04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MART 1997 ÇARŞAMBA 12 HABERLER Cumhurıyel Ordu, şartkn uygultmmazso yönetime el kDymoYtı kararü olduğunu biidirdi lomutanların ültimatomu Demirel istifa etti Muhtıra sonrası Demirel istifa etnıişve hüküme- ti kurroa görevi CHP Milletvekili Nihat Erim'e verilmiştL Olaylan durduramayan Erim Hükü- meti, 26 Mart 197l'de İstanbuL, Ankara, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, Adana, Divarbakır, Hatay ve Siirt'te sıkıyönetim ilan etti. "Bah/oz harekâtT başlamıştı. 12 Mart 1971 muhtırası, benzetildiği 28 Şubat 1997 MGK toplantısıyla güncelliğini koruyor Mektuphı 'balaııs'CEM ULUTAŞ "Mevcut anarşik durumu gidermek ve Anayasa'nın öngördüğü reformlan Atatürkçü bir görüşle ele alacak \e inküap kanunlannı u\gula>acak ku\ vetli \e inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkilini sağlamak" gerekçesıyle Ordu'nun 12 Mart 1971 'de gerçekleştirdıği darbe 26. yılını doldurdu. O günkü Genelkurmay'ın hükümete verdiği 12 Mart muhtırası, geçen 28 Şubat"ta toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK.) aldığı kararlara benzetılmesıyle gündeme gelmış, bu da müdahalelerin "Türk demokrasisindeki" güncelliğini koruduğunu göstermiştı. Çok partilı hayata geçilen 1946'dan bu yana, -askeri müdahalelerin tarihi" olarak da adlandınlan Türk demokrasısi, "kendi ayaklan üzerinde duramadığından" dolu sılahlann namlulanndan koltuk değneğı yapıyor Toplumdaki siyasi farklılıklann taraflan, tekçi düşünce modelinden kurtulamadığı ve diğerlenne Uayat hakkı tanımadığından. kendı kurguladıklan baskıcı sıstem yenne, hep ihmal edilen, ama hep yerli yerinde duran başka bir otoriter güce teslim olmak zorunda kalıyor. Bu otoriter güç. -yanı Türk Silahlı Kuvvetleri- hıç bır zaman siyasi otoritenin mutlak emritıe girmiyor. Ordu. siyasi yelpazede. "efitist, ama silahlı bir aktör" olarak varhgını sürdürüyor Türk tipı demokrasi de zaman zaman kendisine verilen "balans" ile bıçak sırtındaki yürüyüşünü. dengesıni bozmadan yapmaya çalışıyor AP'ye melctuplu muhtıra - "Parlamento ve hükümette süregelen tutum, gorüş ve icraatı ile yurdumuzu anarşi. kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygariık sevi\esine ulaşmak ümidini kamuoyunda yirirmiş ve Anayasa'nın öngördüğü reformlan tahakkuk ettirememiş olup Türkiye Cumhuri>eti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşüriilmüştür." - Türk milletının sınesınden çıkan Silahlı Kuvvetleri'nın bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliği gıderecek çarelerin partiler üstü bir anlayışla meclislenmizce değerlendırilerek mevcut anarşik durumu giderecek ve Anayasa'nın öngördüğü reformlan Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve ınkılap kanunlannı uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bır hükümetin demokratik kurallar içinde teşkilı zaruri görülmektedir. - Bu husus süratle tahakkuk ettirilmediği takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri kanunlann kendisine vermiş olduğu Türkive Cumhuriyeti'ni korumak >e kollamak görevini yerine getirerek idareyi doğrudan doğruya üzerine almayâ karaıiıdır. Bügaerinize-. 1 " 12 Mart'a nasıl gelindi Bu metni içeren mektubun 12 Mart I97l"de Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve kuvvet Tek kişiyi bile öldünnemiş olan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, 6 Mayıs günii Ankara Merkez Kapaiı CezaevTnde sabaha karşı asıldılar. Böylece ilahlar akıtılan üç gencin kanryla sarhoş olmuş, yaptık- lan katliamdan aldıklan rehavetk ortahk yabşnuş ve bu idamlar 12 Mart donemine damgasını vurarak tarihe geçmişti. komutanlanyla birlikte Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ile TBMM Başkanı ve Cumhuriyet Senatosu Başkanhğı'na ıletılmesiyle, muhtıra venlmiş oldu. Türkiye'yi 12 Mart'a taşıyan gelişmeler 1965 yıhnda başladı. 1961 Anayasasf nın getırdiği hak ve özgürlüklerle birlikte, toplumsal muhalefet hızla yükselmeye başladı. 10 Ekım 1965'te yapılan seçimlerde Demokrat Parti'nin (DP) devami olan Adalet Partisi'nin (AP), yüzde 52.87 oranında oy alarak tek başına iktidara gelmesıyle 27 Mayıs dönemi kapandı Ancak bu seçimlerde Türkiye Işçi Partisi'nin (TİP) 14 milletvekıliyle TBMM'ye gırmesıyle, sosyalist düşünce her alanda kendisini hissettirmeye başladı. Üniversıte gençlığının 1965'in Arahk ayında Fikir Kulüpleri Federasyonu(FKP) adı , altında bir araya gelmesınin ardından 13 Şubat 1967"de Türkiye Devnmci Işçı Sendikalan Konfederasyonu (DtSK) kuruldu. 1968'e gelindığinde, köylüler toprak. işçiler fabrika ışgalleri yapıyor, üniversıte hocalan demokratik hak ve özgürlükler içın yürüyordu. Aynı yılın haziranında ûniversite ışgalleri tüm yurda yayıldı. Temmuzda ABD emperyalizminin sembolü halıne gelen 6. Filo'nun Istanbul'a gelişı. geniş çaplı bir direniş başlatrı. Toplum polisi, 17 Temmuz 1968 günü Talebe Yurdu'nu basıp şiddet kullanarak öğrencileri gözaltına aldı. Bunun üzenne kıtleler halinde toplanan öğrenciler. polisin kaldırmak zorunda kaldığı barikatlann içinden Dolmabahçe'ye ındiler ve ABD erlerinı döverek denıze attılar. Talebe yurdu baskmında ağır yaralanan 53 öğrenciden TtP üyesı ve hukuk fakültesı öğrencısı Yedat Demircioğlu önce komaya gırdi, 24 Temmuz'da da öldü. Bu ölüm, sonun başlangıcı oldu. Taraflar iyice keskinleşri. Koınünizmle Mücadele Demeği, hükümetin de desteğiyle dincıleri sokağa döktü. Cumhuriyetçi Köylü Mıllet Partısı'nı ele geçiren Alparslan Türkeş, partının adını Mılliyetçı Hareket Partısi (MHP) olarak değiştirdıkten sonra, bu partinin görüşleri doğrultusunda komando kamplan kuruldu. Buna karşılık 1969'da FKF adını değıştirdi ve böylece Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu (Dev-Genç) kuruldu. Deniz Gezmiş, Taylan Özgür, Sinan CemgU, Harun Karadeniz, Mahir Çayan, V'usuf Küpeli. Hüseyin Cevahir, Yusuf Aslan, Hüseyin Aslan gıbı devrimci öğrenciler. anti-emperyalist mücadelenin ön saflannda yerlerini aldılar. Sonra, Dev-Genç"in içinden Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) ile Türkiye Halk Kurtuluş Partisı Cephesı (THKP/C) çıkacaktı. Sağ-sol çatışması da gerçek anlamda başlamıştı. İlerici darbe 1 beklentisi 1971 yıhnda boykotlar, grevler, işgaller her yanı sarmıştı. Mart ayma gelindiğınde yaşanan kaos nedeniyle herkes devrim bekliyor, bazı çevreler ordudan medet umuyordu. Büyük bir iyimserlik havası içinde "ifcrici darbe" bekleniyordu. Ancak beklenen olmadı. Hava Kuv\'etleri Komutanı Muhsin Batur ve Kara Kuvvetlen Komutanı Faruk Gürter, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç ile anlaşarak, ilerici darbe beklentisi ıçindekileri "sattüar". Muhtırayı 'yıyen' AP Hükümeti'nin Başbakanı Süleyman Demirel de şapkasını alıp gıttı. Faşizmin ayak sesleri llk günlerde, muhtıranın hangı toplumsal kesimlerden yana olduğu anlaşılamadı. Hatta DİSK, Dev-Genç, Türkiye Öğretmenler Sendikası gibi sol kesim muhtırayı destekledi. Solculann büyük bir gaflet içinde olduğu sonradan çok iyi anlaşılacaktı. Bu arada kabineyi kurma görevı CHP Milletvekili Nihat Erim'e verilmişti. Demirel Hükümeti gitmiş, ama olaylar durulmamıştı. Muhtıradan 4 gün sonra THKO lıderlennden Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan gözaltına alındı. "Ordumın öncülüğünde Batıhlaşma hareketP gerçekleştıreceğını söyleyen Erim, bu reformlan hıçbir zaman gerçekleştiremeyecekti. Olaylan durduramayan Erim Hükümeti, 26 Mart 197l'de İstanbul, Ankara, tzmir, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, Adana, Diyarbakır, Hatay ve Siirt'te sıkıyönetim ilan etti. "Bah/oz harekâb" başlamıştı. 27 Nisan'da Dev- Genç, Doğu Kültür Ocaklan ve Ülkü Ocaklan kapatıldı. Yoğun birgözaltı ve tutuklama dönemi başlatıldı. THKP/C ve THKO verdikleri silahlı mücadele karan gereğı banka soygunlan ve adam kaçırma eylemlenne gınştiler. THKP/C. 17 mayısta Israıl Başkonsolosu Efraim Elrom'u kaçırarak hapishanedekı devrimcilenn serbest bırakılmasını istedi. Hükümet kabul etmedi ve Elrom öldürulmüş olarak bulundu. Olaylar ınantlmaz bir hızla gelışıyordu Ekim ayına gelindığinde, idamlar da 10 yıl aradan sonra yenıden gündeme gelmıştı. Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Asken Mahkemesi Başkanı Tuğgeneral Ali Elverdi, 9 Ekim 1971 'de THKO davasını açıkladı; Deniz Gezmiş. Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilecekti. Ardından AP'nın bakanlannı çekmesiyle hükümette yaşanan ciddi bunalım. Cumburbaskanı Cevdet Sunay'm hükuinetin istıfasıro kabul etmemesıyle geçıcı olarak aşılmıştı. 12 Mart muhtırası ve sıkıyönetim, toplumsal muhalefeti engelleyemedi. •'Anayasa'nın bol geküğj" söylemini hayata geçırme zamanı gelmışti. Erim Hükümeti. anayasada temel hak ve özgürlükleri önemli ölçüde kısıtlayan değışiklikler yaptı. Bu arada THKP/C lıderleri Mahir Çayan, Ziya Yıloıaz, Cihan Alptekin, l laş Bardakçı, Ömer Ayna. Kartal- Maltepe Cezaevi'nden tünel kazarak kaçtı. 1971'in sonlannda hükümetin 11 bakanı istifa etti. Cumhurbaşkanı Sunay, yeniden kabineyi kurma görevmı vennce, 11 Aralık'ta ikincı Erim Hükümeti kurulmuş oldu. 10 Ocak 1972'de, Askeri Yargıtay, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin Inan'ın idamını onayladı. İlahlar, yaşanan dönemın sorumlulan ıçin kurban ıstıyordu. inönü'nün idamları önleme girişlmi CHP lideri İsmet İnönü'nün tüm çabalanna rağmen TBMM de 10 Mart'ta idamlan onayladı ardından da Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay... Ordu, hükümet ve parlamento üç genci bir an önce asmaya çalışırken, THKP/C ve THKO ortak bır eylem yaparak Ünye Radar Ossü'nden üç Ingiüz'i kaçırdılar. Eylemciler. yüzlerce asker tarafından Niksar'ın Kızıldere Köyü'nde kıstınldı. Kızıldere olayı olarak anılan operasyonda üç tngiliz ile birlikte bütün eylemciler öldürüldü. Bu olayda sadece THKP/C üyesi Ertuğrul Kürkçü kurtulacaktı. 3 Mayıs'ta Erdal İnönü'nün de içinde olduğu Boğaziçi adlı yolcu uçağı Sofya'ya kaçınldı. Eylemciler. Gezmiş, Aslan ve Inan'ın serbest bırakılmasını istedi. Bu istemler reddedildi. Bunun üzerine eylemciler rehineleri serbest bırakarak Bulgaristan'a iltica ettiler. İdamlan durdurmak mümkün olamamıştı. Tek kişiyi bıle öldürmemış olan Denız Gezmiş. Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, 6 Mayıs günü Ankara Merkez Kapaiı Cezaevi'nde sabaha karşı asıldılar. Böylece ilahlar akıtılan uç gencin kanıyla sarhoş olmuş, yaptıklan katliamdan aldıklan rehavetle ortalık yatışmış ve bu idamlar 12 Mart donemine damgasını vurarak tarihe geçmişti... ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL 6 İşyeri temsilcisi seçfldim' Soru' Sendika iş>cri temsilcisi seçildim. İşycrindeki işci arkadaşla- n aydınlatabilmek ve göre\imi iyi bir şekikle yapabilmek için yasalar üzerinde çalışıyorum. Bu çahşmalarun sırasında İş Ya- sası'nın onsekizinti maddesinde so/ü edilen iş aktinin feshe- dilmesi için öngörülen alü iş günü ile bir yıllık sürenin ne an- lanıa geldiğini çözemedim. (CÇ.) YANIT: İş Yasası'nın 18. maddesine göre- "Ahlak \« iyi niyet ku- rallanna u\ mayan halleredayanarak işçi veya iş%eren için tanmmış olan fesih yctkisi, iki taraftan birinin bu çesjt davTamşlarda bulunduğunu öğrendiği günden başlayarak altı işgünü geçtikten ve her halde fiilin vukuundan itibaren bir sene sonra kullanüamaz." Gerek işçinin, gerekse işverenın, karşı tarafın ahlak ve iyiniyet ku- rallanna uymayan eylemleri öğrendikten sonra, iş sözleşmesini ya- sada öngörülen ihbar öneline uymadan. 6 işgünü içinde bozmaya hakkı vardır. Bu hakkm eylemin oluş.tuğu değil, öğrenildiği günden başlayarak altı iş günü içinde kullanılması gerekır. Konu yargı kararlannda açıklık kazanmıştır. "İş Kanunu'nun 18. maddesindeki 6 günlük süre. işe son vermeye yetkili olanın haklı nedeni öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar." (Yargıtay 9. Hukuk Daıresı 5.5.1981 Gün, 1595 Esas, 6559 Karar) "Altı iş gününden oluşan hak düşürücü süre, iş sözleşmesinin fes- hine neden olan olayın öğrenildiği günün ertesı başlar Bu altı günün belırlenmesınde aradaki işgunünden sayılmayan yılbaşı ve pazar gün- leri gün sayısı hesabına dahil edılmez." (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 12.3.1979 Gün, 2732 Esas, 3884 Karar) "Haklı nedenle fesih hakkının kullanılmasında 6 ışgünlük süre, fe- sih hakkını kullanacak organın öğrendiği tarihten başlar."' (Yargıtay 9. Hukuk Daıresı 21.3.1983 Gün, 9637 Esas, 144 Karar) Yukanya aldığımız Yargıtay karar özetlenne göre ışçı ya da işve- ren bildirimsiz fesih haklannı, olayın olduğu altı iş günü içinde de- ğil, öğrenildikten sonrakı 6 işgünü içinde kullanmak zorundadır. An- cak olayın üzerinden bir yıl geçtikten sonra hak düşürücü süre dev- reye girer ve taraflar bu hakkı kullanamaz. POLİTtKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Yaakatüp Var... Karikatürü bilryoruz. Birde "yazıkatür" var, bunun da bulucusu Lûtfü Oflaz'dır. Yazıkatür, evet yazı- katür de yazıyla karikatür çizmek olacak. Bu tür ya- zıyı (pardon çiziyi) Babıâli'ye getiren Lürfü'dür. Lütfü Oflaz'ın böyle yayın türünü Babıâli'ye geti- rişini haber veren de llhan Selçuk dostumuzdur. Vermese nereden bilecektik? llhan Selçuk'un sunuş yazısından özetleyelim: Lütfü Oflaz, Babıâli'de yazmaya başladı. Eskiden gazeteci olmak isteyen bu yokuşu tırma- nırdı, bazen tepetaklak yokuştan aşağı yuvarlanır- dı. Artık Babıâli yok. Medya Babıâli'yi geçmışte koydu. Lütfü Oflaz, Babıâli göreneğinde direnip kalemiy- le dikine tıraşı yeğledığinden, Ikıtelli'ye kendini be- ğendiremedi. Medyanın ağına tutuldu. Medyanın sansürü onu ağının içine aldı. Şımdi Babıâli'den aşağı doğru çıkanlar ya da yu- kan doğru tırmananlar, yazı ve çizinin bu eski çar- şısını ISSJZ bir han gibi görürler. Babıâli'de kimse yok. Herkes Ikitellt'yetaşındı. Bir Cumhuriyet var. Cum- huriyet de baba yadıgân eski bir sarayı bekler gibı- dir. Buranın eski Ittihat ve Terakki merkezı olduğu- nu ancak eskiler bılır. Bir imparatorluğun battığı bu eski sarayda Talat Paşa'lar, Enver Paşa'lar, Ce- mal Paşa'lar.. bır imparatortuğu batıraniann ayak sesleri duyulur. "Yazının adab-ı muaşereti (görgüsü) vardır" di- yor llhan Selçuk: "Bu, çiftetellide holding patronu- na yaranmak isteyen o biçim gazetecilerin elinde kaldı." Lütfü Oflaz, kubbesi çoktan yıkılmış bir hamamın namusunu kurtarmak için yazanlardandır. Yazdık- lan, "bu kubbede hoş birsada olarak" kalacaktır. Şimdi o, genç kuşaklann dergilerinde, onlarla kol kola bir uğraşın sıcaklığını taşıyacaktır. Çektiği bun- ca eziyet, çile, hapis, mahkemeden sonra gelece- ğe yönelık umutların kanat çırpışı toplumun yüreği- ne su serpiyor. Bunlar, kankatür değil, yazıkatürdür. Bunlan oku- yanlar, ikı üç fırça darbesiyle ortaya bir resim çıka- ran ustalar gibi, avuç içi kadar bir kâğıt parçasında diyeceğıni söyleyiverip lafı kısa kesen kalem erba- bının ruhlannı şad ediyor. Darbelerin çok sık görüldüğü ülkemizde elbette "yazıkatür" bulucusunun da konuya değinmesi do- ğaldır. Kalemıni darbenın çanağına banacaktır. Son- ra sırtınagiydiğı ıçın, "Darbe! dıyecektir. Dar diye- cektir, darbeler daha gıyilırken her bedene göre öl- çülü değildir. Darbeler de darbeyi yapan paşalara göredir. Şimdı yazısından bır parçayı aktaralım: Darbeler boşa çıktı. Asken yönetim gitti, sivil yö- netim geldi. Geleneğinde bu vardır Bıri gelir I Biri gider Türkiye, dünyayı darbecilere dar eden bir ülke olamadı. Darbe bu, bir yerinden vurdun mu öte yan- dan ses verır. Ben vaktiyle yazdığım bir yazıda, "Bu darbeler kimın için" diye sormuştum. Gerçekten kimin ıçin? ; "Asmayacak da besleyecek miyiz?" Evren faşizminin yönteminde asmak vardi, bes- lemek yoktu. •. *- M • Asmalar böyle boy veriyordu, sonra bağ olüyör- du. Istiklal Marşı şairi şöyle dedi: Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın! Darağacı dardan gelır. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Hurma, incır dut, erik gibi mey- velerden damıtıla- rak yapılan, alkol derecesı yüksek ve 3 anasonsuz bır tür rakı.Tahıl.kepek ve keten tohumu kanşımından olu- _ şan at yemı. 2/ Ya- " bancı...Karakter... 7 Kenar süsü. 3/ Bır operanın sözlen- 8 nın yazılı bulundu- g ğu kıtap. 4/ Rus- lar'ın ünlü destanı... "Sım ile zeri kendine kat kat sı- per ettın / — okunu geç- mez mi sanırsm sipenn- den" (Bağdath Ruhı). 5/ 3 Dokunca... Yapısına gırdı- 4 ğı sözcüğe "kendi kendı- ne" anlamı katan yabancı önek. 6^ Büyük Sahra'da kumullarla örtülü bölge .. Gelıncık, kakım gibi hay- 8 vanlann beyaz ve yumuşak n tüylü kürkü. 7/ Güzel İco- kulu bır cins kavun. 8/ Bir bölgede yetışen bitkılerin tümü... Kutsal ışık. 9/Ankara'nın bır ılçesı... Tavlada bır sayı. YüKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Orta Amenka'da bır ülke... Bızmutun sımgesı. 2/Sıyasal erkın bırkaç kışılık bır kümenin elinde bulunduğu yönetim. 3/Gemilerde kullanılan halatlann çevresinı belırtmekte kul- lanılan bınm. 4/Güneydoğu Anadolu'ya özgü acı kahve... "Bâki yıne — içmeğe and ıçtı demışler' Divâne midirbâ- de dururken içe andı" (Bâkı). 5/Eski dılde odünç alınan ya da verilen şey... Bir hülcümdann yönetimi altındaki halk. 61 Otomatık para çekme makınelen ıçın kullanılan kısaltma.. Madagaskar'ın plaka işaretı. 7/Oğuz Han'ın babasımn adı. 8/Bırbırine uygun renk ve yapıda olan... Akıl. 9/Bırgöster- me sıfatı... Tıp dılınde belsoğukluğu hastalığına verilen ad. İLAN T.C. SAİMBEYLİ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1992/158 Davacılar Saimbeyli Mal Müdürlüğü ve Orman Işlet- tne Müdürlüğü tarafindan davalılar Ayşe Kaytancı ve ar- kadaşlan aleyhine Saimbeyli ilçesi islam Mahallesi Ob- rukbaşı mevkiinde bulunan 166 ada 28^5-23-29-58-47- 14-15-56 no'lu parseller ve 171 ada 7 parsel hakkındaki tespite ıtiraz davasmın yapılan yargılaması sırasında; Tüm aramalara rağmen Pakıze Kaytancı; Erdoğan Kaytancı çocuklan Erol Kaytancı, Şenol Kaytancı, Şen- gül Kaytancı, Erdal Kaytancı ve eşı Basire Kaytancı; Adevıye Kaytancı çocuklan Özgül Kaytancı, Oznur Kay- tancı, C)zcan Kaytancı, Ikbal Kaytancı: Safıye Geyik- lı'nın eşı Ahmet Geyıklı ve çocukian Aslı Geyikli, Mü- nıre Geyıklı, Harun Geyıklı ve Ömer Beytullah Geyik- lı'nin adreslerjnın tespıt edılıp kendilerine dava dilekçe- si ve dahili dava dılekçesı tebliğ edılemedığinden adı ge- çen dahilı davalılann 1.5.1997 tarihli duruşmaya maze- retsız gelmemeleri, kendilerinı bır vekil ile temsıl ettır- meyip davaya karşı dıyeceklennı yazılı olarak bıldııme- melen halinde dosyada yargılamanın yokluğunda yapı- lacağı hususu ilan tarihınden itibaren 15 gün sonra teb- lığ edilmış sayılacağı ılanen tebliğ olunur. Basın:9314
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle