Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9ŞUBAT1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Servet soruşturma komisyonu üyesi DSP'li Uluğbay'in Çiller raporuna muhalefet şerhi
Şaibeli servete suçlamalar
16 Mart
katliamı için
eylem
I İstanbul Haber Ser\isi -
Demokratik kitle örgütleri.
16 Mart katliamının 19.
>ıldönümünde
gerçekleştırilecek eylem
biçiminı belirlemek için
diin Genel-lş
Sendikası'nın 2 No'lu
Şubesi'ndeTÖDEFtYÖ-
DER öncülüğünde
toplandı. Yapılan
açıklamada. 16 Mart
I978'de İstanbul
Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi önünde 7
öğrencinin öldüğü
katliamın sorumlulannın
bulunarnadığı belirtilerek
göstermelık şekilde açılan
davanın sürüncemede
kaldığı kaydedildi.
Açıklamada. "Yeni 16
Mart'lann yaşanmaması
için katliamın
sorumlulannı gençlik
olarak, halk olarak bizler
yargılavalım" denildi.
Güneydoğu'ya
kısmi af önerisi
• ANKARA (ANKA)-
ANAP. toplumsal banşın
güçlendırilmesiyle ilgili
özellikle Güneydoğu'ya
yönelik olarak kısmi af
çıkanlması için yasa
önerisi verdi. ANAP
Şırnak Milletvekilı Salih
Yıldınm \e arkadaşlanntn
imzasıyla TBMM
Başkanlığı'na sunulan
yasa önerisinde af için şu
hüküm yeraldı: "Silahlı
çete mensubu olmayıp
kendi iradesi dışında çeşıtli
baskı ve zorlamalarla bu
kanunun yayımı tarihinden
önce ve bu kanunda
belirlenen suçlarla ilgili
yataklık yapmış ve>a
yardımda bulunmuş
olanlar başkaca bir suç
ışlememış iseler,
durumlannın hâkim
kararıv la belirlenmesi
kaydıyla haklarında bu
fiillerden dolayı takibat
yapılamaz. başlamış olan
takibatlar son bulur. bu
madde kapsamında olup
halen tutuklu bulunanlar
salıverilirler."
Yurtdışında
emekHlik
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çalışma \e
Sosyal Güvenlik Bakanı
Necati Çelik, yurtdışındaki
yurttaşlara yönelik olarak
yayımladığı mesajında,
satışa dönüştürülen
yurtdışı emeklilik yasa
tasansını savundu.
TBMM'deyaptığı
konuşmada, memur
maaşlanna ek artış için
yurtdışı emeklilik
düzenlemesinden gelecek
kaynağa gereksınım
olduğunu kaydeden Çelik,
mesajında ise toplanacak
primlerin yüzde 20'sinin
Hazine'ye gelir olarak
kaydedılmesini öngören
tasannın 'para toplamak'
amacıyla hazırlanmadığını
söyledi.
DSP'de ihraçlar
bekleniyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit.
parti içi muhalefet
hareketlerine karşı ödün
vermez tavnnı sürdürürken
bayramdan sonra yeni
ihraçlar bekleniyor.
Hakkındaki ihraç karan
mahkeme tarafından iptal
edilen Edirne Milletvekili
Erdal Kesebir'ı yeniden
disiplin kuruluna sevk
eden Ecevit. "isyan" olarak
niteledıği arayışlara karşı
da örgütü uyardı. Ecevit,
olağanüstü kurultay için
yeniden imza toplandığına
dikkat çekerek "Hiçbir
üyemizin. Sayın Kesebir
ve arkadaşlannca üst üste
işlenmekte olan ağır parti
suçlanna katılmayacağını
umarım" dedi
Başbakanlık'ta
kadın mescidi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Başbakanlık
binasında kadınlar için ayn
bir mescit açıldığı
bildirildi. Kadınlar
mescidinın REFAHYOL
hükümeti döneminde
açıldığı belirtilirken.
bodrum katında bir mescit
bulunduğu ve ıkinci bir
mescide gereksinim
olmadığı kaydedildi.
Diyanet Işleri Başkanı
Mehmet Nuri Yılmaz da,
ikinci bir mescidin
gereksiz olduğunu
vurgulayarak, "Erkeklerle
kadınlar aynı mescidi
kullanabilirler" dedi.
DOĞAN AKIN
ANKARA - RP ve DYP milletvekilleri-
nin. TBMM Servet Soruşturma K.omısyo-
nu'nda 7'ye karşı 8 oyla Yüce Di\an"a gön-
derilmesine gerek olmadığına karar ver-
dıkleri Başbakan Yardımcısı \e Dışişleri
Bakanı Tansu Çiller'in kuşkulu malvarlı-
ğındaki karanlık noktalar. tamamı belgele-
re dayanan bir raporla sergılendi.
Servet Komisyonu'nun DSP'li üyesi
Hikmet Uluğbay.REFAHYOL üyelennin
raporuna yazdığı muhalefet şerhinde. Çil-
ler çiftinin. bazı resmi evrakın yanı sıra
"sorulan bile tahriP ettiklerine ve yasala-
ra aykın davrandıklanna dikkat çekti.
ABD'de ekonomi alanında vüksek lisans
yapan ve parlamentova girmeden önce
Tokyo Büyükelçiliğı. Türkiye'nin NATO
\e OEGD nezdindeki daimi temsılcilikle-
ri \e VVashington Büyükelçıliği'nde Mali-
ye Bakanlığı'nın ekonomi, maliye ve tica-
ret müşavirlıği \e başmüşa\irliği görevle-
rinı üstlenen DSP'li Uluğbay. Çiller'in kuş-
kulu ser\etini. 122 sayfalık ekleriyle bırlik-
te toplam 159 sayfayı bulan muhalefet şer-
hinde avnntılı olarak irdeledi.
Uluğbay, Yüce Dıvan'da yargılanması
gerektiğini vnrguladığı Çiller'in serveti ko-
nusundaki raporunda özetle şu bulgulara
dikkat çekti:
• ABD Rockville-Maryland inman Circ-
le'daki konut. mal bildirimlerinde gizlendi.
Bu taşınmaza ilişkin bılginin, usulsüz ola-
rak bildirime eklendiği ortaya çıktı. Resmi
e\rakta tahrifat yapılarak gerçekleştirilen
bu eylem. Türk Geza Yasası'nda tanımla-
nan resmi e\ rakta sahtekârlık için öngörü-
len cezayı gerektirir.
Alacaklar gizlendi
• Özer Uçuran Çiller'in. Marsan Hol-
ding'den olan alacaklan. bir servet unsuru
düzeyinde olmasına karşın. uzun süre mal
bildirimlerinde gizlendi.
• Ailenın. Yeşilyurt AŞ'de sahip olduk-
lan hisselere ilişkin bildırim ıle şirketin Sa-
navi Bakanlığı'ncaonavlananevrakındaki
bildirim çelişti.
• Satış \e kat karşılığı anlaşmaları ile
elde edilen çıkarlar "inşaat hakkı" gibi
ifadelerle mal bildirimlerinde saklandı.
Bazı satışlann karşılığı ile sahibi olunan
kimi taşınmazlardabildinmlere yansıma-
dı.
• AntalyaBeldibi'ndeki devlet arazisin-
de pansiyon işleten Çiller çiftine ait AY-
TA$"ın hisselenni alım işlemlerı: Turizm
Bakanlığı'nın Hazine arazisi üzennde te-
sis kuran bu tip şirketlerin devrini belirli bir
süre engelleyen düzenlemelerini de aşmak
amacıyla saklandı. Konuya ilişkin noter
belgesinin doğruluğu kuşku uyandırdı. AY-
TAŞ'ta sahıp olunan hisseler. mal bildiri-
mine de tam olarak yansıtılmadı.
• K.ilyos'ta 25 milvar liraya satılan vıl-
ladan elde edilen gelir. mal bildirimine na-
kit olarak eirmedi.
Savcı Yüksel
c
Ben izin
almam'
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA- Sıncan'daki
şeriatçı gösteri için soruş-
turma başlattıktan sonra
görevden alınan \e Anka-
ra Devlet Güvenlik Mah-
kemesi (DGM) Başsavcı-
sı Cevdet V'olkan tarafın-
dan "soruşturmalarda bi-
reysel hareket edip,
DĞM'deki çalışma düze-
nini bozmak"la suçlanan
savcı Nuh Mete Yüksel.
"Ben cumhuriyet savcısı-
yım. kimseden izin al-
mam"dedi. V'olkan, Yük-
sel'in, özellikle anti-laik
eylemler hakkında kendi-
liğinden tahkikat başlattı-
ğını da kaydetmişti. Yük-
sel. Volkan'ın. gazetemiz-
de önceki gün yav ımlanan
kendisiyle ilgili bu eleşti-
nlennı değerlendirirken
şunlan söyledi:
"Sıncan'daki şeriatçı
gösteriyi televizyondan iz-
leyince ertesi gün sabah
derhal emnnete gidip tah-
kikat başlarûm. Bunda ya-
dırganacak ne var anlamı-
yorum. Ben sadece anti-la-
ik eylemlere karşı değil,
bölücü nitelikte gördüğüm
eylemlere karşı da kimse-
den izin alnıadan tahkikat
basjatıvorum."
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
onlar karartacak
1
-
T B M M s u s u r l u k K o m i s y o n u
Yüksekovaçetesimasayayatınhyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- TBMM Susurluk Araştırma Ko-
misyonu, Yüksekova Tabur Komu-
tanlığı'nda görev yapan bazı subay
ve astsubayların içinde yer aldığı
Yüksekova çetesini bayramdan son-
ra masaya yatırmaya hazırlanıyor.
Komisyon. eski CHP Hakkân Mil-
letvekili EsatCanan'ın amcası Ab-
dullahCanan'ınkaçınlaraköldürül-
mesi olayına da kanştığı
sanılan çete ile ilgili Yük-
sekova Tabur Komutanı
Mehmet Emin Yurdakul
ve çete içinde yer aldığı
savlanan birastsubayı din-
leyecek.
Komisyon Başkanı
Mehmet Elkatnuş. Yükse-
kova çetesi ile ilgili çete-
nin ortaya çıktığı dönem-
de Yüksekova Tabur Ko-
mutanı olan Mehmet
Emin Yurdakul'un verece-
ği bilgilerden umutlu ol-
duğunu söyledi. Komis-
yon, ÖmerLütfü Topalcı-
nayetine kanştıklan ge-
rekçesiyle gözaltma alı-
nan 3 özel tim göreviisinı
dinlemek amacnla şubat
sonunda 3 gün boyunca Istanbul'da
çalışacak.
TBMM Susurluk Araştırma Ko-
mıs>onu. Seker Bayramı sonrası için
de yoğun bir çalışma programı ha-
zırladı. Komisyon. 17 şubatta uyuş-
turucu kaçakçısı Hüseyin Bayba-
şın'ın avukatı Necdet Küçüktaşkı-
ner. Yeniden Doğuş Partisi Genel
Başkanı Hasan Celal Giizel. eskı
CHP Senatörü Niyazi Ünsal'ı dinle-
yecek. Komisvon. 18 şubatta da
Yüksekova Tabur Komutanı Binba-
şı Mehmet Emin Yurdakul ıle aynı
taburda görevli Astsubay Hüseyin
Oğuz ve Kanal D Haber Müdürü
Tuncay Ozkan'ın bilgisine başvura-
cak. Komisyon Başkanı Elkatmış'ın,
"önemli bilgiler > ereceğini umduğu-
nu" açıkladığı Binbaşı Mehmet
ANAP da hükümete karşı atağa geçiyor
REFAHYOL
5
a 3. gensoru yolda
ANKAR4 (Cumhuri.wt
Bürosu) - DSP ve CHP'den
sonra ANAP da
REFAHYOL'a karşı
gensoru atağına geçiyor.
ANAP. memur .
maaşlanndaki adaletsizlik
gerekçesiyle hazırladığı
gensoru önergesini
bayramdan sonra TBMM
Başkanhğı'na verecek.
ANAP Gmp Başkanvekili
Cumhur Ersümer,
gensoru önergesine RP ve
DYP'den de destek
beklediklerini söyledi.
DSP ve CHP'nin
hükümetin genel
uygulamalan ve laikliği
tehlikeye düşürücü
politikalan nedeniyle
verdiği ve 25 şubatta
TBMM Genel Kurulu'nda
görüşülecek olan gensoru
önergelerinm sonucu
merakla beklenirken;
ANAP da bir süreden beri
devam eden gensoru
hazırltklannı
sonuçlandırdı. ANAP'ın
bayramdan sonra
TBMM Ba$kanlıgı'na
vereceği gensoru
önergesinde, hükümetin
memurlara farklı maaş
artışlan yaparak eşitlik
ilkesine aykın hareket
ettiğini ve açıkça
adaletsizlik yaptığı
belirtilerek bu nedenle
gensoru açılması
istenecek.
Emin ^'urdakul'un. Abdullah Ca-
nan'ın kaçınlması olayında kilit isim
olduğu belirtildi. 17Ocak 1996'da
kaçınldıktan 2 gün sonra ölü bulu-
nan Abdullah Canan'ın, kaçınlma-
dan kısa süre önce. askerler tarafın-
dan köylerinin tarandığı. eşyalanna
zararverildiği gerekçesiyle. Yükse-
kova Tabur Komutanlığı aleyhine
davaaçtığı belirlendi. Canan'aodö-
nemde. davadan vazgeçme-
si için Tabur Komutanı Yur-
dakul ve diğer askeri yetki-
lılerin baskı yaptığı açıklan-
mıştı.
Susurluk araştırma ko-
misyonu. şubat ayı sonunda
da Omer Lütfü Topal cina-
yeti zanlılan olarak tstan-
bul Devlet Güvenlik Mah-
kemesi'nde sorgulamalan
süren ve gözaltında bulunan
özel tim görevlileri Ercan
Erso>, Ayhan Çarkın ve
OğuzYorulmazı dinlemek
için 3 gün İstanbul'da çalı-
şacak. Komisyon Sözcüsü
Bedri İncetabtacı. Kocaeli
çetesinden Hadi Özcan'la
ilgili araştırma yapacakla-
nnı söyledi.
Mert Çiller'in harçlığı
• Çiller. komisyona gön-
derdiği yanıdarda. kendisine
yöneltilen soruları "sorul-
duğu üslubun dışına taşı-
yan" bir şekilde değiştire-
rek. bu metinlerde kaba bir
üslup kullanıldığı izlenimi
yaratmak istedi.
• Sahibi olduğu Hazine
bonolanna ilişkin komisyo-
na bildırdiği bozdurma ta-
rihleri dikkate alındığında.
Mert Çiller'in ayda 300 mil-
von liradan daha fazla har-
cadığı hesaplandı.
• Çiller. malvarlığı ince-
lemesinde en önemli unsur
olan gelirleri konusunda ko-
misvona açık bilgı vermek-
ten kaçındı. N'erildiğı kada-
nyla ulaşılan bilgiler ışığın-
da, serv etı arttıran tüm alım-
lar, konutlann bakımlan. ki-
şısel harcamalar kısmen Çi-
ler'ın maaşlan ile karşılan-
mış görünüyor. Oysa Çil-
ler'in 2 milvar 879 milyon
861 bin 701 liralık birikmiş
maaşının. Ziraat Banka-
sı'nın maaş hesabında tutul-
duğu belirlendi.
• Çiller'in TBMM'yeilk
mal bildirimini yaptığı Ka-
sım 1991 ile 15 Mayıs
I996'va kadar geçen dö-
nemde belgeler üzerinde ya-
pılan inceleme. bu dönem-
deki servetin "enaz" 73 mil-
>ar579milvon^78bin 122
lirasırun kaynağının belirsiz
oldu^iflu ortaya kovdu.
• Çiller. komisyona sun-
duğu iki ayn yazıda repo ge-
lirleri konusunda bile çeliş-
kiye düştü.
• Çiller'in. annesinden
kaldığını bildirdiği bugünkü
değeri 111 milvar lira tutan
v arlığın ev de muhafaza edil-
mesine bir iktisat profesörü
ile eski bir banka genel mü-
dürünün nza göstermesi
mantık ve bilimle açıklana-
maz.
• ABD'ye Marsan Hol-
ding kanalıyla gönderilen
kaynaklar konusunda ilgili
bankalar ile Hazine Müste-
şarlığı'na "bilinçli biçimde
yanlış ve vanıltıcı bilgi veril-
diğj
1
" kesin olarak saptandı.
• Çiller. Beldibi'nde or-
man içinde onlarca milyar
liralık değerdeki arazide te-
sis kuracak A^TAS'ın his-
selerinin toplam 9 milyon
364 bın lirava satın alındığı-
nı komisyonun kabul etme-
sini bekledi.
• Çiller'in serveti ile ilgi-
li belgeler üzerinde yapılan
incelemede. ihlal edilen Mal
Bildinminde Bulunulması
Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Yasası ile Türk
Ceza Yasası hükümleri uya-
nnca kovuşturma yapılması
gerektiği ortaya çıktı.
SÜRECEK
JffiIRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin " planet.com.tr
Ekran bana bakıyor, ben ek-
rana... Bu yazı pazar günü çı-
kacak. Bir pazar sabahı, ayak-
larını, bayram tatilinin keyfiyle
uzatıp gözü Tırmık'a ilişen bir
okuyucuya gene tank. sakal,
molla sarığı, Susurluk ayranı
sunmanın ne âlemi var, ne ya-
kışığı...
lyi de ne yazacağız?
Ekran bana bakıyor, ben ek-
rana... Bilgisayarekranının acı-
ması yok. Gözünü kırpmadan.
hatta çaktırmadan bıyık altın-
dan gülerek bana bakıyor. Ek-
randan yıldım. Oyalanmak için
oğlanın radyo. kaset ve CD ça-
lar aygıtını tırtıklayıp masama
yerleştirdim. CD'de Mozart.
Dokuz numaralı piyano kon-
çertosu. Bastım düğmeye...
Müziğin büyüsü odayı dol-
durunca ne olur insana? Ne bi-
leyim, içindeki duygular kanat-
lanır. Ya da kederlenir. Ya da
uçan bir sevınç, yüreğini ışıl-
datır...
Beni bir gülme aldı. Kıkır kı-
kır bir gülme...
• • •
Osmanh'nm son döneminde
Biz Ne Zaman Nü Çalışacağız?
paşa. oğlunu okuyup ilim irfan
öğrensin diye Paris'e yollamış.
Oğlan haytanın teki. İlim irfanı
bırakmış. bohem sanatçıların,
gönlü zengin, cebi delik res-
samlann arasina kanşmış.
Nerde akşam orda sabah he-
sabı yılları tamam etmış. Paşa
baba "Dön artık" diye buyu-
runca çaresiz dönmüş. Oğlan-
da ne bir hüner, ne bir marifet.
Bereket paşa babanın altınları
bol. Konakta bir odaya atmış
kapağı. Akşamlan Pera'dan
kaldırdığı hatunları odaya ge-
tırmiş. Şarap şişesini açmış.
Yosmaları soymuş. Her akşam
ya hey, gel keyfim gel!..
Mahallede dedikodu ayyu-
kaçıkınca. mahallenin muhta-
rı, imamı. bir de bekçisi, arka-
larına birkaç ihtiyan da alıp ko-
nağı basmaya yeltenmişler.
Paşazadefırlamışsofaya, gür-
lemış:
- Behey cahiller, demiş.
Görmüyor musunuz nü çalışı-
yorum...
Muhtar kekeleyip "O buyur-
duğunuz nü de ne ola ki bey-
zadem" diye soracak olmuş.
Beyzade küçümseyerek yanıt-
lamış:
- Sanattan an/amazcah/Vsü-
rüsü... Nü çıplak demek. Yani,
resim yapıyorum, resim!..
Mahallenin ırz-namus bek-
çileri. paşa korkusundan, yut-
kunup süklüm püklüm dön-
müşler geriye.
Tulumbacı kopuk da Yük-
sekkaldırım'dan kaldırdığı Ev-
doksiya'yı atmış fakirhanesi-
ne. Bir yetmişlik rakının dibine
vurmuş. Evdoksiya soyunup
dökünmüş, udu elinealmış...
Önde imam, arkada muhtar,
bekçi, mahallenin üç beş ihti-
yarı kapıyı kırıp dalmışlar içeri.
imam gürlemiş:
- Behey trz düşmanı alçak,
mahallenin ortasında böyle
akşam vakîi işret ve dahi bir
gaynmüslim fahişe ile âlem ya-
parsın ha...
Kargatulumba, don gömlek
karakolun yolunu tutmuşlar.
Yolda yediği tokatlardan, ırz-
namus vaveylalarından bir so-
luk arası yakalayan tulumbacı
kopuk, mahalleliye dönmüş:
- Ulan, demiş. Insafınız kuru-
sun. Peki biz hiç resim yapa-
mayacak mıyız bu memleket-
te?
• • •
Peki biz hiç Mozart dinleye-
meyecek miyiz bu memleket-
te?
Şu güzelim kış günü, bay-
ram tatilini fırsat bilip Ege kıyı-
larına tüyemeyecek miyiz?
Kazdağı'nın yamaçlannda.
dinsiz imansız Alibey Kudar'la
rakı şişesinin dibine vurup, kı-
zılbaş meselleriyle iç içe geç-
miş Olimpos masalları arasın-
da avara kasnak dolanamaya-
cak mıyız?
Birkaç yüz metre daha tır-
manıp fdaköy Çiftlikevi'nde,
şöminenin önünde Azatlı çif-
tinden "alacağımızı" tahsil
edemeyecek miyiz? Yani
uzakta göz kırpan Midilli'nin
ışıklarına bakarak, Edremit
Körfezi'nin ayışığında seçilen
ak köpüklerine dalıp keçi pey-
niri eşliğinde kırmızı şarabın
damak buran tadının keyfini çı-
karamayacak mıyız?
Fırsat bu fırsat kaçamak bu
kaçamaktır, deyip, ertesi gün
Ödemiş'e tüyüp, töngül pide-
si ile sabah kahvaltısı yapama-
yacak mıyız?
Çatlı'nın da, çatsızın da, sa-
nklının da. mollanın da. tanktn
da, özel timin de, korucubaşı-
nın da, mafyanın da, rantın da.
rantçının da canı cehenneme..
deyip yarimizle el ele tutuşup
Ege'nin başdöndürücü laci-
verdine karşı suda taş sektır-
mece oynayamayacak mıyız?
Su tabancalarımızın namlu-
suna şiir sürüp birbirimizi do-
yasıya ıslatamayacak mıyız?
Şu Mozart'ı, yüreğin derin-
liklerinde şu kahrolası tedirgin-
likler olmaksızın dinleyemeye-
cek miyiz?
Tulumbacı kopuk ve ben
(biz) bu kadarına layık değiliz
be!..
POLİTİKA GÜNLÜGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Aşk ve Hüzün...
Yarı aydınlık bir gecede umudumuzu boş yere
tüketmenin sıkıntısı içindeyiz...
Ellerimizde var olan sevdaları bir kış bahçesinde
saklamaktan yorgunuz. Bilinmeyen zamanın biz-
lerevızgelen uğultusundaağlamaktan kaçıyoruz...
Her şey tekdüze geliyor bize yaşamın inişli çıkış-
lı yollarında...
Korkularımız, birilerinin bizi bırakıp gitmelerin-
den kaynaklanıyor olabılir. Boynu bükük bir me-
nekşe, sabahı bekleyen kadının iri lacivert gözle-
rinde çoğalmaktan yorgun düşebilir...
Hiç bu saatlerde yüreğinizin içinde bir şeylerin
koptuğunu hissettiniz mi? Uçuk sarı rengin içinde
size bakan fotoğraftaki kadının hüznünü hiç anla-
yabildinız mi?Jean Bernard Venturini'nin çalkan-
tılı okyanuslanndaki acı suyun damarlarmızda do-
laştığını fark ettiniz mi?
Bakın altınla çürümüş kalyonlar, gemi direkleri,
demir mahmuzlar. büyük gel-gitlerin içinden geli-
yor gürültüyle! Böğüre böğüre kayalara çarpıp dö-
nen bütün dalgalar avucumun içinde aşk saat-
lerinde!...
Belki de köleliğe dönüşmüş bir özlem, tüm bu an-
lattıklarım. Düşlerımde. belleğimdekalmışbirtutam
sevgidir bu yakarışlarım...
Claude Sernet'ten Arthur Rimbaud'yaPaul
Valery'den Paum Fort'a dek sınırsız hüzünleri top-
luyoruz bırlikte.
Sonra hüzünlerle büyüyor, çocuklanmıza ağıt-
laryakıyoruz...
Umutlarımızı hep böyle mi harcamış, umutlarımı-
zı hep böyle hoyratça namluların ucuna mı tes-
lim etmiştik?
Andre Laude'nin dizelerini çıplak. güzel ve ta-
ze; aşkın ve ölümün ağlatısında mı ezberlemiştik?
Bir yanımızda çalı, bir yanımızda cellatlar mı var-
dı? Cinayet mezatında satılmış, gençlerin etinde
şerha şerha rehin miydik?
Umutsuzluğun ve kuşkunun kumu altındaydık,
kaçak yıldızları yakalamakta zorluk çekiyorduk...
Inanın, biz aşka inanmıyorduk!..
• • •
Beklenmedik anlarda çıkıp geliyorsun, biraz
hüzünlü biraz da yorgun...
işitiyor musun ölümcül silahların uğultusunu, işi-
tiyor musun o karanlık işleyişini yeryüzünün?
Pierre-Jean Loure'yle konuşuyor musun ara sı-
ra, bir çıft şahane göz dalıp gıdiyor mu böyle an-
larda gökyüzüne?
Yorgunsun biliyorum, üstelik tek başınasın ve
üşüyorsun...
Ellerın, dudakların buz kesmış.
Boğaz'dan gemiler geçiyor çıplak güçlerin ölü ol-
duğu bir saatte...
Perdeleri kapıyor, ışığı yakıyorsun...
Boynu bükük mor menekşe, o eski fotoğraftaki
sen, güçlü kadın ellerini yansıtıp göğün derisini yırt-
maya hazırlanıyorsun...
Ellerınde var olan sevdalar nerede şimdi. söy-
ler misin?
Utanıyorsun. gözlerini yumuyorsun... .
Niye yanıt vermiyorsun?
Bir şiir seni anlatıyor.. belki bizi, bizleri...
Diyorsun ki:
"Daha da güzledin nemli ve derin bir zamanla
Daha da sıcaktın umutsuz bir yağmuria
Daha da ıslak görürdüm seni bir çöl gunüyle
Zamanın akvaryumu içindeyken ağaçlar
Dünyanın kötü öfkesıyle doluyken yürekler
Mutsuzluk eza etmekten yorgun düşmüşken
yapraklara
Tatlıydın
Ölüleri fildişi dişleri gibi tatlı
Ve gülerken ruhunun dudaklanndan çıkan
Kan pıhtısı gibi an
Dünya daha karanlık nemli ve derin bir
zamanla
Yürek daha nemli bir çöl gunüyle"
• • •
Aydınlık bir gecede umudumuzu boş yere tü-
ketmekten kurtulmalı, sevdalarımızı kış bahçelerin-
de toplamalıyız artık...
Koşmalıyız kırlarda, mevsim kış olsa bile güzel-
liklerini yakalayıp aydınlık sabahların içinde top-
lanmalıyız...
Şiirler bizi anlatmalı, şarkılarda biz olmalıyız!..
Her gece saat 21 .OO'de sürekli aydınlık için bir
dakikalık karanlığa alışmalıyız. Televizyon kanalla-
nnı parselleyen döneklere, şeriatçılara kafatutma-
lıyız, onlara tepkimizi göstermeliyiz...
Aşk ve hüzün bizi bölmemeli, parçalamamalı,
giderek büyütmeli bir orman gibi, okyanus gibi...
Aşkımızı ödünsüz kullanmalı.. tüm yasaklara
meydan okumalıyız. Çocuklarımızı sevmeli.. onlar-
la dost ve arkadaş olmalıyız. Bilinmeyen zamanlar
içinde korkumuzu el ele vererek yenmeli, cellat-
lardan hesap sormalıyız...
Sonra Louis Aragon'dan söz etmeliyiz; el ele,
omuz omuza yürümeliyiz:
"Siz döndüğünüzde, çünkü döneceksiniz
mutlaka,
Çiçekler olacak istediğiniz kadar yolunuzda
Geleceğin renginde çiçekler bunlar
Çiçekler işte bir gün siz döndüğünüzde
Dupduru bir aydınlıkta alacaksınız eski yerinizi
Dert görmüş ellerinizden öpecek sıra sıra
çocuklar
Ve çimen bürüyecek yorgun ayaklarınızın
izlerini
Ve yatmış yüreğinize ezgilerle dolacak şarkılar."
Tüm bunlan anlatırken çok uzaklarda, belki de
Afrika'da cesaretin ezgisi duyuluyor. Özgürlük için-
de bir şeyler titreşiyor...
Zamanlar içinde yitirdiklerimiz o boynu bükük
menekşenin yapraklarında toplanıyor. Türkülü çi-
çekler çocukların ellerinde büyüyor...
Lorca'nın dilinde aşk açlığın hırpaladığı vücut-
larda duruyor. Aşk martı ölülerini sallayan hüzün-
lü denizinde kapkaranlık öpüşü kolluyor...
Kentler küçük çocuklar gibi titreyecek, kentler
bağıracaklar bütün geceler gibi...
Kafalarını duvara vurur gibi bağıracaklar...
Bağıracaklar sevecenliğin titrek kumaşı içinde
aşk için. özgürlük için. barış için...
Dudakları bir gümüşe dönünceye dek
bağıracaklar!..
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (« Planet.com. TR