Katalog

30 MART 1997 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Istanbul Edime Çanakkale Kocaelı Izmir Manisa Aydın Denizli PB PB PB PB A A A A 14 16 14 12 16 15 18 14 Zonguldak PB 9 Antalya Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Eskişehır Sıvas PB PB Y PB PB PB PB PB 9 10 9 10 6 6 6 2 15 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkârı Van A A Y PB Y Y K K 16 14 9 14 7 7 2 4 K 0 Doğu Karadenız ıle Güneydoğu Anado- lu'nun doğusu karla |_on(jra karışık yağmurlı;, p Doğu Anadolu'nun K a n s PB 10 Atına B 12 Milano doğusu kar yağışlı, Roma B 20 Oslo B dığeryerierazbulut- Berlin Y 10 Helsinki K -2 lu ve açık geçecek. Amsterdam Y 9 Stockholm K 0 a^^ârT ^ d r i d PB 22 Belgrad PB 18 zey ve batı yönler- S°fya B 16 Vıyana Y denhafıf, arasıraor- Brüksel Y 9 Bonn Y 12 ta kuvvette esecek. Budapeşte Y 14 Münih Y 10 14 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire K B Y Y Y Y Y Y -4 20 8 14 14 10 10 21 Şam 15 Parçalı biımtlu i Sısl Bulutkj ^ Çck öuKitlL 1 Yağmurlu Karlı S ü l u t Gök gurultulu G U N C E L CÜNEYTARC4YÜREK • Baştarafi 1. Sayfada yine saptırdığını biliyor. Terör askerlerin söylediği gibi. "asgaridüzeye in- dirildı". Bitmedı; çünkü Güneydoğu bölgesindeki dağlar- da -son rakamlara göre- şu anda yedi bine yakın silahlı eşkıya geziyor. Terörün sona erdiğıne bu kadar inanıyorsa Şaibe, savını kanıtlayacak kolay bır yol var. Hükümet bölgede bulunan 250 bin askerimizi derhal çekiversin! Yalan kaldırmaz olaylan ekranlardan siyasete alet etmek Şaibe'ye artık yarar sağlamıyor, prim yap- mıyor. Güneydoğu deyince akla başka bir gelişme ge- liyor. Laftan anlamaz, burnunun dikine giden bir in- san; Takkeli Bay Başbakan la siyasal gündem ye- ni tartışmalara gebe görünüyor. Kuşkusuz Cumhurbaşkanı'yla Takkeli'nin görüp onayladığı 31 Mart MGK gündeminde -ciddi kay- naklardan alınan bılgiye göre- "malum mesele" yok! Ne ki Takkeli, tartışma çıkarmak. MGK'de im- • zaladığı önlemleri sulandırmak dürtüsüyle kesinti- siz eğitimı gündeme getirmesin. O zaman, hem karşılığını alabilır hem de "direncin kmlmayacağı- n/"görebilır. Pazartesı günü hükümetin -elbette Takkeli'nin ta- limatıyla hazırlanan- MGK'ye "Güneydoğu'ya Ye- ni Önlemler" adı altında bir rapor getıreceğinden söz edıliyor. Bu, devletin zirvesınde yenı bir tartış- ma kapısı aralayabtlir. On maddeye sığdırılması olası önlemleri yüzler- ce önlemle "özetlemek" her babayiğidin harcı de- •p. Raporda sözü edilen bir nokta dikkat çekiyor. Takkeli kafaya göre, "terörü tümüyle temizlemenin yolu, bölge halkına dinsel olanaklarla yaklaş- mak"Xan geçiyor. "Her sonınun çaresi dındir" diye kafaya takmış bir kez. Anımsayacaksınız: Takkeli, genel seçimden ön- ce bölgede dinsel çalışmalarla terörü önleyecekle- rini sık sık söylüyordu. O kafa, bu rapor! MGK'dekı görüşmelerde Takkeli ile Şaibe Ha- nım'ın şapkasından bakalım kuş mu çıkacak tav- şan mı? Gîrip çıkmayan Belki yanlış, belki abartılı bir görüş kafamı kurca- lıyor. Diyorum ki; yazılı ve görsel medyanın, TV'le- ri, gazetelerı hep bır ağızdan on gün REFAHYOL'un gerçek yüzünü ortaya serecek yayın yapsa... Ne Takkeli kalır ortalıkta ne de Şaibe Hanım. Oysa, böylesine yoğun açıklamalar, sanmayınız ki kışisellikle ilgilı olacak. Tam tersine. Yedi sekiz ay- dır REFAHYOL'un halka yutturmaya çalıştığı pa- lavra icraatla arkası gelmeyecek vaatlerdeki gerçek yüzü açıklayarak olgunlaşmış bir meyve gibi "düş- meleri" sağlanacak! Nerede o günler? Gazeteler yazıp duruyor. Palavraya örnek, büt- çe! Takkeli ikıde bir çıkıyor ekranlara. "Birdenkbüt- çe yaptık ki..." diye yineleyip duruyor. Merkez Bankası yöneticilerı doğruluyor. Ekono- mistler yazıyor. Siyasal bilimciler vurguluyor. Büt- çenin denkliği masal. Örneğın şubat bütçesi Tak- keli'nin savı tersine fazla değil, trilyonlarca açık ve- riyor. işçiye, memura, emekliye verilen ek zamlann yüz- deleri maliye bakanının açıkladığından aşağılarda. Hükümet. Merkez Bankası'ndan çektiği paralann lı- mitini çoktan aşmış. Ama çareyi bulmuş. Eskileri bir kalemde silecek. Hazıne'yi yeni ödemelere hazır- layacak. Buyrun enflasyona! Kinkel gibi Batılı birdışışleri bakanına Takkeli'nin anlattığı öyküyü, bilmem duydunuz mu? "Cebirle hendeseyi -yani geometriyi- Batı 'ya biz öğrettik. Bu öğretiden faiz alsak bize borçlu çıkarsınız" diyor. Ne zaman söylüyor? Kinkel'in AB'ye tam üyelik içın Türkiye'nin "duygusal değil, gerçekçi bir tu- . tum" izlemesinı ıstediğı sıralarda. Kuşku yok. D-8'leri de övüyor ki; Kinkel, "Türki- ye'nin Almanya'yla ikili ticaretinin hacmi D-8 ülke- lerinın tümüyle yaptığı tıcaretin yaklaşık lOkatıdır" demek zorunda kalıyor. Bu saptamayı geniş anlamda kullanabileceğimız nasihat niteliğınde bir cümle izliyor: "Dolayısıyla Türkiye nereye, nasıl gideceğini ken- disi tayin etmelidir." Kinkel, karşısındakini yeni yeni öğreniyor. Söyledikleri Takkeli'nin bir kulağından girip... Polis coplayıp • Baştarafi 1. Sayfada birçok kişi yaralandı. Poli- sin özellikle kadın \ e çocuk- larayönelik şiddet kullandı- ğı görülürken bazı gazeteci- ler de tartaklandı. Balıkesir muhabirimiz Coşkun Ya- man'ın bildirdiğine göre, olaylar sırasında başta sen- dika temsilcileri olmak üze- re 200 memur dövülerek gözaltmaahndı. KESK'in Istanbul'da dü- zenlediği yürüyüş Aksaray Vatan Caddesi girişinden başladı. Saraçhane Meyda- nı'na kadar sessizceyürüyen memurlar zaman zaman al- kışlı protestolarda bulundu. Saraçhane'deki Fatih Sultan Mehmet'in heykeli önünde toplanan ve sayılan 2 bini bulan memurlar, •'Ne şeriat ne darbe. bağımsız demok- ratik Türkiye", "Toplusöz-' leşme hakkımız. grev silahı- mız". "Sadaka değil toplu- sözleşme" sloganları attı. Platformun dönem sözcüsü Hasan Zenk, grev ve toplu- sözleşme uğruna bugüne ka- dar coplanmalan, gözaltılan, sûrgünleri ve cezalan göze aldıklannı belirterek bu mü- 8 ydhk eğitimden ödüıı yok • Baştarafi 1. Sayfada ması için, vckilk'rimizin. Meclis kür- süsünde ettikleri yemine bağb tyal- malannı beklerken, da\Tanışlannın izleyicisi olduğumuzu duyuruyor; tüm duyarlı kişi ve kuruluşlan. güç ve e> lem birtiğimize katılmaya çağı- nyoruz." fCızgmkaya. bundan böyle her hafta basın toplantısı düzenleyerek. ülkenin gündemını oluşturan konu- larda 154 kuruluşun ortak görüşünü açıkJayacaklannı bildirdi. Sivil toplum örgütlerinin temsil- cileri İstanbul'dadaGazetecilerCe- miyeti salonunda bir araya gelerek bildiriyi okudular. Toplantıya başkanlık eden Çağ- daş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkân Saylan. 8 yıllık zorunlu eğitimin Milli Eğitim şûralannda tartışılarak kabul edildiğini anımsattı. Prof. Saylan, RP'li parlamenterle- rin. imam-hatip mezunlannın ve ba- zı Diyanetcılenn bugün yaptıklan itirazlan şûra toplantısında da dile getirdiklerini belirterek"Ama 0 iti- razlan sontıeu etkilemedi ve 8 yıllık zorunlu eğitime geçilmesi kararlaş- nnkfa. Yeni baştan ne tarüşüıyor?" dedi Tüm ılkokullarda din kültürü ve ahlak dersleri bulunduğunu ifade e- den Prof. Saylan. "Koalisyonun bir kanaduu ya da radikal dincilcri memnun etmek için imam-hatip okullanndaki dersleri seçmeli ders adı altında tüm ilköğretim okulla- rında yaygmlaştınnak cumhuriyete ve Bkelere yeni bfc ihanettir" dedi. Devrimci İ^çi Sendikalan Konfe- derasyonu Genel Başkanı Rıdvan Budak da Türkiye'nin sorunlanna sivil toplum örgütlerinin gösterdiği çabaya dikkat çekerek "Keşkebunu yıllar önce de yapabilseydik. O za- man Türkiye bugün darbe-şeriat iki- lemine düşmezdi" diye konuştu. Laik cumhuriyet için STÖ olarak Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyeti korumak için bir araya geldiklerini anlatan Budak. TBMM'nin bu gelişmeleri değer- lendiremediğini savundu. Budak, şeriat tehlikesınin önüne darbelerin değil, sivil muhalefetin geçebileceğini kaydetti. Eğitimciler adına konuşan Mus- tafaGazalcı ise 8 yıllık zorunlu eği- timin 24 yıl önce kararlaştınldığını anımsatarak. aradan 3 tane 8 yıl geç- mesine karşın henüz uygulanamadı- ğına dikkat çekti. 8 yıllık zorunlu eğitimin öngörü- Türkiye Sivil Top- lum Kuruluşlan Bir- liği'nin ortak açıkla- ması şöyle: "Biz aşağıda adlan yazılı olan işçi ve esnaf konfederasyonlan. meslek odalan,sanatörgüderi,dernek- ler, sendikalar, vakıflar, şubelerimizle biıiikte yüzlerce shil toplum kunıiuşu olarak cumhuriyetimizi lemel ilkeleriy- le korumak için kararhğumzı ve ülke çapında güç ve eylem birliği yapbğınu- n halkunıza bir kezdaha duyuruyonız. \na>asada laik, çağdaş, dcmokratik ve sosyal hukuk devleti olduğu bclirti- len Türkiye'nin sivil toplum kuruiuşla- n olarak 15. MiDi Eğitim Şûrdsı'nda alı- nan 'zorunlu eğitimin 2 yıl okul önce- si eğitimden sonra 8 yıllık kesintisizte- mel eğitim ve 1 yıl mesleki yönlendir- nıe eğitimı' karannın yaşama geçiril- mesini istiyoruz. Ülkemizi çağdaş dün- yaya taşıyacak ve e\ rensel çocuk hakla- nnın gereğini sağlayacak olan 8 yıllık zorunlu kesintisiz temel eğitim çocukla- nmızı kurslardaa erken çırakhktan.er- ken e\ lilikten kurtaracak, ruh ve beden sağüklaruıa kavuşturacakbr. Bu karann uygulanmasmda veldlle- STK'nin ortak metnirimizin Meclis kürsüsünde ettikleri ye- mine bağlı kalmalannı beklerken, dav- ranışlannın izleyicisi olduğumuzu du- yuruvor; tüm duyarlı kişi ve kuruluşla- n güç ve eylem birüğimize katılmaya çağuTyoruz." 8 yıllık eğitim neler getirecek? - Süreklı gelişen dünyayı, bilim ve teknolojıyi anlamak. öğrenmeyi öğren- mek için zamanlan olacak. - Çeşitli sanat ve spor dallannda ge- lişerek evrensel ve ulusal kültürle yeti- şecekler. - Kjrsal kesim erkek çocuklan, oyun ve okul yaşında e\ lendirilmeyecekler. - Kırsal kesim erkek çocuklan 14 ya- şına dek öğrenci olacaklanndan, boşta gezmekten ve zararlı alışkanlıklaredin- mekten. teröre yem olmaktan kurtula- caklar. - Kız ve erkek çocuklar, oyun ve okul yaşında ucuz sigortasız işçi-köle olarak çalıştınlmayacaklar. - Anadolu ve özel okullann orta bö- lümlerine, kurslar ve özel derslerle yanş atı gibi hazırlanan, bu nedenle ömürboyu ruh sağlığını ve ya- şayamadığı çocukluğunu yitirenlerin çilesi son bulacak. - Henüz çocuk çağında iken yetenek- len ve kendi karar verme bilinci geliş- memişken, bûyükleri tarafından ya da sonra pişman olacağı bir hevesle her- hangi bir mesleğe yönelmeleri gerek- meyecek. - Devlet, tüm ilköğretim kurumlan- na eşit ve ayncalıksız, gelişen dünya koşullanna uygun eğitim olanaklan sağlayarak geleceğin nitelikli insan gü- cünün temelini oluşturacak. - Nitelikli 8 yıllık zorunlu eğitimin önemini kavramış olan halkımız ve ve- liler, temel eğitimin çocukJanmız için en iyi koşullarda ve saptınlmadan sür- dürülmesi için el ele verecek. - Sıyasetçiler, ülkenin en temel soru- nu olan eğitimi siyasal çıkarlan uğru- na yaz-boz tahtasına çevirmekten vaz- geçecek ve genel bütçeden çağın gerek- lerine uygun ödenekJerin aynlmasını sağlayacaklar. len sistemin ilk basamağı olduğunu, asılyapılmasıgerekenın 1994yılın- da altına imza koyduğvımuz Çocuk Haklan Sözleşmesi gereğı çocukla- nn 18 yaşına kadarkorunması oldu- ğunu anlatan Gazalcı. seçmeli ders gibi yeni unsurlarla öngörülen sis- temin sulandınlması halinde öğre- nim birliğinin biteceğini vurguladı. 68'liler Vakfı Başkanı Haşmet Atahan da bağımsızlıktan, demok- rasıden, insan haklanndan yana her- kesin dini siyasallaştıran eğilimlere karşı bir araya gelmesini istedi. Atatürkçü Düşünce Derneği İs- tanbul Şube Başkanı Bilge Bilgiç ise Arapça ve Kuran derslerinin seçme- li ders olarak kabul edilmesi duru- munda, imam-hatip okullannın tüm sisteme yaygınlaştınlmış olacağını ifade ederek parlamenterleri bu konuda duyarlı olmaya çağırdı. Kanlı infaz • Baştarafi 1. Sayfada kesilmiş durumda bulunan muhasebeci Uçar. kaldınldı- ğı hastanede öldü. Cinayetlerin işlendiği olay yerine A Takımı'nın 'kapta- DI' Savaş Ay ve birkaç televiz- yonun alınması üzerine u Ay- run yapmayın" diyerek tepki gösteren gazeteciler, polis ta- rafından engellendi. Behar'ın piyasaya faizle borç para ver- diğinı ifade eden yetkilıler. işadamı ve çalışanlannın. bir borçlusu tarafından öldürül- müş olabileceği ihtimali üze- rinde durduklannı kaydetti- ler. Polis. aynca Behar'ın, Bursa'da öldürülen Musevi tefeci Nesim Malki'nin yakın arkadaşı olduğunu bildirdi. Behar'ın yurtdışından kumaş ve iplık ithal ettiğini ve Os- manbey Ergenekon Caddesi üzerinde 'Liiks Domiııo' adlı bir iplik satış yen de bulundu- pğu bildiril^i. cadeleden geri dönmeyecek- lerinı sövledi. Ankara'da Ulus'taki Ata- türk Anıtı önünde toplanan yüzlerce kamu çalışanı. ağız- îanndaki siyah bantlarla KJ- zılay'a kadar yürüdüler. Ge- nış güvenlik önlemleri altın- da gerçekleştirilen yürü\r üş olaysız sona erdi. Izmir Cumhuriyet Ala- nı'ndaki Atatürk heykeli önünde toplanan yaklaşık 3 bin kamu çalışanı, "Ne şeri- at ne cunta. Demokratik Tür- kiye*' sloganı atarak demok- rasiye bağlılık mesajı verdi- ler. Saat 12.00'deeski Konak Balık Hali önünde başlayan ve saat 14.00'te Cumhunyet Alanı'nda son bulan 'sessiz' yürüyüşe. KESK'e bağlı sendikalar dışında, bazı işçı sendikalannın temsilcileri. ÖDP. HADEP, İHD, Dokuz Eylül Üniversıtesi öğrencile- ri. Cumartesi Anneleri de destek verdi. Sakarya, Malatya. Adana, Bursa. Sinop. Amasya ve Samsun'da da bir araya gelen kamu çalışanlan çeşitli yü- rüyüş ve etkinlikler düzenle- diler. G U N D E M MLSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada olanı yaparsınız. Doğruyu yanınızdan ayırmazsınız, ama gerekli olanı da ihmal edemezsiniz" der... Erbakan "Bizim için gerekli olan zaten doğru demektir. Başka doğru yoktur" der... Çiller. "Halkımız gerekli olan doğruyu bulur. Bu- nu da en iyi biz uygularız" der... Yılmaz, "Bu ikilem nereden doğuyor. Önce onu araştırmak gerekir. Elimde belge var" der... Ecevit, "Kesinlikle doğru olan uygulanmalıdır. Gerekli değilse bile uygulanmalıdır. Çünkü doğru- dan taviz verilemez" der... Baykal. "Bu konuyu çok önemsiyorum. Gelıp dayatmıştır. Ancak böyle bir ikilemi ayıp sayanm" der... Cindoruk, "Bizim halkımız biraz tembeldir. Ge- rekli olanla yetinir. Doğruyu aramaz" der... Bu ikilem de sürer gider... Doğru olana "ideal", gerekli olana da "yaşamsal" diyebiliriz... Diyelim ki bır kişi sizı uçurumdan aşağı atmak is- tiyor. Doğru olanı, 0 kişinın tavrının yanlış olduğu- nu anlatmak; gerekli olanı da uçurumun dibini boy- lamadan eldeki herşeyı kullanıp kendini kurtarmak diyebiliriz... Felsefeyi bırakalım... Fes fese verip Türkiye'nin gündemine oturanlara bakalım... Yoğun bir haftanın ardından, yoğun bir haftaya hazırianıyoruz. Susurluk'taki kamyon kazasının ardından kamu- oyu girişıminin sloganı şuydu: "Susurluk kazasından sonra hiçbir şey eskisi gi- bi olmayacak..." Bitirdiğimiz haftanın ikinci yansında yaşananlar bir kez daha gösteriyor ki, 28 şubattaki MGK top- lantısından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak... Ülke sorunlannı tartışırken sık sık yapılan bir yan- lışlık yine gündemde: Sorunlara çözüm önerileri değil, önerileri kimin getirdiği, niçın getirdiği tartışılıyor... Bütün yargılardan bağımsız, parlamenter siste- min zemıni olan Meclis'e bakalım... Refah Partisi'nin ne sıstem umurunda ne rejim umurunda... Böyle bir kaygı yok hamurunda... Anadolu'da, yaptıklan, söyledikleri hiçbir halta yaramayan, aksine eldekılerin gitmesine neden olan, ortalığı toz-duman eden kişi için, "Un yerken ıslık çalıyor" derler... Erbakan ve caz arkadaşlarının yaptığı, bundan farklı bir şey değil. Kâh kabadayıhk yap, kâh eğil... Demokrasinin karaya değil de rayına oturduğu ül- kelerde bu tür partiler hemen soyutlanır, çevresi daraltılır, demokratik sistem içinde adım adım erı- tilir. Ama RP içın öyle olmadı. Sağ partiler adeta, "RP'de olan bizde de var" mantığıyla bu partıyı bu- güne taşıdılar. Ancak içinde bulunduğumuz koşul- larda konunun bu yanını kaşımak doğru bir şey bel- ki, ama gerekli değil... Zira gemi su alırken, ilk aşamada yapılması ge- reken gemiyi kurtarmak, su almasını önlemektır. "Buna kim neden oldu" sorusuyla tayfalar birbiri- ne girerse tartışmayı denizin dibinde noktalarlar. Gereksinimin yasası olmaz... Yarın MGK toplantısı var. Sızan bilgılere göre, toplantıya katılan herkes donanımlı olacak, ama "sıcak konuları" gündeme getırmeyecek. Bu toplantı öncesinde istanbul, Ankara ve Iz- mır'de 154 kuruluş ortak bir basın toplantısı düzen- ledı. Toplantıda, 15. Milli Eğitim Şûrası'nda alınan kararların uygulanması istendi. Katılan kuruluşların adına baktım, alfabemizin "/A"sından "Z"sine kadar hemen her harf var. Se- vindim... Hareketlenmeler gösteriyor ki, doğru ile gerekli- nın bırieştıği bır nokta bulabiliriz. Bu, TBMM çatısı ile yurttaş girişımlerinin, "çağdaş, yönü geriye de- ğil, ileriye dönük bır Türkiye"de birleşmesidir. Bu başarılamazsa ne olur? O zaman "gerekli" olan olur. O nasıl gelir? Sözü Diderot ile noktalayalım: "Gereksiniminyasası olmaz..." Gülen 'den Erbakan 'a eleştiri Haber Merkezi - Nurcu ce- maat lıderlennden Fethuüah Gülen, MGK kararlannın al- tına ımza atan ve muhalefet şerhı koymayan Başbakan Necmettin Erbakan'm şimdi eleştin yapamayacağını söy- ledı. Dün akşam özel birtele- vizyon kanalında sorulan ya- nıtlayan Gülen. Erbakan'a yönehk olarak "Mukaveleye imza atmış. muhalefet şerhi bile koymamışsınız. Artık mütalaa edip eleştiremezsi- niz" dedi. De\letın yıpratıl- maması gerektığinı savıman Gülen. ordunun da tahnk edilmemesi gerektiğinj söy- ledi. Medyayı eleştiren Gü- len. Kenan Evren'in bir rö- portajında söylediği 'Bizi medya çağırdı' şeklindekı sözlerıni hatırlatarak "Öyle dönemlerolurki, doğruluğun içindcki insanlara da yanlış yaptırmanız mümkündür" diye konuştu. Gülen, ordunun dengeli tutumuyla yaşanan krizın aşılacağına inandığını dabelirtti. ÖSS deneme sınavının yanıtları CEVAP ANAHTARI SAYISAL BÖLÜM SÖZEL BÖLÜM 1- 2- 3- 4- 5- 6- 7- 8- 9- 10- 11- 12- 13- 14- 15- 16- 17- 18- 19- 20- 21- 22- 23- 24- 25- 26- 27- 28- 29- 30- C C E A D C A E A C D C C D B D E C E E C B C D B C C D A C 31- 32- 33- 34- 35- 36- 37- 38- 39- 40- 41- 42- 43- 44- 45- 46- 47- 48- 49- 50- 51- 52- 53- 54- 55- 56- 57- 58- 59- 60- C E D E D B E D A C B E C B E C C A B D C C A E D E D C A A 61- 62- 63- 64- 65- 66- 67- 68- 69- 70- 71- 72- 73- 74- 75- 76- 77- 78- 79- 80- 81- 82- 83- 84- 85- 86- 87- 88- E C E A C E E B D B A C A c B A B B C E B E D B B A B A 1- 2- 3- 4- 5- 6- 7- 8- 9- 10- 11- 12- 13- 14- 15- 16- 17- 18- 19- 20- 21- 22- 23- 24- 25- 26- 27- 28- 29- 30- A E E C B E C E B C A C D E D A B E D A D D B B E C E B C E 31- 32- 33- 34- 35- 36- 37- 38- 39- 40- 41- 42- 43- 44- 45- 46- 47- 48- 49- 50- 51- 52- 53- 54- 55- 56- 57- 58 59- 60- A A B E A B C A B E A A B A E B E D C D E A A C C B C A A D 61- 62- 63- 64- 65- 66- 67- 68- 69- 70- 71- 72- 73- 74- 75- 76- 77- 78- 79- 80- 81- 82- 83- 84- 85- 86- 87 88- B A E C B C E C D B B A C D B D E C C c E D C B D A B A