23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 1997 PAZAR 8 PAZAR KOMJGU Fransız tarihçi Prof. Paul Dumont'la İslam radikalizminden eğitim sistemine, AB'den demokrasiye çeşitli konularda söyleştik 'Aydınlar Atatürk'ü eleştirmekle hata yapü'C* TJiy[TÇ 20. yüzyılın bitmesine üç yıl kala Türkiye, son derece kanşık ^r bir dönemden geçiyor. İslamcı radikal akımlar ülkede istedikleri gibi at oynatabiliyorlar. Aşın milliyetçilerin yavru kurtlan ve bozkurtlan dumanlı havayı bulmuşlar, uluyup duruyorlar. Bir "Asena" çıkıyor, bütün hukuk kurallannı ayaklar altında çiğneyip gece yansı baskınlanyla emniyet genel müdürü makammı çamurlara bulama cüretinde bulunabiliyor. Öte yandan Türkiye'nin yurtdışındaki imajı iyice kirleniyor. Bir Başbakan Yardımcısı, dış basında çıkan yazılarda narkotik çetebaşı olmakla suçlanabiliyor. Kesintisiz sekiz yıllık temel eğitim bütün gelişmiş ülkelerde uygulanırken -hatta on iki yıl olarak- imam-hatip okullan ve Kuran kurslanna zarar vereceği kaygısıyla hâlâ tartışılabiliyor. Ülkenin bu ortammı Türkiye'de uzun yıllar yaşamış olan ve şimdi Boğaziçi Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak dersler veren Fransız tarihçi Prof. Paul Dumont'la konuştuk. Prof. Dumont, bugün Türkiye'de îslami radikalizmin cesaretlendirilmesinin, 1980'lerde bazı Türk aydınlannın ve kendisi gibi bazı bilim adamlannın Atatürkçü düşünceye eleştirel bir gözle bakmalan ve İslam radikalizmi tehlikesini önemsememelerinden kaynaklandığını söyledi. Prof. Dumont. Türkiye'nin Avrupa'yla beş yüz yıldır süren yakın ilişkilerinin doğal sonucu olarak AB'ye üye olacağını savundu. Prof. Dumont aynca, Atatürk Türkiyesi eğitim sisteminin bugüne yeniden uyarlanması gerektiğini de vurguladı. SOYLEŞI LEYLA TAVŞANOGLU Bazı bilim adamlanyla biriikte "Osman- lı Tarihi" adlı bir kitapyazmıştınız. Bu kitabı si- zinle biriikte kimler hazıriamıştı? DUMONT-O çalışmanın başında Fransız tarih- çi Robert Manfran vardı. Türkçeye de Server Ta- nilli çevirdı. Fransa'da Osmanh tarihi üzenne çok fazlaçalışma olmadığı içın bu, genel bırbakışı ıçe- riyor. Bu. gereklı bir kıtap. Ama bilıyorsunuz, son 28 yıldır Osmanh tarihi konusunda bırçok yeni çalış- ma yapıldı. Bızim hazırladığımız kıtaba bu yenı çalışmalar pek yansımadı Herhalde bırkaç yıl sonra yeni bır Osmanh tarihi kitabı yazmak gerekecek. Bızım vazdığımız kitapta azınlıklara ya da da- ha doğru bır devimle Osmanh toplumu ıçindeki ga>Timüshmlere çok az yer verildı. O nedenle de Osmanh toplumu daha çok bir Türk-Müslüman toplumu gibi göstenldı. ^ ^ ^ " » Oysa gayrimüslimler Osmanh toplum yaşamında çok etkili oldular. Meden kitapta bun- lara çokfarJayer verilmedi? DUMONT- Bence, Türk tarihiyle ya da Osman- h tanhiyİL uğraşan Türk olmayan yabancı tanhçı- ler. olaylara bakış açılannda Türk meslektaşlann- dan fazlasıyla etkılenıyorlar Ama bu, sadece Os- manh lmparatorluğu'nun Türk boyuruyla ılgili de- gıl- Arap boyutuyla ilgılenenler de buna Arap tanh- çi gözüyle bakıyorlar. Burada etkileşim çok önem- li Osmanh tarihiyle ugraşan yabancr tanhçiler konuya İsmail Hakkı Izunçarşrfı Enwr Ziya Ka- ral, Halil İnaJcık'ın gözüyle bakıyorlar. • Ü ^ ^ ^ M Yanibiraz resmitarihgözüylebaktlıyor... DUMONT-Evet, bırazöyleoluyor. Böylecede resmı tarihe, resmı düşünceye epeyce yakın bir ürün ortaya çıkabıhyor. ••^•^a 20. yüzyılın bitmesine iiçyıl kala çağdaş Türkiye'nin bugünkü durumunu nasıldeğerien- diriyorsunuz? DUMONT - Ben bu konuyu çok düşündüm. 1963'tenStrasbourg'aatandığım 1989"a kadar he- men hemen her yıl Türkıye'ye gehyor. değişımle- n yakından ızleyebılıyordum. Ama 1989'dan son- ra ışlenmın yoğunluğu nedeniyle çok az gelebil- dım Şımdi bır süredır burada olunca yavaş yavaş bır şeylen ızleyebıhyorum artık. Burada süreklı on sekiz yıl yaşadığım içın genç- liğımın Türkiyesı'm yeniden bulmak gibi nostal- jik duygular ıçındeyım. Bu da herhalde ıyı bır şey değıl. O Türkiye. o İstanbul artık yok oldu, diyebıhriz. Başka meslektaşlanm da aynı duygular ıçınde. Ga- hba bız aslında Türkıye'ye bakmıyoruz, gençlıği- mize bakıyoruz. Şimdı bır çalışmam var. Bıtırebilırsem, ıki dünya sa\aşı arasında Türki- ye'nin tanhını yazıyorum. O çahşmama Atatürk Türkiyesi de denebılır. Ama o döneme sadece Ata- türk Türkiyesi olarak bakmak istemıyorum. Daha sosyal, külrürel bır çahşma ortaya çıksın istiyo- rum Bırkaç kıtap ve yüzün üzerinde makale yazdım. Aslında farkh konular üzerinde çahşmalar gibi gö- rünüyor, ama dikkatle baktığımda bunlann adeta Prof. PAUL DUMONT 1945 te, Beyaz Rus bir anne ve Fransız bir babadan Lübnan da doğdu. Aynı yıl babası ölünce annesiyle biriikte bir yıl kadar sonra İstanbul 'a yerleşti. Çocukluğu Burgaz ve Büyükada'dageçti. tlk, orta ve lıse öğrenımini Fransız Konsolosluğu nun okulu olan Papıllon'datamamladı. 1963 'te Fransa 'ya gitti. Sorbonne Cnıversitesı nin tarih bölümünü bitirdi Paris 'te Bilımse! Araştırmalar Merkezı nde (CRS) araştırmacı olarak 1989 'a kadar çalıştı Strasbourg Cniversitesi 'ndeki Türkoloji Kürsüsü 'ne atandı. Kürsü Başkanı Prof Irene Melikoff emekliye ayrüınca da onun yerine geçti. Aynı kürsüde olan Doç. Server fanilli 'yle biriikte çalıştı. Osmanh tarihi konusunda kitapyazdı. Şu anda Boğaziçi Üniversitesi 'nde konuk öğretim üyesi olarak dersler veriyor. büyük bır hata yaptık. Aslında Atatürk ilke ve dev- rimlerini çok daha güçlü bır biçımde savunmamız gerekiyordu. Bir de Türkıye'de hem sol hem de geleneksel muhafazakâr partilerin çöküşü sürecı yaşandı. Bu da bazı aydınlann İslamcı düşünceye yaklaşmala- nnı kolaylaştırdı. Fakat şımdı. kendım de dahıl ol- mak üzere bu aydınlann büyük bır hata yaptıkla- nnı yinelemek istıyorum. Bugün gecıkmış bir şey yok. Artık Atatürk ılke ve devrimlenni çok daha büyük bır güçle savun- mamız gerekıyor. Bunu söylerken belkı yıne, genç- liğımde bıldığım Türkiye'yi yeniden bulma çaba- sı içındeyım. Peki, o Türkiye'yiyeniden bulabUirmi- DÜMONT-Bence bulunamaz. Otuz yıldan faz- la zamandır Fransa'da yaşıyorum. Fransız laık sıs- teminın iyı bır sistem olduğuna inanıyorum. Bu çağdaş bır toplum ıçın son derece yararlı bir sıs- tem. Tabıı kı herkesın dını manç özgürlügü olmalı. A- ma bence dının pohtikaya alet edılmesı kabul edıl- memelı. Bırçok ülkede gördük. İslam radıkahstleri ıktı- dara geldildennde hıç kımseye özgürlük tanıma- maktadırlar. Bütün topluma Islamı radikahzm mo- dellennı kabul ettırmek ıstiyorlar. Bu ne Afganis- tan'da ne lran'da ne Cezayır'de olumlu bır model. Bu, üstelik korkunç btr model. Tanıdığım ve sev - diğim Türkiye'nin böyle bıryolagırmesıru asla is- temıyorum. ^•••^^ Türkiye, son derece kanşık bir dönem- den geçiyor. Devletin içine yuvalanmtş çetelerin variığı ortaya çıktu Öte yandan İslami radikalizm güç kazanıyor. Bir de aşın milliyetçilik akımı da başını kaldırmaya başladı. Bütün bunlann eşza- manlt olarak gelişmesinin nedenini neye bağlı- yorsunuz? otobıyografik çalışmalar olduklannı görüyorum. Yanı sankı bu çahşmalarda kendı serüvenımi, ken- dı hayat çızgımi anlama çabası ıçindeyim. ^ ^ " ^ " Türkiye'degiderek artan İslam radika- lizmi akımının kökeninde sizce ne var? DUMONT - Bakın, Atatürk, Türkiye Cumhun- yetı'nın laik olmasını başardı. Benım gençlığimde tanıdığım Türkiye laik bır Türkiye">di Bugün ıse bumanzarantn değıştiğı söylenebılir. 1980'lerde aydınlar, yazarlar. "Türkiye'de laik- liği tehditeden hiçbir tehlikeyoktur" biçimınde ya- zılar yazıyordu. Bu düşünceyi pek çok kişi savu- nuyordu. "Türki\elaiktir.laikkalacaktır~denı>or- du. Aslında ben de aynı çızgıde bazı yazılar yaz- dım. Türkiye'nin İslam dinine, İslamcı akımlara daha açık olmasını savundum. Düşünce özgürlü- ğü, vıcdan ve ınanç özgürlügü adına bunun gerek- lı olduğunu düşünüyordum. Üstelik bu İslamcı akımlann en azından bırka- çının ilenci olduğunu sanıyordum. Sanıyorum. sa- dece ben değıl, birçok aydın bunu böyle sandı. Ata- türk ılke \e devnmlerine eleşrıre! gözle baktılar. Bunun Türkiye için tek boyutlu bir dünya anla- mına geldıği görüşünü savundular. Ben de Atatürk ılke ve devnmlerinın anti-libe- ral taraflannı eleştınyordum. Ama bence hepimiz DUMONT - Devlet içindekı çeteler konusunda fazla bilgım yok. Ama başka ülkelerde de bunla- nn varlıklan biliniyor. Örneğın Rusya'da.. Bunlann daha çok gelişmekte olan ülkelerde or- taya çıktıklan söylenebılir. Bır de manevı krizler yaşayan toplumlarda da bu olgular görülüyor. Örneğin eskı komünıst blok ülkeleri.. Bunlar, sıstemlen çözüldüğü zaman çok cıddı knzler ya- şadılar. Ama tabıı Türkiye'nın durumu farkh. Belkı Tür- kiye, hızlı zengınleşme sürecı ıçınde olduğundan bunlar yaşanıyor olabılir. Türkiye'de sıstemın çö- zülmesı dıye bır şey yok. Türkıye'de vahşı kapıta- lizm gelişiyor. Bunu devlet de kontrol edemıyor. Anladığım kadanyla mafya çetelen devletin içine de gırmiş. ^ • ^ ^ " Devletin bekası veyaran adına bu çete- ler eliyle birçok aydın insan öldüruldü... DUMONT - Benzer olaylan son yıllarda Fran- sa'da da görüyoruz. Pek çok skandal patlak verdi. Bu da Fransa gibi bır ülkede beklenmeyen bir olay- dı Bana, bu, yenı tıp kapitalizmin gehşmesiyle biriikte ortaya çıkan bir olgu gibi geliyor. Aşın milliyetçiliğın güç kazanmasına gelince... Bence bu, sadece aşın mıllıyetçi partılerde görül- müyor. Geçen gün TRT-1 televizyonunun haberle- rini izlıyordum. Almanya'dakı Türklere karşı ya- pılan saldınlann haberi veriliyordu. Tabii bu olay- lar kınanması gereken saldınlar. Ama TRT, habe- ri öyle bir verdi kı şaşırdım "Avrupa bunun hesa- bmı verecek. TûrkJerin öcü alınacak" gibi ifadeler kullanıldı. Böylesıne saldırgan milliyetçilik bence çok teh- likeli. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğı için uğraştı- ğı bır dönemde böylesine Avrupa aleyhtan yayın yapmak çok hatah. Sizce Türkiye'nin AB üyeliği sansı var mı! DUMONT - Bence bu konu birçok faktöre bağ- lı. Ben sıyaset bilimcisi değil, tanhçıyım. Durumu tanhçı olarak değerlendırdiğım zaman ortaya şöy- le bır tablo çıkıyor Öncehkle. "Türkiye ne demek" sorusuna cevap vermek gerekıyor. Osmanh Imparatorluğu'ndabir Avrupa Türkıyesı vardı. Bu Avrupa Türkiyesi. Avrupa' nın birparçası sa- yılabilirdı. Bu hem coğrafı bakımdan hem Avru- pa'yla ılişkilerbakımından böyle kabul edilebılir- dı. İstanbul saray kültürü, tstanbul medeniyeti çok aynydı. Bu, çok büyük bir medenıyettı. Bunun dışında, ımparatorluğun öteki yöreleri vardı. Bunlann hepsinın ayn ayn kendi kültürleri. ken- dı medenıyetlen vardı. Tanhçi olarak ben de Tür- kıye'ye tek bir Türkiye'ymış gibi bakıyorum. A- ma aslında çok farkh Türkıyeler olduğunu dabili- yorum. Bu gerçeği hiç unutmamak gerekıyor 15. yüzyıldan bu yana Osmanh Imparatorluğu ve sonradan da Türkiye'nin Avrupa'yla hep ıç içe olduğunu görüyoruz. Türkiye. Avrupa kültürüne pek çok katkıda bu- lunmuş. Avrupa kültüründen de pek çok şey almış- tır. 1856'da Paris Kongresf nden sonra Osmanh Im- paratorluğu'nun "Avrupa Konseyi"ne alınması söz konusuydu. Tarihsel bir bakış açısından bakıldığında beş yüzyılhk bir Avrupa'yla ıhşki süreci görülüyor. Bu süreç içinde arada bir savaşlar da oldu. Bence bu ilişkinın normal sonucu Türkiye'nin Avrupa'ya girişi olacaktır. Fakat Avrupa'ya gir- mek ıçın de bazı koşullara uymak gerekecektir. Burada tabii insan haklan sorunu çok önemli... Her şeyden önce de zihniyeti değiştir- mek gerekmeyecek mi? DUMONT - Bence Türkiye'nin en önemli so- runlanndan bınsı bugün eğitim sorunudur. Son zamanlarda sekiz yıllık kesintisiz temel eğı- timden söz ediliyor. Eğıtımin süresını uzatmak çok önemli. Ben Türk okullannda venlen eğıtimi pek bılemıyorum. Ama bunun içeriği hakkında biraz fikrim var. Bence eğıtimin içeriğini de değıştirmek gereki- yor. Bıldığim kadanyla Türk okullanndaki eğitim büyük ölçüde ezbere dayalı Ama eğitim derken sa- dece okullarda venlen eğitımı kastetmiyorum Bu- gün televızyon çok önemli eğiticı bır faktör. Mustafa Kemal'ın Türkiyesi'nin eğitim sis- temine çok olumlu gözle bakmaya başladım. O tür bir eğitim son derece ılencı. Bence o eğitim bugüne uyarîanabılse çok iyi olurdu. Orfcestra Şefi. Ortım ŞAUJEL ' Sahneye Koyan YekU KARA 15 Nısan Salı 20 00 18 Mayıs Parşemt» 20 00 R.Rodgers / O.Hammerstein II KRAL VE BEN nrtüzikal 2 perde Orfcestra Şefi Strdar YALÇIN ' Sahneye Koyan HaMun DOBMEN 17 Nısan Perşembe 20 00 / 26 Nısan Cumartesı 15 30 G. Verdi AIDA opera 4 perda Oricestra Şefi Orhan ŞAUJEL / Sahneye Koyan. Y«M» KARA 2*NısanPers«mbe2OO0/ 13 Mayıs Salı 20 00 P.l. Çaykovski KUĞU GÖLÜ bale A perdo Koreografi ve Sahneye Koyan D n t DEANE / Orkestra Şefi. ElfMİ BAGR0V 7-u Mayıs Çarsamba 20.00 MÜZİKALLERDEN SEÇMELER muzikal gösteri 2 t>ölCım Uûzık Ydnetmere. Elşad BAGROV /Sanne Oûnnlemes Sânaray AfOHAN 25 Nısan Cuma 19 00 ' 2 Mayıs Cuma 19 00 P.l. Çaykovski FIIMDIKKIRAIM çocuk müzikali 2 perde UuzfkYonetmenı AydnKARUBB./ Sahneye Koyan SümmyARMAN 26 Nısan Cumartesı 11.00 '3-10 Mayıs Cumartesı 11 00 Bıletler At.ıturk Kııltur Merkezı gıselerıruie satılnıaktadır A K M gise tel (0212J 251 10 22 i 251 56 00 <7 h*t! 254 2 DA&AA OSCU 004AUI Vi HUA, SU1I1 KIN niCIAI VIZTONOA 3»05iE 1 e-iılJB.1Et%'ıTl?i3U^ur m,-* (Itan KJUJfk ı ı t u S 'J*U %tT !D>li î-!l M ATATÜRK KÜLTÜB MERKEZJ'NDE G.Puccini TURANDOT KUBA^FILMÎFEST; 96 3Eh1»vilYönehTİen KURIkARIhTrARARINDAN u tılmae, acımastz gercek île aşkın buyusti arasmda çekil«n acr sizi sözyaslanna boğacak... VA2AN ve VÖMETEN I. \HS \ O\ I K l i |C DALGALARI \S>I \K Sahae fex, Fına Sk. No:43 BoneaH nL:240 28 26 13 Nisan Pazar saat 12.OO'de BİR AVUÇ HAYVAN MAYVAN ( S l ENIS FOSFOROĞLU T1YATR0SU ATEŞÜ SABIR («RUOAÜPOSTAfl) --Z-S ANTONtO SKARMETA III.11UJIJ.WUHUH.JM Fel. (0 212) 293 8137-Tünel Cuma: 20.30 - C.tesi: 18.00 Pazar: 15.00 MARTI SANAT EVİnde F:nn Sokak V 43 Bonmo G^Tı-L 212 2402826 Bıle-.e^.VUunKitabevi 1 8 NİSAN'DAN İTİBAR YOĞLU BEYOĞLU SİNI 3 Koyukırmızı Fılm 1949 yılında MeksıKa da yaşanan gerçek bır oteydan alrnmıştır Coral 2 çocuklu genç ve etkıleyıcı bır kadındır Donemır Onlü akiöru Charles Boyer'e de hayrandır Bır gun bır maga2inın Kaybolan Ruhlar köşesınde kendısını C Boyer'e benzeten bır adamın ılanını görur ve ona mek- tup yazarak randevu verır Karşılaştıklarında bırbırlennden etkılenmenelerı mümkun değıldır Nıco zamanla Coral dan uzak- laşmak ısterse de bunu başaramaz ç«nkü Coral ona bıldıklerınden dolayı şantaı yapmaktadır llışkılerı bır sure sonra marazj bır hal alır ve olaylar gıtgıde kontrollerınden çıkmaya başlar Usta bır yonetmenın elınden çıkmış aşkın delılıgı üzenne odaklanmış vahşı bır şıır Kaçırmayın BUHAFTA HIZMETCILER Ovıan Yazan- Jean Genet Rep Mahır Gunşıray Dramaturgı: Ç Sankartal Her Cuma 20 30 C.tesı Pazar 15.00 -1830 TURGAYFİSEKÇİ Şür/Soyleşı 9 Nısan Çarşamba 1630 KEMALSUNAL Sinema Uzenne Soyleşı 12 Nışjn Cuınartesi 16 30 EZGİNİN GÜNLÖĞÜ Dinleti 15 Nısan Sah 1930 NAMIK KEMAL TOPÇU Resim Sergısı 11-26 Nısan 97 Beyaz Çarşı Burea Sjaat Galertsi Fcmara Meyıünı Burçın III Iş.'ıam ' Bursa Tel 1224)223 87 54-223 85 14 TARTUFFE f™ mzeruu bır çalişmaj DIİM3U^İ • IBS 0W • F*ı iroı ISM kumfilfi Saknın r«r/a*i)i lliMİnıCıtl Eslı Çtjmt Sol \ ' 1! NBn'dn başk«mk • fıar Tıartes 1SJ0 14/20/21/773 Ifc» iri2:1l/13Mıyıs 9 T m ) - üumHTOt m 21Z 2S9 09 22 JOSHUA SOBOL MÜJDATGEZEN Yüzyuze Mizah/Soyieşi 26 Nısan Çarşamba 15 00 EFESPllSMl-i» t . Cafe-Restaurant-Galeri (.ıısıms BA11UKTAR R e s i m S e r g i s i 4 Nisan'dao ıtibaren tzlenebılir Buvukdtrc Cd No 57/1 Maslak Tel • 285 15 68 GETTO TURKCESI: AHMETNECOET VONETEN MUH*T KARASU DRAMATURJI TEOMAN KUMBARACIBAŞI VUZIK ALPER MARAl KORECGRAFİ NASUH BARIN IŞIK TASAR1MI: CAFER YIGITER SAHNE VE KOSTUM TASARIMI- KOUEKTİF ÇALIŞMA •(UKLA TASAfiıMI. EHVA KM/SEK Mûzikli Oyun 12 Perdeı Pazar 19.00-P.tesi 20.00 Mariı Sanal (0212) 293 81 37-2<4 18 00 TIYATRO-Tİ"NİN YENÎ OYUNU r^ Toplu bılet rezervasyon: (0-212) 251 56 00/261-244 08 21 AKM OdaTiyatrosu (0-212 ı 251 56 00 254 Hafta ıcı: 19^30. Cumartesı: 15.00-19.30. Pazar: 15.00 Dario Fo • Franca Rasıe Çevıren: Fusun Denure] / Yoneten: Kjen Par KADINLARDAN KONUŞALIM 13,16,17,18,19 Nisan 1997 Tıhnaz Onay /Yoneten:Yümaz Onay MUAMMA (Prömiyer) 22.23,24,25,26,27 Nisan 1997 Taksim Sahnesi (0-212ı 249 69 44 Hafta ıci: 20.00. Cumartesı: 15.00-20.00. Pazar: Roberto Cossa Çevuen: Esen Çaraurdan /Yöneten: Alev Sezer BABAANNEMYÜZYAŞINDA 15,16,17,18,19,20 Nısan 1997 Ulkn Tameı / Müzık: Cem tdız /Yöneten: Engın Cezzar KADI (Muzikal) 22 23 24,25,26 27 Nısan 1997 Aziz Nesin Sahnesi (0-212) 251 56 00 • 254 Hafta Jd: 19.30. Cuırartesî: 15.00-19.30.Pazar: 15.00 Memet Baydnı /Yöneten. Osman Wöber KAMYON 15,16,17,18,19.20 Nısan 1997 ArthurMiller Çeviıen: Yıldınm Turlcer /Yoneten: Arsen Gûrzap ORKESTRA 22,23,24,25 26,27 Nısan 1997 E F E S Pilsen 'ınkultur ve saıuta katkılan artaıal< sürecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle