04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 NİSAN 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Aydınlık eylemine müdahale • Haber Merkezi - 'Sürekli Aydınlık lçin 1 Dakika Karanlık' eyleminin ikinci kısmı olan 'lsyan ediyorum, ısrar ediyornm', gözaltılarla sürüyor. Izmir/Menemen'de tstasyon Caddesi'nde eyleme katılan 20'si ögretmen 25 kişi gözaltına alındı. Gözaltına ahnan eylemcilerin bugün mahkemeye çıkanlacaklan bildirildi. tstanbul / Esenler'de de polis, önceki gece eyleme katılan 16 kişiyi gözaltına aldı. 14 kişi daha sonra serbest bırakıldı. Dinci yazarlara gözaltı • İstanbul Haber Servisi - tsrail Dışışleri Bakanı David Levy'nin Türkiye ziyaretini protesto amacıyla Tank Zafer Tunaya Kültür Merkefei'nde düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan ve ardından Dışişleri Bakanlığı'na protesto telgrafi çekmek için Galatasaray Postanesi'ne yapılan yûrûyüşte yeralan Selam gazetesi ve Haksöz dergisi yazarian Burhan Kavuncu ile Rıdvan K.aya dün gözaltına alındı. Paneldeki konuşmalar ve yürüyüş nedeniyle gözaltına altına ahnan Kaya ve Kavuncu'nun bugün Beyoğlu Adliyesi'ne sevk edilecekleri bildirildi. Kamu södeşmeleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu kesiminde çalışan yaklaşık 500 bin işçiyi kapsayan toplusözleşmelerle ilgili olarak Türk-lş ve hükümet arasmda yapılan görüşmelerde dün yine anlaşma sağlanamadı. Hükümet yetkilileri, Türk- lş'in sunduğu yeni öneriyi değerlendireceklerini bildrrdiler. Yaklaşık 45 dakika süren toplantıdan sonra gazetccilere açıklamalarda bulunan Devlet Bakanı Mehmet Altınsoy, "Bir dtegertendirme yapip yann (bugün) yeniden loplanacağız. lyi bir şekilde halledeceğimizi ümit edıyoruz" dedi. Esendemir'e hapis cezası • ANKARA (AA) - Ankara 2'ncı Asliye Ceza Mahkemesı, Leman dergisınde yayımlanan bir karikatürde Başbakan Necmettin Erbakan'ın kişilik haklanna basın yoluyla hakaret edildiği gerekçesiyle derginin sorumlu Yazıişleri Müdürü Kutlu Esendemir'i 3.5 ay hapis cezasına mahkûm etti. Kadın sesi yasağı' sorusu • AîfrtARA (Cumhuriyet Büro*M)-CHPlzmır Milletvekilı Birgen Keleş, Başbakan Erbakan'ın yanıtlaması istemiyle verdiği sonı önergesinde, "Tüfkiye Cumhuriyeti'nin demâkratik, laik, sosyal hukuk devleti niteliğini bilerek başbakanlığa aday olduğunuza göre, kadın sesine lstiklal Marşı söylenirken bile tahammül edememenizin gerekçesi nedir" sorusunu yöneltti. Keleş, genelgede, söz konusu talimatın doğru ohıp olmadığını da sordu. KüftÜP Bakanlığı'nın açiklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Kültür Bakanhğı'nca gazetemizin dünkü sayısında yer alan haber konusunda yapılan açıklamada, Kültür Bakanlığı'nın, çoksesli korolarda lstiklal Marşı okunurken kadın sesi yasagı getirilmediği bildirildi. Açıklamada, korolann her türlü sanatsal etkihliğe katıldığı belirrilerek, "Sayın Bakan, göreve geldiği günden bugüne değin programı elverdiği ölçüde bakanlığımız etkinliklerini izlemeye gayret göstermiştir. Ülkemızdeki halk oyunlan gösterilerinin otantik olarak sergilenmesine katkıda bulunmak da bakanlığımız görevleri arasmdadır" denildi. . Genel îdare Kurulu toplantısmda muhalif bakanlara konuşma yasağı getirildi kriz sürüyor Genel îdare Kurulu toplantısmd DYP'deHÜLYAKARABAĞLI ANKARA - Hükümete karşı sert çıkışlan nedeniyle DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu ÇiHer'in gözdağı vermeye hazırlandığı Sağhk Bakanı Yıkhnm Aktuna ile Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalun Erez'in koalisyonu bozmak için harekete geçtikleri bildirildi. DYP GtK'in dün gece yapılan toplantısmda muhalif bakanlara konuşma yasağı getirilirken hükümerin devamı konusunda karar çıktı. Erez'in, önceki gün Çiller'le özel görüşmesinin ardından Aktuna ve bazı DYP'lilerle bir araya gelerek. parti içinde blok oluşturmanın yollannı tartıştığı kaydedildi. Muhalifler. DYP'nin dünkü Meclis grup toplantısına katılmadılar. Çiller. dün partisinın Meclis grubunda. konuşmasının satır aralanna partisinden olası kopmalara karşı örtülü mesajlar serpiştirdi. Erez ve Aktuna'dan kaynaklanan rahatsızlığı büyütmemeye özen göstermesi dikkat çeken Çiller, grubuna, "Sakın ola aynnuiara takıiıp kabnayın, evhamlara kapılmaym, DYP büyük hedeftir" diye seslendi. Erez'in önceki gün Çiller'le özel bir görüşme yaptığı. ardından da. Aktuna ve bazı DYP'lilerle bir araya geldiği öğrenildi. Toplantıda, hükümeti bozmak için DYP içinden kendi saflannda yer alabilecek isimler üzerinde durulduğu kaydedildi. Muhaliflerin, net bir tavır almadan önce, kendileri hakkında Genel İdare Kurulu'ndan (GİK) çıkacak sonucu bekleyecekleri belirtildi. DYP'li bir yönetici de, muhaliflerin hükümete karşı tutumunu, "askerlere olan yakuıhğa" dayandırdılar. Adının açıklanmasını istemeyen bir parti yöneticisi. Erez ve Aktuna'nm, hükümete karşı olduğu bilinen askerlerle ilişki içinde olduklannı öne sürdü. DYP GtK'te hükümetin devamı karan çıkarken muhalif bakanlara konuşma yasağı getirildi. Karar, Erez ve Aktuna'nın tasfiye edileceği yorumlanna neden oldu. Çiller, çoksesli parti olduklannı, isteyenin düşüncelerini en iyi biçimde anlatabileceğini kaydederken muhaliflerin de konuşma sınınnı çizdi. DY? Genel Başkanı Tansu Çiller, yetkili kurullar dışında yapılan konuşmalann ülke ve parti için doğru olmadığını savundu. Çiller, GlK'te, merkez sağda bütünleşmenin sağlanması için görüş alışverişinde bulunduklannı, MGK kararlanrun aynen uygulanacağı konusunda da kurul üyeleriyle uyum içinde olduklannı söyledi. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART Susurluk Araştırma Komisyonu üyesi Topçu ve Öney ülkücüleri korudu ANAP'tan Sıısıırlıjk'a 'başbıığ' şerhi • ANAP'h komisyon üyeleri Yaşar Topçu ve Metin Öney, "alternatif rapor" adı altında hazırladıklan muhalefet şerhinde, Tansu Çiller ve Mehmet Ağar hakkında Meclis soruşturması istemediler. Raporda, "idealist" ülkücülerin uyuşturucu kaçakçısı, kanun kaçağı gibi gösterilmeye çalışıldığı ileri sürüldü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'nun ANAP'h üyeleri Yaşar Topçu ve Metin Oney, komisyon raporuna "akernatifrapor" adı altında koyduk- lan muhalefet şerhlerini TBMM Başkanlığı'na sundular. Muhalefet şerhlerinde, DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu ÇiUer ile eski Içişleri Bakanı ve DYP Elazığ Mılletvekili Mehmet Ağar"ın yasadışı işlere bulaşmış kışi- lerle bağlantılan olduğu savına yer veren ANAP'h üyelerin, bu kişiler hakkında Meclis soruşturması istememesi dikkat çekti. Topçu ve Öney, ülkücüleri, "Kanun kaçak- çüan, eroin kaçakçıuğı idealist ülkücülere mal ediliyor" diye savunurken Özer l çuran Çil- ler' in mafya babalanndan Sami Hoştan'la yap- tığı telefon görüşmelerinin Ulaştırma Bakanh- ğı'nca saklandığını, bu görüşmeyi saptayan Te- lekom görevlisinin de görevden ahndığını kay- dettiler. ANAP'h üyelerin raporunda. olaylann ay- nntısından çok, komisyon raporuna yönelik eleştiriler yer aldı. Susurluk olaymın "vakai adiye değiL vakai âliye" olduğu vurgulanan mu- halefet şerhinde, komisyon raporunun 8. Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'ın. "Anayasayı bir ke- re delsek ne olur" sözlerine dikkat çeken bölü- münün komisyonun görev alanıyla bağdaşma- dığı öne sürüldü. RP'nin Susurluk olayı ile hiç- bir ilgisi olmamasına karşın, bu olayın üzerine gidilmesini engellediği belirtilen muhalefet şer- hinde, Başbakan Necmettin Erbakan'ın sade- ce koalisyonun devamı için böyle bir yöntem izlediği. raporun tamamen siyasi olduğu savı- na yer verildi. ÇiHerler'in dinlenilmesi Topçu ve Öney, komisyon raporunda yer alan. "'ülkücülerin devlettaranndanyasadışı iş- lerde kuUanıkhğT ifadesini de eleştirerek şu görüşleri savundu: " Hükümet ise eroin kaçakçılanıu, kanun ka- çaklaruu idealist ülkücülere mal edip beylikten beylerbeyUğine terfi etmeye niyetii aşiret reisini, \-atan kurtaran aslan takdimi ile ideahzeediyor. KaçakçıhğUL,vurguncuhığun veyolsuzhığun di- ni, imaıu. felsefesi sağcıhk ve solculuk olamaya- cağını ihmal ederek bu gülünç dunımu hükü- met tercihi haline getiriyor." Tansu Çiller ve Özer Uçuran Çiller'in ko- misyonda dinlenmesinden RP'li Başkan Meh- met Elkatmış'ın çark etmesiyle vazgeçilmesi- nin eleştirildiğı muhalefet şerhinde, "Yani ra- por, tamamen siyasi iktidar mensuplanmn maf- ya mensuplanv la Uişkilerini örtnıe raporu hali- ne geuniştir" denildi. Eski MİT tstanbul Bölge Sorumlusu Nuri Gündeş'in komisyona verdiği ifadede, bazı raporlan konutta Çiller'i bulama- dığı zaman Özer Çiller'e verdiğini söylediği vurgulanan muhalefet şerhinde, komisyonun bu konuyu Özer Çiller'e sormaması eksiklik olarak nitelendirildi. "Emniyetteve MİT'te meydana geien srviUer- le kanşık vurucu örgütlenmenin bir başka ör- neği ve boyutunun jandarmada, 'JtTEM' uy- durma adiyla meydana geldiği anlaşıunakta- du-" denılen muhalefet şerhinde özetle şu öne- rilere yer verildi: - Mehmet Ağar'ın mahkemede açıldayacağı- nı beurttiği hususlar araşünlmabdır. - Uyuşturucu trafıği ile ilgili bir araştırma komisyonu kurulmalıdır. - Başta Tank Ümit, Cem Ersever ve Hiram Abas olmak üzere faili meçhul cinayetler aydın- latılmalıdır. - Yoğun olaylann yaşandığı 93-% dönemi ile ilgili soruşturma komisyonu kurulmahdır. Su- surluk konusu ile ilgili daha aynnülı inceleme için özel kanunla yetkileri artûnlmış bir araş- tırma komisyonu kurulmahdır ve çabşmalara bu komisyonun bırakögı yerden devam etmeli- dir. - Güvenlik raporlannm zaman zaman Özer Çiller'e verildiğine dair Nuri Gündeş'in beyan- lan karşısında soruşturma açılmalıdır. - Maktul Ömer Lütfü Topal' in uyuşturucu ti- caretinden ve kaçakçıhğından mahkûm olduğu bilindiği halde 13 adet gazino açma müsaadesi verenler hakkında soruşturma ve kovuşturma yapümahdır. Türkeş'e ovgu Çiller MHP tabanına oynuyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Başbakan Yardım- cısı Tansu Çiller, ülkücü ke- sime yönelik mesajlannı. MHP Genel Başkanı Al- parslan Türkeş'in ölümüyle arttırdı. Grup toplantısmda Türkeş'e övgüler yağdırarak 27 Mayıs 1960 devrimini eleştiren Çiller, köktendinci gelişmeleri değerlendirmek için nisan ayı sonunu bekle- yen MGK'nin askeri kana- dına. "Ordumuz, ülkenin stratejik öncefiğinin demok- rasi olduğunu bflir" sözle- riyle göndermede bulundu. DYP'nin dünkü grup top- lantısmda, yaşamını yitiren Türkeş ve DYP Bursa Mil- letvekili Abdülkadir Cenk- çiler için 1 dakika saygı du- ruşunda bulunuldu. Çiller, Türkeş'i anlatırken, "Ulkesi- nin ve milletinin sevdahsı bir insandL O büyük ülkülerin, büyük rüyalann insanıydı" görüşünü dıle getirdi. 1980 darbesinin ardından ülkücü kesimin işlediği cinayetler nedemyle 'suç isJemek için çete oluşturmak' suçlama- sıyla hapse atılarak yargıla- nan Türkeş için "Horlandı" değerlendırmesi yapan Çil- ler, "Ancak yıhnadı; büyük bir milietin suskun ve ezik in- sanlanm büyük riivasuıa inandırmayı başardı" dedi. DYP lideri, cumhuriyet reji- minin şeriata dayandınlma- sı aşamasında gerçekleştiri- len 27 Mayıs 1960 devri- minde Türkeş'in bir dönem yer almasını 'hata' olarak ni- telendirdi. Çiller, "Ondan sonra da samimi bir demok- rat olarak yaşadı" diye ko- nuştu. Son iki aydır ülkede dar- be fısıltılan dolaştığını be- lirten DYP Genel Başkanı Çiller, ANAP Genel Başka- nı Mesut Yıhnaz'ı kastede- rek şunlan söyledi: "Kimi- leri bu fisünlann arkasına sı- ğuıarak hükümet gitsin diye oyun oynuyor. Bu. ülkeye za- rar verir. Bu bir tür vatan ha- inügidir. Darbe gibi bir fısü- tmın arkasına sığmmak Tür- Idye'yitahripeder,ülkeyeza- rar verir. Bu da vatan hain- liğidir. Ordumuz, ülkenin stratejiköncefiğinin demok- rasi olduğunu bittr." IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin @ planet.com.tr TÜSİAD "Türkiye'de Demok- ratikleşme Perspektifleri" rapo- runu tartıştı. Böylece TÜSİAD içindeki kanatlann "demokratik- leşmeperspektifleri'rn öğrendik. Hatta kimiierinin bir perspektifi olup olmadığını da... Rapora karşı çıkan Aydın Bo- lak'ın CHP milletvekilliğinden MHP sempatizanlığına uzanan siyasal çizgisini; Halit Narin'in Türkiye Işveren Sendikalan Kon- federasyonu Başkanlığı döne- minde sık sıkyararlandığımız de- rin demokratik görüşlerıni, öme- ğin 12 Eylül sonrasında sendika- lan kapatılan işçileriçin "Bugüne dek biz ağladık, şimdi de onlar ağlasın bakalım " deyişini burada anımsatmanın rjek de anlamı yok. Bunlann "Bu rapor onayla- nırsa TÜSlAD'dan istifa ederiz" şantajlan da TÜSİAD'ın iç soru- nu. Hatta, "Sabancıgrubu rapor- dan yana, Koç grubu rapora kar- şı konumlanıyorlar" diye sürüp giden değeriendirmelerin de pek bir önemi yok. önemli olan, TÜŞlAD'da ör- gütlenmiş Türkiye büyük serma- yesi, raporda ifadesini tpulan gö- rüşleri sindirebilecek mi, sindire- meyecek mı? Işte bu soru şımdilik yanıtsız. Işte bu soru TÜSİAD üyelerinin sırtında. Ülkede herkes demok- rasi sınavından geçerken TÜSİ- TÜSİAD'a Bülent Tanör Onuru AD'cılann torpilli zengin çocuğu şımanklığıyla "Biz sınava girme- den diploma almak istiyoruz" di- ye çamura yatmalan mümkün değil. • • • Bir noktayı açıklığa kavuştura- lım. TÜSlAD'cılar içinde bir kesim Türkiye'nin nedemokratikleşme- sinden yana ne de devlet des- teksiz bir kapitalızmden. Kimile- ri "Kore modeli" adı attında dev- letin, büyük finans gücüne sahip, görece ileri teknolojı kullanan gruplara koltuk çıkıp geri kalan- laradırsek göstermesini öneriyor. Kimileri model filan da umursa- maksızın sıkı Atatürkçü postuna bürünüp devletin dolayh-dolay- sız desteğini anyorlar; en azın- dan bu desteği yitirmek istemi- yorlar. Bu kesimler için TÜSlAD'ın de- mokrasi perspektiflennin rapor- törlüğünü yapan Bülent Ta- nör'ün adı bile yeterli. Kırmızı görmüş boğaya dönüyorlar. Za- vallı bir demagojıyle Tanör'ün Marksist kimliğini vurguluyor, ra- pora karşı çıkışlannı bu noktada temellendirmeye çabalıyorlar. Doğrudur... Bülent Tanör, Tür- kiye Marksist hareketi içinde ye- tişrniş; yetkinliğini, kültürel derin- liğini bu ideotojinin zengin kay- naklarından besleyerek geliştir- miştir. Bir üstteki paragraf Bülent Ta- nör'e -fazlasıyla hak ettigi- bir öv- gü amacıyla yazılmadı. Onun, çağdaş bireyin iç içe geçmiş kim- likler karmaşasını belirtmek için yazıldı. Bunu biraz açalım. Ömeğin... Ömeğin kendimizden yola çı- karak açalım. Tırmık'\ sürekli okuyanlar bilir, bu satırların yazan bağnaz (fana- tik) birGöztepelidir. Göztepeta- raftarlannın oturduğu tribünde keyifle "Göööz, göööz, Göz-te- pe!" diye bağırmayı pek sever. Öteki taraftarlarla kaynaşır. Her birinin başında "o s/rada" Gözte- pelilik şapkası vardır. Kimi işçidir, kimi sanayici, kimi borsacı, kimi esnaf, kimi işsiz, kimi emekli, ki- mi memur, polis, asker, gazete- ci, balıkçı, işportacı, makinist... Gazetecidir. Türkiye Gazete- cilerCemiyeti'nin 0"GC) üyesidir. Meslek sorunlannın çözümü, meslekte geçerli kılınması gere- ken ahlak ölçütlerinin yerleştiril- mesi için TGC şapkasıyla ve ga- zeteci kimligi ile çabalar. Emekçtdir Ücretini arrtırmak, işgüvencesı ekJe etmek, daha iyi çalışma koşullanna ulaşmak ıs- ter. O sırada başında TGS (Tür- kiye Gazeteciler Sendikası) şap- kasını taşımaktadır. Ola ki Gözte- pe tribününde birlıkte haykırdıgı, Göztepe gol atınca sanldığı bir gazete patronuyla şimdi karşı karşıyadır. Uzlaşmastz bir de- mokratik-ekonomik hak müca- delesi vermektedir. Marksisttir Kapitalizmin artı- değer sömürüsünde somutlanan haksız düzenin değişmesi için becerebildiğı her alanda etkinlik göstemeye çabalar. ve... Ve yurttaştır. Bu ülkede de- mokrasınin e^emen olması, çağ- daş bir Türkiye üretmek için geri olan, yanlış olan, kirii olan heren- gelin yıkılmasından yanadır. Say- dam bir devlet aygrtına, hukukun egemenliğine ve temiz bir toplu- ma ulaşmak için yurttaş bilinciy- le elinden geleni yapmaya çaba- lar. Bunu yaparken -ömeğin- bir Ishak Alaton, yani bir kapitalist evini akşamlan 21 .OO'de ateşbö- ceğine dönüştürüyorsa yakasın- da bir beyaz kurdele taşıyorsa bundan kıvanır. Ishak Alatonlar, büyük sermaye sahibi kimlikle- riyie, başlarında TÜSİAD şapka- lanyla Bülent Tanörler'e Türki- ye'nin demokratikleşme pers- pektifleri raporunu yazdınyorlar- sa bundan sevinç duyar. Ishak Alatonlar'ın, Halis Komililer'ın, Bülent Eczacıbaşılar'm, Cem Boynerler'in, Can Pakerler'in, Muharrem Kayhanlar'ın, pek çok dempkrasi sınavında sınıfta kalmış TÜSlAD'ın raporunu Bü- lent Tanör'e yazdırarak örgütleri- ni onurtandırma becerisini ve bt- lincini göstermelenni övmek ge- rektiğine inanır. Çağdaş insanın sosyal, siya- sal, küttürel yaşamın karmaşıklı- ğına uygun çok kimlikli zenginli- ği nerede, nasıl davranılacağını gösteren sağlam bir pusuladır. Marksist, akademisyen, ana- yasa hukuku uzrnanı ve yurttaş" BülentTanör, TÜSİAD için yurttaş kimliği ile özgür yurttaşlann ülke- si bir Türkiye için perspektifler çizdi. Raporun hersatınnda buti- tiz aynm açık ve duru bir dille yansıyor. Rapora ve Tanör'e karşı çıkan- lar, aslında yurttaş olabilmeyi reddediyorlar. Ya da yurttaş kav- ramının içeriğinden ve yurttaşın sorumluluklanndan haberieri bile yok. POLİTtKA GÜINLÜGÜ HtKMET ÇETİNKAYA Hiç Sevmedim... 80 yaşında bir kalp krizi sonucu yaşamını yitiren MHP lideri Alparsian Türkeş, görkemli bir devlet tö- reniyleuğuriandı... Başta TRT olmak üzere hemen hemen tüm özel tetevizyon kanallan Türkeş'in cenazetörenini canlı ola- rak yayimladı. Gazeteler yaklaşık cumartesi gününden beri birinci sayfalannı Türkeş'e ayırdı, onun yaşamöy- küsünü anlatmaya başladı... Olup bitenleri gazetelerden ve televizyonlardan iz- lemeye çalışıyor ve kendi kendime soruyorum: "Türkeş bu denli sevilen bir insan mıydı?" Önce, bu soruya kendim yanıt vereyim ve düşün- celerimi aktarayım: "Ben rahmetli Türkeş'i hjç sevmedim, sevmek de istemedim. Nasıl Turgut Özal'/ sevmediysem, Tür- keş'i de sevmedim. Tansu Çiller'/, Necmettin Erba- kan'/ da sevmiyorum..." Zorta sevgi olur mu? OlmazL O zaman 'ölünün arkasından gerçekleri yazmak' gerekir... Bu millet ne çektiyse gazetecilerin, politikacılann ikiyüzlülüğünden çekti... Evet... Ben Türkeş'i niçin sevmedim? 1970"li yıllann Türkiyesi'ni yaşayanlar ülkeyi kan gö- lüne çevirenlenn kim olduğunu çok iyi biliyor. Mehmet Ali Ağca'lann. Abdullah Çatlılann, Oral Çelik'lerin kimler tarafından beslendığini; ülkenin ay- dınlannın, bilim adamlannın, sendikacılann, işçilerin, öğrencilerin, öğretmenlerin niçin ve neden öldürüldü- ğünü; onlan kimlerin öldürttüğünü; katilleri koruyan- lann CIA ile olan ilişkilerini hiç unutmadık... • • • Benim ülkemin işçisi, köylüsü, emeklisi; benim ül- kemin bilim adamı, aydını, öğrencisi; benim ülkemin Sünnisi, Alevisi; benim ülkemin Türk'ü, Kürdü, Rumu, Ermenisi, Yahudisi, Çerkezi, l «r\ inanıyorum ki Türki- ye'yi özal'dan, Türkeş'ten, Çiller'den, Erbakan'dan daha çok seviyor... Her akşam evlerinde 'Sürekli Aydınlık İçin Bir Da- kika Karanlık' eyteminı sürdüren insanımız, ülkesinin gerçek bir 'demokratik hukuk devleti' olması için irtat- la ve ısrarla ışıklannı söndürüyor; düdük, tencere, ta- va sesleriyle kulağı sağır olanlara sesleniyor: "Ben çocuklanma karanlık değil, aydınlık birgele- cek istiyorum..." Benim kuşağım 1970'lerin başında acılı ve sancılı yaşadı. Insanlanmızacımasızcaöldürüldü. Benim ku- şağım 1970'lerde işkencelerden geçti, Ziverbey'de acımasızhğın fotoğrafını çekti. Benim kuşağım Selimi- ye'de, Mamak'ta hapis yattı, darağaçlannda sallan- dınldı, Kızıldere'de katledildi, Nurhak Dağlan'nda avlandı... Siz komando kamplannı bilir misiniz, siz Komünizm- le Mücadele Dernekleri'nde örgütlenen faşist kadro- lann şimdilerde hangi makamlarda oturduğuna tanık okjunuz mu? Benoldum!.. Siz 1980 darbesi sonunda Ankara'da DAL grubun- da delikanlılann, genç kızlann nasıl işkenceden geç- tiğini biliyor musunuz? Ben biliyorum ve işte o nedenle Alparsian Türkeş'i hiç sevmedim, bunu açıkça söylüyorum... Gazetelerde okudunuz mu, eski İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu'nun, Türkeş'in anı defte- rine yazdıklannı? "Başbuğ'um, her şeyi senden öğrendim. Ruhun şad olsun. Oğlun Kemal Yazıcıoğlu." Yazıcıoğlu, 1980'de DAL grubunun başındaydı... Günaydın gazetesinin eski sahibi Bekir Kutman- gil'in katili Ibrahim Cici'nin bir gazeteye verdiği ilan ise şöyle: "Dava adamı Merhum Genel BaşkanımızAlparsian Türkeş'e Allah'tan rahmet, tüm Türk dünyasına baş- sağlığı dilerim..." Söyler misiniz Türkeş hangi davanın adamıydı? ••• Ve eski Içişleri Bakan'ı Mehmet Ağar... DGM savcısının hazırladığı fezleke 70 gündür Baş- bakan Necmettin Erbakan'ın masasında duruyor... Ağar'a, Türkeş'in cenaze töreninde topluluk sesle- niyor: "Ülkücüleryuvaya..." 1970'lt yıllan düşünüyorum. Bilim adamlannın, öğ- rencilerin, politikacılann, öğretmenlerin alçakça katle- dilişini anımsıyorum... Gümüldür'deki, Ayvalık'taki silahlı komando eği- tim kamplanna yolculuğa çıkıyorum; devlet içindeki ırkçı-şeriatçı yapılanmanın boyutlanna bakjyorum... Ben Türkeş'i hiç sevmedim... Ben yazı yazdığım sürece Parrtürkizmin Führe- ri'nden hesap soracağım, öldürülen 5 bin kişinin ya- sınıtutacağım... Çünkü ben 'faşizmin' ne olduğunu biliyorum... 1997 yılında faşizmin meşnjlaştığını Türkeş'in ce- naze töreninde gördüm. Faşizmin meşrulaşmasına çanak tutanlara gazetelerde, televizyonlarda ıçim kan ağlayarak tanık oldum... 1970'li yıllann acılannı, sancılannı yaşayan bir ku- şak olarak, faşizme övgüler düzenlere soruyorum: "Siz 1979 yılında Manisa'da öldürülen eczacı Me- te'yt Neşe'y/ tanır mısınız? Siz, Malatya'da öldürü- len öğretmenlerin çpcuklan şimdikaçyaşında bilirmi- siniz? Siz Doğan Öz'ün, Cevat Yurdakul'un eşleri- nin acılannın bunca yıla karşın dinmediğine inanırmı- sınız?" Faşizm meşrulaştınlıyor, faşizm devlet erkini elinde tutan REFAHYOL'la ırkçı-şeriatçı yapılanmasını sürdü- rüyor... Susurluk kamyonu bile medyayı uyandıramadı! Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya <§ Planet.com. TR Ç A Ğ D A Ş Y A Y » ^ H İ K M E T CETINKAYA ımruNM KVRT 450.000 TL(KDVdahıl) 2. BASI CIKTI Çağ Pazariama A.Ş. Yerebatan Caddesi Satkımsöğüt Sokak No: 9/B Cağatoğtu Istanbul Te!:514 01 95/96 Postaçektno.: 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle