27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MART1997SALI HABERLER Smr ötesi operasyon • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TürkSilahh Kuvvetleri'nin (TSK), Şımak'ın Dereler. Bestler, Taraldı ve Kovarkaya bölgelennde 3 gün önce başlattığı operasyonda 49 PKK militanı öldürüldü. 1 korucu çatışmada ölürken, 2 güvenlik görevlisi de yaralandı. TSK'nın, 14 şubatta Kuzey Irak'taki PKK kamplanna yönelik gerçekleşnrdiği hava taarruzunda da 100'den fazla teröristin öldüriildüfû, 180'inin de yaralandığı bıldınldi. Köylülere mayın toplatma iddiası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-lngıhzBBC televizyonunun 6 mart sabahı Tûrkçe yayınında verilen "Tûrkler, Kürtleri mayın aramada kullandı"haberi, askeri kaynaklarca yalanlandı. BBC'nin, Daily Telgraph gazetesini kaynak göstererek verdiği haberde "KürtköylüleriıunPKK ile savaşan askerler tarafından mayın aramada kullanıldıklan iddiası TBMM tarafından soruşturuluyor" görüşüne yer verildi. Askeri kaynaklar, TBMM Insan Haklan lnceleme Komisyonu'nun iddialan yerinde inceleme karan aldığını ve bölgeye giden bir heyetin incelemelerde bulunduğunu anımsatarak "lnceleme, haberin asılsız olduğunu ortaya koymuştur" dedi. KaHcancı'ya beraat • İstanbu] Haber Servisi - K.amuoyunda "Cıncı Hoca" olarak tanınan Ali Kalkancı, usulsüz olarak toplam tutan 1 milyar 206 milyon liralık 3 ayn çek kestiği gerekçesiyle yargılandığı davada beraat etti. Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Hâkim Kadir Kaya, 30 Arahk 1996-97 arasında Kalkancf nın çek kesmesinin yasaklandığını hatırlatarak suç oluşmadıği gerekçesiyle Ali Kalkancı'nın beraatini kararlaştırdı. DEPMitePAP gündeminde • ANKARA (UBA)- Avrupa Parlamentosu'nun beş grubu, cezaevinde bulunan eskı DEP milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Selım Sadak ve Orhan Doğan'ın durumlannı görüşmek ve serbest bırakılmalannm sağlanması için bugün toplanacak. Strasbourg Avrupa Sarayrnda saat 15.00'teyapılacak toplanrıya, HADEP Genel Başkan Vekih Ahmet Tûrk ile tutuklu DEP'lilerin avukatı Yusuf Alataş da davet edildi. I serbest • Haber Merkezi - "Düş ve Yaşam" adlı kitabı nedeniyle yargılandığı sırada "Mahkeme asayişini bozduğu" gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine konulan yazar Yılmaz Odabaşı serbest bırakıtdı. "Sizinle aynı çağda, aynı ülkede ve aynı yerde yaşamaktan utanç duyuyorum" dediği için çevik kuvvet mensubu polisler tarafından tartaklanarak DGM tarafından gözaltına alındığını belirten Odabaşı, "Düşündüklerim ve yazdıklanmdan dolayı süren yargılanmalanmda, yeni cezalar aldığımda aynı tavn sürdüreceğim" dedi. Kısmi af hazırhğı • DİVARBAKJR (Cumhuriyet) - Devlet Bakanı M. Salim Ensarioğlu. hazırlamakta olduğu kısmi af taslağının tamamlandığını söyledi. Taslağı DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'e ileteceğini belirten Ensarioğlu, PKK'ye yardım ve yataklık edenlerin de af kapsamına alınabilmesi için anayasanın bazı maddelerinde değişiklik yapılması gerektiğini belirttı. Savcı Çetinkaya: İran şeriatçı terör örgütlerini kullanarak kendi rejimini Türkiye'de gerçekleştirmek istiyor DGM den Iran uyarısıEVtNGÖKTAŞ ANKARA - Diplomatik buna- lıma da neden olan "Kudüs Gece- si"ni düzenleyen RP'li eskı Sin- can Belediye Başkanı Bekir Yüdız ve 10 arkadaşı hakkında ıddiana- me hazırlayan Ankara Devlet Gü- venlik Mahkemesi (DGM) Savcı- sı Yarbay Nuh Çetinkaya, lran'ın Türkiye'yi hedef alan bölücü ve dinci terörü desteklediğini. bu du- rumun "arük, resmi ağızlar tara- fından da açıklanması gerektiği- ni'' söyledi. Çetinkaya. lran'ın Hİ2bullah, lslami Cihad, tslami Hareket ve Hamas gibi şeriatçı terör örgütle- rini kullanarak kendi rejimini si- lahh mücadele yöntemiyle Türki- ye'de gerçekleştirmek istediğini belirtti. Türkiye'yi hedef alan bölücü terörün de şeriatçı terörün de İran tarafından desteklendiğını kayde- den Çetinkaya, ancak bu durumun devletin resmi görevlileri tarafın- dan bir türlü açık olarak ifade edi- lemediğini belirtti. Çetinkaya. "Güneydoğu'daka- rakol baskını ya da askerlerimiz şehit olduğu zaman İran ve Irak sınınndan sızan teröristler gelip eylem yapıp kaçtf diyorlar. Artak devletin resmi agrriannın, bölücü terörü İran ve Irak'ın destekledi- ğini söylemesi gerekir" dedi. Bu gerçeğin son dönemlerde kısmen ifade edilmeye başlandığını kay- deden Çetinkaya, "İran'ın kendi şeriat rejimini Türkiye'de gerçek- leştirmek istediğini (Bekir Yıldız hakkında yazılan) iddianamemde belirtmek zorunda kaldım. Ben, ilke olarak şündiye kadarki iddi- anamelerimde siyasi yorumlar kullanmaktan kaçınırdım, ama bunu mecburen yazmak zorunda kaldım. Çünkü gerçek bu"dıye yapıldığı belirtildi. Bunların tü- münü iddianameme almak zorun- da kaldım." Savcı Çetinkaya'nın hafta so- nunda gazetelerde yayırnlanan Sincan iddianamesinde. İranın Türkiye'yi hedef alan girişimleri- ne de deginilmiş, sanıklann "Tür- kiye'de din devleti kurma" ama- cında olduklan mesajı, "Kara S- es" olarak bilınen Cemalettin Kaplan' ın propaganda kasetlenn- deki göriişleri dayanak gösterile- rek dile getinlmişti. tü sekreteri Abbas Musavi, Ha- mas örgütünün bomba uzmanı Yahya Ayaş ile İsrail'e karşı silah- lı mücadeleyi savunan Musa Sadr'ın posterieri tertip heyeti ta- rafından toplantı salonuna asıl- mışür. Toplanb sırasında sanık Be- kir Yıldız, sanık Nurettin Şirin ve İran'ın Ankara Büyükelçisi Mu- hammed Rıza Baghen posterlerin asılı olduğu sahnede birer konuş- ma yapmışlardır. Sanık Bekir Yıl- dız'ın evinde yapılan aramada, yurtdışuıda sözde Anadolu Fede- Kncan Belediye Başkanı Bekir Yıldız ve 10 arkadaşı hakkındaki iddianameyi hazırlayan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Yarbay Nuh Çetinkaya, Türkiye'yi hedef alan bölücü terörün de şeriatçı terörün de Iran tarafından desteklendiğini belirterek bu durumun "artık, resmi ağızlar tarafından da açıklanması gerektiğini" söyledi. konuştu, Çetinkaya, şunlan söyledi: "İran'ın Ankara, İstanbul ve en sonda Erzurum'daki temsiküeri- nin açıklamalan oMukça ürkütü- cü. Erzurum Başkonsolosu Said Zare, Türkiye'de darbe olursa di- renenlerin yanındayer alacaklan- m belirtiyor. Aynca, Hürriyet ga- zetesinde yayunlanan bir haber- de, 'Türkiye'de şeriata ramak kal- dı' diye İran gazetelerinde yayın Ankara 2 No'lu DGM'de görü- şülen "Botu-Hizbuttah" davasın- da savcı Nuh MeteYüksel tarafın- dan hazırlanan iddianameden almtılardayapan Çetinkaya, Hiz- bullah örgütünün amacının tran'daki şeriat rejiminin Türki- ye'de gerçekleşmesi olduğunu kaydetmişti. lddianamede şöyle denildi: "tslamiCihadörgütü Uderlerin- den Fethi Şakakı,HizbuUah örgü- re tslam Devieti'ni kurduğunu flan eden Cemalettin Kaplan'a ait vi- deo kaset elegeçmiştir. Kasette Ce- malettin kaplan'ın sesinden,kur- duğu sözde Islanı devtetinin pro- pagandasuıın yapıldığı ve Ata- türk'e hakarct edilerek başkenti İstanbul olan İslam devletinin mutlaka gerçekleşeceği ifade edü- Böyle bir kasetin varlığının Be- kir Yıldız'ın Kudüs Gecesi'ndeki konuşmasındaki ifadelerin anla- şılmasına yardımcı olduğu belir- tilen iddianamede, "Diğer taraf- tan sanık YıMız"ın. kin ve düşman- lığı tahrik eden konuşmasmın anında. kamuovunda değişik deği- şik biçimdeki tepkilere yoi açmış obnası nedeni ile tabrikin umu- mun emniyeti için tenlikeli olacak şekilde yapıldığı kanaatine vanl- mışör"1 denildi. Sanıklardan Nu- rettin Ştnn'ın de aynı nitelikte ko- nuştuğu yazılan iddianamede, sa- nık Şirin'in çeşitli tarihlerde yap- tıklan konuşmalarda ise lran reji- mini ve yasadışı Hizbullah örgü- tünü övücü nitelikte sözler sarf et- tiği ifade edildi. İddianamede, sanıklardan Be- kir Yıldız'ın Türk Ceza Yasa- sı'nın "çetecilere yardımTnlini düzenleyen 169. "halkı suuf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı- nı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça umumun emniyeti için teb- likefi olabilecek şekikîe tahrik et- mek'1 hükmünü içeren 312/2. maddeleri ile Terörle Mücadele Yasası'nın 5. maddesine göre 6 yildan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandınlması istendi. İddi- anamede, diğer sanıklann da 4 yıl ile 31.5 yıl arasında değişen hapis cezalanna çarptınlmalan talep edildi. DGMyabana ya:xttiamsoğuk "DüşünceyeOzgürlükçük-Ek: 1" kitapçığının yayıncısı olan 12 ülkeden 19 yabancı yazar. İstanbul DGM'ye kendileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Bu konuyla ilgili Uk suç duyurusu diiekçesüıin 4 martta İstanbul DGM Başsavcüığı'na verildiğini belirten Şanar Yurdatapan, ancak başsavcının dilekçeyi kabul ermediğini söyledi. Yabana yazariann 1 ürkiye'ye gelerek ikinci kez kendi haklannda suç duyurusunda bulunduklannı ve ifade vermek istediklerini bildiren Yurdatapan, u> Başsa>cı ikinci kez dilekçemizi 'Burayı şov mey danına çevirmeyin. Kasıth olarak yapay sanık oluşrurulmay a çalışılıyor. Böyle uyduruk şey leri kabul etmem' diyerek geri çevirdi*' dedi. Daha sonra Cazetecfler Cemiyeti'nde toplanü düzenleyen yabancı yazariar adına konuşan Joanne Leedotn-Ackerman ise PEN'in yılda iki kez hazıriadığı rapora göre yazarian en fazla öldürülen ya da hapsedilen ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini söyledi. Yabancı yazarlardan Kanadalı Louise Gareau ile PFN Yazariar Birliği İkinci Başkanı Fey^a Hepçilingjrler, Türkiye \azarlar Derneği Temsikisi Necati Mert ve Tomris Özden, Sakarya Cezaevi'ne giderek gazeteci Işık Yurtçu'vu ziy'aret etti. PEN 2. Başkanı Leedom Ackerman ile Finiandiyah Kalevi Haikara da Bursa Cezaevi'nde bulunan İsmail Beşikçi'yi ziyarete gittiler. (KAAN SAĞANAK) Insan Haklan Derneği, Nevruz öncesi 'banş mesajı' verilmesini istedi PKK'ye çağrı: Askerleri bırakınANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tnsan Haklan Derneği (İHD). Güneydoğu'da kaçinlan askerlerin yaklaşan Nevruz kutlamalan kapsamında "banş roesajr olarak serbest bırakılmalan için PKK'ye çağnda bulundu. İHD Genel Başkanı Akın Birdal, dün düzenlediği basın toplantısında, devletin kaçınlan askerlere duyarsız kaldığını iddia etti Birdal, "PKK,esir askerleri Nevruz günü serbest bırakarak banşçı bir girişim yapmaudır" dedi. Akın Birdal. PKK'nin elinde olduklan büdirilen 15 korucunun serbest bırakılması İ H D ş u b a t a y ı i h l a l r a p o r u n u a c ı k l a d ı 412 gözaltı, 5 kişi kayıp İstanbu) Haber Servisi - İnsan Haklan Derneği (İHD), şubat ayında İstanbul'da meydana gelen olaylan içeren 'İhlal raporu'nu acıkladı. Raporda, 412 kişmin gözaltına alındığı, 45 kışının tutuklandığı, 5 kişi için kayıp başvurusu yapıldığı, 12 kişinin işkence gördüğü, 3 kadının maruz kaldığı şiddet sonucu hayatını kaybettiği, 26 kişinin siyasi görüşleri nedeniyle saldınya uğradığı belirtildi. İHD İstanbul Şube Başkanı Ercan Kanar, tstanbul'da her alanda insan haklan ihlalleri yaşandığını savundu. Avukat Kanar, lHD'nin şubat ayı raporunu dün acıkladı. Rapora göre geçen ay içinde 22 gazeteci gözaltına alınırken 4'ü de işkence gördü ve saldınya uğradı. Aynı dönemde 10 gazete, dergi ve yayın toplatıldı, 1 gazetenin yayını da DGM tarafından durduruldu. Şubat ayında 3 kitap toplatılırken RTÜK tarafından 3 radyo ve TV kapatıldı. Düşünceye verilen hapis cezası 3 yıl 80 gün, para cezası ise 231 milyon 111 bin lira oldu. Raporda, S işyerine de bombalı saldın yapıldığı ve güvenlik güçlerine yönelik 4 saldın gerçekleştirildiği kaydedildi. Raporun çalışma yaşamıyla ilgili bölümünde ise 2 kişinin iş kazası nedeniyle yaşammı yitirdiği, 23 kişinin yaralandığı, bir scndikacmın saldınya uğradığı ve 268 kişinin işten atıldığı belirtildi. için de yakınlannm, aynı aşiretten bir milletvekilinin aracılığıyla Avnıpa ülkelerinin büyükelçiliklerine başvurduklannı savundu. İHD'de basın toplantısına katılan ailelerin verdiği bilgiye göre teröristler tarafından kaçınldıklan belırtilen asker ve öğretmenlerin isimleri şöyle: "Yaşar Gökçe, Yunus Çaça, M. Fatih Diktaş, Nuri Aytek, İzzettin Ateş, Cengiz İpek, Mehmet Karaca, Engin Ekşi, Doğan Yaman, İrfan Pedir, Tevfik Oztürk, Alaaddin Süer, Bektaş Avcı." PKK tarafından 24 Ekim 1993'te Bingöl'de kaçınlan öğretmen Bektaş Avcı'nın babası Veli Avcı, Avrupa'dan 4 torba dolusu destek mesajı aldıklanm, ancak yetkili makamlardan destek görmediklerini söyledi. Askeri makamlarca, Kuzey Irak'a yapılan sınırötesi operasyonda şehit düştüğü açıklanan Mehmet Karaca'nın yakınlan da açıklamalan yeterli bulmadıklannı kaydettiler. Kendilerine, "Kardeşinin naaşı PKK tarafından kaçınldı" açıklaması yapıldığını anlatan Mehmet Karaca'nın ağabeyi, kardeşinin örgütün elinde olduğuna inandıklannı bildirdi. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calijlar@planet.com.tr Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarının yayımlanmasından sonra Refah çevrelerini bir de- mokrasi merakı sardı. Bazı RP'liler, MGK'nindemokratikbir kuruluş olmadığını ve kaldırıl- ması gerektiğini söylemeye başladılar. Necmettin Erbakan ve arkadaşlarınm bu tavrına şaşırmamak elde değil. Hafızalanmızı şöyle bir tazele- yelim. TÜSİAD, ocak ayının or- talannda bir rapor hazıriatmıştı. Bu rapor, Kürt sorununun çözü- münde izlenen yola ilişkin, MGK'nin yapısına ilişkin ciddi eleştiriler de içeriyordu. Profe- sör Bütent Tanör'ün hazıriadı- ğı TÜSİAD raporu, hükümet çevrelerinin ağır eleştirilerine he- def oldu. Rapora ve Bülent Tanör'ün şahsına hakaretlere varan tep- kiler içinde RPyanlısı işadamla- nnın örgütü MUSİAD da yer alı- yordu. TÜSİAD, MGK'nin kaldı- nlmasını ve Genelkurmay'ın Mil- li Savunma Bakanlığı'na bağ- Demokrasi Smavı Yapanlara Bak... lanmasını savunduğu için sert tepkiler görmüştü. Tepki göste- renler içinde RP yanlısı çevreler ağırlığı oluşturuyordu. Bu raporun yayımlandığı sıra- da bir başka gelişme gözlerden kaçtı. TÜSİAD'ın taleplerine i- nat, Başbakan Necmettin Erba- kan, MGK'nin ve MGK Genel Sekreterliği'nin yetkilerini arttı- ran bir hükümet karamamesine imza attı. 31 Ocak 1997 tarihli bu yazı- da, MGK kararlannı ve bu karar- lara bağlı hükümet kararlannı ül- ke çapında uygulatmak ve kont- rol etmek yetkisi MGK Genel Sekreteri'ne ve emrindeki per- sonele verildi. MGK Genel Sek- reteri olan general, başbakan adına ve başbakanlık yetkisiyle bu denetim görevini yerine ge- tirecekti. Bu uygulamanın de- mokrasiyle nasıl bir ilgisi oldu- ğunu Başbakan Necmettin Er- bakan bir türlü açıklamadı. Başbakanlık Kriz Yönetim Kurulu (BKYK) adı verilen ve 9 Ocak 1997 tarihinde Resmi Ga- zete'deyaytmlanan kararname, işte MGK Genel Sekreteri'nin bu yetkilerie donatılmasının asıl ne- deniydi. imzalar Erbakan'ındı. Henüz MGK toplantısı falan da yapılmamıştı. O zaman bu imza- lan atan Erbakan, şimdi birden milli iradenin savunucusu kesil- di. Son kararlardan sonra biz gazetecileri kendi akıllannca de- mokrasi sınavından geçiriyorlar. Öncelıkle, siyasi Islamcı çev- relere söyleyecek sözlerimiz var. TV'lerde, gazete köşelerinde "Bize orduya karşı destek çık- mıyorsunuz, o zaman demok- rat değilsiniz" diyenlen, şaşkın- lık içinde ızıedığimizı açıklama- yı görev bılıyoruz. Türkiye'de Milli Güvenlik Kuruiu'nun anti- demokratik yapısını ılk günden beri solcu ve demokrat çevreler eleştiriyorlar. TÜSİAD raporunu hazırlayan Bülent Tanör'e, "Marksist, bölücü" diye saldı- ranlar, kimlerdi acaba? Askeri darbelerde orduya öv- güler düzen, 12 Mart 1971 dar- besinden sonra solcular tahliye olmasın diye Af Kanunu'nda 141. madde hükümlülerinin tah- liyesine engel olan oyu kulla- nanlar hangi partinin milletvekil- leriydi? Geçen yıl, Terörle Müca- dele Yasası'ndaki olumlu yön- de küçük bir değişikliğe bile en- gel olmaya çalışan parti hangi partiydi? Bütün bunlan Erbakan ve arkadaşları yaptılar. Bir kere daha söyleyelim: Or- dunun siyasi yaşamımıza kanş- masına ve otoriter yöndeki çı- kışlarına kestnlikle ve açıkça karşıyız. Milli Güvenlik Kurulu, üç askeri müdahalenın bir ürü- nü olan ve askerlerin siyasi ya- şama müdahalesini arttıran bir işlev yerine getiriyor. Bunu biz solcular 20 yıldır söylüyoruz. RP'liler ise 20 yıldır MGK ile bir- likte çalışıyorlar, birçok otoriter karan yıllarca birlikte aldıtar. Da- ha dune kadar da bundan bir şi- kâyetleri olmadı. Hatta, MGK'- nin yetkilerini arttırarak bu ku- rumdan çokmemnun olduklan- nı kanıtlayan girişimlere imza at- tılar. RP'liler, yalnızca kendilerine demokratlar. Her türlü baskıyı savunacaksınız, bütün otoriter kanunlara imza atacaksınız, a- ma ordu sizı köşeye sıkıştırınca demokrasi aklınıza gelecek ve ona buna demokrasi notu ver- meye kalkacaksınız. Bunu gari- ban yurrtaşa belki yutturabilirsi- niz, ama biz solculara asla... Demokrasi, lazım olunca kul- lanılan bir deterjan değil ki. De- mokratlık, bir yaşam bıçimi ve ömür boyu savunulacak bir an- layış. Sizde bundan ne kadar var acaba?... GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET AJSDAY Kimse Yansrz Olamaz Bir siyasal partinin başkanı, duydum ki "Ata- türk'ün içi boşaldı" demiş. Bu sözün ne anlama geldiğini birtütîü çıkaramadım. Atatürk, gerisine gi- dilemeyecek çizgiyi bırakmış adamdır, çağdaş uy- gariık yolundaki laik cumhuriyet çizgisidir bu. Bun- dan daha doyurucu, esinleyici, yol gösterici "iç " mi olurmuş! Bu temel ilkeyi hepimiz savunmak zorundayız. Kime karşı? Belli; şeriatçıya karşı. Şeriatçı, "Madem demokrasi var..." diye başlıyor her sözüne, yok edeceği, yok etmek istediği "de- mokrasi"y\ paravana gibi kullanarak. Günümüzün en önemli sorunu, laik cumhuriyeti koruma yolunda Milli Güvenlik Kurulu'nca alınan kararlann şeriatçılarda uyandırdığı tepkidir. "Asker ne kanşır!" demeğe getiriyoriar, ama "Demokrasi varken..." demekle yetinmeği yeğliyoriar. Takiyye ya da ikiyüzlülük bunu gerektirdiğı için. Şeriatçılann doludizgin gidişıne karşı, laik de- mokrat siyasal güçlerimiz hangi rahatlatıcı uman önerdiler ki! Gazetemizin dünkü sayısının ikinci sayfasında, Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri Sayın Bü- lent Serim'in, konuya aydınlık getiren çok önemli bir yazısı vardı. İçinde bulunduğumuz düşündürü- cü durumdan kaygılanan okuriarımızın bu yazıyı kaçırmadıklannı sanıyorum. Sayın Serim, bu yazısının başlannda, "Tarafsız-' lık, devletin temel değeheri söz konusu olduğun- da yerini bu kez taraflı olmaya bırakmaktadır" di- yerek edilen yeminleri gözden geçirmekte ve sözü şuraya getirmektedir: "En büyüğünden en küçüğüne tüm kamu görev- lilerinin yemininde başköşeye oturtulan cumhuri- yet hangi cumhuriyettir?" İşte bu sorunun açık yanıtı: Üzerine ant içilen cumhuriyet, anayasanın baş- langıcında belirtilen temel ilketere dayalı demokra- tik, laik, sosyal, hukuk devleti niteliğini içeren Tür- kiye Cumhuriyeti'dir. Bu cumhuriyetin temelinde Atatürk ilkeleri yatmaktadır. Yeni kurulan bir parti- nin başkanının dediği gibi, AtatünVün içi boşalmış değildir, bizim gerisine gidemeyeceğimiz çizginin tanımıdıro "iç". Bu çizgi bir parti yandaşlığı değildir, dahası po- litika da değildir, bir yaşam kavgasıdır. Sayın Se- rim, buna "yaşam biçemi" diyor. Oysa şeriatçılar ve onlann ekmeğine yağ süren kimi laik demokratlar, konuyu "ne kanşık"a getiri- yoriar. Bu soru hepimize sorulabilir: - Sen ne kanşıyorsun? Ben yaşam kavgam gereği kanşryorum, bu yol- da yanım sıra olanlan elbette yardımcım, dostum sayacağım. Ankara Tecavüz vahseti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Komşulannın alt kattaki daıresine gece yan- sı kapıyı kırarak girdikten sonra, evdeki kadın konuk- lara ve ev sahibi erkeğe te- cavüz ettiği ileri sürülen 6 kişiden 5'i yakalandı. Ankara Emniyet Müdür- lüğü'nden alınan bilgiye göre, Gaziosmanpaşa Re- şit Galip Caddesi'ndeki bir apartman dairesinde kalan M.Y., O.Y. ve Ş.Ş., kız ar- kadaşlan N.K. ve A.T.G. ile birlikte saat 04.45 sıra- lannda ick.ili olarak eve geldiler. Gece, saat 05.00'te kapıyı kırarak da- ireye gıren bir üst kattaki kuruyemiş deposu işletme- ciierinden Murat Yıkünm, Murat Kandemir, Ömer Şanu, Yılmaz Koç, Tahir Yar ve İbrahim Ural, evde- kileri tehditle salonda top- ladılar. Saldınya uğrayanlann ifadelerine göre. tbrahim Ural, ev sahibi M.Y.'ye darp ve bıçakla tehdit ede- rek, tecavüz etti. Murat Kandemir, evde konuk olan A.T.G. adlı ka- dına bıçak zoruyla tecavüz etti. Tahir Yar ve Ömcr Şanlı da aynı kadına cinsel tacizde bulundular. Murat Kandemir aynca evdeki diğer konuk kadın N.K.'ye bıçak tehdidiyle tecavüz etti. Evde kalanlardan Ş.Ş.'nin kaçarak emniyet yetkililenne durumu bil- dirmesi üzerine olay ortaya çıkanldı. 5saJdırgan yakalandı Yapılan çalışmalar so- nunda, Murat Kandemir, Ömer Şanlı gözaltına alın- dı. Olay yerinden kaçan Yılmaz Koç, Tahir Yar ve tbrahim Ural da yürütülen operasyon sonucunda dün sabah yakalandılar. Firar- daki Murat Yıldınm'ın da yakalanması için aramala- nn sürdürüldüğü bildirildi. Yetkililer, mağdurlardan gasp edilen 20 milyon lira nakit para, bir cep telefonu ve evcil bir köpeğin de ya- kalanan kişilerle birlikte ele geçirildiğini belirttiler. Yakalanan 5 saldırgan dün Emniyet Müdürlüğü'nde basına gösterildi. ANAP ve DSP devrede Kaçak polis şefi Meclis gündeminde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP, İstanbul DGM'nin tutuklanmasını istemesine ragmen elini kolunu sallayarak dolaşan eski Özel Hârekat Dairesi Başkanvekili tbrahim Şa- hin'le ilgili gerekli işlemle- ri yapmadığı için İçişleri Bakanı Meral Akşener hakkında Meclis soruştur- ması açılmasını isteyecek. DSP Adana Milletvekili Tuncay Karaytuğ ise Ak- şener'in yanıtlaması iste- miyle TBMM'ye verdiği soruönergesinde, Şahin'in neden yakalanmadığını sordu. DSP Adana Milletvekili Tuncay Karaytuğ, İçişleri Bakanı Meral Akşener'in yanıtlaması istemiyle ver- diği soru önergesinde, Özel Harekât Dairesi Baş- kanvekilliği görevinden uzaklaştınlan tbrahim Şa- hin'in yakalanamatnası ile ilgili savlan gündeme ge- tirdi. Karaytuğ, gazetelerde yayımlanan "Şahin yaka- lanacak. ancak kaçak po- Bslerinyakalanmalanher-. halde mesleki dayamşma nedeniyle biraz zor oluyor" sözlerini aktardığı Akşe- ner'e, u Buaçıklamalarınız suç işleyen emniyet görevfi- lerinin suç iştetne oranlan- - nı artrjrmayacak mı" soru- sunu yöneltti. ANAPlıden MesutYO- maz ise partisinin Başkan- lık Divanı sonrasında yap- tığı açıklamada, hakkında tutuklama karan verilen ki- şilerin televizyon program- lanna çıktığını, ancak em- niyetin o kişileri yakalaya- rak savcılığa sevk etmedi-' ğini söyledi. Yıl-naz, "Bu konuda İçişleri Bakanı hakkında soruştunna önergesi vereceğiz'' dedi. ANAP'ın önümüzdeki günlerde Akşener hakkın- daki soruştunma önergesi TBMM Başkanhğı'na su- nacağı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle