04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN 1997 PERŞEMBE HABERLER Yargıtay Mısır'a Erbakan sorusu • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Fl- Anbaa gazetesine verdiği bir demeç nedeniyle Başbakan Erbakan hakkında başlattığı inceleme çerçevesinde, Kahire Savcılığı'nayazı gönderdi. •Yazıda, Erbakan'la röportaj yapan gazetenin Kahire muhabiri Ali İliva'nın ifadesinin alınması ve röportajla ilgili Erbakan'a ait ses bandının bir kopyasının gönderilmesi istenildi. EVİN GÖKTAŞ ANKARA - Yargıtay Cumhunyet Başsavcılığı. RP Genel Başkanı ve Başbakan Necmettin Frbakan'ın, El-Anbaa gazetesının 31 Aralık 1993 tarihlı röportajı nedeniyle resen başlattığı soruşturma nedeniyle Kahıre Savctlığı'na yazı gönderdi. Yargıtay Başsavcıs! Vural Savaş, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Kahire Savcılığı'na ilettiği yazıda, söz konusu röportajla ilgili evrakın gönderilmesını istedi. Yargıtay Başsavcısı Savaş. parti kapatmanın ciddi bir iş oldugunu belirterek konunun üzerine büvük bir ciddiyetle gittiklerini bildirdi. Kahire'den gplecek yanıt... Savaş. "Her dış üikedeki yayını "Doğrudur' diye kabul etmek mümkün dcğildir. Hele bu ülke bir Arap ülkesi ise. Bu nedcnlc konunun üzerine ciddi> etle gidiyoruz. Şu aşamada Refah Partisi hakkında kapatma davası açmamı/ söz konusu değildir. Nasıl bir yol izleyecegimize, Kahire'den gelecekevrakı inceledikten sonra karar vereceğiz" dedi Erbakan"ın El-Anbaa'ya verdiği demeçte. "Hilafet sona erdikten sonra Mustafa Kemal, İslam dinine ve alimlerine karşı acımasız savaş başlattı. Camileri ahır yaptı ve İslamla uğraşanlan öldürttü. Camilerde ezan ve Kuran okunmasını yasaklattı. Biz iktidara geldikten sonra laikliği kaldınp şariatı getircceği/'" dediği ileri süı-ülüyor. Savaş. Kahire Savcılığı'na gönderdiği yazıda. "Türkiye'de faaliyette bulunan ve halen başka bir siyasi partiyle iktidar ortağı olan Refah Partisi'nin anayasal suç teşkil eden fiillerini soruşturduğunu" belirterek. "Ülkemizde yürürlükte bulunan Siyasi Partiler Kanunu'nun 101/b maddesi siyasi parti genel başkanlaruun sözlü açıklamalannın siyasi partiyi de bağlavacağını kabul etmiştir'" dedı. Takipsi/Jik karan Ankara DGM Başsavcılığı. söz konusu gazetedeki röportaj a atıfta bulunarak. 20 Şubat 1994 günlü Hürnyet gazetesınde "İşte Erbakan" başlığıyla yayımlanan haber üzerine inceleme başlatmıştı. İnceleme sonunda, Ankara DGM Savcısı Talat Şalk tarafından söz konusu gazetenin muhabiri bulunamadığından ve Basın Yasası uyannca zamanaşımı söz konusu olduğundan takipsizlik karan verilmişti. Yetkililer, Yargıtay Başsavcılığrnın Ankara DGM Başsavcılığı'nın bu karan üzerine resen harekete geçildığını belirttiler. Emniyet operasyonunu durduran yargı karan, dün Erbakan ve Akşener'e APS ile gönderildi Içişleri yargıya itiraz edecekANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Ankara 5. İdare Mahkemesi, İçişleri Bakanı Meral Akşener'in emniyetteki yasadışı operasyonu ile ilgili olarak önceki gün verdiği "yürüriüğü durdurma" karannı, Acele Posta Servisi (APS) ile teb- liğ etti. Karar, Başbakan Necmet- tin Erbakan ve Akşener'e ayn ay- n gönderildi. Akşener'in talimatıyla harekete geçen Içışleri Bakanhğı hukukçu- lannın. Alaaddin Yûksd'ın yasada emredden dörtlü kararname prose- dürüne uyulmadan Emniyet Genel Müdürlüğü'nden uzaklaştınlması- na ilişkin ışlemi durduran mahke- menin karanna itiraz dılekçesi ha- zırladıklan bildirildi. itiraz başvu- rusunun. bugün bir üst mahkeme olan Ankara Bölge İdare Mahke- mesı'ne yapılabileceğı kaydedildi. Akşener'in gece baskınıyla ma- kamından uzaklaştırdığı Alaaddin Yüksel'in avukatı Tezcan Çakır ise • Alaaddin Yüksel'in avukatı Tezcan Çakır, Ankara 5. İdare Mahkemesi'nin verdiği "yürüriüğü durdurma" karannm bir an önce uygulamp müvekkilinin Emniyet Genel Müdürlüğü görevine başlatılması için dün İçişleri Bakanlığı'na dilekçe verdi. Çakır, Akşener'in "hukuk anlayışı ve sevgisinden yoksun bir insan oldugunu" belirterek "Padişah zihniyetine sahip böyle bir bakanın, yargının bu karannı uygulayacağını hiç sanmıyorum" dedi. idare mahkemesinın verdiği yürür- iüğü durdurma karannın, bir an ön- ce uygulanıp müvekkilinin eski gö- revine iade edilmesi için dilekçey- le dün İçişleri Bakanlığı'na baş- vurdu. Mahkemenin verdıği kara- nn "nihai karar" niteliğınde oldu- gunu belırten Çakır. "Müvekküim şu anda resmen Emniyet Genel Müdürii'dür. Görevinin başında ol- ması gerekir*' dedi. Akşener'in hukuk anlayışından ve sevgisinden yoksun bir insan ol- dugunu ileri süren Çakır. "Padişah zihni)etine sahip böyle bir bakanın, yargının bu karannı u\ gulayacağı- nı hiç sanmıyorum"' diye konuştu. Çakır, şunlan söyledı: ' Yapılan işlenı tümüv le hukuka aykındır. Zaten \argı karannda bu açıkça betirtiliyor. Genel müdüriü- ğe müşterek kararname ile atanan müvekkilinıin. aynı paraleüikle gö- revinden ayrdması gerekir. Üstefik müvekkUim. genel müdüriükte ıs- rar etmiyor. "Benı hukuka uygun şekilde bu görevden alın' diyor.Sa- ym Yüksel şimdiye kadar uç ayn bakania çaüşrruş bir bürokrat Her bakan geldiğinde gjdip Benımle çalışmak istemezseniz görevimi hemenbırakabihrim' demiştir. Ay- nı şeyi şimdiki bakana da söylemiş bir bürokratnr. Padişahahniyeune sahip olan şimdiki bakan. bu işi ne- zaketen de halledebilir. Sayın Yük- sel'i çağınp "Yaptığım bu işlemle, senınle çalışmak istemediğimi be- yan ermış bulunuyorum. Yargı be- nım bu ışlemimi iptal ettı. Yargıya saygım sonsuzdur. Senı görevine başlatıyorum. Bu arada müşterek kararnamenı de hazırlayacağım, ancak kararnameyi hazırlayıncaya kadar sen yıllık izne aynl. Daha fazlabu iş uzamasın" diyebiHr.Bu- na müvekkilimin hiçbir itirazı ol- maz. Müvekkilim görev begenme- mezlik yapmıyor ki, sadece huku- ka uygun hareket edilmesuıi isü'vor. Müvekkilim hiçbir partinin adamı değil, devletin seçkin bir bürokra- nduf Çakır. Yüksel'in 30 gün içinde göreve başlatılmaması halinde ne tür yasal yollara başvuracaklanna, daha sonra karar vereceklerini söy- ledi. Anayasa ve yasa 2577 sayılı yasanın konuya iliş- km 28. maddesi şöyle: "Danıştav, bölge idare mahke- meleri, idare ve vergi mahkemele- rinin esasa ve vürütmenin durdu- rulmasına ilişkin kararlannm icap- lara göre, idare gecikmeksizin iş- lem tesis etmeye veya eylemde bu- lunmaya mecburdur. Bu süre hicbir şekilde karann idareye tebüğinden başlayarak 30 günü gecemez." Anayasanın 138. maddesinin son fıkrasmda da "Yasama ve yü- riitme organlan ile idare. mahkeme kararianna u> makzorundadır. Bu organlar ve idare, mahkeme karar- lannı hiçbirsuretledeğiştiremez ve bunlann yerine getirihnesini gecik- tiremez" hükmü yer alıyor. ANAP lideri Mesut Yılmaz 'Akşener çete operasyonu yönetti' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP ve ANAP Alaaddin Yüksel'i Emniyet Genel Müdürlüğü'nden baskın operasyonuyla uzaklaştıran İçişleri Baka- nı Meral Akşener' i ağır bir dılle eleştırdi. ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz. Akşener' ın, bizzat yönetti- ği "çete operasyonuyla" emniyet makamına el koy- duğunu, muz cumhuriyet- lerinde bile rastlanmayan olaylann Türkiye'de olağan hale geldiğını söyledi. CHP Genel Sekreten Ad- nan Keskin de "Türki- ye'nin hanımağanın çifttiği gibi yönetildiginr belırttı. ANAP lideri Mesut Yıl- maz, partisinin meclis grup toplantısının basına açık bölümünde yaptığı konuş- mada emniyet baskını skandalıyla ilgili gelışme- lere değindi. Yırrnaz, ^Em- niyet Genel 1Vİûdürü*nün gece yansı kapısı kınlarak makamına el konulduğu bir ülkede vaşıyoruz. Bir hukuk devletinin fertkre sağladığı güv encelere sahip değUiz. \aşadığımız şe>ler, muz cumhuriyetfcrinde da- hi enderyaşanan olaylardır. Dahakötüotanı ise bu olay- lann vakayı âdiyeden olma- sKhr" dedı. Adnan Keskin de dün düzenledığı basın toplantı- sında REFAHYOL hükü- meti dönemınde çok sayıda bürokratın yasadışı yollar- dan görevlerinden uzaklaş- tınldığını vurguladı. Kes- kin, "Türkiye'yi emrinde olduğu hanımağanın çiftli- ği sanan bir bakan, bir kâh- ya anlavışıyla yürüıiükteki yasa ve bürokratik gelenek- leri hiçe sayarak Emniyet Genel Müdürü'nü görev- den almışür. Gece yansı operasyonuvla çete yönte- miyle ve kolluk güçleriyle Emniyet Genel Müdü- rü'nün odası fiilen işgal edi- byor.Çiftlik kâbv asının cm- riyle fiilen Emniyet Genel Müdürlüğü'ne getirflen ki- şi, koltuğa oturtuldu" dedi. Rnvkal ö CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL, önceki gece Platformu tarafından İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri'nde düzeıüenen yemeğe kaüldı. Deniz Bay kai, Türkiye'deki çağdaş, laik. Atatürkçü demok- rat yurttaşlann ve sKil toplum kuruluşlanrun dağınıklığından vakınarak. "Türkiye'de örgütlü ıı/ınlık. da- ğMkJtf^ıniuğa^ükmed^a-. 4L»ü*^«Bftad*nöana dfaa yurtti^iar ve srvil tonlum «rgütleri doğnı şitasal şlıflsm; akında töplanfliîrsa, lanclfej de^not<rasi içinaeisalafak rahaflıkla âavünuruz" dedi. Ba>*kal Ata- türkdevTİmlerilartışma konusu yapıuyorsa sahiplenme konusunun da yapüması gerektiğini vurguladı. Bay- kal, Susurluk olayında partisinin en karariı ve futariı tavn gösterdiğini kay dederek olayın, hukuk dcv letiyle bağdaşmayan bir iç örgütienmeden kay naklandığını ileri sürdü. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) M e I i h C ö k c e k l i b e l e d i y e n i n y ı I ı - Köktendinci vakıflar kollandıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -RP'li Ankara Büyükşehır Belediye Başkanı Melih Gökçek. göreve geldikten sonra sınavla büyükşehır belediyesine girmeye hak kazanmış bulunan 611 memuraışbaşı yaptıımazken, yargıya başvııran 400 kişiyi yeniden işe almak zorunda kaldı. Yargı karanyla geri dönen pek çok kışi geçici görevle başka şehirlere gönderilmeye çalışıldı. RP'li dığer ılçe belediyeleri ile büyükşehır beledıyesınden ılk yıl içinde bin 480 işçinın görevine son verildi, belediye şirketlerinden 1300 kışı atıldı. Belediye Başkanı. Belediye Hastanesi'nde çalışan 4 uzmanı yasaya aykın olarak sağlık ocaklannda görevlendirirken. 80 yardımcı personeli de başka birimlere sürgün olarak gönderdi. Gökçek, Ankara Tabip Odası'nın "propaganda araa" olarak nitelendirdiği gezici sağlık araçlan oluşturdu. ATO, yargıya başvurdu. Gökçek, Ankara'nın simgelerinden biri olan ve içinde 145 işyen bulunan Atakule'yi, de|erinin çok aitında. Vakıfbank Ozel Sosyal ve Güvenlik Hizmetleri Vakfı'na sattı. Belediye meclisi karan olmaksızın 900 milyar liraya taksitli olarak yapılan Atakule'nin satış sözleşmesinın iptali için Ankara'da toplanan 7 bin imzalı dilekçe, 28 Haziran 1996 tarihınde İçişleri Bakanlığı Mahalli tdareler Genel Müdürlüğü'ne verildi. Atakule'nin satışıyla ilgili olarak başlatılan soruşturma henüz sonuçlanmadı. İlçe betediyelerine baskı Gökçek'in büyükşehır belediye başkanlığı döneminde belediye meclis toplantılan akşam saatlerine alınarak, basının izlemesi engellenmeye çalışıhrken, gündem dışı konuşmalar da gündemin sonuna alındı. Gökçek döneminde. muhalefet yapan belediye meclis üyeleri üzerinde sözlü ve fiziki baskılar uygulandı. Belediye meclis üyelerinin söz almalan engellenirken, Gökçek bazı toplantılarda üyelen salondan dışan atmakla tehdit etti. Belediye meclis üyeleri saldınya uğradı. Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, kamu hizmetlerinde ilçe belediyelen arasında yaptığı çifte standartla tepkilere neden oldu. Emlak ve çevre temizlik vergisi paylan ile mezar ücretlerine karşılık kesinleşmeyen ödeme emrine dayanarak Çankaya Belediyesi'nin bankalardaki paralanna hacız ışlemi yaptıran, parklannın suyunu kesen, çöp bidonlarını toplatan büyükşehır belediyesi, CHP'lı belediyelere asfalt vermedi. Ankara Büyükşehir Belediyesi, el koyduğu kaçak kömürleri, RP'nin yan kuruluşu olarak nitelendirilen Milli Gençlik Vakfı ve Muradiye Vakfi'nın da aralannda bulunduğu dinci vakıflara verdi. 14 Eylül 1994 tarihinde Muradiye Vakfı'na 45 ton, Tek-Dav Vakfı'na 25 ton, Sefa Yardımlaşma ve Eğitim Vakfı 'na 6 ton, Azizıye Yurdu ve Karagedik Kuran Kursu'na 10 ton, Yahyalar ve Samanpazan Yurdu'na 20'şerton, Hak-Yol Vakfı Fıkıh Enstitüsü'ne 1 ton kömür verildi. Büyükşehir belediyesince 23 Eylül 1994 tarihli TM-DT sayılı yazıyla kömür yardımı için başvuran 13 kişiye ve Azıziye Yurdu'na 20 ton, Karagedik Kuran Kursu'na 10 ton. Hak Yol Vakfı Fıkıh Enstitüsü'ne 1 ton kaçak kömür verildiği saptanırken, eski Belko Ankara Kömür Satış Müdürü Ahmet Adil imzalı, 26 Eylül 1994 tanhliDT. 473 sayîlı belgeye göre de, Sefa Yardımlaşma ve Eğitim Vakfı'na 6 ton kömür yardımı yapıldığı belirtendi. RP'li büyükşehir belediyesinin yan kuruluşu. kömür satışında tek yetkili BELKO'nun pahalı kömür satmasının yankılan sürerken, 1996'nın Ekim ayında 12 ton kaçak kömürle yakalanan kamyonlann Pursaklar Belediyesi RP'li meclis üyesi Nuri Yüksel'in deposundan geldiği anlaşıldı. Mamak Belediyesi RP'li meclis üyesi Murat Aydın'm da bir kömür deposuna sahip olduğunun ortaya çıkmasıyla. BELKO'nun özelleştirilen depolannın belediye meclis üyelerine verildiği ıddialan kanıtlandı. BELKO'nun kömüre fahış fıyat öngörmesi ve bazı depolarda kaçak kömür satılması nedeniyle 1996'nın Kasım ayından itibaren Ankara'da hava kirliliği daha önceki yıllara oranla yüksek düzeyde arttı. Gökçek 4 Kasım 1996'da. "Son günlerde yt)ğunlaşan hava kiriiliğinin nedeni kaçak kömürdür. Bazı kaçak >e kalitesi düşük kömürier BELKO adı aitında sanhyor" diyerek, özelleştirilen depolarda kaçak kömür satıldığını doğruladı. BİTTİ SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Islamcılar, kadından neden korkuyoıiar? Neden duyduklan her yerde bu sesi susturmaya çalışıyoıiar? Bu iddia da nere- den çıktı demeyin. Erbakan ve arkadaşlannın kadınlan günde- lik yaşamın dışına itmek ama- cıyla ellerıne geçen her fırsatı değerlendirdiklerini biliyoruz, görüyoruz. Erbakan, Istiklal Marşı oku- nurken kadın sesıne dayanamı- yormuş. Aslında yalnızca Istiklal Marşı okunurken değil, yaşamın hiçbir alanında kadınlara daya- namıyoıiar. Geçenlerde Çocuk Esirgeme Kurumu'nda 33 kadın müdürün hepsıni görevden alıp onlann yenne erkeklerı atamadılar mı? Seçımlerde bir tane bile kadın adayatahammülü olmayan on- lar değil mi? islamcılann kadınlarla sorun- lan olduğu çok açık. Bu onlann evrensel tutumlan. Afganis- tan'daki Taliban'dan, Ceza- yir'deki eli testereli şeriatçıya ka- Kadın Sesinden Korkanlar dar, bütün siyasi Islamcılar ön- celikle kadınlan susturmayı he- defliyorlar. Cezayir'deki şeriat- çılar, başı açık sokağa çıkan ka- dınlan testere ile doğruyorlar. Af- ganistan'dakiTaliban ise kadın- lann ortalıkta dolaşmalanna bi- le tahammül edemiyor. Erbakan'ın kadın sesinden korkan tutumu, çok temel bir anlayışı simgeliyor. Bu anlayış; ancak gerilik sayesinde siyasi başan kazanacağına inanıyor. Erbakan'la, Afganistan'dakiTa- liban şefinin veya Cezayir'deki FİS liderterinin bu konuda fikir beraberliğinde olduklannı, kısa bir gözlemle saptayabiliriz. Tür- kiye'deki Islamcılar işte bu yüz- den Cezayir'deki Islamcı hare- kete sahip çıkan gösterileryapı- yortar. Erbakan'ın kadın sesinden ür- ken ve hoşlanmayan tavn, yıllar- dırtartışması yapılan başörtüsü konusunun da temelinde yatan aynlığınözünügözlerönüne se- riyor. Başörtüsü sorunu, siyasi İslamcılann iddia ertiği gibi bir insan haklan sorunu değildi, hiç- bir zaman da bu nedenle gün- deme gelmedi. Siyasi Islamcılar, kadını gün- delik yaşamın dışına itebilmek ve eve kapatarak etkisizleştir- mek amacıyla başörtüsünü gunderne getirdiler. Kadın sesi- ni duymak istemeyen, kadını yönetim kademelerine yaklaş- tırmayan kafayla kadını tesettü- re sokmak isteyen kafanın aynı olması bir anlam ifade etmiyor mu? ••• Kadın sesinin kısılmasına kar- şı son donemde kadınlann KA- DER adını verdikleri bir inisiya- tifle ortaya çıkmalan çok önem- li yeni bir gelişmeyi haber veri- yor. Kadınlar, siyasi yaşamın dı- şına itilmelerine karşı, ortak bir eylem başlatıyorlar. Bu eylemin amacı, kadınlann sesini parla- mentoda yükseltmek. Şirin Te- keli'nin kurucu başkanlığını yaptığı KA-DER, önümüzdeki seçimlerde TBMM'nin en azın- dan yüzde 10'unun kadın olma- sını hedefliyor. KA-DER'in ilkoluşumtoplan- tılanndan birisıne katılmıştım. Is- veç'te yaşanan örnekten yola çıkarak bu girişimin Türkiye'de çok gerekli olduğuna inandığı- mı, bundan bir erkek olarak bü- yük mutlulukduyduğumu belırt- miştim. Bu girişim, şimdi gerçe- ğe dönüşüyor. Kadının siyasi yaşamımızda etkinliğinin artması, gericiliğe karşı en büyük sigortalardan bi- risini oluşturacak. Kadınlann se- sini kısmak isteyen Islamcılara karşı, çağdaşlığı ve uygar bir dünyayı savunanlann da kadın- lann seslerini yükseltmeleri için mücadele etmeleri gerekiyor. Bu bir sistem ve gelecek kavgası. Geleceğimizi nasıl kuracağımız- la kadınlann seslerinin yüksel- mesi veya kısılması arasında tam bir koşutluk olduğuna ina- nıyorum. Kadınlann sesi kısıldık- ça demokrasinin ve özgürlüğün sesi yok olacak. Kadınlann siyasete ağırlık koymak amacıyla başlattıklan yeni girişim, önemli bir yeniliği ffade ediyor. Kadınlann girişimi, tüm toplum yaşamımızı demok- ratlaştıracak ciddi bir adım. Ka- dının olmadığı bir siyasi yaşa- mın demokrat olması mümkün değil. Erbakan'ın kadın sesinden korkan tavn bir uyan kabul edil- meli. Bunu en iyi kadınlar anlıyor. KA-DER, bu uyanyı anlayan ka- dınlann ciddi bir örgutlenme adı- mı. Destekliyorum. PERŞEMBE ***'? ORHAN BURSALI \ Aşın Uyumlular Ordusu Yaratmak Başını örtmediği için annesini öldüren genç kız... Sincan'da kadın gazeteciyi saçlanndan yakala- yarak yumruklayan dinci partinin kabadayısı... üderinin bir emri veya işaretiyle her türlü bar-, barlığı yapmaya hazır inanmış fedailer... , Kadın ve çocuklann boğazlannı testere ile ke-, sen din teröristleri... • • • Içimizde ve çevremizde yaşadığımız bütün bu olaylarla 8 yıllık eğıtim/öğrenim tartışmasının doğrudan ılişkısini kurmak, zorlama mı olur? Ister din kökenli ister sosyal/toplumsal kökenli olsun, totaliter ideoloji, kendisine tartışması^ inanacak; onları istediği yerde, yönde ve biçimde kullanacak kullar yaratmanın peşinde koşar hei zaman. ] Ortaokul, beyinlerin kitlesel olarak tek yönde1 yıkanabileceği en uygun yaş dönemlerini kapsar.' Bu dönemde yakaladığınız genç beyinlerden yüzde 90'ın üzerinde verim alabilirsiniz, yani bü- yük çoğunluğu kendi düşünceleriniz doğrultuJ sunda yetiştırebilir, yönlendirebilirsiniz. Nitekim imam hatip liseliler arasında yapılan araştırma da bunu göstenyor. Şeriatçı iktıdarın 8 yıllık normal öğrenime b^ kadar şiddetle karşı çıkmasının çok anlaşılır ne- denleri var. Elinin altından bir insan kitlesi kaya- caktır. Ancak demokrası yanlısı bazı güçlerin, kendı varlıklarının da teminatı olan demokrasiyi mezara gömecek olan şeriatçı iktidarın bu ıstek^ leriyle uzlaşma arama çabalarını anlamak da o derece zordur. (Ya, dinci partiyi, bir s/v/7 toplum örgütü ve demokratik kuruluş olarak gören ya-< zar ve yazılara ne demelı?!) • • • 19 nisan cumartesı günü okuyacağınız Bilim Teknik dergımizde, ilginç bir yazı var: "Aşırı Uyum Hastalığı". Dr. Levent Mete, güncel esin- lenmelerden yola çıktığı yazısında, günümüzü^ "kitle-insanı" tanıtımını yapıyor ve hastalığını an J latıyor. Kitle-insanı, özgünlüğünü yitiren insandır: "özgünlüğünü yitiren insan, her dunıma kendili- ğinden uyum sağlayan bir robot kimliği içinde sü- rüklenir. Otohteye karşı çıkması, hatta ondan farklı düşünmesi bile olanaksızdır. Bu nedenle tehlikelidir. Birey olarak kalmayı başarabilen in- sanda konku uyandınr. Çünkü her türtû fanatizmin kullanımına açık durumdadır". Günümüz toplumsal/ekonomik sistemleri, bir yönleriyle de, bu tür kitle-insanı üretme fabrikalan gibi çalışmaktadırlar. "Kitle-insanı", günümüz gelişmiş demokrasilen için bile tehlike yaratmaktadır. Çünkü demokrasi, akılcı, eleştirel, şüpheci, sorgulayan; demokratiK değerleri, insan hak ve özgürlüklerini savunan bıreylerin varlığıyla anlam kazanır, ayakta durabi- lır, yaşamın renkliliğını içinde banndırabilir ve uzunsolpklu otatx,lır. ;., ,• : i / Kitle-insanı üretimi, Batılı demokrasileriri bile önemli bir sorunudur. Bizim gibi yan demokratik sistemlerde/toplum^ lardaki kitle-insanı üretme-yaratma mekanizma- lannın ise Batı demokrasileriyle belki de asla karşılaştırılamayacak ilkelliklerde ve özellıklerde kitle-insanlan üretebildiklerini çok iyi biliyoruz ve bu olguyu iliklerimizde yaşıyoruz. İşte, annesini başını örtmediği için öldüren kız, şeriatçı iktidarın yaratmaya çalıştığı kendi kitle- insanı tipinin çarpıcı örneğidir. • • • Bu nedenle, demokratik hayatın renkliliğini ko- ruyacak, demokrasinin temel değerlerini trtizlikle savunacak bireylerin yetişmesine acil ihtiyacımız var. Eğitim sistemimizin özü bu insanlann yetişme- sine elverişli olmasa bile, ortaokulları şeriatçılığın kitlesel insan üretme fabrikalan olmaktan kurtar- mak bile çok önemli bir adımdır. Yine şeriatçı iktidarın YÖK'ü ele geçirerek, ûni- versiteleri de kendi kıtle-insanı-üretme-fab- rikalarına dönüştürme çabalarına şiddetle karşı çıkmak gerekmektedir. Kemal Çelik, Ciller'in emrinde Hiikümet yargıyla savaşta ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Bakanı Meral Akşener'in geceya- nsı operasyonuyla Emni- yet Genel Müdürlüğü ma- kamından uzaklaştırdığı Alaaddin YükseL yargıdan yürürlüğün durdurulması karan çıkarmasına karşın hükümeti aşamadı. Akşe- ner'in vekâleten Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ata- dığı Kemal Çelik de göre- vinin başında oldugunu söyledi. Çelik, Çiller'e, u Emrinizdeyiz,talimadan- nıa bekliyoruz" dedi. Çil- ler'in, Mercedeskaçakçılı- ğından yargılanmasına kar- şın Başbakanlık Müsteşar Yardımcıhğı'na getirdiği RecepOzcan da, Çelik'i zi- yaretinde, yargıyı 'çifte standart uygulamak'la suçladı. İçişleri Bakanı Akşener. DYP Meclis grup toplantı- sından sonra Alaaddin Yüksel'le gırişımleri ve idan yargının karan çerçe- vesinde yöneltilen sorular- la sıkıştınldı. Akşener. "Yargı karannı uygulaya- cak mısınız?" sorusuna, "Degerlendirme yapmıyo- rum. Her seyi çarpıüyorsu- nu/. Ben yasalara, kanunla- ra saygdıyım" karşılığınt verdi. Kanal D. dün akşamki haber bülteninde. DYP ll Başkanı Cahit Kale'nin, Akşener'e Emniyet Genel Müdürlüğü görevinden alı- nan Alaaddin Yüksel'den şikâyetini içeren bir mek- tup yayınladı. Mektupta, Kale'nin Akşener'e, "Sa- ym Bakanım, Emniyet Ge-, nel Müdürlüğü Personel Dairesi Başkanı Alaaddin; Yüksel'in son açıklamala-; nndan rahatsızhklanm ba J na bildirdi. Dava açmak için benden haber bekli- yor"dediği kaydedildi. Ka-* le, mektubun varlığını doğJ ruladı. Emniyet Genel Müdür-J vekili Çelik, Bosna'ya Türk Polis Gücü'nün gön-^ derilmesi nedeniyle düzen- lenen törenin ardından ga- zetecilerin, Ankara 5. tda-] re Mahkemesi'nin karanna ilişkin sörulan üzerine "Ben görevimin başında- yım. Görevime devam edi-i yorum" yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Demirel^ TBMM Başkanı Mustafa. Kalemli ve Genelkurmay. Başkanı Orgeneral İsmaiL Hakkı Karadayı'nın, gö- rüşme istemlerini reddet-ı tikleri Emniyet Genel Mü-, dürvekili Kemal Çelik dün Başbakan Necmettin Erba-i kan ile DYP lideri Çiller ta-; rafından kabul edildi. ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle