raksnet tarafindan www.rd.org. dr adresinde yayımlanıyor. STÖeğitbn semmeri • Haber Merkezd - Sivil toplum örgütleri eğitim seminerinin, 1-2 mayıs tarihlerinde îzmir'de yapılacağı bildinldi. Avrupa'nın çeşitli ülkelennden gençlerin oluşturduğu uluslararası sıvil toplum örgütü "Prometheus Europe"un düzenledigı ve ana teması "Akdeniz ülkelerindeki sivil toplum örgütlerinde yönetim ve gelişme" olan seminer çalışmasının Avrupa Birlıği tarafindan destekJendiği bildinldi. TŞOF'un açıklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Genel Başkanı Dervış Günday, bayram tatılinın uzun sürmesi nedeniyle karayollanndaki trafığin artacağıni, bu nedehle sürücülerin daha dikkatli olmalan gerektiğinı bildirdi. Kurban Bayramı nedeniyle bir mesaj yayımlayan Günday, trafikte herkesin aynı haklara sahıp olduğunu belırterek "Âncak bazı sûrücülenn bencıl davranmalan, hem kendilerinın hem de başkalannın kaza yapmasına neden olmaktadır" dedi. Fakütte bünyesinde müze • İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türkiye'mn fakülte bünyesinde kurulan ilk müzesı, Ege Üniversitesi Edebiyat Falcültesi'nde ziyarete açıldı. Gelecekte daha kapsamlı olarak kurulması planlanan Ege Üniversitesi Müzesi'nin çekirdeğini oluşturan küçük müzede, IÖ 3000'li yıllardan günümüze değin uzanan Mısır, Eski Yunan, Roma, Bizans ve Osmanh dönemlerine ait eserler sergileniyor. TTK'nin kuruluş yıldonumu • ANKARA (AA) - Türk Tarih Kurumu'nun (TTK) 66'ncı kuruluş yıldönümü nedeniyle Kurum Başkanı Prof.Dr. Yusuf Halaçoğlu'na mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, tarih bihncinin. bir toplumu millet yapan en önemli unsurlardan biri olduğunu belirtti Trafik denetimi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkıye genelınde, 4 gün boyunca "yakın takip" kuralında yoğunlaşılarak yapılan trafik denetimlerinde, 11 bin 590 kişiye toplam 27 milyar 781 milyon lira para cezası kesildi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Karayollan Trafik Kanunu'nda yapılan değişıkliğın yürürlüğe girmesiyle trafik birimlerinin yoğun denetleme programlan sonucunda, önde giden aracı güvenlı bir mesafede takip etmeyen sûrücülenn her birine İ milyon 800 bin lira para cezası uygulandığı bildinldi. Almanya'da 7 milyonu aşan yabancı nüfiısa karşı tepkiler giderek artıyor Göçmenler sorun oldu• 195O'li ve 60'h yıllarda "büyük fırsatlar ülkesi" çağnsıyla ülkeye davet edilen yabancı işçiler, Alman ekonomisinin dünyanın en ileri ekonomileri arasına girmesinde önemli rol oynadı. Ancak sokaktaki Alman hiçbir zaman yabancılara ve çok kültürlü bir toplumun oluşmasına sıcak bakmadı. Çeviri Servisi - Almanya Başba- kanı HelmutKohL her ne kadar ter- sini iddia etse de Almanya bır göç- men ülkesi. Türkiye'den ve Güney Avrupa'dan göçen "gasterbeiter-ko- nukişçûerin"in çocuklan, bu ülke- de doğup büyümelenne karşın, Al- man vatandaşlığına geçebılenlenn sayısı çok az. Sovyetler Birlıği'nın dağılmasını izleyen dönemde ıse Doğu Almanya'dan Batı'ya büyük birivmekazananişçıgöçü. 1988'de 4.5 milyon olan toplam göçmen sa- yısını bugünkü 7.2 milyon düzeyi- ne çıkarttı. Haftalık Newsweek der- gisi son sayısında Almanya'da ya- şayan yabancılar konusuna geniş. VCT ayırdı. Dergınin, kapak konusu yaptığı habere göre, ülkede giderek seslenni yükselten Neo-Nazi grup- lar başta olmak üzere yabancı kar- şıtı eylemler. göz ardı edilemeye- cek düzeyde. Nüfusun yüzde 9'unu oluşturan yabancılar, yüzde 12'lere- çıkan işsizliğın de etkisiyle ülke ekonomisi üzerinde bir kambur ola- rak görülmeye-başlandı. Doğu Avnıpa'dan gelen 2.5 mil- yon "etnik Alman"a, kan bağlan olduğu gerekçesiyle otomatik ola- rak vatandaşhk hakkı tanınmıştı. Sınırlarda geçişleri kısıtlamak ve bazı sığınmacılan geri göndermek gibi caydıncı önlemlerin altında ya- tan nedenlenn başında bır an önce yeni gelenlenn ayağını kesmek ge- liyordu. Bu arada bazı siyasi ku- rumlar, yabancı sorununa. iki tara- fi da memnun edecek çözümler ge- tirmeye çabalarken daha tutucu, hatta ırkçı kurumlar böyle bır so- runu yok farz ediyor. Nazı fanatizminin utancını üzer- lerinden atamayan Almanlar, ya- Almanya'da yaşayan pek çok Türk. Almanlann hiçbir zaman kendilerini ve burada doğan çocuklannı kabul etmeyeceğine inamyor. Adım adım 'çok renkli' Almanya 1955: Almanya'daki işçi açığını kapatmak amacıyla Güney Italya'dan gelen ilk ışçi kafilesı ülkeye ayak bastı. 1960: Türkiye"den gelen ilk ışçi grubu ülkenin acil ışçi ihtıyacını karşıladı. Sonradan gelenlerle Türkler, ülkenin en kalabalık yabancı nüfusunu oluşturdular. 1964: Yabancı işçi sayısı 1 milyonu buldu. 1973: Almanya yabancı işçi alımına son verdı. 1974: Göçmen nüfusu 4 milyonu buldu. 1978: Yabancı işçıleri toplumla bütünleştirmek amacıyla ilk resmi kuruluş çalışmalanna başladı. 1989: Berlin Duvan yıkıkh. Doğu Almanyalılar akın akın Batı'ya göç etmeye başladı. 1990: Alman kökenlı Ruslann, Polonyalılann ve Romanyalılann göçü, Alman hükümetinde panık yarattı. Bu ülkelerden gelen göçmenlerin sayısı yılda 397 bine ulaştı. 1991: Eski Yugoslavya'daki iç savaştan kaçan Bosnalılar Almanya'ya sığmdılar. Bu tarihte 325 bin Bosnalı ve 120 bin Arnavuta sığınma hakkı tanındı. 1991: Vatandaşlık hakkı için bekleme süresi kısaltıldı. Alman olmak kolaylaştmldı. 1992: Çoğu Doğu Avnıpa'dan olmak üzere 438 bin kışı sığınma hakkı ıstedı. 1993: Neo-Naziler yabancı düşmanlığını tırmandırdılar. 24 martta Solingen'de 5 Türk yakılarak öldürüldü. 1993: Nötralızasyon bedeli düşürüldü. 19%: Bosnalı sığınmacılann bır kısmı sınır dışı edildi. 1997: Toplam yabancı nüfusu 7.2 milyona ulaştı. bancılara karşı daha duyarlı dav- ranmaya çahşıyorlar. 1993 yılına kadar Doğu Avrupalı, Afrikah ve Kürtlere karşı dünyanın en liberal sığınmacı politikasını uygulayan Alman hükümeti, bu tarihten son- ra vatandaşlık hakkı konusunda son derece katı bir tutum ıçine gırdi. Almanya'da oturan yabancı işçi- ler, bu ülkede her zaman yabancı- lık çektiklenni belirtiyor. Burada uzun süredir yaşayan pek çok Türk. Alman toplumunun hiçbir zaman kendilerini ve burada doğan çocuk- lannı kabul etmeyeceğine ınanıyor. Almanlar, yabancı işçi kavramı- naherzamansoğukbaknlar. 19501i yıllann sonu ve 1960'lann başlann- da "büyük firsatiar ülkesT çağnsıy- la ülkeye davet edilen yabancı işçi- ler, Alman ekonomisinı düze çıkar- mış ve dünyanın en ileri ekonomi- leri arasına girmesinde önemli rol oynamıştı. Ancak sokaktaki Alman hiçbir zaman yabancılan benimse- meye yanaşmadı ve çok kültürlü bir toplumun oluşmasına sıcak bak- madı. Özellikle işsizhğin ülke tari- hinin en yüksek düzeyine çıkmasıy- la, yabancı işçiler bir tehdit unsuru olarak görülmeye başlandı Neo-Naa şiddeti 1990'lı yıllann başında Doğu Av- rupa ve Balkanlar'dan akın akın ge- len göçmenlere tepki olarak gelişen Neo-Nazı hareketi, giderek şidde- te başvurmaya başladı. Bugüne dek yaklaşık 30 yabancımn yaşammı yitirdıği eylemlerin önü, tüm çaba- lara karşın alınamıyor. Son yapılan bır kamuoyu araştır- masına göre Alman halkuıın yüzde 71'i, Almanya'nın bir göçmenler ülkesi olduğunukabul ediyor. Libe- ral görüşlü siyasetçiler, ikı aşama- h bir çözüm öneriyorlar. Öncelikk göçlerin sınıriandınlması konusu- na ağırlık verilmesı üzennde duran liberal ler, ikincı aşamada. uzun sü- re Almanya'da yaşayan yabancıla- nn toplumla bütünleştırilmesi ge- rektiğini ilen sürüyor. Bu görüşe göre yabancılann Almanya'da do- ğan çocuklannın otomatik olarak Alman vatandaşlığına geçmesi ge- rekiyoT. Ancak Kohl hükümeti tçitl- deki muhafazakârlar, vatandaşlık hakkının tanınmasında anne veya babanm Almanya'da sürekli otur- ma iznı almış olması koşulunun aranmasını istiyor. Hükümetin iki kanadının da eleştirilerine hedef olan Kohl, oğlunun bir Türk kızıy- la arkadaşlığı nedeniyle de yaban- cılar sorununa öncelik tanımak zorunda. înterstar güzelleri İnterstar televizyonu tarafindan dûzenlenen 1997 Türkiye Güzellik Yanşması'm 17 yaşındaki Almanya doğumlu (Jülsevim Bozer (ortada) kazandu Lütfî Kırdar Kongre Merkezi'nde önceki gün yapılan yanşmada ikinrihği yine Almanya doğumlu ISefise Karatay (sotda)^ üçüncülüğü Ceyda Düvenci (sağda) kâzanırken, Seda Yürekli de u Blendax Güzdi" seçildL (KADER TUĞLA) e-posta: tan (a vol. com. tr BEŞİKTAŞ'TAKİ İHL İNŞAATININ DURDURULMASIM tSTEDİLER STO'lerin ıımudu Demirel SOYLEŞİ ATT LA İLHAN tstanbul Haber Servisi- Çağdaş Yaşamı Destekle- me Derneği'nin (ÇYDD) de aralannda bulunduğu 10 sivil toplum örgütü (STÖ), Beşiktaş'ta yapı- nu tartışmalı bir şekilde süren imam-hatip lısesi in- şaatının durdurulması için Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e başvurdu. TE- MA Vakfı'nın da 'doğa ve erozyonokuhı' yapmak ıs- tedi^i okul arazisine STO'ler klasik lise yap- mak istiyor. Çağdaş Yaşa- mı Destekleme Derneği Beşiktaş Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Melek Aş- kın, "inşaarın durdurul- ması için ilçe sakinlerinin topladiğı 15 bin imza hiçe MilliEğitim Bakanı Mehmet Sağlam'uı imzasıyla yapınuna başlanan Beşiktaş'taki imam- hatip lisesi inşaaü, sivO toplum örgütierinin yaptığı itiradara karşm devam ediyor. sayıldı ve ilgili \öneticilerle diyalog gi- rişimlerimiz sonuçsuz kakir dedi. Mılli Eğitim Bakanı Mehmet Sağ- lam'm bakanhğı döneminde imzala- nan bir protokolle yapınuna başlanan Beşiktaş'taki imam-hatip lisesi, bü- tün itirazlara karşın sürüyor. Beşiktaş Dikilitaş Mahallesi'nde bulunan ve mülkiyeti hazineye ait olduğu savunu- lan 1095 ada 321 ve 322 parsellere, Hayri Kozakçıoğhı'nun tstanbul Va- lisi olduğu dönemde, meslek lisesi yapılma- sı için Özel Dersaneler Bırliği ile bir protokol yapıhruş, ancak bu pro- tokol dururken, 23 Ekim 1996 tarihinde tmam- Haüp Lisesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği ile yeni bir protokol, Millı Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam adına Düı Oğretimi Genel Mü- dürü Ahmet Gül tarafindan imzalan- dı. ÇYDD'li Melek Aşkın, inşaatı tar- tışmalı bır şekilde devam eden imam- hatip lisesiyle ilgili Milli Eğitim Ba- kanlığı'nın bazı açıklamalannın. ko- nunun içeriğiyle çelişkiler içinde ol- duğunu belirtti. Aşkın, çelişkilerle il- gili olarak Milli Eğitim Bakaru Meh- met Sağlam'a ve Istanbul Valısi Rıd- van Venişen'e, ÇYDD Beşiktaş Şube- si, Tüvana Okuma lsteklı Çocuk Eği- tim Vakü, Çağdaş Eğihm Vakfı, Gay- rettepe Çevre Kültür ve Işletme Ko- operatifi. Yükseköğrenimde Rehber- lik Tanıtım ve Rehber Yetıştirme Vak- fi, Çağdaş Yıldızhlar Derneği, Yük- seköğretim ve Araşürma Vakfi, Etiler Rotary, Sağlık Odalan Birliğı, Cniver- site Öğretim Üyeleri Derneği imzalı biryazı gönderildığini anımsath. Aş- • On sivil toplum örgüîü, Beşiktaş'taki imam-hatip lisesi inşaaünın durdurularak arsanın kendüerine verilmesi için Cumhurbaşkanı'na başvurdu. ÇYDD Beşiktaş Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Melek Aşkın, inşaatın durdurulması için toplanan 15 bin imzanın hiçe sayüdığını söyledi. Aşkın, ilgili yöneticilerle diyalog girişimlerinden de sonuç alınamadığını behrtti. kın. 24 Mart 1997 tarihinde gönden- len söz konusu yazıya bugüne dek bir yanıt alamadıklannı söyledi. Bakanlığın, arsanın bir vatandaş ta- rafindan din eğitimi için hibe edildi- ğini söylediğini, oysa söz konusu ar- sanın hazineye ait olduğunu ve kent pla- nı yapılırken eğitim amaçlı bir alan ola- rak aynldığına dikkat çekildi. Mevcut ile ihtiyaç dengesı açısın- dan bir değerlendinme yapıldığında söz konusu imam-hatip lisesi inşaaö- nm süratle durdurulması gerektigi be- lırtılen yazıda, bakanlık açıklaması şöyle yanıtlandı: "Bir demeçte Anadolu İHL ile ya- pılan protokolün sizin zamanınızda (Mehmet Sağlam) değiU 11 Haziran 1993 tarihinde imzaiandığı ileri sürü- tüyor. Bugünkü inşaaündayandığı pro- tokol ise 'Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam adına Din Eğiti- mi Genel Müdürü Ah- met Gül' tarafindan 23 Eldml9% tarihinde im- zalanmışnr." Söz konusu inşaatın yapımınm Anadolu İHL Yaptırma Derneği tara- findan karşılanacagını, aynca bir ilkokul da yap- tınlarak Milli Eğitim Ba- kanlığı'na hibe edilece- ği şeklindekı açıklamaya da yanıt ve- rilen ve bugüne kadar bir cevap ahna- mayan 10 sivil toplum örgütünün im- zasını taşıyan yazıda daha sonra şu is- temde bulunuluyor: "Aynı tekKfi TE- MA Vakfi da yapryor. Aynca biz Be- şiktaşh sivil toplum örgütleri olarak burada düz bir lise ve ilköğretim oku- lu japımını gerçekleştirmeyi üst- lenîyoruz. Öçehalkı bu okulun yapanma katkıda bulunmaya hazu*." Lider, 'Ayıklayıcı' ve 'Otoriter' un- / A lü 'Içtihat' dergisini yayınlıyor; zamanın ünlü 'devrimcilerinden' birisi, Sabri Ayvazof ise 1905 'Rus Inkılâb-ı Keb/ri'nden sonra, Kınm'dayeni bir dergi çıkarmaya girişmiştir. 'Içtihat' dergisine gön- derdiği bir mektupta, 'inkılâpçı' Osmanlı aydınla- nyla Rus aydınlannı mukayese ederek der ki: "... Rus aydınlan istibdada rağmen, yıllarca çalıştılar, halkı aydınlatblar. Osmanlı aydınla- n ise sadece şıklık taslamasmı bilirlen korkak- tırlar. Çoğu kibar ailelerden yetiştirilmiş bey- zadelerdir. Siz Jöntürkler, beş on bin kurban vermedikçe, elli yıl daha ehramlann tepesin- den bağırsanız, Eyfel Kulesi'nin tepesine çık- sanız, gene birsey yapamayacaksınız. Onlar şimdiye kadar Abdülhamrt'le uğraşacaklanna, biraz da memleketterinin baldınçıplaklan için çalışsaiarth, amaçlanna çoktan vanrlardu.." (Ba- tı Sorunu, s. 231. Bilgi Yayınevi, 1975) Haklı mıydı? Bugün bile haklı sayılabilir mi? O ayn bahis! Dikkati çeken husus, Sabri Ayvazofun 'değeriendirmesinde' 'Narodnik' faktörünün bu- lunmasıdır. Sosyalist Sol, yakın zamana kadar ne Narodnikter'den haberdardı, ne de Narodnaya Vol- ya hareketinden; son onbeş senedir, iyi kötü bi- raz adı geçıyor; onlann dışındaki aydınlanmız, bu bahıste tam anlamıyla 'fransızdıriar 1 . Oysa nere- sinden bakılsa, Osmanlı'dan itibaren ülkemizde- ki siyasi parti örgütlenmesinde olsun, 'inkılâpçı- lık' platformunda olsun, Rus Narodnikleri'nin et- kisi vardır. Tabii, örgütlenme modelleriyle, hem Narodnik- leri, hem Bolşevikleri etkilemiş olan, Neçayef'çi Nihilistler'in de! 'Model' demokrat olmayınca... Türkiye'de 'lider1 olayını anlamak, neden do- layı parti içinde 'padişahlık' etmekanlamını ka- zandığını açıklamak için, 'Siyasi Parti' örgütlen- mesindeki 'evveliyaümızı' gözden geçirmek zo- runlu görünüyor. Bilmez değilsiniz ya, Abdülha- mit'i 'devirmek' maksadıyla kuaılmuş olan 'Itti- hat ve Terakki' bir 'parti' olarak değil, bir 'cemi- yet' olarak örgütlenmişti; gizliydi, yani yasadışıy- dı, örgütlenişi bir 'komita' örgütlenişiydi. Bu fikrin nereden geldiğini öğrenmek mi istiyor- sunuz, bakınız nereden geliyor: 'kuruculardan' Hüseyjnzade Ali, daha önce Rusya'da Peters- burg Universrtesi'nde okumuştu; 'Narodniklik' ne demek biliyordu; öteki kurucular, şu ya da bu şekilde Balkan Komitecileri'nin nasıl örgütlendi- ğinden haberdardılar, özellikle Bulgar Komitacı- lan'nın (Çentrelistler) Narodnik renklertaşıdığı du- yulmuştu aynca, Abdülhamrt karşıtı Ermeni Ko- mitalanndan, 'Daşnaksutyun' elbette 'milliyetçi' birtavır içindeydi ama, 'H/nça/csuryun'un Rus Na- rodnikleri'nden etkilendiği şüphesizdi. Bundan ne çıkar? Şu: 'Ittıhat ve Terakki Cemi- yeti', zamanla Osmanlı'nın hayatına egemen ol- muş, iyi kötü, sonradan kurulan bütün 'fırkalara' modellik etmiştir; oysa bizzat o, gerçek manada demokratik bir parti değildi, 'yukardan aşağıya', 'hücre örgüsünde' örgütlenmiş, gizli bir 'komita' Idi; bu örgüte girebilmek için Carbonari ya da Ma- son örgütlerinde olduğu gibi, birtakım 'esrarlı'tö- renlere katılmak icabediyordu. Anadolu Ihtilâli'nde kimsenin anlamadığı, ya da anlamak ıstemediği nokta, Mustafa Kemal'in bu 'yukardan aşağıya' örgütlenme modelını orta- dan kaldırmak; inkılâpçı örgütü, 'kendiliğinden' oluş- muş 'Halk Şûralan', 'Kongreler' ve bunlann bir- leşmesinden meydana gelecek 'Halk Meclisi'ne dönüştürebilmekti. Müdafaa-i Hukuk Cemiye- ti'nin Ittihat ve Terakki Cemiyeti'nden en büyük farkı, 'gizlikomite'olmayıp, düpedüzbir 'siviltop- lum' kuruluşu olmasıdır. Sadece bu fark bile Müdafaa-i Hukuk Cemi- yeti'ni 'demo/cranaştınrama, ardından ortaya çı- kacak 'HalkFırkası'nın, sadece geniş kapsamlı do- kuz umde üzerinde bina edilmesi, üç Misak-ı MîllFyi esas ittihaz etmesi, nasıl bir 'kitie örgütü', bir 'kitle örgütlenmesi' tasanmının bulunduğuna işarettir. ...Lider 'demokrat' olur mu?.. Türkiye'de 7/ater'in, -tesadüf bu ya- aynen to- taliter' Alman, Italyan ve Rus partilerinde ol- duğu gibi 'değişmezgenelbaşkan' kimliğine bü- rünmesi, gerçekte, o 'şûra'c\ ve 'Kongre'a teme- lin terkedilmesine; tam tersine, handiyse kemik- leşmiş bir 'delege' sistemine geçilmesine bağlı- dır. Başkatürlü söyleyeyim mi? Türkiye'de siya- si partiler, 'âşağıdan yukanya' gerçekleşmiş ku- ruluşlar olmadığından, 'yukardaki' bir lider' ve onun 'hizibi', ölüp ölesiye örgütü, dolayısryta 'ik- tidan' kontrol eder. Bunun kökeni, bir manada 'Ittihat ve Terakki'den, bir manada Rus Narodnik ve Nihilistleri'nden tevarüs ettiğimiz, 'Komitacı- Mc'tadır. Mussolini'nin Faşist Partisi'ni, Hitler'in Nasyo- nal Sosyalist Partisi'ni, Stalin'in Bolşevik Partisi'ni halkından koparan, 'tepedeki' liderieriyle yoklu- ğa götüren süreç neyse, bizdeki partilerin geliş- me sürecı ve liderlerinin mantığı da odur: 'sahici' bir demokrasiyi, onlardan nasıl bekleyebiliriz? http-y/ www. prizma.net tr/ A İLHAN http-y/wvvw.ada.corn.W-bilgiyay/yazar/ailhan.htrnl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle