Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 1997 PAZAR
HABERLER
Tiyatro
bildirisine
sansür
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-"Çağdışı
sıvasetçilerin sanata
saldırdıklan"nı vurgulayan
Dünya Tıyatrolar Günü
Bildırisi. Kültür Bakam
Ismail Kahraman'ın
bulunduğu sahnede
okutulmadı. Bıldınde.
"Sanatçı. ışığı alnında ilk
duyan ınsandır ve bu ışığın
kaynağı Matürk devrim ve
ilkelennin güneşidir" görüşü
kaydedılmışti. Her yıl, her
ülkenın kendı tamnmış
tiyatro adamına hazırlatılan
ulusal 27 Mart Dünya
Tiyatrolar Günü Bildirisi, bu
yıl tiyatro sanatçısı, oyun
yazarı ve Cumhurbaşkanlığı
Sanat Danışmanı Dinçer
Sümer tarafından
hazırlanmıştı.
Yalova'da çevre
sonunu
• VALOVA (Cumhuriyet) -
Çevre Koruma ve Yaşatma
Demeğı"nin (ÇEKO)
Yalova'da organize sanayi
sıtesı kurulması ve sanayi
tesislenndeki dağınıklıktan
kaynaklanan sorunlann
ıncelendıği raporu
yayımlandı. Raporda,
Yalova'da son yıllarda artan
orta ölçekli sanayicilenn
bölgeyi tercih etmelerinın,
bölgedeki arazi ve işçi
malıyetlerinin düşük
olmasından kaynaklandığı
belirtildi.
LES başvupuları
uzatıldı
• İstanbul Haber Servisi -
Lısansüstü Eğitime Geçiş
Sınavı (LES) için dün sona
ereceğı bildirilen başvurular
l nisan sali akşamına kadar
uzatıldı.
Gazhaneliler
duman istemiyor
• İstanbul Haber Servisi -
Gazhane Çevre Gönüllüleri,
tarihi Hasanpaşa
Gazhanesf nin kültürel bir
alan olarak düzenlenmesini
ıstedıler. Gazhane önünde
dün bır açıklama yapan
semt sakinleri, şu anda
kömür satış yen olarak
kullanılan yer için geçen yıl
başlattıkları çahşmayla
kasım ayına kadar
topladıklan 8 bin imzayı
büyükşehır belediyesine
sunduklannı belirterek
"Ancak henüz bir cevap
alamadik" dediler. Tarihi
mekânın rant çevrelerinin
kuHanımına sunulmasından
korktuklannı ifade eden
çev re gönüllülen, yapılacak
her çalışmada kendilerinin
de bilgisınin olmasını
istediler. Çev re gönüllüleri,
"'Halkımızın yeşil alan ve
kültür tesisi irmyacmi rant
çevrelerinin kâr hırsına yem
yapmayacağız. Semt halkı
olarak koruma kurulu
karannın ve taleplenmizin
sonuna kadar takipçısi
olacağiz. Gazhane yeşil
kalsın. Artık duman değil
yeşil saçsın" diye
konuştular. (Fotoğraf:
SAADET USLU)
Doğan: Devlet
küçülmeli
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep Büyükşehir
Belediye Başkanı Celal
Doğan. demokrasinin tüm
kurum ve kuralianyla
yerleşebılmesi için yerel
iktıdarlar oluşturulmasım
önererek, "Adem-i
merkezıye. Mstemı
gerçekleştirilmeli. devlet
küçük ama güçlü olmah"
dedi. Atananın seçileni
ezmesinın önlenmesi
gerektiğını belirten Doğan.
"'Ulusal düzeyde yapılması
gereken hizmetlerin
dışındaki tüm hizmetler
yerel iktidarlara
devredilmeli, tek sorumlu
ve vetkıli, yerel yönetim
binmleri olmah" dıye
konuştu.
Bayrampaşa Cezaevi'ndeki sorunlan asgari düzeye indiren Savcı Necati Özdemir
6
Banş için taviz
gerekmez'
"Eğerslz
cezaevini
yönetemezseniz
elbette başkalan
yönetir. Ama ben
cezaevime
hâkimimve
yönetiyorum.
Hem de hukuki
veinsani
çerçevede. Aynca
siyasi tutukhılaruı
burayı yönetme
gibi bir isteği
olduğunu da
sanmıyorum." MİYASE İLKNUR
Bundan tam sekiz ay önce idi. BayTampaşa
Gezaevi'nde ölüm oruçlan bitmiş, yaralar he-
nüz sanlmamışken BayrampaşaCezaevi'neye-
ni bir savcı atandı. Afyon'dan gelmıştı. Cezaev-
lerini tzleme Komitesi, savcıdan randevu almış
BayTampaşa'ya gidiyordu. Ejber Yağmurdere-
li, Ercan Kanar, Av. Mustafa Ûçdere, Aydın En-
gin, Musa Kart ve Oral Çahşlar'dan oluşan ko-
mitenin peşine takılıp cezaevine gittiğimizde
genç savct bizleri ana kapıda karşıladı. Gider-
ken amacımız, koğuşlara girip siyasi örgütlerin
temsilcileriyle görüşmekti. tçen girmek için sa-
bırsızlanırken savcı, odasında ha bire çay, siga-
ra ikram ederek bizi oyahyordu. Yaklaşık üç sa-
at boyunca, daha önce görev yaptığı cezaevle-
Muhittin Kaya, Mumcu'yu katleden bombayı komisyona anlattı
6
C-4 ordudan çabnnıış olabilir'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM L'ğur
Mumcu Cinayetıni Araştır-
ma Komisyonu'na bilgi \ e-
ren dönemin Kriminal La-
boratuvan Daırc Başkanı
Muhittin Kaya. Lğur
Mumcunun aracına konu-
lan patlayıcının Türk Sılah-
lı Kuvvetlen ve Emniyet'ın
de elinde bulunduğunu
açıklarken, cinayet sonrası
bunlarda bir azalma olup
olmadığı yönünde sayım
yapılmadığını söyledı. Ka-
ya,, devktin elındeki bu tip
parJayıeılann başka kışiler-
ceele geçırilebileceğıni, bu
konuda da somut olaylar
bulunduğunu açıkladı.
Cumhuriyet" in ele geçır-
diğı komisyon tutanaklan-
na göre Muhittin Kaya.
devletin elinde bulunan
G-4 tipi patlayıcılann ABD
ve Ingıltere kaynaklı oldu-
• TBMM Uğur Mumcu Komisyonu'na bilgi veren Muhittin Kaya.
Mumcu cinayetinde kullanılan bombamn menşeini bilemediklerini
belirtirken, tslami Hareket Örgütü üyesi Mehmet Ali Şeker ve Mehmet
Zeki Yıldınm'ın üzerinde ele geçen patlayıcılann bir bölümünün kökeninin
ABD olduğunu söyledi. Kaya, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullandığı C-4
tipi patlayıcılann da ABD ve Ingiltere kökenli olduğunu açıkladı.
ğunu söyledi. tstanbul Şile
ormanlannda yakalanan ls-
lami Hareket Örgütü üye-
leri Mehmet Ali Şeker ve
Mehmet Z*ki Yıldınm'ın
üzerinde bulunan C-4 tipi
patlayıcılann bir bölümü-
nün de ABD menşeili oldu-
ğuna dikkat çeken Kaya,
komisyon üyelerinin, "ça-
hnmış" olabileceği kuşku-
suyla. "DevJetin elindeki
patlav Kilann sayımı yapıldı
mı" sorusu üzerine. "Böy-
le bir araştırma yok. Benze-
ri konularda oldu ama çok
sağhklı değil" karşıhğım
verdı. Komisyon üyelen-
nın. ordudan patlayıcı elde
edilip edilemeyeceğine iliş-
kin bir sorusu üzerine de
Kaya, "Geçirflebflirve otay-
lar da var" karşılığını ver-
di. Kaya, Mumcu cinaye-
tinde kullanılan bombanın
patlamış olması nedeniyle
kökenini saptayamadıklan-
nı ve bu patlayıcının dev-
letten ele geçirilip geçiril-
mediğini bilmediklerini
vurguladı. C-3 ve C-4 tipi
patlayıcılann Türkiye'de
üretilmediğini, ticari amaç-
la satın alan şirket bulun-
madığıru anlatan Kaya, üre-
tici ülkelerin uluslararası
anlaşmalar gereği, patlayı-
cının standartlannı bildir-
melerinin zorunlu olduğu-
nu, ancak bazı ülkelerin bu-
nu gizleyebileceğini vurgu-
ladı. Kaya, üyelerin, "Bu
komşu ülkelerden olabilir
mi" sorusuna, "Tabü olabi-
lir, zaten o yönde de çalcj-
maktnnuz var" karşılığını
verdi.
Muhittin Kaya, Mum-
cu'nun aracında patlayan
bombanın, aracın sağ ya-
nında, vites kolu ile şofor
arasmdaki bölgeye mıkna-
tısla konulduğuna. bu alan-
da eğitimli kişilerin patlayı-
cıyı 30-35 saniyede yerleş-
tirebileceğine dikkat çekti.
Yaptıklan değerlendirme-
de, Mumcu'nun kesinlikle
arabayı çalıştırmadığı so-
nucuna vardıklannı aktaran
Kaya, "Kişi otoya bindiğin-
de, vitesi birden boşa ve>a-
hut da geri vitesten boşa al-
dığjnda. bu vites kolu levye-
sinin hareketi, bombanın
konuiuş yerine göre çok uy-
gun bir hareket tarzı ol-
makta ve sistemi harekete
geçirmektedir" diye konuş-
tu. Komisyon üyelerinin,
delillerin "ilkel yöntemle"
süpürüldüğünü anımsatma-
lan üzerine Kaya, bu siste-
min herzaman kullamldiğı-
m, toplanan delillerin çok
iyi korunduğunu ileri sürer-
ken, başbakan, bakan, mil-
letvekillerinin geldiği alan-
da denetimin sağlanama-
ması nedeniyle "mikro
düzeydeki deUllerin" kay-
bolmu§ olabıleceğini söy-
ledi.
CumartesiAnneleri, Çayan ve arkadaşlannı andı
re tüm sorumlulann yargılanmasını istedi. Cumartesi Anneteri'nin 98. buluşmasında bir araya gelen kayıp yaİanlan, "Çocuklarunıan katili
deviettir" diyerek Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı gezici kavıp minibüsünc tepki gösterdiler. Eylem sürerken söz alan kayıp Hüseyin Morsüm-
büPün annesi Fadime Morsümbül, başta Kenan Evren olmak üzere tüm sorumlulann yargnanmasını istedi. Eylemsırasında ISyûönce Yfik-
sekova'nın Ağaçlı Köyü'ndejandarmalartarafindan gözaltuıa aluıdıktan sonra kaybedilen Şemsettin Yurtseven. Münir Santaş ve MuhdatÖze-
ken tanıtıldı. Oturmaeyleminin ardından "Analann öfkesi katilleri boğacak" sloganlanyla Galatasaray'a yürüyen MarmaraTTYADve HÖP'lü
aileler, 30 Mart 1972 yûında Niksar'ın Kuılderc Köyü'ndeöldürûlen Mahir Çayan \v arkadaşlannı ândılar. (Fotoğraf: ALPER TURGUT)
Cenelkurmay: Atina'ya Özgen gitti
'Gizli görüşme yapılmadı'
ANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu)
-Geçen hafta Atina'da
Yunanıstan Genelkurmay
Başkanlığf ndan üst düzey
yetkililerle görüştüğü öne
sürülen komutanın. Harp
Akademilerı K.omutanı
Orgeneral Necati Özgen olduğu
öğrenıldi. Özgen'in. Atina'ya
gizli görüşme ıçın değıl. her yıl
değişik bir ülkede
gerçekleştinlen ve bu yıl da
Yunanistan'da yapılan Harp
Akademıleri Komutanlan
Toplantısı'na katılmak için
gittiğı bildınldi
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İsmail Hakkı
Karadayı'nın. Yunanıstan
Ulusal Günü'ne kattlmasından
bir süre önce, üst düzey bir Türk
komutanının Atina'da Yunanlı
yetkililerle gizli temaslarda
bulunduğu iddiası için,
Yunanistan Hükümet Sözcüsü
Dimitris Reppas'ın ardından.
Türk asken yetkililerce de
açıklama yapıldı. Askeri
kaynaklar, her yıl geleneksel
olarak düzenlenen Harp
Akademileri Komutanlan
Toplantısı'nın bu yıl
Yunanistan'da yapıldığını
belirterek, Orgeneral Özgen'in
de bu kapsamda Atina'ya
gittiğini bildirdiler. Gizli temas
savlannın bütünüyle gerçek dışı
olduğunu belirten kaynaklar.
Atina'daki diplomatik çevrelerin
bu yöndeki iddialannın Yunan
hükümet sözcüsü tarafından da
yalanlandığına dikkat çektiler.
• Ölüm oruçlannm hemen ertesinde, Afyon Cezaevi'nden Türkiye'nin en
sorunlu cezaevi olarak ün yapan Bayrampaşa'ya atanan Savcı Necati
Özdemir, sekiz ay gibi kısa bir sürede hem siyasi hem de adi suçtan
cezaevinde bulunan tutuklularla diyalog kurarak banşı sağladı. Banş için
taviz vermek ya da tutuklulardan taviz istemek gerekmediğini vurgulayan
savcı "Ben bir hukukçuyum. Hukuki çerçevede insani olan her talebi
yerine getirmek benim görevim" dedi.
rinde yaptıklannı anlatıp durdu. Kısa süre için-
de Bayrampaşa'yı da o düzeye getireceğı ıddi-
asında bulundu. Siyasi temsilcilerden bahse-
derken de, asker arkadaşıymış gibi "Ferhan,Şa-
di, Mehmet" diye bahsediyordu. Siyasi rutuk-
lular dahil herkesle diyalog kuracağını ve ceza-
evini bir iki ay sonra herkese açacağını söylü-
yordu. Tutuklu aileleri için bahçede market, çay
bahçesi. içeride haftada en az üç gün sıcak su,
haberleşme özgürlüğü, ayda bir açık görüş ola-
nağı tanıyacağından söz ediyordu. Musa Kart
ve Aydın Engin kendi aralannda kıs kıs gülerek
"Daha çokgenç /avallı. \'akında anlar nereye gel-
diğini. Biraz bu hayalle vaşasın bakalım" diye fı-
sıldaşıyorlardı. Siyasi mahkûmlarla görüşme
talebi iletildiğinde,"Henüzde|jl,belkibirikiay
sonra"diye kibarca geri çevirdi bu isteği. Ara-
dan sekiz ay geçti. Savcı bü-
tün koğuşlann kapısını bası-
na açtı.
Sekiz ay aradan sonra ye-
niden savcının odasındayız.
Cezaevi müdürüyle göriişur-
ken içeri çok şık, spor giyim-
li ve oldukça bakımlı genç
bır adam girdi."Hoş geldi-
niz" diyerek elimizi sıktı.
Hangi gazeteden olduğumu-
zu ve Cumhuriyet'in tirajmı
sordu. Sonra da savcıyla es-
ki bir arkadaşıymış gibi soh-
bete koyuldu. 30 Mart Kızıl-
dere olayının yıldönümü ne-
deniyle hazırlanan bir çini-
nin dışanya çıkanlarak satıl-
masına izin verilmeyişinden
duyduğu üzüntüyü dile geti-
riyordu. "Ama Sayın Savcun,
bu çininin üzerindesuç unsu-
ru hiçbir söz >a da resim yok
kL Renkleri bile, sorun olma-
sm diye taatierce tartıştıktan
sonra beliıiedik. Örgüt adla-
nnı koymadık. Sadece zafer
sözüne takümanın anlamı
ne? Bunu basında da yazıp
çiziyoruz suç olmuyor da
bunda niye olsun" diyen
genç adama kimliğinı sor-
duk. "Ben mi? Koğuşlann
genel temsücisi Mehmet Ye-
şilbağ" diye tanıttı kendini
Orgütünü sorunca da "TİK-
KO'cuyum" dedi. Savcı ta-
kılarak "Orgütünü söyleme-
sen eksik kalırdı" dedığinde
de "Niye kmyorsun savcun,
biz bundan gurur duyuyo-
ruz" diyerek güldü. Doğru-
su buranın Bayrampaşa Ce-
zaevi Savcısı'nın odası oldu-
ğuna inanmak güç. Basın
birkaç ay öncesine kadar de-
ğıl cezaevi savcısının odası-
na girmek. cadde üzerinde
ailelerin resmini bile çeke-
miyordu. Siyasi tutuklu tem-
silcileri bırakın savcı odası-
na girip talebini iletmeyi,
savcının yüzünü bile gör-
mezdi. Hoş, savcı da koğuş-
lara giremezdi. Yönetime
göre cezaevlen dışandan ör-
güt merkezleri tarafından
yönetiliyor. içende neredey-
se silahlı eğitim bile yapılı-
yordu. Mahkûmlar insani ta-
lepler değil siyasi talepler
dayatıyordu. Peki bu tabloyu
gördükten sonra insanın ak-
lına. 'acaba siyasi örgütler
cezaoi yönetmekten vaz mı
geçti?' sonısu takılıyor. De-
mek ki istenince diyalog ku-
ruluyormuş. Ölüm orucu ol-
madan ya da tutuklular öldü-
resiye dövülmeden de sorun-
larçözülebiliyormuş. Buor-
tamın nasıl sağlandığını biz
sorduk, Savcı Necati Özde-
mir de anlatü.
- Savm SavcL, sizi Bayram-
paşa'ya tayin olduğunıızda
tanıdık. Daha öncesini pek
bilmiyonız. Kimdir bu Bay-
rampaşa Cezaevi Savcısı Ne-
cati Özdemir?
Özdemir: 1957 Gazian-
tep-Nizipdoğumluyum. Ba-
rakım. Memleketim, Güney-
doğu'nun Suriye'ye açılan
birpenceresi. Ortaokulu An-
talya'da ablamın yanında
okudum. Bir süre öğretmen-
lik yaptım. Öğretmenlik ya-
parken Ankara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'nde oku-
dum. 198rdemezunoldum.
İki yıl askeri hâkimlik, son-
ra Diyarbakır Çermik, Kon-
ya, Emirdağ ve Afyon ceza-
evi savcılığı. Sekiz aydan be-
ri de Bayrampaşa Savcısı-
yım. Eviiyim, iki erkek bir
kız. üç çocukbabasıyım. Kı-
zım bu yıl üniversiteye ha-
zırlanıyor.
Tansu Ciller yaşlıları ziyaret etti
'Gelenekleri koruyacağız'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Genel Başkanı, Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı
Tansu Çiller. Türkiye'de birlik ve
huzur ortamını bozmak ısteyenler
olduğunu savunarak "Atatürk'ün
koyduğu hedeflerden
vazgeçemeyiz. MUletimiz bunun
hepsini yapabilecek güçtedir"
dedi. Çiller, Seyranbağlan
Huzurevi'ni ziyaret ederek
yaşhlann sorunlannı dinledı.
Insanlık görevinin yaşlılara
borcun ödenmesi olduğunu
belirten Çiller, Türk milletinin
büyüklere gösterdıği saygi ve
sevginin çağdaş Batı ülkelerinde
bulunmadığını kaydetti. Çiller, bu
tür gelenekJere sahip çıkarak
çağdaş dünyaya gitmeyi
hedeflediklerini anlatarak, şunlan
söyledi: "Burada büyüklerin
arasında, bütün toplumumuza bir
şeyi daha söylemek istiyonun:
Bazen ülkede bu birlik ve
beraberliği bozmak ısteyenler
oluyor. Gnıplan karşı karşıya
koymak, insanlannuzı bölmek
istiyortar. Baa istismar
konulanyia benim vatandaşlanmı
gruplar halinc bölüp, birbirinin
karşısına dikmek \ e bu güzel
ülkemizin gücünü zayıflatmak için
oyunlar oynamak isteyenler
olabilir. Sakuı ola benim miUetim
bu o> unlara gebnemeli. Yolumuz
çağdaş dünyadır. Ama kendi öz
değerlerûnize sahip çıkacağız.
Bunu yaparken hem laik
cumhuriyete sahip çıkacağız, hem
dinimize. milli ve manevi
değerlerimize sahip çıkacağtz."
SÜRECEK
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Üç Güzel Bir Çirkin!
Sayn olduğumdan, 22 martta Istanbul'da açılan "Ru-
hi Su Kültür ve Sanat Vakft"nın kuruluş toplantısına gi-
dememiştım. Yıldız Sertel gitmiş, çok beğenmiş. Ondan,
izlenimlerini yazmasını nca ettim. Hemen, 24 martta fate
mektubunu aldım. Şöyle diyor Sertel:
"Mustafa Bey,
Isteğin üzerine RUHİ SU Vakfı üzerine düşünceierimi
yazılı olarak gönderiyonım.
Bakü'de, Azerbaycan BilimlerAkademisi'ne bağlı, Do-
ğu Bilimlen Enstitüsü 'nde bir araştırma yaptığım sırada,
Türkiye'den gelen bıri bana RUHİ SU'nun plaklannı ge-
tirdi ve şu ricada bulundu:
- Bu plaklann, Azerbaycan'da ve hatta bütün Sovyet-
ler Bırliği'nde yayılmasını sağlayabilir misiniz?
Babamla bırlikte, plaklan Azerbaycan Konservatuva-
n 'na götürdük. Orada Konservatuvar Müdürü ve en yük-
sek yetkilılerplaklan dinledıler ve bize şunlan söyted/ter:
- Bu adamda opera sesi var. Dünya çapmda bır ope-
ra sanatçısı olabilir. Nıye sadece bu plaklarla uğraşıyor-
sunuz?
Önümüze baktık. Zaten bızım dramımız, yurdumuzda
büyük değeriere yer bulunamaması; onlann birçoğunun
sürgünlere, hapislere göndenlmesı, en azından sustu-
rulup, kenara atılması değil miydi? RUHİ SU, operanın
kapısından giremediği gibi, ağırhastalığının tedavisıiçin
Avrupa'ya gitmek ıstedıği vakıt de sınır kapılan O'na ka-
panmıştı. Bu değerii sanatçımızı böylece kaybetmiştik.
RUHİ SU VAKFI'nm, Beyoğlu'nda, merkez biryerde
yapılan açılış törenine gittığim vakit, içım sevinçle dol-
du. Güzel onanlmış, genişçe bir apartman dairesi, ade-
ta bir müzik okuluna çevnlmışti. 4-5 odasına müzik eği-
timine yetecek değişik gereçler konmuştu. Sadece bu-
rada yetişecek gençleri düşünmek sevındihciydı. Bura-
da aynca bir kütüphane ve arşiv kurulacak, bir RUHİ SU
Çocuk Korosu yetiştinlecek, sergıler açılacak, bir Ruhi
Su belgeseli hazıhanacak, söyleşiler, dinletiler olacak.
RUHİ SU'nun eşı ve oğ/u, SIDIKA ve ILGIN SU, sa-
natsever dostlannın da yardımıyla buraya varabilmek
için uzun yıllardan ben uğraşıyortar. Belirli bir mali varih
ğa sahip olmadan böyle biryatınm yapabilmek gerçek-
ten çok zor bir ış. Burada, sanatçı dostfannın ve özellik-
le RUHİ SU DOSTLAR KOROSU'nun çok büyükyardım-
lan olduğunu, yardım ıçın konseher venldiğını, Moğol-
lar'ın, Anadolu Rock ekibınin de katkıda bulunacağını
söytüyoriar.
Ruhı Su 'yu hep yaşatmak için özvenyleyapılan bu gi-
n'şimın başanlı olacağı kuşkusuz, RUHİ SU KÜLTÜR VE
SANAT VAKFI'nm açılış törenine akın akın gelen sanat-
çılar ve gençler bunun müjdecisi. Vakfa bağışta bulun-
mak isteyenler için de aşağıdaki adres verilıyor.
'RUHISU KÜLTÜR VE SANAT VAKFI, Kuloğlu Mahal-
lesi, Ayhan Işık Sokak, Özvenm Apt. No: 34, Kat 2, Be-
yoğlu İstanbul; Tel: 0 212/2454032-2453896.'
Parasal katkıda bulunmak isteyenler için banka hesap
no: Akbank Unkapanı Şubesı, A00/0023081-01-3.
Döviz olarak katkıda bulunmak isteyenler için aynı
banka, BUG/0022705-01-8.
Saynlığına çok üzüldüm. Kendıne iyi bak. Bu durum-
da ne demeye Izmır'e gıdersın? Bundan sonra böyle
şeyleryasak. Arada bır sağlığından haber ver. Sevgiler,
saygılar
Yıldız."
•••
Sevda Cenap And Müzik Vakfı, bugün 14. Uluslarara-
sı Ankara Müzik Şenliği'ni başlatıyor. Saat 15.00'te Esen-
boğa yolunda, Akyurt'taTürk-Metal Sendıkası'nın 8000
kişilik salonunöa başfayariak. müzik şenliğıne üç ortcest-
ra katıtıyor Orkestrayı Gurcü yonetmen JansugKakhid-
ze yönetecek. Orkestra, Beethoven'ın 9. sentonısını ça-
lıyor. Dinletıye otobüsle gitmek isteyenler için Beşev-
ler'deki Şûra Salonu önünden otobüsler kaldınlacak.
8000 kişilik salonun altı bin bıleti satıldı. İki bin kişilik bi-
let kaldı. Sevda Cenap And Müzik Vakfı'nın dinletıleri, de-
ğişik yerlerde 15 mayısa dek sürecek.
•••
Dogumunun100.yılında,ŞevketSüreyyaAydemir'in
pıyasada bıten krtaplan yeniden basılıyor. Şevket Sürey-
ya Aydemir, sağlığında tüm kitaplannın basımını Remzi
Kitabevi'ne bırakmış. onunla anlaşmıştı. Remzı Kitabevi
yöneticısi Erol Erduran, Şevket Süreyya'nın kitaplannı
binnci hamur kâğıttan basmayı kararlaştırdı. Şevket Sü-
reyya Aydemır'ın çoğu pıyasada tükenen, hatta buluna-
mayan kitaplannın tamamına yakın bır listesı şöyle:
Tek Adam (üç cilt), Ikınci Adam (üç cilt), Enver Paşa
(üç cilt), Suyu Arayan Adam (10. baskı), Toprak Uyanır-
sa (Ekmeksız Köy Öğretmenınin Hatıralan), Inkılap ve
Kadro (piyasadayok), Ihtilalin Mantığı, Menderes'in Dra-
mı (yok), Kahramanlar Doğmalıydı (Kırmızı Mektuplar), Zi-
rai Türkiye (Rusça'dan çevirisı, yok).
Remzı Kitabevi yöneticısi Erol Erduran aynca, Şev-
ket Süreyya Aydemir'in Cumhuriyet'te ve çeşıtli dergiler-
de çıkan yazılannın da kıtaplarda toplanmasını düşünü-
yor. Güzel şeyter buniar, insanın içi açılıyor...
• • •
148(okul numarası değıl, altınlannın ağırlığı) bugünler-
de takıyye üstüne takıyye yapıyor. Mılli Güvenlik Kurulu
yann toptanıyor. Zorunlu ılkoğretımın sekiz yıla çıkanlma-
sı konusu, ucundan, kıyısından yine gündeme getirilmek
isteniyor. 148, oğlunu ımam-hatıp okulunda okurken, or-
ta kısmından sonra oradan alıp Ayrancı Usesi'ne vermiş-
ti. Ele verdi talkını, kendi yuttu salkımı! Bu "dinsel taciz"
değil mi?
Takıyyenin ne olduğunu bılmeyen mı var? İkiyüzlülük"
anlamındaysa, çok çirkin bir şey...
BULMACA SEDAT YAŞAYAS
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Kapı ve pence-
renın yerleştınldı-
ği kasa... Diyarba-
kır'ın eski adı. 2/
Faiz...Çoksevdığı
şeylerden uzak
kalmışolan.3/Bır
soru sözü... >'urdu-
muzun en önemh
kayak merkezı
olan dağ. 4/ Yan-
kı... En büyük. en
yüksek. 5/ Müzik
araçlannda ses
ayan. 57 19501i
yıllarda ülkemizde büyük
seyircı toplayan ve sıne-
mamızı yıllar boyu etkıle-
yen. Raj Kapoor'un hem
oynayıp hem yönettiğı
Hint filmı... Soyundan ge-
linen kımse. 7/ Sanat ya- c
pıtlannın sergılendığı sa-
lon... "Şimdı—bırserv-
i sımindir suda" (Faruk
Nafız Çamhbel). 8/Gözü. 8
gönlü çeken durum... Ge- n
minın arkası. 9/ Bır renk...
Cerahat.
YUKARIDAN AŞAĞIVA:
1/ Ekınlere zararlı bır böcek... Bır konuda bilgi sahıbi olan.
2/ Başıboş gezen hayvan sürüsü... Baş örtüsü olarak kulla-
nılan bir tür ıpeklı dokuma. 3/ Bvr baglaç... Bir erkeğin ni-
kâhsız olarak aldığı canye. 4/AvTistralya'da yaşayan bır cins
devekuşu.. Ürenm kanda bınkmesı sonucu ortaya çıkan
hastalık. 5/Çağdaş teknolojıde kullanılan bır tür ışık kayna-
ğı. itl Huysuz, çirkin ve vaşlı kadın... Uluslararası Basın
Enstıtüsü'nün sımgesı. 7/Mınnet... Kale hendeğı. 8/Ölüm
cezası... Kumardakâr ve zararolmadığını belırtmek ıçın kul-
lanılan sözcük. 9/ Dağlık bolgelerde söylenen türkülenn
makamı... İleri gelenler.